• Sonuç bulunamadı

Kütahya milletvekilleri ve Millet Meclisi'ndeki faaliyetleri (1961-1980)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kütahya milletvekilleri ve Millet Meclisi'ndeki faaliyetleri (1961-1980)"

Copied!
355
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KÜTAHYA MİLLETVEKİLLERİ VE MİLLET MECLİSİ’NDEKİ FAALİYETLERİ

(1961-1980) (DOKTORA TEZİ) SELAHATTİN BOZKURT

(2)

T.C

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Tarih Anabilim Dalı

KÜTAHYA MİLLETVEKİLLERİ VE

MİLLET MECLİSİ’NDEKİ FAALİYETLERİ

(1961-1980)

Danışman

Doç. Dr. Necati AKSANYAR

Hazırlayan Selahattin BOZKURT

(3)

Kabul ve Onay

Selahattin BOZKURT’ un hazırladığı “Kütahya Milletvekilleri ve Millet Meclisi’ndeki Faaliyetleri (1961-1980)” başlıklı Doktora çalışması, jüri tarafından lisansüstü yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre değerlendirilip oybirliği/çokluğu ile kabul edilmiştir.

…../…../2017

Tez Jürisi İmza

Kabul Red

Doç. Dr. Necati AKSANYAR (Danışman)

Prof. Dr. Abdullah İLGAZİ

Prof. Dr. İsmail ÇİFTÇİOĞLU

Prof. Dr. Adnan SOFUOĞLU

Prof. Dr. Mesut ERŞAN

Doç. Dr. Ayhan KAHRAMAN

(4)

Yemin Metni

Doktora tezi olarak sunduğum “Kütahya Milletvekilleri ve Millet Meclisi’ndeki Faaliyetleri (1961-1980)” adlı çalışmanın, tarafımdan bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım kaynakların kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım.

…/…../2017 Selahattin BOZKURT

(5)

Özgeçmiş

Kütahya’nın Gediz İlçesi Yukarı Susuz Köyü’nde 01.06.1969 tarihinde dünyaya geldi. İlkokulu köyünde, Ortaokulu Kütahya Kılıçarslan Lisesi’nde, Liseyi; Gediz Lisesi’nde okudu. 1994 yılında Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü’nü bitirdi. Yüksek Lisansını Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yaptı.

1994 yılından itibaren, Dumlupınar Üniversitesi’nde Araştırma görevlisi ve daha sonra Okutman olarak çalıştı. Halen Dumlupınar Üniversitesi Rektörlüğü, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü’nde Okutman olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

(6)

ÖZET

KÜTAHYA MİLLETVEKİLLERİ VE MİLLET MECLİSİ’NDEKİ FAALİYETLERİ (1961-1980)

BOZKURT, Selahattin Doktora Tezi, Tarih Ana Bilim Dalı Tez Danışmanı: Doç. Dr. Necati AKSANYAR

Aralık, 2017, 355 sayfa

Bu çalışmada 1961-1980 yılları arası Parlamentoda yasama faaliyetinde bulunan Kütahya Milletvekillerinin Millet Meclisi çatısı altındaki çalışmaları incelenmiştir. Çalışma kapsamında Kütahya’nın kısa tarihçesi, Parlamenter Sistemin ortaya çıkışı, Türk Parlamenter Sistemi ve Meşrutiyetten itibaren uygulanan seçim sistemleri ele alınmıştır.

I. Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşundan 1980 yılına kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne seçilen Kütahya Milletvekillerinin özgeçmişleri aktarılmıştır. İki darbe arası 1961-1980 dönemi siyasi partilerin oy oranları, Kütahya’dan seçilen milletvekilleri ile bu milletvekillerinin demografik özellikleri, katıldıkları seçimler ve yasama faaliyetleri ortaya konulmuştur.

1961-1980 yılları arası beş dönem boyunca Meclise seçilen milletvekillerinin Meclis’teki yasama çalışmaları kronolojik olarak ve konu başlıkları şeklinde ele alınmıştır. Her dönem kendi içerisinde bütçe, sosyal-güvenlik, tarım, imar, belediyeler, madencilik ve Kütahya’nın meseleleri vb. sınıflandırılarak değerlendirilmiştir. Böylece Kütahya milletvekillerinin ülke ve seçim bölgelerine olan katkıları incelenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Kütahya Milletvekilleri, Siyasi Faaliyetler, Yasama Organı

(7)

ABSTRACT

KÜTAHYA DEPUTIES AND THEIR ACTIVITIES IN THE NATIONAL ASSEMBLY (1961-1980)

BOZKURT, Selahattin Ph. D. Dissertation, Department of History Thesis Advisor: Assoc. Prof. Dr. Necati AKSANYAR

December, 2017, 355 pages

This study examines the activities of Kütahya deputies who were engaged in the legislative activities under the National Assembly between the years of 1961 and 1980. A brief history of Kütahya, emergence of the parliamentary system, Turkish Parliamentary system and the electoral systems applied since the Constitutional Monarchy were discussed within the scope of this study.

Personal backgrounds of the Kütahya Deputies elected to the Turkish Grand National Assembly from the establishment of the First Grand National Assembly until 1980 were analysed. Then, the vote rates of the political parties of 1961-1980 inter-coup period, the deputies elected from Kütahya and their demographic features along with the elections they attended and their legislative activities were presented.

Legislative studies of the deputies elected to the parliament for five periods between 1961 and 1980 were discussed chronologically in subject headings. Each period was evaluated within itself under the headings of budget, social security, agriculture, municipalities, public works, mining and problems of Kütahya, etc. In this way, contributions of the Kütahya MPs to the country and to their electoral districts were examined.

Key words: Kütahya Deputies, Political Activities, Members of the Legislative Branch,

Kütahya Deputies in the Grand National Assembly of Turkey, National Assembly

(8)

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET ... v ABSTRACT ... vi İÇİNDEKİLER ... vii TABLOLAR LİSTESİ ... xi KISALTMALAR...xiii GİRİŞ ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM I. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NDEN I. MİLLET MECLİSİNE (1961) KÜTAHYA MİLLETVEKİLLERİ 1.1. I. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ... 26

1.1.1. I. Dönem Milletvekillerinin Meclis İçerisindeki Çalışmaları ... 27

1.2. II. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ ... 32

1.2.1. II. Dönem Milletvekillerinin Genel Durum Değerlendirilmesi ... 37

1.3. III. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ ... 39

1.3.1. III. Dönem Milletvekillerinin Genel Durum Değerlendirilmesi ... 41

1.4. IV. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ ... 42

1.4.1. IV. Dönem Milletvekillerinin Genel Durum Değerlendirilmesi ... 46

1.5. V. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ ... 47

1.5.1. V. Dönem Milletvekillerinin Genel Durum Değerlendirilmesi ... 50

1.6. VI. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ ... 50

1.6.1. VI. Dönem Milletvekillerinin Genel Durum Değerlendirilmesi ... 54

1.7. VII. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ ... 54

1.7.1. VII. Dönem Milletvekillerinin Genel Durum Değerlendirilmesi ... 57

1.8. VIII. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ ... 58

1.8.1. VIII. Dönem Milletvekillerinin Genel Durum Değerlendirilmesi ... 63

(9)

1.9.1. IX. Dönem Milletvekillerinin Genel Durum Değerlendirilmesi ... 67

1.10. X. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ ... 67

1.10.1. X. Dönem Milletvekillerinin Genel Durum Değerlendirilmesi ... 70

1.11. XI. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ ... 71

1.11.1. 1920-1960 Dönemi Milletvekillerinin Genel Durum Değerlendirilmesi .... 74

1.12. KURUCU MECLİS ... 75

İKİNCİ BÖLÜM MİLLET MECLİSİ KÜTAHYA MİLLETVEKİLLERİNİN ÖZGEÇMİŞİ, SOSYO-EKONOMİK DURUMU VE YASAMA FAALİYETLERİ 2.1. KÜTAHYA MİLLETVEKİLLERİNİN ÖZGEÇMİŞİ ... 78

2.1.1. Ahmet Bozbay ... 78

2.1.2. Ali Erbek ... 78

2.1.3. Mehmet Kesen ... 79

2.1.4. Rauf (Abdulrauf) Kıray ... 79

2.1.5. Sezai Sarpaşar ... 80

2.1.6. Sadrettin Tospi ... 80

2.1.7. Ahmet Can Bilgin ... 81

2.1.8. Himmet Erdoğmuş ... 81

2.1.9. Ali Mesut Erez ... 82

2.1.10. Mehmet Ersoy ... 83

2.1.11. Kemal Kaçar ... 83

2.1.12. İsmail Hakkı Yıldırım ... 84

2.1.13. Ahmet Fuat Azmioğlu ... 84

2.1.14. İlhan Ersoy ... 84

2.1.15. Ahmet Mahir Ablum ... 85

2.1.16. Ahmet Haşim Benli ... 86

2.1.17. Hüseyin Cavit Erdemir ... 86

2.1.18. Nizamettin Çoban ... 86

2.1.19. Ali İrfan Haznedar ... 87

2.2. KÜTAHYA MİLLETVEKİLLERİNİN SOSYO-EKONOMİK VE SİYASİ DURUMLARINA YÖNELİK İSTATİSTİK VERİLER VE DEĞERLENDİRME ... 87

2.2.1. Kütahya Milletvekillerinin Yerellik Durumu ... 88

2.2.2. Kütahya Milletvekillerinin Yaş Durumu ... 91

2.2.3. Kütahya Milletvekillerinin Eğitim Düzeyi ... 92

2.2.4. Kütahya Milletvekillerinin Mesleki Durumu ... 94

(10)

2.3. KÜTAHYA MİLLETVEKİLLERİNİN 1961-1980 DÖNEMİ MİLLET MECLİSİN’DEKİ YASAMA FAALİYETLERİ İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER

... 100

2.3.1. I.(XII.) Dönem Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine Dair İstatistikler 103 2.3.2. II. (XIII.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine Dair İstatistikler ... 105

2.3.3. III. (XIV.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine Dair İstatistikler ... 110

2.3.4. IV. (XV.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine Dair İstatistikler ... 115

2.3.5. V. (XVI.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine Dair İstatistikler ... 119

2.3.6. Kütahya Milletvekillerinin 1961-1980 Dönemi Faaliyetlerine Dair Genel İstatistik Veriler ... 124

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KÜTAHYA MİLLETVEKİLLERİNİN 1961-1973 DÖNMEİ YASAMA FAALİYETLERİ 3.1. I. (XII) DÖNEM YASAMA FAALİYETLERİ (1961-1965)... 127

3.1.1. Bütçe İle İlgili Konuşmalar... 127

3.1.2. Sanayi Ticaret Ekonomi Kalkınma Çalışma ve Sosyal Güvenlik İle İlgili Konuşmalar ... 130

3.1.3. Vergi İle İlgili Konuşmalar ... 141

3.1.4. Tarım-Ziraat İle İlgili Konuşmalar ... 143

3.1.5. Eğitim İle İlgili Konuşmalar ... 145

3.1.6. Hukuk İle İlgili Konuşmalar ... 146

3.1.7. Dış Politika İle İlgili Konuşmalar ... 147

3.1.8. Genel Görüşme ve Hükümet Programı İle İlgili Konuşmalar ... 148

3.1.9. Kütahya İle İlgili Konuşmalar ... 149

3.2. II. (XII) DÖNEM YASAMA FAALİYETLERİ (1965-1969) ... 150

3.2.1. Ekonomi-Bütçe ve Vergi İle İlgili Konuşmalar ... 151

3.2.2. Madencilik İle İlgili Konuşmalar ... 160

3.2.3. Eğitim İle İlgili Konuşmalar ... 162

3.2.4. Sosyal Güvenlik ve Çalışanlar İle İlgili Konuşmalar ... 163

3.2.5. Meclis Tutanaklarında Tahrifat Yapıldığı İddiası Üzerine Yapılan Konuşmalar ... 164

3.2.6. Kütahya İle İlgili Konuşmalar ... 166

3.3. III. (XIV) DÖNEM YASAMA FAALİYETLERİ (1969-1973) ... 168

3.3.1. Ekonomi, Bütçe ve Vergi İle İlgili Konuşmalar ... 170

3.3.2. İmar İle İlgili Konuşmalar ... 175

(11)

3.3.4. Tarım İle İlgili Konuşmalar ... 179

3.3.5. Sosyal Güvenlik ile İlgili Konuşmalar ... 181

3.3.6. Toplumsal Alan İle İlgili Konuşmalar ... 182

3.3.7. Gündem Dışı Konuşmalar ... 183

3.3.8. Kütahya İle İlgili Konuşmalar ... 185

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM KÜTAHYA MİLLETVEKİLLERİNİN 1973-1980 DÖNEMİ YASAMIA FAALİYETLERİ 4.1. IV.(XV). DÖNEM YASAMA FAALİYETLERİ (1973-1977) ... 189

4.1.1. Bütçe İle İlgili Konuşmalar... 190

4.1.2. Sosyal Güvenlik İle İlgili Konuşmalar ... 197

4.1.3. Tarım ve Köylerin Sorunları İle İlgili Konuşmalar ... 204

4.1.4. İmar ve İskan İle İlgili Konuşmalar ... 206

4.1.5. Belediyeler İle İlgili Konuşmalar ... 209

4.1.6. Eğitim İle İlgili Konuşmalar ... 210

4.1.7. Kütahya İle İlgili Konuşmalar ... 212

4.2. V. (XVI.) DÖNEM YASAMA FAALİYETLERİ (1977-1980) ... 219

4.2.1. Ekonomi-Bütçe ve Vergi İle İlgili Konuşmalar ... 221

4.2.2. Çalışma ve Sosyal Güvenlik İle İlgili Konuşmalar ... 225

4.2.3. Gündem Dışı Konuşmalar ... 231

4.2.4. Belediyeler İle İlgili Konuşmalar ... 237

4.2.5. Madencilik İle İlgili Konuşmalar ... 239

4.2.6. Kütahya İle İlgili Konuşmalar ... 245

SONUÇ ... 249

EKLER ... 257

KAYNAKÇA ... 331

(12)

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa

Tablo 2.1: Kütahya Milletvekillerinin Doğum Yerleri * ... 89

Tablo 2.2: Kütahya Milletvekillerinin Yerellik Oranı* ... 89

Tablo 2.3: Kütahya Milletvekillerinin Dönemler İtibariyle Yaş Ortalamaları... 91

Tablo 2.4: Kütahya Milletvekillerinin Mezun Olduğu Okullar* ... 92

Tablo 2.5: Kütahya Milletvekillerinin Eğitim Düzeyi* ... 93

Tablo 2.6: Kütahya Milletvekillerinin Meslekleri* ... 94

Tablo 2.7: Kütahya Milletvekillerinin Mesleki Dağılımı* ... 95

Tablo 2.8: Kütahya Milletvekillerinin Parlamento Deneyimleri* ... 96

Tablo 2.9: Kütahya Milletvekillerinin Parlamento Deneyimi* ... 96

Tablo 2.10: Kütahya Milletvekillerinin Yeniden Seçilme Deneyimi* ... 97

Tablo 2.11: Kütahya Milletvekillerinin Meclise Kaç Dönem Seçildiğini Gösterir* ... 98

Tablo 2.12: 1961 Genel Seçim Sonuçlarını Gösterir Tablo* ... 101

Tablo 2.13: 1961 Genel Seçimlerinde Kütahya’da Siyasi Partilerin Oy ve Milletvekili Oranı* ... 102

Tablo 2.14: I. (XII.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine İlişkin Tablo* ... 103

Tablo 2.15: I. (XII.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine İlişkin Sayısal Oranlar* ... 103

Tablo 2.16: 1965 Genel Seçim Sonuçlarını Gösterir Tablo* ... 106

Tablo 2.17: Genel Seçimlerinde Kütahya’da Siyasi Partilerin Oy ve Milletvekili Oranı* ... 106

Tablo 2.18: II. (XIII.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine İlişkin Tablo* ... 108

Tablo 2.19: II. (XIII.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine İlişkin Sayısal Oranlar* ... 108

Tablo 2.20: 1969 Genel Seçim Sonuçlarını Gösterir Tablo* ... 111

Tablo 2.21: 1969 Genel Seçimlerinde Kütahya’da Siyasi Partilerin Oy ve Milletvekili Oranı* ... 112

Tablo 2.22: III. (XIV.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine İlişkin Tablo* ... 113

(13)

Tablo 2.23: III. (XIV.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine

İlişkin Sayısal Tablo* ... 113

Tablo 2.24: 1973 Genel Seçim Sonuçlarını Gösterir Tablo* ... 115 Tablo 2.25: 1973 Genel Seçimlerinde Kütahya’da Siyasi Partilerin Oy ve Milletvekili

Oranı* ... 116

Tablo 2.26: IV. (XV.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine İlişkin

Tablo* ... 117

Tablo 2.27: IV. (XV.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine İlişkin

Sayısal Oranlar ... 117

Tablo 2.28: 1977 Genel Seçim Sonuçlarını Gösterir Tablo* ... 120 Tablo 2.29: 1977 Genel Seçimlerinde Kütahya’da Siyasi Partilerin Oy ve Milletvekili

Oranı* ... 121

Tablo 2.30: V. (XVI.) Dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerini İlişkin

Tablo* ... 122

Tablo 2.31: V. (XVI.) dönem Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine İlişkin

Sayısal Oranlar* ... 122

Tablo 2.32: 1961-1980 Dönemi Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerini

Gösterir Genel Tablo ... 124

Tablo 2.33: 1961-1980 Dönemi Kütahya Milletvekillerinin Yasama Faaliyetlerine

(14)

KISALTMALAR

a.g.e. Adı Geçen Eser

a.g.m. Adı Geçen Makale

a.g.y. Adı Geçen Yer

AP Adalet Partisi

B. Birleşim

BCA: Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi

C. Cilt

CGP Cumhuriyetçi Güven Partisi

CHP Cumhuriyet Halk Partisi

CKMP Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi DP Demokrat Parti (1946-1960 Dönemi)

DP Demokratik Parti (1970-1980 Dönemi)

DYP Doğru Yol Partisi

Haz Hazırlayan

HTÜ Hacettepe Üniversitesi

MCH Milliyetçi Cephe Hükümeti

MHP Milliyetçi Hareket Partisi MMTD Millet Meclisi Tutanak Dergisi

MP Millet Partisi

MSP Milli Selamet Partisi

s. Sayfa

S Sayı

TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi

TBMM ZC Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Cerideleri TBP Türkiye Birlik Partisi

TİP Türkiye İşçi Partisi

Yay Yayınları

(15)
(16)

GİRİŞ

Anadolu’da kurulmuş eski bir şehir olan Kütahya’nın, tarihçesi antik kaynaklara göre Esop’un doğduğu ülke olarak bilinmektedir. Bu durumda Kütahya’nın tarihi M.Ö. VI. yy kadar geri gitmektedir. Şehrin ismi kaynaklarda Kotiaeion, Kotiaion, Cotyaeium, Cotyaeum ve Cotyaium şeklinde geçmektedir. Strabon, Kütahya’yı Frigya Epiktetos’un bir şehri gibi zikretmekte ve şehrin adının Kotys’in şehri manasına gelen Kotiaion olduğunu yazmaktadır1.

M.Ö. XII. yy. sonlarında Anadolu’ya yerleşen Friklerin, XI. yy da Kotiyom adını verdikleri bugünkü Kütahya şehrini kurdukları bilinmektedir. M.Ö. VI. yy başlarında şehir Lidyalıların hâkimiyeti altında gözükse de, aynı yüzyılın sonlarına doğru Persler Kütahya’yı hâkimiyetleri altına almışlardır. Uzun süre Pers hâkimiyetinde kalan şehir, M.Ö. IV. yy da Büyük İskender’in Anadolu’yu ele geçirmesiyle Makedonya Krallığı’nın hâkimiyetine geçmiştir2.

Kütahya, Büyük İskender’in ölümünden sonra Makedonya İmparatorluğu parçalanınca önce Bitinya, daha sonra da Bergama Krallığı’nın hâkimiyetine geçmiştir. Şehir, Bergama Kralı III. Attalos’un M.Ö. 133 yılında ölümüyle Roma İmparatorluğu’na bağlanarak Hristiyanlığın önemli merkezlerinden biri olmuştur3.

Bizans döneminde Kütahya’nın önemi artmıştır. Bu dönemde gerek stratejik konumundan dolayı, gerekse piskoposluk merkezi olması itibariyle4, Bizanslılar şehrin

hâkim tepelerine kale ve surlar inşa etmiştir. Germiyanoğulları ve Osmanlılar ise bu surları ve kaleyi genişletmişlerdir. Malazgirt Savaşı’nda Sultan Alparslan’a yenilen Bizans İmparatoru Romanos Diogenes, yeni Bizans Kralı tarafından gözleri oyularak Kütahya Kalesi’ne hapsedilmiştir5.

Kütahya’nın Türkler tarafından ne zaman ele geçirildiği bilinmemektedir. Ancak Kutalmışoğlu Süleyman Şah zamanında, oğlu I. Kılıçarslan’ın, Dorile yenilgisine kadar Kütahya’nın Türklerin elinde olduğu bilinmektedir. Uzun zaman Türk

1 H. Dursun Yıldız, (1981-1982), Kütahya’nın Tarihçesi, Atatürk’ün Doğumunun 100. Yılına Armağan

Kütahya, İstanbul, s. 35.

2 Kütahya Belediyesi Yayınları, (1995), Kütahya Tanıtım Kitabı, Kütahya, ss. 6-7. 3 Yıldız, a.g.m., s. 35.

4 İ. Hakkı Uzunçarşılı, (1932), Kütahya Şehri, İstanbul, s. 7. 5 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 8, Yıldız, a.g.m., s. 36.

(17)

hâkimiyetinde olan şehir tekrar Bizans hâkimiyetine geçmiştir. Kütahya’nın son kez bir daha ayrılmamak üzere Türk hâkimiyetine girişi, Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat zamanında olmuştur6.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflamasıyla uç beyi olan I. Yakup 1302 yılında bağımsızlığını ilan ederek Germiyan Beyliği’ni kurmuştur. Kütahya’yı merkez yapan I. Yakup; Kütahya, Tavşanlı, Gediz, Simav, Eğrigöz, Altıntaş, Uşak, Banaz, Eşme, Işıklı, Honaz, Selendi, Kula, Denizli, Birgi, Keles, Bozkırı, Geyik, Balıkesir, Edremit, Manisa bölgelerini hâkimiyetine almıştır7.

Kütahya, Germiyanoğulları zamanında en parlak dönemini yaşamıştır. Şehrin merkez olmasından dolayı çok sayıda eser yapılmıştır. Günümüze gelen bazı önemli eserler; Vacidiye Medresesi, Kütahya Kalesi, Pekmez Pazarı, İshak Fakih Cami ve Medresesi, Yakup Çelebi Mescidi olup, bu dönemde yapılmıştır.

Yakup Bey’in ölümünden sonra Germiyanlılar gücünü kaybetmeye başlamıştır. Germiyan Beylerinden Süleyman Şah, kızı Devlet Hatun’u Yıldırım Bayezid ile evlendirerek Kütahya, Simav, Eğrigöz (Emet) ve Tavşanlı’yı çeyiz olarak Osmanlılara vermiştir8. Bu evlilik ve çeyiz dolayısıyla Kütahya, Osmanlılara geçmiştir. II. Yakup

Bey’in 1429 yılında vasiyeti ve ölümü üzerine Germiyan Beyliği tamamen Osmanlı hâkimiyetine geçmiştir.

Kütahya Osmanlı hâkimiyetine geçtikten sonra, sancak merkezi olmuştur. İlk sancak beyi de Kara Timurtaş Paşa’nın torunu ve Umur Bey’in oğlu Osman Çelebi’dir. Daha sonra burası şehzade sancak merkezi haline getirilmiştir. 1451 yılında Anadolu Beylerbeyi İshak Paşa’nın eyalet merkezini Kütahya’ya taşımasıyla bu tarihten itibaren eyalet merkezi olmuştur9.

Kütahya 1451yılından 1832 yılına kadar Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman zamanında 14 sancağa ayrılan Anadolu’nun Beylerbeylik merkezi olan Kütahya’ya Paşa Sancağı denirdi. Buraya bağlı 30’dan fazla

6 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 9, Yıldız, a.g.m., ss. 36-38, Celal Kağnıcıoğlu, (1964), Tarihi ve Turistik Yönü İle Kütahya, İstanbul, s. 19.

7 C. Kağnıcıoğlu, a.g.e, s. 20, Yıldız, a.g.m., ss. 38-40.

8 Uzunçarşılı, (1991), Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, TTK Yayınları, Ankara,

s. 45, Yıldız, a.g.e, ss. 41-42.

9 Yıldız, a.g.e, ss. 43-44. Pars Tuğlacı, (1984), Osmanlı Şehirleri Ansiklopedisi, Kütahya Maddesi,

(18)

kaza zamanla 25’e daha sonra da 18 ve 16’ya indirilmiştir10. Osmanlı Devleti’nde

Beylerbeylik teşkilatı bozulmaya başlayınca Anadolu eyaleti olan Kütahya küçülerek, 1825 yılında vilayet olmuştur.

1841 yılında Kocaeli, Bolu, Eskişehir, Karasi, Karahisar-ı Sahip sancakları ile birlikte Hüdavendigar eyaleti oluşturulmuştur. Bu sancaklar ayrı kaymakamlar ile yönetilse de merkez Kütahya olmuştur. 1858 senesinde ise Hüdavendigar eyalet merkezi Kütahya’dan Bursa’ya nakledilmiştir11. I. Meşrutiyet Dönemi’nde Kütahya

Hüdavendigar vilayetine bağlıdır. Kütahya, 1915 yılına kadar Bursa merkezli Hüdavendigar vilayetine bağlı sancak olarak kalmıştır. 1915 yılında ise müstakil liva olmuştur.

I. Meşrutiyet Meclisi’ne Hüdavendigar vilayeti dört mebus göndermiştir. Bunlardan ikisi Müslüman, ikisi gayrimüslimdir. Bunların isimleri; Şeyh Bahaeddin Efendi, Rıza Efendi, Pavlidi Efendi ve Sahak Yavrumyan Efendi’dir12. Ancak bunların

özgeçmişine ait kaynak bulunamadığı için, hangi kazadan seçildikleri bilinmemektedir. II. Meşrutiyet Dönemi Osmanlı Mebusan Meclisi’ne Kütahya Sancağından seçilen mebuslar; Mustafa Saffet Paşa, Sadık Bey, Abdullah Azmi Bey, Ferit Bey, Hacı Abdullah bey, Ali Bey, Hasan Efendi, Rasih Efendi, İbrahim Bey, Ragıp Soysal, Ahmet Cemal’dir. II.Meşrutiyet Dönemi Kütahya Mebuslarının bazılarının TBMM’ne de milletvekili olarak seçildikleri görülmektedir.

Sonuç olarak geçmişi çok öncelere dayanan Kütahya, Osmanlı Devleti Dönemi’nde uzun yıllar önemli bir merkez olmuştur. Ancak Tanzimat Dönemi’nde önemi azalarak Hüdavendigar vilayeti merkezi Bursa’ya geçtiği gibi, şehir de Bursa’ya bağlanmıştır. Kuruluşun ve kurtuluşun merkezi olan Kütahya maalesef Cumhuriyet Dönemi’nde de hak ettiği gelişimi sağlayamamıştır.

Konu ile İlgili Önceki Çalışmalar

Tez konusunu çalışmaya başlamadan önce, yapılan araştırmada Türk Parlamento Tarihi ile ilgili literatür taraması yapılmıştır. Ana kaynak olarak TBMM Arşivi ve burada bulunan TBMM Zabıt Cerideleri, milletvekillerinin hal

10 Oktay Aslanapa, (1981-82), Atatürk’ün Doğumunun 100. Yılına Armağan Kütahya, İstanbul, s. XIV. 11 Uzunçarşılı, Kütahya Şehri, ss. 103-105.

12Hazırlayan: Hakkı Tarık Us, Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, 1. Cilt, İstanbul 1940, 2. Cilt, İstanbul

(19)

tercümelerinden istifade edilmiştir. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi ve Emekli Sandığı Arşivinde araştırma yapılmıştır. Bunların dışında "Türk Parlamento Tarihi" yazı dizisi çalışmamızda önemli bir yol gösterici olmuştur. Özellikle I.TBMM ve Tek Parti İktidarı dönemindeki, parlamentonun yasama faaliyetlerine yönelik yapılan yayınlar incelenmiştir. Bu hususta, Işıl Çakan’ın "Türk Parlamento Tarihinde II.Meclis" Çağdaş Yayınları, İstanbul 2006 isimli eseri, Cemal Avcı’nın "II.Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Yapısı ve Faaliyetleri" Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 2000 isimli eseri önemli çalışmalar olarak öne çıkmıştır. Ayrıca Kütahya ile ilgili bu alanda yapılan doktora tezi olan; Deniz Doğru,"1923-1950 Dönemi Türkiye Büyük Millet Meclisinde Kütahya Milletvekilleri, Siyasal Görüşleri ve Hizmetleri" isimli tezi incelenmiştir. Yüksek lisans tezi olarak; Sevinç Sezengöz'ün "Milli Mücadele Döneminde Kütahya ve Birinci Meclis’te Kütahya Milletvekilleri, Siyasal Görüşleri ve Hizmetleri”, isimli çalışması incelenmiştir. TBMM Eski Başkanlarından Mustafa Kalemli’nin kaleme aldığı; " Kütahya’nın Yasama Organı Üyeleri 1920-2001" isimli eser bu alandaki diğer çalışmadır. Bunların dışında Kütahya milletvekillerinin yasama faaliyetlerine ilişkin bir çalışmaya rastlanmamıştır. Tez konusu olan 1961-1980 dönemi ile ilgili olarak ise her hangi bir bilimsel çalışma görülmemiştir.

Yerel anlamda yüksek lisans ve doktora düzeyinde, I. TBMM ve Tek Parti İktidarı dönemini kapsayan farklı iller ile ilgili çok sayıda akademik çalışma yapılmıştır. Yapılan doktora çalışmaları şunlardır;

 Hasan Kaş "TBMM'de Kastamonu Milletvekilleri ve Çalışmaları (1923-1946)" İstanbul Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü

 Mehmet Biçici "Gaziantep Milletvekilleri ve Siyasi Faaliyetleri (1923-1950)", Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

 Gülin Öztürk " I. ve II. Dönem Yozgat Milletvekilleri ve Siyasi Faaliyetleri, Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

 Cemile Şahin "Türk Parlamentosundaki Kadın Milletvekilleri (1935-2007)", Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

(20)

 Erhan Alparslan "1923-1950 Arası Kahramanmaraş Milletvekillerinin Siyasi Faaliyetleri", Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Parlamenter Sistemin Tarihçesi

Geçmişi çok eski tarihlere dayanan “Parlamento” kelimesinin anlamı Fransızca “konuşmak” anlamına gelen “parle” ‘den gelmektedir. Fransızca ve Almanca da “parlament”, İngilizce de “parliament”, İtalyanca da “parlamento”, İspanyolca da “parlamento” olarak ifade edilir. Türkçe de ise bunun karşılığı 1876 Anayasası olan Kanunu Esaside “Meclis-i Umumi”, Cumhuriyet Sonrası ise Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak ifade edilir. Parlamentonun oluşumu; üyeleri belirli bir süre için halkoyu ile seçilen yasama organıdır. Görevleri yasama; yani, kanun yapma, yürütme: hükümetin denetlenmesi ve hükümet bütçesinin çıkarılmasıdır. Parlamentonun oluşumu 18.yy ortalarında İngiltere’de hükümdarın tek başına yürüttüğü ve elinde tuttuğu yasama erkini halkın temsilcileriyle paylaşması ile başlamıştır.

Konuşmak anlamına gelen “parler” fiili, zamanla konuşulan yer anlamına dönüşmüştür. Bu anlamıyla ilk parlamento İspanya’da 1188 senesinde ortaya çıkmıştır13. Daha sonra bu oluşum demokrasinin beşiği kabul edilen İngiltere’de

kurumsal boyut kazanmıştır. 13. yy başlarından itibaren İngiltere’de parlamento kelimesi kullanılmaktadır. Kral, derebeyleri ve din adamlarından oluşan konseye zamanla “parlamento” denilmiştir. Yasama, yürütme ve yargı erkini kendisinde toplayan kral, istediği zaman parlamentoyu toplantıya çağırma ve dağıtma yetkisine de sahiptir. Bu nedenle de parlamentonun tek meşruiyet kaynağı kraldır14.

Tarihi süreçte İngiltere’de kralın iktidarı, önce asiller meclisi, sonra da kasaba ve şehir temsilcileri tarafından paylaşılmıştır. Bunun sonucunda da Avam ve Lordlar kamarası halinde ikiye bölünmüştür. Böylece, kralın yasama yetkisini bu iki meclisin ortak tavrı ile kullanabileceği ortaya çıkmıştır15.

13 Gencay Şaylan, (1976), Millet Meclisi’nin Meslek Açısından Yapısı, Bazı Düşünceler, Kanun-i

Esasinin 100. Yılı Sempozyumu, Siyasi İlimler Derneği Yayını, Ankara, s. 135.

14 Yılmaz Altuğ, (2003), Parlamento Hukuku, Çağlayan Kitabevi, ss. 1-3.

(21)

Parlamenter sistem öncelikli olarak İngiltere’de etkin bir hal aldıktan sonra, 18 ve 19. yy.’lar da Avrupa’dan başlayarak, İngiliz sömürgelerini ve dünyanın başka ülkelerini de etkisi altına almıştır.

Modern anlamda parlamento Fransız Devrimi ile Fransa’da Ulusal Meclis ile ortaya çıkacaktır. Tabi ki Fransa’da eski dönemde var olan “Etats Généeraux ve parlamento da bunda etkili olmuştur.

19. yüzyılda İngiltere ve Fransa’daki parlamenter gelişmeler, Avrupa’da ortaya çıkacak olan demokratikleşme ve anayasal sürecin en önemli etkenleri olmuştur16.

Parlamenter sistemlerde ülkeler tek parlamento yani meclisle yönetildiği gibi, bazı ülkelerde de çift meclisin olduğu görülmektedir. İngiltere’de Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası şeklindedir. İki meclisli sistemlerde birinci meclise alt meclis ve ikinci meclisin üst meclis şeklinde isimlendirildiği görülmektedir. Bu durumda her zaman birinci meclis, halkın seçtiği temsilcilerden oluştuğu için daha önemlidir. Bu nedenle de parlamento olarak da isimlendirilir. İki meclisli yasama organlarının olduğu, başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerde buna kongre de denilir. Parlamento terimi aynı zamanda yasama olarak da ifade edilir17.

Parlamento kelimesinin yanında “Senato” kelimesi de kullanılır. Senato daha çok danışma ve yasama fonksiyonları olan meclislerdir. Latince kökenli olan kelime “ihtiyarlar meclisi” anlamına gelir. Senato kelimesi daha çok ikinci meclisler için kullanılır18. Parlamento yetkisinin iki ayrı meclis tarafından kullanılmasına “çift meclis

sistemi” denilir. Bu tarz sistemler de her iki meclisin de görev ve yetkileri farklıdır. Ancak her iki meclisin de çalışmalarına üyelerin fiilen katılımı mecburidir. Ancak bu tarz sistemlerde meclislerin yetkileri kesin çizgiler ile ayrışmazsa, yetki kargaşası ortaya çıkacaktır.

Parlamenter sistemlerinin en önemli tartışma konularından olan tek meclis mi? Çift meclis mi? kararı, kurucu iktidarın siyasi tercihine bağlıdır. Fakat ikinci bir

16 Şeref İba, (2010), Parlamento Hukuku, 4. Bsk. İş bankası Kültür Yayınları, İstanbul, s. 4.

17 Arend Lijphart, (2006), (Çev. Güneş Ayas-Utku Umut Bulsun), Demokrasi Motifleri, Salyangoz

Yayınları, İstanbul, s. 196.

(22)

meclisin varlığı, devletin federal yapılı olması ile ilgili olduğu kadar, toplumun sosyal yapısı ile de alakalıdır19.

Federal yapılı devletlerde çift meclis sistemi zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Merkezi federal devlet ile federe devletlerinin ayrı organlara sahip olmaları ve bunlar arasında bir denge kurulması gereği bunu zorunlu kılmaktadır. Çünkü federe devletler irili ufaklı olduğu için bunların federal çatı altında birleştirilmesi gerekliliği federal parlamentonun çift meclisli olmasına neden olacaktır. Birinci meclis bütün ülkeyi temsil ederken, ikinci meclis federe devletleri temsil etmektedir20.

Federal olmayan ülkelerde de, yani üniter devletlerde de çift meclis sistemi görülmektedir. Fransa’da parlamento 1958 Anayasası’nda belirtildiği üzere, Ulusal Meclis ve Senato şeklinde iki yapılıdır. Ulusal Meclis tek dereceli seçimle, senato üyeleri ise iki dereceli seçimle belirlenmektedir. Buradaki amaç birinci meclise karşı bir denge oluşturmaktır. “Düşünce Meclisi” diyebileceğimiz bu meclise seçilmek için, birinci meclise oranla farklı şartlara sahip olmak gerekir. Mesela halkı temsil eden meclis üyelerinden daha yüksek yaşa sahip olmak gibi21.

Sonuç olarak Federal Devletler ile Üniter Devletler’de ikinci meclisler, birinci meclisler ile aynı yetkiye sahip olmayabilir. Ancak Federal Devletlerde ikinci meclisler federe devletlerin haklarını bir yere kadar savunabilmek için birinci meclisler ile ya aynı yetkilere sahip olmalı veya en azından önemli haklara sahip olmalıdır.

Türk Parlamento Tarihi

Osmanlı Devleti’nin Batı karşısında geri kalmışlığını geç de olsa fark etmesi, devleti yönetenleri bir takım arayışlara yöneltmiştir. Bu anlamda III. Selim ile bilinçli olarak başlayan bu arayış, 19. yy’da önemli bir dönüm noktası olarak, II. Mahmut ile planlı ve programlı olarak devam etmiştir. II. Mahmut’un Ayanlar ile 1808’de imzalanan “Sened-i İttifak” Türk Devlet geleneğinde bir dönüm noktasıdır. Zira Türk hükümdarları tarih boyunca iktidar erkini ilahi güçten alırken, ilk kez bir Türk hükümdarı mutlak otoritesini bir başkasıyla paylaşmak zorunda kalmıştır.

19 Erdoğan Teziç, (2009), Anayasa Hukuku, 13. Bsk. Beta Yayınları, İstanbul, s. 383. 20 Teziç, a.g.y.

(23)

II. Mahmut’un devleti merkezileştirmek için “Meclis-i Dar-ı Şura-yı Askeri”(1836) ve “Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye”(1838)’yi kurmuş olması önemlidir. Bu kurullar reformların planlanması ve uygulanmasında önemli rol oynayacaktır. Daha sonra tarım, sanayi, ticaret ve bayındırlık işleri için de komisyonlar kurulmuştur. Bu oluşumlar ülkede çok önemli değişiklikler getirmese de, saray ile Bab-ı Ali arasında çatışmaların çıkmasına sebep olmuştur22.

Tanzimat Dönemi’nde, yayınlanan/ilan edilen Gülhane Hattı Hümayunu, Osmanlı padişahının egemenliğini sınırlayan ve bunu tüm halka duyuran bir belge olması açısından önemli bir gelişmedir. Aynı zamanda yasama görevini yerine getirecek sürekli meclislerin kurulmasının öngörülmesi, padişah ile bu meclisler arasında egemenlik paylaşımı olarak ortaya çıkarmıştır23. Ancak uygulama safhasında işler beklendiği gibi olmamıştır. Tanzimat Fermanı denilen Gülhane Hattı Hümayunu Osmanlı Devleti’nde pek bir şey değiştirmediği gibi, Avrupa’nın büyük devletlerinin kendi çıkarları doğrultusunda devletin içişlerine müdahalesini arttırmıştır.

Tanzimat Dönemi’nde kabul edilen Gülhane Hattı Hümayunu ile verilen hakları yetersiz ve sözleri tutulmamış sayan Batılı Devletlerin baskısı ile 1856 yılında Islahat Fermanı ilan edilmiştir. Islahat Fermanı Batılı Devletlerin isteği doğrultusunda Hristiyan azınlıklara yeni ayrıcalıklar getirmiştir. Islahat Fermanı’nın ana hedefi Gayrimüslimler ile Müslümanları arasında her anlamda eşitliği sağlamaktır24.

Tanzimat ve Islahat Fermanları Hristiyan ve Müslümanları memnun etmemiştir. Her iki kesimde bu durumdan rahatsız olmuştur. Ancak Hristiyan kesim, Islahat Fermanı’ndan sonra özellikle Balkanlarda Batılı devletlerin de desteği ile milli bir uyanış hareketi sayesinde devlete karşı örgütlenmeye başlamıştır25. Bu belge Hristiyan unsurların ulusal bağımsızlıklarının bir bildirisi sayılabilir, ancak kendilerinin ilan etmedikleri bir bağımsızlık bildirisidir26.

1845 yılında Lübnan’da ortaya çıkan olaylar ve bunun neticesinde İngiltere ve Fransa’nın müdahalesi ile 9 Haziran 1861 tarihinde Lübnan Nizamnamesi

22 Bernard Lewis, (2000), Modern Türkiye’nin Doğuşu, 8. Bsk. TTK Yayınları, Ankara, s. 99.

23 Tevfik Çavdar, (1999), Türkiye’nin Demokrasi Tarihi 1839-1950, 2. Bsk. İmge Kitabevi, Ankara, ss.

20-21.

24 Bülent Tanör, (2012), Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri, 22. Bsk. YKY, İstanbul, s. 95-96. 25 Niyazi Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Doğu-Batı Yayınları, İstanbul, ss. 242-243.

(24)

hazırlanmıştır. Buna göre, Hristiyan bir mutasarrıfın yönetiminde halkı temsil eden cemaatlerden (Hristiyan gruplar) merkezi meclis oluşturulacaktır. Bu özerk statünün, Avrupalı devletlerin baskısı ile bütün ülkede uygulanması için 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesi hazırlanmıştır. Sistemin son halini alıp yaygınlaşması ise 1871 tarihli Vilayet Nizamnamesi ile olmuştur. Buna göre her sancak ve kaza merkezinde idare meclisleri ve vilayette de vilayet idare meclisi oluşturulmuş ve 1871 Nizamnamesi ile meclisler yaygın hale getirilirken; Vilayet Umumi Meclisleri de ortaya çıkmıştır. Seçimlerde Vilayet Meclis üyeleri, vilayet yönetiminin gösterdiği adaylar arasından belirli miktarda vergi verenler tarafından seçilmiştir. Böylece Vilayet, Liva ve Kaza İdare Meclisleri icra organı olmaktan çok, bir karar ve istişare organı olarak görev yapar hale gelmiştir. Vilayet Umumi Meclislerinin üyeleri de her livadan seçilen temsilcilerin, merkezde valiyle vilayet sorunlarını tartışıp tavsiye kararı aldıkları yıllık toplantılar yapacaklardır27.

I. Meşrutiyet Parlamentosu

19. yy da Hristiyan azınlıklar tarafından milliyetçi amaçlarla bir takım siyasal dernekler oluşturulmuştur. Müslüman aydınlar tarafından İstanbul’da 1859 yılında “Fedailer Cemiyeti” kurulmuştur. Ardından 1865 yılında “Yeni Osmanlılar” cemiyeti teşkil edilmiştir. Bu cemiyet Meşrutiyet Sistemi’ni isteyen ilk büyük siyasi oluşumdur. Bu cemiyetin etkili ismi ise Namık Kemal’dir28. Yeni Osmanlıların baskısı ile Sultan II.

Abdülhamit, 1876 yılında “Kanun-i Esasi”yi yürürlüğe koyarak I. Meşrutiyet Dönemi’ni başlatmıştır. Bu durum Türk tarihinde ilk anayasal sisteme geçiştir.

Kanun-i Esasi’nin hazırlanışı ve ortaya çıkışı halk veya bir kurucu meclis tarafından değil, padişah tarafından atanmış bir komisyonca hazırlanmıştır29.

1876 tarihli Kanun-i Esasiye göre parlamentonun ismi “Meclis-i Umumi”dir. Bu meclis, Kanun-i Esasi’nin 42. maddesine göre “Meclis-i Umumi; Heyet-i Ayan ve Heyet-i Mebusan” isimlerinde iki ayrı meclisten oluşmaktadır. Bu iki meclisten sadece “Heyet-i Mebusan” seçimle oluşmuştur. “Heyet-i Ayan” ise 60. maddeye göre padişah

27 İlber Ortaylı, (Haz. Siyasi İlimler Türk Derneği), İlk Osmanlı Parlamentosunun Yapısında Eyalet İdare

Meclislerinin Etkisi, Türk Parlamentoculuğunun İlk Yüzyılı 1876-1976, Türk Gazetecilik ve Matbaacılık Sanayi, Ankara, ss. 434-442.

28 Kemal Karpat, (1967), Türk Demokrasi Tarihi, İstanbul Matbaası, İstanbul, ss. 16-17. 29 Tanör, a.g.e., s. 133.

(25)

tarafından belirlenecektir30. Seçimlerin nasıl yapılacağı ise Kanun-i Esasi’de ayrıntılı

olarak belirtilmiştir. Buna göre Osmanlı parlamenter sistemi iki yapılı bir meclis sistemi olarak ortaya çıkmaktadır.

I. Meşrutiyet Meclisi’ne seçilecek Mebuslar için geçici bir yöntem olarak vilayet meclislerinin üyelerinin seçiminde kullanılan usul uygulanmıştır. Kanun-i Esasi’nin 65. maddesine göre 50 bin erkeğe bir mebus seçilmesi, 66. maddeyle seçimlerin özel bir yasayla, gizli oylama ile yapılması ve seçilme şartları belirlenmiştir. Sultan II. Abdülhamit ise meclisin biran önce toplanmasını istemiştir. Bu nedenle Kanun-i Esasi’nin ilanında önce ve ilk seçimler için Meclis-i Vükela’da 28 Ekim 1876 tarihinde yayınlanan “Talimat-ı Muvakkate” çıkarılmıştır. Buna göre, ülke sancak merkezleri esas alınarak 29 bölgeye ayrılmış olup, mebus sayısı 80 Müslüman, 50 gayrimüslim olmak üzere, toplam 130 mebustan oluşmuştur. Kanun-i Esasi’de seçimlerin kaç dereceli olacağı belirtilmemesine rağmen, Talimat-ı Muvakkate’ye göre iki dereceli olmasına karar verilmiştir. Bundan dolayı da halkın tamamı seçimlere katılamamıştır. Taşradan gelecek olan mebuslar doğrudan halk tarafından seçilerek değil, daha önce açılmış olan vilayet, liva ve kaza idare meclislerince seçilmiştir. İstanbul ve çevresinde de iki dereceli seçim uygulanmıştır. Seçimlerde sadece erkekler aday olabildiği gibi oylar da sadece erkekler tarafından kullanılmıştır31.

İlk Osmanlı Parlamentosu II. Abdülhamit tarafından 19 Mart 1877 tarihinde açılmıştır. I. Dönem çalışmaları 28 Haziran 1877 tarihine kadar devam etmiş ve bu tarihten itibaren tatile girmiştir. Meclis-i Mebusan’ın II. Dönem çalışmaları ise 18 Aralık 1877 tarihi ile 14 Şubat 1878 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir32.

I. Meşrutiyet Mebusları ülkenin sorunlarına tümüyle sahip çıkan kişiler değil, daha çok kendi bölgelerinin dertlerini anlatmaya gelen kimselerdir. Gayrimüslim mebuslarda da durum farklı değildir. Onlar da bölgesel milliyetçi duygular ile hareket etmişlerdir. İlk parlamentomuz olan I. Meşrutiyet Meclisi, parti disiplini ve siyasi parti gruplarının olmayışından dolayı daha çok vilayet temsilcilerinin oluşturduğu bir kurumdur. Ayan Meclisi ise imparatorluğun yüksek rütbeli bürokrat ve askerlerinden

30 Servet Armağan, (1978), Kanun-u Esasi’nin 100. Yılı, Ankara, s. 150.

31 Tanör, a.g.e., ss. 152-153, Armağan, a.g.e., ss. 151-164, Faruk Yılmaz, (2007), Türk Anayasa Tarihi 1808-2007, Ankara, ss. 39-44.

32Hazırlayan: Hakkı Tarık Us, Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, 1. Cilt, İstanbul 1940, 2. Cilt, İstanbul

(26)

oluşan, tayin ile gelen üyelerden oluşmaktadır. Bundan dolayı da yerel sorunlara ya hâkim değildir ya da onları tartışmaya değer görmemektedir. Bu üyeler daha çok genel politika iç ve dış meselelerle ilgilendiği gibi saltanata da saygılıdır. Bir şeyleri tartışıp, itiraz etmek yerine, İrade-i Seniyye’den gelen buyrukları beklemektedir. Bu iki yasama organı arasındaki fark üyelerin yapısal kökeninden kaynaklanmaktadır33.

Mebusan Meclisi, Ayan Meclisi’ne göre daha üstün konumdadır. Mebuslar, Ayan Meclisi’nde konuşma yetkisine sahipken; Ayan Meclisi’nin, Mebusan Meclisi vekillerini gensoru için davet etme yetkisi yoktur. Hükümetin Ayan Meclisi’ne karşı bir sorumluluğu bulunmamaktadır34.

Meclislerin çalışmalarına baktığımızda, yasa tasarılarının Mebusan ve sonra Ayan Meclisi’nde tartışılarak çoğunluk esasına göre kabul edildiği görülmektedir. Meclis-i Mebusan, aldığı kararları, yasa ve bütçe tasarılarını Ayan Meclisi’ne göndermiştir. Ayan Meclisi de bunları dini esaslara, padişahın mutlak hükümranlık haklarına, Kanun-i Esasiye, devletin ve milletin bütünlük esaslarına, toplumun ahlaki, sosyal durumuna göre, kabul, ret veya düzeltilmesi için Meclis-i Mebusan’a iade şeklinde karar vermiştir35.

Meclis-i Mebusan’ın kabul ettiği bir yasa tasarısı eğer, Ayan Meclis-i tarafından reddedilmiş ise, bu tasarı bir daha o senenin toplantı süresince mecliste görüşülmemiştir. Bu da Ayan Meclisi’nin veto hakkının olduğunu göstermektedir36.

Mebusan Meclisi’nin çalışmalarını yaptığı dönemde devam eden 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Osmanlı Devleti için büyük bir yenilgi ile sonuçlanınca Sultan II. Abdülhamit, Meclisi süresiz olarak tatil etmiştir. Bu duruma itiraz eden aydınlar da sürgüne gönderilmiştir. 1878’den 1908 yılına kadar Sultan II. Abdülhamit otoriter bir yönetim göstermiştir.

II. Meşrutiyet Parlamentosu

I. Meşrutiyet sonrası çeşitli ülkelere dağılan, II. Abdülhamit karşıtı aydınlar, gittikleri ülkelerde ve Osmanlı topraklarında bir takım gizli cemiyetler kurmuşlardır. Bu

33 Ortaylı, a.g.m., ss. 441-442.

34 İlhan Arsel,(1954), Birinci ve İkinci Meşrutiyet Devirlerinde Çift Meclis Sistemi Tecrübesi, AÜHF Dergisi, C.XI, No.3-4, ss. 60-104.

35 Tanör, a.g.e., s. 140.

36 H. Aliyar Demirci, (2006), İkinci Meşrutiyette Ayan Meclisi(1908-1912), İstanbul Bilgi Üniversitesi

(27)

cemiyetleri kuranlara zamanla Jön Türkler denilmiştir. Bunların amacı Kanun-i Esasi’yi tekrar yürürlüğe koydurmaktır. Jön Türklerin bir merkezde toplanması için Paris’te 4 Şubat 1902 tarihinde bir toplantı yapıldı ise de birlik sağlanamamıştır. Ancak Ahmet Rıza Bey’in başında bulunduğu grup Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti’ni kurmuştur. Bu cemiyet 1906 yılında Selanik’te subay ve devlet memurları tarafından kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile birleşmiştir. Diğer Jön Türk gruplarının da desteği ile Balkanlarda çıkan kargaşa ve çatışmalar üzerine Sultan II. Abdülhamit 23 Temmuz 1908’de 37 iki meclisli parlamento sistemini yürürlüğe koymuştur. Aydınlar ve halk

özde olmasa bile, şekil bakımından 1876’dan beri anayasal parlamento sistemini bilmektedir.

II. Meşrutiyet Dönemi meclis faaliyetleri, 17 Aralık 1908 tarihinden, feshedildiği 11 Nisan 1920 tarihine kadar devam etmiştir. Bu dönemde üç padişah (II. Abdülhamit, V. Mehmet Reşat, VI. Mehmet Vahdettin), 23 hükümet görev yapmıştır. Mebusan Meclisi dört yasama dönemi geçirmiştir. I. Yasama Dönemi 17 Aralık 1908-18 Ocak 1912, II. Yasama Dönemi 1908-18 Nisan 1912- 5 Ağustos 1912 tarihleri arasındadır. III. Yasama Dönemi 14 Aralık 1914-21 Aralık 1918, IV. Yasama Dönemi 12 Ocak 1920-11 Nisan 1920 tarihleri arasındadır.

II. Meşrutiyet Dönemi’nde gerçek bir parlamenter sisteminin oluşturulması için yoğun çaba sarf edilmiştir. Bunun için 21 Ağustos 1909 tarihinde yapılan Anayasa değişiklikleri önemlidir. Kanun-i Esasi’nin 21. maddesi değiştirilerek üç yeni madde eklenmiştir. Bu değişiklik ile hükümet üyelerinin Mebusan Meclisi’ne karşı sorumlu olmaları getirilmiştir. Bir bakan (nazır) hakkında güvensizlik oyu verilirse, bakan görevden düşecek, sadrazam (başbakan) hakkında güvensizlik oyu verilirse, hükümet iktidardan düşecektir38.

II. Meşrutiyet Dönemi Osmanlı Devleti açısından tamamen çözülmenin yaşandığı dönemdir. Trablusgarp Savaşı ile son Afrika toprağı tamamen elden çıkmıştır. Balkan Savaşları ile Balkanların tamamen kaybedilmesi, nihayetinde I. Dünya Savaşı ve Osmanlı Devleti’nin tamamen yıkıldığı süreçtir. Bu nedenledir ki; II. meşrutiyet döneminde Parlamento, I. Meşrutiyet Parlamentosuna göre daha faal ve üyeler daha

37 Karpat, a.g.e., s. 18-19.

38 Ahmet Ali Gazel, (2007), Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında Parlamenter Denetim, Konya, ss. 1-2, Faruk

(28)

bilinçli olsa da, Devleti yıkımdan kurtaramamışlardır. Hükümetlerde istikrar da yoktur. Zira bu dönemde 23 hükümet kurulması bunun en önemli göstergesidir.

II. Meşrutiyet Dönemi’nde de Osmanlı parlamentosu I. Meşrutiyette olduğu gibi yine çift meclislidir. Ancak bu kez halkın seçtiği Mebusan Meclisi, daha yetkili ve etkindir. Zira padişahın birçok yetkisi de alınmıştır. Yönetim hükümetin elindedir. Parlamenter denetim açısından baktığımızda II. Meşrutiyet Dönemi daha etkindir. Bunun sebebi de parlamenter sistemin benimsenmesidir.

II. Meşrutiyet Dönemi Meclisinin yasama faaliyetlerine baktığımızda; I. Yasama Döneminde (1908-1912); 48 soru önergesi, 160 gensoru, 16 araştırma önergesi, dört soruşturma önergesi, iki genel görüşme önergesi; II. Yasama Döneminde (1912); dört soru önergesi, bir gensoru ve bir araştırma önergesi verilmiştir. III. Yasama Döneminde(1914-1918); 21 soru, beş gensoru, üç araştırma ve iki soruşturma önergesi ve IV. Yasama Döneminde de (1920); 21 soru, iki soruşturma önergesi verilmiştir39.

Sonuç olarak; en çok denetim aracı I. Yasama Dönemi’nde kullanılmıştır. Çünkü bu dönemde meclis neredeyse normal yasama dönemini kullanmıştır. Ayrıca bu dönemde mecliste İttihat ve Terakki Cemiyeti tam hâkimiyet kuramamıştır. II. Yasama Dönemi dört ay gibi kısa sürdüğü için en az denetim faaliyetinin olduğu dönemdir. Ayrıca İttihat ve Terakki bu dönemde meclisi tamamen kontrolüne almıştır. III. Yasama Dönemi ise yine İttihat ve Terakkinin kontrolünde olan ve yasama ile yürütmenin iç içe geçtiği dönemdir. IV. Yasama Dönemi üç ay gibi kısa bir dönem olmasına rağmen hareketli geçen bir dönemdir. Zira bu dönem Milli Mücadelenin etkin olmaya başladığı dönemdir.

Bütün eksikliklerine rağmen Osmanlı Devleti’nde Türk Parlamenter Sisteminin temelleri atılmış ve bu durum yeni kurulacak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bir altyapı oluşturmuştur.

39 Ahmet Ali Gazel, (Nisan 2011), İkinci Meşrutiyet Dönemi’nde Osmanlı Parlamentosu’nun Denetim

(29)

Meşrutiyetten Millet Meclisi’ne, Parlamento Seçim Sistemi

Parlamenter sistemlerde seçimlerin önemi tartışılmaz bir gerçektir. Bir devleti oluşturan bireylerin kendisini yönetecek olan vekillerini seçmesi ve bunun “temsilde adaleti” sağlaması mutlaka tartışmasız hukuki bir yöntemle olması gerekir. Demokrasisi sağlam temellere dayanan ülkelerde bu konuda bir tartışma veya gerilim söz konusu değilken, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu tartışmalar halen devam etmektedir.

Türkiye’de her seçim öncesi ve sonrası bu tartışmalar yeniden alevlenmektedir. Bunun sebebi de iktidarı ele geçiren siyasi partiler, bir daha o iktidarı kaybetmeme, kendi iktidarlarını sürdürme arayışındadır. Herhalde bunun sebebi de halen saltanat geleneğinden kurtulamamış olmamızdır.

I. Meşrutiyet Seçim Sistemi

Osmanlı Devleti’nde ilk seçimler 1877 yılında yapılmıştır. İlk yazılı anayasa olan Kanun-i Esasi’de bir takım seçim kuralları olmasına rağmen, ilk seçimler için geçerli olmak üzere Meclis-i Vükela’da çıkarılan “Talimat-ı Muvakkate (Geçici Yönetmelik)” hükümleri uygulanmıştır. Ayrıca İstanbul ve çevresi için 1 Ocak 1877 tarihinde yürürlüğe giren bir seçim beyannamesi yayınlanmıştır. Osmanlı Devleti’nde seçimlerde uygulanmak üzere; Kanun-i Esasi, Talimat-ı Muvakkate, Beyanname ve bir de Mebusların vilayetlere göre mebus dağılımını gösteren cetvel bulunmaktadır.

1876 tarihli Kanun-i Esasi’nin 46. maddesine göre Parlamentonun ismi “Meclis-i Umumi’dir. Meclis-i Umumi’de; Hey’et-i Ayan ve Heyet-i Mebusan” olarak iki meclisli yapıdadır. Bunlardan Ayan Meclisi padişah tarafından oluşturulacak, Meclisi Mebusan üyeleri de halk tarafından seçilecektir. Kanun-i Esasi’de seçimlerle ilgili detaylı bir bilgi verilmemektedir. Sadece 65. maddesinde Mebusan Meclisi üyelerinin, yani adayların, erkek olacağını belirtmiştir. 50 bin nüfusa bir erkek aday mebus seçilecek şeklinde ifade etmektedir. Seçimler dört yılda bir yapılacaktır40.

Anayasada seçilme şartları konusunda eksiklik olmasına rağmen, birtakım düzenlemeler vardır. Bunlar; Osmanlı vatandaşı olmak, yabancı devlet imtiyazına sahip olmamak, Türkçe bilmek, 30 yaşını tamamlamış olmak, seçim zamanı kimsenin hizmetinde olmamak, iflas etmişse, iade-i itibar etmiş olmak, kısıtlanmasına karar

40 Armağan, a.g.e., ss. 150-151.

(30)

verilmişse, bu karar kaldırılmış olmak, medeni haklarından îskat edilmemiş olmak, yabancı devlet vatandaşı olmamak ve seçildiği vilayetten olmak şeklindedir41. Bunun

haricinde oyların gizli verileceği esası belirlenmiştir.

İlk seçimler Kanun-i Esasi’de belirtilen esaslara göre değil, “Talimat-ı Muvakkate”ye göre yapılmıştır. Çünkü Talimat-ı Muvakkate, Kanun-i Esasi’den önce yapılmıştır. Buna göre; seçimlerin “bu defaya” değil “bu seneye mahsus42” olduğu

belirtilerek, bir sonraki yasama yılında tekrar seçim yapılacağına işaret edilmiştir. Mebus olabilmek için; her hali ile güvenilir olmak, 25 yaş ve üstü olmak, Türkçe’yi bilmek (bu durum Osmanlı Devleti’nde Türkçe’nin devlet dili olduğunu gösterir), siyasi veya cinayet suçundan ceza almamak, Osmanlı vatandaşı olmak, seçilmek için memur olmamak, emlak sahibi olmaktır. Taşrada mebuslar, vilayet, liva ve kazaların idare meclisi azaları tarafından seçilecektir43. Buradan şunu anlıyoruz ki

seçimler, taşrada iki derecelidir. Halk daha önce vilayet, liva ve kaza idare meclislerinin üyelerini seçtiklerinden ve mebusları da bu meclis üyeleri seçeceği için, mebus seçimi iki dereceli olarak ortaya çıkmaktadır.

İstanbul ve çevresi için ise Talimat-ı Muvakkate’den hariç, Beyanname yayınlanmıştır. Buna göre; İstanbul ve çevresi 20 bölgeye ayrılmıştır. Her bölge iki milletvekili seçecektir. Seçmenlerde aranan şartlar ise; seçim yapılan bölgenin halkından olmak, Osmanlı vatandaşı olmak, emlak sahibi olmak ve 25 yaşından büyük olmaktır44.

I. Meşrutiyet seçimleri genel seçim değildir. Çünkü bu seçimlerde mebus adayları, erkek olduğu gibi, seçmenler de erkeklerden oluşmaktadır. Taşrada erkeklerin tamamı seçime katılamamıştır. Bunun sebebi de vilayet, liva ve kaza idari meclis üyelerinin mebusları seçmesidir. İstanbul bölgesi için de genel seçim olduğu söylenemez. Zira burada da emlak sahibi olma şartı arandığı için bütün erkek nüfus oy kullanamamıştır.

41 Armağan, a.g.e., ss. 152-153, Tanör, a.g.e., ss. 152-153. 42 Armağan, a.g.e., s. 154.

43 Armağan, a.g.e., ss. 154-155, Tanör, a.g.e., ss. 152-153.

(31)

II. Meşrutiyet Seçimleri;

İlk Meşrutiyet Dönemi’nin ikinci yılında hazırlanan, fakat padişah tarafından onaylanmayan seçim kanunu taslağı, 3 Ağustos 1908’de padişah tarafından onaylanarak yürürlüğe girmiştir. II. Meşrutiyet Seçimleri “İntihab-ı Mebusan Kanunu” olarak isimlendirilen bu kanunla yapılmıştır. Daha sonra bazı değişiklikler yapılarak 1942 yılına kadar kullanılmıştır.

Bu Kanun’un temel hükümleri şöyledir;

“1. Seçim, her sancak bir seçim bölgesidir, her kaza da bir seçim şubesi temel

alınarak yapılacaktır.

2. Her 50 bin erkek nüfus bir milletvekili seçecek; sancak nüfusu 50 binden az ise yine bir milletvekili, sancak nüfusu 75.000’e kadar bir milletvekili, 125 bine kadar 2, 175.000’e kadar 3, 320.000’e kadar 4 milletvekili seçilecek, bu miktardan fazlası için, bu oran esas alınarak arttırılacaktır.

3. Her kazada Osmanlı seçmen nüfusunu gösteren bir defter düzenlenecektir. Bundan belediye başkanları, idare meclisi üyeleri ve muhtarlar sorumlu olacaktır.

4. İki dereceli seçim yöntemi uygulanacaktır. Hem birinci hem de ikinci seçmenlerin 25 yaşını doldurmuş olmaları gerekmektedir.

5. Seçmen olabilmek için şu koşulların varlığı gereklidir; a) 25 yaşını bitirmiş olmak,

b) Medeni haklardan mahrum olmamak,

c) Yabancı bir devlet vatandaşı olmamak ve böyle bir iddiada bulunmamak, d) geçici olarak yabancı bir kimsenin hizmetinde bulunmamak,

e) iflas etmişse, yeniden itibarını sağlamış olmak,

f) kısıtlanmasına karar verilmişse bu karar kaldırılmış olmak, g) devlete az çok vergi vermek.

İkinci seçmen olabilme koşulları ise şunlardır: a) Osmanlı vatandaşı olmak,

b) Yabancı bir devletin hizmetinde bulunmamak, c) 25 yaşını bitirmiş olmak,

(32)

e) iflas etmişse yeniden itibarını sağlamış olmak,

f) Kısıtlanmasına karar verilmişse bu karar kaldırılmış olmak, g) Medeni haklardan mahrum olmamak,

h) Yabancı devlet vatandaşlığı iddiasında bulunmamak,

6. Milletvekili seçilebilme koşulları Kanunu Esasi’nin 68. maddesinde belirtilen koşulların aynıdır. Ancak 4 sene sonra yapılacak seçimlerde milletvekili olabilmek için Türkçe okuyup yazmak koşulu da getirilmiştir.

7. Devlet memuru olanlar aynı anda milletvekili olamazlar.

8. Defterlerde kayıtlı bulunan her 500 birinci seçmen bir ikinci seçmeni seçeceklerdir. Eğer kazada 500’den fazla birinci seçmen varsa 750-1250 seçmen 2, 1250-2250’ye kadar 4 ikinci seçmeni seçecektir. Daha fazla birinci seçmen bulunması durumunda bu orana göre ikinci seçmen sayısı da arttırılacaktır.

9. Verilen oylar sayıldıktan sonra en fazla oy almış olanlar ikinci derece seçmen olarak seçilmiş olurlar. Bu ikinci derecede seçmenler sandıktan kaç temsilci çıkacaksa, o kadar kişinin ismini yazarak oy kullanacaklardır.

10. ikinci seçmenlerden en fazla oy almış olanlar milletvekili olarak seçilmiş olurlar45.”

II. Meşrutiyet Dönemi Seçimlerini değerlendirecek olursak;

İntihab-ı Mebusan Kanunu’na göre yapılan ilk seçimler 1908 seçimleridir. Bu seçimler az da olsa özgürce ve demokratik ortamda yapılan ilk seçimlerdir. 1912, 1914 ve 1919 seçimleri de bu kanun ile gerçekleştirilmiştir46.

1920 Seçimleri

İstanbul’un İşgali ve son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin tatil edilmesi üzerine Mustafa Kemal Ankara’da bir Millet Meclisi’nin toplanmasını gerekli görmüştür. Seçimlerin yapılabilmesi için 19 Mart 1920’de bir tebliğ yayınlamıştır.

Bu tebliğe göre; Ankara’da toplanacak olan meclise seçilecek olanlar, İntihab-ı Mebusan Kanunu’nun aradığı şartlara uyacaklardır. Seçimde livalar esas alınacaktır. Her livadan beş üye seçilecektir. Seçim her livada aynı gün yapılacaktır. Seçim, gizli oy

45 Tuncer Karamustafaoğlu, (1970), Seçme Hakkının Demokratik İlkeleri, Ankara, s. 106, Saim Sezen,

(1994), Seçim ve Demokrasi, Ankara, ss. 224-225.

(33)

ve mutlak çoğunluk esasına göre olacaktır. Meclis üyeliği için her fırka, zümre ve cemiyet aday gösterebilecektir47.

Bu seçim tebliğine göre basit çoğunluk yöntemi ile yapılmış seçim yerine, bundan böyle mutlak çoğunluk yöntemi aranmıştır. Adaylar içerisinden en çok oyu alan değil, oy kullanan seçmenin % 50’sin den fazlasının oyunu alan aday mebus seçilecektir. Bu Meclis Milli Mücadeleyi gerçekleştirerek, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devletinin oluşumunu sağlayacaktır. Olağanüstü yetkilere sahip bir meclis’tir. Bu seçim normal parlamento seçimi değildir. Çünkü bu meclisin oluşumun da seçimle Anadolu’dan gelecek mebusların yanında, daha önce Osmanlı Mebusan Meclisi’ne seçilen üyelerin de katılımı istenmiştir. Ancak daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi oluşmuştur.

Tek Parti Dönemi Seçim Kanunları

1923 Seçimleri

1877 tarihli İntihab-ı Mebusan Kanunları uygulanmıştır. Bu kanun daha öncede bahsedildiği gibi 1877 yılında hazırlanmasına rağmen, 1908 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ancak 3 Nisan 1923 tarihinde 320 sayılı yasayla değişiklik yapılmıştır. Buna göre; her 20 bin erkek nüfus bir milletvekili seçecektir. 30 bine kadar iki milletvekili, 30 binden 50 bine kadar dört milletvekili seçilecektir. 18 yaşını dolduran her erkek seçme hakkına sahiptir. Öğretmenler hariç, bütün memurlar, müftüler, belediye başkanları seçimden iki ay önce istifa edecektir. Ordu mensupları milletvekili olamaz. Seçmen olabilmek için vergi verme şartı yoktur. Bir kazada her 200 kişi için bir ikinci seçmen seçilecektir48. Bu yasa değişikliği ile gerekli şartları yerine getirenler vergi verme

zorunluluğu olmadan birinci ve ikinci seçmen olabildiği gibi milletvekili seçilebilme hakkını da elde etmektedir.

Bu yeni düzenleme ile 1923 seçimleri yapılmıştır. Seçimlere Mustafa Kemal’in belirlediği Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti listesi ile girilmiş ve çoğunlukla bu liste seçimleri kazanmıştır. Bunun yanında seçimlere bağımsız olarak girip kazananlarda vardır. Seçimler iki dereceli ve mutlak çoğunluk esasına göre yapılmıştır. Bu yasanın İntihab-ı Mebusan Kanunu’ndan ayrılan yönü; 50 bin erkek

47 Sezen, a.g.e., s. 230, Çavdar, a.g.e., ss. 185-186.

48 Işıl Çakan, (1999), Türk Parlamento Tarihinde II. Meclis, Çağdaş Yayınları, İstanbul, ss. 23-24,

(34)

seçmen yerine 20 bin erkek seçmeni esas almasıdır. Seçmen yaşını 18’e indirmiştir. Vergi verme zorunluluğunu kaldırmıştır.

1927 Seçimleri

1923 Seçimleri’nden sonra II. TBMM 1924 Anayasasını hazırlayıp, kabul etmiştir. İntihab-ı Mebusan Kanunu’nda 16 Haziran 1927 tarih 1079 sayılı ve 21 Haziran 1927 tarih 1112 sayılı iki yasa ile değişiklik yaparak, ordu mensuplarının milletvekili seçilememeleri konusundaki 385 numaralı yasayı yürürlüğe koymuştur.

1924 Anayasası’na göre TBMM, millet tarafından seçilen milletvekillerinden oluşur. Seçim sistemi konusunda takdir yetkisi yasama organına bırakılmıştır. Seçim kanundaki değişikliklerin başlıcaları şunlardır;

- 18 yaşını dolduran her erkek Türk, seçmen olabilir, - 30 yaşını dolduran her Türk, milletvekili seçilebilir, Seçilme şartları da şu şekildedir;

- Ecnebi hizmet-i resmiyesinde bulunanlar, mücâzât-ı terhib-iyye veya şirkât, sahtekârlık, dolandırıcılık, emniyet-i Sû-i isti’mâl, hileli iflâs, cürümlerinden mahkûm olanlar, hukuk-ı medeniyeden iskat edilmiş olanlar, Türkçe okuyup yazma bilmeyenler meb’us intihab olunamazlar.

- Büyük Millet Meclisi’nin intihab-ı dört senede bir kere icra olunur… Her meb’us yalnız kendini intihab eden dairenin değil, umum milletin vekilidir49.

Daha önceki kanunlardan pek farkı olmasa da, iki husus burada dikkat çekmektedir. Birincisi seçme ve seçilme hakkına sahip olabilmek için Türk olma şartının vurgulanması, milli kimliğin öne çıkarılmasıdır. İkinci husus da seçilecek olan milletvekillerinin seçildiği bölgenin değil, bütün milletin vekili olacağının vurgulanmış olmasıdır. Bu kanunla yapılan 1927 seçimlerine tek parti olarak Cumhuriyet Halk Fırkası girmiştir ve doğal olarak iktidara aynı parti gelmiştir.

49 Cemal Avcı, (2000), III. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Yapısı ve Faaliyetleri, Atatürk

(35)

1931 Seçimleri

1927 seçimlerinden sonra meclis, dört yıllık yasama süresini normal şartlarda tamamlamıştır. 1931 seçimleri için herhangi bir hukuki düzenleme yapılmamıştır. Bu seçimleri de Cumhuriyet Halk Fırkası tek parti olarak seçime girdiği için kazanmıştır. Seçim sistemi yine iki derecelidir.

1935 Seçimleri

Seçimler yapılmadan önce, seçim yasasında birtakım değişiklikler yapılmıştır. Bunlardan ilki 5 Aralık 1934 tarihli ve 2598 sayılı değişikliktir. İkincisi 5 Aralık 1934 tarih ve 2599 sayılı kanun değişikliğidir. Buna göre İntihab-ı Mebusan Kanunu’nun bazı maddeleri değiştirilmiş ve kanuna bir ekleme yapılmıştır.

- 40 bin kişi; bir milletvekili seçecektir. Ayrıca 55 bine kadar bir, 95 bine kadar iki, 135 bine kadar üç, 175 bine kadar dört milletvekili ve fazlası bu oranda arttırılacaktır.

- Seçmen olma yaşı, 18’den 22’ye çıkarılmıştır. Seçmen olmak için erkek ifadesi kaldırılarak yerine kadın-erkek50 kaydı konulmuştur. Böylece kadınlara

milletvekili seçme hakkı ilk kez verilmiştir. 1930 yılında belediye seçimlerin de oy kullanma hakkı verilmiştir.

Ayrıca 5 Aralık 1934 tarih ve 2599 sayılı kanun ile 30 yaşını dolduran kadın-erkek her Türk milletvekili seçilebilir51. Böylece kadınlara milletvekili seçilme yolu da

açılmıştır.

1935 seçimleri ilk kez kadınların seçmen olarak oy kullandığı ve yine ilk kez milletvekili adayı olabildiği seçimlerdir. Seçimi tek parti olarak giren Cumhuriyet Halk Fırkası kazanmıştır. Bu seçimlerde ilk kez 18 kadın milletvekili meclise girmiştir.

1939 Seçimleri

1935 seçimlerinden sonra meclis, normal dört yıllık yasama dönemini tamamlamıştır. Seçim kanununda herhangi bir değişiklik olmamıştır. Bu seçimlere de Cumhuriyet Halk Fırkası tek parti olarak katılmış ve iktidara gelmiştir.

50 Sezen, a.g.e., s. 235, Çavdar, a.g.e., ss. 231-232. 51 Sezen, a.g.y., Çavdar, a.g.y.

(36)

1943 Seçimleri

VI. TBMM, 1942 yılında çıkarılan 4320 sayılı seçim yasası ile Meşrutiyet Dönemi’nden beri kullanılan İntihab-ı Mebusan Kanunu ve buna bağlı kalınarak yapılan bütün seçim kanunlarını kaldırarak, 14 Aralık 1942 tarih ve 4320 sayılı “Mebus Seçim Kanunu” çıkarmıştır.

1942 tarihli “Mebus Seçim Kanunu” temel özellikleri şöyledir: - Her il bir seçim bölgesi oluşturacaktır.

- Her 40 bin nüfus bir milletvekili çıkaracaktır. İlin nüfusu 40 binin altında olursa yine bir milletvekili seçilecektir. 55 bine kadar bir, 95 bine kadar iki, 135 bine kadar üç, 175 bine kadar dört ve katları şeklindedir.

- Birinci ve ikinci seçmen olabilmenin şartları; Türk olmak, 22 yaşını doldurmak, yasaklı olmamak, yabancı devlet vatandaşı olmamak, yabancı devletlerin resmi çalışanı olmamak, asker, er, erbaş, askeri öğrenci, askeri memur, polisler seçmen olamayacaktır.

Seçilebilmenin şartları

- Yabancı devletin resmi çalışanı olmamak, ağır hapis cezası, hırsızlık dolandırıcılık, emniyeti suiistimal, hileli iflas suçlarından ceza almamak, kamu yasaklısı olmamak, Türkçe okuyup, yazabilmek, 30 yaşını doldurmuş olmak,

- Seçimler iki dereceli yapılacaktır. İkinci derece seçmenin oyu milletvekili seçecektir52.

Bu seçim yasası aslında geçmiş seçim yasalarından çok farklı değildir. Sadece her seçim dönemi yapılan değişiklikleri, derli toplu hale getirmiştir. Bu seçimler Cumhuriyet Halk Fırkasının tek parti olarak katıldığı ve aynı zamanda Tek Parti döneminin son seçimidir.

1946 Seçimleri

II. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan gelişmeler, gerek iç, gerekse dış dinamikler Türkiye’yi çok partili hayata geçişe zorlamıştır. Cumhuriyet Halk Fırkasının içinden bazı milletvekilleri ayrılarak 18 Temmuz 1945 yılında Türkiye Kalkınma

52 Sezen, a.g.e., ss. 236-237.

Şekil

Tablo 2.1: Kütahya Milletvekillerinin Doğum Yerleri  362  *
Tablo 2.3: Kütahya Milletvekillerinin Dönemler İtibariyle Yaş Ortalamaları
Tablo 2.4: Kütahya Milletvekillerinin Mezun Olduğu Okullar*
Tablo 2.5: Kütahya Milletvekillerinin Eğitim Düzeyi*
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasına karar verilmesi üzerine yapılan seçimle Rasih Kaplan, Halil İbrahim Bey, Hasan Tahsin, Mustafa Bey, Ali Vefa Bey

Astronomlar, matematikçiler, coğrafyacılar ve diğer bir çok bilim insanı tarafından kullanılan usturlap, bu nedenle yakın zama- na kadar popülerliğini korumuştur..

Tabiatın bu emsalsiz dekoru ara­ sında ve ulu çınarların altında nice ve nice yıllar, İ stanbulun en ünlü açıkhava çayhanesi olan Çınaraltı kendisine

Kitapta Avustralya, Belçika, Danimarka, Almanya, Kanada, Nijeria, isviçre, Japonya, İspanya ve Birleşik Amerika'da, yapılmış müsta- kil konutlardan fotoğraf, plân ve detayla-

3.Sahada iletişime bağlı triyaj 4.Rutin acil servis triyajı... Sahada

Maliye Vekili Ali Cenani Bey’in bu açıklamalarının ardından başka söz isteyen olmaması üzerine Reis Bey tarafından oylamaya sunulan kanun teklifi 3

Meclisin 5 Ağustos 1921 tarihinde yapılan oturumunda ismi Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine Başkumandanlık Tevcihine Dair kanunu

• Bivak girecek kadar bir tünel kazın ve üzerini kar bloklarıyla üçgen şekilde kapatın... Ağaç altı