• Sonuç bulunamadı

Ölümünün 677 nci yılı münasebetiyle:Mevlana Celaleddin-i Rumi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölümünün 677 nci yılı münasebetiyle:Mevlana Celaleddin-i Rumi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ölümünün 677 nci yılı münasebetiyle:

Mevlâna

Celâleddin-i

Rum î

* Pakistan Büyükelçisi Saym Mian

Beşir Alım ed’in Ankaradaki konfe-♦ ransından hulâsa. * *

Geçen sene bugünlerde Ankara Üniver­ sitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi * konferans salonunda Pakistan Büyükelçi-* si sayın Minan Beşir Ahmed, Mevlâna

4

Celâleddin-i Rumî ve PakistanlI İkbal ^ haikkında bir konferans vermiş ve bu de­

fa da 677 inci ölüm y ılı münasebetiyle Mevlâna Celâleddin-i Rumî hakkında yi-* ne aynı yerde kıym etli bir konuşma yap-* mıştır. Bu yazı, o konuşmanın bir hülâ- ^ sasıdır:

^ Mevlânâ Celâleddin-i Rumî, 1207 se­ nesi eylül ayında Balh şehrinde doğmuş-* tur. Babası, Balih’de şeref ve itibar sahi-* bi olan Mevlânâ Bahaeddin’dir. B ir riva-* yete göre Mevlâna Celâleddin-i Rumî 2:5, + diğer bir rivayete nazaran

12

yaşında ^ iken ailesi, uğradıkları haset ve hoşnut­

suzluk ve Moğol istilâsı gibi sebeplrele * Baliı’ı terke mecbur olmuştu.

On beş, on altı sene Balh’ten Nişa- ^ bur’a, Bağdad’a, Mekke’ye, Malatya’ya, * Lârende’ye (Karaman) ve daha birçok ^ yerlere giderek binlerce kilometre kate- ^ den Mevlânâ ailesi, nihayet 1288 tarihin

de Konya’da yerleşmişti. Konya’ya

gel-Mevlânâ Celâleddin-i Rum î’nin bir minyatürü

dikten üç sene sonra babası ölmüştür. Rumî, ilk mistik bilgisini âlim babasın­ dan, sonra da onun değerli talebesi Bur- haneddin’i Muhakkak (1232-1240) dan al­ dı. Mevlânâ Haldb’i ve Şam’ı ziyaret etti. Muhtelif ilimleri öğrenebilmek için her­ kesten ve her yerden istifadeye çalışı­ yordu.

1240 da Mühakkak’ın ölümünden sonra Mevlânâ’ya şeyh unvanı verildi. O, haki­ katin arayıcısı olarak bütün hayatım bil­ gi edinmekle geçirdi. Arkadaşları ve dost­ ları arasında ruhaniyete kabiliyet göste­ renlerle meşgul olurdu. Bilhassa onlardan üçü dikkate değer.

Mevlânâ’nın en eski ve kıymetli dostu Şemsi’i Tebrizî idi. Mevlânâ bütün diva-

♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ 777

(2)

♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦

Bu resim, Topkapı sarayı Müzesi ressamı Abdullah Çizgen tarafından Mevlânâ'mn tür­ besinde yapılmış büyük mikyasta yağlı boya bir tablodur. K ıym etli ressam, Abdullah Çiz­ gen, Mevlânâ’mn türbesinde 2 tane (M e -''â - nâ’nın huzurunda) 2 tane yeşil kubbenin içi, bir tane gümüş kapı, bir tane de M evlevi hücreleri olmak üzere altı tablo yapmıştır.

nını hu sîziz dostuna ithaf etmişti. Bu müstesna şahsiyetin, bugün de esrarengiz ligini muhafaza eden kaybı, Mevlânâ’mn hayatında, oğlu Sultan Veled tarafından tasvir edilen, büyük bir ruhî ihtilâl mey­ dana getirmişti.

A l - Falâki’ye göre, Mevlânâ, daha son­ raları sema’larının akisleri ve şarkılariy- le meşhur olan M evlevi tarikatini, Şem- si’i Tebrizî’nin hatırası için kurmuştur. Şemsi’i Tebrizi’nin ölümünden birkaç se­ ne sonra, 1252 den 1259 a kadar halifesi olarak va zife gören Salâheddin isimli bir kuyumcuya bağlandı. Muhtemel olarak 1259 da onun yerine geçen HUsameddin.

♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦

Mevlânâ’mn ölümüne kadar kâtibi ve meşhur mesnevisinin hattatı olarak çalış­ tı. Bilindiği gibi Mesnevi, Hüsameddi* hakkında son derece müşfik sözleri ihti­ va etmektedir.

Mevlânâ’mn hatırşinaslığı, sadakati, dostluğu ve hakikate olan sevgisi o kadar büyüktü ki, her ilim adamım kendi mür­ şidi addeder, her dostu ve müridini bir müşavir ve meslekdaş sayardı. İnsanların en basitinde bile ahlâkî fazilet izleri ara­ yıp, kendisini kimseden üstün görmemek, büyük ve samimî ıbir adamın başlıca vas­ fıdır.

İşte Rumî’yi Müslüman dünyasının en parlak yıldızı ve birçok Müslüman m illet­ ler nezdinde hususî alâkayı mucib bir mihrak noktası haline gelmesini sağlıyan vasıflar bunlardı. Yıld ızla r ve ay bütün dünyaya geceleri ışık neşrederler. Dolayı- siyle, Rumî’yi herkes tarafından sevilen bir Dünya vatandaşı olarak vasıflandıra- maz m ıyız?

Mevlânâ’mn edebî eserleri arasında, “Divan-ı Şemsi-i Tebrizî", “ Mesnevi” ve “ Rubaiyat” hususî bir alâka çekmekte­ dir. Mesnevî’nin ilk “defter” i yani kita­ bı 1258 - 1261 seneleri arasında, İkincisi 1263 de ve diğer dört kitab da, ölüm ta­ rihi olan 1273 senesine kadar ikmal edil­ miştir. Divan-ı Şemşi-i Tebrizî 2500 gazel Mesnevi ise 25.000 beyit ihtiva etmekte­ dir.

Rubaileri aşağı yukarı 1600 kadardır. Batılı bir mütehassısa göre, edebiyat ve sanat bakımından Divan’ın kıymeti Mes- nevî’ye nazaran daha büyüktür, fakat bu­ güne kadar, fazla alâkaya mazhar olma­ mıştır. Şarklı bir münekkit Mesnevî’nin üslûbunu son derece karışık ve ağır o- laraık vasıflandırmaktadır. Maamafih, Mesnevi herkese, kabiliyetine göre bir şeyler verebilen büyük bir ummana ben­ zer. Hem sakin hem fırtınalıdır. Bir ta­ raftan, bu denizin üzerinde kuşlar yüzer­ ken, derinliklerinde inciler saklı bulun­ maktadır. Dünya muğlâktır; hayat ve ha- yat-ı beşer de öyle değil m idir? Peki, bu portrelerin basit güzelliği muğlâk olmak­ tan nasıl kurtulabilir?..

(Sonu 788 inci sayfada)

778 ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Oysa Sinan, yarım kubbenin bir üst yapı elemanı olduğu mantığına var- mış, cnun tek başına bir örtü sistemi değil, fakat orta kubbeyi besleyen ve dolayısıyle

Şehircilik Projeleri : Mevzii imar plânı şeklinde olmayıp, İstanbul Belediyesi Plân- lama Müdürlüğü tarafından hazırlanan, nâ- zım plâna uygun olarak tanzim

İspanyolet yerli yarım gömme » tam gömme Çekme nikel 20 cm.. (yerli) Yaylı

Tel kangal 2170 İdhal Malı profiller (serbes): Köşebend

Es- ki eser depoları ekseriya bir tek memu- run hattâ bir bekçinin idaresine bırakıl- mış bir çok illerde ise, müze memuru kadrosu olmadığından, bu görev ekseri- ya

1 — sıra numaralı projede merasim kısmıyla büro kıs- mının vâzıh şekilde ayrılmış olması ve arsaya yerleştiri- liş şekli uygun olmakla beraber merasim kısmının çok

Sergide teşhir olunan fotoğraf, plân ve sair malze- menin intihabında bunların münhasıran ifade ettikleri mimarî üslûp değil bir o kadar da sosyal mesken saha- sında toplu

(Meselâ bina zirai ile kırk beş zira' miktarı u- zunluğu olan bir ipi on kat edersin ki her katı bina zira' ile dört buçuk zira' ola bir kata yine kelevvel bir çulbuk dersin