• Sonuç bulunamadı

J Clin Psy: 7 (3)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "J Clin Psy: 7 (3)"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÝRÝÞ VE GENEL BÝLGÝLER

Major depresyonun nokta prevalansý yaklaþýk %3 kadardýr. En iyi tedavi edilen depresyonlarýn bile yarýsýnýn yinelediði bilinen bir gerçektir. Psikiyatrik hastalarýn týbbi yardým alma olasýlýklarý son yýllarda yurdumuzda önemli ölçüde artýþ göstermiþtir. Depresyonun temel tedavisinin antidepresan ilaçlar olduðu, bu grup ilaçlarýn yüksek oranda cin-sel iþlev bozukluklarýna neden olduðu düþünüldüðünde sorunun önemi kolayca anlaþýlýr. Depresyon olgularýnda hastalar tarafýndan bildirilen cinsel iþlev bozukluklarý ile sorgulama ile saptanan cinsel iþlev bozukluklarý oranlarý önemli ölçüde farklýlýk göstermektedir. Fransa'da 4557 depresyon hastasý üzerinde gerçekleþtirilen büyük ölçekli ve yakýn tarihli bir çalýþmada hastalarýn kendileri tarafýndan bildirilen cinsel problemlerin sýklýðý %35 olarak bulunmuþtur. Hekimin sorgula-masý ile bu oran %69'a çýkmaktadýr. Bu çalýþmada çeþitli antidepresan ilaçlarla tedavi sonrasý hasta-larýn %71'inde cinsel iþlev bozukluðu saptanmýþtýr (Bonierbale ve ark. 2003).

Bu derlemede antidepresan ilaçlarla tedavide karþýlaþýlan cinsel iþlevlerle iliþkili yan etkilerin ayrýntýlý olarak incelenmesi ve antidepresan ilaçlarýn cinsel iþlev bozukluklarý çerçevesinde kul-laným güvenliklerinin deðerlendirilmesi amaçlan-mýþtýr.

ANTÝDEPRESANLAR ÝLE ÝLÝÞKÝLÝ CÝNSEL ÝÞLEV BOZUKLUKLARI VE ETKÝ DÜZENEKLERÝ

Cinsel iþlevler hormonal deðiþikliklerin yanýsýra çeþitli nörotransmitter ve nöropeptidler tarafýndan da kontrol edilmektedir (Stahl 2000, Rothschild 2000). Normal cinsel davranýþa katkýda bulunan nöromodülatörler Tablo 1'de görülmektedir. Cinsel iþlevlerin kontrolünden sorumlu nörotrans-mitter ve peptidlerin depresyon oluþumunda da önemli olduðu iyi bilinmektedir.

Antidepresan ilaçlarla tedavi sýrasýnda cinsel iþlev bozuklarý her iki cinste de sýktýr. Antidepresan ilaçlarýn cinsel iþlev bozukluðu yapmalarý aþaðýdaki nedenlerle iliþkili olabilir (Segraves 1989, Baldwin ve Birtwistle 1998, Keltner ve ark. 2002):

a) Santral sinir sistemi üzerine özgül olmayan etki-leri.

b) Santral sinir sistemi içinde faaliyet gösteren özgül transmitterleri (serotonin, noradrenalin, nitrik oksid vb.) etkilemeleri.

c) Santral ve otonom sinir sisteminde bazý özgül reseptörleri etkilemeleri (kolinerjik ve α1 adrener-jik reseptörlerin blokajý gibi).

d) Otonom sinir sistemi içinde faaliyet gösteren özgül transmitterleri etkilemeleri.

Tayfun Uzbay1, Nevzat Yüksel2

1Prof. Dr., GATA Týp Fakültesi, Týbbi Farmakoloji Anabilim Dalý, Psikofarmakoloji Araþtýrma Ünitesi, 2 Prof. Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara

(2)

e) Cinsel iþlevlerle ilgili hormonal aktiviteyi doðru-dan ve dolaylý olarak etkilemeleri.

Antidepresanlarla oluþan libido bozukluklarýnýn patofizyolojisi

Cinsel istek ve uyarýlma için mezolimbik yoldaki dopaminerjik aktivite birincil bir öneme sahiptir (Stahl 2000). Serotonin gerialýmýnýn güçlü ve seçici bir þekilde inhibisyonu serotonin 5-HT2 reseptör-lerinde uyarýlma üzerinden mezolimbik sistemde dopaminerjik aktivitenin azalmasýna neden olur ve sonuçta libido azalmasý veya blokajýn derecesine göre libido yokluðu oluþur (Baldessarini ve Marsh 1990, Alcantara 1999, Zajecka 2001, Rosen ve Marin 2003). Limbik sistemin en önemli oluþum-larýndan biri olan nükleus akkumbensteki dopaminerjik aktivitedeki artýþ cinsel aktivitede artýþ ile iliþkilidir (Mas ve ark. 1987). Erkek sýçan-larda nükleus akkumbense serotonin enjekte edilmesi cinsel aktivitede azalmaya neden olur. Bu etki serotonerjik antagonist 8-hidroksi-2-(di-n-propilamin) tetralin (8-OH-DPAT) ile antagonize edilmektedir (Hillegaart ve ark. 1991).

Erkek sýçanlara serotonin 5-HT2reseptör agonisti 1-(2,5-dimetoksi-3-iyodofenil)-2-aminopropan (DOI) verilmesinin spontan cinsel aktivitede önemli ölçüde azalmaya neden olduðu ve ritanserin gibi 5-HT2 reseptör antagonistlerinin bu olumsuz etkiyi ortadan kaldýrdýðý gösterilmiþtir (Watson ve Gorzalka 1991, Klint ve ark. 1992).

Medial preoptik bölgedeki dopamin ve serotoninin cinsel aktivitenin düzenlenmesinde önemli bir role sahip olduðu deneysel çalýþmalarla gösterilmiþtir. Bu bölgede dopaminerjik aktivitenin artmasý erkek sýçanlarda cinsel aktiviteyi artýrýrken (Hull ve ark.

1993), bu bölgeye serotonin enjeksiyonu tersine cinsel aktivitede önemli ölçüde azalmaya neden olur (Verma ve ark. 1989).

Nefazadon ve mirtazapin gibi 5-HT2 reseptör antagonisti özelliðe sahip olan antidepresanlarýn libido üzerine olumsuz etkilerinin olmamasý ve bupropion gibi dopamin gerialýmýný inhibe ederek mezolimbik dopaminerjik aþýrýmý arttýran ilaçlarýn libido üzerine olumlu etkileri (Baldwin ve Birtwistle 1998, Rothschild 2000, Smucny ve Park 2004) bu etki düzeneðinin doðruluðunu destekler niteliktedir.

Serotonerjik 5-HT2reseptörlerin aktivasyonu sýçan hippokampusunda noradrenalin salýverilmesini azaltýr (Done ve Sharp 1992) ve bu etki ritanserin gibi 5-HT2 antagonistleri tarafýndan bloke edilir (Done ve Sharp 1994). Noradrenerjik aktivitenin yeterli olmasý libidonun oluþmasý ve sürdürülmesi bakýmýndan önemlidir.

SSRI'lar gibi bazý antidepresanlar hipotalmustan prolaktin salýverilmesini arttýrýcý etkiye sahiptir. Prolaktin cinsel isteði ve performansý azaltýcý etkiye sahiptir (Cohen ve Davies 1998, Stahl 2000, Zajecka 2001, Rosen ve Marin 2003). Bazý antidep-resanlarla tedavide prolaktin artýþý bu ilaçlarýn libidoyu azaltýcý etkisinden sorumlu olabilir veya en azýndan libido azaltýcý etkiye katkýda bulunabilir.

Antidepresanlarla oluþan uyarýlma (arousal) bozukluklarýnýn patofizyolojisi

Cinsel uyarýlma kýsmen mezolimbik sistemde dopaminin katkýsý ile düzenlenir. Seçici ve güçlü serotonin gerialým inhibisyonu cinsel uyarýlmayý olumsuz yönde etkiler (Segraves 1989, Zajecka

Tablo 1. Cinsel iþlevleri etkileyen santral elemanlar*

Nörotransmitterler Nöropeptidler/Nörohormonlar Atipik transmitterler

Dopamin Oksitosin Nitrik oksid

Noradrenalin Vazopressin

Serotonin Anjiyotensin II

Asetilkolin Gonadotropin salýverici hormon

GABA P Maddesi

Nöropeptid Y Kolesistokinin *Baldwin ve Birtwistle, 1998; Stahl, 2000

(3)

2001). Periferal sempatik ve parasempatik aktivite erkeklerde ereksiyon ve kadýnlarda klitoral þiþme yapan reflekslerle iliþkilidir. Bu refleksler sem-patik/parasempatik tonusa etki eden serotonin gibi nörotransmitterler tarafýndan kontrol edilir. Güçlü ve seçici bir serotonin gerialým inhibisyonu ile sero-tonerjik tonusta artýþ periferal spinal reflekslerin inhibisyonuna neden olabilir (Segraves 1989, Pollack ve ark. 1992, Stahl 2000). Trazodon ile tedavide gözlenen priapizm ve aðrýlý ereksiyon bu ilacýn serotonerjik 5-HT2ve adrenerjik α2 reseptör-leri bloke edici etkisi ile iliþkili olabilir (Thompson ve Vare 1990).

Bilindiði gibi damar endotelinde oluþan nitrik oksid vazodilatasyona neden olur (Furchgott ve Wanhoutte 1989). Oluþan vazodilatasyon erkekte penis ereksiyonuna, kadýnda ise klitoral uyarýya katký saðlar. Nitrik oksid sentazýn inhibisyonu cin-sel uyarýlmayý azaltýcý yönde etki yapar (Stahl 1998, Stahl 2000). Buna karþýn nitrik oksid donörlerinin erkek sýçanlarda penis ereksiyonunu uyardýðý gös-terilmiþtir (Melis ve Argiolas 1995). Nitrik oksit fosfodiesterazlarla yýkýlýr. Güçlü bir fosfodiesteraz inhibitörü ilaç olan sildenafil nitrik oksid etkinliði-ni arttýrarak düz kaslarda gevþeme yapar. Ayrýca genital dokularda kan akýmýný arttýrarak penis ereksiyonunu kolaylaþtýrýr ve ereksiyon problem-lerini iyileþtirir. Bu özellikleri ile sildenafil gerek antidepresan tedavisinde gerekse baþka nedenlerle oluþan erektil iþlev bozukluklarýnýn tedavisinde kul-lanýlmaktadýr (Zajecka 2001, Nurnberg ve ark. 2002). Paroksetin (Finkel ve ark. 1996) ve fluok-setin (Yaron ve ark. 1999, Luo ve Tan 2001) gibi SSRI antidepresanlar ile amitriptilin gibi trisiklik antidepresanlarýn (Luo ve Tan 2001) gerek insan-larda gerekse deney hayvanlarýnda nitrik oksid sen-taz enzimini güçlü bir biçimde inhibe ettiði gösteril-miþtir. Bu tip antidepresanlarla gözlenen cinsel uyarýlma sorunlarýndan nitrik oksid sistemi üzerine inhibitör etkileri de sorumlu olabilir.

Deney hayvanlarý üzerinde gerçekleþtirilen çalýþ-malar hipotalamusun paraventriküler nükleusun-daki oksitosinerjik aþýrýmýn da penis ereksiyonu ile iliþkisine iþaret etmiþtir. Erkek sýçanlarda hipotala-mus içine oksitosin enjeksiyonu penis ereksiyonuna neden olmaktadýr. Bu etki nitrik oksid sentaz inhibisyonu yapan ajanlarýn verilmesi ile önlenebilmektedir (Melis ve Argiolas 1995). Bu veri hipotalamusun hormonal faaliyetleri üzerine

etkili olabilen bazý antidepresanlarýn cinsel uyarý bozukluklarý ile iliþkili etki düzeneði hakkýnda fikir vericidir.

Asetilkolin muhtemelen noradrenalin ile karþýlýklý bir denge halinde cinsel uyarý oluþumuna yardýmcý olur (Baldwin ve Birtwistle 1998). Erkeklerde α1 adrenerjik aktivite peniste korpus kavernozumdan venöz dönüþü düzenlerken periferal kolinerjik aþýrým korpus kavernozumun dolmasýna ve ereksiyonun oluþmasýna yardýmcý olur (Rothschild 2000). Trisiklik antidepresanlar gibi antikolinerjik yan etkiye sahip olan ilaçlarýn cinsel uyarý güçlüðüne de neden olabilmeleri; neostigmin ve batenekol gibi kolinerjik agonistlerin ise bazý anti-depresanlarla ortaya çýkan ereksiyon problemleri üzerine olumlu etkileri kolinerjik sistemin bu tür bozukluklardaki katkýsýný teyid etmektedir (Sorscher ve Dilsaver 1986, Segraves 1993, Baldwin ve Birtwistle 1998).

Antidepresanlarla oluþan orgazm/ejakülasyon bozukluklarýnýn patofizyolojisi

Cinsel iþlevin son evresi kadýnda orgazm erkekte ise ejakülasyondur. Orgazm ve ejakülasyon büyük ölçüde otonom sinir sisteminin sempatik ve parasempatik komponentleri tarafýndan modüle edilir. Santral sinir sisteminin de bu evreye kýsmi bir katkýsý söz konusudur. Orgazm ve ejakülas-yonun modülasejakülas-yonunda noradrenalin, serotonin ve kýsmen de dopaminin katkýsý söz konusudur. Ýnen spinal serotonerjik lifler 5-HT2A reseptörleri üzerinden orgazmý inhibe ederken, inen noradrenerjik lifler ve genital bölgenin sempatik noradrenerjik innervasyonu orgazm ve ejakülas-yonu uyarýcý nitelikte görev yapar. Sonuçta kadýnda orgazm ve erkekte ejakülasyonun oluþmasý inhibitör serotonerjik lifler ile uyarýcý noradrenerjik lifler tarafýndan kontrol edilir (Stahl 2000). Güçlü ve seçici serotonin gerialým inhibisyonunun 5-HT2 reseptörler üzerinden noradrenerjik inhibisyon yapmasýnýn orgazm ve ejakülasyon için gerekli noradrenerjik katkýnýn ortaya çýkamamasý-na neden olduðu bilinmektedir (Zajecka ve ark. 1991, Zajecka 2001). Özellikle SSRI'larýn orgazm gecikmesi veya orgazm yokluðu (anorgasmia) oluþ-turucu yan etkileri ile 5-HT2 aracýlý noradrenerjik inhibisyon yapmalarý arasýnda bir baðlantý kurula-bilir. Orgazm gecikmesi veya yokluðuna serotonin tarafýndan kýsmen modüle edilen periferik

(4)

nosisep-tif uyarý da neden olabilir (Zajecka ve ark. 1991, Jacobsen 1994).

Ýnsan vaz deferensinin motor innervasyonu temel olarak noradrenerjiktir (Birmingham 1968, Medina ve ark. 2000). Trisiklik antidepresanlar gerek sýçan-larda (Huang 1997), gerekse insansýçan-larda (Medina ve ark. 2000) vaz deferensin mekanik kasýlmalarýný güçlü bir þekilde inhibe eder. Benzer inhibisyon sertralin ve fluoksetin gibi SSRI’larla da gösteril-miþtir (Medina ve ark. 2000). Medina ve ark. (2000) trisiklik antidepresanlar ve SSRI'larýn insan vaz deferens motilitesi üzerine inhibitör etki-lerinden voltaja baðýmlý kalsiyum kanallarý içine Ca2+ giriþini inhibe etmelerinin sorumlu olabile-ceðini göstermiþtir. Bu çalýþmada sertralin ve fluok-setinin voltaja baðýmlý kalsiyum kanallarý içine Ca2+giriþini inhibe edici etkileri trisiklik antidep-resan amitriptiline göre daha düþük seviyede bulunmuþtur. Özellikle trisiklik antidepresanlarla tedavide erkekler için önemli bir yan etki olan pre-matür ejakülasyondan bu ilaçlarýn vaz deferens motilitesi üzerine güçlü inhibitör etkilerinin sorum-lu olabileceði ileri sürülmektedir (Kim ve Seo 1998, Medina ve ark. 2000). Trisiklik antidepresanlarla görülen aðrýlý ejakülasyondan da bu ilaçlarýn sperm transportu ile iliþkili düz kaslarý etkilemesi sorumlu olabilir (Baldwin ve Birtwistle 1998).

ANTÝDEPRESAN ÝLAÇLARLA ÝLÝÞKÝLÝ CÝNSEL ÝÞLEV BOZUKLUKLARININ KLÝNÝK ÖNEMÝ

Trisiklik antidepresanlar ve cinsel iþlevler

Trisiklik antidepresanlarýn cinsel iþlevlerde çeþitli bozukluklar yaptýðý eskiden beri bilinmektedir. Bildirilen iþlev bozukluklarý seksüel ilgide azalma, ereksiyon güçlüðü veya empotans ile ejakülasyon ve orgazm bozuklukluklarýdýr (Balon ve ark. 1993, Balon 1998, Baldwin ve Birtwistle 1998).

Ereksiyon güçlükleri ve ejakülasyon sorunlarý en çok amitriptilin, imipramin, klomipramin, desipramin ve nortriptilin alanlarda tanýmlan-mýþtýr. Orgazm yokluðu ise daha çok imipramin, klomipramin, desipramin ve nortriptilin ile bildirilmiþtir (Baldwin ve Birtwistle 1998). Klomipramin ile cinsel iþlevlerle iliþkili yan etki-lerin görülme sýklýðýnýn diðeretki-lerinden daha fazla olduðu ifade edilmektedir (Brill 2004). Obsesif

kompulsif bozukluðu olan hastalarda gerçekleþtiri-len plasebo kontrollü bir çalýþmada plasebo alan grupta hiçbir hastada cinsel iþlev bozukluðu kaydedilmezken, klomipramin alan hastalarda anorgazmi sýklýðý kendileri tarafýndan doldurulan anket formlarýnda %66 bulunmuþtur. Bu oran hekim tarafýndan doðrudan sorgulanma ile %95'e kadar yükselmiþtir (Monteiro ve ark. 1987). Klomipraminin güçlü bir þekilde serotonin gerialým inhibsiyonu yapmasýnýn diðer ilaçlara göre daha fazla cinsel iþlev bozukluðuna neden olmasý ile bir iliþkisi olabileceði düþünülmektedir (Baldwin ve Birtwistle 1998).

Bazý çalýþmalarda trisiklik antidepresanlar ile cinsel iþlev bozukluklarý oraný %75 gibi oranlara ulaþ-maktadýr. Cinsel iþlev bozukluklarý içinde libido azlýðý veya yokluðu yaklaþýk %60'lýk oran ile en sýk ifade edilen iþlev bozukluðu olmuþtur. Erkekte ereksiyon güçlüðü ve kadýnda klitoral uyarý ve vaji-nal ýslanma güçlüðü oraný %30 civarýnda bulun-muþtur. Orgazm güçlüðü ve diðer iþlev bozukluk-larýnýn görülme sýklýðý %20'nin altýnda kalmýþtýr (Bonierbale ve ark. 2003). Gerek bu çalýþmada gerekse kýsýtlý sayýda denek üzerinde gerçekleþtiri-len baþka çalýþmalarda (Balon ve ark. 1993, Hirschfeld 1999) trisiklik antidepresanlar ile SSRI'larýn cinsel iþlev bozukluðuna neden olma sýk-lýklarý birbirine yakýn bulunmuþtur.

MAO inhibitörü antidepresanlar ve cinsel iþlevler

MAO inhibitörleri ile gözlenen cinsel iþlev bozuk-luklarýnýn görülme sýklýðýnýn ise trisiklik antidepre-sanlara yakýn olduðu bildirilmektedir (Baldwin 1995, Baldwin ve Birtwistle 1998). Geri dönüþsüz MAOI ilaçlar ülkemizde bulunmamaktadýr. Geri dönüþlü MAOI ilaçlarýn ülkemizdeki tek örneði moklobemiddir. Moklobemidin seçici olmayan MAO inhibitörlerine göre çok daha az sýklýk ve þid-dette cinsel iþlevlerle iliþkili yan etki oluþturduðu ileri sürülmüþtür (Philipp ve ark. 1993).

SSRI antidepresanlar ve cinsel iþlevler

SSRI'lar yüksek oranda cinsel iþlev bozukluklarýna neden olmaktadýr. Yukarda belirtildiði gibi sero-tonerjik iþlev merkezi sinir sistemi düzeyinde antagonizma yolu ile dopaminerjik tonusu azal-tarak cinsel iþlev bozukluklarýna neden olur. SSRI'lar yüksek sýklýkta ve þiddette cinsel iþlev

(5)

bozukluðuna neden olabilen ilaçlar arasýnda taným-lanmaktadýr (Brill 2004).

Depresyon tedavisi esnasýnda çeþitli SSRI'larýn cin-sel iþlev bozukluðu yapma sýklýðý ile iliþkili çalýþ-malar incelendiðinde fluoksetin, fluvoksamin, paroksetin, sitalopram ve sertralin gibi SSRI anti-depresanlarýn bu tip yan etkilerin sýklýðý bakýmýn-dan kendi aralarýnda da farklýlýklar olduðu gözlen-mektedir. Hastalarýn kendi bildirimleri ile yapýlan araþtýrmalarda oranlar düþük çýkarken hekimin sogulamasý ile oranlar önemli ölçüde artmaktadýr (Baldwin ve Birtwistle 1998, Herman ve ark. 1990, Jacobsen 1992). Yakýn tarihlerde yayýnlanan bir makalede sertralinin cinsel iþlev bozukluðu yapma sýklýðý ve oluþan bozukluklarýn yaþam kalitesini etkileme þiddetinin diðer SSRI ilaçlardan ve mok-lobemidden çok daha fazla olduðu ileri sürülmüþtür (Smucny ve Park 2004).

Çok merkezli baþka bir çalýþmada da fluoksetin, sertralin, fluvoksamin ve paroksetin alan 344 hasta-da cinsel iþlevlerle iliþkili yan etkiler deðer-lendirilmiþtir (Montejo-González ve ark. 1997). Bu çalýþmada hastalarýn tümünde cinsel iþlev bozuk-luðu sýklýðý %58 bulunmuþtur. Ýlaç alan gruplar ayrý ayrý deðerlendirildiðinde ise en yüksek sýklýk %65 ile paroksetin alan grupta saptanmýþtýr. Bunu sýrasýyla fluvoksamin (%59), sertralin (%56) ve flu-oksetin (%54) alan gruplar izlemiþtir. Bu çalýþmada kadýnlar ile erkekler arasýnda cinsel yan etkilerin görülme sýklýðý bakýmýndan çok anlamlý bir farklýlýk görülmemekle beraber kadýnlarda sýklýk biraz daha düþük bulunmuþtur (%61.8 erkekler, %52.5 kadýn-lar). Paroksetin alan erkeklerde en çok ifade edilen yakýnma ereksiyon güçlüðü olmuþtur. Bu çalýþmada paroksetin ile özellikle ereksiyon güçlüðünün yük-sek sýklýkta gözlenmesi bu ilacýn diðer SSRI ilaçlara göre çok daha fazla antikolinerjik aktiviteye sahip olmasý (Hyttel 1994) ile iliþkili olabilir.

"Rush Cinsel Envanter Ölçeði (Rush Sexual Inventory Scale)" kullanýlarak 42 hasta üzerinde paroksetin, sertralin ve fluoksetin ile gerçekleþtiri-len baþka bir çalýþmada da erkeklerin %66'sýnda ve kadýnlarýn 57'sinde tedaviyi gerektirecek düzeyde cinsel iþlev bozukluðu ortaya çýkmýþtýr. En fazla yakýnma erkeklerde libido kaybý, kadýnlarda ise orgazm güçlüðüdür (Zajecka ve ark. 1997). Fava ve arkadaþlarý (1998) major depresyonlu 128 hasta üzerinde gerçekleþtirdikleri çift-kör ve plase-bo kontrollü bir çalýþmada fluoksetin alan

hastalar-da %7, paroksetin alan hastalarhastalar-da ise %25 sýklýkla cinsel yan etkiler saptamýþlardýr. Bu çalýþmadaki en ilginç nokta paroksetinin cinsel iþlev bozukluðu yapma sýklýðýnýn fluoksetine göre istatistikçe anlamlý olarak daha yüksek olduðunun gösterilmiþ olmasýdýr. Lane (1997) de paroksetin ile diðer SSRI ilaçlara göre daha yüksek sýklýkta cinsel iþlev bozukluðu görüldüðünü ileri sürmüþlerdir. Paroksetin ile daha yüksek sýklýkta cinsel iþlev bozukluðu görülmesinin nedeni bu ilacýn serotonin gerialýmýný inhibe edici gücünün daha yüksek olmasý, buna karþýn dopamin gerialýmý üzerine etki-si olmamasý ile açýklanabilir (Bolden-Watson ve Richelson 1993).

CYP 2D6 alt üyesinin metabolize edici kapasitesin-deki azalma ile cinsel iþlev bozukluðunun ortaya çýkma sýklýðý arasýndaki iliþki incelenmiþ ve CYP 2D6 inhibsiyonu ile cinsel iþlev bozukluðu sýklýðýnýn anlamlý ölçüde arttýðý bulunmuþtur (Zourkova ve Hadasova 2002). Bu çalýþmada CYP 2D6 enzim sis-temini inhibe eden paroksetin ile cinsel iþlev bozuk-luklarýnýn daha sýk görüleceði ileri sürülmüþtür. Bu gözlem diðer 2D6 inhibitörleri ile de geçerli olmalýdýr.

Çeþitli antidepresanlarýn cinsel iþlev bozukluklarý ile iliþkisinin incelendiði en geniþ ölçekli çalýþma yakýn tarihlerde Fransa'da 4557 hasta üzerinde gerçekleþtirilmiþ olan ELIXIR çalýþmasýdýr (Bonierbale ve ark. 2003). Bu çalýþmada SSRI olarak sitalopram, fluoksetin, fluvoksamin, paroksetin ve sertralin kullanýlmýþtýr. Bu SSRI ilaçlarý kullanan 1332 hastanýn 989'unda (%74.2) cinsel iþlev bozukluðu saptanmýþtýr. SSRI'lar ile en sýk tanýmlanan cinsel iþlev bozukluðu libido azlýðý veya yokluðu olmuþtur (%57.6). Bunu orgazm ve ereksiyon sorunlarý izlemektedir.

SSRI antidepresanlarýn cinsel iþlev bozukluklarý üzerine etkileri ile iliþkili çalýþmalar genel olarak deðerlendirildiðinde bu ilaçlarýn cinsel iþlev bozuk-luðu yapýcý yan etkilerinin tedavide göz ardý edilmemesi ve hekim tarafýndan mutlaka takip edilmesinin gerekliliði ortaya çýkmaktadýr. Mevcut verilere göre cinsel iþlevler üzerine olumsuz etkiler bakýmýndan paroksetin ve sertralin diðer SSRI'lara göre biraz daha riskli gibi görünmektedir. SSRI'larýn cinsel iþlevler üzerine olumsuz etkileri trisiklik antidepresanlardan daha az olmadýðý gibi bazý çalýþmalarda daha yüksektir. Bununla beraber, SSRI antidepresanlarýn cinsel iþlev bozukluðu

(6)

üzerine etkilerini deðerlendiren çalýþmalarýn çoðu yetersiz denek sayýsý içeren küçük ölçekli çalýþ-malardýr. Bunlarýn bazýlarý da yan etkiler üzerine kesin bir bilimsel öneri getirebilecek metodolojik yeterlilikten yoksundur (Altman 2001).

Serotonin/noradrenalin gerialým (reuptake) inhibitörleri (SNRI) ve cinsel iþlevler

Noradrenalin ve dopaminin cinsel iþlevler üzerine olumlu etkileri göz önüne alýndýðýnda venlafaksinin noradrenerjik ve bir miktar da dopaminerjik etki-leri nedeniyle en azýndan diðer antidepresanlara göre daha düþük cinsel iþlev bozukluðu yapmasý beklenir. Nitekim, venlafaksinin cinsel iþlev bozuk-luklarý üzerine etkilerini deðerlendiren erken dönemdeki çalýþmalarda bu görüþ ile örtüþen veri-ler elde edilmiþtir. Yapýlan iki ayrý çalýþmada ven-lafaksin ile erkeklerde ejakülasyon bozukluðu %6 sýklýkla, erektil fonksiyon bozukluðu %12 sýklýkta gözlenirken, kadýnlarda orgazm problemlerinin %2 sýklýkta olduðu bildirilmiþtir. Bu çalýþmalarda cinsel iþlev bozukluðunun venlafaksin kullananlarda önemli bir sorun oluþturmayacaðý ileri sürülmüþtür (Cunningham ve ark. 1994, Schweizer ve ark. 1994). Daha sonraki bir çalýþmada da venlafaksinin kadýnlardan daha çok erkeklerde cinsel iþlev bozukluðuna neden olduðu ileri sürülmüþtür (Margolese ve Assalian 1996).

Yakýn tarihte gerçekleþtirilen daha geniþ ölçekli ve baþka antidepresanlarla da karþýlaþtýrmalý çalýþ-malarda, venlafaksinin gerek normal gerekse XR formunun cinsel iþlev bozukluklarýna daha yüksek sýklýkla neden olduðuna iþaret edilmiþtir. Clayton ve ark. (2002) oldukça geniþ ölçekli bir çalýþmada venlafaksin, venlafaksin XR, sitalopram, fluok-setin, parokfluok-setin, sertralin, mirtazapin, nefazodon ve bupropionun cinsel iþlevler üzerine etkilerini araþtýrmýþtýr. Bu çalýþmada venlafaksin ve ven-lafaksin XR'ýn cinsel iþlev bozukluðu yapýcý etki sýk-lýðý SSRI'lar kadar (%36-43) bulunmuþtur. Daha yakýn tarihlerde tamamlanan geniþ ölçekli ELIXIR çalýþmasýnda da (Bonierbale ve ark. 2003) benzer veriler elde edilmiþtir. Bu çalýþmada SNRI ilaçlar olan venlafaksin ve milnasipran kullanan 310 has-tanýn 228'inde anlamlý cinsel iþlev bozukluðu (%73.5) saptanmýþtýr. Bu deðer ayný çalýþmada SSRI'lar (%74.2) ve trisiklik antidepresanlar (%75.5) ile gözlenen yan etki sýklýðýna oldukça yakýndýr. En sýk gözlenen sorunlar hem erkekte

hem de kadýnda libido azlýðý veya yokluðu, kadýnda gecikmiþ orgazm ve erkekte ereksiyon güçlüðüdür. Milnasipran ile yapýlan daha eski tarihli bir çalýþ-mada da ilacýn erkeklerde cinsel iþlev bozukluðu yapýcý etkilerinin doza baðýmlý olarak deðiþtiði ancak tolere edilebilen en yüksek dozda %6.5'dan daha fazla olmadýðý bildirilmiþtir (Montgomery ve ark. 1996). Bu çalýþmada milnasipran dozu 100 mg/gün'ün altýnda iken %0.8, 100 mg/gün dozunda iken %2.7 ve 100 mg/gün'ün üstünde iken %6.5 sýk-lýkta cinsel iþlev bozukluðu saptanmýþtýr. Yüksek dozda en sýk gözlenen yan etki ereksiyon güçlüðü olmuþtur. Bu çalýþmada en önemli nokta yan etkinin doza baðýmlý olarak artýþ göstermesidir. Bundan doz arttýkça ilacýn SSRI özelliðinin daha baskýn olmasý sorumlu olabilir.

Seçici noradrenalin gerialým (reuptake) inhibitör-leri (NRI) ve cinsel iþlevler

Clayton ve arkadaþlarý (2003) 450 depresif hastada reboksetin ve fluoksetinin cinsel iþlevler üzerine etkilerini plasebo kontrollü bir çalýþma ile deðer-lendirmiþlerdir. Bu çalýþmada her birinde 150 denek bulunan üç gruptan birincisine plasebo, ikin-cisine 8-10 mg/gün dozunda reboksetin ve üçüncüsüne 20-40 mg/gün dozunda fluoksetin 8 hafta süre ile verilmiþ ve cinsel iþlevler "Rush Cinsel Envanter Ölçeði" doldurularak deðerlendirilmiþtir. Cinsel iþlevler üzerine etkiler bakýmýndan rebok-setin ile plasebo arasýnda anlamlý bir fark buluna-mamýþtýr. Fluoksetin ise gerek plasebo gerekse reboksetine göre istatistikçe anlamlý derecede fazla cinsel yan etkilere neden olmuþtur. Bu çalýþmada ayrýca, reboksetin alan kadýnlarýn orgazma ulaþma yeteneklerinde artýþ gözlenirken, fluoksetin alan-larda orgazm yokluðu veya orgazma ulaþma yeteneðinde belirgin azalmalar saptanmýþtýr. Bu bulgular Montgomery (1999) tarafýndan gerçek-leþtirilen daha önceki bir çalýþmanýn sonuçlarýný da destekler niteliktedir. Versiani ve arkadaþlarý (2000) da reboksetin ile cinsel iþlev bozukluklarýnýn görülme sýklýðýnýn %10 civarýnda olduðunu bildirmiþtir.

Bu olumlu bulgulara zýt olarak reboksetin ile cinsel iþlev bozukluðu bildiren iki ayrý olgu sunumu yayýn-lanmýþtýr. Haberfellner (2002) günde 2 kez 4 mg reboksetin alan bir olguda defekasyon sonrasý aðrýlý seminal emisyon ve þiddeti düþük gecikmiþ aðrýlý orgazm gözlemiþtir. Her iki problem de ilacýn

(7)

kesilmesini izleyen 2. günde ortadan kalkmýþtýr. O'Flynn ve Michael (2000) de ayný dozda ve benzer þekilde reboksetin alan erkek hastada günde 2-3 kez spontan ejakülasyon ve cinsel iliþki esnasýnda erken ejakülasyon problemi rapor etmiþtir.

Reboksetin cinsel iþlev bozukluðu yapma bakýmýn-dan trisiklikler, SSRI'lar ve venlafaksine göre daha emniyetli görünmekle beraber, hakkýnda daha net ifadeler kullanýlabilmesi için daha fazla sayýda kontrollü çalýþmaya gereksinim vardýr.

Diðer antidepresanlar ve cinsel iþlevler Tianeptin

Dibenzotiazepin türevi atipik bir antidepresandýr. Beyindeki serotonerjik sinapslarda serotonin geri alýmýný bloke etmez tersine artýrýr buna raðmen SSRI'lar kadar antidepresan etkisi vardýr (Uzbay 2002).

Tianeptinin cinsel iþlevler üzerine etkilerini deðer-lendiren kýsýtlý sayýda çalýþma bulunmaktadýr. Yakýn tarihlerde tianeptinin cinsel iþlevler üzerine etkisini araþtýran iki adet çalýþma yayýnlanmýþtýr. Bunlardan birincisi Fransa'da gerçekleþtirilen geniþ ölçekli ELIXIR çalýþmasýdýr (Bonierbale ve ark. 2003). Diðer çalýþma ise ülkemizde yapýlmýþtýr (Atmaca ve ark. 2003).

Bonierbale ve arkadaþlarý (2003) tianeptin ile tedavi edilen hastalarda cinsel iþlev bozukluklarý görülme sýklýðýnýn antidepresan tedavi almayan hastalara göre anlamlý derecede farklý olmadýðýný ve trisiklik antidepresanlar, SSRI'lar ve SNRI ilaçlara göre daha düþük olduðunu göstermiþlerdir. Atmaca ve arkadaþlarý da (2003) trisiklik klomipramin ile SSRI (paroksetin, sertralin ve flu-oksetin) alan ve cinsel iþlev bozukluðu geliþen hastalarda bu ilaçlarýn kesilerek tianeptine geçilmesinin ortaya çýkan cinsel iþlev bozukluk-larýnda anlamlý derecede azalmaya neden olduðunu ileri sürmüþlerdir. Bu iki çalýþmanýn sonucu Ducrocq (1999) tarafýndan daha önce ileri sürülen tianeptin ile diðer antidepresanlara göre daha düþük cinsel iþlev bozukluðu sýklýðý görülebileceði ile iliþkili hipotezi de desteklemekte-dir.

Tianeptin cinsel iþlev bozukluðu oluþturma çerçevesinde bu tip yan etkileri sýk oluþturan trisik-lik antidepresanlar, SSRI'lar ve venlafaksine göre daha tercih edilebilir bir ilaç gibi görünmekle

beraber kesin bir kanýya varabilmek için daha fazla veriye gereksinim bulunmaktadýr.

Mirtazapin

Mirtazapin kompleks etki düzeneðine sahip bir antidepresandýr. Hem noradrenalin hem de sero-tonin salýverilmesinden sorumlu olan noradrener-jik α2otoreseptörleri bloke etmesinin yanýsýra sero-tonerjik 5-HT2ve 5-HT3reseptörleri de bloke eder. Buna karþýn 5-HT1a reseptörlere de az da olsa afinitesi vardýr (de Boer 1995). Bu nedenle mir-tazapin ile düþük sýklýk ve þiddette cinsel fonksiyon bozukluðu yapýcý etki görülmesi beklenir. Klinik çalýþmalarýn sonuçlarý da bu görüþü destekler nite-liktedir (Montgomery 1995, Baldwin ve Birtwistle 1998, Waldinger ve ark. 2003).

Trazodon

Seçici fakat zayýf serotonin gerialým inhibisyonu yapan bir antidepresandýr. Ayrýca 5-HT1, 5-HT2ve α2adrenerjik reseptörleri de bloke eder. Ciddi cin-sel yan etkisi erkeklerde aðrýlý ve uzamýþ ereksiyona (priapism) neden olabilmesidir. Trazodon kullanan hastalarda priapism görülme sýklýðý 1/1000 ile 1/10000 arasýnda deðiþir (Scher ve ark. 1983, Warner ve ark. 1987, Thompson ve ark. 1990, Baldwin ve Birtwistle 1998, Kene ve Davies 1999). Bu ilacý kullanan erkek hastalar priapizm yapýcý yan etkiye karþý uyarýlmalýdýr.

Bupropion

Dopaminerjik etkili bir ilaçtýr (Kayaalp 2003). Artmýþ dopaminerjik aþýrýmýn cinsel iþlevler üzeri-ne uyarýcý etkileri çerçevesinde bupropion cinsel iþlev bozukluklarýna neden olmadýðý gibi antidepre-san tedavide ortaya çýkan cinsel iþlev bozukluðunun tedavisinde kullanýlýr (Ashton ve Rosen 1998, Clayton ve ark. 2004). Bupropion ile iliþkili en önemli sorun antidepresan etkinliðinin yukarýda anýlan diðer ilaçlardan daha az ve tartýþmalý olmasýdýr.

ANTÝDEPRESANLARIN NEDEN OLDUÐU CÝNSEL ÝÞLEV BOZUKLUKLARININ TEDAVÝSÝ

Antidepresan kullanýmý sýrasýnda ortaya çýkan cin-sel iþlev bozukluklarýnýn önlenmesi, hafifletilmesi veya ortaya çýkmýþ olan problemlerin tedavisine

(8)

yönelik çeþitli stratejiler önerilmiþtir (Baldwin ve Birtwistle 1998, Hirschfeld 1999, Zajecka 2001). Bunlar tercih sýralarýna göre aþaðýda ayrý ayrý ele alýnmýþtýr.

Uyum için bekleme

Özellikle SSRI kullanan bazý hastalarda ortaya çýkan cinsel iþlev bozukluklarýnýn tedavinin kesinti-siz sürdürülmesi ile zaman içinde kendiliðinden hafiflediði veya tamamen ortadan kalktýðý gözlen-miþtir (Herman ve ark. 1990, Montejo-Gonzales ve ark. 1997). SSRI'larýn yanýsýra trisiklik antidepre-sanlar ve MAO inhibitörleri ile de tedaviye devam etmenin bazen olumlu sonuç verdiði ileri sürülmek-tedir (Baldwin ve Birtwistle 1998). Burada diðer bazý yan etkilerde olduðu gibi cinsel iþlev bozukluk-larýnýn da zaman içinde giderek azalmasý söz konusu olabilir.

Cinsel yan etkiler ilk görülmeye baþlandýðýnda hasta bu yan etkiler açýsýndan dikkatli bir izlemeye alýnarak belli bir süre tedavinin kesilmeksizin sürdürülmesi baþka bir strateji izlemeye gerek býrakmayabilir.

Dozun minimal etkin doz olacak þekilde ayarlan-masý

SSRI'lar ve trisiklikler baþta olmak üzere birçok antidepresan ilacýn cinsel iþlevleri bozucu yan etki-leri doza baðýmlý olarak ortaya çýkmaktadýr (Baldwin ve Birtwistle 1998, Zajecka 2001).

Özel-likle SSRI kullanan bazý hastalarda dozun belirgin þekilde azaltýlmasýnýn antidepresan etkinliði fazla azaltmadan cinsel iþlevler üzerine olumsuz etkileri hafiflettiði gözlenmiþtir (Herman ve ark. 1990, Benazzi ve Mazzoli 1994, Montejo-Gonzales 1997). Bu yöntem bazý hastalarda yan etki þiddetinin hafif-letilmesine veya ortadan kalkmasýna yardýmcý ola-bilmekle beraber, özellikle eliminasyon yarýlanma ömrü kýsa olan antidepresanlarla tedavide depres-yon belirtilerinin yeniden alevlenmesine de neden olabilir. Doz azaltýlarak cinsel iþlevlerle ilgili yan etkilerde azalma gözlenen hastalar depresyon belirtileri bakýmýndan sýký bir kontrole alýnmalýdýr-lar. Bu yöntemin önemli bir diðer dezavantajý her hastada etkili olmamasýdýr. Bazý hastalarda cinsel iþlevlerle iliþkili yan etkiler, doz azaltýlmasýna rað-men ortadan kalkmamaktadýr (Baldwin ve Birtwistle 1998).

Ýlaç tatili

Rothchild (1995), sertralin ve paroksetin ile tedavi esnasýnda cinsel iþlev bozukluðu ortaya çýktýðýnda 4 hafta süre ile hafta sonlarý 48 saat süre ile tedaviye ara vererek hafta baþýnda tekrar tedaviye dön-menin hastalarýn %50'sinde libido ve orgazm bozukluðu gibi problemleri etkili bir þekilde düzelt-tiðini saptamýþtýr. Benzer etki fluoksetin gibi daha uzun yarýlanma ömrüne sahip ilaçlarla elde edile-memiþtir. Ýlaç tatili özellikle kýsa etki süreli SSRI'lar ile tedavide etkili olabilecek bir yöntem gibi görünmektedir. Bu yöntem antidepresan

teda-Tablo 3. Antidepresanlarla iliþkili cinsel iþlev bozukluklarýnýn tedavisinde kullanýlan farmakolojik antidotlar*

Antidot Etki düzeneði Doz Etki

Yohimbin α2 antagonist 5.4-10.8 mg/gün libido uyarýlma ve orgazm

Siproheptadin 5-HT antagonist 4-8 mg/gün orgazm

Amantadin Dopamin agonist 100-400 mg/gün orgazm

Bupropion Dopamin agonist 75-150 mg/gün libido uyarýlma ve orgazm Dekstroamfetamin Dopamin agonist 5-40 mg/gün libido

Metilfenidat Dopamin agonist 5-40 mg/gün uyarýlma ve orgazm Buspiron 5-HT1aparsiyel agonist 15-45 mg/gün libido ve orgazm

Sildenafil NO agonist 50-100 mg/gün** libido uyarýlma ve orgazm Neostigmin Kolinerjik agonist 50-200 mg/gün uyarýlma

Betanekol Kolinerjik agonist 10-50 mg (bir kez) uyarýlma *(Hirschfeld, 1999; Rotschild, 2000; Zajecka, 2001); **Nitratlarla kullanýmý kontrendike; NO= nitrik oksid.

(9)

vide daha önce uyunç sorunu (ilacý düzenli kullan-mama ve hekime haber vermeden kesme) yaþamýþ olan hastalarda ve tedaviye kýsýtlý yanýt veren olgu-larda önerilmemektedir (Zajecka 2001).

Ýlaç tatili olarak kullanýlacak sürenin mutlaka hafta sonu tatiline denk gelmesi gerekmez. Hafta içinde herhangi bir birbirini izleyen iki gün ilaç tatili olarak kullanýlabilir (Baldwin ve Birtwistle 1998).

Baþka antidepresanlara geçme

Özellikle SSRI'lar ve trisiklik antidepresanlar ile tedavide cinsel iþlev bozukluklarý ortaya çýktýðý durumlarda nefazodon, bupropion, mirtazapin ve tianeptin gibi baþka ilaçlara geçme cinsel iþlev bozukluklarýnýn hafiflemesine veya düzelmesine yardýmcý olmaktadýr (Zajecka 2001). Burada deðiþtirilecek antidepresan ilacýn dopaminerjik agonist ve antiserotonerjik (5-HT2 reseptör blokajý özelliði) özelliklere sahip olmasý avantaj saðlayýcý özelliktedir (Brill 2004). Yukarýda da söz edildiði gibi SSRI ile tedaviden moklobemid (Ramassubbu 1999) ve tianeptin (Atmaca ve ark. 2003) ile tedaviye geçmenin de cinsel iþlevler üzerine olum-suz etkileri ortadan kaldýrdýðý bilinmektedir. Bupropionun SSRI'lar, trisiklikler ve diðer antidep-resanlara göre etkinliði tartýþmalýdýr. Ülkemizde depresyon tedavisinden çok sigara býrakmaya yardýmcý olarak reçetelenmektedir. Moklobemidin MAO inhibitörü olmasý özellikle SSRI'lardan bu ilaca geçiþte en az 2 haftalýk bir ara verilmesini gerektirmektedir. Bu durumda ülkemizdeki koþullar da göz önüne alýndýðýnda tianeptin ve mir-tazapin bu stratejinin uygulanmasýnda en iyi iki seçenek gibi görünmektedir. Tianeptinin serotonin gerialýmýný stimüle edici özelliði ve mirtazapinin 5-HT2reseptör antagonisti özelliði bu görüþü destek-lemektedir.

Farmakolojik antidot kullanma

Cinsel iþlev bozukluðu ortaya çýktýðýnda bazý ilaçlar doðrudan tedaviye eklenerek alýnan cevaba göre dozu ve kullaným süresi ayarlanmak suretiyle anti-dot olarak kullanýlýrlar. Bunlarýn antidepresan etki-leri yoktur veya düþüktür (bupropion ve buspiron gibi). Bu amaçla en çok serotonin antagonistleri, 5-HT1a parsiyel agonistleri, adrenerjik antagonistler, kolinerjik agonistler, dopaminerjik agonistler ve nitrik oksid stimülatörleri kullanýlýr (Baldwin ve Birtwistle 1998, Rotschild 2000, Zajecka 2001). Ýlaç seçimi kullanýlan antidepresanýn antidot ile etki-leþimi olup olmadýðý ve hastanýn antidotu kullan-masýna engel baþka bir sorunu olup olmadýðý göz önüne alýnarak yapýlýr.

Antidepresanlarla karþýlaþýlan cinsel iþlev bozuk-luklarýna karþý antidot olarak kullanýlabilecek ilaçlarla ilgili bilgiler Tablo 2'de özetlenmiþtir.

SONUÇ

Bu derleme kapsamýnda incelenen veriler göz önüne alýndýðýnda aþaðýdaki sonuçlara ulaþýlmak-tadýr:

a) Antidepresanlarla tedavide cinsel iþlev bozuk-luðu mutlaka sorgulanmasý, izlenmesi ve tedavi edilmesi gereken bir yan etkidir.

b) SSRI'lar, trisiklik antidepresanlar, seçici olma-yan MAO inhibitörleri ve SNRI ilaçlarda cinsel iþlev bozukluðu yapma riski daha yüksek gibi görünmektedir. NRI ilaçlarýn cinsel iþlevler üzerine etkilerini deðerlendirmeye yardýmcý olacak daha fazla veriye gereksinim bulunmaktadýr.

c) Türkiye'de reçetelenen antidepresan ilaçlar göz önüne alýndýðýnda, tianeptin ve mirtazapin bu çalýþ-ma kapsamýnda deðerlendirilen kaynaklar çerçeve-sinde cinsel iþlevler üzerine yan etkileri bakýmýndan diðer ilaçlara göre daha güvenli görünmektedir.

KAYNAKLAR Alcantara AG (1999) A possible dopaminergic mechanism in

the serotonergic antidepressant-induced sexual dysfunction. J Sex Mar Ther, 25:125-129.

Altman CA (2001) Effects of selective serotonin reuptake inhibitors on sexual function. J Clin Psychopharmacol, 21:241-242.

Ashton AK, Rosen RC (1998) Bupropion as an antidote for serotonin reuptake inhibitor-induced sexual dysfunction. J Clin Psychiatry, 59:112-115.

Atmaca M, Kuloðlu M, Tezcan E ve ark. (2003) Switching to tianeptine in patients with antidepressant-induced sexual dsy-function. Hum Psychopharmacol Clin Exp, 18:277-280. Baldessarini RJ, Marsh E (1990) Fluoxetine and side effects. Arch Gen Psychiatry, 47:191-192.

Baldwin DS (1995) Psychotrophic drugs and sexual dysfunction. Int Rev Psychiatry, 7:261-273.

(10)

sexu-al function: improving the recognition and management of sex-ual dysfunction in depressed patients. Antidepressant Therapy at the Dawn of the Third Millenium. M Briley, S Montgomery (Ed), London, Martin Dunitz Ltd, s. 231-253.

Balon R (1998) The effects of antidepressants on human sexu-alitiy: Diagnosis and management update 1998. 1998 Pocket Reference. The Effects of Psychotrophic Medications on Human Sexuality. R Balon, KB Segraves (Eds), New York, MBL Communications Inc., s. 6-22.

Benazzi F, Mazzoli M (1994) Fluoxetine-induced sexual dys-function: a dose-dependent effect? Pharmacopsychiatry, 27:246. Birmingham AT (1968) The human isolated vas deferens: Its response to electrical stimulation and to drugs. Br J Pharmacol, 34:692-693.

Bolden-Watson C, Richelson E (1993) Blockade by newly devel-oped antidepressants of biogenic amine uptake into rat brain synaptosomes. Life Sci, 52:1023-1029.

Bonierbale M, Lancon C, Tignol J (2003) The ELIXIR study: evaluation of sexual dysfunction in 4557 depressed patients in France. Curr Med Res Opin, 19:114-124.

Brill M (2004) Antidepressants and sexuel dysfunction. Fertil Steril, 2:35-40.

Clayton AH, Pradko JF, Croft HA ve ark. (2002) Prevalance of sexual dysfunction among newer antidepressants. J Clin Psychiatry, 63:357-366.

Clayton AH, Zajecka J, Ferguson JM ve ark. (2003) Lack of sex-ual dysfunction with the selective noradrenaline reuptake inhibitor reboxetine during treatment for major depressive dis-order. Int Clin Psychopharmacol, 18:151-156.

Clayton AH, Warnock JK, Kornstein SG ve ark. (2004) A place-bo-controlled trial of bupropion SR as an antidote for selective serotonin reuptake inhibitor-induced sexual dysfunction. J Clin Psychiatry, 65:62-67.

Cohen MA, Davies PH (1998) Drug therapy and hyperpro-lactinemia. Adverse Drug React Bull, 190:723-726.

Cunningham LA, Borison RL, Carman JS ve ark. (1994) A com-parison of venlafaxine, trazadone and placebo in major depres-sion. J Clin Psychopharmacol, 14:99-106.

de Boer T (1995) The effects of mirtazapine on central norad-renergic and serotonergic neurotransmission. Int Clin Psychopharmacol, 10(Suppl 4):19-23.

Done CJ, Sharp T (1992) Evidence that 5-HT2 receptor activa-tion decreases noradrenaline release in rat hippocampus in vivo. Br J Pharmacol, 107:240-245.

Done CJ, Sharp T (1994) Biochemical evidence for the regula-tion of central noradrenergic by 5-HT1A and 5-HT2 receptors: microdialysis studies in the awake and anaesthetized rat. Neuropharmacology, 33:411-421.

Ducrocq F (1999) Dépression et troubles de la fonction sxuelle. L'Encéphale, 25:515-516.

Fava M, Amsterdam JD, Deltito JA ve ark. (1998) A double-blind study of paroxetine, fluoxetine, and placebo in outpatients with major depression. Ann Clin Psychiatry, 10:145-150. Finkel MS, Laghrissi-Thode F, Pollock BG ve ark. (1996)

Paroxetine is a novel nitric oxide synthase inhibitor. Psychopharmacol Bull, 32:653-658.

Furchgott RF, Vanhoutte PM (1989) Endothelium-derived relaxing and contracting factors. FASEB J, 3:2007-2018. Haberfellner EM (2002) Sexual dysfunction caused by reboxe-tine. Pharmacopsychiatry, 35:77-78.

Herman JB, Brotman AW, Pollack E ve ark. (1990) Fluoxetine-induced sexual dysfunction. J Clin Psychiatry, 51:25-27. Hillegaart V, Ahlenius S, Larsson K (1991) Region-selective inhibition of male rat sexual behavior and motor performance by localized forebrain 5-HT injections: A comparison with effects produced by 8-OH-DPAT. Behav Brain Res, 42:169-180. Hirschfeld RM (1999) Management of sexual side effects of antidepressant therapy. 60 (Suppl 14):27-30.

Huang Y (1997) Inhibition of contractions by tricyclic antide-pressants and xylamine in rat vas deferens. Eur J Pharmacol, 327:41-47.

Hull EM, Eaton RC, Moses J ve ark. (1993) Copulation increas-es dopamine activity in the medial preoptic area of male rats. Life Sci, 52:935-940.

Hyttel J (1994) Pharmacological caharacterization of selective serotonin reuptake inhibitors (SSRIs). Int Clin Psychopharmacol, 9 (Suppl 1):19-26.

Jacobsen FM (1994) SSRI-induced sexual dysfunction. Am Soc Clin Psychopharmacol Progress Notes, 5:1-4.

Kayaalp SO (2003) BNF/TÝK Türkiye Ýlaç Klavuzu - 2003 Formüleri. Ýstanbul, Turgut Yayýncýlýk ve Ticaret A.Þ.

Kene LC, Davies PH (1999) Drug-related erectile dysfunction. Adverse Drug React Toxicol Rev, 18:5-24.

Keltner NL, McAfee KM, Taylor CL (2002) Mechanisms and treatments of SSRI-induced sexual dysfunction. Perspect Psychiatr Care, 38:111-116.

Kim SC, Seo KK (1998) Efficacy and safety of fluoxetine, ser-traline and clomipramine in patients with premature ejacula-tion: a double-blind, placebo controlled study. J Urol, 159:425-427.

Klint T, Dahlgren IL, Larsson K (1992) The selective 5-HT2 receptor antagonist amperozide attenuates 1-(2,5-dimethoxy-4-iodophenyl)-2-aminopropane-induced inhibition of mal erat sexual behavior. Eur J Pharmacol, 212:241-246.

Lane RM (1997) A critical review of selective serotonin re-uptake inhibitor related sexual dysfunction: incidence, possible aetiology and implications for management. J Psychopharmacol, 11:72-82.

Luo L, Tan R-X (2001) Fluoxetine inhibits dendrite atrophy of hippocampal neurons by decreasing nitric oxide synthase expression in rat depression model. Acta Pharmacologica Sinica, 22:865-870.

Margolese HC, Assalian P (1996) Sexual side effects of antide-pressants: a review. J Sexual Marital Ther, 22:209-217. Mas M, Rodriguez del Castillo A, Guerra M ve ark. (1987) Neurochemical correlates of male sexual behavior. Physiol Behav, 41:341-345.

(11)

Medina P, Segarra G, Ballester R ve ark. (2000) Effects of anti-depressants in adrenergic neurotransmission of human vas def-erens. Urology, 55:592-597.

Melis MR, Argiolas A (1995) Nitric oxide donors induce penile erection and yawning when injected in the central nervous sys-tem of male rats. Eur J Pharmacol, 294:1-9.

Monteiro WO, Norshirvani HF, Marks IM ve ark. (1987) Anorgasmia from clomipramine in obsessive compulsive disor-der: a controlled trial. Br J Psychiatry, 151:107-112.

Montejo-González AL, Liorca G, Izquierdo JA ve ark. (1997) SSRI-induced sexual dysfunction: Fluoxetine, paroxetine, ser-traline, and fluvoksamine in a prospective, multicenter, and descriptive clinical study of 344 patients. J Sex Marital Ther, 23:176-194.

Montgomery SA (1995) Safety of mirtazapine: a review. Int Clin Psychopharmacol, 10 (Suppl 4):37-45.

Montgomery JA, Prost JF, Solles A ve ark. (1996) Efficacy and tolerability of milnacipran: an overview. Int Clin Psychopharmacol, 11 (Suppl 4):47-51.

Montgomery SA (1999) Predicting response: noradrenaline reuptake inhibition. Int Clin Psychopharmacol, 14:21-26. Nurnberg HG, Seidman SN, Gelenberg AJ ve ark. (2002) Depression, antidepressant therapies, and erectile dysfunction: clinical trials of sildenafil citrate (Viagra©) in treated and untreated patients with depression. Urology, 60 (Suppl. 2B):58-66.

O'Flynn R, Michael A (2000) Reboxetine-induced spontaneous ejaculation. Br J Psychiatry, 177:567-568.

Philipp M, Kohnen R, Benkert O (1993) A comparison study of moclobemide and doxepin in major depression with special ref-erence to effects on sexual dysfunction. Int Clin Psychopharmacol, 7:149-153.

Pollack MH, Reiter S, Hammerness P (1992) Genitourinary and sexual adverse effects of psychotrophic medication. Int J Psychiatry Med, 22:305-327.

Ramassubbu R (1999) Switching to moclobemide to reverse flu-oxetine-induced sexual dysfunction in patients with depression. J Psychiat Neurosci, 24:45-50.

Rosen RC, Marin H (2003) Prevalence of antidepressant-associ-ated erectile dysfunction. J Clin Psychiatry, 64 (Suppl 10):5-10. Rotschild AJ (1995) Selective serotonin reuptake inhibitor-induced sexual dysfunction: efficacy of a drug holiday. Am J Psychiatry, 152:1514-1516.

Rothschild AJ (2000) New directions in the treatment of anti-depressant-induced sexuel dysfunction. Clin Ther, 22 (Suppl A):42-61.

Scher M, Krieger JN, JUergens S (1983) Trazodone and pri-apism. Am J Psychiatry, 140:244-245.

Schweizer E, Feighner J, Mandos LA (1994) Comparison of venlafaxine and imipramine in the acute treatment of major depression in out-patients. J Clin Psychiatry, 55:104-108.

Segraves RT (1989) Effect of psychotrophic drugs on human erection and ejaculation. Arch Gen Psychiatry, 46:275-284. Segraves RT (1993) Treatment emergent sexual dysfunction in affective disorder: a review and manegement strategies. J Clin Psychiatry, 11:57-60.

Smucny J, Park MS (2004) Which antidepressant is best to avoid sexual dysfunction? 69:2419-2420.

Sorscher SM, Dilasaver SC (1986) Antidepressant-induced sex-ual dysfunction in men: Due to cholinergic blockade? J Clin Psychopharmacol, 6:53-55.

Stahl SM (1998) How psychiatrists can built new therapies for impotence. J Clin Psychiatry, 59:47-48.

Stahl SM (2000) Essential Psychopharmacolgy. 2. baský, Cambridge, Cambridge University Press, s. 539-568.

Thompson JW Jr, Ware MR (1990) Psychotrophic medications and priapizm: a comprehensive review. J Clin Psychiatry, 51:430-433.

Uzbay ÝT (2002) Tianeptin: Genel bilgiler, farmakolojisi ve kul-laným güvenliði. Klinik Psikiyatri Dergisi, 5 (Ek 2): 3-9. Verma S, Chhina GS, Mohan V ve ark. (1989) Inhibition of male sexual behavior by serotonin application in ther medial preoptic area. Physiol Behav, 46:327-330.

Versiani M, Amin M, Chouinard G (2000) Double-blind, place-bo-controlled study with reboxetine in inpatients with severe major depressive disorder. J Clin Psychopharmacol, 20:28-34. Waldinger MD, Zwinderman AH, Olivier B (2003) Antidepressants and ejaculation: a double-blind, randomized, fixed-dose study with mirtazapine and paroxetine. J Clin Psychopharmacol, 23:467-470.

Warner MD, Peabody CA, Whiteford HA ve ark. (1987) Trazodone and priapizm. J Clin Psychiatr, 48:244-245. Watson NV, Gorzalka BB (1991) DOI-induced inhibition of copulatory behavior in male rats: reversal by 5-HT2 antagonists. Pharmacol Biochem Behav, 39:605-612.

Yaron I, Shirazi I, Judovich R ve ark. (1999) Fluoxetine and amitriptyline inhibit nitric oxide, prostaglandin E2, and hyaluronic acid production in human synovial cells and synovial tissue cultures. Arthritis Rheum, 42:2561-2568.

Zajecka J, Mitchell S, Fawcett J (1997) Treatment-emergent changes in sexual function with selective serotonin reuptake inhibitors as measured with the Rush Sexual Inventory. Psychopharmacol Bull, 33:755-760.

Zajecka J (2001) Strategies for the treatment of antidepressant-related sexual dysfunction. J Clin Psychiatry, 62 (Suppl 3):35-43. Zourkava A, Hadasova E (2002) Relatioship between CYP 2D6 metabolic status and sexual dysfunction in paroxetine treatment. J Sex Marital Ther, 28:451-461.

Referanslar

Benzer Belgeler

Eldem Türkiye’deki sosyo-ekonom ik durumun çok hızlı bir'şekilde değişmesi dolayısıyle kısa sürede kaybolmakta olan bir Türk kültür mimarının hiç olmazsa

Louisiana Üniversitesi (Lafayette) fizikçilerinden John Matese ve Dani- el Whitmire, İtalya’nın Padua kentin- de düzenlenen Gezegen Bilimleri Yıllık Toplantısında

VLBI (Very large Base In- terferometry – Çok Geniş Taban Interfrometrisi) adını taşıyan bu "teles- kop", Japonların 2.5 yıl ön- ce yörüngeye yerleştirdik- leri

Uzay istasyonunun bilimsel açıdan çok önemli gelişmelere yol açacağını savunan bilim adamlarının yanı sıra, orada yürütülecek bilimsel çalışmalar- dan az

Bu nok­ tayı nazar mucibince sırf millî hudutlari çindeki şahısları tas­ vir ve vakaları hikâye eden şair ve edipler millî olurlar?. Mevzularını ve

Ancak şimdi yıldızın ışığındaki bu dalgalanmayı, ancak bir ikili yıldız sisteminin ve bu sistemde bulunan bir üçüncü cismin, Jüpi- ter’in üç kat büyüklüğünde ve

Heyecana kapılmak, her san’at- kâr için ölüm, hiç olmazsa hitap et­ tiği kimseler hâkim olmak arzusun­ dan feragat demektir. San’atkar hisli olmağa,

teknolojisi bölümü başkanı olan Ken Ford, "bu, insanlı uzay araştırmaları için büyük potansiyel taşıyan, heyecan verici bir proje" diyor.. Tasarımcıları,