Tanıdığım eski sanatkârlar dar*:
âli B ej il® Mevres
'
Yazan:
*
Her ikisi de devirlerinin en meşhur ut saaatkârlanndandı . Birincisi sanatı hakkında ne ka dar tevazü gösteriyorsa İkincisi de aksine o kadar mızrabmm mütekebiyri idi. Mütekebbire sa dece Udi Nevres dendiği halde (m ü tevazi)e Udi A li bey derlerdi. H er ikisi de bir kere çalmağa başladılar mr dinleyicilerini gaş -
vederlerdi.
İkisini bir terazinin gözüne koysak — bu hususta fikir yii _ riitmeğe hakkım yok ama — ba na öyle geliyor ki her halele ne biri yukarıya fırlar ne diğeri aşa ğiya inerdi.
(A li bey) yalnız bir rica ile eîi rfe sazını aldığı halde (N e vres )e bin rica ite dahi çaldırmak müş
küldü-, A li bey kara kaşlı, kara göz îti buğday renkliydi. Ben tanıdığım zaman çenesini kaplayan ala.fran ga sakak kapkaraydı ama sonra ları bir hayli beyazlaşmıştı. B o y « orta, vücudu etine dolguncaydi.
1873 senesinde İstanbul da dünyaya gözlerini açan Ali bey askerî kaymakamlarından R ıfat beyin oğludur. 1935 Senesinin mart ayın m 3 üncü günü hayata gözlerini kapamıştır. Tanmrmş şair ve ediplerimizden (Şamili R ifa t)m büyük kardeşiydi. Fener bahçe kulübünün senelerce sol hekliğini yapan ve 1924 sen eri olimpiyatında Türk millî takıntı nın -7ü a ğ a r t a n (C a fer) in de babasıdır.
Çok ¿iuerit, her zaman g ü ler yüzlü bilhassa evinde göster diği misafirseverîîk cidden görü lecek bir şekildeydi.
Yazları onun Lîbedecteki evi île hyzim Uzunçayır üstündeki sayfiyemiz birbirleriite çok yakm di. Ekseri akşam birleşildîği gibi Kayış dağı ve Alem dağı gezme lerini de öküz arabalari yle bera ber ya pardık .
Sohbeti çok hoş olduğu gibi tahsil derecesi de oldukça kuv - vetliydi. Zaten (Samrh R ifa t)m ağabeysi ancak öyle olabilirdi.
Libadedeki köşklerinde bk tem-muz mehtabında yaptırdıkla rı bir saz âlemi cidden müştes - na olmuştu. O gece o kadar o© - şuldu, o kadar coşuldu ki mızra
bının o günkü ahengi şu satırları yazarken bite kulaklarımda çm - hvor , .
Nevre*e gelince: KıışdiH çayr rmda yanan Fenerbahçe kulübü nün binasındaki Uhuvvet feKibün de tanımıştım.
Çok titiz ve olur olmaz şeyler den pek çabuk sinirlenen çok hassas mariz bir kimseydi.
Kendisi Anadolulu olduğunu söylerdi. Nerede ve hangi tarih te doğduğunu bilmiyorum. 19 ikine rkânuiı 1937 laribinde Cer ra hpasa hastahanesinde ölmüş - tür. '
İSaveîlıv (Nevnseju »on
günleri-REŞtD HALtD GÖNÇ
hin çok acı zamanlarında ara - yan hatırlayan vefakâr talebesi Safiye Ayladan başka kimse kal mamıştı. Bu güzide see sanatkâ rımız icabelen şeyi düşünüyor ve derdine derman olabilecek her şeye koşmağa çabalıyordu. Son nefesini verirken bile yine ona elini uzatabilmeğe çalışıyordu- Çok sevdiği Yakacık mezarlığına arzusu veçhiyle gömülmüştür.
Çok esmer olan Nevres hiç bir zaman biraz olsun topluca ol. duğunu görmemiştim. Hor *a - man zayrf ve nahifti.
.En ufak şeylerden alnrrr ve teeeürnnü saklamağa lüzum gör meden parla yrverirdî.
Hazin bir seri vardı. Parmak lan arasında tuttuğu mızrabın ahengi bu sese ne kadar da uy - gun geîîrdi. Kemençe de çalardı. Fakat bunu çalarken daima tek - rar ettiği bir cümle vardı: '‘c a nim efendim bu benim sazım ol madığından belli belirsiz en ufak dahi olsa falsolara tahammül ede mi yorum. „
Bilardoyu çok iyi oynardı. E- Kne istekayı aldı mı yüz sayı yapmadan bırakmadığını pek çok gör müşümdür.
Brinci umumî harbin en eiv ctvîi günlerinde B erin d e beraber bulunmuştuk. Bîrgün oranın kah veler i'ndn birinde oturuyorduk. Bilardodan bahis açıldı. îçîmrzde Alm an dostlarımızdan bîri de var dr. Bu zat fNevree>e Mr maç yap masını tekM etti. Kura .çekmede de bir inciliği rakibine bırakıyor - du. Buıtu yapraken de kendi us - tabğmdan çok emin bulunduğunu anlata« azametli bir tavrı vardı.
Nevres, istekayı rmrrap kadar mahirane kullanarak partiyi W _ ıtrince ancak elinden bırakıyor du.
Birinci. îfcmei san da bıyık »1 tından gülen Alman dostumuz, sayı, on, onikiyi bulunca yüzünü ekşitmece ba.şlamiftr. E lliyi g e . çince gözleri büyüdü. Hele parti yi bitirince tebrik için eüni sı - karken de ağzı hayretten bir ka rış açık kalmıştı.
ATi bey îte Nevres, her İkisi de bu kubbede boş bir seda b ıra kıp gideri temiz iki güzide Türk sanatkârıdır.
Reşîcf Halid Gönç
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi
* 0 0 1 5 2 9 4 6 0 0 0 6 * î '