*
*TT
» t)i
PERŞEMBE
10
KASIM 1949
Yıl! 3 0 -N o . 1018B C.H.P. Ulus M üessesesi Çankırı Caddesi — Ankara T e lg r a f: U lus — AnkaraB a ş y a z a rlık : 11344. V an M üra- kıoljfiri: 1311X0 V an İs le ri Mü d ü r ü : 11339. V arı İs le ri 11240. M üessese MUdiirU: 11215. M uha sebe. Bayi A huna: 12932. İlâ »
»* İ s le tm e : 11242.
İ N C M N I T I N İ J I N
Türk Milletine
beyannamesi
U L U S
10/11/1949
Ankara: 21. 11. 1938
Büyük Türk Milletine:
Bütün ömrünü hizmetine vakfettiği
sevgili milletinin ihtiram kolları üstünde
ulu Atatürk’ün fâni vüeudu istirahat ye
rine tevdi edilmiştir. Hakikatte yattığı
yer, Türk Milletinin O’nun için aşk ve ifti
harla dolu olan kahraman ve vefalı göğ
südür.
Atatürk tarihte uğradığımız en zalim
ve haksız itham gününde meydana atıl
mış, Türk Milletinin masum ve haklı oldu
ğunu iddia ve ilân etmiştir. İlk önce ehem
miyeti kavranmamış olan gür sesi, asla
yıpranmıyan bir kuvvetle nihayet bütün
cihanın şuuruna nüfuz etmiştir.
En büyük zaferleri kazandıktan sonra
da Atatürk, ömrünü, yalnız Türk Milleti
nin haklarını, insaniyete ezelî hizmetlerini
ve tarihe hâkettiği meziyetlerini ispat et
mekle geçirmitir. Milletimizin büyüklüğü
ne, kudretine, faziletine, medeniyet isti
dadına ve mükellef olduğu insaniyet vazi
felerine sarsılmaz itikadı vardı. “Ne mut
lu Türküm diyene” dediği zaman, kendi
engin ruhunun, hiç sönmiyen aşkını en
mânalı bir surette hulâsa etmişti.
Fena zihniyet ve idare ile geri bırakıl
mış Türk cemiyetini, en kısa yoldan in
sanlığın en mütekâmil ve en temiz zihni
yetleriyle mücehhez modern bir devlet ha
line getirmek, O’nun başlıca kaygısı ol
muştur. Teşkilâtı Esasiyemizde ve bugün
bütün vatandaşların vicdanlarında yerleş
miş olan lâik, milliyetçi, halkçı, inkılâp
çı, devletçi cumhuriyet, bize bütün evsa-
fivle Atatürk’ün en kıvmetli emanetidir.
Üfulündenberi Atatürk’ün aziz ad* ve
hâtırası, bütün halkımızın en candan duy-
gulariyle sarılmıştır. Memleketimizin her
köşesinde ve bütün milletçe kendisine gös
terdiğimiz samimî bağlılık, devlet ve mil
letimiz için kudret ve vefanın beliğ misa
lidir. Türk Milletinin aziz Atatürk’e gös
terdiği sevgi ve saygı, O’nun niçin Ata
türk gibi, bir evlât yetiştirebilir bir kay
nak olduğunu bütün dünyaya göstermiş
tir.
Atatürk’e tazim vazifemizi ifa ettiği
miz bu anda, halkımıza, kalbimden gelen
şükran duygularımı ifade etmeyi, ödenme
si lâzım bir borç saydım, Milletler arasın
da kardeşçe bir insanlık hayatı Atatürk’
ün en kıymetli ideali idi. Bütün dünyada
ölümünün gördüğü
ihtiramı, insanlığın
âtisi için ümit verici bir müjde olarak se
lâmlarım. Bu sözlerim, yazılariyle ve top
rağımızda şövalye askerleri ve mümtaz
şahsiyetleriyle yasımıza iştirak eden bü
yük milletlere, Türk Milleti adına şükran
larımın ifadesidir.
Devletimizin banisi ve Milletimizin fe
dakâr, sadık hâdimi, insanlık idealinin
âşık ve mümtaz siması,
Eşsiz kahraman Atatürk! Vatan Sana
minnettardır.
Bütün ömrünü hizmetine
verdiğin
Türk Milleti ile beraber Senin huzurunda
tazim He eğiHvoruz. Bîitün hayatında bize
ruhundek'' ateşten canlılık verdin. Emin
ol, aziz h^+ıran sönmez meşale olarak ruh
larımızı daima ateşli ve uyanık tutacak
tır.
m
i ı
İsmet IrtÖnii
M i l l i M ATEM
Yazan:
Hüseyin Cahit YALÇIN
Atatürk’ün vefatının yıldö- - fından bir çalışma havası
esi-nümü Türk Milleti için derin
bir matemin yeis ve hüznünü
taşıdığı kadar millî bir diriliş
ve yükselişin şerefli yolunu ve
ölmez prensiplerini hatırlatarak
bizlere yeni gayret hamleleri
ilham için bir ümit ve kuvvet
kaynağı da teşkil eder. Denile
bilir ki Atatürk’ün vefatının
üzerinden seneler geçtikçe
A-yor. Felâketli, karanlık ve ümit
kırıcı günler arkada, önümüz
de çetin fakat güneşli bir faa
liyet sahası var.
Siyasi zorluklarımız yalnız
bizim değil, bütün
dünyanın
zorluklarıdır, iktisadi ihtiyaç
larımız yalnız bizim değil, bü
tün Avrupa’nın ihtiyaçlarıdır.
Yalnız değiliz; Batı dünyasiyle
tatürk daha çok ve daha canlı tesanüt i inde’ yürüyoruz. Ata-
yaşamakta, eserinin buyuklugu türk>ün bvütün kuvv^t
ve ¡ma
niyle ele aldığı Avrupalılaşma
prensipi en feyizli semerelerini
vermektedir ve bizler o yolu bı
rakmadıkça daha fazlasivle ve
recektir
Bu Avrupalılaşma hareketi
Atatürk’e gelinceye kadar da
ha ziyade nazarî bir mahiyet
taşıdığı ve zavahire inhisar "et
tiği halde Atatürk’ün ruhunda
derinleşti, bir taklit olmaktan
kurtuldu ve yeni bir mâna al
dı; hakiki bir Avrupalılaşma
şekline girdi. Bugün yeni kuru
lan Avrupa Birliği içinde mem
leketimizi de görüyorsak bunu
şimdi matemli hâtırasını andı-
yetiştirmiş olduğu içindir. Ata- ğımız büyük ıslahatçının deha-
türk’ün eseri kendisiyle beraber sına, azmine ve cesaretine borç-
sönüp gitmemişse rehberi oldu- lu olduğumuzu biliyoruz,
ğu inkılâp Türk Milletinin ru-
Atatürk inkılâbının ve bu in-
lıuna uygun geldıgı içindir. Te
-1
kliâba temel olan zihniyetin en
mellerıni attığı bma gittikçe büyük hususiyeti bir “akidepe-
gelişmekte ve yükselmekte le- restlik» şeklinden Atatürk’ün
vam ediyorsa kendisinin halef- kativetIe çekinmiş ve bunu
red-gittikçe daha fazla parlamak
tadır.
Bugün Batımn devlet adam
ları ağzında “Dünyanın en hür
cumhuriyetlerinden biri” diye
tavsi’f edilecek kadar değişmiş
ve yükselmiş olan Türkiye A-
tatürk’ün eseridir. Atatürk ken
di görüşlerini
ve gayretlerini
Türk Milletinin ruhundaki is
tidat, temayül ve cereyanlar ile
yerleştirmek sırrını
bulduğu
içindir ki büyük oldu ve tam
millî bir ıslahatçı ve yaratıcı
6ifatiyle tarihimizde ver aldı.
Bugün bir Türkiye varsa bu
millet kendi içinde bir Atatürk
hür ve tenkidkâr ruhiyle bu
telkinlere isyan etmiş, fikir, söz
ve vicdan hürriyetini getirmiş
tir. Atatürk’ün ana prensipleri
Avrupa medeniyetini
vücuda
getiren cereyanların hür ve in
sani prensipleridir. Değişmıyen
ve değişmiyecek olan budur.
Daimî bir tekevvün halinde ya-
şıyan bir beşeriyette değişmi
yecek temeller ancak bu ahlâk
kıymetleridir.
Bu kadar yakınlarında oldu
ğumuz halde bizi Bolşeviklerden
korumuş ve ayırmış olan âmil
de budur. Günlük hayat ve po
litika mücadelelerinin üzerin
den atlıyan bakışlarımız emin
bir istikbalin çalışma istiyen
saadetli yolunda cesur ve azim
li bir Türkiye görür. Atatürk
| maddiyeti itibariyle ebediyete
karışmış olmakla beraber o dai
ma bu cesur ve çalışkan, bu
ileri ve ıslahatçı Türkiye’nin
önünde vürümektedir.
leri aynı volda yürüdükleri ve
onun prensiplerini fiile kovduk
ları içindir.
Atatürk yanımızda, içimizde
ve çok yakmımızdadır.
mez hedefimize doğru
ken, zorluklarla karşılaşırsak
onun çektiklerini
düşünürüz.
Millî hâkimiyet prensiplerim
tatbik için uğraşırken engeller
çîkarıldığını görürsek onun çiğ
neyip geçmiş olduğu zorlükları
hatırlarız. Atatürk millî kal
kınma ve kuvvetlenme yolunda
bize bir meşale ve bir örnek
teşkil etmektedir.
Vücuda getirdiği eser mey
dandadır. Ona her Türk
vatan-detmiş olmasıdır. Memlekette
bir Atatürk
“Ortodoksluğu”
yoktur. Atatürk’e tapılmaz, A-
tatürk’e kudsî ve ilahi bir ma-
Değiş- hiyet tanınmaz. Çünkü o bütün
kata’ başlam ıştır,yürür- mmmmKmmmmmmmmmmmmmmmmmm... .
■umu n—
Polis ve jandarma:
Bir taksi bir adamın
ölümüne sebep oldu
Şoför H aşan Dokumacı’nm idare sindeki taksi dün gece Denizciler caddesinden hızla geçerken yol ke narında giden Dr. Osman Balcı ile iş Bankası M uhasebe m em urlarından E rtu ğ ru l’a çarparak yaralam ıştır. Y aralılar derhal hastaneye kald ırıl m ışsa da Dr. Osman Balcı iki sa at sonra aldığı y ara lard an ölm üştür. V akaya el koyan C um huriyet Savcı sı, şoför H asan ’ı tev k if ederek
tahki-B a k ı ş l a r
,r
ON BİR YIL SONRA
Peyami SAFA
A ta tü rk bir tesadüf değildi. O- nun sokakta bulunm uş bir elm astan fark ı bir m illetin perakende kuvvet ve cevherlerini kendi nefsinde
ma-daşi İtimat ve iftihar hisleri İle
yalandırm ış olmasıydı. T arih bu ke-göğsü kabara kabara bakabilir,
safeti h atırlar. Büyük adam bir mil-Atatürk vatanının mukaddera
tını idare vazifesini omuzlarına
yüklendiği zaman Türkiye'nin
içerde ve dışarda ne durumda
olduğu hatırlardan çıkmamış
tır. Bugün bu merhale atlanmış
bulunuyor. Şimdi Batı dünyası
İçinde Türkiye itibar, emniyet
ve muhabbet telkin etmiş bir
sulh ve istikrar, bir medeniyet
ve kültür âmili olarak yer al
mıştır. Dünyanın en büyük dev
letleriyle ittifak veya dostluk
bağlariyle münasebetler kur
muştur, Ordusunu şu dakikada
Avrupa’nın en kuvvetli bir or
dusu olarak görüyor. Ziraat,
İktisat, imar ve terakki bakı
mından memleketin her
tara-let hulâsasıdır. Tarihi yapan büyük adam lar mıdır sorusuna müsbet ve menfi cevap verm ek de yanlış değil dir. Büyiik adam geçmişin eseri ve geleceğin m üessiridir.
A tatiirksüz geçirdiğim iz onbir yıl içinde onun varlığı ve yokluğu garip bir his yum ağı halinde içimize sa rıldı. H er an başucumuzda gibiydi, fakat, yoktu. Bu iki duygum uz da kuvvetlidir. P aradoksal görünür, fa kat ikisi de gerçektir. Yalnız ruhu yaşadığı için değil, onu vücude geti ren bütün elem anlar bizde hazır ol duğu için.
Onu bugün hep birlikte anıyoruz. F ak at anm adığım ız gün olmuş mu d u r? U nutulm azlık onıın ebedî vas fıdır. B iraz derinleşen her memleket bahsine onun adı karışıyor. Bir ta rih akışını şahıslaııdıran irisan ölünce
On bir ytl önce
yatan güneş
. . .
İnsanın içine acı düşmesi ne d ir? bilirsiniz. Onun kadar gönlü nüzü iğlim iğlim yakan duygu yok tur.
H asta idi, h astalığı ilerlem işti; onun için a rtık Savaroııa’da din lenm iyor, Dolmabahçe S arayında yatıyordu.
Hükümet ve Devlet, bu mesele
ye dair ortalığ a fazla haber yaya rak - bir gazetenin gayretkeşliği ve ifşaları m üstesna - biitün bir m illetin içine düşen ateşi körükle m ekten sakınıyorlardı.
F a k a t O’nun eşsiz bakışlarının kendi rengiııdeki Boğaz sularına baka baka yavaş yavaş ııhreviles- tiğini bilenlerin içindeki aeıyı ş ifa sız bir hastalığın adı da katm er- lendirm ekte idi.
B ir akşam, 10 kasım dan bir iki ay önce aziz dostum R eşat N uri G üntekin’in Büyükada’da M aden’ deki evindeydim. Radyo bir ş a rk ı ya başladı;
M âni oluyor halim i takrire h i cabım
Kendimi tutam adım . Bu şarkı büyük hastanın çok sevdiği hav a lard an birisi idi. Elemli bir tedai ile ağladım . Radyo sustu. 10 ka sım m atem ine çok öncesinden dök tüğüm ilk göz yaşı budıır.
O beklemek istem ediğim iz, o aklım ıza getirdikçe ürperdiğim iz göçüş gerçekleştiği gün A nkara Erkek Lisesinin - ki sonradan bü yük rahm etlinin adım aldı - şimdi yıkılan binasında derste idim. İçimde belki alm an haberlerin, bel ki de bir önsezinin tesiriyle büyük b ir üzüntü vardı. Onun için, yemin ederim, A ta tü rk ’ün ölüm ünü hiç kimseden haber almadım. K arşı sırtla rd ak i resm î binalardan birisi üzerinde gönderinin yarısına k a d ar inmiş bayrak, bana bir m ersi ye söyler, b ir ağ ıt yakarm ış gibi, o acı haberi sundu:
F âni M ustafa Kemal gözlerini h ay a ta yum m uştu; bu m illet bun dan sonra yalnız bakî A ta tü rk ’le gönül gönüle yaşıyacaktı.
O nunla beraber kan dökenler, O’nun em rinde alınteı-i dökenler, bütün b ir m illet, h a ttâ bütün bir duygulu insanlık o gün sa a t doku zu beş geçeden sonra ağladılar.
Sanki Ş air Bâki, biran için d iri lip şu güzel beyti te k ra rlad ı:
H u rşid e baksa g ö zleri halkın do- . lagelir Z ira bakınca hâtıra ol m ehlika gelir
Sanki Fuzuli, K erbelâ’daki m e zarından uyanıp şöyleee ağladı;
Şâdolm asun bu vâkıada şâdolan gönül B ir dem belâ-vü gussadan azâd o-
lan gönül
O saatin ve o günün üzerinden yıllar geçtikçe, öteki fânilerin ak sine olarak o acıyı u nutm ağa doğ ru gitm iyoruz, daha da içten
du-Bayındırlık
Bakanının
yeni demeci
Ömer
İnönü
hakkmdaki
imalı
neşriyata
Şevket
Adalaıı tekrar cevap verdi 1
o akışla bir olur. Cereyan durmaz, yürür. Adı A tatü rk veya T ürktiir. A r tık hepsi bir yürüyor. N ereye? Ba tı medeniyetine mi, h ü rriy e te mi, Or ta Asya kaynağına mı, sanayileş meğe mi, devletleşm eğe mi, şahsi teşebbüse mi? Hepsi b irer A tatürk problemi. Hepşi tarihim izin ve in kılâbımızın m ânasını düşündürüyor. Hepsi bir varlık hum m asına ’şa re t olmak bakım ından birbirinden daha az değerli değil.
A ta tü rk artık bizim toptan dav ranışım ızın adıdır, ve onun bize bı rak tığ ı en büyük mirats mefhum ka lıplarına sığm ayan bıı topluluk dina mizmidir. Kendisi “hareketlerim izle nazariyelere takaddüm e ttik ” derken, kıym etlerin başına sabit hedeflerden ziyade bu hareketliliği geçirm işti. En büyük tehlikeyi istikam et hatasında değil, durgunluk ve uyuşuklukta bu lan mizacı, onun hedeflerindeki çe şitliliğin izahıdır. Ruhum uzun kav- nıyan ve ileı-i fırlayan (a rafı A ta tü rk ’ tü r ve yaşıyor; geri ta ra fı oıuın ce sedinden farksız ve lüzum suzdur.
uyoruz.
Onbir yıl, ta rih içinde ve ebe- ıiyet ölçüsünde belki hiçbir şey de ğildir. F a k a t bir fâninin hayatında ızunca bir devre sayılır. E lli sekiz yıl bir m illetin kalbinde yaşıyau işsiz kahram an onbir yıldır, vatan topraklarının bağrm.ip., her gün bi-
az daha vatan oluj4#,
En son defa AnkdVa istasyonun dan ayrılırken O’na ipekli mendi lini sallıyan bir genç kız görm üş tüm. Onbir yıl önce 10 kasım da o mendil ve benzerleri n asıP buruştu- la r ve gözlerle, kirpiklerle kaç de-
Fa buluşup ayrıldılar! O gün;
Sonbaharın sararan g ü llerinin ger çekten B e n zi uçm uş birer ö k s ü z gibi sol dukları gün
idi.
Çünkü o gün:
Koca bir güneşin, akşam olmadan, Dağların ardında sÖnüşü g ibi; M ille te can veren, vatan yaratan T anrının g ö klere dönüşü gibi.
Büyük bir hâdise olmuştu. Bu ıcı yıldönümünde gene buruşm uş mendillerimiz gözlerimizde, hıçkı-
ıklarım ız boğazlarim ızdadır. F a k a t O, yetişe» bütün Türk çocuklarına “ M ustafa ■ K em aller” adını verm iş değil miydi? öyleyse biz O’nun ölüm yıldönümünde bile yaşam ayı düşüneceğiz ve _ O’nuıı fâni vücudunun da k arıştığ ı v ata nı, can, canan, bütütı varım ız feda da olsa, şerefle y aşatm ağ a bir d a ha andiçeceğiz.
T. 1.
Ömer İnönü’nün tayini
işinde hiçbir
istisnaî
muamele yapılmamıştır
Z afer G azetesinin 9 Kasım ta rih li nüshasının üçüncü sayfasında “ D ert bir değil k i” başlığı altında yayınla nan fık ra d a Ömer İnönü’nün tayinin de istisn a yapıldığına yeniden im a yolu ile tem as edildiğinden bu hu su sta B ayındırlık Bakanı sayın Şev k et A dalan’daıı keyfiyeti tavzih e t meşini rica ettik. Bakan m uhabiri mize aynen şunları söylem iştir.
“ Ömer İnönü’nün tayini hakkında geçen p azartesi günü gazetecilere yaptığım beyanat g ay e t açık ve sa rih tir. B akanlığım ızda bugün bu v a sıftak i teknik elem anlardan 700 lira ve daha yukarı ü cre t alan ların .sa y ıs ı 47 dir. B unların üçü yabancı uzm an, 44 ü T ü rk tü r. B unlar ara sın da Ömer İnönü’den b ir yıl evvel ve sonra mezun olmuş olanların adedi ise onbirdir. B unların adlarım , me zun oldukları yılı ve hangi okuldan mezun olduklarına d a ir listeyi size veriyorum . Bunların hepsi iyi yetiş miş, lisan b ilir ve kendilerinden çok faydalandığım ız ark ad aşlard ır.
Ömer İnönü 1946 yılında Istan bul Teknik Ü niversitesinden pekiyi derece ile mezun olmuş, ayrıca A m erika’da (C alifornia Technology In stitu te ) sinden m akine m ühendisi! ğinde professional dogree denilen İh tisa s derecesini kazanm ıştır. Y etişm e şekli itibariyle, kendisinden d iğer a r ¿a d aşları gibi çok faydalanacağım ızı umuyoruz.
Bu vesile ile b ir noktayı daha a- çıklam ak isterim .
Ö m er İnönü, bütün v atandaşların tâbi olduğu usul ve şekil dahilinde m üracaatını yapm ış, tay in m uam ele si de herkes için gözetilen esasla r n a zara alın arak tekem m ül ettirilm iştir. Son defa olarak b ir daha beyan ede yim ki, Ömer İnönü’nün ta y in key fiyetinde b ir fevkalâdelik y o k tu r ve kendisi hakkında hiçbir istisn ai mua mele yapılm am ıştır.”
Bakanın demecinde bahsi geçen
liste şudur
Adı ve sayadı: Z afer P am ir, Me zun olduğu yıl: 1945, H angi okul me zunu olduğu: A m erika S tanford U- niversitesi. H ay d ar Sicimoğlu, 1945, İstanbul Teknik Ü niversitesi. Meh m et A ktan, 1945, İstanbul Güzel S a n a tla r Akademisi. S abahattin Baş man, 1945, A m erika Illinois Ü niver sitesi. S edat M engilibörü, 1946, İs ta n bul Teknik ü n iv e rsite si. S abir Sılan, 1946, A m erika M assachusetts _ Ü ni versitesi. Kâzım Özyöııüm, 1947, Al m anya Münhen Ü niversitesi, Orhan İlgaz, 1947, A m erika Kornel Ü niver sitesi. T usban İsk it, 1947, İsviçre Zü- rih Ü niversitesi. Adil Bilgen, 1948, A m erika M işigan Ü niversitesi. Ömer İnönü, 1946, İstanbul Teknik Ü nıver sitesi ve A m erika K aliforniya Tek noloji E nstitüsünden profesyonel degree alm ıştır. t_____
Çeşitli haberler:
S erin k en t’te
törenle
grecf’n bir gün
Ortaokul, demirdlik ve ma
rangozluk kursları ve elek
trik santralı açılma törenleri
bir günde yapılmıştır. Halk
sevinç içibdedir
S en irkent (Ö z el) — Ekim in son h afta sı kasabam ız için çok uğurlu ve hayırlı olm uştur.
18 senerdeberi A fyon’da bir talebe yurdu yaşatan S en irk en t Yükseliş B irliğinin çalışm aları ve tamam en halkım ızın yardım iyle m eydana gelen ortaokul pazar günü başta vali Asım T ü re li olduğu halde U luborlu Kay makamı Şefik G ürpunarlı, ilim iz da hilindeiki eğitim m ensupları ve köy lerden gelen yüzlerce vatandaşın hu zurunda tö ren le açılm ıştır.
B irlik başkanı R ağıp E rte k in ’in çok heyecanlı hitabesinden sonra o kul m üdürü M ehm et A li Gül güzel bir h itabede bulunm uş aynı sa atte kasabam ızda dem ircilik ve m aran gözlük kursunun da açılm a töreni ya pıldığından kurs öğretm eni Osman ö z v e ri tarafından kursun gayeler anlatılm ış kordele k esildikten sonra okul m üdürü ve S enirkentli arkeolog Kemal T u rfa n tarafından :lk ders verild ik ten sonra okul salonunda seksen k işilik bir ziy afet v e rilm iştir M üteakiben elek trik sa n tra lin e gi dilm iş oranın da açılm a töreni yanıl diktan sonra B a¿an h k tan ve İlle: Bankasından gelen b ir heyet tara fından m uvakkat kabulü yapılm ıştır. Aynı günde S enirkent dokum acılı ğını ve dokum acılar k ooperatifini te tk ik etm ek üzere kasabam ıza gel mlş bulunan tanınm ;ş Alman ik tisat Ollarından P ro fe sö r K eşler, her üç törene de iştira k ettik te n sonra do kum acılığın tarihi, bugünkü hali ve istikbali hakkında b ir konuşma yap mış yenis b ir hallr kati»«! K..
ii yı
İlil Öldü
Feridun Osman MENTEŞEOĞUJ
tatıırk ?
Boğaziçi yaratılıgındanberi ilk defa, gam lı bir sonbahar sabahı, Dolmabahçe önünden O’nun gözleri renginde m ilyonlarca göz yaşı ummanı geçirm işti. 10 kasım 1938 sabahı sa a t 9 u 5 geçe, ebedî de veranın bir an durduğunu, biitüıı bir vatan ve m illet halinde göç m ekte bulunduğum uzu hisseder g i bi olduk: K ahram an A ta tü rk fân i likten ayrılm ış, ölmez ruhu büyük m illetinin v arlığına katılm ıştı.
T ürk M illeti en m uazzam fe lâ ketine uğram ıştı, fa k a t T ürk k a deri çok korkunç b ir zelzele geçir m iştir diyemeyiz. Z ira Kemal A- tatüı-k eserini yeryüzünün hiçbir badiresiyle yıkılam ıyacak derecede sağlam kurm uş ve fâni öm rünü bi tirince bizzat kendisi de ona in ti kal ederek T ürk M illetini, A ta tü rk dediğim iz m uhteşem za ferler te r kibinin devam ı haline g etirm iştir. Bu sabah ağlıyoruz: A ta tü rk ’ü içimizden ayrıldı sandığım ızdan değil,m addî hayatının sona erm iş bulunm asından. Tesellim izden zi yade kudretim iz A ta tü rk ’ün deva m ı olm am ızda toplanıyor. B ir p an teizm tecrübesine girişm ek n iyeti miz yok, yükseldiğim iz zirvede bi zi istikbale götürm ekte olan bü yük h a y a t sırrın ı gözlerim izle gö rerek konuşuyoruz.
Evvelce de düşündüğüm üz gibi, bu bir m etafizik hayal değil, 26 senenin sonunda insanlık âlem ine güçlü bir medeniyet unsuru olarak . karışm ış Büyük bir cem iyetin z a
man içinde yükselişin^ a it baş prensiptir.
Bu bir edebî sa n at oyunu değil, kudurm uş kom ünist sürü leri k a rşı sında yıkılm az bir kale burcu gibi d uran m illetin mucizesidir.
Bu bir d ah ilî propaganda te z a hürü değil, yurd üzerinde seıile serpile genişliyen, ir tif a alan bir m am urenin panoram asıdır.
Bu bir nazariye üslûbu değil, millî birliği bütün, gençliği aydın, ordusu m etin bir içtim ai varlığın tekâm ül ta rih id ir.
Bu bir m uhayyel rejim ta rifi değil, çekişe çekişe, te r döke döke tem elleri pekleştirilip işleyişi ni zam a konulan bir dem okrasi zafe ridir. Biz bunlarda seni ve hepsi nin terkibinde uzak istikballerin
T ürk M illetindeki A ta tü rk ’ün de vam ını görüyoruz A tatü rk .
★
İki hıçkırık ve bir hakikat h a tırlıy o ru m : A ta tü rk ’ün tab u tu Dol m abahçe Sarayındaki k atafalk a konulduğu gün, anlatılm az fe ry a t k asırg a la ıiy le akışan halk, k a h ra m anlar kahram anının bir sandu kaya sığabileceğini havsalasına sığdıram am ış ve ihtiram duruşu için geldiği ta b u ta bakam ıyarak başını çevirip geçm işti. Çıkış k a pısında yaşlı b ir kadın:
“— Sen bizi bu hale getirm ek için bu hale geldin a P aşam !” di ye b ağ ıra ra k bayıldı.
Hiç diıımiyen gözyaşlarının buzlu cam ları ark asın d an m anza ra y ı hem en hem en görem iyorduk. F a k a t çığlık, zonklıyan beyııimiıı ağ rıla rın ı arıy o r gibi oldu. K adı
nın sözü, m illet ruhiy atın ı bilmi yen ukala ta ra fın d a n cahil deni len halkın, kalbinden vurulduğu bir sıra d a yükselm iş sesini ve A ta ya d a ir en sıcak hükm ünü g e tiri yordu.’
E rte si giin m ektepliler k afile sinde, d uım ıyan h ıçkırıkları b a s tır mış b ir çocuk fery ad ı m uhakem e mi a ltü s t e tti. A ltı yaşlarındaki y avru hem y aralanm ış, lıem isyan eder gibi, ölürcesiııe ağlıyor ve şi fasız b ir sancı ile bağırıy o rd u :
“— Ben senin daha bir kerecik olsun yüzünü bile görm em iştim A ta tü rk !” Bu ak la gelm edik isy a na kalblerim iziıı dayanabilm esi ge ne ebedîliğin b ir harik alı tılısım ı- d ır; lâkin çocuğun fery ad ı biitün yeni nesillerin sonsuz ve telâfisiz hicranı... Bu iki ses m azi ile istik bali b irle ştirerek A ta tü rk dediği miz m efhum içinde ölüm süzlüğe e- ı-işen m illetindir. İki hıçkırık bir h ak ik at haline gelm iş m illetinin e- bedî sesidir. A llah bu sesi dindir m esin A ta tü rk .
11 sene oldu ye M u stafa K e m aller y irm ia ltı yaşm a girdi. Se nin susuşun a y rı bir ıstıra p , senin ölmez varlığ ın başka bir kudret. Açılıyız, ağ lam a k ta güçlük çekiyo ruz. N asıl a ğ larız A ta tü rk ; önü- müzdesiıı, aram ızdasm , içimizde- siıı. E serinin başında ise arkadaşın İnönü var. A llah sa n a ve m illete zeval verm esin A tatü rk ...
Atatürk*ü bugün
saygı ile anıyoruz
Kömür havzasına
ait malzeme geldi
M arshall Y ardım P lânından E ti- bank ta ra fın d a n siparişi verilen ve m aden işletm elerim izle havzanın me- kanizasyon plânına dahil ilk büyük p a rti malzeme, v apurla İstan b u l’a gelm iş, tahliye için Zonguldak’a h a re k e t etm iştir. '
H avzaya a it malzeme yüklü diğer b ir gem i de yolda bulunm aktadır.
Gelen gem ide E reğli K öm ürleri iş letm esi için 4 ekskavatör, 3 konvay- yö r band, 35 zincirli konvayyör, to p rak nakline m ahsus kam yonlar, madenci lâm baları ve diğer m alzem e; g a rp linyitleri için vinç ve yedekle ri; D ivriği için 2 ekskavatör, 12 del me m akinesi, buldozer, kom presör gibi m alzem e bulunm aktadır. H a tır la rd a olduğu üzere bundan önce de Ş ark K rom ları işletm esi için krom nakline m ahsus 22 kam yon g e ’m işti. Son gelen m alzem enin değeri 500 bin doları m ütecavizdir.
Tarım:
Bütün yurtta ihtifaller yapılacak
Curjıhuriyefijifcyy ' dî Şef AÇ' V*. _ w birinci y ıldonur .
2 bin traktör daha
sipariş edildi
M em leketim izin zirai sahalarındaki çalışm alardan daha verim li ve di nam ik neticeler alabilm ek için k ö y lü yü m akineleştirm ek gayesini güden T arım B akanlığı, bu defa gene M ar shall Y ardım K redisinden 2000 tra k tö r sipariş etm iş bulunm akta dır. D iğer ta ra fta n İsveç’le yapılan anlaşm alar neticesi gönderilm esi k a ra rla ş tırıla n 150 selektör de Bakan lık em rine teslim edilmiş ve illerin buğday ekimi ve köylünün ihtiyaçları gözönünde tu tu la ra ¿ lüzumlu yerlere şevki yapılm ıştır.
Orman, ziraat ve veteriner
işleri için 36 milyon lira
Beş yıllık zirai kalkınm a program ı esaslarına .göre 1949 yılı için a y rıl mış olan 36 milyon lira orm an, zi r a a t ve veterin er işleri için sarfe- dilm iştir. T arım B akanlığı 1950 yı lı bütçesine gene bu m aksatla 36 mil yon lira ilâve ta h sisa t koym uştur. Bu ta h sisa t da program esasları d a hilinde istihsali a rttıra c a k sahalarda saı-folunacaktır. G erek resm î m a kam lar gerek m üstahsil bu p ro g ra mın zira at, orm an ve v eterin er sa h a sında m eydana getirdiği inkişafı bü yük b ir m em nuniyetle kaydetm ekte dirler. Gene aynı program e sa sla rı na göre 1951 yılında 43 k üsur mil yon, 1952 yılında 54 k ü su r milyon, 1953 yılında 59 k ü su r milyon ceman 198.717.555 lira sarfolunacaktır.
halkevlerinin tertipleTflİderi lerle anılacaktır.
Bugün, O’nun fâni h a y a ta gözle rini kapadığı an olan s a a t 9.05 te milletçe aziz h â tıra la rın ın önünde hürm etle eğileceğiz. Bu m ünasebetle şehrim iz Halkevinde b ir tören yapı lacaktır. A yrıca Dil ve T arih - Coğ ra fy a F akültesinde de üniversite gençliği ayrı b ir törenle bu yas g ü nümüzü' anacaktır.
Halkevindeki törenden sonra _ öl mez A tam ızın M uvakkat K abirleri zi y a re t edilecektir. T ertip sıra sın a göre sa a t 9.05 te Cum hur Başkam , B akan la r K urulu Ü yeleri, G enelkurm ay Başkam , 9.15-9.30 K ordiplom atik, 9.30-9.45 siyasi p a rtile r tem silcileri, 9.45-10 T ürk Dil ve T arih K urum u üyeleri, 10-10.30 Halkevindeki ihtifa le k atıla n lar, 10.30-11.15 A nkara Ü- niversitesi, 11.15-12 Yüksek okullar, liseler, o rtao k u llar ve teknik okulla rın tem silciİeri, 12-13 ilkokullar tem silcileri, 13-14 F en T atbikat, Doktor T atb ik at, H arp ve Y edeksubay o kulları tem silcileri, 14-17 vatan d aş
lar. .
Halkevindeki ihtifal
programı
H alkevinde yapılacak olan ihtifal progi’gmı şöyledir:
1 — Saygı duruşu ve m atem m ar
şı- „ ,
2 _ Konuşm a (Necm iye Özer). 3 — İnönü’nün T ürk M illetine Be yannam esi (N ecati S ay ar),
4 — giir, 11 inci yıl (H alil So- y u er), T avaf (Sadık E rdem ),
5 — K abri ziyaret.
Millî Kütüpanede Atatürk
Sergisi
Bugün s a a t 18 de Millî K ütüphane salonlarında A ta tü rk ’le ilgili yerli yabancı b ütün n eşriy a tı toplıyan bü yük b ir se rg i açılacaktır.
iye Meclisi
dün toplandı
Şehrimizde ışıksız kal
mış mahallelere elektrik
götürülmesi işine derhal
başlanıyor
Burdıır’ım sulama
işi hallediliyor
B urdur, (Özel m uhabirim izden) — B urdur bağ ve bahçelerinin ihtiyacı olan sulam a suyunun son zam anlarda azalm ası ve m ecrasının dolması yü zünden B urdur’d a su ihtiyacı başgös- te rm iş bulunuyordu. Bu önemli ih ti yacı gözönüne alan Belediye, Bayın dırlık Bakanlığının yardım iyle sula ma suyu işinin halline doğru gidil mesini k a r a r altın a alm ıştır. Çine ovasından K u rn a köyüne k a d a r olan su m ecrası tam am en tem izlenm ekte. ayıklanm akta, yeniden m ecra açıla rûk suyun bol m ik tard a gelmesi sal lanm aktadır.
m ayı baştan sonuna k adar ilgi ile ta kip etm iştir.
Özel olarak devam edecek olan S en irk en t o rta okuluna şim diden iki- yüze yakın öğrenci devam a başla m ıştır.
D aha evvelden köy kadınları gezi ci kursunun çalışm alarına başlam ası, dem ircilik ve m arangozluk kursunun ve bilhassa o rta okulun açılm ası halkta adeta m - u - . . . . — ı— , S1 y ara tm ıştır.
Burdur Hükümet
Konağı tamamlandı
B urdur, (ö ze l m uhabirim izden) — Bayındırlık Bakanlığının B urdur hü küm et konağına ilâve olarak y a p tır dığı in şaat ekim ayının sonunda b it m iştir. Eski binanın ortasından g ü neye doğru yapılan ve b atıya doğru ayrı b ir kısmı olan binanın bütün ha zırlıkları sona erm iştir. Üç katlı, modern b ir bina olan ve hüküm etin bütün dairelerini içine alabilecek bü yüklükte bulunan binaya yakında t a kınılacaktır.
Belediye Meclisi dün s a a t 17.30 da T icaret ve Sanayi Odasında Dr. R agıp Tüzün’ün başkanlığında çalış m alarına devam etm iştir.
D ünkü top lan tın ın en m ühim me selesi elek trik şebeke ve tesisatın ın tevsii ile şehrin ışıksız olan m m taka- larıııa ışık verilm esi hakkm daki B üt çe Komisyonu raporu idi. Bundan ev velki to p la n tılard a E lek trik ve H a vagazı 1950 yılı bütçesi g örüşülür ken üyelerden Celâl Ü zel’in şehrin ışıksız m ahallelerine ne zam an ışık verileceği yolundaki E le k trik ve H a vagazı M üdüründen vaki suali ve B aşkan yardım cılarından F u a t Bö rekçi ile N am ık A m barcıoğlu’nun bu önemli, dâvayı geniş b ir şekilde ince ledikten so n ra bütçenin görüşülm esi tek lifleri ekseriyetle kabul olunm uş tu.
Belediye Meclisi şehrin ana dâv a larından biri olan elektriği olmıyan m ahallere elektrik verilm esi işini h assasiyetle incelemiş ve evvelki o- turum da da bu gibi m ahallelerin ay dınlanm ası için birçok ta s a r r u fla r yap ılarak E le k trik ve H avagazı Mü- essesesinin 1950 yılı bütçesine 341 bin lira lık b ir ta h s is a t konulm asına k a ra r verm iştir.
Belediye Meclisinin verdiği bu k a r a r gereğince 1950 yılı ilk aylarında şehrim izde ışıksız kalm ış m ahallele re elektrik g ötürülm esi işine derhal başlanacaktır. Bugüne k ad a r ışıksız kalm ış m ahallelerden Yenidoğaıı, Ye- nihayat, A ktaş, Saym akadm , Demir- libahçe, Ş a fa k te p e ,, Mamak, Ü reyil, Keçiören, A ktepe, Mecidiye, Etlik, Ayvalı, M ezbaha ark ası, K üçükesat, T opraklık, İncesu, Dikmen, E tim es gut, B alg at ve civ arları 1950 yılının ilk ayların d a tam am en ışığ a kavuş m uş olacaktır. Bütçe Komisyonunun bu raporu bütün üyeler ta ra fın d an büyük bir sevinçle kabul olunm uştur.
Gündemin mühim m addelerinden biri daha olan E lek trik ve H avagazı tşlctm e M üessesesinin 1950 yılı büt- esi hakkm daki • Bütçe Komisyonu ıporu da okunarak, tayini esami üreriyle oya konmuş ve oturum da bulunan bütün üyeler ta ra fın d an ka bul olunm uştur. Bundan sonra üye den R auf B aykan’ın belediye g elir lerini a rtırm a yolundaki bazı ta v si yeleri. ihtiva eden ta k riri okunmuş ve tetkik edilmesi için T arife ve K anun la r Komisyonuna havale edilm iştir.
Belediye Meclisi 11 kasım cum a günü sa a t 17.30 da çalışm alarına de vam edecektir.
Yangın başlangıcı
Diin sa a t 19 da A tıfbey m ahalle sinde m ü tek ait N azm i S ü er’e a it ev de yangın başlangıcı olmuş ve vaka dan h ab e rd ar edilen itfaiye zam anın da yetişerek bazı eşy ala r v ^ m ı - ı — »oııra ateşi söndürm üştü«