• Sonuç bulunamadı

Şirketi Hayriyenin devlete geçmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şirketi Hayriyenin devlete geçmesi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

as

.

ı,vr

7?fcut

üruJT

3

yumûrD m @ v^ıyBaııro

Şirketi Hayriyenin

devlete geçmesi

Bir asra yakın bir muvaffaki­ yet mazisi olan ve bilhassa millî teşebbüs ve sermayenin bir nevi âbidesi sayılmak lâzımgelen Şir­ keti Hayriye hukukan da devle­ tin eline geçiyor. Bu el değiştir­ menin bazı hissedarlar için bir nevi evlâttan ayrılma gibi ıstırap verici tarafları olduğu görülmek­ te ve bu tezahürler hâdiseleri objektif olarak tahlil etmek iti­ yadında olanları düşündürmek­ tedir.

Her halde hükümeti satm al­ ma kararma sevkeden mühim sebepler vardır. Eğer memleket menfaati, Boğaziçinin yegâne ümran âmili olan bu şirketin devlete geçmesinde görülmemiş olsaydı, bir çaresi bulunur, bu müessesenin geçici zorluklarını giderici yardımlar yapılır, bütün diğer.nakil vasıtalarında olduğu gibi tarifelerin yükseltilmesine muvafakat edilir veya işletme buhranım doğuran kömür fiat- lerinde bir tenzilât temin edi­ lirdi.

Şirketi, hususî mahiyette ya­ şamağa devam edecek şekilde kurtarmak yolu tutulmadığına göre, hükümetin daha yüksek ve derhal görülmeyen, herkesçe an­ laşılmayan bir menfaat aramış olduğuna hamletmek lâzımdır. Fakat aranılmış olan menfaat ne kadar yüksek olursa olsun, veri­ len kararın mahzurlu tarafları da olduğunu kabul etmeliyiz. Esasen hususî hayatta olduğu gibi, siyasî hayatta da alman her tedbirin müspet, faydalı ta­ rafları yanında bazı mahzurları da olması tabiîdir. Hiç bir karar yüzde yüz isabetli olamaz. Alın­ mış olan her hangi bir tedbirin en hararetli müdafileri bile bu­ nu kabul ve itiraf ederler. Ancak müspet taraflarında olduğu gibi, menfî cihetlerinde de, her hare­ kette. derhal görüimiyen ve za­ manla ehemmiyeti artan nokta- larm bulunduğu da muhakkak­ tır.

Bir ferdin hayatı mahdut ol­ duğu için teşebbüslerinin, hattâ nispeten uzak, neticeleri de bir dereceye kadar tahmin edilebi­ lir. Fakat devlet, cemiyet ebedî­ dir. Bu sahada uzak atîyi tah­ min güç olmakla beraber, bazı mevzularda geçmişe ait müşahe­ delerden veya başka memleketler tecrübelerinden istifade edilebi­ lir; ilim de yarını görmeğe bir dereceye kadar yardım eder.

Bir memlekette iktisadi ve İç­ timaî yükselmenin muhtelif âmilleri arasında osermaye» ye ve şahsî, hususî teşebbüse en şe­ refli bir yer ayırmak lâzımdır.

Hususî teşebbüse, sermayeye riayet etmiş ve itimat telkin et­ miş olan cemiyetlerde veya de­ virlerde umumî refahın arttığı, medeniyetin her sahasında öl- miyen eserler yaratıldığı görül­ müştür. Bilhassa eski Mısır ta­

rihinde göze çarpan met ve ce­ zirler, mühim nispette, sermaye ve teşebbüse karşı devletin taki- bettiği siyaset değişikliklerde izah edilir.

Bugünkü dünyada da, medenî teçhizat bakımından geri olan memleketler, değil sırf m illî hat­ tâ ecnebi sermayeye de muhtaç i olduklarından, bunlara âzam i! güven verici bir siyaset takibet- mek mecburiyetindedirler.

Sermayeyi korkutmamak, ka­ çırmamak, bilâkis cezbetmek, ik- ] tisadî hayatın bu mühim âm ili-1 ne karşı güdülecek yegâne poli-1 tikadır. Bazan, sermayenin hak-! lanna tecavüz tatlı ve kârlı sa- nılabilir; fakat bu kısa görüşlü­ lüktür. Derhal elde edilen men­ faate karşı şimdiden görüimiyen, fakat- bugünkü kârdan çok daha büyük zararlar hazırlanmış, mahrumiyetlere mahkûm edil­ miş olur.

Şirketi Hayriye meselesinde mahzurların menfaatten daha büyük olacağını iddia edemeyiz, çünkü mevzuun bütün doneleri­ ni bilmiyoruz ve her halde hükü­ metin müspet ve menfî tarafları iyice ölçtüğüne inanırız.

Siyasî hayatın seyrinde, mü­ şahedelere dayanılarak tesbit edilmiş, bazı hakikatler vardır. Bugün fayda sanılan yarın mah­ zura inkılâbeder, bugünün ekal­ liyeti yarının ekseriyeti olur, mil­ lî menfaat ölçüleri zamanla de­ ğişir. Bünye değişiklikleri yapı­ lırken telâkkilerin bu met ve ce­ zir seyrini hatırlamak ve tatbik edilen esaslara mutlak ve bilhas­ sa ebedî bir kıymet atfetmek ih­ tiyata ve uzak görüşlülüğe uygun olur. Şirketi Hayriye işinde, ya­ rın, yapılan harekete esef etmi- yeceğimizl ümidederiz.

Fakat Millet Meclisinin çok kıymetli bir kaç uzvunun satın alma kararının gölge tarafları üzerinde durmuş, böyle bir tedbi-

j

rin sermayeyi teşvik eu'ei olma- ' dığı hususunu tebarüz ettirmişi olmaları, mevzuun her bakımdan

j

incelendiğini ve hususî teşebbüs

j

ve mülkiyete hürmetin siyasi’ telâkkilerimizin temelini teşkil i ettiğini gösterir.

Bu tam tahlil, mevzuların sırf; aydınlık taraflarım görmenin doğuracağı mahzurların idrâk edüdiğini gösteren bir olgunluk­ tur ve hararetli müdafilere kar­ şı vaziyet almak medenî cesareti de teşriî hayatımızda sevindirici bir inkişafa delâlet eder.

Böyle tezahürlerin tedricen çoğalmasını, müspet mânada tenkid fikrinin yayılmasını ve fertlerin hukukuna riayetin, ser­ mayeye iltifatın zamanla yalnız bir akıl ve muhakeme işi değil fakat birer tabiî his mahiyetini almasını dileriz.

CEVAT NİZAM İt

Referanslar

Benzer Belgeler

«Sihhatli yaşama ve endüstri için plânlanmış; sosyal ve kültü- rel hayatı karşılayacak büyüklük ve imkân- lara sahip; yeşil kuşakla çevrelenen; bütün toprak topluma

Raporda, projenin ekosistemin bütünlü ğünü bozacağı, ağaçlar ve diğer otsu bitkilerin tamamen zarar göreceği, cansuyu miktarının etkilenece ği, sudaki canlı hayat

Bir kalibrasyon metodunun özgünlüğü kesinlik, doğruluk, bias, hassasiyet, algılama sınırları, seçicilik ve uygulanabilir konsantrasyon aralığına

Raporun yazım kurallarına uyularak, belirli bir düzen içinde yazılması gerekir...

 Two-step flow (iki aşamalı akış): ilk aşamada medyaya doğrudan açık oldukları için göreli olarak iyi haberdar olan kişiler; ikinci. aşamada medyayı daha az izleyen

 KAVRULMA SÜRESİNE BAĞIMLI OLARAK AMİNO ASİT VE REDÜKTE ŞEKER AZALIR.  UÇUCU AROMA MADDELERİNİN

M ahdum u Ş eh riy arî şehzade­ lerin biraz fazla hovardalığı, serbest harekâtı, kayıkta sarhoş olm aları, saz çalm aları bazı m e- busanca kilükali mucib

atanmış bulunmaktaydı. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının işgallere karşı bir direniş hareketi oluşturmaları ve işgalci kuvvetlerle mücadeleye girişmeleri Damat Ferit