• Sonuç bulunamadı

Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi derslerinin eleştirel bir incelemesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi derslerinin eleştirel bir incelemesi"

Copied!
102
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Eğitim Bilimleri Enstitüsü

Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Mesleki Resim-İş Eğitimi Bilim Dalı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI LİSANS PROGRAMLARINDA YER ALAN TEMEL TASARIM EĞİTİMİ DERSLERİNİN ELEŞTİREL BİR

İNCELEMESİ

Altuğ ÇELİK

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Ankara Şubat 2014

(2)

T.C. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü

Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Mesleki Resim-İş Eğitimi Bilim Dalı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI LİSANS PROGRAMLARINDA YER ALAN TEMEL TASARIM EĞİTİMİ DERSLERİNİN ELEŞTİREL BİR

İNCELEMESİ

Altuğ ÇELİK

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Tez Danışmanı

Yrd. Doç. Dr. Gültekin AKENGİN

Ankara Şubat 2014

(3)

i

Altuğ ÇELİK’in “YÜKSEKÖĞRETİM

KURUMLARI

LİSANS

PROGRAMLARINDA YER ALAN TEMEL TASARIM EĞİTİMİ

DERSİNİN ELEŞTİREL BİR İNCELEMESİ”

başlıklı tezi 10.02.2014 tarihinde, jürimiz tarafından Mesleki Resim-İş Öğretmenliği Bilim dalında YÜKSEK LİSANS tezi olarak kabul edilmiştir.

Jüri Üyelerinin Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı): Yrd. Doç. Dr. Gültekin Akengin

Üye: Doç. Birsen Çeken

(4)

ii

Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersinin niteliğinin, öğrenci görüşlerine göre eleştirel olarak incelenmesi bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır.

Araştırmanın giriş bölümünde; problem, araştırmanın amacı, alt amaçlar, önemi, varsayımlar, sınırlılıklar ve tanımlara yer verilmiştir. Araştırmanın ikinci bölümünde; ilgili araştırmalara, üçüncü bölümünde temel tasarım öğeleri ve ilkeleri yazılı kaynaklara dayalı yerli ve yabancı literatür taraması yapılarak açıklanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın dördüncü bölümünde; araştırmanın modeli, çalışma grubu, verilerin toplanması ve analizi gibi araştırmanın yöntemine yönelik bilgilere yer verilmiştir. Araştırmanın beşinci bölümünde elde edilen veriler doğrultusunda bulgular ve yorumlar yapılmış, araştırmanın beşinci bölümünde sonuç ve öneriler açıklanmıştır. Araştırmanın ekler kısmında öğrencilere uygulanan anket formu yer almaktadır.

Araştırma süresi boyunca değerli bilgi ve deneyimlerini hiç esirgemeyen danışmanım Sayın Yrd. Doç. Dr. Gültekin AKENGİN’e araştırmam boyunca değerli yorumlarıyla araştırmama katkıda bulunan Sayın Doç. Birsen ÇEKEN’e teşekkür etmeyi bir borç bilirim.

Altuğ ÇELİK Ankara – 2014

(5)

iii

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI LİSANS PROGRAMLARINDA

YER ALAN TEMEL TASARIM EĞİTİMİ DERSİNİN ELEŞTİREL BİR

İNCELEMESİ

ÇELİK, Altuğ

Yüksek Lisans, Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Gültekin AKENGİN

Şubat-2014, 101 sayfa

Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi derslerinin niteliğinin, öğrenci görüşlerine göre eleştirel olarak incelenmesi bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır.

Araştırmada tarama modeli kapsamında, literatürden yararlanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Gazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Grafik Eğitimi bölümü, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim ve Grafik Tasarımı Bölümleri Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Grafik bölümlerinden seçilen 166 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın alt amaçları doğrultusunda uzman grubun denetiminde bir anket hazırlanmış ve hazırlanan anket sorularını değerlendirmeye yönelik 4’lü derecelendirme ölçeği kullanılmıştır. Öğrencilerin demografik özellikleri (yaş, cinsiyet, bölüm ve sınıf) analiz edilirken t testi, Krukall Walls testi ve tek yönlü varyans (ANOVA) testleri kullanılmıştır. Hazırlanan anket çalışma grubuna araştırmacı tarafından birebir uygulanmış ve araştırmadan elde edilen veriler frekans (f) dağılımlarına göre yüzde (%) hesaplanarak tablolaştırılmış, bulgular ortaya konmuş ve yorumlar yapılmıştır.

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre; öğrencilerin verdikleri cevaplar doğrultusunda temel tasarım eğitimi derslerinde bu konuyla ilgili gereken teorik bilginin verildiği, temel tasarım eğitimi derslerinin daha çok uygulamalı olarak işlendiği teorik bilgiye yeteri kadar yer verildiği, temel tasarım eğitimi dersi için müze, galeri gibi yerlere eğitim amaçlı yeterince gezi düzenlendiği, temel tasarım eğitimi dersi için yeterince kaynağın kütüphanelerde yer almadığı, temel tasarım eğitimi derslerinde kullanılan dersliklerin sınıf mevcudu açısından yeterli olduğu, temel tasarım eğitimi dersinin haftalık işlenen ders saatinin yeterli olduğu, temel tasarım eğitimi dersi

(6)

iv

dersine giren öğretim elemanının öğrencilerin derse katılımını sağlamak için çaba gösterdiği, temel tasarım eğitimi dersine giren öğretim elemanının öğrencilere derste çelişkili bilgiler verdiği, temel tasarım eğitimi dersine giren öğretim elemanının öğrencilere değerlendirme kriterlerini açıkça söylediği, öğrencilerin verdikleri cevaplar doğrultusunda temel tasarım eğitimi dersine giren öğretim elemanının öğrencileri temel tasarım eğitimi alanı ile ilgili güncel gelişmeler hakkında(sergi, bianel, kongre, panel) bilgilendirildikleri, temel tasarım eğitimi dersine giren öğretim elemanının teknolojiyi derste aktif bir şekilde kullandığı, temel tasarım eğitimi dersine giren öğretim elemanının dersi bilgisayar programlarıyla desteklediği, temel tasarım eğitimi dersine giren öğretim elemanının konuya uygun malzeme seçimi hakkında öğrenciyi bilgilendirmediği, temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerin bu derste yaptıkları çalışmalarla çevresindekilerin estetik beğenisini etkileyebildikleri, temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerin bu derste edindikleri bilgileri yaşantılarında kullanabildikleri, temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerin dersi veren öğretim elemanı tarafından bu konu ile ilgili kaynaklara ulaşma konusunda tam olarak yönlendirilmedikleri, temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerin bu derste temel tasarım öğelerini öğrendikleri, temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerin bu derste temel tasarım ilkelerini öğrendikleri ve temel tasarım eğitimi dersini veren öğretim elemanının öğrencileri dersin içeriği ve amaçları hakkında bilgilendirildiği sonuçlarına varılmıştır.

(7)

v

A CRITICAL ANALYSIS OF BASIC DESIGN EDUCATION COURSE

THAT TAKES PLACE IN THE HIGHER EDUCATION INSTUTIONS’

UNDERGRADUATE PROGRAMS

ÇELİK, Altuğ

Masters, Department of Painting Education Thesis Advisor: Assistant Prof. Dr. Gültekin AKENGİN

February – 2014, 101 pages

The aim of this research is analysing the quality of the basic design education causes that take place in the undergraduate programs in higher education institutions according to the student opinions in a critical way.

In the research, in the context of scanning model, the literature is used. The study group consists of 166 students that are chosen from Gazi University Arts and Design Graphic Education Department, Gazi University Fine Arts Painting and Graphic Design Department and Başkent University Fine Arts Design and Architecture Faculty Graphic Department. In the direction of the sub-purposes of the research, a survey has been prepared in the control of the specialists group and a four-degree scale is used for evaluating the prepared survey questions. When analysing the demographical properties (age, sex, department and grade) of the students; the t test, Krukall Walls test and one way variance (ANOVA) tests are used. The survey that is prepared is applied to the study group one-to-one by the researcher and the datas that are obtained from the research are schematized by being calculated in percentages (%) according to their frequency (f) ranges, the findings are set forth and the interpretations are made.

According to the findings that are obtained as a result of the research, it is concluded that in the basic design education courses the theorical information that is necessary about the subject is passed along, the basic design education courses are generally processed practically, that enough necessity was attached to the theorical knowledge, enough trips are arranged to the places like museums and galleries for educational reasons within the basic design education courses, not enough sources take part in the libraries, the classrooms that are used in basic design education courses are sufficient for the number of the students, the basic design education courses that is processed

(8)

vi

internet, the instructors of the basic design education courses endeavour well enough for the participation of the students, the instructors of the basic design education courses provide contradictory informations, the instructors of the basic design education courses tell the evaluation criteria precisely, the instructors of the basic design education courses inform the students about the actual happenings about the basic design education field (exhibitions, bianels, congresses, panels) in the light of the answers of the students, the instructors of the basic design education courses use technology effectively in the course, the instructors of the basic design education courses support the course with the computer programs, the instructors of the basic design education courses don’t inform the students about the selection of the proper material, the students that participate to the basic design education courses can effect the aesthetical tastes of their social surroundings, the students that participate to the basic design educationcourses can use the information they gained from the courses in their lives, the students that participate to the basic design educationare not informed well enough about the accession to the sources of the field, the students that participate to the basic design education learn the basic design principles in that course and the instructors of the basic design education courses inform the students about the content and the purposes of the course.

(9)

vii

İÇİNDEKİLER

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI……….i

ÖNSÖZ………..ii ÖZET………iii ABSTRACT………..v ŞEKİLLER LİSTESİ………x 1. GİRİŞ 1 1.1. Problem………....1 1.2. Araştırmanın Amacı……….3 1.3. Araştırmanın Önemi……….4 1.4. Varsayım………..4 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları.………...4 1.6. Tanımlar………...5 2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………..6 3. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ……….8 3.1. Eğitim………....8 3.2. Tasarım………..9 3.3. Tasarım Eğitimi………...10

3.4. Temel Tasarım Öğeleri………...15

3.4.1. Nokta………....15 3.4.2. Çizgi……….17 3.4.2.1. Çizgi Çeşitleri………...19 3.4.3. Yön………...20 3.4.4. Ölçü………..21 3.4.5. Aralık………...23 3.4.6. Biçim………24 3.4.7. Değer………26 3.4.8. Hareket……….28 3.4.9. Işık-Gölge………30 3.4.10. Doku……….32 3.4.10.1. Doku Çeşitleri………...33

(10)

viii 3.4.11. Renk……….36 3.4.11.1. Renk Teorisi………..37 3.4.11.2. Renk Çemberi………...39 3.4.11.3. Renk Grupları………39 3.4.11.3.1. Ana Renkler………...39 3.4.11.3.2. Ara Renkler………40

3.4.11.3.3. Sıcak ve Soğuk Renkler……….40

3.4.11.3.4. Nötr Renkler………...41

3.4.11.4. Renklerin Birbirlerine Göre Durumları………41

3.4.11.4.1. Yakın Renkler………41

3.4.11.4.2. Uzak Renkle………...41

3.4.11.5. Renk Kontrastı………..42

3.4.11.5.1. Yalın Renklerin Kontrastı………..42

3.4.11.5.2. Açık Koyu Kontrastı………..42

3.4.11.5.3. Sıcak – Soğuk Kontrastı……….42

3.4.11.5.4. Karşıt (Tamamlayıcı) Kontrast………. 43

3.4.11.5.5. Yanıltıcı Kontrast……….43

3.4.11.5.6. Kalite Kontrastı………..43

3.4.11.5.7. Miktar Kontrastı ………44

3.4.11.6. Renklerin Psikolojik Etkileri……….44

3.5. Temel Tasarım İlkeleri………....46

3.5.1. Tekrar………46 3.5.1.1. Tekrar Çeşitleri………47 3.5.2. Uygunluk………...48 3.5.3. Zıtlık………..50 3.5.4. Koram………...52 3.5.5. Egemenlik……….53 3.5.6. Denge………...55 3.5.6.1. Denge Çeşitleri ………...56 3.5.7. Birlik ………...58 3.5.8. Ritim ………...59

(11)

ix 4.1. Araştırmanın Modeli ……….62 4.2. Evren ve Örneklem ………62 4.3. Verilerin Toplanması ……….62 4.4. Verilerin Analizi ………62 5. BULGULAR VE YORUMLAR 5.1. Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerin demografik özellikleri nelerdir? ………63

5.1.1. Öğrencilerin cinsiyetlerine göre Temel Tasarım Eğtimi dersine ilişkin genel algı düzeyleri farklılaşmakta mıdır?...63

5.1.2. Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerin yaşlarına göre bu derse ilişkin genel algı düzeyleri farklılaşmakta mıdır? ………..64

5.1.3. Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerin sınıflarına göre bu derse ilişkin genel algı düzeyleri farklılaşmakta mıdır?...64

5.1.4. Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerin bölümlerine göre bu derse ilişkin genel algı düzeyleri farklılaşmakta mıdır? ………...65

5.2. Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersinin eğitim ve öğrenim durumuna ilişkin öğrenci görüşleri nelerdir?...65

6. SONUÇ VE ÖNERİLER………..79

6.1. Sonuç………..79

6.2. Öneriler ………..82

7. KAYNAKÇA ………...83

8. EKLER ………88

(12)

x

Şekil1, Nokta Çalışması ……….17

Şekil 2, Çizgi Çalışmaları………20

Şekil 3,Yön Çalışması ………....21

Şekil 4,Ölçü Çalışması ………...23

Şekil 5, Aralık Çalışması, Paul Rand ……….24

Şekil 6, Biçim Çalışması ………26

Şekil 7, Değer Çubuğu ………...27

Şekil 8, Hareket Çalışması………...29

Şekil 9, Işık – Gölge Çalışması………..32

Şekil10, Gerçek Doku, “Vincent Van Gogh, Yürüyen Adam, At Arabası, Selvi Ağacı Yıldız ve Hilal” ………...35

Şekil 11, Trompel’oeil Tekniği RoyLichtenstein“Ağlayan Kız”, Litografi…………...35

Şekil 12, Renk Çemberi ……….39

Şekil 13, Ana Renkler ………40

Şekil 14, Ara Renkler ………40

Şekil15, Sıcak ve Soğuk Renkler ………..41

Şekil 16, Tekrar,Andy, Wharhol, “Konserve Kutusu ………48

Şekil 17, Form Öğesine Bağlı Zıtlık ………..52

Şekil 18, Işık-Değer Öğesine Bağlı Zıtlık ……….52

Şekil 19, Ölçü Farkıyla Egemenlik ………55

Şekil 20, Asimetrik Denge, Öğrenci Çalışması ……….58

Şekil 21, Simetrik Denge, Öğrenci Çalışması ………...58

Şekil 22, Birlik, Çalışması ……….59

(13)

1. GİRİŞ

Bu bölümde problem durumu, problem cümlesi, araştırmanın amacı, önemi, varsayım, sınırlılık ve tanımlar yer almaktadır.

1.1. Problem

Eğitim toplumsal bir olgudur ve ana öğesi öğrenci olmakla beraber günümüzün en önemsenmesi gereken konularındandır. Çağımızda her alanda meydana gelen gelişmeler, sosyal sistemin bir parçası olan eğitimi büyük ölçüde ilgilendirir. Bireyde istendik davranışların yerleşmesi, olumsuz davranışların sonlandırılması amacıyla sürdürülen sistematik bir program olan eğitim, kişiyi aklı, duyguları ve davranışlarıyla bir bütün olarak ele alan bir oluşturma ve yönlendirme sürecidir. Çağımız bilgi ve ileri teknoloji çağıdır.Bu çağın en temel ve vazgeçilmez unsuru bilgi toplumu ve bilgili eğitimli insan gücüdür. Bu çağın gerisinde kalmamak ve gelişen dünya ve onun koşulları ile aynı zaman diliminde birlikte ileriye doğru ilerlemek ancak eğitim ile olabilir.Yeni yüzyılın değişen şartlarına ayak uydurabilmek, öne çıkardığı değerlere sahip çağdaş bir toplum olarak yaşayabilmek için, sadece okur-yazar olmak bile yeter sebep olmaktan çıkmıştır (Aypek, 2012 , s.5).

Bireyin, yaşantısı içersinde aldığı eğitim, onun doğumundan ölümüne kadar sürer. Buna “sürekli eğitim-yaşam boyu eğitim” denilebilir (Küçükahmet, 2003, s.6). Bireyin yaşam boyu aldığı eğitim sürecinde sanat, kendisini matematik, kimya,fizik gibi diğer alanlara göre özel yapısı gereği daha fazla hissettirir. Sanat eğitimi, bireyin tüm ruhsal ve bedensel eğitimi bütünlüğü içinde estetik kaygı, düşünce ve görüşlerinin geliştirilmesini yetenek ve yaratıcılık gücünün olgunlaştırılmasını, sanatsal değerlere hoşgörü ile yaklaşma çabasını esas alır (Artut, 2002 , s.98).

Sanat eğitiminin en önemli amaçlarından biri görmeyi, işitmeyi, dokunmayı, tat almayı öğretmektir. Bireyin çevresini algılayıp onu biçimlendirmeye yönelmek için gerekli ilk şarttır. Çünkü sanat alanı diğerlerine göre, farklı bir iletişim aracıdır. O “her zaman, farklı ülkelerden ve kültürlerden insanlar, farklı cinsler, farklı sosyal, etnik ya da güç grupları arasında köprü kurar ve insanlar arasındaki farklılıkları, çatışmaları ve baskıları bir tarafa bıraktırarak, onların birlikte yaşayabilmesini sağlar” (Catterall, 2002, s.4). Bu anlamda sanatın, renk, dil, din, ırk ayrımı yapmadan, tüm dünyanın paylaştığı evrensel ortak bir dilin oluşmasını sağladığı söylenebilir (Mercin, 2006, s.2).

(14)

Sanat eğitimi veren kurumlarda sanata temel oluşturan tasarım tanım olarak hayalde canlandırılan bir olayın, proje çizimi veya üç boyutlu görüntüsü olarak uygulanan ve ortaya konulan eserlerin tümüdür. Bu tanıma göre tasarlama, zihinde tasarlanan bir düşünceyi ve bir eylemi gerçekleştirmek olarak ifade edilebilir (Tepecik, 2002, s.27).

Temel Tasarım Eğitimi, grafik eğitiminin öğrenilmesini çabuklaştıran ve eğitime alt yapı oluşturan görsel yanı ağırlıklı bir düşünüş sistemidir (Gökaydın, 2002, s.141). Temel Tasarım Eğitiminin amacı öğrenciyi problemle karşı karşıya getirerek, çözüm yollarında analitik çözümleme, ıraksak düşünme, problem çözümünde sezgisel yaklaşım ve konsantrasyon yeteneğini geliştirerek yaratıcı sorun çözmede özgün yöntemler geliştirmesini, kendi duyuşsal ve bilişsel süreçlerinin işleyiş biçimini kavramasını sağlamaktır. Öğrencinin bu süreçte karşılaştığı problemlere yönelik ürettiği çözümleri, diğer problemlere uyarlayabilmesi, yeni denenceler geliştirebilmesi, geliştirdiği denencelere bağlı olarak kendi gerçekleştirim bilgisini üretebilmesi, her yeni probleme göre farklı ve yeni yaklaşım biçimleri geliştirebilmesi ve çoklu çözümler üretebilmesi dersin ana karakteristiğini oluşturmaktadır (Seylan, 2005, s.23).

Temel Tasarım Eğitimi, bireyin yaratıcılığının gelişimine katkıda bulunmakla birlikte, bireyin düşüncelerine, imgelerine estetik değer kazandırarak estetik duyarlılığı tasarımına yansıtmasını desteklemektedir. Temel Tasarım Eğitim’nde öğrenciler, malzemeyi kullanmayı, form oluşturmayı, fikir ve bilgisini nasıl ve hangi yollarla geliştirebileceğini, renk bilgisini, bütün temel sanat öğeleri ve elemanlarıyla kompozisyon kurmayı öğrenirler (Öztuna, 2007, s.13).

Temel Tasarım Eğitim’inin belirlenen hedef ve davranışlarına uygun bir şekilde; verimli, programlı vesistemli yapılması halinde üniversite birinci sınıftan sonraki üst sınıflarda etkisigörülebilir. Temel Tasarım Eğitimi’nin, öğrenciye disiplin, bilinç,teknik beceri, yaratıcı kişilik, özgünlük gibi sağladığı kazanımlar büyük önemtaşımaktadır. Çünkü Temel Tasarım Eğitiminin amaçları; öğeleri ve ilkeleri teoride vepratikte çok iyi öğrenilmiş olmayı gerektirir. Bu nedenle Temel Tasarım Eğitiminin Resim-İş Eğitimi içinde üst sınıflardaki atölye derslerine olumlu etkisive katkıları görülmektedir (Yerli, 2007, s.3).

(15)

Temel Tasarım Eğitiminin Resim-İş Eğitimi içindeki önemi ve gereklilikleri düşünüldüğünde bu eğitimi alan öğrencilere yapmaları gereken uygulamanın ve anlatılan teorik bilginin eşit oranda ve ezbere dayalı olmadan çağın gerektirdiği teknolojik gelişmelere paralel olarak verilmesi gerekmektedir. (Balamir, 1999, s.5).

Bu doğrultuda Resim-İş Eğitimi öğrencilerinin Temel Tasarım Eğitimi derslerinde öğrendikleri bilgilerini sürekli olarak teorikte ve uygulamada kullanmaları gerektiğinden Temel Tasarım Eğitimi derslerinin niteliğinin eleştirel açıdan incelenmesi gerektiği söylenebilir.

1.2. Amaç

Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi derslerinin niteliğinin, öğrenci görüşlerine göre eleştirel olarak incelenmesi bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır.

Alt Amaçlar

1. Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerin demografik özellikleri nelerdir?

1.1. Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerincinsiyetlerine göre bu derse ilişkin genel algı düzeyleri farklılaşmakta mıdır?

1.2. Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerinyaşlarına göre bu derse ilişkin genel algı düzeyleri farklılaşmakta mıdır?

1.3. Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerinsınıflarına göre bu derse ilişkin genel algı düzeyleri farklılaşmakta mıdır?

1.4. Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersini alan öğrencilerinbölümlerine göre bu derse ilişkin genel algı düzeyleri farklılaşmakta mıdır?

2. Yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersinin eğitim ve öğrenim durumuna ilişkin öğrenci görüşleri nelerdir?

(16)

1.3. Önem

Bu araştırmanın önemi, yükseköğretim kurumları lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersi konularının ve işlenişinin incelenerek, verilen eğitimin günümüzdefarklı tasarım alanlarında ortaya çıkan ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikteolup olmadığını saptamak ve derslerin daha verimli hale getirilmesi için önerilerde bulunmaktır.

Bu araştırmada, güzel sanatlar fakülteleri resim, grafik, grafik tasarımı vegörsel iletişim tasarımı gibi bölümlerdeki, lisans programlarında yer alan temel tasarım eğitimi dersi konularında uygulamaların nasıl olduğuna, teknolojideki gelişmelere paralel olarak değişen eğitim araçlarına, temel tasarım eğitiminin kapsamı,kuramları ve niteliğine ilişkin bir durum değerlendirmesi yapılmaktadır. Budoğrultuda araştırma, temel tasarım eğitiminde uygulamalar ve kuramlarınkarşılaştırılmasının yapılması açısından da önem taşımaktadır.

Bu araştırma, güzel sanatlar fakültelerinde bulunan resim, grafik, grafik tasarımı ve resim gibi bölümlerin lisans programlarında, temel tasarım eğitimi dersiyle ilgili öğretim elemanları ve öğrencilerin görüşleri doğrultusunda durum tespiti yapılarak, temel tasarım eğitimi dersi konularının programlarda yapılandırılmasına getireceği yenilikler ve öneriler bakımından da önemlidir.

1.4. Varsayımlar

1. Araştırmada görüşlerine başvurulacak öğrenci görüşlerinin gerçeği yansıtması düşünülmektedir.

2. Ölçme aracının kapsam ve görünüş geçerliliği için öğrenci görüşlerine başvurulmasının yeterli sayılacağı düşünülmektedir.

1.5. Sınırlılıklar

1. Ankara’da bulunan güzel sanatlar fakültelerinin resim, grafik tasarımı ve resim bölümlerinde yer alan temel tasarım eğitimi dersleri ile,

2. 2012-2013 eğitim-öğretim yılı programları ile, 3. Araştırmaya katılacak öğrenciler ile sınırlıdır.

(17)

1.6. Tanımlar

Tasarım:Hayalde canlandırılan bir olayın projesi, çizimi veya üç boyutlu görüntüsü olarak uygulanan ve ortaya konulan eserlerin tümüne verilen isimdir (Tepecik, 2002 s.27).

Temel Tasarım Eğitimi:

Sanatsal uğraşta plastik elemanlarla estetik ilkelerin kavranarak yaratıcı güçlerin, özgür ve özgün kullanılmasına yönelik temelden verilen eğitimdir (Atalayer, 1994 s.61).

(18)

2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

ARSLAN, A. (2010); “Mesleki Eğitim Fakültesi Temel Sanat Eğitimi Derslerinin Program, Öğretim Elemanı ve Öğrenci Faktörlerine Göre Değerlendirilmesi” konulu araştırma ile temel sanat eğitimi derslerinin öğrenciler tarafından öğrenilmedüzeyi, öğrencilerin bu derse karşı tutumları ve görüşleri ile temel sanat eğitimi dersiniveren öğretim elemanlarının görüşleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmanın amacı ile bağlantılı doğru tespitlerde bulunmak ve temel sanat eğitimi derslerinin öğrenci üzerinde bilgi kavrama düzeyini tespit etmek için ile 1. Alt amaca hizmet edecek bulgulara ulaşılmıştır. Hazırlanan erişi testi temel sanat eğitimi dersini alan birinci sınıf öğrencilerine ön test-son test olarak uygulanmıştır. 2. alt amaca ulaşmak için temel sanat eğitimi dersini alan öğrencilere hazırlanan tutum ölçeği uygulanmış ve yine tutumlarında bir değişiklik olup olmadığını tespit etmek için ön test ve son test olarak verilere ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda, temel sanat eğitimi ders konularının öğrenciler tarafından teorik olarak kavranamadığı, öğretim elemanlarının teorik bilgi aktarımı konusunda yetersiz kaldığı, öğrencilerin temel sanat eğitimi dersine ilişkin olumlu tutumlar geliştirmedikleri ve öğrencilerin öğretim elemanının kullandığı değerlendirme tekniğinin onların derslerde kazandığı uygulama becerilerini ölçme düzeyleri konusunda olumlu görüş belirtmedikleri saptanmıştır.

YERLİ M. (2007); “Resim-İş Öğretmenliği Programındaki Temel Tasarım Derslerinin, Grafik Tasarım Anasanat Atölye Derslerine Etkisine İlişkin Öğrenci Görüşleri” konulu çalışmada,Resim-İş Öğretmenliği programında yer alan Temel Tasarım derslerinin, üst sınıflardaki Grafik Tasarım Ana sanat ATL (atölye) derslerine etkilerini belirlemektir. Araştırmadan elde edilen sonuçlarla, Temel Tasarım derslerinde öğrencilerin çalışma ve performanslarının, Grafik Tasarım Ana sanat dalındaki eğitimlerine etkileri belirlenmiştir. Grafik Tasarım alanında öğrencilerin yetkinliklerini temelden kazanabilmeleri için; Temel Tasarım Eğitimine gereken önemin verilmesinin ve bu dersin programda daha iyi isleyebilmesinin gerekliliği ortaya konmuştur. Ayrıca, hem öğretim elemanları hem de öğrenciler açısından Temel Tasarım derslerinde teori ve pratikte birtakım güçlüklerin olduğu ve bunların asılmasında gereken çözümlerin geliştirilmesi gerektiği saptanmıştır.

ENHOŞ H. (2007);“Temel Tasarım I Ve II Derslerinin Öğretme-Öğrenme Süreçlerine İlişkin Öğrenci Görüşleri” konulu araştırma da amaç, Eğitim Fakülteleri Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim – İş Öğretmenliği programında öğrenim

(19)

görmekte olan öğrencilerin Temel Tasarım I ve II dersinin öğretme-öğrenme sürecine ilişkin görüşlerinin belirlenmesidir. Araştırma sonucunda, Temel Tasarım eğitimi içinde yer alan ilke ve öğelerin sanat eğitiminin temelini oluşturmakla beraber, sanatın her alanında kullanılan vazgeçilmez unsurlar olduğu anlaşılmıştır. Bu derse gereken önemin verilmesi gerektiği saptanmış, Temel Tasarım derslerinin öğretiminde kişisel birtakım çözümler uygulanması gereksinimi olduğu görülmüştür. Öğrencilerin cinsiyetlerinin, mezun oldukları liselerin, öğretme- öğrenme sürecine ilişkin hiçbir etkisi olmadığı belirlenmiş, Temel Tasarım derslerinin öğretme-öğrenme sürecinde ilke ve öğelerinin anlaşılır bir dil ve nitelikte anlatılmasının, gelecek nesillere sağlam temelleri olan bir sanat anlayışının aktarılması için gerekli olduğu saptanmıştır.

(20)

3. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 3.1. Eğitim

Günümüz dünyasındaki hızlı dönüşümlerle meydana gelen değişimler; insanlık tarihi kadar eski bir inceleme alanı olan eğitimin, birey ve toplum hayatındaki önemini giderek artırmaktadır. Bilim, sanat, kültür, teknoloji ve sağlık gibi pek çok alanda değişimin etkilerini yakından izleme ve çağı yakalama ihtiyacı; eğitsel beklenti ve hedeflerin başında gelmektedir.

Eğitim kavramı en genel anlamıyla, insanları belli amaçlara göre yetiştirme sürecidir. Bu süreçten geçen insanın kişiliği değişir. Bu değişiklik eğitim sürecinde kazanılan bilgi, beceri, tutum ve değerler yoluyla gerçekleşir. Eğitim, toplumdaki kültürleme sürecinin bir parçasıdır. Toplumda, bireylerin doğumundan ölümüne kadar kendi kültürünün istek ve beklentilerine uyacak biçimde etkilenmesi ve değiştirilmesine kültürleme denir. Kültürlemenin programlı olarak yapılan bölümü eğitimdir. Bu nedenle eğitime kasıtlı kültürleme süreci de denilmektedir. (Fidan ve Erden, 1998, s.13).

İnsana özgü bir toplumsal gelişme süreci olan eğitimin derinlemesine incelenmesi ve bilinmesi gerekmektedir. Rastlantılarla yapılan eğitimle ya da kurallı, amaçlı ve programlı olarak belli kurumlarda yapılan eğitimle; kişilere kazandırılmak istenen bilgiler ve beceriler bütününü elde etmede devamlılık isteyen bir süreç düşünülmelidir.

Eğitim “insana yapılan uzun vadeli bir yatırım” olarak değerlendirilebilir (Özsoy, 2003, s.25). Bu nedenle eğitimin doğru planlar üzerine gerçekleştirilmesi, bu süreçteki amaç ve hedeflerin çok iyi saptanması gerekmektedir. Neyin eğitimi verilmek isteniyorsa istensin, her şeyden önce eğitimde çağdaş atılımlarla gerçekleşecek yenileşme ve değişim çabalarının toplumun bütününe ulaştırılmasının hedeflenmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde; çağdaş eğitimin en büyük yatırımı olan çağdaş insanın, değişen yaşamın gereklerine beyni, yeteneği, yaratıcı gücü, bilim, sanat ve teknoloji alanlarındaki bilgi donanımı ile cevap verebilecek hale gelmesi sağlanabilecektir (Yerli, 2007 s.11).

(21)

3.2. Tasarım

Tasarım insanoğlunun ilk zamanlarından beri gündemdedir ve yaşamın bir parçası haline gelmiştir. İnsan ihtiyaç duyduğu her şeyi beyninde olgunlaştırarak tasarıma dönüştürüp hayat standardını yükseltmiştir. Tasarım çabasına girerken bunları kimi zaman duygularıyla kimi zamanda bilimsel çabalarıyla hayata geçirmiştir. Örneğin; Mısır uygarlığı tasarım çalışmalarında dünyanın ilk ve en büyük örneklerini ortaya çıkarmış, günümüz mimarisiyle boy ölçüşecek derecede biçimlere sahip anıtsal eserler meydana getirmişlerdir. Anadolu ve Mezopotamya kültürlerinde Asur ticaret kolonilerinin Anadolu’daki faaliyetlerini konu alan kilden yapılmış mektuplarda var olan sanatsal nitelikler o dönemdeki insanın tasarıma verdiği önemimi göstermektedir (Tepecik, 2002, s.27-28).

İngilizce ve Fransızcada “design” olarak yer alan tasarım sözcüğü; zihinde tutmak, niyet etmek, kastetmek, çizmek, plan yapmak, proje yapmak, tertip etmek, icat etmek, yaratmak gibi kelimelerle Türkçe ifadelerini bulur. Latince kökenli bir sözcük olan “design” dilimize dizayn telaffuzu ile yerleşmiştir. Dizayn özünde planlama ve düzenleme anlamlarını içermektedir (Yerli, 2007, s.20).

Tasarım kavramı pek çok kişi tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır. Güngör’e göre tasarım; bir şeyin şeklini zihinde canlandırmak, tasavvur etmektir (Güngör, 2005, s.5). Tepecik’e göre tasarım; hayalde canlandırılan bir olayın projesi, çizimi veya üç boyutlu görüntüsü olarak uygulanan ve ortaya konulan eserlerin tümüne verilen isimdir (Tepecik, 2002, s.27). Arıkan’a göre tasarım; tasarımcının zihninde oluşturduğu yaratıcılık özelliği olan düşüncenin ilk halidir (Arıkan, 2008, s.10). Becer’e göre tasarım, bir problemim çözümü olarak tanımlanmaktadır (Becer, 2002, s.34). Tasarım sanatsal araçlarla gerçeklikteki olayların ve nesnelerin dış görünüşünün yeniden üretimi olarak ele alınmaktadır (Eroğlu, 2003, s. 161). Sözen ve Tanyeli’ye göre tasarım, Bir tasarlama eyleminin sonucunda beliren ve asıl yapıtın gerçekleştirilmesi sırasında, yönlendirici olan projedir (Sözen ve Tanyeli, 1999, s.231).

Tasarım kavramı daha geniş olarak tasarı ve tasar kavramlarıyla da açıklanabilir. Tasarımın tam olarak gerçekleşebilmesi için zihinde tasarı halindeyken olgunlaşıp

(22)

serpilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda tasarı, zihinde çizilen ilk biçim olarak tanımlanabilir (Tepecik, 2002, s.27). tasar ise tasarımın tam olarak ve en son yetkin durumunun anlatımıdır. Bir çalışmanın tasar olabilmesi için; bir amaca hizmet etmesi, düşünce ürünü olması, yaratıcılık değeri bulunması gerekir (Yerli, 2007, s.21).

3.3. Tasarım Eğitimi

Temel Tasarım, kavram olarak, Bauhaus’ta öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerini belirli bir noktaya getirmeyi, öğrencilerin kişisel özelliklerini tanımalarına yardımcı olmayı, yargılarını denetlemeyi ve ön yargılarından kurtarmayı amaçlayan birdsiplin olarak doğmuştur (Seylan, 2005, s.15).

Temel Tasarım dersinin Bauhaus’daki orijinal adı Preliminary Course yani Baslangıç/Hazırlık Dersi ve Basic Course yani Temel dersdir. Türkiye’de de ilk olarak Temel Sanat Eğitimi adı altında verilen derstir. Günümüzde Temel Tasarım Eğitimi adı altında verilmektedir.

Doğru bir tanım yapılabilmesi için dersin adında yer alan ‘temel’ ve ‘tasarım’ kelimelerinin, kelime kökeni (etimoloji) ve bilgi kuramı (epistemoloji) açısından degerlendirilmesi yararlı olacaktır (Seylan, 2005, s.16). Temel kelimesi kökeni açısından mimari odaklıdır. Temel kelimesi “Yunanca Temelion kökünden gelir ve yapının toprak altında kalıp, dayanak oluşturan kısmına denir (Türk Dil Kurumu, 1988, s.331). Kelimenin anlam ve kullanım alanını genişleten epistemolojik açısından ise temel kelimesi sadece fiziksel yapıyı değil aynı zamanda düşünsel olarak da dayanak oluşturmayı ifade eder. Üzerine kurulacak olan fiziki ya da fikri yapıyı belirleyici bir nitelik taşır. Teymur’a göre (2000, s.1) temel kavramı bina örneği ile özdeşleştirilerek “… taşıdığı yapı yükseldikten sonra artık görünmeyen, hatta çoklukla binanın üst düzen ve görünümüyle birebir ilişkisi de olmayabilen, ancak, bina en sağlam bir zeminde bile kuruluyor olsa, olması gerekli bir öğe. Bu hem ‘olmazsa olmazlık’, hem de üst yapıyı doğrudan belirlemeyen özelliği, bu metaforun kritik önemini ve rastgele kullanılmaması gerektiğini gösterir …” yorumu ile, temelin önemine dikkat çekmekte ve anlaşılır kılmaktadır.

(23)

Temel tasarım eğitimi ilk olarak endüstriyel tasarımda olmak üzere çeşitli sanat ve tasarım dallarının eğitimine ortak bir başlangıç dersi fikri ilk olarak Batıda Bauhaus okulu ile ortaya çıkmıştır. Bauhaus’un kurulmasından (1919) çok önce düşünsel anlamda bu okulun temelleri 19. yüzyılın ortalarında İngiltere’de Artsand Crafts hareketiyle atılmıştır. Bu hareketin kurucuları; Henry Cole, William Morris ve John Ruskindir. Bu anlayışa göre sanat, tasarımsal bir etkinliktir. Bu görüş New Art, Art Nouveau ve Jugendstil üzerinde de etkili olmuştur. Tasarım/Sanat eğitiminde yeni bir anlayış olan ArtsandCrafts hareketi, yeni gereksinmeler için farklı bir sanat eğitimi önermekteydi.

1907’de Alman İş Derneği’nin kurulması ile endüstri ve sanat arasında uzlaşmacı bir tasarım okulu olan Bauhaus için uygun zemin hazırlanmıştı. Alman İş Derneği-Werkbund’un da kurucu üyelerinden olan Walter Gropius, daha önce Belçikalı sanatçı “Van de Velde’nin yönetimindeki (1906) Saksonya Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu ile Saksonya Güzel Sanatlar Yüksek Okulunu birleştirerek Bauhaus‘u kurmuştur. (1919) “Gropius, “tüm görsel sanatların en büyük amacı yapı bütünüdür” anlayışı ile Bauhausu tüm sanatları içine alan bir mimarlık okulu olarak tasarlamıştır (Seylan, 2005, s.12-13).

Eğitim alanındaki değişimlere de bağlı olarak makineleşme ile birlikte sanat eğitiminin fonksiyonu ve uygulamaları üzerinde yeniden durulmaya başlanmıştır. Ezberi bilgi yığınını yapısında barındıran bilgi okulu yerine, öğrenciye insan olarak bakan, onu geliştirmeyi amaçlayan iş ve yaşam okulunun önem kazanmaya başladığını görülmektedir. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde sanat eğitimi konusunda Pestalozzi, Fichte, Montesorri, Read gibi kuramcıların çalışmaları sanat eğitiminde önemli olmuştur. Pestalozzi’nin öğretisi ve eğitim programı, Bauhaus okulunun eğitim anlayışında etkisini göstermiştir (Aytekin, 2008, s.51).

Pestalozzi’nin öğretisi ve ilkeleri çerçevesinde öğretim programlarında yer alan temel çizim dersleri, belli aşamalar içinde öğrencinin etkin olmasını ve çocuktaki karanlık ve karmaşık görüntülerin açık, seçik, berrak kavramlara dönüşmesini sağlaması için konmuştu. Temel gereçler sayı, form ve dildir. İkinci sırada yer alan form, ölçülere dayanarak geliştirilir. Dörtgenlerin kullanımıyla ölçme kolaylaştırılır. Yatay ve dikey çizgiler, açılar ve eğriler arasındaki ilişkiler üzerinde durulur. Resim

(24)

derslerinin gözü ve eli eğittiğine inanılmaktadır. Dörtgenler yoluyla yapılan saptamalar, kurs ve derslerin ilerlemesi ile ortadan kalkar, artık göz ölçmeye alışmıştır, serbest çizimle yetkin bir doğrulukta çizimler yapabilmektedir. Sanatsallıktan arınmış, kavramsallaşan bu çizim yöntemi daha önceki anlamadan taklit yoluyla kopya resim yapma işlemine tam bir karşıtlık göstermektedir (Aytekin, 2008, s.51).

Pestalozzi’nin görüşleri ve eğitim programı Bauhaus okulunda yansımasını bulmuş ve Gropius eğitim anlayışını ve Temel Tasarım dersi içeriğini şöyle açıklamıştır; “Görme duyusu, form bilinci ve el becerisi geliştirilmeli, oyun biçiminde fark ettirmeden bilinçli işe yönelten bir tarz ile icat etme, deneyler yapma sağlanmalı, serbest biçimlendirme alışkanlığı kazandırılmalı, teknik bilgi verilmelidir” (Aytekin, 2008, s.51).

Bauhaus programı teorik eğitim ( Başlangıç Dersi ve Kompozisyon Teorisi) ile atölyelerdeki uygulama çalışmalarını birleştirmiştir. Bauhaus eğitimi konu edildiğinde akla ilk gelen ünü neredeyse Bauhaus’la özdeşleşen Temel Tasarım uygulamalarıdır. Başlangıç / Hazırlık Dersi-Temel Ders adlarıyla uygulanan Temel Tasarım Eğitimi, dersi veren eğitimcilerin sanat ve sanat eğitimi anlayışları ve uygulama modelleri, yaklaşımlarındaki özgünlük ve derse getirdikleri yenilikler ile anlamını bulmuştur ( Seylan, 2005, s.14).

Bauhaus okulunda ortak payda “temel dizayn” başka bir deyişle “dizaynlama” eylemidir. Bu eylemin özüne inilerek bütün eğilimlerin “temel” de birleştiği ispatlanmıştır. Bu bağlamda; Bauhaus Temel Eğitimi üç ana bölümden oluşmaktadır. Bunlar: Hazırlayıcı Öğretim, Teknik Öğretim, Strüktürel Öğretim’dir. Bauhaus’un dört yılı kapsayan Temel Tasarım Eğitimi, günümüzde eğitim kurumlarında, bu üç ana bölümde yer alan içeriğin sıkıştırılmış bir devamı niteliğinde görülmektedir. Bu eğitim aynı zamanda sürekli bir değişim içinde kendini yenilemektedir (Aytekin, 2008, s.53).

Bauhaus Nazi baskısı sonucu dağıldıktan sonra (1933) her biri farklı bir yerde faaliyet gösteren eğitimciler Bauhaus Eğitimini yaymaya devam ettiler. Özellikle 1945-1950’lerden sonra Bauhaus Temel Tasarım Eğitimi anlayışı yeni oluşumlarla

(25)

kendisini göstermiştir. Bu yeni oluşumlar şu şekilde sıralanabilir ( Seylan, 2005, s.35-37):

• Black MountainCollege; Albers’ın Başlangıç/Hazırlık dersini programa koyduğu, özellikle görsel algı çalışmalarının geliştirmeye çalıştığı okuldur. • Yeni Bauhaus (New Bauhaus)/ Chicago Okulu; Moholy Nagy’nin Başlangıç

Dersi’ndeki uygulamaların benzerlerini Kepes’le birlikte yürüttüğü ve kuramsal kaynak olarak Gestalt psikolojisini kullanan, Bauhaus programından farklı olarak “Art Engineering (Sanat Mühendisliği) kavramı, semiyotik, sibernetik ve matematik içeren, tasarımın tüm yönleri ile ilgili okuldur.

• Gestalt Okulu/Ulm Tasarım Enstitüsü; Bauhaus okulunun modern bir devamı niteliğinde bir okuldur. Ancak Temel Tasarım Eğitimi konusunda Bauhaus’dan farklı olarak sezgisel değil, analize dayalı, sosyal içerik ve kültürel değerlerin dikkate alındığı, teori ve pratiğin eşit ağırlıklı olduğu bir okuldur.

Türkiye’de ise Temel Tasarım Eğitiminin gelişimine bakıldığında, bu ders ilk olarak Bauhaus Tasarım Okulu’nun benzeri bir okul olan ve 1957’de kurulan İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda uygulanmıştır. Ancak dersin adı programda “Temel Sanat Eğitimi” olarak geçmektedir. 1968 yılında bilimsel özerkliğe kavuşan İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde bu ders 1969-70 öğretim yılında Yüksek Heykel Bölümünde sadece 12 öğrenciye, Temel Sanat Eğitimi Kürsüsü öğretim elemanlarınca uygulanmaya başlamıştır. “ Temel Sanat Eğitimi Kürsüsü, 1969’da Yüksek Heykel Bölümü Profesörler Kurulu’nun 10/69 sayılı, Temel Sanat Eğitimi Kürsüsünün bölümde kurulmasının oy birliği kararı ile kurulmuştur (Aytekin, 2008, s.55).

Temel Sanat Eğitimi 1970-71 yıllarında okulun tüm bölümlerinde ortak ders olarak haftada 12 saat okutulmaya başlanmıştır. Temel Sanat Eğitimi Kürsüsü, 1978 yılında “ bilime yakınlık duyulmaya başlanması, Akademide ilk defa sanatla beraber bilimsel alanda da öğretim yapacak bir bölüm olarak kurulan Temel Sanat ve Bilimler Bölümü’ne katılmıştır (Aytekin, 2008, s.55). “İDGSA Temel Sanat Eğitimi Kürsüsü 1977 yılında, Güzel Sanatlar Akademisinde 2000 Yılına Doğru Sanatlar

(26)

Sempozyum’unda verdiği bildiride Temel Sanat Eğitimi olarak uygulanan eğitimin uluslararası yaygın adının Basic Design olduğunu belirtmiştir” (Seylan, 2005, s.8).

1976-77 yıllarında Temel Tasarım Eğitimi disiplini, diğer bölümlerde verilen Desen derslerinin de bu programa katılması ile toplam on iki saat Temel Tasarım dersi ve altı saat Temel Çizim dersi olarak gelişerek devam etmiştir. “Temel Tasarım planlaması, elemanları birbirinden ayırarak incelemek yerine, yavaş yavaş, görsel araştırma yöntemlerine göre gruplanmış ayırım ve birleştirmelere yönelmiştir. Temel Çizim dersi ise, doğaya yönelik yorumlama olarak tanımlanmış ve Temel Tasarım derslerine yakın ve destekleyici türde oluşturulmak istenmiştir (Aytekin, 2008, s.58).

Temel Temel Tasarım dersi öğrencilere üst sınıflarda alacağı dersler ve yapacakları çalışmalar için bir hazırlık eğitimi niteliğindedir. Öğrencilerin, sanatın temel ilke ve elemanlarını öğrenerek, kendilerini ifade etmeleri, yaratıcılıklarını geliştirmeleri, teknolojik gelişmeleri de dikkate alarak yeni formlar oluşturmaları, disiplinler arası ilişkilendirmeler yapmaları, araştıran, sorgulayan, üreten bireyler olmaları amaçlanır. Bu doğrultuda ortaya koyduğu ürünlerde görsel tasarım ilkeleri ve elemanlarını kullanarak estetik ürün ortaya koymaları, görsel ifade gücünü geliştirmeleri amaçlanmaktadır. Öğrencilerin problemlere çok yönlü bakmaları, yeniliklere açık olmaları hedeflenir. Temel tasarım eğitimi bireyin görsel kişilik gelişimini sağlamakla beraber, plastik değerleri kavramasını, duyu algılarını geliştirmesini, tasarım ilkeleri doğrultusunda yeni formlar ortaya koymasını ve nesneler arasında bağlantılar kurmasını amaçlar. Bir başka ifadeyle temel sanat eğitiminin amaçları; Kişinin yaratıcılığını geliştirmek, düşüncelerine, imgelerine estetik değer kazandırmak, estetik duyarlılığı çalışmalarına yansıtmasını sağlamaktır (Yüksel, 1998, s.22).

Temel tasarım dersi, öğrencinin tüm uygulama ve teorik derslerle tanımlamalar yapma, malzemeleri kullanma, bir formal organizasyonu oluşturma, ifade ve iletişim sağlama sürecine girmesine yardımcı olurken, görsel ifade gücünü geliştirir. Öğrencinin görsel ifade gücünün artırılması için görsel dilin gelişmesi gerekir. Çünkü görsel dil ve ifade öğrenilmeden görsel düşünce gelişmez. Ayrıca görsel dil,

(27)

görsel düşüncenin yerleşmesi için olduğu kadar, görsel diyalogun kurulması için de gereklidir (Gürer, 1990, s.21).

Üniversitelerde verilen Temel Sanat Eğitimi/Temel Tasarım dersinde öğrenciye 2 ve 3 boyutlu çalışmalarla sanatın ilke ve elemanlarının kavratılması amaçlanır. Böylelikle öğrenciler nokta, çizgi, biçim (form), doku, renk, ton gibi unsurları öğrenerek farklı malzemeler kullanma ve yeni formlar oluşturma konusunda beceri sahibi olurlar. Ayrıca öğrenciler ileriki yıllarda görecekleri dersler için de alt yapı oluşturarak görsel ifade güçlerini geliştirirler. Temel sanat eğitim/temel tasarım dersinde öğrenciler tasarım elemanları; nokta, çizgi, doku, leke, form-biçim, renk, valör (değer) ile tasarım ilkeleri; ritm, denge, vurgu, kontrast (zıtlık), birlik ve çeşitliliği uygulamalar yaparak kavrarlar (S.Buyurgan ve U.Buyurgan, 2001, s.53).

Temel tasarım eğitimi ya da temel tasarım adı altında piyasada yer alan kitaplar ve mevcut literatür incelendiğinde tasarım elemanları ve ilkeleri konusunda birtakım karışıklıkların olduğu belirlenmiş, bazı kaynaklarda tasarım elemanları ile ilkelerinin iç içe geçmiş olduğu görülmüştür. Örneğin boşluk-doluluk konusu kimi kaynaklarda tasarım elemanları içerisinde yer alırken, kimi kaynaklarda ise sanatın ilkeleri içerisinde yer almaktadır. Bu durumda mevcut kaynaklarda bir kavram karmaşasının olduğunu söylemek mümkündür. Bu konu mevcut literatürün haricinde bu dersi yürüten öğretim elemanlarıyla yapılan bire bir görüşmelerde de irdelenmiş, kaynakların birbiriyle örtüĢmediği öğretim elemanları tarafından da dile getirilmiştir (Toktaş, 2009, s.25).

3.4. Temel Tasarım Öğeleri 3.4.1. Nokta

Gözün algılayabileceği en küçük öğedir. Hiçbir yön belirtmeyen, boyutları olmayan, tek başına görsel bir değer taşımayan bir özelliktedir. Ancak serbest uygulanmış noktalar bir grup veya bir yayılma içerisinde bulunduğunda yüzey üzerinde bir gerilim ve görsel enerji değişikliği yaratır (Gürer, 1990, s.24).

Aynı zamanda matematik orjinli bir kavram olan nokta varsayımsaldır, uzayda bir konum bildirir ve iki doğrunun kesiştiği yeri ifade eder (Seylan, 2005, s.105). Bu

(28)

tanımıyla nokta boyutsuz elemandır, büyüklüğü, küçüklüğü ve rengi yoktur. Say ve Balcıya göre nokta; yer belirleyen bir işarettir; hiçbir yöne sapma göstermez (Say ve Balcı 2003:9). Bu anlamıyla nokta fizik, kimya, matematik gibi birçok bilim dalında kullanılır. Bu yapılan tanımların görsel sanatlar açısından bir anlamı yoktur.

Tasarım elemanı olarak nokta bir görsel anlatım öğesidir. Bulunduğu yere göre küçük ve merkezi nitelik gösteren dairesel benek ya da lekelerdir. Nokta tek başına hareket göstermeyen her yöne ve aynı güçte harekete hazır, durgun ve hareketsiz bir elemandır. Noktanın iki boyutlu (dairesel) ve üç boyutlu (küresel) yapısı bulunmaktadır. Noktanın konumuna göre nitelikleri ve etkileri farklılaşır. Örneğin; yıldızlar bize göre birer noktadır. Güneşte bir noktadır. Fakat dünya güneşten küçük olmasına rağmen bir nokta değildir (Say ve Balcı 2003, s.10).

Nokta, tasarımın en temel öğesi olmasına karşın tasarımdaki yerini ve etkililiğini tasarımda kullanılış biçimi belirler. Noktalar, yan yana geliş biçimlerine göre farklı durumlar alırlar. Yan yana getiriliş biçimlerine göre; çizgiler, yüzeyler, lekeler, somut veya soyut ifadeler, açık-koyu değerler ve ışık-gölge oluşturulabilir. “Nokta; büyüyen, küçülen, çeşitlenebilen, dinamizmi olan ve düzen içerisinde sözü bulunan bir elemandır. Tek başınayken durgunluk etkisi yaratmasına karşın çoğaldıkça yüzey üzerindeki etkisi dinamikleşir” Tek başınayken durağan bir etki yaratmasına karşın geometrik bir biçim olarak ele alındığında çevresindeki görsellerin yanına yerleştirilişine göre aldığı büyüklük ve renkle son derece etkili bir tasarım elemanı olabilir (Yılmaz, 2008, s.91).

Resimsel anlatımda nokta; denge, hareketi durdurma, gözü belli odaklara çekme, plan etkisi yaratma, renk yüzeylerini benekler halinde zenginleştirme unsuru olarak kullanılabilir. Belli büyüklük ve küçüklükte noktalar, renk unsuru ile birlikte matematiksel sistemlerle düzenlenerek kullanıldığında optik bir takım anlatımlara olanak sağlar. Noktasal elemanlar, dekoratif anlatımlarda sınırsız olanaklara varır. Tasarımcının hayal gücü ve yaratıcılığına bağlı olarak; noktanın sahip olduğu farklı karakteristik özellikler ve tasarım ilkelerinin kullanımı ile sınırsız sayıda dekoratif anlatıma sahip yüzeyler oluşturulabilir. Nokta diğer görsel anlatım öğeleriyle ilişkili olarak yeni ifade olanakları verebilir. Tasarımcının isteğine bağlı olarak kullanılan farklı temel tasarım öğeleriyle yani çizgi, doku, renk, valör ve biçim ile

(29)

kullanılannokta, yeni ifade biçimleri oluşturur. Nokta da diğer tasarım elemanları gibi psikolojik anlamlar taşır. Kalın-iri ve sık noktalar ağırlığı, dinginliliği, doluluğu, zemin-yer ifadesini verir. ince ve naif noktalar; temizlik, titizlik, hareket, dinamizm, uçmak, açıklık ile ifadelendirir. Noktanın şekil büyüklüğü ise izleyicinin alana uzaklığı ile noktanın ifadelendirdiği yüzeylerin ölçülerini etkiler (Özkan, 2008, s.24).

Sanat Tarihinde Noktacılık (Pointilism) olarak bilinen sanat akımı, fırçanın ucu ile tuval üzerine bırakılan izlerin uzaktan algı sınırları ile tek tek algılanmaksızın bir yüzey etkisi sağlaması prensibini kullanmıştır. Bu akımın öncüsü ve en iyi kullanıcısı George Seurat’tır (Odabaşı, 2006, s.23). Seurat’nın saf renkler karıştırılmadan yan yana noktacıklar biçiminde ilişkilendirerek yaptığı resimleri rengin boyutlarının algılama mekanizmaları tarafından nasıl sentezlenerek izleyici tarafından bir renk niteliği olarak algılanmasına iyi örnekler oluşturmaktadır (Seylan, 2005, s.107).

3.4.2. Çizgi

Atalayer’e göre çizgi, “noktaların bir veya değişik yönlerde sınırlı ya da sınırsız olarak ard arda dizilmesinde elde edilen şekildir” (Atalayer, 1994, s.147). Akçadoğan’a göre çizgi, “noktaların belli bir yön üzerinde hızla hareketinden, ya da sıklaşarak yan yana dizilmelerinden oluşur” şeklinde tanımlanır. Belli bir düzeni

(30)

izleyen noktalar arasındaki iletişim, noktaların çizgi olarak okunmalarını sağlar. (Akçadoğan, 2006, s.63).

Çizgi algısal bir kavramdır. İnsan beyninin ürettiği, gerçekte var olmayan ince uzun görünüm değerinin nesnelleşmiş bir sembolüdür. “Çizgi, en-boy zıtlığı çok fazla olan yüzeysel yapıların simgesel seklidir. Çizgi, bir elemanın konturları, bir sadeleştirme olayı, resim realitesidir. Çizgiye bir kuvvet kaydı olarak bakılabilir. Çünkü hareketi, yönü, gücü vardır” (Gökaydın, 1990, s.25).

Tasarım süreci içerisinde çizgi önemli bir rol oynamaktadır. Çünkü temel tasarım elemanlarının temeli çizgiyle sağlanmaktadır. Çizginin sahip olduğu kalın, ince, düz, kırık, uzun, kısa gibi karakteristik özellikler diğer tasarım elemanları ile etkileşime girer ve insan gözü üzerinde bıraktığı etki ile tarsım meydana gelir. Çizgi ile düzenleme içerisinde birlik ve denge sağlamak mümkündür. Çizgi insan kişiliği ile bağlantılı bir elemandır. Tasarımcının içinde olduğu neşe, hüzün, acı, kararsızlık ve buna benzer duygular çizgiyle aktarılabilir. “Çizgiye hakim olan ve çizgiyle iletişim kurabilen sanatçı, bu soyut dili çözebiliyor demektir” (Tepecik, 2002, s.33).

Çizginin varlığı herhangi bir kalem, boya ya da çizici başka bir unsura bağlı değildir. “Eşyayı tanıtan, sınır gösteren; fakat doğada yalnız başına görülmeyen geometrik bir unsurdur. Nesnel olarak da pek çok heyecana neden olan tepkileri ve durumları belirtmekte kullanılır” (Artut, 2001, s.149). Çizgi birçok alanda sembolleştirme yaparken oldukça önemli bir yere sahip olduğu gibi tasarımın da temelini oluşturan unsurlardan biridir. “Tasarımın dengesini düzenlemeye veya var olan dengeyi anlamlı olarak bozmaya yarar. Doğada bulunan her varlık, tasarım açısından bir çizgi olarak ele alınırsa nesnenin ayıklama, sadeleştirme ve stilizasyon gibi tasarım elemanlarını üstlenmek çizginin görevleri arasındadır” (Tepecik, 2002, s.32).

Çizgiden farklı farklı şekillerde yararlanılabilir. Çizgi ile renk alanları sınırlanır. Bir kompozisyonda aynı kalınlıkta ve eşit aralıklarda yan yana gelen çizgilerle yüzey etkisi oluşturulabilir. Çizgilerin nesnelerin biçimini belirtecek şekilde sıklaşıp seyrekleşmesi ya da kıvrımlanması ile biçimlere hacim kazandırılır. Çizgilerle doku etkisi yaratılır.Aynı türden çizgilerin bir arada kullanılması ile çizgi doku

(31)

oluşturulur. Aynı tür kalın çizgiler topluluğu koyu ve sert doku etkisi oluştururken ince ve seyrek çizgiler daha açık etkili doku yüzeyler oluşturur. Çizgilerle tonlama yapılır. Kısa kesik çizgilerin üst üste kullanılmasıyla koyuluklar elde edilir. Açıktan en koyuya kadar her ton bu yöntemle kolaylıkla elde edilebilir (Abacı 2007, s.19). Çizgilerle perspektif etkisi yaratılır. Perspektif iki boyutlu yüzeyde oluşturulan derinlik algısıdır. İki dik çizginin yukarı doğru birbirine yaklaşması ya da yatay birbirine paralel çizgilerin gittikçe daralması izleyende perspektif etkisi yaratır (Abacı, 2007, s.20).

3.4.2.1. Çizgi Çeşitleri

Dikey, yatay, diyagonal ve eğri olmak üzere dört çeşit çizgi vardır. Dikey çizgiler, aşağı ve yukarıya doğru hareket ederken yatay eksene dik olan çizgilerdir. Örneğin; bir insan düz olarak ayakta durduğunda vücudunun duruş pozisyonu dikey çizgiyi oluşturur. Dikey çizgiler genellikle dini duygularla ilişkilendirilir. Çünkü dikey objeler zeminden göğe doğru izleyicinin gözlerini yukarı doğru çekerler. Ortaçağ mimarları yapılarında dikey çizgilerin yukarı kaldırma eğilimlerinden dolayı bu çizgi çeşidini kullanmışlardır. Dikey çizgiler, istikrarı ifade ederler ve ciddiyet, özgüven, güçlülük izlenimi yaratırlar. Ayrıca objeleri olduğundan daha uzun gösterebilme özelliğine sahip olan bu çizgi çeşidi, düşük tavanlı odaları daha yüksek göstermesi nedeniyle evlerin duvarlarını süsleyen duvar kağıtlarında kullanılmaktadır. Moda tasarımcıları, çalışmalarında kısa insanları daha uzun ve şişman insanları da daha zayıf göstermek amacıyla dikey çizgilerden yararlanmaktadırlar (Öztuna, 2007, s.66).

Yatay çizgiler, ufuk çizgisine paralel olan çizgilerdir. Yatay çizgiler dikey çizgilerin aksine statiktir. Yatay çizgiler insanda dinlenme, sakinlik huzur etkisi yaratırlar (Abacı, 2007, s.22). Örneğin; zemine düz bir şekilde uzanan insan vücudu yatay bir çizgiyi oluşturur. Bu konum, yatay beden durumunda dinlenme ve uyku haliyle çağrışım yapar. Günlük yaşamda kullanılan modern mobilyalar konforlu ve rahat bir ortamı sağlamak amacıyla yatay çizgiler kullanılır (Öztuna, 2007, s.66). Bu çerçevede, hem doğada, hem sanatta hem de tasarımda yatay çizgilerin dinlendirici ve hareketsiz izlenimi yaptığı söylenebilir

(32)

Diyagonal çizgiler, meyilli (eğik) olup yükseliyor ya da düşüyormuş izlenimi yaratan çizgilerdir. Dikey ve yatay çizgilerin aksine bu çizgi türü, aktif bir eylemi ortaya çıkarır. Eylem ve hareket duygusu yaratarak; dinlencede olma eğilimi göstermezler. Örneğin; aktif yaşantıda yapılan koşma, patenle kayma, sallanma gibi hareketlerin çoğunda insan bedeni eğilmektedir. Sanatçılar ve tasarımcılar çalışmalarında heyecan duygusu yaratmak amacıyla bu çizgi çeşidinden yararlanırlar (Öztuna, 2007, s.67).

Eğri çizgiler, kademe kademe yön değiştiren ve dalgalardan, spirallerden ve dairelerden oluşan çizgilerdir. Eğri çizgiler hareketli oldukları için tasarımda çekici etkiler yaratabilirler. Düz çizgilere nazaran yumuşak etkiler yaratmalarından dolayı kadınımsı olarak algılanırlar. Düz çizgiler ise daha erkeksi bir etki sunarlar. Eğri çizgiler genellikle karmaşık ve çalkantılı duyguları ifade ederler (Öztuna, 2007, s.67).

3.4.3. Yön

Yön, insanın kendi varlığına (ölçüsüne, gözün baştaki konumuna ve yerçekiminin etkisine) göre uzaysal ve mekânsal yerini belirleyen, hem kavramsal hem de somut (uygulama gerekliliği olan) bir öğedir. Tasarımın da bir yönü vardır. “Bir tasarım üzerindeki çizgiler ve noktalar değişik noktalara yönelerek bir hareket oluştururlar. Tasarımcı, vereceği ileti doğrultusunda bu hareketi yönlendirmekle

(33)

yükümlüdür. Tasarımda nasıl bir etki isteniyorsa o doğrultuda bir yön kullanılır (Yılmaz, 2008, s.108).

Yeryüzüne gelen insan yürümeye başladıktan sonra, yön duygusu kazanır ve geliştirir (Atalayer, 1994, s.200). Gerek çizgiler, gerekse iki yada üç boyutlu cisimler konumları ile bir takım yönler gösterir. İki boyutlu ve üç boyutlu düzenlemelerde yönler büyük önem taşır. Yatay yönler edilgen (pasif), düşey yönler etken (aktif) ve eğik yönler hareketli, canlı, dinamik olarak etki yaparlar. Aynı yöndeki konumlar tek düzelik ve sıkıcılığa neden olur. Tasarın gerçekleştirilmesinde mümkün olduğunca farklı yönler kullanmak hareket, canlılık ve ilgi çekicilik kazandırır (Güngör, 1972, s.10). Yön daima kendi zıttı ile vardır. Arka - önün, sağ - solun, yatay - dikeyin zıttıdır. Bir yüzeyde, mekânda, tek bir öğe bile, yön işaretler. Estetik nesnenin, içsel gerilimlerine göre yönelişler, daima dengeye ulaşmak isterler. Tasarımda yön kuvvetlerin içsel gerilimlerin dengesini sağlayan öğedir (Atalayer, 1994, s.201).

3.4.4. Ölçü

Ölçü, genel olarak varolanın insan tarafından birimlendirilmesidir. Bir tasarım ürünü, daima değişik ve belirli ölçülere sahip görsel unsurların bir araya gelmesiyle oluşur. Ölçüler büyüdükçe, etkileyicilik ve algılanırlık da artar (Becer 2002, s.62).

(34)

İstenildiği kadar farklı biçimler kullanılsın, bunların her biri gerekli büyüklükte olarak düzenlemelere girerler. Biçimler farklı büyüklükte kullanıldığında farklı etkiler elde edilmektedir. Bu nedenle ölçü tasar unsuru olarak daima önemli rol oynar. Uzun-kısa, büyük-küçük, bir yapı grubu birbirleri ile direk ya da dolaylı olarak ilintili bir mekân ve kitle düzenlemesi olduğu kadar, aynı zamanda bir ölçü düzenlemesidir. Tasar, estetik bakımından ölçülü ile başarılı olacaktır.

Tasarımda biçimlerin aynı ölçülerde yer alması tasarımı tekdüzeleştirir. İlgiyi ve etkililiği azaltır. Biçimler, farklı boyutlarda kullanıldığında farklı etkiler elde edildiğinden ölçü, bir tasarım aracı olarak daima önemli bir rol oynamaktadır. Ölçü bakımından, birbirine yakın boyutlardaki biçimler uygun, çok farklı boyutlardaki biçimler ise birbirine zıttırlar(Yılmaz, 2008, s.106). Bu nedenle;tasarımcı tasarımında kullandığı görselleri tasarımın gereğine göre ölçülendirmelidir.

Göz, objelere olan uzaklıkları, derinlik olarak “ters orantılı” algılar. Uzaklık arttıkça, derinlik algısı azalır. Uzaklığı netçe algılama, derinlik ve keskinliği, ölçüsel bir değer olarak algılamadır. Gözü uyaran, en küçük iki uzaklık, görme alanındaki minör aralıktır. Görme alanında, kopukluk yaratmadan algılanabilen, en büyük uzaklık majör aralıktır. Aralık, yüzeyler, cisimler arasındaki uzaklıktır. Algılanan cismin göz seviyesinden yukarda kalan ölçüsünün iki katı bir uzaklıktan bakışı gerektirir. Gözün yer düzlemine paralel görüş açısı 54 derecedir, dik açısı ise (21° + 10°) yani 37 derecedir. İnsan bu açıların oluşturduğu koni içinde cisimleri net ve belli bir perspektif yapı ile algılar. O halde, algıda cisimler arasındaki mesafe; algı alanının büyüklüğü ile cisme olan uzaklıkla orantılıdır. Yani algı alanının ölçüsü, şeyler arasındaki mesafelerin tespitinde birinci dereceden rol oynar. Başka bir deyişle, her alan, kendi boyutları ile orantılı bir aralık derecelenmesine sahiptir. Herhangi bir görüş alanındaki aralık, çok büyük veya çok küçük başka bir alanda, “uyumsuz, dengesiz, belirsiz” olur. Dolayısı ile cisimlerin görsel etkilerinin net, berrak, kuvvetli, anlamlı ve anlaşılır olmasında, aralık belirleyici bir faktördür. Görüş uzaklığına ve görüş alanının büyüklüğüne bağlı olarak, her organizasyonun en büyük ve en küçük bir aralığı bulunur (Atalayer, 1994, s.206).

(35)

3.4.5. Aralık

Tasarımı oluşturan elemanların etkililiği tasarımdaki yerleştirilişlerine bağlıdır. Bir tasarımı meydana getiren elemanların birbirlerine olan uzaklığına aralık denilmektedir.

Göz, objelere olan uzaklıkları, derinlik olarak “ters orantılı” algılar. Uzaklık arttıkça, -derinlik algısı azalır. Uzaklığı netçe algılama, derinlik ve keskinliği, ölçüsel bir değer olarak algılamadır. Gözü uyaran, en küçük iki uzaklık, görme alanındaki minör aralıktır. Görme alanında, kopukluk yaratmadan algılanabilen, en büyük uzaklık majör aralıktır. Aralık, yüzeyler, cisimler arasındaki uzaklıktır. Algılanan cismin göz seviyesinden yukarda kalan ölçüsünün iki katı bir uzaklıktan bakışı gerektirir. Gözün yer düzlemine paralel(enlemesine) görüş açısı 54 derecedir, dik açısı ise(21°+10°) yani 37 derecedir. İnsan bu açıların oluşturduğu koni içinde cisimlerin et ve belli bir perspektif yapı ile algılar. O halde, algıda cisimler arasındaki mesafe; a1gı alanının

(36)

büyüklüğü ile, cisme olan uzaklıkla orantılıdır. Yani algı alanının ölçüsü, şeyler arasındaki mesafelerin tespitinde birinci dereceden rol oynar. Başka bir deyişle, her alan, kendi boyutları ile orantılı bir aralık derecelenmesine sahiptir. Herhangi bir görüş alanındaki aralık, çok büyük veya çok küçük başka bir alanda, “uyumsuz, dengesiz, belirsiz” olur. Dolayısı ile, cisimlerin görsel etkilerinin net, berrak, kuvvetli, anlamlı ve anlaşılır olmasında, aralık belirleyici bir faktördür. Görüş uzaklığına ve görüş alanının büyüklüğüne bağlı olarak, her organizasyonun en büyük ve en küçük bir aralığı bulunur (Atalayer,1994, s.206).

Aralık, aynı aralık, farklı aralık, uygun aralık ve aralıksız aralık olmak üzere dörde ayrılır. Bu bağlamda aralık; biçimlerin fonksiyonunu, ölçülerini, yönlerini, etkilerini belirleyen, etkileyen ve güdümleyen bir öğedir (Atalayer, 1994, s.208). Bir tasarımda kullanılan görsel öğeler zor algılanıyorsa ulaşılmak istenen amaç gerçekleşmeyebilir. Kullanılan elemanların algılanabilirliğini artırmanın yollarından biri öğeler arasında doğru aralıklar oluşturmaktır.

3.4.6. Biçim

Sözlük anlamı ile form, görüntü, temsil (suret), figür, metot ya da stil, kalite derecesi – mükemmellik var olanlardan farklı moda olanı, biçimlendirme, düzenleme kelimeleriyle tanımlanmaktadır. Tasarım anlamında, bir nesnenin görme ya da dokunma organlarıyla algılanabilmesini sağlayan kendine özgü gerçekliği olarak tanımlanabilir. Sözlük anlamı ile şekil, biçim, benzer, taslak, çehre, tür-çeşit

(37)

kelimeleriyle tanımlanmaktadır (Seylan, 2005, s.123-124). Tasarım anlamında şekil, her bir nesnenin, figürlerin çevre çizgilerinin içinde kalan alan şekil olarak tanımlanmaktadır (Abacı, 2007, s.40).

Bir tasarda rol oynayan en önemli öğelerden biri biçimdir. Tasarımlar tasarı haline geçerken yani maddeleşirken çevre çizgileri belirlenir ve kabuğu oluşturulur. İki ve üç boyutlu çalışmalarda durum aynıdır. Ancak biçimler arasında büyük farklılıklar vardır. Bir kısmı geometrik bir düzen içinde oldukları halde diğer pek çokları serbest görünüştedirler (Güngör,1972, s.12).

Değişik tanımlara sahip olan biçimler görsel sanatlarda düz ya da iki boyutludur. Üç boyutlu sanat alanlarında (heykel, mimarlık, endüstriyel tasarım gibi) ise, biçimler daha çok kütlesel ve üç boyutlu olarak tanımlanabilir (Öztuna, 2007, s.76). Biçimler arasında büyük farklar vardır. Bir kısmı geometrik bir düzen içinde oldukları halde diğer birçokları tamamen serbest görünüştedirler. Bu bakımdan, biçimlerin birbiriyle bağıntısını kurabilmek güç ise de, yine de onları bir dönüşüm çemberi etrafında toplamak ve birbirleriyle kıyaslamak mümkündür. Geniş açılı bir üçgen ile bir daire ele alınırsa biri sivri köşeleri, farklı uzunlukta kenarları ile ne derece ele batıcı ise diğeri pürüzsüz ve yuvarlak çevresi ile o kadar ele yatkın gelir. Aynı his üç boyutlu olarak küre ve üçgen piramit için de geçerlidir. O halde bu biçimler birbirinin zıttı olarak kabul edilirse, bunlar arasında geçiş sağlayacak diğer biçim kademeleri meydana getirmek zor değildir (Güngör, 2005, s.53).

Hayal ürünü olmasına ya da gözlemlenebilir olaylardan ortaya çıkmasına bağlı olarak biçim kategorileri ve gruplarının farklı isimleri bulunmaktadır. Doğal biçimler, doğal dünyadaki şeyleri taklit eden biçimlerdir. Art Nouveau sanatında çoğunlukla kullanılan doğal biçimlere yapraklar, asma filizleri, çiçekler, böcekler, kuşlar örnek olarak verilebilir (Sembach, 2007, s.12). Serbest biçimler, düzensiz ve değişken biçimlerden meydana gelmektedirler. Dış açıları eğri, açılı ya da her ikisinin bileşimi olabilir. Bu türdeki biçimlere hayvan, insan ya da ağaçlar gibi yaşayan şeylerin silueti örnek olarak verilebilir. Organik ve geometrik biçimler arasında kesin bir ayrım yoktur. Doğada var olan en yaygın biçimler, yumuşak, esnek, kavisli ve düzensiz olan organik biçimlerdir. Bu biçimlerin dışında geometrik olarak adlandırılan doğrusal biçimlerde bulunmaktadır. Kare, üçgen ve daireden

(38)

oluşan üç temel biçim geometride kullanılan standartlar üzerine temellendirilir. Bu biçimler kararlılığı ve düzeni önerirler. Diğer geometrik biçimler ise, bu temel biçimlerin varyasyonları ya da kombinasyonlarıdır. Örneğin; kareden dikdörtgen, üçgenden beşgen daireden oval oluşturulabilir. Geometrik biçimler, binalarda, köprülerde, mobilya ve bütün makine çeşitlerinde görünmektedirler. Ayrıca, yazınsal ve görsel iletişimde kullanılan harflerin yapısı, kare, üçgen, daire, elips, dikdörtgen ve yamuk gibi geometrik biçimlerden yararlanılarak tasarlanmıştır (Öztuna, 2007, s.76-78).

3.4.7. Değer

Değer, açık ve koyu tonlar arasındaki ilişki olarak tanımlanabilir. Aynı zamanda ton derecelerini ifade etmek için de kullanılır. Değer, tasarımda üçüncü boyut, yani derinlik etkisi elde etmek için kullanılan elemandır. Değeri meydana getiren ışıktır. Yani bir nesnenin ışığı yansıtma derecesi değeri belirler.

Renklerin farklılığının yanı sıra her bir rengin değişik tonlarda kullanılması da tasarda önemli rol oynar. Renkler arasında kullanılan ton farklılıkları etkiyi güçlendirir. Bu nedenle ton değerleri bir tasar öğesi olarak önemli bir görev yapar (Güngör,1972,s.37). Ton değeri ,koşullu refleks olarak bireye öğretilir. Görsel algıda

Şekil

Tablo 4.  N  Ortalama  Std.sapma  F  p  1.sınıf  44  3,67  0,49  0,526  0,665  2.sınıf  38  3,56  0,60  3.sınıf  34  3,66  0,50  4.sınıf  50  3,72  0,67
Tablo  6’ya  göre  öğrencilerin  verdikleri  cevaplar  doğrultusunda  temel  tasarım  eğitimi derslerinde bu konuyla ilgili gereken teorik bilginin verildiği görülmektedir
Tablo  12’ye  göre  öğrencilerin  verdikleri  cevaplar  doğrultusunda  temel  tasarım  eğitimi dersi öğrencilerinin internetten yeterince kaynağa ulaşabildikleri görülmektedir
Tablo  17’ye  göre  öğrencilerin  verdikleri  cevaplar  doğrultusunda  temel  tasarım  eğitimi dersine giren öğretim elemanının teknolojiyi derste aktif bir şekilde kullandığı  görülmektedir
+2

Referanslar

Benzer Belgeler

Tek –nadiren iki- başakçıklı olması ve sıkı kavuz yapısı ile hastalık ve zararlılara dayanıklı (Vallega, 1979), kurak şartlarda ve fakir topraklarda rekabet gücü

Kinetic energy (0.5 mV2), momentum (mV), kinetic energy per unit of drop impact-area (0.5 mV2 / A) and momentum per unit drop impact-area (mV / A) were investigated as

1877 tarihinde İstanbul’a dö­ nen Şemseddin Sâmi o sırada İs­ tanbul'da Mihran Efendi’nin çıkar­ makta olduğu Tercüman-ı Şark ga­ zetesinin

11 variation of the achieved test peak strength values N test and the above explained yield capacity values Q y is presented for the range of weld lengths studied both for

1453 ilkbahan ba~lannda ba~layan ku~atmaya padi~ahm davetiyle Ak~emseddin ve do- nemin bi.iytik mutasavviflanndan Akbiyik Sultan da katilmi~t1 5 Sultan Mehmed boylece

Yeterli düzeyde uyumsal davranıĢ ve sosyal becerileri olan bireyin, akranları tarafından kabulünün yüksek olacağı ifade edilmekte, sosyal becerilerin, uyumsal

Öğrencileri çalmaya alıĢtırmak ve onlara erken müzik eğitiminin biliĢsel avantajlarını kazandırmak için Preschool Prodigies en yeni ve en faydalı

değerleri için, PWM kare dalga inverter dalga şekline dönüşür. Bu nedenle, harmonik frekansları nedeniyle yükte oluşan güç kaybı üst modülasyon bölgesinde,