• Sonuç bulunamadı

Ebu'l-Kâsım el-Ka'bî ve Kabûlü'l-Ahbâr ve Ma'rifetü'r-Ricâl isimli eseri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ebu'l-Kâsım el-Ka'bî ve Kabûlü'l-Ahbâr ve Ma'rifetü'r-Ricâl isimli eseri"

Copied!
110
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T. C.

SELÇUK ÜN VERS TES

SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

TEMEL SLAM B L MLER ANA B L M DALI

HAD S B L M DALI

EBU’L-KASIM EL-KA’BÎ

VE

KABÛLÜ’L-AHBÂR VE MA’R FETÜ’R-R CÂL S ML ESER

TAHA ÇEL K

YÜKSEK L SANS TEZ

DANI MAN

PROF. DR. B LAL SAKLAN

(2)

Ek- 1: Bilimsel Etik Sayfas-T.C.

SELÇUK ÜN VERS TES

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlü ü

B L MSEL ET K SAYFASI

Bu tezin proje safhas*ndan sonuçlanmas*na kadarki bütün süreçlerde bilimsel eti e ve akademik kurallara özenle riayet edildi ini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davran*2 ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunuldu unu, ayr*ca tez yaz*m kurallar*na uygun olarak haz*rlanan bu çal*2mada ba2kalar*n*n eserlerinden yararlan*lmas* durumunda bilimsel kurallara uygun olarak at*f yap*ld* *n* bildiririm.

Ö rencinin Ad* Soyad* ( mza)

(3)

Ek- 2: Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu T.C.

SELÇUK ÜN VERS TES

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlü ü

YÜKSEK L SANS TEZ KABUL FORMU

Taha Çelik taraf*ndan haz*rlanan Ebu’l-Kâs*m el-Ka’bî ve Kabûlü’l-Ahbâr ve Ma’rifetü’r-ricâl simli Eseri ba2l*kl* bu çal*2ma 29.06.2009 tarihinde yap*lan savunma s*nav* sonucunda oybirli i ile ba2ar*l* bulunarak, jürimiz taraf*ndan yüksek lisans tezi olarak kabul edilmi2tir.

Prof. Dr. Bilâl SAKLAN Ba2kan mza

Prof. Dr. smail Hakk*

ATÇEKEN Üye mza

(4)

T.C.

SELÇUK ÜN VERS TES Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlü7ü

Ad* Soyad* TAHA ÇEL K Numaras* 064244021002

Ana Bilim / Bilim Dal*

TEMEL SLAM B L MLER / HAD S

Ö r en ci ni n

Dan*2man* Prof. Dr. Bilal SAKLAN

Tezin Ad* Ebu’l-Kâs*m el-Ka’bî ve Kabûlü’l-Ahbâr ve Ma’rifetü’r-Ricâl simli Eseri

ÖZET

Bu çal*2mada Mu’tezile’nin Ba dat temsilcilerinden Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’nin, hadis âlimlerine yönelik yap*lm*2 olan tenkitleri derlemi2 oldu u eseri, Kabûlü’l-Ahbâr ve Ma’rîfetü’r-Ricâl ele al*nm*2t*r.

El-Ka’bî 273/887 y*l*nda Horasan’*n Belh 2ehrinde do mu2tur. Ba dat Mu’tezilesi’nin önemli temsilcilerinden Ebu’l-Hüseyin el-Hayyât’*n en önemli talebesi olmu2 ve ondan Kelâm ilmini ö renmi2tir. Çok say*da ilme dair eserleri bulunan Ka’bî’nin hocalar*na dair geni2 malumat bulunmamaktad*r.

el-Ka’bî’nin günümüze ula2an hadise dair tek eseri Kabûlü’l-Ahbâr ve Ma’rifetü’r-Ricâl’dir. Esere öncelikle mütevâtir ve âhâd hadislerin kabul 2artlar*n* tart*2t* * ve Mu’tezile’nin geneline farkl*l*k arzeden görü2lerini serdetti i k*sa bir mukaddimeyle giri2 yapan el-Ka’bî devam*nda sahabiler ve tabiûn da dahil olmak üzere hadis âlimlerine yöneltilen tenkitleri zikretmi2tir. Az da olsa hadis metinlerine de yer veren el-Ka’bî, baz* hadislere yönelik metin tenkitleri de yapm*2t*r. Eserin büyük bölümü hadis münekkidlerinin ele2tirilerine ayr*lm*2 olmakla birlikte giri2teki ve aralardaki k*sa de erlendirmeler, Mu’tezile’nin hadis ve hadisçilere bak*2* aç*s*ndan önem arzetmektedir.

Anahtar Kelimeler: Mu’tezile, Hadis, Ka’bî, Mütevâtir, Âhad, Kabûlü’l-Ahbâr ve Ma’rifetü’r-Ricâl

(5)

T.C.

SELÇUK ÜN VERS TES Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlü7ü

Ad* Soyad* TAHA ÇEL K Numaras* 064244021002

Ana Bilim / Bilim Dal*

TEMEL SLAM B L MLER / HAD S

Ö r en ci ni n

Dan*2man* Prof. Dr. Bilal SAKLAN

Tezin Ad* Ebu’l-Kâs*m el-Ka’bî ve Kabûlü’l-Ahbâr ve Ma’rifetü’r-ricâl simli Eseri

SUMMARY

In this dissertation we have studied one of the leading Mutazilite scholars Abu’l-Qasim al-Qa’bi’s work Qabûl al-Akhbar wa Ma’rifat al-Rijal in which he has compiled the critics made by the Mu’tazilite scholars towards the hadith scholars.

Qa’bi was born 273/887 in Balh, one of Horasan’s cities. He became one of the important students of Abu’l-Husayn al-Khayyat, one of the significant Mutazilite scholars in Baghdad. Qabi has written many scholarly works in various fields of Islamic sciences.

El-Ka’bî 273/887 y*l*nda Horasan’*n Belh 2ehrinde do mu2tur. Ba dat Mu’tezilesi’nin önemli temsilcilerinden Ebu’l-Hüseyin el-Hayyât’*n en önemli talebesi olmu2 ve ondan Kelâm ilmini ö renmi2tir. Çok say*da ilme dair eserleri bulunan Ka’bî’nin hocalar*na dair geni2 malumat bulunmamaktad*r.

His only work about hadith that has arrived to us is Qabûl al-Akhbar wa Ma’rifat al-Rijal. His works begins with a short introduction which deals with the conditions for accepting mutawatir and âhâd hadiths. In the following pages, he mentioned the critics made to hadith scholars including the companions of the prophet and the tabiûn scholars. Also it’s rarely, Qa’bi also cites ahadith texts and criticizes some of them. The main part of the work is filled with criticism of the hadith critics but it also contains information regarding the viewpoint of Mutazila about hadith and hadith scholars.

Keywords: Mu’tazila, Hadith, Qa’bi, Mutawatir, Ahad, Qabûl al-Akhbar wa Ma’rifat al-Rijal

(6)

Ç NDEK LER

KISALTMALAR... VIII ÖNSÖZ...IX

G R R...1

1. KONUNUN MAH YET VE ÖNEM ...1

2. KAYNAKLAR...2

3. S YASÎ VE LMÎ AÇIDAN III/IX. ve IV/X. YÜZYILLARA GENEL B R BAKIR...3

1. Siyasî Durum ...3

2. lmî ve Kültürel Durum ...6

B R NC BÖLÜM EBU’L-KASIM EL-KA’BÎ’N N HAYATI, LMÎ AHS YET VE ESERLER ...9

1. Nesebi, Do umu ve Yeti2mesi ...10

2. lim Hayat*, Hocalar* ve Ö rencileri ...14

3. Eserleri...17

4. Hadisçili i...25

5. Görü2leri ...27

6. Vefat* ...32

7. lim Dünyas*ndaki Yeri ...32

K NC BÖLÜM EBU’L-KASIM EL-KA’BÎ’N N KABÛLU’L-AHBAR VE MA’R FETÜ’R-R CÂL S ML ESER ...36

1. Eserin Genel Özellikleri ...37

1.1. Tan*t*m* ve Yaz*l*2 Amac*...37

1.2. Te’lif Zaman* ve Nüshalar*...40

2. Takip Edilen Metod ...41

3. Eserin Muhteva Yönünden Tahlili ...45

3.1. Ele Al*nan Hadis Meseleleri...46

3.1.1. Mütevâtir Haber...49

3.1.2. Âhad Haber...53

3.2. Ravî Tenkidi ...58

3.3. Metin Tenkidi ...73

4. Eserin Haz*rlanmas*nda Esas Al*nan Kaynaklar ...78

(7)

6. Cerh ve Ta’dîl lmindeki Yeri ...82 SONUÇ...87 KAYNAKÇA ...89

(8)

KISALTMALAR

ae. : ayn* eser age. : ad* geçen eser agm. : ad* geçen makale agy. : ad* geçen yer

AÜ VY : Ankara Üniversitesi lahiyat Vakf* Yay*nlar* ay. : ayn* yer

b. : ibn

Bkz. : bak*n*z bs. : bask*

c. : cilt

çev. : çeviren

D A : Türkiye Diyanet Vakf* slam Ansiklopedisi ed. : editör

h. : hicrî

Hz. : Hazreti

IRCICA. : Research Center for Islamic History Art and Culture FAV : Marmara Üniversitesi lahiyat Fakültesi Vakf* Yay*nlar* LAM : lmî Ara2t*rmalar Merkezi

m. : mîlâdî

ne2r. : ne2riyat

s. : sayfa

(S.A.V) : Sallallâhu UAleyhi ve Sellem sy. : say*

TDVY : Türkiye Diyanet Vakf* Yay*nlar* ty. : tarihi yok, bilinmiyor, tarihsiz thk. : tahkik eden

trc. : tercüme eden tsh. : tashih eden Üniv. : Üniversitesi Yay. : yay*nlar*, yay*nc*l*k yy. : yay*n yeri yok

(9)

ÖNSÖZ

Hz. Muhammed (s.a.v)’in söz, fiil, takrirleri ile yarat*l*2 ve ahlâkî özelliklerini nesillerden nesillere aktaran haberler olan hadisler, dinin iki asl*ndan birisi olduklar* için,

slâm âlimlerinin sahabilerden ba2lamak üzere ilk as*rlar*ndan itibaren son derece titiz davrand*klar*, hassasiyet gösterdikleri ve rivayeti hususunda taviz vermedikleri ve bu i2i dinden sayd*klar* kutsal metinlerdir. Özellikle sahabiler döneminden itibaren slâm âleminde vuku bulan baz* hâdiselerin hadis uydurmac*l* *yla neticelenmesi, âlimlerin bu u urda hassâsiyetlerini bir kat daha art*rm*2 ve onlar* hadisler konusunda daha titiz, daha tedbirli davranmaya sevketmi2tir. Bu amaçla yap*lan çal*2malar, hadis ilimleri ve özellikle de cerh ve ta’dîl ilminin erken dönemlerde do u2una zemin haz*rlam*2t*r. Hadisleri de erlendirirken baz al*nacak olan râvîlerin hâllerini ortaya koyarak, sahihinin sakîminden ayr*lmas*n* amaçlayan bu ilim, sa lam hadislerin Müslüman nesillere ula2mas*nda en önemli bir faktör olmu2tur.

Sahih hadisleri tespit hususunda çe2itli hadis ilimlerinin te2ekkül etmi2 olmas* ve bu u urda yo un mesailer harcanm*2 olmas*na ra men hadislerin hucciyet de eri çerçevesindeki tart*2malar erken dönemlerden itibaren slâm âleminin gündeminde olmu2tur. Bu türden ihtilâflar*n en çok cereyan etti i gruplar 2üphesiz ki Hadis ehli ve Mu’tezile âlimleridir.

Mu’tezile âlimleri, hadisleri de erlendirirken ak*llar*na çok fazla güvendikleri ve hucciyet s*ralamas*nda akl* sünnetin önüne geçirdikleri için, hadisçiler taraf*ndan daima ele2tirilmi2lerdir. Bu meyanda Mu’tezilî âlimler de her devirde hadisçilere sald*rmaktan geri durmam*2 ve onlar*n yapt*klar* kutsî i2ten dolay* toplumda âlî bir yere sahip olmalar*n* çekememi2 ve halk nazar*nda itibarlar*n* zedeleyebilmek için çaba sarfetmi2lerdir. Tezimizin konusunu te2kil eden Ba dat Mu’tezile’si âlimlerinden Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’nin Kabûlü’l-Ahbâr isimli eseri bu türden çabalar*n bir ürünüdür. el-Ka’bî’nin, eserinde hadisçileri zemmetmesi yan*nda, hadislerin hucciyet de erlerine dair zikretmi2 oldu u tespitler, Mu’tezilîler’in genel tavr*ndan farkl* olmas* aç*s*ndan önem arzetmekte ve eseri farkl* k*lmaktad*r. Bu bak*mdan eser çal*2mam*z*n konusu olarak tercih edilmi2tir.

Bu çal*2ma, Siyasî ve lmî Aç dan III/IX. ve IV/X. Yüzy llara Genel Bir Bak ba2l*kl* bir giri2 ve Ebu’l-Kas m Ka’bî’nin Hayat , lmî (ahsiyeti ve Eserleri ile Ebu’l-Kas m

el-Ka’bî’nin Kabûlü’l-Ahbâr ve Ma’rifetü’r-Ricâl simli Eseri 2eklinde iki bölümden

olu2maktad*r. Ka’bî’nin hayat* ve Kabûlü’l-Ahbâr’a geçilmeden önce bu bölümlerin daha iyi anla2*labilmesi aç*s*ndan giri2 bölümünde konu ve kaynaklar*n yan*nda Ka’bî’nin ya2ad* * dönemin biraz öncesi ve vefat*na kadar geçen yakla2*k bir as*rl*k dönemin siyasî ve ilmî yap*s* anlat*lm*2t*r. Giri2 bölümünden sonra birinci bölümde müellifin hayat*, yeti2mesi, ilim

(10)

tahsili, görü2leri, eserleri ve ilim dünyas*ndaki yeri konu edilmi2tir. Çal*2mam*z*n ana bölümü olan ikinci bölümde ise, hadis âlimleri hakk*nda yine hadisçi münekkidlerin yapm*2 oldu u tenkidlerin derlendi i bir eser olan Kabûlü’l-Ahbâr’*n telif amac*, metodu ve muhtevas* ele al*nm*2 ve eserin ilim dünyas*ndaki yeri ortaya konmaya çal*2*lm*2t*r.

Çal*2mam boyunca k*ymetli vakitlerini bana ay*rarak her türlü yard*m ve deste ini esirgemeyen muhterem dan*2man hocam Prof. Dr. Bilâl Saklan’a 2ükranlar*m* sunar*m.

Taha Çelik Konya, 2009

(11)

G R

1. KONUNUN MAH YET VE ÖNEM

Hadislerin Hz. Peygamber (s.a.v)’den vârit olduklar* 2ekilleriyle sonraki nesillere ula2abilmesi amac*yla âlimler son derece dakîk çal*2m*2lar ve bu konuda yo un mesai harcam*2lard*r. Bu gayretler neticesinde senet yani râvîleri aç*s*ndan sa laml* *na hükmettikleri bir hadisin metni hususunda âlimler 2üphe duymam*2 ve tam bir güven içerisinde olmu2lard*r. Hadis âlimlerininin bu tavr*, onlar*, senetleri sa lam olsa da metin aç*s*ndan görü2lerine uygunluk arzetmeyen hadisleri reddetme yoluna giden gruplarla kar2* kar2*ya getirmi2tir. Hadis âlimleri bu gruplara kar2* hadisleri müdafaa etmi2, genelde de bu tür tav*rlar* ciddiye almam*2lard*r. Hadisleri görü2lerine uymad* * gerekçesiyle reddeden bu gruplar da hakl*l*klar*n* isbat edebilmek için hadisçilere hücum etmi2ler ve toplumda hadisçilerin sahip oldu u prestiji zedeleyebilmek için onlar*n aleyhinde ithamlarda bulunmu2lard*r.

Hadislerin hucciyeti konusunda ayk*r* görü2lere sahip olan ve özellikle itikâdî meselelelerde görü2lerine muhâlif olan hadisleri kolayl*kla reddedebilen Mu’tezile mezhebi mensuplar* yukar*da zikretti imiz hadis âlimlerine ithamlarda bulunan gruplar*n en önde gelenlerindendir.1

Hicrî III. asr*n sonlar* ve IV. asr*n ba2lar*nda ya2am*2 olan Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî, Belh’te do mu2, Ba dat’ta yeti2mi2, burada me2hur olmu2 ve bu bölgeyle an*lm*2 bir Mu’tezile âlimidir. Hadis âlimlerine kar2* Mu’tezile’nin geneline hâkim olan yukar*da zikretmi2 oldu umuz menfî tavr* el-Ka’bî’de de görmek mümkündür. Bu tavr*n bir neticesi olarak el-Ka’bî’nin telif etmi2 oldu u Kabûlü’l-Ahbâr ve Ma’rifetü’r-Ricâl isimli eseri tezimizin ana konusunu te2kil etmektedir. sminden de anla2*laca * üzere eser, hadislerin kabul edilmesi hakk*nda birtak*m malumat ve hadis ricâline dair bilgiler içermektedir. Her ne kadar el-Ka’bî’nin mezhebinin geneliyle ayn* tavr* sergileyerek bu eseri telif etti ini söylesek de -Ma’rifetü’r-Ricâl k*sm* bizi do rulamakla beraber- hadislerin kabûlüne dair 2artlar zikretti i ilk k*sm*, hem eseri, hem de el-Ka’bî’yi Mu’tezile’nin hadis anlay*2*ndan farkl* k*lmaktad*r. el-Ka’bî’nin burada zikretmi2 oldu u hadisçiler hakk*ndaki rivayetlerin de, tamamen hadisçilerin kavilleri olmas* eserin di er bir farkl*l*k arzeden yönüdür.

(12)

Kaynaklarda çok geni2 kaydedilmemi2 olmakla birlikte çok say*da kaynak tarayarak derlemeye çal*2t* *m*z el-Ka’bî’nin hayat* ve yukar*da k*smen anlatt* *m*z Kabûlü’l-Ahbâr ve Ma’rifetü’r-Ricâl isimli eseri tezimizin konusunu te2kil etmektedir.

2. KAYNAKLAR

el-Ka’bî’nin tercemesine dair, kaynaklarda geni2 bilgi bulunmamaktad*r. Bu sebeple, el-Ka’bî’nin hayat*, yeti2mesi, ilim hayat*, eserleri ve görü2lerini vermeye çal*2t* *m*z ilk bölümde, çok say*da eserden faydalanarak k*smî malumatlardan bir bütün olu2turmaya çal*2t*k. Bu bölümde ricâl eserlerinden, bnü’n-Nedim’in (385/995) el-Fihrist’i, Sem’ânî’nin (562/1167) el-Ensâb’*, bn Hallikan’*n (681/1282) Vefeyâtü’l-A’yân’ *, Zehebî’nin (748/1348)

Siyeru ‘Alâmi’n-Nübela’s*, Safedî’nin (764/1363) Kitabu’l-Vâfi bi’l-Vefeyât’*, bn Hacer’in

(852/1449) Lisanü’l-Mîzan’*, Dâvûdî’nin (946/1540) Tabakâtü’l-Müfessirîn’i, bnü’l- mad’*n (1089/1679) (ezeratü’z-Zeheb’i; tarih kitaplar*ndan, Hatîb el-Ba dadî’nin (463/1071) Târîhu

Ba6dat’*, Ebü’l-Fida’n*n (732/1331) Tarih’i, Zehebî’nin Tarihu’l- slâm’*; ayr*ca Mu’tezile ve

Mu’tezilî âlimlere dair telif edilen, bnü’l-Murtaza’n*n (840/1437) Kitabu

Tabakâti’l-Mu’tezile’si, günümüz çal*2malar*ndan Adil Avva’n*n el-Mu’tezile ve’l-Fikrü’l-Hür’ü, Fuad

Seyyid’in Fazlü’l-i’tizal ve Tabakatü’l-Mu’tezile’si, Avvad b. Abdullah Mu’tik’in

el-Mu’tezile ve Usulühümi’l-Hamse’si ve hassaten Ka’bî’nin görü2lerini tespit edebilmek için

ba2vurdu umuz, eserinin büyük bölümünü Ka’bî’nin fikirlerini çürütmeye hasreden Ebû Mansur el-Maturîdî’nin (333/944) Kitâbü’t-Tevhîd’i en çok faydaland* *m*z kaynaklar olmu2tur.

Tezimizin ikinci ve ana bölümü olan Ka’bî’nin Kabûlü’l-Ahbâr isimli eserini i2ledi imiz k*sm*nda, ekseriyetle cerh ve ta’dîl eserleri ile hadislerin tasnif edildi i eserler olmak üzere iki tür kaynak kulland*k. Bu kaynaklar, a *rl*kl* olarak, ravi ve metin tenkidi ve eserin “Kabûlü’l-Ahbâr” k*sm* olan hadis meseleleri üzerinde durdu umuz muhteva tahlili bölümünde kullan*lm*2t*r. Daha önce zikretti imiz üzere Ka’bî, eserin büyük bir k*sm*n* hadis râvilerini tenkit amac*yla nakletti i rivayetlere ay*rm*2, bu meyanda hadislerin kabulüne dair görü2lerine de yer vermi2 ve baz* hadislere yönelik tenkitlerde de bulunmu2tur. Tezimizin bu bölümünde de, bn Kuteybe’nin (276/889) hadise ve hadisçilere yap*lan sald*r*lar* bertaraf edebilmek için ele ald* * Te’vilu Muhtelifi’l-Hadîs’i, Talat Koçyi it’in

Hadisçilerle Kelamc lar Aras ndaki Münaka alar ve Hadis Tarihi, cerh ve ta’dîl ilmine dair

belirli bir tertib üzere olmasa da teferruatl* bilgi veren ilk eser olan el-Hatîb el-Ba dadi’nin (463/1071) el-Kifâye’si, cerh ve ta’dîl eserlerinden Yahyâ b. Ma’în’in (233/848) et-Tarih’i, Buhârî’nin (256/870) et-Târîh-u’l-Kebîr’i, Ukaylî’nin (322/934) Kitâbü’d-Duafâ’s*,

(13)

mütekaddimûn tenkîdçilerinin tenkidlerini ihtiva eden bn Ebî Hatim’in (327/938) el-Cerh

ve’t-Ta’dîl’i, kendinden önce telif edilmi2 ricâl kitaplar*n*n özeti niteli indeki bn ‘Adî’nin

(365/976) el-Kamil’i, el-Kâmil’in muhtasar* olan Zehebî’nin (748/1348) Mîzânü’l- ’tidâl’i, bnü’l-Cevzî’nin (597/1201) ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn’i, Mizzî’nin (742/1341)

Tehzîbü’l-Kemâl’i, Tehzîb’in muhtasar* olan müteahhir tenkid üstadlar*ndan bn Hacer’in (852/1449) Tehzîbu’t-Tehzîb’i ve Takrîbu’t-Tehzîb’i ve ayr*ca hadislerin derlendi i “Kütüb-i Sitte”

ismiyle me2hur Buhârî (256/870) ve Müslim’in (261/875) Sahihleri, Ebû Davud (275/889), Tirmizî (279/892), Nesaî (303/915) ve bn Mâce’nin (273/887) Sünenleri ile mam Malik’in (179/795) Muvatta’s*, Ahmed b. Hanbel’in (241/855) Müsned’i, Taberânî’nin (360/971)

el-Mu’cemü’l-Kebîr ve el-Mu’cemü’l-Evsat’*, Beyhakî’nin (458/1066) Sünen’i ve Heysemî’nin

(807/1405) Mecmau’z-Zevâid’i en fazla kullanm*2 oldu umuz kaynaklard*r.

3. S YASÎ VE LMÎ AÇIDAN III/IX. ve IV/X. YÜZYILLARA

GENEL B R BAKI

Ba dat Mu’tezilesi’nin son temsilcilerinden Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’nin ya2am*2 oldu u dönem III./IX. asr*n sonlar* ve IV./X. asr*n ba2lar*na denk gelmektedir. Söz konusu dönemde

slâm âleminde Abbasîler hüküm sürmektedir. Öncelikle Ka’bî’nin hayat*n* verece imiz ilk bölüm ve ard*ndan Kabûlü’l-Ahbâr ve Ma’rifetü’r-Ricâl isimli eserini konu edinece imiz ikinci bölümün daha iyi anla2*labilmesi ve okuyucunun zihninde bir çerçeve olu2turabilmesi aç*s*ndan Ka’bî’nin do du u, büyüdü ü, yeti2ti i, ilim ö rendi i ve eserler telif etti i bu dönemin, üçüncü asr*n ilk çeyre inden -Mütevekkil döneminden- itibaren, Ka’bî’nin vefat*na kadar geçen yakla2*k bir as*rl*k süreci kapsayacak 2ekilde siyasî ve ilmî aç*dan k*saca özetlenmesi faydal* olacakt*r.

1. Siyasî Durum

Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî, 273/887-319/931 y*llar* aras*nda ya2am*2 Mu’tezile âlimidir. Ka’bî’nin ya2ad* * dönemde Abbâsî hükümranl* * devam etmektedir. Söz konusu dönem siyasî aç*dan Abbâsî Devleti’nin tam bir buhran dönemidir. ç kar*2*kl*klar*n, isyanlar*n, iktidar mücadelelerinin ve saray erkân* beyninde cereyan eden türlü entrikalar*n ayyuka ç*kt* *, halifelerin, vezirlerin ve kumandanlar*n ellerinde neredeyse bir oyuncak haline geldi i ve s*k s*k halife de i2ikliklerine sahne olan bir dönemdir.

Abbâsî Devleti’nin en önemli halifelerinden birisi olan, Kur’an’*n mahluk oldu unu ileri sürerek halka ve özellikle devrinin âlimlerine bunu zorla kabul ettirmeye çal*2*p onlar* bu

(14)

konuda imtihanlara tabi tuttu u me2hur “Mihne” olaylar*yla ve dönemindeki ilmî aç*l*mlar*yla tan*nan ve ayn* zamanda M*s*r’a ilk giren Abbâsî halifesi Me’mun (218/833), Me’mun’dan sonra biat edilen ve ayn* Halku’l-Kur’an davas*n* devam ettirerek Ahmed b. Hanbel gibi devrin büyük âlimlerini s*rf bu sebepten dövdürten hatta öldürten Mu’tas*m (227/842) ve Türkler’i yerine vekalet ettirerek ilk halifeli i vekalet ettiren Vâs*k (232/847)’tan2sonra el-Mütevekkil (248/862) hicrî 232 y*l*nda halife olmu2tur.

Mütevekkil zaman* 656/1258 y*l*nda Mo ollar taraf*ndan sona erdirilecek olan Abbâsî Devleti’nin çözülme devrinin ba2lang*c* kabul edilmi2tir. Bu dönem ve devam*nda devletin as*l kurucular* olan Araplar’*n ihmal edilerek, önce ranl*lar’a daha sonra da Türkler’e güvenilmesi ve devletin en önemli mercîleri olan mülkî ve özellikle de askerî makamlar*n onlara emanet edilmesi, Emevî hanedan*n*n i2kencelere tabi tutularak 2iddetle cezaland*r*lmas*, Hz. Ali’nin neslinin ismi ve taraftarlar*yla kurulmu2 olmas*na ra men onlara da dü2manca muamele edilmesi neticesinde Araplar’*n kin ve öfkesinin gittikçe kabart*lmas* ve biat edilen halifelerin verdikleri ahitlere ve antla2malar*na sad*k kalamamas* gibi âmiller söz konusu dönemde Abbâsîler’in zay*flamas*na ve y*k*l*2 sürecinin h*zlanmas*na sebep olmu2tur.3Bu dönemde devletin istikrarl* idaresinin önündeki en önemli engellerden birisi de Türk kumandanlar olmu2tur. Halife Mütevekkil döneminden itibaren idarî kadrolar* yava2 yava2 ele geçiren Türk kumandanlar, istediklerini halife yapabilecek ve istemediklerini de hemen indirebilecek bir konuma gelmi2lerdir. Bu kumandanlar*n ellerinde kuklalara dönen halifeler de bu durumdan son derece rahats*z olmu2lar ve Türkler’in bask*lar*ndan kurtulabilmek için gayret sarfetmi2ler, f*rsat buldukça da Türk kumandanlar*n* öldürmü2lerdir. Halifeler ve Türkler aras*ndaki bu mücadele devletin merkezinin Ba dat’a ta2*nmas*na kadar devam etmi2tir.4

Mütevekkil dönemi devletin ç*kmaza girmeye ba2lad* * bir dönemdir. Halife, devleti bu buhran atmosferinden kurtarabilmek ve bir huzur ortam* tesis edebilmek için münazaralar*n ve münaka2alar*n terk edilmesini emretmi2, Mu’tas*m ve Vâs*k dönemlerinde halk* bo2 yere me2gul eden 2eyleri yasaklam*2, halk* teslimiyete ve öncekileri taklide ça *rm*2t*r. Hadis imamlar*na ve hadis rivâyetine önem vermelerini, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’i güçlendirmelerini emretmi2tir. Özellikle mihne hadiselerinin cereyan etti i yönetimlerden sonra Mütevekkil’in bu gayretleri devletin sükûnetini sa layabilme aç*s*ndan önemli bir ad*m olmu2sa da Hz. Ali soyundan gelenlere ve Riîlere kar2* 2iddet politikas*

2Suyutî, Ebü'l-Fazl Celaleddin Abdurrahman b. Ebî Bekr, Tarihu’l-Hulefâ, Dârü’s-Sekafe, Beyrut ty, s. 76-113 3Hasan brahim Hasan, slam Tarihi (Siyasî, Dînî, Sosyal, Kültürel), Kay*han Yay, stanbul 1985 , III, 333 4Y*ld*z, Hakk* Dursun, “Abbâsiler”, D A, stanbul 1988, I, 35

(15)

gütmü2 olmas* halk*n huzurunu bozmu2, kin ve nefrete sebep olmu2tur.5 Mütevekkil üç o lunu pe2pe2e ba2a geçmek üzere veliahd tayin etmi2tir. lk olarak “Muntas*r” lakapl* Muhammed (248/862) ard*ndan lakab* Mu’tez olan Ebû Abdullah b. Kabîha (255/869) ve onun da ard*ndan da “Müeyyed” lakab*yla tan*nan brahim ba2a geçecektir. Mütevekkil bu dönemde ç*kan fitneler neticesinde öldürülmü2 ve yerine o lu Muntas*r halife olmu2tur. Mütevekkil’den sonra Muntas*r’la ba2layan ve Mu’tezid’in (289/902) hilafete geçmesine kadar devam eden bu dönem Türk komutanlar*n*n halifelerin belirlenmesi hususunda en aktif rol oynad*klar* dönemdir.

Bu dönemde meydana gelen önemli olaylardan birisi Zencî isyan*d*r. Bu isyan daha çok iktisadî ve sosyal sebeplerden kaynaklanm*2t*r. Basra bölgesinde tuzla ve çiftliklerde çal*2an köleler son derece güç 2artlarda hayatlar*n* devam ettirmektedir. Hz. Ali soyundan geldi i iddia edilen Ali b. Muhammed, çe2itli vaadlerle Zencîler’i harekete geçirmi2tir. syana birbiri arkas*na kat*lan yeni gruplarla bu hareket süratle geli2mi2tir. Zencîler’in askerî harekât* ba2lang*çta oldukça parlakt*r. Güney Irak ve Güneybat* ran’*n önemli bölgelerini hâkimiyetleri alt*na al*p Basra ve Vâs*t’i zaptetmi2ler böylece Ba dat’* da tehdit etmeye ba2lam*2lard*r. Nihayet uzun ve çetin mücadelelerden sonra isyan güçlükle bast*r*lm*2t*r.6

Mu’tezid döneminde de birçok isyan ve iç kar*2*kl*k vuku bulmu2tur.7 Saffârîler’in lideri Amr b. Leys isyan ederek ran’*n önemli bir k*sm*n* ele geçirmi2tir. Karmatîler Kûfe ve Bahreyn’de ayaklanm*2lard*r. Bütün bu fitnelere ra men Mu’tezid ak*ll*, zeki, sert ve 2iddet sahibi bir halife oldu u için dönemi sükûnet içerisinde geçmi2 ve halk huzura kavu2mu2tur. 8 Siyasî iktidar*n kaybedildi i, iktisâdî aç*dan tam bir çökü2ün ya2and* * bir dönemde yönetimi devralan Mu’tezid, Abbâsî halifeli ini yeniden güçlendirebilmek için bir tak*m tedbirler alm*2 ve ba2ar*l* da olmu2tur.9 Mu’tezid’den sonra ba2a gelen Muktefî döneminde Karmatîler tehlike saçm*2lard*r. Hacdan dönen kâfilelere sald*r*p yirmi bin hac*y* öldürdükleri kaydedilmi2tir.10

Ka’bî’nin ya2am*2 oldu u dönem halife Muktedir (320/932) dönemine raslamaktad*r. Muktedir olayl* bir 2ekilde genç ya2ta halife olmu2tur. Döneminde istikrars*zl*klar hâkim olmu2tur. Devlet i2lerini annesi elinde tutmu2tur. Sebepsiz yere vezirler azledilmi2tir. Devlet

5Hasan brahim Hasan, ae, III, 338 6Y*ld*z, Hakk* Dursun, agm, I, 36

7Bkz. Y*lmaz, Saim, Mu’tezid ve Muktefî Döneminde Abbâsiler, Kay*han Yay, stanbul 2006, s. 222-262 8Hasan brahim Hasan, age, III, 361

9 P. M. Holt, A. K. S. Lambton, B.Lewis (ed.), slam Kültür ve Medeniyeti, çev. Hamdi Akta2, Hikmet Yay,

stanbul 1988, I, 141

(16)

i2lerinin *slâh edilmesinde müessir olan vezir Ali b. sa birkaç kez göreve getirilmi2tir.11 Bu dönemde fitne ve kar*2*kl*klar yayg*nla2m*2t*r. Karmatîler bu dönemde faaliyetlerini art*rm*2lar ve Bahreyn’de bir devlet kurmu2lard*r. Yine bu dönemde Kuzey Afrika, Musul kaybedilmi2, M*s*r kaybedilme noktas*na gelmi2 ve Bizansl*lar zay*flayan s*n*rlar* ya malam*2lard*r.12

Netice itibariyle hicrî üçüncü asr*n ikinci çeyre inden Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’nin vefat*na kadar geçen yakla2*k bir as*rl*k zaman dilimi devletin siyasî aç*dan tam bir istikrar sa layamad* * ve iç kar*2*kl*k ve isyanlar*n s*k görüldü ü bir dönem olmu2tur.

2. lmî ve Kültürel Durum

III./IX asr*n ortalar*ndan IV./X asr*n ba2lar*na kadar geçen süre Abbasî devleti aç*s*ndan siyasî ve iktisâdî s*k*nt*lar*n ba2 gösterdi i bir dönemdir. ctimâî aç*dan bak*lacak olursa bu dönemde art*k halk Me’mun, Mu’tas*m ve Vâs*k dönemlerinin Mutezilî dayatmalar*ndan kurtulmu2tur.13 Zira Mu’tezîlîler’in etkisinden kurtulamayan bu halifeler halka, âlimlere ve özellikle de Hadisçiler’e Mu’tezîlî fikirleri dayatm*2lard*r. Tabiî olarak bu zorlamalar halk*n Mu’tezilîler’e ve yönetime nefret ve kin duymas*na sebep olmu2tur.14

Halife Mütevekkil döneminde her ne kadar halk önceki dönemlerin zikretti imiz dayatmac* atmosferinden kurtulmu2sa da bu dönemde de tabiî afetler halk* zor durumda b*rakm*2t*r. Kaynaklarda o y*llarda 2iddetli bir kurakl*k oldu u, halk*n susuz kald* * ve binlerce insan*n bu sebeple öldü ü kaydedilmi2tir.15 Yine ayn* dönemlerde Ba dat, Basra ve Kûfe gibi ilim merkezleri ba2ta olmak üzere bir çok Irak 2ehrini tahrip eden bir f*rt*na felaketi ya2anm*2, insanlar*n mahsûl ve sürüleri mahvolmu2, yiyecekleri tükenmi2 ve bu hadise bir çok insan*n ölmesiyle neticelenmi2tir.16 Ka’bî’nin ilmî hayat*n* geçirdi i Ba dat’ta IV.X asr*n ba2lar*nda da benzer afetler ya2anm*2, halk aras*nda ço alan kan hastal*klar*ndan birçok insan vefat etmi2tir.17 Söz konusu dönemlerde meydana gelen bu afetlere bir de önceki bölümde aktarmaya çal*2t* *m*z siyasî çalkant*lar ve istikrars*zl*klar da eklenince halk için hayat zor bir hâl alm*2t*r.

11 P. M. Holt, A. K. S. Lambton, B.Lewis (ed.), ae, I, 144 12 Hasan brahim Hasan, ae, III, 369

13 I2*k, Kemal, Mu’tezile’nin Do6u u ve Kelâmî Görü leri, AÜ VY, Ankara 1967, s. 62

14 Marshall G. S. Hodgson, slam n Serüveni: Bir Dünya Medeniyetinde Bilinç ve Tarih: slam’ n Klasik Ça6 ,

ed. lhan Kutluer, trc. Metin Karaba2o lu, z yay, stanbul 1993, s. I, 350

15 bnü’l-Esîr, Ebü'l-Hasan zzeddin Ali b. Muhammed b. Abdülkerim, el-Kâmil fi’t-Tarih,

Dâru’l-Kütübi’l-lmiyye, Beyrut 1987, VI, 94

16 Hasan brahim Hasan, age, III, 338-339 17 bnü’l-Esîr, ae, VI, 483

(17)

Hicrî III. as*r ve IV. asr*n ba2lar* ictimâî ve siyasî aç*dan bahsetti imiz 2ekilde huzursuzluk ve kar*2*kl*klara sahne olmu2sa da ilmî çevreyi bu durumlar çok fazla etkileyememi2tir. Bu as*rlar slam siyasî, ictimâi ve ilimler tarihi aç*s*ndan büyük önem ta2*maktad*r. Bu y*llarda Ka’bî’nin yeti2mi2 oldu u Ba dat ve çevresi ilim merkezi haline gelmi2tir. Muhtelif kavim ve kabilelerin birbiriyle kayna2*p tan*2t* *, muhtelif kültürlerin bulu2tu u bir dönemdir. Bat*nîlik ve Karmatîlik gibi bât*l cereyanlar, Mâturîdilik ve E2’arîlik gibi Ehl-i Sünnet kelam mezhepleri ve ard*ndan felsefî cerayanlar hep bu as*rlarda ortaya ç*km*2t*r. Söz konusu dönem birçok ilim için alt*n ça lar olmu2, baz* ilimlerinse tekâmül dönemleri olmu2tur. Örne in tasavvuf tarihinde yüzy*llar boyu kendilerine ba lan*lan büyük mutasavv*flar bu dönemde yeti2mi2tir. lk tasavvufî eserler bu dönemde kaleme al*nm*2, ilk tasavvuf kavramlar* da bu dönemde kullan*lm*2t*r.18

F*k*h ilminin olgunluk ça * olarak kaydedilen bu dönem, ayn* zamanda bir as*r öncesinde ya2am*2 olan mezhep liderlerinin görü2lerinin benimsenip, takipçilerinin mezhepleri te2kil etti i bir dönemdir.19 Tefsir ilminin büyük geli2im gösterdi i bu dönemde rivayet ve dirayet metotlar* te2ekkül etmi2tir. Kendisinden önceki tefsir çal*2malar*n*n hemen hemen hepsini içine alan Taberî (310/923)’nin Cami’u’1-Beyân fî Tefsîri’l-Kur’ân isimli eseri bu dönemdeki tefsir faaliyetinin en büyük mahsulüdür.20

Halife Ömer b. Abdülaziz’in (101/720) emriyle II./VIII. yüzy*la girerken ba2lat*lan ve Zührî’den (124/742) sonra geli2erek devam eden tedvin faaliyetlerini müteakiben Abbasîler’in ilk y*llar*nda tasnif edilmeye ba2lanan hadisler aç*s*ndan söz konusu as*r zirve bir dönemdir. Zira III./IX. asr*n ilk yar*s*nda tasnif edilen Ebû Dâvûd et-Tayâlisî (204/819)’nin el-Müsned’i, Ebû Bekir b. Ebi Reybe (235/849)’nin el-Musannef’i, ihtiva etti i 40.000’e yak*n hadis ile Ahmed b. Hanbel’in (241/855) el-Müsned’i ve Dârimî’nin (255/868) es-Sünen’i gibi eserleri III. asr*n ikinci yar*s*nda yaz*lan Kütüb-i Sitte diye 2öhret bulacak olan Buharî (256/870) ve Müslim (261/875)’in Sahihleri, Tirmizî (279/892), Ebû Davud (275/889), bn Mace (273/887) ve Neseî’nin (303/915) Sünenleri takip etmi2tir.21 Hadislerin toplanm*2 oldu u sayd* *m*z en önemli eserlerin tasnif edilmi2 olmas* bu devrin Hadis ilmi aç*s*ndan önemini ortaya koymaktad*r.

Hicrî III. ve IV. asr*n zikretmeye çal*2t* *m*z bir as*rl*k k*sm*, siyasî ve idarî aç*dan sanc*l* bir dönem olmu2sa da görüldü ü üzere bu s*k*nt*lar söz konusu dönemde ilimlerin

18 Y*lmaz, Hasan Kamil, Anahatlar yla Tasavvuf ve Tarîkatlar, Ensar Ne2r, stanbul 2004, s. 111 19 Karaman, Hayrettin, slâm Hukuk Tarihi, z Yay, stanbul 2004, s. 155

20 Y*ld*z, Hakk* Dursun, agm, I, 41. 21 agm, I, 42

(18)

inki2âf*n* engelleyememi2tir. limler aç*s*ndan bu dönemde duraklama bir yana yukar*da bahsetti imiz üzere alt*n ça lar*n* bile ya2ayanlar olmu2tur.

(19)

B R NC BÖLÜM

EBU’L-KASIM EL-KA’BÎ’N N HAYATI, LMÎ

AHS YET VE ESERLER

(20)

el-Ka’bî’nin ya2ad* * dönemin siyasî ve ilmî yap*s*ndan bahsettikten sonra, tezimizin ana konusunu te2kil eden, onun Kabûlü’l-Ahbâr isimli eserine geçmeden önce hayat*n*, yeti2me tarz*n* ve ilmî faaliyetlerini ele almak konunun daha iyi anla2*lmas* aç*s*ndan yerinde olacakt*r.

1. Nesebi, Do-umu ve Yeti1mesi

Ka’bî’nin tam ad* Ebu’l Kas*m Abdullah b. Ahmed b. Mahmud Belhî el-Ka’bî’dir.22 Me2hur künyesi Ebu’l-Kas*m’d*r.23 Horasan’*n önemli 2ehirlerinden birisi olan Belh’te dünyaya geldi i için el-Belhî nisbetiyle an*lm*2t*r. el-Ka’bî nisbeti Ka’b b. Rebia, Ka’b b. Avf, Ka’b b. Ömer ve Ebû Muhammed Abdullah b. Muhammed b. Musa b. Ka’b isimli 2ah*slara dayand*r*lsa da24 âlimlerin genel olarak bildirdi ine göre bu nispet Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’nin Ka’b kabilesine mensup olmas*ndan dolay*d*r.25

22 Biyografisi için bkz. bnü’n-Nedim, Ebü’l-Ferec Muhammed b. shak, el-Fihrist, thk. R*za Teceddüd, Tahran

1971, s.219; sferayinî, Ebü'l-Muzaffer madüddin Rahfur b. Tahir, et-Tebsir fi'd-Din ve Temyîzü'l-F

rkati'n-Naciye ani'l-F rak, ‘Âlemü'l-Kütüb, Beyrut t.y, s. 85; Rag*b el- sfehânî, Ebü’l-Kâs*m Hüseyin b. Muhammed b.

Mufaddal, Müfredatu Elfazi’l-Kur’an, Daru’l-Kalem, D*ma2k 2002, s. 309; Sem’ânî, Ebû Sa'd Abdülkerim b. Muhammed b. Mansur el-Mervezi, el-Ensâb, Müessesetü Kütübi’s-Sekafiyye, Beyrut 1988, V, 81; bn Hallikan, Ebü'l-Abbas Remseddin Ahmed b. Muhammed, Vefeyâtü'l-A'yân ve Enbau Ebnai'z-Zaman [Mimma Sebete

bi’n-Nakl evi’s-Sema ev Esbetehü’l-Ayan], thk. hsan Abbas, Dâru Sad*r, Beyrut 1978, III, 45; Zehebi, Ebû Abdullah

Remseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman, Siyeru ‘Alâmi'n-Nübela, Müessesetü’r-Risâle, Beyrut 1985, XIV, 313; Zehebî, Ebû Abdullah Remseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman, el- ber fî Haberi Men Gaber, Dâru’l-Kütübi’l- lmiyye, Beyrut 1347, II, 4; Safedi, Ebü’s-Safa Selahaddin Halil b. Aybek b. Abdullah, Kitabu’l-Vâfi

bi’l-Vefeyât (Das Biografh*sche Lex*kon), Stutgart 1991, XVII, 25-27; bnü'l-Murtaza, Ahmed b. Yahyâ b.

Murtaza Mehdi Lidinillah, Kitabu Tabakati'l-Mu'tezile, Dârü'l-Mektebeti’l-Hayat, Beyrut t.y, s. 89; Markizî, Ebü'l-Abbas Tak*yyüddin Ahmed b. Ali b. Abdülkadir, el-Mevâiz ve'l- 'tibar bi Zikri'l-H tat ve'l-Âsâr, Mektebetü Sekâfeti’d-Diniyye, Kahire t.y, II, 348; bn Hacer el-Askalani, Ebü’l-Fazl Rehabeddin Ahmed,

Lisanü'l-Mîzan, Beyrut 1971, III, 255; Nüveyhiz, Adil, Mu'cemü'l-Müfessirîn min Sadri'l- slâm Hatta'l-Asri'l-Hâz r, Müessesetu Nuveyhizi’s-Sekafiyye, y.y 1986, I, 303; Avva, Adil, el-Mu'tezile ve'l-Fikrü'l-Hür, D*ma2k

t.y, s. 261; Katib Çelebi, Hac* Halife Mustafa b. Abdullah, Ke fü’z-Zunûn an Esâmi’l-Kütübi ve’l-Fünûn, Milli E itim Bakanl* *, stanbul 1941, I, 345; bnü'l- mad, Ebü'l-Felah Abdülhay b. Ahmed b. Muhammed,

(ezeratü'z-Zeheb fî Ahbari men (ezeratü'z-Zeheb, Dâru hyai't-Türasi'l-Arabi, Beyrut t.y, I, 281; Zirikli, Hayrettin, el-A'lâm: Kamusu Terâcim li-E heri'r-Rical ve'n-Nisa ve’l-Musta’ribîn ve’l-Muste rikîn, Dâru’l- lmi’l-Melâyin, Beyrut 2002, IV,

65; Fuad Seyyid, Fazlü’l-i’tizal ve Tabakatü’l-Mu’tezile, Dâru’t-Tunûsiyye, Tunus 1974, s. 43; Kummî, Abbas,

el-Küna ve'l-Elkâb, Müessesetü'l-Vefa, Beyrut 1983, III, 116; Avvad b. Abdullah Mu’t*k, el-Mu’tezile ve Usulühümü’l-Hamse ve Mevkifu Ehli’s-Sünne minhâ, Mektebetü’r-Rü2d, Riyad 2001, s. 74; Hüseyin b. Kâs*m b.

Muhammed Naimî, Hamza b. Hüseyin b. Kâs*m Naimi, stidrakat ala Tarihi’t-Türâsi’l-Arabi: K smü’l-Sire

ve’t-Tarih, Dâru bni’l-Cevzi, Cidde 1422, VI, 185; Boris A. Rosenfeld, hsano lu, Ekmeleddin, Mathematicians, Astronomers and Other Scholars of Islamic Civilization and Their Works: (7th-19th c.), IRCICA, stanbul 2003,

s. 68; Amid Abdürrezzâk Muhammed Esved, Mevsuatü’l-Edyan ve’l-Mezâhib, ed-Dârü’l-Arabiyye li’l-Mevsuat, Beyrut t.y, II, 275;

23 Ebü'l-Fida, madüddin el-Melikü'l-Müeyyed smail b. Ali b. Mahmud bn Ömer Rahin2ah b. Eyyub, Târîhu

Ebî’l-Fida: el-Muhtasar fî Ahbâri’l-Be er, Dâru'l-Kütübi’l- lmiyye, Beyrut 1997, I, 417

24 Cezzar, Fikri Zekî, Medahilü'l-Müellifin ve'l-‘A'lâmü'l-Arab Hatta Âm 1215 h /1800 m, Mektebetü’l-Melik

Fahd, Riyad 1994, III, 1367

(21)

Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’nin ailesi el-Ka’bî nisbetini ald* * Arap Ka’b kabilesi mevâlilerindendir. Günümüzde Mahmera yahut Ahvez denilen bölgeye yerle2tirilmi2ler ve orada ya2am*2lard*r.26

Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî, do du u 2ehir olan Belh Horasan’da oldu u ve Horasan’*n genelinde tan*nan bir âlim oldu u için el-Horasânî27 nisbetiyle de bilinmektedir. Ayr*ca itikadî aç*dan Mutezile mezhebine tabi olmas*ndan dolay* el-Mutezilî, Belh’ten ayr*ld*ktan sonra yerle2ip ilim tahsil etmek için uzun bir süre Ba dat’ta kald* * için de el-Ba dâdî nisbeleriyle de bilinmektedir.28

F*k*hta Hanefî mezhebini benimseyen Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî el-Hanefî nisbesiyle de bilinmektedir.29 Ke2fü’z-Zünûn’da el-Hanefî nisbeti geçmektedir.30 Hanefî tabakât kitaplar* müelliflerinden el-Kure2î (775/1373) ve bn Kutlubo a (879/1474) eserlerinde Ka’bî’yi Hanefî tabakâttan saym*2lard*r.31

Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî Horasan’*n Belh 2ehrinde do mu2tur. Do um tarihi kaynaklarda çok fazla zikredilmemekle birlikte bn Hacer (852/1449), el-Müsta firî (432/1041)’den rivayetle, do um y*l*n*n 273/887 oldu unu söylemi232 ve do um tarihi olarak 273/887 y*l* benimsenmi2tir.33

Do du u 2ehir olan Belh’ten ayr*lan Ka’bî çe2itli merkezleri dola2t*ktan sonra Ba dat’a gitmi2 ve oraya yerle2mi2tir. Ba dat’ta uzun bir süre kalan el-Ka’bî burada Ba dat Mutezilesi’nin önde gelen temsilcilerinden Ebu’l Huseyn b. Ebî Amr el-Hayyât’*n (298/910)

26 Hayyun, Re2id, Mu’teziletü’l-Basra ve’l-Ba6dad, Dârü’l-Hikme, London 1997, s. 290 27 Zehebî, Siyer, XV, 255; Zirikli, el-A’lâm, IV, 65

28 Kehhâle, Ömer R*za, Mu’cemü’l-Müellifin: Terâcimu Musannifi’l-Kütübi’l-Arabiyye, Mektebetü’l-Müsennâ,,

t.y, VI; 31; Karabulut, Ali R*za, Mu’cemü’l-Mahtutat el-Mevcûde fî Mektebâti stanbul ve Anadolu, y.y. t.y, I, 624

29 Davûdî, Remseddin Muhammed b. Ali b. Ahmed, Tabakatü'l-Müfessirîn, Dârü'l-Kütübi'l- lmiyye, Beyrut t.y,

I, 229

30 Katib Çelebi, age, I, 441

31 Kure2i, Ebû Muhammed Muhyiddin Abdülkadir b. Muhammed, el-Cevâhirü'l-Mud yye fî

Tabakati'l-Hanefiyye, thk. Abdülfettah Muhammed Hulv, Daru hyai’l-Kütübi’l-Arabiyye, Riyad 1988, II, 296; bn

Kutlubo a, Ebü'l-Adl Zeynüddin Kâs*m b. Kutlubo a, Tâcü’t-Terâcim, thk. Muhammed Hayr Ramazan Yusuf, Daru'l-Kalem, D*ma2k 1992, s. 11

32 bn Hacer el-Askalânî, Lisan, III, 255

33 Ka’bî’nin do um tarihine ili2kin kaynaklarda net bir bilgi bulunmamakla birlikte ö rencisi Hâdî ile’l-Hak

lakapl* mam Yahya b. Hüseyin’in Ka’bî’ye h. 270 y*l* dolaylar*nda ö rencilik yapt* *, dolay*s*yla Ka’bî’nin do umunun h. 270’den önceki bir zamanlarda olmas* gerekti i, hatta do ru olan*n h. 273 de il h. 243 y*l* olmas* gerekti i geçmektedir. Bkz. Ebû Azze, Ahmed b. Abdülmelik, Dairetü'l-Maarif Büzürg-i slami, Merkez-i Daireti'l-Maarif Büzürg-i slami, Tahran 1373, IV, 151. Fakat kaynaklarda, Ka’bî’nin biyografisine dair verilen malumatta, do um tarihi genel olarak el-Müsta firi’den naklen h. 273 y*l* geçti i için bu görü2ün çok fazla benimsenmedi i görülmektedir.

(22)

ö rencisi olmu234 ve ondan Kelâm ilmini ö renmi2tir. Yine burada nahiv üstad* el-Müberred’den (286/899) gramer dersleri alm*2 ve böylece Ba dat’ta prestij kazanmaya ba2lam*2t*r.35 Ba dat mutezilesinin geli2mesinde hocas*na yard*mc* olmu2tur.36 Ba dat Mu’tezilesinin önemli isimlerinden biri olan el-Ka’bî’nin eserleri burada çok me2hur olmu2 ve yayg*nla2m*2t*r.37 Ba dat ulemas* onun eserlerine ra bet etmi2 ve faydalanm*2lard*r. Buradan ayr*ld*ktan sonra da hocas* Ebu’l Huseyn Hayyât’la ili2kisini kesmemi2, mektupla2arak onunla görü2 al*2veri2inde bulunmaya devam etmi2tir.38

Ba dat’ta uzun bir süre kalan, burada ilim tahsil eden, talebeler yeti2tiren, eserler telif eden ve eserleri ilim çevrelerinde h*zla yay*l*p ra bet gören Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî, buradan sonra Nisabur’a gitmi2tir. Nisabur’da da mezhebinin fikirlerini yaymaya çal*2an el-Ka’bî, k*sa sürede bu 2ehirde de tan*nan bir Mu’tezile âlimi olmu2tur.39

Belli bir merkezde yerle2ip kalmam*2, birçok 2ehir gezmi2 ve her gitti i yerde hiç çekinmeden mezhebinin propagandas*n* yapm*2 olan el-Ka’bî’den, kaynaklar “döneminin mutezile reisi” olarak bahsetmektedirler.40 Gitti i 2ehirlerde ilgiyle kar2*lanan, hürmet gösterilen el-Ka’bî, Nesef’e gitmi2, burada müderrislik yapm*2, kendisine bir imla meclisi kurulmu2tur.41 Rivâyete göre, Nesef’e ilk gitti inde sayg*yla kar2*lanm*2, insanlar etraf*na toplanm*2 ve ona iltifat etmi2lerdir. Ebû Ya’la el-Haf*z Abdülmümin b. Halef (346/957) hariç herkez ziyaretine gitmi2tir. Bunun üzerine el-Ka’bî onu ziyarete gitmi2 ve onu mescitte mihrab*nda bulmu2, ona selam vermi2 ve konu2maya çal*2m*2, fakat Abdülmümin b. Halef kalkmam*2, ona yönünü bile dönmemi2, selam*n* almam*2 ve onunla konu2mam*2t*r.42

Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî, gençli inde bir dönem Zeydiyye’nin Taberistan temsilcisi Muhammed b. Zeyd’in (287/900) hizmetine girmi2tir. lmî faaliyetleri yan*nda siyasetle de me2gul olan el-Ka’bî Sâmânîler’in Horasan valisi Ahmed b. Sehl el-Mervezî’nin (307/920) Belh’e gelip kendisini vezir tayin etmesiyle bir süre valinin yard*mc*l* *n* yapm*2t*r. Ahmed

34 Harbî, Muhammed b. Ali Osman, bn Teymiyye ve Mevk fuhû min Ehemmi'l-F rak ve'd-Diyanât fî Asrihî,

Alemü'l-Kütüb, Beyrut 1987, s. 107; Zehebî, Ebû Abdullah Remseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman,

Tarihü’l- slam ve Tabakâtu Me âhir ve’l-‘A’lâm, Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, Beyrut 1994, XXIII, 584; Cârullah,

Zühdi, el-Mu'tezile, el-Mektebetü’l-Ezheriyye li’t-Türâs, Kahire t.y, s. 153; Rehristanî, Ebü'l-Feth Taceddin Muhammed b. Abdülkerim, el-Milel ve'n-Nihal, Daru’s-Surur, Beyrut/Lübnan 1947, I, 102

35 Yarshater, Ehsan, Encyclopaedia Iranica, Routledge and Kegan Paul, London 1985, I, 359 36 bn Murtaza, age, s. 88

37 bnü'l-Cevzî, Ebü'l-Ferec Cemaleddin Abdurrahman b. Ali, el-Muntazam fî Tarihi'l Ümem ve'l-Mülûk, thk.

Mustafa Abdul’l-Kadir Ata, Dâru’l-Kütübi’l- lmiyye, Beyrut t.y, XIII, 301-302

38 Bebek, Adil, “Ka’bî”, D A, stanbul 2001, XXIV, 27 39 Hayyun, Re2id, a.g.e, s. 290

40 bnü'l-Gazzî, Ebü'l-Meali Remseddin Muhammed b. Abdurrahman, Dîvânü'l- slâm, Dârü'l-Kütübi'l- lmiyye,

Beyrut 1990, s. 76; bn Nedim, age, s. 219; Safedî, a.g.e, 5/32; Davudî, a.g.e, 1/229; Zehebî, age, XXIII, 584

41 Semânî, age, 5/80

42 Zehebî, Ebû Abdullah Remseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman, Tezkiretü'l-Huffâz, Dâru

(23)

b. Sehl Belh’e gelince Ka’bi’yi vezir; hem2ehrîsi, muas*r* ve arkada2* Ebû Zeyd el-Belhî’yi (322/934) de kâtip tayin etmi2tir. Görevinden dolay* Ka’bi’ye ayl*k bin dirhem, Ebû Zeyd’e ise be2yüz dirhem verilmi2tir. Cömert bir yap*ya sahip olan el-Ka’bî, hazineciye maa2*ndan her ay yüz dirhemin Ebû Zeyd’e aktar*lmas*n* emretmi2, böylece Ka’bî ayl*k dokuz yüz dirhem, Ebû Zeyd’de alt*yüz dirhem maa2 alm*2lard*r.43

Ahmed b. Sehl el-Mervezî’nin Nasr b. Ahmed (331/943)’e kar2* ayaklanmas*ndan sonra Ka’bî tutuklan*p hapse at*lm*2t*r. Bir süre hapiste kalan Ka’bî, Ba dat veziri Ali b. sa b. el-Cerrah taraf*ndan kurtar*lm*2t*r.44

Ba dat mutezilesinin önemli temsilcilerinden birisi olan Ka’bî kelam âlimidir. Kelam ilmine dair vukufiyeti gitti i her ortamda itibar kazanmas*na vesile olmu2tur. Bu ilme yönelik çok say*da eser telif etmi245 ve eserleri ilim meclislerinde hayranl*k uyand*rm*2t*r. Hatib el-Ba dadî’nin (463/1071) Ebû Abdullah es-Saymerî’den (436/1045) rivâyet etti ine göre Ebû Abdullah Muhammed b. mran el-Merzibânî (384/994): “Ebu’l-Kas m el-Belhî ile aram zda

kadim ve sa6lam bir dostluk vard . Ba6dat’a geldi6i zaman babama u6rar, onun yan nda ikamet ederdi. Memleketi Belh’e döndükten sonra bile eserlerini elimizden b rakmazd k.”

demi2tir.46

Ba dat’ta genellikle kelam ehlinin ve sayg*n kimselerin topland* * Ebû Ahmed Yahya b. Ali’nin (300/912) mescidinde bulunan Ka’bî’ye hürmet edilmi2tir. Bu mecliste bir Yahudi ile münazaraya giri2en Ka’bî haz*rcevapl*l* *n* ve zekâs*n* göstermi2tir.47 Ka’bî Ba dat’tan ayr*ld*ktan sonra oraya gelen bir ö rencisine bile insanlar*n ra bet etmesi, el-Ka’bî’nin bu beldede prestij sahibi bir âlim oldu unun göstergesidir. Ö rencisi Ebu’l-Hasen Ali b. Muhammed el-Belhî Ba dat’a gelince insanlar birbirlerine haber vermi2, ko2u2arak etraf*na toplanm*2 ve onu g*bta ile izlemi2ler, ona el-Ka’bî’yi sormu2lar, neredeyse velî bir zat gelmi2 gibi ona sayg* göstermi2lerdir.48

43 Yakut el-Hamevî, Ebû Abdullah Rihâbüddin Yakut b. Abdullah, Mu'cemü'l-Üdeba, Dâru’l-Fikr, Kâhire 1980,

I, 108

44 bn Hacer el-Askalânî, age, III, 255; Davudî, age, I, 229; Zehebi, Siyer, XIV, 313; Yarshater, Ehsan, age, I,

359

45 bn Kutlubo a, age, s.11

46 Hatîb el-Ba dâdî, Ebû Bekr el-Hatîb Ahmed b. Ali b. Sabit, Târîhu Ba6dad ev Medîneti’s-Selâm,

Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, Beyrut t.y, IX, 384

47 Seyyid, Fuad, age, s. 43; Davudî, age, I, 229; bnü’l-Murtaza, age, s. 88-89; Re2it el-Hayyûn, age, 290-291 48 Safedî, a.g.e, V, 352. Re2it el-Hayyun eserinde Ka’bî’nin ö rencisine sayg* gösterilmesinden bahsetmi2, en

sonunda da bizim Kitabü’l-Vafî’den nakletmeyi daha uygun buldu umuz “bir veli zat gibi” ifadesi yerine abart*l* buldu umuz “Nebiyi Mürsel gibi, ona vahyolunuyormu2 gibi” ifadelerini kullanm*2t*r. Bkz. Re2it el-Hayyun, ae, s. 290

(24)

Irak ve Horasan bölgelerinde çok iyi tan*nan Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî Mutezile’nin sekizinci tabakas*ndand*r.49 Ba dat mutezilesi f*rkalar*ndan Ka’biyye f*rkas*n*n reisidir.50 Kaynaklarda Ka’biyye f*rkas* müstakil bir mutezile f*rkas* olarak zikredilmekle birlikte hocas* Ebu’l-Hüseyn el-Hayyat’a birkaç mesele haricinde muhalefet etmeyip, fikirlerinde muvafakat etti i için baz* kaynaklarda Hayyât*yye ve Ka’biyye ayn* f*rkalar olarak zikredilmektedir.51 Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’ye nisbet edilen f*rkan*n ismi, bn Nedim’in

“el-Fihrist”inde el-Belhiyye olarak geçmektedir.52

Ba dat ekolünden olan Ka’bî Allah (c.c)’*n iradesi, kudreti, i2itmesi, görmesi gibi meselelerde Basra mutezilesine muhalefet etmi2tir.53

Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî Belh’te do up büyümesine ra men e itim hayat* daha çok Ba dat’ta geçti i için burada daha fazla ün kazanm*2, ulemâ nezdinde yüksek bir mevkiye sahip olmu2, muhalifleri olsa da genel olarak hüsnü kabul görmü2, fikirleri ve eserleri bu bölgede daha çok benimsenmi2 ve böylece Ba dat Mutezilî ekolüne mensup bir f*rkan*n reisi olarak mutezilî tabakâtta yerini alm*2t*r.

2. lim Hayat5, Hocalar5 ve Ö-rencileri

Ka’bî’nin ilim hayat* do up büyüdü ü 2ehir olan Belh’ten ziyade farkl* 2ehirlerde geçmi2tir. O 2ehir 2ehir dola2m*2, ilim ö renmi2, talebeler yeti2tirmi2 ve mezhebinin davetçili ini yapm*2t*r. Çe2itli merkezleri dola2an Ka’bî, Ba dat’a gelmi2, buraya yerle2mi2 ve uzun süre ikamet etmi2tir. Fikirleri ve özellikle de münazaralar* ile 2ehirde ün kazanan Ka’bî, “zaman*n*n kelâm ehlinin reisi”54 ünvan*n* kazand* * kelam bilgisini Ebu’l Hüseyn el-Hayyât’tan ö renmi2tir. Ka’bî, el-Hayyat’*n ö rencisi olmas*yla Ba dat’ta önemli bir yer edinmi2 ve mutezilenin Ba dat ekolünden say*lm*2t*r. Hocas*na itikâdî meselerin genelinde muvafakat eden Ka’bî “haber-i vahid”i delil olarak kabul etmedi i için onu ele2tirmi2 ve bu konuda Mu’tezilî âlimlerin ekseriyetinden farkl* bir tutum sergilemi2tir.55 Ba dat’ta hocas* el-Hayyât haricinde nahiv üstad* el-Müberred’den de gramer dersleri alm*2t*r.56

49 Ahmed Mahmud Subhi, Fi lmi'l-Kelam Dirâse Felsefiyye li-Ârâi'l-Firaki'l- slam, Daru’n-Nehdati’l-Arabiyye,

Beyrut 1985, s. 116

50 sferâyinî, age, s. 84; Zühdî, Carullah, age, s. 153; bnü'l- mad, age, s. 281; Amid Abdürrezzâk Muhammed

Esved, age, s. 275

51 Rehristânî, age, I, 102; Harbî, Muhammed, age, s. 109 52 bn Nedim, age, s. 357

53 sferâyinî, age, s. 85 54 Zehebî, Siyer, XV, 481 55 Avva, Adil, age, s. 262 56 Yarshater, Ehsan, age, 1/359

(25)

Ebu’l-Kas*m el Ka’bî, Hayyât’*n yeti2tirdi i talebeler aras*nda en me2hurudur.

el-Makalat ba2ta olmak üzere bütün eserlerinde hocas*ndan faydalanan Kâ’bî, üstün kabiliyeti

sayesinde daha ö rencili inde Mu’tezile çevrelerinde ün yapm*2, bu sebeple Hayyât*n özel ilgisine mazhar olmu2tur. Öyle ki, Kâ’bî’nin Ba dat’ta ö renimini tamamlayarak memleketi olan Horasan’a dönerken Basra’ya u ray*p orada Mu’tezile ekolünü temsil eden Ebû Ali el-Cübbâî (303/915) ile görü2me iste ini Hayyât’a bildirdi i, ancak Hayyât’*n Kâ’bî gibi kabiliyetli bir ö rencisinin yaln*z kendisine ba l* kalmas* ve herhangi bir 2ekilde Cübbâî’nin ö rencisi olarak tan*nmamas* için buna izin vermedi i rivayet edilmektedir.57 O dönemde Basra’n*n Mutezile reislerinden el-Cübbâî’nin yan*nda Ka’bî’den bahsedilince, “Hocas ndan

daha bilgili” demi2tir.58

Felsefe ve ulûm-u kadîmeye dair derin bilgi sahibi olan el-Ka’bî, o dönemin önemli filozoflar*ndan Ebû Bekr er-Razî’ye (313/925) felsefe dersleri vermi2tir. bn Nedim’in (385/995) aktard* *na göre “er-Razî’nin Ka’bî’ye ait bu konudaki kitaplar* kendine mâletti i” söylenmi2tir. Ayr*ca bn Nedim, Ka’bî’nin kendi hatt*yla yazm*2 oldu u müsveddeler halinde, insanlara tam bir kitap olarak sunulmam*2 birçok ilme dair eserler gördü ünü, er-Razî zaman*nda bu eserlerin Horasan’da mevcut oldu unun söylendi ini kaydetmi2tir.59

Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî ün kazand* * kelam ilmiyle yetinmemi2 az çok her ilim dal*yla ilgilenmi2tir. nsanlar*n mezheplerine dair derin bilgi sahibi olan el-Ka’bî, f*k*h, hadis ve edebiyat alanlar*yla da ilgilenmi2 ve bu ilimlere dair eserler telif etmi2tir. Edebiyata dair geni2 bilgi sahibi oldu u “Aruz” ilmi ile ilgili bir kitap yazmas*ndan ve bu eserde aruz üstad* el-Halil b. Ahmed’i (170/786) ele2tirmesinden anla2*lmaktad*r.60 Zeki, haz*rcevap ve cömert bir kimse olan el-Kâ’bî, Arap dili, hadis, f*k*h, tefsir gibi slâmî ilimlerle Yunan felsefesi konusunda da eserler yazm*2t*r. Ya2ad* * dönemde birçok ilim merkezinde ad*ndan sözettiren Ka’bî çok say*da ö renci yeti2tirmi2tir.

Hayat* boyunca çe2itli beldeler gezmi2, büyük âlimlerin meclislerinde bulunmu2, ilim ö renmi2, talebeler yeti2tirmi2, çok say*da ilme dair eserler telif etmi2, kendisine imla meclisleri kurulmu2, az çok her ilimde iddia sahibi olan61 el-Ka’bî, pek çok hocadan ders okumu2 olmal*d*r. Fakat kaynaklarda Ka’bî’nin biyografisine dair çok detayl* bilgi bulunmad* * için ilim alm*2 oldu unu bildi imiz hocalar*n*n say*s* oldukça s*n*rl*d*r. Tespit edebildi imiz iki hocas* 2unlard*r:

57 Gölcük, Rerafettin, “Hayyat”, D A, stanbul 1998, XVII, 103-104 58 bnu’l-Murtaza, age, s. 88

59 bn Nedim, age, s. 357 60 bn Hacer, age, III, 255

(26)

1. el-Hayyât, Ebü’l-Hüseyn Abdürrahîm b. Muhammed b. Osman, Mu’tezile’nin Ba dat ekolüne mensup kelâm âlimidir. Do um ve vefat tarihleri kesin olarak bilinmeyen el-Hayyât’*n hoca ve ö rencilerinin hayatlar*na nazaran 220/835 y*l* öncesinde do du u ve 300/912 y*l* civar*nda da vefat etti i tahmin edilmektedir. Ebü’l-Hüseyin el-Hayyât, ilmî 2ahsiyeti ve baz* görü2leri sebebiyle Mu’tezile’nin Ba dat ekolü içerisinde önemli bir yer edinmi2, burada Hayyât*yye olarak adland*r*lan bir grubun kurucusu kabul edilmi2tir. Ma’dûm konusundaki farkl* görü2lerinden dolay* bu gruba Ma’dûmiyye de denilmi2tir Yûsuf b. Mûsâ el-Kattân’dan hadis ö renen Hayyât’*n hocalar* aras*nda özellikle sâ b. Heysem es-Sûfî ve Ebû Mücâlid Ahmed b. Hüseyin ed-Darîr zikredilmektedir. Hayyât hadis ve f*k*hta da söz sahibi kabul edilmi2, bu özelli i dolay*s*yla Rafiî fakihi Ebü’l-Abbas bn Süreye, Mâlikî fakihi bn Müntâb el-Kerâbîsî ve Zâhiriyye mezhebine mensup yâzî gibi âlimler, aradaki mezhep fark*na ra men kendisinden faydalanm*2lard*r.62 Ebu’l-Hüseyn el-Hayyât’*n en me2hur ö rencisi olan Ka’bî el-Hayyât’tan kelam ilmini ö renmi2tir. lim ö renmek için Ba dat’a gitti inde el-Hayyât’la tan*2*p ö rencisi olmas* sayesinde Ba dat mutezilesinde önemli bir yer edinmi2tir.63

2. el-Müberred, Ebu’l-Abbas Muhammed b. Yezid b. Abdi’l-Ekber b. Umeyr, Ba dat’*n Arap dili ve edebiyat* âlimidir.64 210/825 y*l*nda Basra’da do mu2tur. lk tahsilini burada yapm*2t*r. On be2 ya2*nda iken Ebû Ömer el-Cermî’den Kitâbu Sîbeveyhi’yi okumaya ba2lam*2, hocas*n*n vefat* üzerine Mâzinî’den tamamlam*2t*r. Mâzinî’den ders ald* * s*rada Ebû Hatim es-Sicistânî’nin de derslerine devam etmi2tir. bn Ai2e’den hadis, ensâb ve ahbâr, Muhammed b. Ubeydullah el-Utbî’den 2iir ve tarih alanlar*nda faydalanm*2t*r. Câh*z’la ilgisini vefat*na kadar sürdürmü2; ondan 2iir, hikemiyât, bedevîlere ve tarihî 2ahsiyetlere dair ahbâr rivayet etmi2tir. Vâs*k Billâh devrinde Samarra’ya davet edilmi2, orada vezir Fâz*l b. Mervan’*n muhasebe i2lerini yürütmü2tür. Di’bil, Buhtürî ve Ebu’l-Anbes Muhammed b.

shak es-Saymerî gibi 2airlerle tan*2mas* da bu dönemde gerçekle2mi2tir. Samarra’dan Ba dat’a gitmi2 ve Kûfe mektebinin lideri Sa’lebe ile aralar*nda münazaralar cereyan etmi2tir. K*sa sürede Ba dat’ta tan*nan ve ders halkas* geni2leyen el-Müberred’i Sa’leb çekememi2, ö rencilerini gönderip ders halkas*n* da *tmak istemi2tir. Çe2itli ilim dallar*nda birçok ö renci yeti2tirmi2tir. Ve22â, Sa’leb’in damad* Ebû Ali Ahmed b. Ca’fer ed-Dîneverî, Mu’tez, bn Vellâd, bn Keysân, Zeccâc, Ahfe2 el-Asgar, bnü’s-Serrâc, bn Rükayr, bnü’l-Hayyât, Niftâveyh, Ebû Bekr es-Sûlî, smail b. Muhammed es-Saffâr, bn Dürüsteveyh ve

62 Gölcük, agm, XVII, 103-104 63 Yarshater, Ehsan, age, I, 359 64 Zehebi, Tarih, XXI, 299

(27)

kendi damad* Muhammed b. Ca’fer es-Saydalânî bunlardan baz*lar*d*r. Allâme ve sika65 oldu u kaydedilen el- Müberred h. 286’da Ba dat’ta vefat etmi2tir. Ço u dil ve edebiyata dair olan altm*2 kadar kitap ve risalesinden zaman*m*za az bir k*sm* ula2m*2t*r. El-Kâmil fi’l-Edeb ve Kitâbü Sîbeveyhi’den sonra Arap gramerinin en önemli eseri olan el-Muktedab en me2hur eserleridir.66

Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’nin hocalar*nda oldu u gibi ö rencilerinin kimler oldu una dair kaynaklarda çok fazla malumat bulunmamaktad*r. Tespit edebildi imiz be2 ö rencisi 2unlard*r:

1. Abdullah b. Muahmmed Ebu’l-Hüseyn el-Ba7dadî, Zehebî, Kitabü

Lisâni’l-r âd limen Talebe’l- stiLisâni’l-r âd isimli biLisâni’l-r eseLisâni’l-rinin oldu unu kaydetmi2tiLisâni’l-r.67

2. Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed el-Belhî, Ba dat’a geldi inde hocas* el-Ka’bî’nin hürmetine kendisine çok itibar edilmi2, veli bir zat gibi insanlar ilgi göstermi2tir.

3. Hâdî le’l-Hak Yahya b. Hüseyin, Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’den kelam ilmini alm*2t*r.68

4. bn ihâb el-Belhî Ebû Tayyib brahim b. Muhammed, h. 350’den sonra vefât etmi2tir.69

5. Ebü’l-Hasan el-Ahdeb.

Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî, do du u 2ehir olan Belh’te kalmam*2, farkl* farkl* 2ehirler dola2m*2 ve her ilimden ve muhtemelen birçok âlimden az çok nasiplenmeye çal*2m*2t*r. Ka’bî’nin ilmî çe2itlili inin en önemli göstergesi 2üphesiz ki birbirinden ba *ms*z çok farkl* alanlarda telif etmi2 oldu u çok say*da eserdir.

3. Eserleri

el-Ka’bî ilim hayat* boyunca birçok 2ehir dola2m*2 ve gitti i her yerde mezhebinin dâîli ini yapm*2t*r. Irak ve Horasan bölgelerinde ve özellikle de Belh, Ba dat ve Nesef 2ehirlerinde çok iyi tan*nan el-Ka’bî, gezdi i bu 2ehirlerde farkl* meclislerde bulunmu2, münazaralara giri2mi2, ilim ö renmi2 ve ö renciler yeti2tirmi2tir. el-Ka’bî’nin bu beldelerde hangi hocalardan hangi dersleri okudu u fazla bilinmese de kesin olan bir 2ey onun çok çe2itli ilimlerle i2tigal etmi2 olup, farkl* dallarda eserler telif etti idir.

65 bnü'l- mad, age, II, 190

66 Durmu2, smail, “Müberred”, D A, stanbul 2006, XXXI, 432-434 67 bn Hacer, Lisan, III, 347

68 Ebû Azze, Ahmed b. Abdülmelik, age, IV, 151

(28)

lim yelpazesini geni2 tutan el-Ka’bî kaynaklarda ifade edildi ine göre bir ilimle iktifâ edip o ilimde derinle2mek yerine, umumî olsun hususî olsun az çok her ilimden nasiplenme yolunu tercih etmi2tir.70 el-Ka’bî bu özelli inden dolay*, asl*nda her ilimde iddia sahibi olsa da, hiçbir ilimden tam manas*yla nasiplenemedi i 2eklinde ele2tirilmi2tir.71 Çok farkl* ilimlere dair eser telif etmi2 olmas* göz önüne al*nd* *nda el-Ka’bî’nin ilmî çe2itlili i ortaya ç*kmaktad*r. Zira Ka’bî, kelamdan72 tefsir, f*k*h ve hadise; mezhepler tarihinden73 edebiyata74 birçok farkl* ilmî sahada eserler telif etmi2tir.

Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’nin eserlerinin say*s* hususunda kaynaklarda net bilgiler yer almamaktad*r. Eserlerinden günümüze çok az bir miktar* ula2t* * için eserlerini inceleme imkân*na sahip de iliz. Bu sebeple ilmî çe2itlili inin, az çok her ilimle ilgilenip gerçekten bunlarda ilmî yeterlilik sahibi olmas*ndan yahut da tam olarak hiçbir ilimde yo un mesai harcamay*p derinle2emedi i için her ilimle az da olsa u ra2maya çal*2m*2 olmas*ndan m* kaynakland* * hususunda kesin bir kanaata sahip olamamaktay*z. Filozoflar ve edipler için vazgeçilmez kaynaklar olan el-Ka’bî’nin eserlerinin, ilim meclislerinde ve âlimlerin nezdinde âlî bir mertebeye sahip oldu u kaynaklarda kaydedilmektedir.75 Özellikle Ba dat’ta, onun eserlerine yo un bir ilgi gösterilmi2tir.76 Merzibânî’nin “(ehrimizden ayr lsa da eserleri

elimizden dü mezdi.” dedi ini daha önce nakletmi2tik.77

Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’nin biyografisine yer veren eserlerin genelinde onun eserlerinin tamam*ndan ziyade bir kaç*n*n ismi verilmi2tir. el-Ka’bî’nin Fadlu’l- tizal ve

Tabakâtü’l-Mutezile isimli eserini tahkik eden Fuad Seyyid, eserin giri2inde, Ka’bî’nin biyografisini

verdi i bölümde Ka’bî’nin eserleri k*sm*nda 46 eserini zikretmi2tir. Bu say* da kesin olmamakla birlikte Ka’bî’nin eserlerinin çoklu u ve çe2itlili ini bildirmesi aç*s*ndan önem arzetmektedir.

Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’nin eserlerinden Fadlu’l- tizal ve Tabakâtü’l-Mutezile,

Kabûlü’l-Ahbâr ve Ma’rifetü’r-Ricâl ve el-Makalât haricinde günümüze ula2an olmam*2t*r.

Bunlardan Fazlu’l- tizal ve Kabûlü’l-Ahbâr matbu olmakla birlikte el-Makalât henüz yazma halinde bulunmaktad*r. Günümüze ula2amayan di er eserleri hakk*nda ise ancak kendisinden sonra ya2ayan müelliflerin Ebu’l-Kas*m’*n eserlerinden yapt*klar* nakillerden bilgi sahibi olabilmekteyiz. Bu nakilleri, el-Ka’bi’nin hem taraftarlar* hem de muhaliflerinin eserlerinde

70 Amid Abdürrezzâk Muhammed Esved, age, s. 275; Avvad b. Abdullah Mu’t*k, age, s. 74 71 sferâyinî, age, s. 84

72 bn Kutlubo a, age, s.11 73 bnü’l-Murtaza, age, s. 88 74 bn Hacer, age, III, 255 75 Fuad Seyyid, age, s. 44 76 bnü'l-Cevzi, age, VI, 238 77 bkz. dipnot 45

(29)

bulabilmekteyiz. Mesûdî (345/956), Mürûcu’z-Zeheb isimli eserinde el-Ka’bî’nin

Uyûnü’l-Mesâil ve’l-Cevâbât isimli eserinden nakiller yapm*2t*r.78 bn Nedim’in de el-Fihrist’inde Ka’bî’nin ayn* eserinden bahsetti ini görmekteyiz. sa (a.s)’dan Hz. Muhammed (s.a.v)’e kadar geçen dönemde ya2am*2 f*rkalar hakk*nda bilgi veren bn Nedim bunlardan el-Hurmiyye F*rkas*’n*n mezhepleri, fiilleri, ibadetleri gibi konularda Ka’bî’nin

Uyûnü’l-Mesâil’inde bilgiler oldu unu kaydetmi2tir.79 Ebu’l-Ferec bnü’l-Cevzî (597/1201) Telbîsu

blîs isimli eserinde Ka’bî’nin el-Makâlât’*ndan Ebu’l-Huzeyl el-Allâf’*n (235/849) Allah

(c.c)’*n iradesi, kudreti ve ilmine dair görü2lerini aktarm*2t*r.80 Yine bnü’l-Cevzî ayn* eserinde el-Makâlât’tan Mü2ebbihe’nin “ruyetullah”a dair görü2lerini aktarm*2t*r.81 el-Besâir

ve’z-Zehâir’de “el-arîf” maddesini i2leyen Ebu’l-Hayyân et-Tevhîdî (414/1023) bunun

“marife”den geldi ini ve “ el-Makâlât’ta bu konuya dair geni2 bilgi bulundu unu bildirmi2tir.82 Mutahhar b. Tahir Makdisi (355/966)el-Bed’ ve’t-Tarih isimli eserinde tabiatta

bulunan cevherlerin ve cisimlerin hallerini tart*2m*2 ve bu konulara dair en geni2 bilgiyi Ka’bî’nin Evâilü’l-Edille’sinden ba2ka bir yerde bulamad* *n* kaydetmi2tir.83 Abdülkahir el-Ba dâdî (429/1037) Mu’tezile ve mensuplar*n* fazlaca ele2tirdi i el-Fark Beyne’l-Firak isimli eserinde Uyûnü’l-Mesâil’den nakiller yapm*2, Ka’bî ve hocas* el-Hayyât’* da ele2tirmi2tir.84 Semânî (562/1167) el-Ensab’da Horasan ve Belh bölgelerinde ya2am*2 2ah*slar*n biyografisini verirken s*k s*k Ka’bî’nin Mefâhiru Horasan isimli eserinden nakillerde bulunmu2tur.85

Ebu’l-Kas*m Ka’bî’nin eserleri hakk*nda en derli toplu bilgiyi bn Nedim’in

el-Fihrist’inde ve Fuad Seyyid’in tahkik etti i Ka’bî’nin Fazlu’l- tizal’inde bulabilmekteyiz. Bu

iki esere dayanarak Ka’bî’nin eserlerini 2u 2ekilde s*ralayabiliriz:86

78 Mes'udi, Ebü'l-Hasan Ali b. Hüseyin b. Ali, Murûcu’z-Zeheb ve Meâdinü’l-Cevher, ed. Muhammed

es-Sabba , Matbaa-i Âmire, Bulak 1283, I, 37

79 bn Nedim, ae, I, 479

80 bnü'l-Cevzi, Ebü'l-Ferec Cemaleddin Abdurrahman b. Ali, Telbîsu blîs, Dâru’l-Kütübi’l- lmiyye, Beyrut

1983, s. 96

81 bnü'l-Cevzi, ae, s. 197

82 Ebû Hayyan et-Tevhidi, Ali b. Muhammed b. Abbas, el-Besâir ve’z-Zehâir, Vedad el-Kâdî, Dâru Sâd*r,

Beyrut 1999, V, 119

83 Mutahhar b. Tahir Makdisi, el-Bed' ve't-Tarih, haz. Halil mran Mansur, Daru’l-Kütübü’l- lmiyye, Beyrut

1997, I, 73

84 Abdülkahir el-Ba dadi, el-Fark Beyne'l-Firak ve Beyanü'l-Firkati'n-Naciye Minhum, thk. Mecid Fethi

es-Seyyid, el-Mektebetü’t-Tevfikiyye, Kahire/M*s*r ty, s. 134

85 Semânî, age, I, 376, II, 417, III, 33, IV, 35

86 Ka’bî’nin eserlerini 46 adet olarak bu eserlerde buldu umuz için temel kaynak bu iki eser olmakla birlikte,

eserlerini bu iki eserdeki kadar kapsaml* olmasa da k*smen zikretmi2 olan kaynaklar da dipnotlarda belirtilecektir.

(30)

1 ) Evâilü’l-Edille fî Usûlü’d-Dîn87

Hediyyetü’l-’Arifîn’de Ka’bî’nin bu eserine Ebû Bekr Muhammed b. El-Hasen bn Fûrek’in bir 2erh yazd* * kaydedilmi2tir.88 Fuad Seyyid Paris’te Mektebetü lâhiye’de bir nüshas* bulundu unu kaydetmi2tir.89 Ebû Mansur el-Maturîdî (333/944)’nin Ka’bî’nin bu eserine kar2* Reddü Evâili’l-Edille isimli bir eseri mevcuttur.90

2) et-Tefsîru’l-Kebîr li’l-Kur’âni’l-Kerîm91

Ke2fu’z-Zünûn’da Ka’bî’nin bu eserinin 12 cilt oldu u ve o dönemde henüz geçilememi2 bir eser oldu u kaydedilmi2tir.92 Fuad Seyid’in verdi i bilgiye göre Dâvûdî (946/1540)’nin Tabakât’*nda Ebû Tâhir Muhammed b. Ahmed b. Abdullah ez-Zühlî’nin tercemesinde, ez-Zühlî’nin Belhî’nin tefsirini ihtisar etti i geçmektedir.93 Seyyid ibni Tâvus’ta bu eserden bulundu u ve Sâdu’s-Suud adl* eserinin 32. cildinde bu eserden nakillerde bulundu u söylenmi2tir.94

3) et-Tehzîb fi’l-Cedel95

Ka’bî bu eserini Ebû Mansur Muhammed b. Mahmud el-Maturîdî’nin el-Cedel fî Usûli’l-F*kh isimli eserine kar2* yazm*2t*r. Bunun üzerine Ka’bî’nin bu eserine reddiye olarak el-Maturidî de Kitâbü’r-Red Alâ Tehzîbi’l-Ka’bî fi’l-Cedel isimli bir eser telif etmi2tir.96

4) Kitabu fi’t-Tevellüdi ve Ef’âli’t-T'bâa

Bu eserini bnü’r-Râvendî (298/910)’ye reddiye olarak yazm*2t*r.97

5) el-Cedel ve Âdâbu Ehlihî ve Tashîhu Ilelihî

el-Vâfî bi’l-Vefeyât98 ve Hediyyetü’l-’Ârifîn’de99 Ka’bî’ye Edebü’l-Cedel isimli bir eser nispet edilmektedir. Bu iki eserin ayn* eserler yahut farkl* eserler oldu una dair bir malumat bulunmamaktad*r.

87 Katip Çelebi, age, I, 200;Kehhâle, age, III, 31 88 Babanzade, age, I, 475

89 Fuad Seyyid, age, s. 47 90 ae, s. 48

91 Katip Çelebi, ae, I, 441; Dâvûdî, age, I, 230; Ahmed Hac Seyyid Cevadi, Kamuran Fani, Bahaeddin

Hurrem2ahi, Dairetü'l-Maarif-i Te eyyü', Ne2r-i Rehid Said Muhibbi, Tahran 1996/1375, III, 495

92 Katip Çelebi, ae, I, 441 93 Fuad Seyyid, age, s. 49 94 Nüveyhiz, Adil, age, I, 303 95 Babanzade, ae, s. 231 96 Fuad Seyyid, ay. 97 ay.

98 Safedî, age, V, 352 99 Babanzade, age, I, 231

(31)

6) el- Cevâbât li Ebi’l-Kas'm el-Belhî

Muâs*r* ve dostu Ebû Zeyd el-Belhî, Kitâbü’l-Evcibe Ebi’l-Kas*m el-Belhî isimli bir eser kaleme alm*2t*r.100

7) es-Sünne ve’l-Cemâa101

Fuad Seyyid, bu eserin ismini Cundârî’nin el-Müsned olarak kaydetti ini belirterek es-Sünne ve el-Müsned’in ayn* eser oldu unu kasdetmi2se de es-Sünne’nin Nakdu’s-Sircânî ile ayn* eser olmas*n*n daha kuvvetli bir ihtimal oldu u zikredilmi2tir.102

8) Tabakâtü’l-Mu’tezile

Cundarî Ka’bî’nin Tabakât ve Makâlât isimli iki eserinden bahsetmi2tir. Lisânü’l-Mîzan’da bn Hacer (852/1449), Yunus el- svârî’nin tercemesinde, onu Ka’bî’nin

Tabakâtü’l-Mutezile’sinde zikretti ini söylemi2tir.103

9) el-Arûz

Kesin olarak bu eserin ismini vermemi2 olsa da bn Hacer Lisânü’l-Mîzan’da el-Müsta firî’den naklen Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî’nin aruz ilmine dair bir eser telif etti i ve bu eserinde el-Halil b. Ahmed’i tenkit etti ini kaydetmi2tir.104 Muhtemelen bn Hacer’in bahsetti i eser el-Arûz olmal*d*r.

10) Uyûnü’l-Mesâil ve’l-Cevâbât105

el-Makâlât’*n sonunda yeralan Uyûnü’l-Mesâil’de ak*l, nazar, hareket, sükûn, ahiret

hâlleri, hava, rutubet, âraz, cevher, hudus, k*dem gibi birçok felsefî ve kelâmî konu ele al*nm*2t*r. Kâle’l-mulhidûn-kâle’l-muvahhidûn 2eklinde irat edilen meseleler, bazen soru-cevap 2eklinde de verilmi2tir.106 Ayr*ca Re2it Hayyun’un kaydetti ine göre Mu’tezile tarihinde, cisimlerin dü2ü2ü, yeryüzünün 2ekli, renklerin-dillerin temelleri gibi meseleleri ilk i2leyen, Uyûnü’l-Mesâil’de yer vermesiyle Ka’bî olmu2tur.107

Makâlât sahibi Ebu’l-Hasen el-E2’ârî (324/936) Belhî’nin bu eserini kelâm ve Allah (c.c)’*n s*fatlar* konular*nda ele2tirmi2tir.108

100 Fuad Seyyid, ay. 101 Dâvûdî, age, I, 230

102 Hansu, Hüseyin, Mu’tezile ve Hadis, Kitabiyât, Ankara 2004 s. 205 103 Fuad Seyyid, age, s. 50

104 bn Hacer, age, III, 255

105 Katip Çelebi, age, II, 1187; Dâvûdî, age, I, 230 106 Hansu, age, s. 27

107 Hayyun, Re2id, age, s. 290 108 Fuad Seyyid, age, s. 50

(32)

11) Kabûlü’l-Ahbâr fî Ma’rifetu’r-Ricâl109

Ka’bî, hadis ilmine dair yazm*2 oldu u bu eserinde hem hadis bilgisini hem de hadisçilere kar2* tutumunu ortaya koymu2tur. Mu’tezile’nin hadisçilere bak*2* aç*s*ndan büyük önem arzeden bu eser tezimizin mevzuunu te2kil etti i için ileride daha geni2 ele al*nacakt*r.

12) Kitab fî Hucceti Ahbâri’l-Âhâd

Haber-i vahidin delil olarak kabul edilmesi taraftar* olan Ebu’l-Kas*m el-Ka’bî, hocas* Ebu’l-Hüseyin el-Hayyât’*n er-Red Alâ Men Esbete Habere’l-Vahid110 isimli eserine kar2* yazd* * ve haber-i vâhidi savundu u bu kitab*na hadis ilmine dair telif etmi2 oldu u bir di er eseri Kabûlü’l-Ahbâr ve Ma’rifetü’r-Ricâl’in mukaddimesinde 2u sözleriyle i2aret etmi2tir:

“Hocam z Ebu’l-Hüseyin el-Hayyât’ n, haber-i vahidleri ele tirmesine itiraz ederek,

bu tür haberlerin belli artlar ta mas halinde kabul edilmesi gerekti6ini birinci kitab mda ifade etmi tim.”111

13) Nakdu’s-Sircânî

Yakut el-Hamevî’nin kaydetti ine göre Ka’bî bu eserini Harb b. smail es-Sircânî’ye reddiye olarak yazm*2t*r. Ahmed b. Hanbel ile görü2tü ü kaydedilen es-Sircânî, Kitâbu’s-Sünne ve’l-Cemaa isimli eserinde ehl-i k*bleyi tekfir etti i için Ka’bî bu reddiyeyi yazm*2t*r.112 Haber-i vâhidler aras*ndaki çeli2kileri gösteren örneklerin de bulundu u bu eserin ismi Abbas Ziryab’a göre Nakdu Kitâbi’s-Sünne ve’l-Cemâa’d*r. Van Ess, kitab*n ad*ndan yola ç*karak “Bu kitap, Ehl-i Sünnet ile Mutezile aras nda bir fark olmad 6 n

aç klamak için yaz lm t r.” diyorsa da onun bu ifadesini destekleyecek bir bilgiye rastlamak

mümkün olmam*2t*r.113

14) el-Makâlât114

Hac* Halife, Ka’bî’nin bu eseri h. 279 y*l*nda yazmaya ba2lad* *n* zikretmi2tir.115 Fuad Seyyid bu tarihin hatal* oldu unu, Ka’bî’nin bizzat kendisinin Makâlât’ta, bu eseri h. 290 y*l*nda yazmaya ba2lad* *n* söyledi ini kaydetmi2tir.116

109 Babanzade, age, I, 231 110 bn Hacer, ae, IV, 8

111 Ebü'l-Kâs*m el-Ka’bi, Abdullah b. Ahmed b. Mahmûd el-Belhi, Kabulü’l-Ahbar ve Ma’rifetü’r-Rical, thk.

Ebû Amr el-Hüseyni b. Ömer b. Abdürrahim, Dârü’l-Kütübi’l- lmiyye, Beyrut 2000/1421, s. 17

112 Yakut el-Hamevi, Ebû Abdullah Rihabüddin Yakut b. Abdullah, Mu’cemü’l-Buldân, Dâru

hyâi’t-Türasi’l-Arabî, Beyrut t.y, III, 296

113 Hansu, age, s. 209

114 Katip Çelebi, age, II, 1782; bn Hallikan, age, s. 45 115 Katib Çelebi, ae, II, 1782

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu hadis mütevatir olup, burada konumuz bu hadisin sıhhatini ispatlamak olmadığı için hadisin tariklerini zikretmeyeceğim. Zira sıhhati hakkında bir görüş ayrılığı

Erkeği asıl suçlu gösteren ve sanki kadını düşünüyormuş gibi yapanların asıl amacı, küreselci çeteye karşı omuz omuza direnen kadın ve erkeği birbirine hasım

Bütün bunlardan dolayı Ebu‟l-Berekat‟a göre varlığı özü gereği zorunlu olarak varolan kendi özsel nitelikleriyle çoğalmaz (Ebu‟l-Berekat, 1998: 91).. Ġlineksel

Ebû Hayyân’ın belâgate dair bir eseri yoktur. Ancak kullandığı dil ve üslubu, belâgî yönünü güçlendirmiş ayrıca yaptığı münâkaşalarda sorulan

Hiç şüphesiz bu konuda en önemli çalışmalardan biri İbnü′l-Cezerî′nin de (ö. Hüzelî′yi ayrıcalıklı kılan husus ise, genç yaşta memleketinden çıkıp

Ziya — Neşriyat müdürü: Mimar Abidiıı Matbaacılık ve Neşriyat

Aşağıdaki şiiri 5 kere okuyup altındaki satırlara yazın ve yazdıktan sonra yazdığınızı okuyun.. ANNEM

Mütekaddimûn dönemdeki algının hâkim olduğu bir zaman diliminde yaşayan Ebü’l-Kāsım el-Belhî’nin kıraat tercihlerinde ve tenkitlerinde (sonraki dönem