• Sonuç bulunamadı

Kalpaksız Kuva-yı Milliyeci bir ressam:Avni Arbaş

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kalpaksız Kuva-yı Milliyeci bir ressam:Avni Arbaş"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KALPAKSIZ

ffo

y/

KUVA-YIMILLIYECI

BİR RESSAM

AVNI

ARBAŞ

SUZAN ÖZYİĞİT Arkeolog- Restoratör İzmir Arkeoloji Müzesi

AvniArbaş, Paris 1992.

Leopold Levy ve öğrencileri. İstanbul 1939.

Ben resim yaptığım zaman çalışıyorum demiyorum, yaşıyo­ rum” diyen Avni Arbaş, ne parayı, ne de ödülleri önemsiyor. Sergi için resim yapmıyor. Resimleri biriktiği zaman sergi açıyor. Çünkü onun yaşamında en büyük tutkusu resim.

Hayvanlara, insanlara, doğaya dikkatle bakan eşsiz bir gözlem gücüne sahip Arbaş, görüp ayıklar, birleştirir ve bir resim olarak su­ nar. At, çocuk, kedi, çiçek, horoz, balıkçı, balık, tekne... Bakıp gör­ düğü. iletişün kurduğu, sevdiği şeylerin resmini yapar.

(2)

Vakko'da bir sergide Abdi İpekçi, Aımi Arbaş, Orhan Aksoy.

Nazmı Hikmet Paris’te Avni Arbaş’ın at resimlerin­ den etkilenip bir şiir yazmıştı. “ Avni’nin Atları...” Fe­ rit Edgü’ye göre bu atlara yenileri de eklenebilir. Av­ ni ııin çocukları. Avni’nin balıkları, Avni’nin tekneleri, Avni’nin çiçekleri... Çünkü bu figürlerdeki hareketlilik Arbaş’a özgüdür. Bir at için yüzlerce at deseni, bir ba­ lık için yüzlerce blık deseni çizer. Israrlı bir çalışma ile kafasındaki resme ulaşır.

Avni Arbaş resim sanatmda geçmişten günümüze gelen Klasisizm, Akademizm ve Gelenekçiliği çok iyi bilir: ancak bu akımlarda kaybolmadan kendi sezgile­ rini, geleneğini, dilini ve kişiliğini ortaya koyar.

Avni Arbaş in Paris yıllarında Kııbizm, Sürrealizm, Dadaizm gibi öncü akımlar dönemlerini tamamlamış­ tı. Arbaş varının resmini yarma, kendi resminin yoru­ munu ise tarihe bırakır.

Ankara. Vakko sergisi. Emel ,, Korutürk, Avni Arbaş, eşi Henriette Arbaş, kızı sinema oyuncusu Zerrin Antibes 1967.

(3)

-Kurtuluş Savaşı. İstanbul 1992.

Arbaş’ın resmi, kendine dek gelen zincirin bugünkü halkasıdır. Van Gogh’u, Picasso vu. Goya’yı, Bonnard ı, Vuillar’ı, Lautrec’i sever ve yakınlık duyar. Yine de, Arbaş’ın resimlerinde bu ressamla­ rın hiç etkisi yoktur. “Yaptıkları gibi yapmak değil, onları anlamak meselem oldu’’ sözleriyle hem onlara hayranlığım, lıem de kendi öz­ günlüğünü ortaya koyar.

(4)

unsurlara da rastlanır. Ressam Tülin

Erkardeş’e göre. A rl»aş ırı natürmort­

larındaki çiçekler Anadolu kadınının giysilerindeki renklerdedir.

1919 yılında İstanbul’da doğan Avııi Arbaş’m ailesi asker kökenlidir. Babası Albay Mehmet Nuri. Kurtuluş Savaşı nda Muğla ve yöresindeki çete­ leri düzenli orduya katmakla görev­ liydi. Mustafa Kemal’in zekasına, ce­ saretine, iradesine ve mücadele gücü­ ne hayran olan Avııi Arbaş çok sayıda Atatürk resimleri yapmıştır. Bu resim­ lerde, tıpkı atlılarında olduğu gibi Kuvâ-yı Milliye ruhunu yaşatmıştır. Çocukluğundan beri çok sevdiği at, onda belki de özgürlüğün simgesidir.

Çok küçük yaşlarda resim yapma­ ya başlayan Arbaş, 1938 yılında Ga­ latasaray Lisesi’nden sonra Akade- mi’ye girdi. İlk altı ay, İbrahim Çal-

lı’nın öğrencisi oldu. Leopold

Levy’nin gelmesiyle, onun atölyesine geçti. Hocası Levv için şunları söyler: “Çok iyi bir pedagogdu. Vermek iste­ diği geniş bir resim kültürüydü. Şura­ sı şövle olmuş, burası böyle olmuş gi­ bi ayrıntılarla uğraşmaz, resim şöyle yapılır, böyle yapılır gibi reçeteler sunmazdı. Tashih ederken bile öğren- cmin kişiliğine ve renklerine göre tas­ hih ederdi” .

Selim Turan ve Nuri iyem Akade­ miden arkadaşlarıydı. Abidin Dirıo, Avııi Arbaş, Selim Turan ve Nuri İyem 1939 yılında, sonraları “Yeniler” diye anılacak grubu oluşturarak “Liman” sergisini açtılar.

Bir yıllık Fransız bursuyla 1946 yılında Paris’e gitti Avııi Arbaş. Yıl so­ nunda burs bir vıl daha uzatıldı. Ya­ şamının otuz yıl süren Paris dönemi böyle başladı. 1950 yılında İtalya’ya giderek ıııiize ve galerileri gezdi.

Paris yıllarında tanıdığımız pek çok isimle beraberdi Avni Arbaş. Abi­ din Dino, Selim Turan, Sebahattin Eyüboğlu. Cahit Irgat, Fikret Mualla, Jacques Prevert. Ilasan Esat Işık, Per­ tev Naili Boratav, Nejat Devrim, Hıfzı Topuz, Tristan Tzara, Nazım Hikmet, Picasso ve niceleri...

Golf Juan, Güney Fransada daha çok sanatçıların vaşadığı bir sahil ka- sabasıydı. Picasso ile burada dost ol­ dular. 1953 yılında bir süre komşuluk yaptılar. Picasso bir gün Arbaş’a An­ tibes kıyılarım gösterip “oraya git!” dedi. Antibes e giden Avni Arbaş bun­ dan sonra her vıl üç dört ayını Anti- bes’te geçirdi ve resim yaptı.

Nazım Hikmet in Paris

zivaretle-riııde beraber oldular. Serbest şiirin ünlü ustası 1958 yılında gördüğü, Av­ ni Arbaş’m at, atlı. Kuvâ-yı Milliyeci resimlerinden etkilenmişti anlaşılan... Rusya’ya döndüğünde bir mektup vazdı Arbaş’a. Mektubun sonunda ise o ünlü şiiri vardı.

1976 yılında Türkiye’ye dönen Ar­ baş, yıllarca İstanbul ve Bodrumda çalıştı. Deniz, tekne, balıkçı, balık re­ simlerini görünce Arbaş tâki bir diğer tutkunun da deniz olduğunu anlıyo­ ruz. Son üç yıldır hem İstanbul, hem de deniz ve balığıyla iinlii Foça da re­ sim yapıyor.

Eserleri Ankara ve İstanbul Resim, Heykel, Aııtibes Grimaldi, Amman Güzel Sanatlar Müzeleri ile Türkiye, Fransa, Italva, İsviçre ve ABD de, çe­ şitli özel koleksiyonlarda yer almakta. Bundan başka İstanbul’da, Artisan Sanat Galerisi nde de resimlerini gör­ mek olanağı var Avni Arbaş’m.

Yazıyı Nazım Hikmet in şiiriyle noktalayalım.

“Bu atlar Avni’ııin atları Kuvâ-yı Milliye atları kara vamçı altında ak sağdı dolgun

titrer burun kanatlan, bu atlar Avni’nin atları.” Kuvâ-yı Milliye gelecek yine, şahin atlar aşarak yeli çiğneyerek gâvuru da, Anzavuru da.

Kuvâ-yı Milliye gelecek yine hem bu sefer ayışıklı bavrağı da Bu atlar Avni’nin atları

Kuvâ-yı Milliye atları titrer burun kanatları Bana Avni’nin atlarına binmek nasip olmasa gerek ama Memet binecek,

gelecek düşmanla topuz topuza! Gülüm, Kuvâ-yı Milliye atları gözüm, Kuvâ-yı Milliye atları, memleketi satanlan bağlasınlar kuyruğunuza...

Nazım Hikmet 1 Haziran 1958 Türk resminin değerli ustası Avni A r- baş’ın Milli Reasürans Sanat

Galerisi’nde 30 Nisan - 30 Mayıs 1998 tarihleri arasında retrospektif bir sergisi açılacak.

KAYNAKÇA

Garanti Bankası, Avni Arbaş, 1992 Çandar, T. Hürriyet Pazar, 2.2.1997

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu yılki fuarın bir özelliği de De­ koratif Sanat Eserlerine yer ver­ mesi, antika eserlerin yanı sıra günümüzde yapılan çeşitli eşya­ ların da sergilenm

Gök cisimlerinde çarpma nedeniyle olu- flan havza ya da çukurlar›n, cisimdeki kütlenin da¤›l›m›n› de¤ifltirdi¤i ve yeni- den kararl› hale gelebilmek için cismi

Halûk bu eseri hastalığı yüzünden yazam adığı için büyük ıstırap

Epey müddettenberi hakkında soruşturmalar yapılmakta olan Halit Ziya ile şoför Karakin dün Adliye’ye verilmişler ve ikinci Sullı Ceza Hâkimi tarafından

Geçen yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Kronolojik Türk Sinema Tarihi (1914-1988) adlı önem­ li bir saptama uğraşından sonra bu yıl da Türkiye Si­

D’après l’ordre du sultan Moustafa, les pages de la Petite chambre durent se transporter dans l’ancien scraï, et alors cette chambre fi •'ul-ù-fail fermée ; plus

İşte Beyoğlu dramatik belgeseli yakın tarihimizi bile çözümleyemeyecek duruma geldiğimizin belgesi sayılabilir. Nostalji, bu­ günden düşmanca hesap sormaya

Basın gerçek değere gereken eleştiriyi getirdiği, boyalı basın yok denecek kadar az olduğu (bizde ise ciddi basın yok denecek kadar az) hükümet gerçek sanatçıları