• Sonuç bulunamadı

Kıraç, özgürlüğü seçti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kıraç, özgürlüğü seçti"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

_______________________________ _______ _______ .___________________________ 7752 -fu

M G enel Yayın Y önetm eni: Orhan Erinç • D ış H ab erler: Ergun Balcı • E konom i: Y a y ınKunılu: İlhanSe)çuk(Başkan), Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay • Haber Müdürü: M M | \ # A m G e n e l Y a y ın K o o r d in a tö rü : Hikmet Bülent Kızanlık • K ü l t ü r : Handan Orhan Erinç, Oktay Kurtböke, Doğan Akın Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar- Kı 1 Y | [ Çetinkav'a • Y a z ı i ş l e r i M ü d ü r le r i: Şenköken • Spor: Abdülkadir Yücelman Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ankara Tel: 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 • İzmir M

S

İbrahim Yıldız (Sorum lu), Dinç Tayanç • M akaleler: Sami Karaören • D üzeltm e: Ergun Balcı, DinçTayanç, İbrahim Temsilcisi: S erdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel:

• H aber M erkezi M üdürü: Hakan Kara Abdullah Yazıcı • B ilg i-B e lg e : Edibe Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa 4411220,Faks: 4419117#Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, Çı i d i • G örsel Yönetm en: Fikret Eser Buğra • F otoğraf: Erdoğan Köseoğlu Balbav, Hakan Kara. İnönü Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 3522550, Faks: 3522570 Bi PK'2« t ^ i S ( ¿2^ ^5 1 2 0 5 0 5 ,2 0ha„ Faks: ,0/212,5.38595 14 EKİM 1995 İmsak: 4.42 Güneş: 6.07 Öğle: 11.57 İkindi: 15.01 Akşam 17.34 Yatsı: 18.53

Para kazanma stresinden kurtulmak için 41 yıl sonra emekli oldu

K ıraç, özgürlüğü seçti

► Can Kıraç, adının da soyadının da Atatürk tarafından

konulmasını övünçle anlatıyor. Koç Holding’in yönetiminin

başında iken emekliye ayrılmakta direnmesinin

yadırgandığını, yorulduğunu, derinliğini kaybettiğini

hissettiğini, karar verme, istediğini yapma hakkını kendinde

bulmak için işi bıraktığını söylüyor.

► Bilgisayarı, kitapları, fotografían, koleksiyonlan,

fotomontaj çalışmaları ve yazılan ile özgür kalmaktan,

kendine dönük, zamanı istediği gibi kullanma hakkını

kendinde tutarak yaşamaktan çok mutlu. Özgürlüğünün ilk

kitabı, yazı ürünü 41 yılını verdiği Koç Holding’in patronu

Vehbi Koç’un belgeseli.

Can Kıraç, Vehbi Koç belgeselinin, Cumhuriyet döneminin yetiştirdiği girişimci bir işadamının, yaşadığı önemli si­ yasal ve ekonomik olay lar anımsatılarak hazırladığı kitabın, özellikle gençler için yerinde y atırım olduğu kanısında. ŞÜKRAN SONER

Can Kıraç, konuklarını

çocuklarına ait işyerinin ken­ disine ayrılan çatı katı oda­ sında karşılıyor. Zevkle dö­ şenmiş antika eşyaların ara­ sında, aykırı görünümüyle bir tek bilgisayarın göze bat­ tığı oda, aynı zamanda Kı- raç’ın emeklilik yaşamının özel çalışma yeri.

Koç Holding’in en üst ka­ demeler, yöneticilik de da­ hil 41 yıllık çalışanı, belirli bir disiplin altında yaşamak­ tan yorulup, karşı çıkışlara kulak tıkayıp, em ekliliği, kendi deyimi ile “para ka­

zanma stresinden uzak, öz­ gürlüğü” seçmesi ile dik­

katleri üstüne toplamıştı. Yine kendi deyimi ile bel­ ki çok uzun yıllar ekip için­ de çalışmaya bir tepki, ta­ mamen kişisel, kendine dö­ nük bir çalışma içinde, için­ den gelenleri yapıyor. Bir yandan bilgisayar dünyası­ na dalmış, diğer yandan ko­ leksiyonculuk merakı, fo­ toğrafçılık, derken fotomon­ taj çalışmaları ve öncelikli tutku haline gelen yazı yaz­ ma.

Kendi yaşamını yazma­ nın toplum için ilgi çekici ol­ mayacağı sonucuna varın­ ca, ilk kitap konusu olarak kendi yaşamının da içine gir­ diği Vehbi Koç’un yaşamı­ nı seçmiş. Konu yine yılla­ rın bağımlılığının simgesi olsa da kitabın kendisi, bir düzeltmenin bile elinden ge­ çirilmeden, baştan sona öz­ gür, gözlemlerinin ürünü.

Çalışm a yaşamı ile çok aykırı gönüllü emeklilik, as­ lında yine çok yoğun, ancak özgün yeni çalışma, ilginç özel yaşamına geçmeden ön­ ce, Can Kıraç’tan kendisini tanıtmasını istiyoruz.

Çok özel ve çok anlamlı olduğu için adı ve soyadının öyküsünü vererek söze giri­ yor. 1927’li yıllarda “Can” adı gerçekten de çok bilini­ yor değil. Böylece adını da soyadını da Mustafa Kemal

Atatürk’ün koyduğunu öğ­

reniyoruz.

Adı Atatürk’ten

Babası ziraat mühendisi, Mustafa Kemal Paşa’nın ya­ nında, çiftlikte çalışıyor. Ço­ cuğu doğduğunda da Ata­ türk. adının “ C an” olması­ nı öneriyor. Sonra babası­ nın mesleğini geliştirmesi için aile A m erika'ya gön­ deriliyor. 4 yıllık bir eğitim­ den sonra A tatürk’ün ide­ alist ziraat mühendisi, A na­ dolu’nun kıraç topraklarını tarıma kazandırmak üzere Eskişehir’e yerleşiyor. Ku­ rağa dayanıklı buğday türle­ rinin üretilmesi çalışmala­ rını yürütüyor. Soyadı yasa­ sı çıktığında da Atatürk bu idealist mühendisinin soya­ dının çalışmalarından esin­ lenerek “Kıraç” olmasını is­ tiyor.

Can Kıraç, Galatasaray Lisesi’nde üzerinde iz bıra­ kan ünlü öğretmenler ve ar­ kadaşlarıyla eğitim ini ta­ mamladıktan sonra idealist babanın etkisinde olarak Zi­ raat Fakültesi ’ni seçiyor. Bir yandan da o tarihlerde çok dinamik olan öğrenci hare­ ketlerinden etkilenerek ken­ disini bunların içinde bulu­

yor. 1949-50 yıllarında o za­ manın yükseköğrenim genç­ liğinin tümünü kucaklayan örgütü Türkiye Milli Talebe Federasyonu Başkanı ola­ rak kendisini sosyal ve siya­ sal olayların, politikanın için­ de buluyor. Dünya Gençlik Teşkilatı çalışmaları ile de dünya gençlik hareketleri­ ne açılıyor.

İşte bu noktada babası devreye giriyor. Ömrünü bü­ rokraside geçirmiş, politi­ kayı izlemiş biri olarak oğ­ lundan politikadan uzak kal­ masını ve özel sektöre yönel­ mesini istiyor. Can Kıraç, baba uyarısı doğrultusunda okuldan mezun olduğunda 1950 yılında Koç şirketinde çalışmaya başlıyor. O tarih­ lerde Marshall Planı uygu­ lamaya girmiş, tarıma trak­ tör sokulması gündeme gel­ miştir. Can Kıraç da Koç şir­ ketine, çiftçiye traktör kul­ lanımını öğretecek ve satı­ şını sağlayacak eleman, zi­ raat mühendisi olarak hizmet sunacaktır.

“41 yıl, iş hayatından atı- lıncaya kadar, sadakatle ça­ lıştım” diye şaka yollu söze

giriyor. Çevresinin büyük karşı çıkışına rağmen, zor­ la emekli oluşunun öyküsü­ nü şöyle özetliyor:

“Bir insanın aynı işyerin­ de bu kadar uzun süre çalış­ ması az görülen bir olaydır. 41 vıl belirli bir disiplin için­ de yaşadım. Sonunda yorul­ duğumu ve derinliğimi kay­ bettiğimi hissettim. Kendi gündemimi yaparak yaşa­ mak istedim.

Son 5 yılım Koç Holding idare komitesi başkanlı­ ğında, profesyonel kadro­ ların başında geçti. Ahenk­ li bir çalışma düzeni var­ dı. Ayrılma kararım ya­ dırgandı. Emekliliğe ayrıl­ makta direnmekle isabet­ li davrandığımı düşünü­ yorum. Her şeyden önce yeni yetişen gençlere gü­ venmek, yer açmak gerek. Ve daha özgür bir yaşam

herkesin hakkı.”

Can Kıraç, hayal ettiği öz­ gürlük ile karşılaştığı özgür­ lüğün çok farklı olduğunu da vurguluyor. Toplum içinde, aile sorumlulukları devam ederken bir insanın her za­ man için kendi gündemini is­ tediği gibi yapmasının söz konusu olmadığını anımsa­ tıyor. Yine de kendi günde­ mini kendisinin belirleme hakkını elde etmiş olmayı çok önemli bir mutluluk ve özgürlük olarak görüyor. Pa­ ra kazanma ile ilgili hiçbir faaliyette bulunmuyor. Para kazanma stresi dışında ya­ şamanın çok büyük bir hu­ zur verdiğini, zamanını iste­ diği gibi kullanabilmenin ta­ dına yeni yeni vardığını

an-landığı şeyleri yapıyor. Nelerden hoşlanıyor, ne­ ler mi yapıyor?

Öncelikle yazı yazmak­ tan hoşlanıyor. Bilgisayarı ve printırı ile mutlu. Ancak elindeki belgeleri henüz is­ tediği gibi dosyalayamadığı için üzgün. Bilgisayarlarda Türkçe yazımla dosyalama sisteminin geliştirilmesini bekliyor. O zaman heryurt- dışm a gittiğinde okum ak üzere getirdiği, ancak artık hepsini okumaya ömrünün yetmeyeceğini anladığı ki­ taplarının önemli bölümle­ rini de bilgisayara aktara­ cak, hiç değilse bir elinden geçirmiş olacak.

Geçmişten gelen fotoğraf m erakı var. Ö zellikle İz­ m ir’de çalıştığı 12 yıllık

sü-redej 1956-68) yörenin ar­ keolojik zenginliklerini sap­ tam a ile başlayan fotoğraf tutkusu, her alanda, banyo yapma da dahil halen devam ediyor.

Fotoğrafla başlayan bir di- ğermerak ise içine biraz mi­ zahın da karıştığı fotomon­ taj çalışmaları. Bunların en iyilerini ileride 150-200 fo­ tomontaj çalışmasını içere­ cek bir seçme ile kitapta top­ lamayı da düşünüyor.

Koleksiyonculuk

merakı____________

Eşinin de işin içinde oldu­ ğu koleksiyonculuk merak­ ları ise pek çok alana yöne­ lik. Ancak son yıllarda bun­ ların önemli bir bölümünün çok pahalı hale geldiğini ve toprakaltı, kilim, tombak, Beykoz cam lan türünden koleksiyonlarını genişlete- mediklerini; yerlerini, mali­ yeti düşük, örneğin mavi boncuk türü koleksiyonla- nn aldığını anlatıyor.

Can Kıraç, herkese ola­ nakları ölçüsünde, bütçesi­ ne göre pahalı olmayan şey­ lerin koleksiyonlannı yap­ malarını öneriyor. Koleksi­ yonculuğun insanı dinlen­ dirdiğini, insana derinlik ka­ zandırdığını ve mutlu ettiği­ ni düşünüyor. Başka ülke­ lerde antika pazarlarında sa­ tılan ürünlerin çeşitliliğinin, insanların kendilerine göre akla gelebilecek her alanda koleksiyonculuk yaptıkları­ nı gösterdiğini söylüyor. Önemli olanın bir şeylerle uğraşmak, bir şeylere değer vermek olduğunu anımsatı­ yor. Yaşamı zor ve yoğun insanların koleksiyonculu­ ğa ayrılacak zam anlan ol­ mayacağı düşüncesine kar­ şı çıkıyor. İnsanın isterse her zaman için kendine ayıra­ cak zaman yaratabileceğini savunuyor. Bu noktada pat­ ronu Vehbi Koç’la ömür bo­ yu süren sıcak çatışmaları, anılan da var..

Vehbi Koç’un bütün çalı­

şanlarının özel yaşamlarını yakından izlemek ve evleri­ ne gitmek alışkanlığı oldu­ ğunu vurguladıktan sonra Vehbi Bey’in her evine gel­ diğinde, özel koleksiyonla- nnı gördüğünde, “Bunlara

nasıl vakit buluyorsun? Yok­ sa benim çalışma saatlerim­ den mi çalıyorsun” diye şaş­

kınlığını ifade eden tepkiler verdiğini, “tş dışı saatlerim­

de, tatil günlerimde yapıyo­ rum” yanıtına asla tam ina-

namadığını anlatıyor.

Zaman yetmiyor

Can Kıraç, özgür ve ta­ m am en kendine dönük em eklilik yaşam ında yap­ mak istediği her şeyi yapa­ mamaktan, zamanın yetme­ mesinden, bazen de televiz­ yon başta olmak üzere kimi şeylerin zamanını çalmasın­ dan yakınıyor. Yine de ken­ di içine kapanmaktan, yılla­ rın ekip çalışmasına bir tep­ ki belki, çok kişisel çalışa­ bilmekten çok mutlu. Poli­ tika önerilerini, politikaya büyük ilgisine rağmen kesin- likle reddetmesini, Koç’un ısran ile içinde bulunduğu ai­ le planlaması, erozyonla mü­ cadele gibi dernek çalışma­ larından, TÜSİAD’dan uzak duruşunu bu türden bir tep­ ki olarak açıklıyor.

En büyük tutkusu olan ya­ zı yazmada topluma dönük ilk ürünü, kitabı ise “Anıla­

rımla Patronum Vehbi Koç.”

Aslında yazı yazmaya otur­ duğunda önce kendini yaz­ mak istemiş. Ancak kendi yaşamının kimsenin ilgisini çekmeyeceğini düşünmüş. Cumhuriyet döneminin ye­ tiştirdiği girişimci bir işada­ mının, çok yakından tanıdı­ ğı bu insanın belgeselini yap­ manın, aynı zamanda yaşa­ dığı siyasal, sosyal ve eko­ nomik olayları, arada sırada kendini de katarak anlatma­ nın yararlı olacağı sonucu­ na varmış. “Özellikle genç

okurlar için bu kitabı alma­ nın yerinde bir yatırım ol­ duğunu, kitabını okuyanla­ rın, birer Vehbi Koç olmanın sırrım (!) nihayet öğrenmiş olacaklarım” söylüyor.

Emekliliği, özgür yaşamı böylesine iple çektikten son­ ra çok sevdiği yazın dalın­ da ilk ürününün konusunun, 41 yıllık çalışmasının, ba­ ğımlılığının simgesi, patro­ nu Vehbi Koç olmasının bir çelişki olduğu yolundaki şa­ kamızı yanıtlarken özgürlü­ ğünü kitabı yazarken kul­ landığını anlatıyor.

Genç kuşaklara tanıtılma- ; sı gereğine inandığı için çok yakından tanıma şansını el­ de ettiği bu insanı yazma ge­ reğini duyduğunun altını çi­ zerek kitabın düzeltilmesi­ ne bile kimseyi katmadığı­ nı, tamamen kendi gözlem­ leri ile hiçbir kurala bağlı kalmaksızın, bir tarafsız bel­ gesel yaratmaya çalıştığını belirtiyor.

Sorum uz üzerine kitabı Vehbi Koç’un gördüğünü, ancak duygularını, katılıp katılmadığını pek belli et­ mediğini söylüyor. “Biyog­

rafiler sahipleri tarafından onaylanmış ya da onaylan­ mamış olarak gruplandırılır. Benim kitabımın onaylanıp onaylanmadığı galiba belli değil” diyor.

latıyor. Kendi istediği,

hoş-Kıraç, çektiği fotoğraflar üzerinde sonra da mizah niteli­ ğinde fotomontaj çalışmaları yapıyor. İşte 41 yıllık çalışma yaşamı, Vehbi Koç’a bağlılığın fotomontaja yansıması.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Muhar- rem Ertaş; Abdal toplumunun son yüzyıldaki en önemli müzik temsilcilerinden biri olması, Orta Asya âşıklık gelenekleriyle kurduğu irtibat, yaratıcı ve

Ağabeyim çok sorumlu, çok ciddi görünümü yanında çok yumuşak, çok duyarlı ve çok şakayı seven bir insan­ dı.. O, Viyana’da müzik eğitimi görür­

©ostancıbaşı defterine göre, Kuz­ guncuk isklesinden augünkü Üsküdar iskelesi meydanına kadar olan bina­ lar sırasiyle şunlardı: (Çuhacı Yahu- dinin

Başlangıç için, hafif bir şeyler yemeyi düşünür­ ken soğuk havanın etkisiyle dışarıda­ ki sıcağı unutup, pavurya kokteyl kö- rili ve ravyoli nisuaz

Plasma vitamin C concentration was significantly decreased in hemodialysis patients compared with healthy subjects, and significantly lowered b y 24% from post-dialysis compared

yüzyıl Türk mimarlığının en önemli temsilcilerinden biri olan Sedad Hakkı Eldem, çalışmalarıyla özgün modern Türk mimarlığının oluşmasına katkıda bulunmuştur..

yüzyıl Türk mimarlığının en önemli temsilcilerinden biri olan Sedad Hakkı Eldem, çalışmalarıyla özgün modern Türk mimarlığının oluşmasına katkıda bulunmuştur..

Centel’e göre, failin suçu işlediği anlaşıldığı için suçta kullanılan ya da suçtan kay- naklanan bir eşyanın müsadere edilmesi cezadır veya cezanın sonucu olan