• Sonuç bulunamadı

Onuncu Gezegen mi?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Onuncu Gezegen mi?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kasım 1999 7

Güneş Sistemi’nde gezegen bü-yüklüğünde cisimler için yürütülen avın 1930 yılında Plüton’un keşfiyle sona erdiği sanılıyordu. Aslında daha sonra Plüton’un (ve uydusu Cha-ron’un) gezegenlerin oluşma sürecin-den arta kalan enkazın en büyük par-çası olduğu ortaya çıktı. Enkazın bü-yük bölümüyse, Güneş Sistemi’ni Plüton’un hemen dışında çevreleyen Kuiper Kuşağı’nda, ya da çok daha uzaklardan bir küre gibi saran Oort Bulutu’nda bulunuyor. Gelgelelim, bazı gökbilimciler geçmişteki "keşif-lerin" boşa çıkmasına aldırmadan onuncu bir gezegeni bulma çabaları-nı inatla sürdürüyorlar. Ekim başla-rında ABD’li ve İngiliz araştırmacılar, birbirlerinden bağımsız olarak yürüt-tükleri çalışmaların sonunda 10. geze-genin yeri ve büyüklüğü konusunda benzer önermelerde bulundular. Bu savlara göre gezegen öyle yakınları-mızda falan değil. Üstelik Plüton gibi bir enkaz parçasına da benzemiyor. Aksine Jupiter’den bile kat kat bü-yük olabilecek bir gök cismi.

Louisiana Üniversitesi (Lafayette) fizikçilerinden John Matese ve Dani-el Whitmire, İtalya’nın Padua kentin-de düzenlenen Gezegen Bilimleri Yıllık Toplantısında yaptıkları açıkla-mada büyük bir gezegenin, hatta bir "kahverengi cüce" nin, Güneş’ten çok uzaklarda, Oort Bulutu’nun dış böl-gelerindeki yörüngesi üzerinde dö-nerek buluttaki kuyrukluyıldızları harekete geçirdiğini öne sürdüler.

Matese ve Whitmire, tezlerini Oort Bulutundan iç Güneş Siste-mi’ne düşen ve en yakından incele-nen 82 kuyrukluyıldızın yaklaşık üçte birinin yörüngeleri üzerinde yaptıkla-rı gözlemlere dayandıyaptıkla-rıyorlar. Kendi-lerine göre, eğer gerçekten Oort bu-lutundaki kuyrukluyıldızlar, asılı ol-dukları yerlerden Samanyolu Göka-dası’nın kütleçekimsel darbeleriyle kopuyorsa, bunların Güneş’e yaklaş-ma yönleri gökyüzünün her yerine eşit biçimde dağılıyor olması gerekir-di. Oysa gökyüzünün bir bölümün-den gelen kuyrukluyıldız yağmuru, olması gerekenden üç kat fazla. Üste-lik bu bölgede Dünya’ yı bir kuşak gi-bi sarıyor. Bir araya kümelenmiş bu kuyrukluyıldızlar, normalden kısa

yö-rüngelere sahip ve bu nedenle ne Güneş yakınlarına, ne de Oort Bulu-tu’nun dış bölgelerine sokulabiliyor-lar. İki araştırmacıya göre bu duru-mun en iyi açıklaması, Jüpiter’in 1,5 ila 6 katı büyüklüğündeki gezegenin, Güneş’ten 25 000 Astronomik Birim (AB) uzaklıkta, dış Oort Bulutunun ortalarında dönüyor olması. Bir AB, Dünya ile Güneş arasındaki yaklaşık 150 milyon kilometre ortalama uzak-lığa eşit olan bir gökbilim ölçüsü.

Gene uzun dönemli kuyrukluyıl-dızların yörüngelerini inceleyen bir İngiliz bilim adamı, bunların Gü-neş’in çok uzağında dönen ve henüz keşfedilmemiş büyük bir gökcismin-den etkileniyor olabileceklerini öne sürdü. Milton Keynes’teki Açık Üni-versite gökbilimcilerinden Dr. John Murray, Kraliyet Gökbilim Derneği Aylık Bülteni’nin 11 Ekim tarihli sa-yısında yayımlanan makalesinde, söz konusu cismin Güneş’e, 32 000 Astro-nomik Birim (AB) uzaklıkta olması gerektiğini savundu. Dr. Murray da tezini Güneş çevresindeki dönüşleri-ni çok uzun sürelerde tamamlayan kuyrukluyıldızların yörüngelerinin rasgele bir dağılım göstermeyip kü-meleşme eğilimi taşımalarına dayan-dırıyor.

Bu kuyrukluyıldızlar, Oort Bulutu diye adlandırılan, Güneş’i 10 000 -50 000 AB uzaklıkta bir küre gibi çevreleyen ve buz ile toz zerrecikle-rinden oluşmuş trilyonlarca küçük

gök cisminden kaynaklanıyorlar. Bu gök cisimlerinden bazıları, şimdiye değin çok iyi anlaşılmayan nedenler-le bulut içindeki yernedenler-lerinden koparak iç Güneş sistemine doğru düşüyorlar. Güneş’e yaklaştıklarında bu "kirli kartopları" üzerindeki gaz, toz ve buzlar buharlaşarak uzaya saçılıyor ve Güneş rüzgârının etkisiyle uzun bir kuyruk biçiminde geriye itilerek gi-derek kütle yitiren gökcisimlerine alıştığımız kuyruklu yıldız görünü-münü veriyorlar.

İngiliz araştırmacı, iç Güneş siste-mine kadar sokulan kuyrukluyıldızlar arasında bir grubun geldiği yönlerin uzayda bir yay çizdiğini ve bu yayın büyük kütleli bir gökcisminin yörün-ge izi olabileceğini söylüyor. Mur-ray’a göre bu gökcismi, Oort Bulu-tu’nun dış kısmında dönüyor ve hare-keti sırasında kütleçekimiyle bulutta-ki kuyrukluyıldızlara ivme kazandırı-yor. Gökbilimci, bu 10. Gezegen ada-yının en az Jüpiter büyüklüğünde ol-ması gerektiği düşüncesinde. Ancak Güneş sisteminin en büyük gezegeni olan gaz devinden çok da büyük ola-maz; çünkü Jüpiter’den 10 kat daha büyük olan gökcisimleri "Kahverengi Cüce" diye adlandırılan ve merkezle-rinde nükleer tepkime başlatacak ka-dar büyük olmayan, ancak kütleçe-kim enerjisi nedeniyle zayıf bir ışını-ma sahip olan bir alt sınıfa giriyorlar. Güneş’e yakın böylesine görece bü-yük cisimlerinse şimdiye kadar çok-tan fark edilmesi gerekirdi. Bu ne-denle Dr. Murray, olası gök cisminin bir gezegen olduğu, ve Güneş Siste-minin oluşmasından sonra yıldızımı-zın kütleçekimine yakalanmış olabi-leceği görüşünde. İngiliz gökbilimci, kanıtların 10. gezegen olasılığını ciddi biçimde gündeme getirmesine kar-şın, kuyrukluyıldız yörüngelerindeki kümeleşmelerin olası başka açıkla-malarının da göz ardı edilmemesi ge-rektiğini vurguluyor.

Science, 15 Ekim 1999

RAS Press Release http://www.ras.org.uk/ras/

Onuncu Gezegen mi?

Gezgin Dev Güneş sistemi 0.5 ışık yılı 2.3 ışık yılı Dünya’nın Güneş çevresinde yörünge düzlemi Yeni gezegen Oort Bulutu Dünya yörüngesinin yönü

Yeni bir gezegen, kuyrukluyıldızları Güneş’e doğru itmiş olabilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Scanned by CamScanner... Scanned

Dersteki uygulama sırasında size verilecek Çizelge 4.1 de, Uranüs gezegeninin 1720-1840 yılları arasındaki kuramsal Güneş merkezli boylamları () ve bu tarihlerde,

Ötegezegen Araştırmalarında Ulaşılan Gözlemsel Sonuçlarla Oluşum Senaryolarının Karşılaştırması: Merkezi Yıldız ve Seçim Etkisi Kaynaklı Yanlılıklar ve

Herhangi bir disk yarıçapı için bu ölçeğin ne düzeyde olması gerektiği literatürde çok tartışılan bir konu olmakla (birkaç yörünge döneminden, 20-50

Gezegen kaynalı dikine hız değişiminin genliği bir dönemden diğerine değişmezken, özellikle manyetik etkinlik kaynaklı değişimlerin genliği (Güneş'ten de

Yıldızın dönme ekseni ile bileşeninin yörünge düzlemi arasındaki çeşitli açılar için dikin hız değişimi (Ohta vd. 2005)!. Rossiter –

Her ne kadar büyütme (ing. magnification) terimi kullanılıyorsa da söz konusu olan galaksiler giib geniş kaynaklar değil de nokta kaynaktan gelen yıldız

Amerika Birleşik Devletleri(ABD) ile Avrupa Birliği’nin (AB) enerji ikmal stratejilerinde merkezi bir önem taşıyan Nabucco Boru Hatt ı Projesi Hükümetlerarası