26 Aralık 1963
r _____________________________... 'EL.-a/.
I
KAYBETTİĞİMİZ DEĞERLER
j
Halûk Şehsuvaroğlu
Y azan : O sm an Nebioğlu
Haluk Şehsuvaroğlu yazı ha yatına Y ü cel’cilerle beraber başladı. Tam 30 yıl oluyor. 1933 te M uhtar Enata, Orhan Burian, Cemal Nadir, B eh çet K em al, Vedat Günyol, Yusuf Mardin, Halûk ve ben bu mecmuanın etrafınd a toplanm ıştık. Halûk ilk in edebî hikây eler yazm akla yazı hayatına girdi. Y ü c e lin aç tığı bir hikâye m üsabakasında birinciliği kazanm ıştı.
İstanbul Hukuk Fakültesini 1936 da bitird ikten sonra sıra ile Deniz A skerî Adlî H âkim liği, Harb Filosu K om utanlığı H â kim liği ve Deniz M üsteşarlığı H âkim liği yaptı. Bu vazifeleri sırasında Nâzım H ikm etin sor gusunda bulundu. Sonra Hey beli Y ü ksek Deniz Okulunda hocalık yaptı. B u sırada «Ak şam» da tarih î yazılar yazm aya b aşlad ı; bu yazılar biiyük bir ilgi topladı. Sonra «Cumhuri yet» e yazm aya başladı. «Cum huriyet» H alûk’un «A sırlar Bo yunca İstanbul» eserini ilâve olarak yayınladı. A yrıca «Cum huriyet» te yazdığı T arih î Oda la r ve diğer yazıları büyük bir ilgi topluyordu.
Halûk ikin ci Dünya Harbin den sonra «Deniz Müzesi» ni yeniden kurdu ve bövlece mem lek ete bir müze kazandırdı (1948). O, K aptanı Derya Yusuf Paşanın torunu olduğu için ru hunda b ir deniz askı vardı. Son ra hastalığına kadar fah rî ola rak «Topkapı Sarayı Müzesi» Müdürlüğü yaptı. Bu müzeyi d erli toplu b ir hale getirm eye çalıştı, b ir çok eserleri ortaya çık ararak yeni pavyonlar açtı. Ecdat yadigârı olan bu müzeye hayatını vakfederek orayı zama nın ve ihm alin tahribinden ko rum aya gayret etti. Aynı za manda İstanbul Radyosunda her hafta tarih î konuşmalar yaptı.
İlk hastalığı 1958 yılında «Is- tanbul R ehber Kursunda» ders verirken kendini kaybetm ekle başladı. K asım paşa Deniz Has tanesi doktorları ve yakın a r kadaşları ona büyük ligi göstcr- d ilcr. Sonra Parise ve Londrava
tedaviye g itti, irad esi İle has talığını yenm eye çalıştı ise de sonra yatağa düştü. O, âdeta ta rihle evlenm işti. B ütün dostla rı onun etrafın ı m uhabbetle sarm ış olm alarına rağm en o daim a yalnızlıktan şik âyet edi yordu. H ayatta biricik arzusu Boğaz kıyısında b ir yalıda yaşa m aktı. Boğazda bulduğu b ir ya lıy ı yak ın ların a gösteriyor,- fa kat burayı alacak parayı tem in edem iyordu. N ihayet Ortaköyde denize yakın b ir apartım aııda deniz gören b ir kat a ld ı; fakat bu sırada da yatağa düşmüştü. Evinin ark a tarafınd aki bir odada yatağında yeni eserler düşünüyor ve yazılar yazdırı yordu.
En sevdiği d ostlan N adir Na- di, Osman O kyar, Sam et, B eh çet K em al, A m iral Fah ri Çok- er, M uhtar E n ata ve bendim ; onu herkes severdi ve herkes onun dostu idi.
Bütün düşünceleri m em leke tin ve neslim izin yüksek ve me denî b ir hayata ulaşm ası idi. Oııa «ümit ve iyi niyet» dolu bir insandı d en ilebilir. Çok kuv vetli b ir A tatürkçü idi. B ir ta rihçi olarak yakın tarihim izin karan lık kalm ış tarafların ı ay dınlatm ak için gayret sarfeder- d i; bunun için eski devlet a- dam lariyle tem as eder, vesika la r toplardı. B ir çok devlet a- dam larına da bir tarih çi olarak yanlış harek etlerin i söylem ek ten çekinmezdi.
H astalığı ve en m uhtaç oldu ğu sırada M erkez B ankası ken- dişine «Eski p aralar» isim li bir eser ısm arlam ış ve mühimce bir para verm işti. Halûk bu eseri hastalığı yüzünden yazam adığı için büyük ıstırap duyuyordu. B ir gün:
- B ıı akşam rahat uyuyaca ğım, zira Çam iıcadaki evi sat tım ve M erkez Bankasının pa rasını iade ettim , dedi.
G azetelerde çıkm ış yüzlerce yazısından başka «Sultan Aziz», «Tarihî Odalar», «Tarihçi gö züyle A tatürk», «A sırlar Bo- yunca İstanbul» eserleri yayın- lanm ıştır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi