• Sonuç bulunamadı

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi"

Copied!
133
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANA BĠLĠM DALI

ÖZEL HUKUK BĠLĠM DALI

TEREKENĠN ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE

TASFĠYESĠ

ġehnaz KÖSEOĞLU

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Dr. Öğr. Üyesi NurĢen AYAN

(2)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı ġehnaz KÖSEOĞLU

Numarası 094233001004

Ana Bilim / Bilim

Dalı Özel Hukuk / Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tezin Adı Terekenin Ġflas Hükümlerine Göre Tasfiyesi

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU

Öğre

n

cin

in Adı Soyadı ġehnaz KÖSEOĞLU

Numarası 094233001004

Ana Bilim / Bilim

Dalı Özel Hukuk / Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tezin Adı Terekenin Ġflas Hükümlerine Göre Tasfiyesi

ġehnaz KÖSEOĞLU tarafından hazırlanan “Terekenin Ġflas Hükümlerine Göre Tasfiyesi” baĢlıklı bu çalıĢma 01/10/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile baĢarılı bulunarak, jürimiz tarafından Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Ünvanı, Adı Soyadı Dr. Öğr. Üyesi NurĢen AYAN

BaĢkan Ġmza

Ünvanı, Adı Soyadı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet KODAKOĞLU

Üye Ġmza

Ünvanı, Adı Soyadı Dr. Öğr. Üyesi Süheyla ZORLU

(4)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı ġehnaz KÖSEOĞLU

Numarası 094233001004

Ana Bilim / Bilim

Dalı Özel Hukuk / Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez DanıĢmanı Dr. Öğr. Üyesi NurĢen AYAN

Tezin Adı Terekenin Ġflas Hükümlerine Göre Tasfiyesi

ÖZET

Türk Medeni Kanunu’nda; terekenin en yakın mirasçılar tarafından reddedilmesi, hükmen reddi yahut olağan tasfiyede mevcudun borçlara yetmemesi hallerinde sulh hukuk mahkemesince Ġcra ve Ġflas Kanunu hükümleri çerçevesinde tasfiyesinin gerçekleĢtirileceği esası yer almaktadır. Ġcra ve Ġflas Kanunu’nda terekenin tasfiyesine iliĢkin ayrı bir düzenleme bulunmadığından iflasa tabi Ģahıslar için mevcut olan hükümler tereke için de geçerli kabul edilmektedir. ÇalıĢmamızın konusunu terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesini gerektiren sebepler ile ilgili Kanun hükümleri ıĢığında tasfiye edilme usulü oluĢturmaktadır.

Birinci bölümünde terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde yer alan kavramlar hakkında bilgi verilerek resmi tasfiye yöntemleri ele alınmıĢtır. Ġkinci bölümde iflas hükümlerine göre tasfiye sebepleri ayrıntılı biçimde incelenmiĢtir. Üçüncü bölümde terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi usulü irdelenmiĢ, Yargıtay kararları ve doktrindeki tartıĢmalara yer verilerek Ġcra ve Ġflas Kanunu hükümleri çerçevesinde yapılacak tasfiye iĢlemi değerlendirilmiĢtir.

(5)

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı ġehnaz KÖSEOĞLU

Numarası 094233001004

Ana Bilim / Bilim

Dalı Özel Hukuk / Medeni Usul ve Ġcra-Ġflas Hukuku

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez DanıĢmanı Dr. Öğr. Üyesi NurĢen AYAN

Tezin Ġngilizce Adı The Liquidation of the Estate according to the Provisions of the Bankruptcy Legislation

ABSTRACT

Turkish Civil Code legislates that the liquidation of an estate is effectuated by the Civil Court of Peace according to the Enforcement and Bankruptcy Law if the estate of the deceased is disclaimed by the closest inheritors, if the estate is disclaimed by default or if the regular liquidation of the estate is not sufficient to cover the debts. Since there is no seperate regulation in the Enforcement and Bankruptcy Law regarding the liquidation of the estate, it is accepted that the provisions of the law for the bankrupt individuals are also valid for the estate. Within this context, this dissertation focuses on two questions; under which conditions the estate is liquidated according to the provisions of the bankruptcy law and how the liquidation process is effectuated according to the relevant legislation.

The first chapter of the dissertation gives information on the concepts related to the liquidation of the estate according to the provisions of the bankruptcy legislation and explains the official liquidation methods. The second chapter analyzes in depth the conditions under which the estate can be liquidated according to the provisions of the bankruptcy legislation. The third and the last chapter explicates the procedure of the liquidation of the estate according to the provisions of the bankruptcy legislation and by featuring the decisons of the Court of Cassation and the doctrinal discussions, evaluates the liquidation act that would be conducted according to the provisions of the Enforcement and Bankruptcy Law.

Key Words: Estate, disclaimer of an estate, liquidation, bankruptcy,

over-indebtedness

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

(6)

ĠÇĠNDEKĠLER

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI... ii

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU ... i

ÖZET ... ii ABSTRACT ... iii ĠÇĠNDEKĠLER ... iv KISALTMALAR ... ix GĠRĠġ ... 1 BĠRĠNCĠ BÖLÜM TEREKENĠN ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE TASFĠYESĠNDE YER ALAN TEMEL KAVRAMLAR ĠLE RESMĠ TASFĠYE YÖNTEMLERĠ § 1. TEREKENĠN ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE TASFĠYESĠNDE YER ALAN TEMEL KAVRAMLAR ... 3

I. TEREKE KAVRAMI ... 3

A. Mal Varlığında Mevcut Olup Terekede Yer Almayan Hukuki ĠliĢkiler ... 4

B. Mal Varlığında Mevcut Olmayıp Terekede Yer Alan Hukuki ĠliĢkiler ... 5

C. Mirasbırakanın Ölümü Nedeniyle Doğrudan Mirasçıların Kazandıkları Haklar ... 7

II. MĠRASBIRAKAN ... 7

III. MĠRASÇI ... 8

IV. MĠRASIN ĠNTĠKALĠ ... 12

§ 2. MĠRAS HUKUKUNDA ALACAKLI KAVRAMI VE ÇEġĠTLERĠ ... 15

I. ALACAKLI KAVRAMI ... 15

II. MĠRASBIRAKANIN ALACAKLILARI ... 15

III. ĠNTĠKAL ALACAKLILARI ... 16

IV. MĠRASÇININ ALACAKLILARI ... 17

(7)

§ 3. MĠRASIN RESMĠ TASFĠYESĠ ... 17

I. RESMĠ TASFĠYE KAVRAMI VE AMACI ... 17

II. HUKUKĠ NĠTELĠĞĠ ... 19

III. KOġULLARI ... 20

A. Talep Üzerine Resmi Tasfiye ... 20

1. Mirasçıların Talebi Üzerine ... 20

2. Mirasbırakanın Alacaklılarının Talebi Üzerine ... 21

3. Mirasçının Alacaklıları ve Vasiyet Alacaklılarının Durumu ... 22

B. Kanundan Doğan Resmi Tasfiye ... 23

1. En Yakın Mirasçılar Tarafından Mirasın Reddine Dayanarak ... 23

2. Hükmi Ret Halinde ... 24

3. Mirasın Reddinin Ġptaline Karar Verilmesi Halinde ... 25

IV. RESMĠ TASFĠYE YÖNTEMLERĠ ... 27

A. Olağan Usul ile Resmi Tasfiye ... 27

B. Ġflas Hükümlerine Göre (Olağanüstü) Tasfiye ... 28

ĠKĠNCĠ BÖLÜM TEREKENĠN ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE TASFĠYESĠ SEBEPLERĠ § 1. GENEL OLARAK ... 31

§ 2. MĠRASIN REDDĠ ... 32

I. GENEL OLARAK ... 32

II. GERÇEK RET... 33

A. Genel Olarak ... 33

B. Ret Hakkına Sahip KiĢiler ... 33

C. Ret Beyanı ... 35

D. Ret Süresi ... 38

E. Ret Hakkının DüĢmesi ... 42

F. Reddin Hükümleri ... 44

1. En Yakın Mirasçıların Tamamı Tarafından Mirasın Reddedilmesi ... 44

(8)

3. Altsoyun Tamamı Tarafından Mirasın Reddi ... 46

4. AtanmıĢ Mirasçıların Mirasın Reddi ... 46

5. Sonra Gelen Mirasçılar Lehine Ret ... 47

III. HÜKMĠ RET ... 48

A. Genel Olarak ... 48

B. Hükmi Reddin ġartları ... 50

1. Mirasbırakanın Borçlarını Ödemekten Aciz Olması ... 50

2. Mirasbırakanın Ödemeden Aczinin Açıkça Belli veya Resmen Tespit EdilmiĢ Olması ... 51

C. Hükmi Reddin Ġleri Sürülmesi ... 52

1. Hükmi Reddin Tespiti Davası ... 52

2. Hükmi Reddin AçılmıĢ Olan Bir Davada ya da Ġcra Takibinde Ġleri Sürülmesi ... 54

D. Hükmi Reddin Sonuçları... 55

§ 3. OLAĞAN USULLE RESMĠ TASFĠYEDE TEREKENĠN MEVCUDUNUN BORÇLARINA YETMEYECEĞĠNĠN ANLAġILMASI ... 56

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TEREKENĠN ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE TASFĠYESĠ USULÜ § 1. TEREKENĠN ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE TASFĠYESĠNDE GÖREVLĠ ORGANLAR ... 58

I. GENEL OLARAK ... 58

II. SULH HUKUK MAHKEMESĠ ... 61

III. ĠFLAS BÜROSU ... 62

IV. TASFĠYE MEMURLARI ... 63

(9)

§ 2. TEREKENĠN ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE TASFĠYE KARARI VE

BU KARARIN HUKUKĠ SONUÇLARI ... 66

I. TEREKENĠN ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE TASFĠYESĠ KARARI ... 66

II. TEREKENĠN ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE TASFĠYESĠ KARARININ SONUÇLARI ... 68

A. Genel Olarak ... 68

B. Ġflas Hükümlerine Göre Tasfiyenin Mirasçıların Haklarına Etkisi ... 68

1. Tereke Üzerindeki Tasarruf Yetkisine Etkisi ... 68

2. Tasarrufun Ġptali Davası Açma Hakkına Etkisi ... 69

3. Ġcra Takiplerine Etkisi ... 71

4. Hukuk Davalarına Etkisi ... 71

C. Ġflas Hükümlerine Göre Tasfiyenin Alacaklıların Haklarına Etkisi ... 73

§ 3. TASFĠYE MASASININ TEġKĠLĠ ĠLE TASFĠYE ġEKLĠNĠN BELĠRLENMESĠ ... 75

I. TASFĠYE MASASININ TEġKĠLĠ ... 75

A. Masa Kavramı ... 75

B. Masayı OluĢturan Mallar ve Haklar ... 75

II. DEFTER TUTULMASI ... 78

III. ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE TASFĠYE ġEKLĠNĠN BELĠRLENMESĠ .. 80

A. Tasfiyenin Tatili ... 80

B. Basit Tasfiye ... 82

C. Adi Tasfiye ... 84

1. Tasfiye Ġlanı ... 84

2. Tasfiye Masasına Alacak Yazdırılması ... 85

§ 4. TASFĠYE MASASININ ĠDARESĠ ... 87

I. GENEL OLARAK ... 87

II. BĠRĠNCĠ ALACAKLILAR TOPLANMASI ... 87

III. TASFĠYE MEMURLARI ... 89

A. Genel Olarak ... 89

B. Tasfiye Memurlarının Seçimi ... 90

(10)

D. Tasfiye Memurlarının Sorumluluğu ve YapmıĢ Olduğu ĠĢlemlere KarĢı

BaĢvuru Yolları ... 93

E. Tasfiye Memurlarının Görevinin Sona Ermesi ... 94

IV. ĠSTĠHKAK ĠDDĠALARININ ĠNCELENMESĠ ... 95

V. ALACAKLARIN ĠNCELENMESĠ ... 95

VI. SIRA CETVELĠ ... 97

A. Sıra Cetvelinin Düzenlenmesi ... 97

B. Sıra Cetveline KarĢı BaĢvuru Yolları ... 98

VII. ALACAKLARIN GEÇ BĠLDĠRĠLMESĠ ... 100

VIII. ĠKĠNCĠ ALACAKLILAR TOPLANMASI ... 101

§ 5. MALLARIN PARAYA ÇEVRĠLMESĠ ... 102

§ 6. PARALARIN PAYLAġTIRILMASI ... 105

I. PAY CETVELĠ VE SON HESAP ... 105

II. BORÇ ÖDEMEDEN ACĠZ BELGESĠ ... 106

§ 7. TASFĠYENĠN SONA ERMESĠ ... 108

I. TASFĠYENĠN KALDIRILMASI ... 108

II. TASFĠYENĠN KAPANMASI ... 108

SONUÇ ... 110

(11)

KISALTMALAR B. : Baskı BK : Borçlar Kanunu bkz. : Bakınız C. : Cilt Çev. : Çeviren dn. : dipnot E. : Esas

E.T. : EriĢim Tarihi

HMK : Hukuk Muhakemeleri Kanunu

ĠĠK : Ġcra ve Ġflas Kanunu

K. : Karar m. : madde S. : Sayı s. : sayfa T : Tarih TMK : Türk Medeni Kanunu vd. : ve devamı vs. : ve sair Y : Yargıtay

YHD : Yargıtay Hukuk Dairesi

(12)

GĠRĠġ

Hukukumuzda miras mirasbırakanın ölümü ile açılmakta ve bu andan itibaren tereke tüm mevcut ve borçları ile birlikte mirasçılara intikal etmektedir. Mirasçılar külli halefiyet ilkesi gereğince mirası bir bütün olarak kazanmaktadır. Bu durum terekede yer alan hak ve alacaklardan pay alma imkanını sağlamakla birlikte mirasbırakanın borçlarından sorumlu olma yükümlülüğünü de beraberinde getirmektedir.

Mirasın geçiĢi ile beraber mirasçılar, mirasbırakanın borçlarından kiĢisel mal varlıkları ile de sorumlu olmaktadır. Bu durum mirasçıları ağır bir yükümlülük altına sokmaktadır. Mirasın resmi tasfiyesi külli halefiyet ilkesinin bu neticesini bertaraf edebilme imkanını da beraberinde getirmektedir.

Resmi tasfiye olağan usulle yapılabileceği gibi olağanüstü usul olarak tabir edilen terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi yolu ile de gerçekleĢtirilebilir. Olağan usul ile tasfiye mirasçıların yahut mirasbırakanın alacaklılarının talebi üzerine gerçekleĢebilir. sulh hukuk mahkemesi ve onun atadığı tasfiye memurları ile Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde tasfiye iĢlemi yerine getirilir.

Olağanüstü tasfiye yöntemi olan terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi hem miras hem de iflas hukukuna dahil olan bir kurum olma özelliği taĢımaktadır. Zira terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesini gerektiren sebepler Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmekteyken terekenin tasfiyesi usulünde Ġcra ve Ġflas Kanunu hükümleri kıyasen uygulanmaktadır.

Ġflas hukuku hükümlerine göre bir gerçek kiĢinin mallarının tasfiye edilebilmesi için borçlunun tacir olması yahut iflası mümkün kabul edilen kiĢilerden kabul edilmesinin yanı sıra Kanunda yer alan iflas sebeplerinin de mevcudiyeti aranır. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinin gerçekleĢebilmesi için ise mirasbırakanın tacir olmasına ihtiyaç yoktur. Ġflas hükümlerine göre tasfiye sebepleri Türk Medeni Kanunu’nda yer alır.

Terekenin en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddedilmesi (TMK m. 612) ile hükmi ret olarak adlandırılan mirasbırakanın borçlarını ödemeden aciz olması ve

(13)

bu durumun herkes tarafından biliniyor yahut resmen tespit edilmiĢ olması hallerinde (TMK m. 605) terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi yapılır. Ayrıca olağan usulle yapılmaya baĢlanan resmi tasfiye sırasında terekenin mevcudunun borçları karĢılamaya yetmediğinin anlaĢılması halinde de olağan usulle yapılan tasfiye durdurularak iflas hükümlerine göre tasfiye yapılır.

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde, tasfiye kararını verecek ve iĢlemlerini yerine getirecek organlar olarak Ġcra ve Ġflas Kanunu hükümlerinde yer alan asliye ticaret mahkemesi ve iflas idaresi yerini sulh hukuk mahkemesi ve tasfiye memurlarına bırakmaktadır.

ÇalıĢmamızın birinci bölümünde terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde yer alan kavramlardan tereke, mirasbırakan, mirasçı, mirasın intikali ve alacaklı kavramları incelenmiĢtir. Ayrıca terekenin resmi tasfiyesine değinilerek tasfiyenin hukuki niteliği, koĢulları ve yöntemlerine yer verilmiĢtir.

Ġkinci bölümde olağanüstü resmi tasfiye metodu olan terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesini gerektiren sebepler ayrıntılı biçimde ele alınmıĢtır. Burada gerçek ret ile hükmi ret kavramları izah edilmeye çalıĢılmak suretiyle hangi ret hallerinin iflas hükümlerine göre tasfiye neticesini doğuracağı açıklanmıĢtır.

Üçüncü ve son bölümde ise terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinin usulü incelenmiĢtir. Burada tasfiyeyi gerçekleĢtiren organlar, tasfiye memurunun atanması, tasfiye biçiminin belirlenmesi ile masanın idaresi ve masa mallarının satıĢının ardından iĢlemlerin tamamlanarak tasfiyenin kapatılması aĢamaları değerlendirilmiĢtir.

(14)

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

TEREKENĠN ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE TASFĠYESĠNDE YER ALAN TEMEL KAVRAMLAR ĠLE RESMĠ TASFĠYE YÖNTEMLERĠ

§ 1. TEREKENĠN ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE TASFĠYESĠNDE YER ALAN TEMEL KAVRAMLAR

I. TEREKE KAVRAMI

Tereke kavramı Arapça “terk” kökünden türetilmiĢ olup; metrûke, terk edilen, bırakılmıĢ olan Ģey anlamına gelmektedir. Doğru ifadesi “terîke” kabul edilmekle birlikte, dilimize tereke olarak yerleĢmiĢtir.1

Bırakı2, kalıt3 gibi ifadeler de tereke yerine kullanılmaktadır.

Hukuki anlamda tereke, miras yoluyla ölenin mirasçılarına intikal eden hak ve borçları ile hukuki iliĢkilerinin bütününü ifade eder.4

Tereke ile miras doktrinde zaman zaman aynı anlama gelecek Ģekilde kullanılmakla birlikte,5

eĢ anlamlı değildir. Miras kavramı, mirasbırakanın ölümü ile geride bıraktığı değerleri ifade edilmekle birlikte, mirasın intikali, mirasçılara geçiĢi anlamında kullanıldığı da görülmektedir.6

1 Ferit Devellioğlu, Osmanlıca Türkçe Lûgat, Ankara 1970, s. 1302; Türk Hukuk Kurumu, Türk

Hukuk Lûgatı, 3. Baskı, Ankara, 1991; Hüseyin Hatemi, Miras Hukuku, 8. Baskı, Ġstanbul 2018, s. 14.

2 Rona Serozan/ Baki Ġlkay Engin, Miras Hukuku, 4. Baskı, Ankara 2014, s. 125.

3 Ali Naim Ġnan / ġeref ErtaĢ / Hakan AlbaĢ, Türk Medeni Hukuku Miras Hukuku, 10. Baskı,

Ankara 2019, s. 54.

4

Gökhan Antalya / Ġpek Sağlam, Miras Hukuku, 3. Baskı, Ġstanbul 2015, s. 33; Aydın Aybay, Miras Hukuku Dersleri, 3.Baskı, Ġstanbul 2002, s. 17; Bilge Öztan, Miras Hukuku, 6. Baskı, Ankara 2014, s. 15; Zahit Ġmre/Hasan Erman, Miras Hukuku, 11.Baskı, Ġstanbul 2015, s. 10; Necip

KocayusufpaĢaoğlu, Miras Hukuku, 3. Baskı, Ġstanbul 1987, s. 31; Ġnan/ErtaĢ/AlbaĢ, s. 64; Fikret Eren / Ġpek Yücer Aktürk, Türk Miras Hukuku, Ankara 2019, s. 9; Mustafa Dural/ Turgut Öz,

Türk Özel Hukuku C.IV Miras Hukuku, 13. Baskı, Ġstanbul 2019, s. 8; Hasan ĠĢgüzar /Mehmet

Demir/Süleyman Yılmaz, Miras Hukuku, Ankara 2019, s. 20; Mehmet Ayan, Miras Hukuku, 9.

Baskı, Konya 2016, s. 25 (Miras).

5

Lütfü Dalamanlı, Miras Hukuku ve Tatbikatı, Ġstanbul 1983, s. 4; Ġmre/Erman, s. 10; Öztan, s. 15;

ĠĢgüzar /Demir/Yılmaz, s. 20; Dural/Öz, s. 5; Suat Sarı, Uygulamalı Miras Hukuku, 7. Baskı,

Ġstanbul 2018, s. 17.

(15)

Tereke, miras kavramına göre daha dar kapsamlı kabul edilmektedir. Zira para ile ölçülebilmesi mümkün olan haklar ve borçlar tereke içerisinde yer almakta iken; parasal değer taĢıyıp taĢımadığına bakılmaksızın mirasçılara intikali mümkün olan her türlü unsur miras kavramına dahil edilmektedir. Mirasbırakana ait manevi değer taĢıyan eĢyalar, maddi bir karĢılığı bulunmasa da mirasçılara intikal etmekte iken tereke kapsamında kabul edilmezler.7

Mirasbırakanın ölümünden sonra mal varlığının mirasçılara geçeceği düĢünülmekle birlikte, bir kimsenin sağlığında sahip olduğu mal varlığı (mâmelek) ile tereke aynı anlama gelmemektedir.8

Mal varlığı, kiĢinin değerinin parayla ölçülmesi mümkün olan hakları ve borçlarının oluĢturduğu bütüne denilmektedir.9

KiĢi hayatta iken mal varlığında aktif ve pasifler deveran içerisinde iken, ölümü ile sabit hale gelir.10

Mal varlığı kavramında para ile değeri belirlenebilen haklar ve borçlar kastedildiğinden tereke ile eĢ anlamda kullanılamaz. Zira ancak miras yolu ile intikali mümkün olan mallar ve haklar miras hukukunun konusunu oluĢturmaktadır.11

Mirasbırakanın terekesinde yer aldığı halde mal varlığında bulunmayan hukuki iliĢkiler mevcut olabileceği gibi, mal varlığında bulunmakla birlikte terekeye dahil olmayan hukuki iliĢkiler de olabilir. Bu iki durumun yanı sıra mirasbırakanın ölümü sebebiyle doğrudan mirasçının Ģahsında doğan haklar da mevcuttur.12

A. Mal Varlığında Mevcut Olup Terekede Yer Almayan Hukuki ĠliĢkiler Kural olarak mirasçılar, kabul beyanına ihtiyaç duyulmaksızın mirasbırakanın ölümü ile birlikte terekenin tamamına kendiliğinden sahip olurlar.13

Mal varlığı hakları kiĢinin sağlığında el değiĢtirebildiğinden, tereke dahilinde mirasçılara intikali

7 NuĢin Ayiter / Ahmet Kılıçoğlu, Miras Hukuku, 2. Baskı, Ankara, 1991, s. 37; Ali Ġhsan Özuğur,

Türk Medeni Kanunundan Önce ve Sonra Miras Hukuku, 3. Baskı, Ankara 2009, s. 842.

8

Öztan, s.17; KocayusufpaĢaoğlu, s. 31; Sarı, s. 17; ĠĢgüzar/Demir/Yılmaz, s. 20.

9 Ayan (Miras), s. 25. 10 Ayan (Miras), s. 31.

11 Ġnan / ErtaĢ / AlbaĢ, s. 54; Dural/ Öz, s. 11; ĠĢgüzar/Demir/Yılmaz, s. 20. 12

Dural/ Öz, s. 10; ĠĢgüzar/Demir/Yılmaz, s. 20; Antalya/Sağlam, s. 38; Eren/Yücer Aktürk, s. 9;

KocayusufpaĢaoğlu,s. 37; Ġnan/ErtaĢ/AlbaĢ, s. 58.

13 Ġsmail Özmen, Açıklamalı-Ġçtihatlı-Uygulamalı Tereke Hukuku Davaları, 3. Baskı, Ankara, 2010,

(16)

mümkün kabul edilmektedir. Ancak istisnaen ölüm ile mirasçılara intikali mümkün olmayan hukuki iliĢkiler de vardır.

Ġntifa ve sükna hakları kiĢiye bağlı haklardan olduğundan, kiĢinin ölümü ile sona erer. Bu nedenle terekede yer almazlar.

Eski Medeni Kanun’da manevi tazminatın, mirasbırakanın sağlığında talep edilmemiĢ olsa bile, terekede yer aldığı ve mirasçılara intikal ettiği kabul edilmekteydi (EMK m.24/a). Yeni Medeni Kanun ile bu hususta değiĢiklik yapılmıĢ ve “Manevi tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez;

miras bırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez” hükmü

getirilmiĢtir (TMK m.25).14

Bu durumda manevi tazminat isteme hakkının mirasçılara geçiĢi ancak mirasbırakanın sağlığında ileri sürülme Ģartına bağlanmıĢtır. Tarafların kiĢisel özelliklerinin önem taĢıdığı hukuki iliĢkilerde haklar ve borçların terekede yer almadığı söylenebilir.15

ĠĢçinin ölümü ile iĢ sözleĢmesinin sona ermesi ve mirasçılarına intikal etmemesi; vekalet verenin yahut vekilin ölümü ile vekalet sözleĢmesinin sona ermesi bu husustaki örneklerdendir.16

B. Mal Varlığında Mevcut Olmayıp Terekede Yer Alan Hukuki ĠliĢkiler Genel kural mal varlığında yer almayan hukuki iliĢkilerin terekede de bulunamayacağıdır.17

Ancak bazı haklar ve borçlar mal varlığı içerisinde bulunmasa da terekede yer alabilmektedir.

Mal varlığında yer almayan denkleĢtirmeye tabi mallar bu çerçevede değerlendirilebilir. DenkleĢtirme; mirasbırakanın, miras payına mahsuben sağlararası

14

TMK m.25’in gerekçesinde bu değiĢikliğin sebebi “Yürürlükteki maddenin üçüncü fıkrası “Manevî

tazminat talebi karşı tarafça kabul edilmedikçe devredilemez, ancak miras yoluyla intikal eder.” şeklindedir. Madde bu şekliyle manevî tazminat istemlerinin hak sahibi tarafından ileri sürülmemesine rağmen ölümü halinde mirasçılarına intikal etmesini kabul etmiştir. Böyle bir çözüm tarzının manevî tazminat istemlerinin niteliğiyle bağdaştırılması mümkün değildir. Zira manevî tazminat istemleri ileri sürülmediği sürece kişilik hakkına yönelik saldırıdan elde edilen kazancın istem hakkının başkasına intikal etmesi düşünülemez. Böyle bir istem ileri sürüldükten sonra, mal varlığı niteliği kazanabilir ve miras yoluyla intikal edebilir.” Ģeklinde açıklanmıĢtır

(https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/dönem21/yil01/ss723_Madde_Gerekceleri_1.pdf/E.T. 16.08.2019).

15 KocayusufpaĢaoğlu, s. 32, Dural/Öz, s. 9.

16 Özuğur, s. 846;KocayusufpaĢaoğlu, s. 32, Dural/Öz, s. 9-10; Antalya/Sağlam, s. 36. 17 KocayusufpaĢaoğlu, s. 32, Dural/Öz, s. 10; Antalya/Sağlam, s. 34.

(17)

tasarruf ile yaptığı karĢılıksız kazandırmanın, kiĢinin ölümünden sonra terekeye iadesi ve sonrasında gerçekleĢtirilen eĢitleme iĢlemidir.18

Bu itibarla her ne kadar mirasbırakanın mal varlığı kapsamı içerisinde değerlendirilmese de, terekenin hesaplanmasında rol oynamaktadır.19

KiĢiler hukukuna ait bir hak olmakla birlikte, mirasbırakan tarafından ölümünden önce açılmıĢ evlenmenin butlanı davasına mirasçılar devam edebilirler (TMK m.159). Benzer Ģekilde boĢanma davası açma hakkı kural olarak mirasçılara geçmez iken, boĢanma davası devam ederken ölen eĢin mirasçıları bu davaya devam edebilir (TMK 181). 20 Babalık davası da babanın ölmüĢ olması durumunda mirasçılarına karĢı açılabilmektedir (TMK 301/II).21

Korunmaya değer ve önemli nitelikte bir menfaatin söz konusu olduğu hallerde, mal varlığı değeri bulunmayan alacak ve borçlarla ilgili de borç iliĢkisi kurulabilmesi mümkün kabul edilmiĢtir. 22

Mirasbırakanın hizmet sunucusu Ģirketle yaptığı tüm sözleĢmeleri ile kayıtlı bilgilerinin dahil olduğu dijital terekesinin mirasçılara intikalini düzenleyen açık bir kanun hükmü bulunmamaktadır.23

Dijital bilgilerin mirasçılara intikalinin kiĢisel bilgilerin korunması ve haberleĢmenin gizliliğini ihlal etmediği savunan görüĢlerin24

yanı sıra kanaatimizce de uygun olacak Ģekilde kiĢinin mahremiyeti gereği Ģahsi dijital verilerinin mirasçılara intikal etmemesi gerektiğine yönelik görüĢ de bulunmaktadır.25

18

Ali Himmet Berki, Miras ve Tatbikat, 2. Baskı, Ankara, 1951, s. 294; Bedia GüleĢ, Türk Miras Hukukunda DenkleĢtirme, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S. 134, 2018, s. 361; Ġmre/Erman, s. 513; Antalya/Sağlam, s. 451. 19 Dural/Öz, s. 10. 20 Eren/Yücer Aktürk, s. 9. 21 KocayusufpaĢaoğlu, s. 35; Dural/Öz, s. 11.

22 KocayusufpaĢaoğlu, s. 36; Nurten Ġnce Akman, Mirasbırakanın Dijital Bilgilerinin Mirasçılara

GeçiĢi (Dijital Tereke), Ġnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.9, S.2, 2018, s. 533.

23

Ġnce Akman, s. 557.

24 Ġnce Akman, s. 557.

25 Ġlyas ÇeliktaĢ, Vefat Eden KiĢinin Elektronik Posta Hesabı Mirasçılara Ġntikal Eder mi?, Terazi

(18)

C. Mirasbırakanın Ölümü Nedeniyle Doğrudan Mirasçıların Kazandıkları Haklar

Bazı haklar, terekede yer almamakla birlikte, mirasbırakanın ölümünden sonra doğrudan doğruya mirasçıların Ģahsında doğmaktadır. Bu hakların mirasçıların Ģahsında doğmasının sebebi mirasbırakanın ölümüdür.

Destekten yoksun kalma tazminatı bu kapsamda değerlendirilmektedir. Bu hak, önce ölenin Ģahsında doğmayıp, onun ölümünün ardından doğrudan mirasçıların Ģahsında doğmaktadır.26

Hatta bu kiĢinin miras hukuku açısından mirasçı sıfatını taĢıma zorunluluğu da bulunmamaktadır.27

Bu itibarla sürekli destek gören kiĢilerce kullanılan bağımsız bir hak niteliği taĢımaktadır.28

Dul ve yetim aylığı gibi kamu hukukundan kaynaklanan bazı sosyal güvenlik hakları da kanun hükümleri gereğince doğrudan mirasçıların Ģahsında doğmaktadır.29

II. MĠRASBIRAKAN

Ölümü ile terekesini mirasçılarına bırakan kimseye mirasbırakan denilmektedir.30 Eski Medeni Kanun’da mirasbırakan yerine; muris31, müteveffa32 yahut vefat eden33 kavramları da kullanılmıĢtır.

Ölüme bağlı tasarrufta bulunan yahut vasiyetname düzenleyen kiĢiler için mirasbırakan yerine “vasiyetçi” terimi kullanılmaktadır. 34

Hukukumuzda kural olarak mirasın geçiĢi kiĢinin ölümü halinde mümkündür. Bu durumun tek istisnası ise kiĢinin gaipliğine mahkeme tarafından karar verilmiĢ olmasıdır. 35

Gaiplik kararı verildikten sonra mirasbırakanın ölümü gerçekleĢmiĢ gibi miras açılmıĢ sayılır ve mirasçılara intikal eder. Gaibin mirasçıları, ölen bir

26

Eren/Yücer Aktürk, s. 9; KocayusufpaĢaoğlu,s. 37; Ġnan/ErtaĢ/AlbaĢ, s. 58; Dural/Öz, s. 12.

27 Mustafa Kılıçoğlu, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, 2. Baskı, Ankara, 2014, s. 45; Sami

Narter, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı ve Davaları, Ankara, 2014, s. 4.

28

AyĢe Nur Aladağlı / Burak Pıtırlı, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, BahçeĢehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.12, S.155 -156, Temmuz Ağustos 2017, s. 118.

29 Eren/Yücer Aktürk, s. 10; Dural/Öz, s. 12.

30 Serozan/Engin, s. 118; Ġnan/ErtaĢ/AlbaĢ, s. 67; Ayan (Miras), s. 33; Antalya/Sağlam, s. 38. 31 Örneğin EMK m. 444, m. 495, m. 446, m. 454, m. 509, m. 520, m. 531, m. 534, m. 543, m. 570. 32

Örneğin EMK m. 225, m. 332, m. 439, m. 440, m. 454, m. 455, m. 456, m. 458, m. 460, m. 461.

33 Örneğin EMK m. 441, m. 448, m. 521, m. 522, m. 548, m.551. 34 Ġmre/Erman, s. 9; Dural/Öz, s. 5; Antalya/Sağlam, s. 38. 35 Ġmre/Erman, s. 10; KocayusufpaĢaoğlu, s. 4.

(19)

kimsenin mirasçısı ile aynı haklara ve yükümlülüklere sahiptir. Ancak gaibin ölümü tam bir kesinlik arz etmediğinden hayatta olması ihtimali göz önünde bulundurularak, kanun koyucu tarafından gaibi korumak için mirastan yararlanacak kimselerin mirası teslim almadan önce teminat göstermesi (TMK m.584) ve gabin yahut üstün hak sahibinin ortaya çıkması halinde iade yükümlülüğü (TMK m. 585) tedbirlerine yer verilmiĢtir.36

Tüzel kiĢiler için ölüm ve miras bırakma kavramları kullanılamaz. Zira ölüm gerçek kiĢilere özgü olduğundan, yalnızca gerçek kiĢiler mirasbırakan sıfatını taĢıyabilir. Bu açıdan tüzel kiĢilerin mirasbırakan olması mümkün değildir. Bir tüzel kiĢiliğin sona ermesi halinde mal varlığı, tüzüğüne ve ilgili mevzuat hükümlerine göre tasfiye edilir ve intikal eder. 37

Bir kimsenin mirasbırakan olarak kabul edilebilmesi için mal varlığının belli bir miktarda olması yahut temyiz kudretine sahip olması gibi bir özellik aranmamaktadır. 38

Miras bırakabilmek için hak ehliyetinin bulunması yeterlidir. Mirasbırakan sıfatının kazanılması için ölen kiĢinin Türk vatandaĢı olma zarureti de yoktur. Ancak terekenin mirasçılara intikalinde uygulanacak hukuk kurallarının belirlenmesi açısından yabancı ülke vatandaĢlığı önem arz etmektedir. 39

III. MĠRASÇI

Mirasbırakanın ölümü üzerine terekenin bir bütün halinde intikal edeceği kiĢiye “mirasçı” adı verilir. 40

Mirasbırakanın ölümünün ardından terekesinden karĢılıksız kazandırma yapmak istediği ancak doğrudan ve bütün halinde tereke ile ilgili hak sahibi olmayan kiĢiler vasiyet alacaklısı olup, mirasçı sıfatını taĢımazlar.

Kural olarak mirastan mahrumiyeti bulunmayan ve mirasbırakanın ölümü anında hayatta olan hak ehliyetine sahip herkesin mirasçı olması mümkündür. Mirasçı, gerçek kiĢi olabileceği gibi tüzel kiĢi de olabilir. Tüzel kiĢilerin mirasçılığı

36 Ayiter / Kılıçoğlu, s. 206; Halil Akkanat, Ölümün Özel Hukuk ĠliĢkilerine Etkisi, Ġstanbul 2004,

s. 34.

37

Ayan (Miras) , s. 11; KocayusufpaĢaoğlu, s. 4.

38 Akkanat, s. 37; Ġmre/Erman, s. 9. 39 Akkanat, s. 37.

(20)

iradi mirasçılık Ģeklinde olmaktadır. Ancak devletin mirasçılığı bu kuralın istisnası niteliğindedir.

Hukukumuzda mirasçıların Türk vatandaĢı olma zorunluluğu

bulunmadığından, yabancılar da karĢılıklılık esası ve mevzuat hükümlerindeki sınırlamalar çerçevesinde hareket edilmesi kaydı ile mirasçı olabilmektedir.41

Mirasçılık sıfatı kanundan kaynaklanıyorsa “yasal mirasçı”, mirasbırakanın iradesinden doğan ölüme bağlı tasarrufu ile belirlenmiĢse “atanmıĢ mirasçı” dan söz edilir. 42

Yasal mirasçılığa iliĢkin kanun hükümleri kural olarak emredici nitelikte değildir. 43

Ancak mirasbırakanın tasarruflarına karĢı özel olarak korunan zorunlu miras pay sahibi yasal mirasçıların saklı pay sahibi olup olmamalarını belirleyen kuralların emredici özelliği bulunmaktadır.

Yasal mirasçılık; kan hısımlığına, evlilik iliĢkisinde sözleĢme bağına, evlatlık iliĢkisinde mahkeme kararına ve vatandaĢlık bağına dayanabilir.

Kan hısımlarının kanuni mirasçılığı, mirasbırakan ile mirasçıları arasındaki kan bağına dayanmaktadır. Kan hısımlarından kimlerin hangi sıraya göre mirasçı olacağına iliĢkin hukuk düzenlerinde iki farklı sistem benimsenmiĢtir. 44

Bunlar sınıf sistemi ve zümre sistemidir.

Sınıf sisteminde kan hısımları, mirasbırakanla olan yakınlığı ve iliĢkileri dikkate alınarak sınıflandırılır. Bu sistemde bir sınıftaki mirasçının varlığı, baĢka sınıfta bulunan mirasçıların yasal mirasçılığına engel teĢkil etmektedir. Hısımların

41

Antalya/Sağlam, s. 40-41.

42

Ġmre/Erman, s. 12; Eren/Yücer Aktürk, s. 23.

43 Eren/Yücer Aktürk, s. 25; Antalya/Sağlam, s. 67, Bülent Köprülü, Miras Hukuku Dersleri, 2.

Baskı, Ġstanbul, 1985, s. 27.

44 Doktrinde bu hususta üçüncü bir sistem olarak “fert (bireysel) sistemi” nden de söz edilmektedir.

Ġslam hukukunda yer alan bu sistemde; kimlerin mirasçı olacağı, mirasbırakanla olan iliĢkisine göre ayrı ayrı değerlendirilir. Bu konuda bkz. Ömer Uğur Gençcan, Miras Hukuku, 3. Baskı, Ankara 2016, s. 232; Esat ġener, Miras Hukuku, Ankara 1977, s. 55. Dural/Öz, s. 18; Antalya/Sağlam, s. 69; Eren/Yücer Aktürk, s. 25.

(21)

hangi sınıfa dahil olduğu kanun koyucu tarafından belirlenir. 45

Kaynağı Roma Hukuku olan sınıf sistemi halen Fransa ve Ġtalya’da uygulanmaktadır. 46

Zümre sistemi, Cermen Hukuku kökenli olup, Ġsviçre ve Türk Medeni Kanunları tarafından benimsenmiĢtir. 47

Parantel, derece, tabaka, panel sistemi gibi çeĢitli kavramlar da bu sistem için kullanılmaktadır. Zümre, bir kiĢiden üreyenlerin o kiĢi ile beraber meydana getirdikleri hısımlık topluluğunu ifade etmektedir.48

Bu sistem kuĢakların birbirini takip etmesi esasına dayanmaktadır49, zümreler mirasbırakan esas alınmak suretiyle belirlenmektedir. Bu itibarla birinci zümrenin baĢı mirasbırakandır. KiĢi mirasbırakan ve mirasçı sıfatlarına aynı anda sahip olamayacağından, birinci zümrede yalnızca mirasbırakanın altsoy hısımları yer alır.

Ġkinci zümreyi mirasbırakanın annesi ve babası ile onların altsoyu (kardeĢler, kardeĢlerin çocukları vd.) oluĢturmaktadır.

Mirasbırakanın büyükanne ve büyükbabası ile onların altsoyu üçüncü zümreyi oluĢturmaktadırlar.

Bu sistemde, mirasbırakana daha yakın olan zümrede yer alan mirasçılar ondan sonra gelen zümredeki mirasçıları mirasın dıĢında bırakırlar. Aynı zümre içinde de sağ olan ortak üstsoylar altsoylarının mirasçılığına engel olurlar.

Sağ kalan eĢ zümre zümre sistemi içerisinde değildir. Mirasçılık hakkı sözleĢme bağına dayanmaktadır. Hangi zümre mirasçı olursa olsun, miras payı değiĢmekle birlikte, sağ kalan eĢin mirasçı olabilmesi mümkündür. 50

Mirasbırakanın ölümü anında hukuken geçerli ve halihazırda devam eden bir evliliğin bulunması ve mirastan yoksun olma durumunun olmaması halinde sağ kalan eĢ mirasçı sıfatını kazanmaktadır.

Evlatlık ile altsoyu, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlatlık ile evlat edinen arasındaki iliĢki kiĢinin kendi altsoyları ile arasındaki hısımlığa eĢ

45 Ġmre/Erman, s.16; Antalya/Sağlam, s. 69; Ayan (Miras), s. 49

46 Ġnan/ErtaĢ/AlbaĢ, s. 80; Antalya/Sağlam, s. 69; Eren/Yücer Aktürk, s. 26. 47

Ġmre/Erman, s. 16; Ġnan/ErtaĢ/AlbaĢ, s. 81; Antalya/Sağlam, s. 70.

48 Kemal Oğuzman, Miras Hukuku, 6. Baskı, Ġstanbul 1995, s. 30; Dural/Öz, s. 19. 49 Ġlhan Öztrak, Miras Hukuku, Ankara 1968, s. 19.

(22)

tutulmuĢtur. Evlatlığın mirasçı kabul edilebilmesi için, evlat edinme iĢleminin geçerli olarak kurulup evlat edinenin ölümü anında da devam ediyor olması gerekir.51

Evlat edinmede mirasçılık tek yönlüdür. Evlat edinen ve hısımları evlatlığa mirasçı olamazlar. Aynı Ģekilde evlatlık ve altsoyu da sadece evlat edinene mirasçı olurlar, evlat edinenin hısımlarına mirasçı olamazlar. Evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam etmektedir.52

Türk Medeni Kanunu’nda mirasbırakanın son yasal mirasçısı olarak devlet kabul edilmiĢtir. Miras bırakmaksızın ölen kimsenin mirası, devlete kalır.

Devletin mirasçılığının geçerli olabilmesi için belirli Ģartlar aranmaktadır. Öncelikle mirasbırakanın birinci, ikinci ve üçüncü zümrede hiç mirasçısının bulunmaması, eĢinin hayatta olmaması ve atanmıĢ mirasçının da mevcut olmaması gerekmektedir. Böyle bir durumda mirasbırakanın mirasçısının bulunup bulunmadığı veya mirasçıların tamamı bilinmiyorsa, sulh hakimi uygun araçlarla ve bir ay ara ile iki defa ilan yapıp hak sahiplerini son ilandan baĢlayarak en geç bir yıl içinde mirasçılık sıfatlarını bildirmeye çağırır. Bu süre içinde kimse baĢvurmazsa ve hakim tarafından hiçbir mirasçı da tespit edilememiĢse, miras sebebiyle istihkak davası açmak hakkı saklı kalmak üzere miras Devlete geçer (TMK m.594). 53

Ġradi mirasçılık, mirasbırakanın iradesinden doğmakta olup, kiĢinin ölümünden sonra terekesi üzerinde kimlerin mirasçılık sıfatını kazanacağı belirleme imkanı tanımaktadır.

Mirasbırakanın, iradi mirasçıyı belirlemeye yönelik kendi ölümünden sonra hukuki netice doğurmak üzere yaptığı hukuki iĢleme “ölüme bağlı tasarruf” adı verilmektedir.54 Ölüme bağlı tasarruflar ancak mirasbırakanın ölümünden sonra hüküm ifade etmektedir. Dolayısıyla ölüm, yapılan iĢlemin kanuni Ģartı olarak karĢımıza çıkmaktadır. 55

51 Dural/Öz, s. 34; Ayan (Miras), s.69. 52 Gençcan, s. 277.

53

Antalya/Sağlam, s. 103, Gençcan, s. 284.

54 Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Türk Medeni Hukuku, 3. Baskı, Ġstanbul 1963, s. 469;

Antalya/Sağlam, s. 105; Eren/Yücer Aktürk, s. 49; Özuğur, s. 844; Dural/Öz, s. 50.

(23)

Ölüme bağlı tasarrufların Ģekli anlamda ve maddi anlamda olmak üzere iki Ģekilde sınıflandırılması mümkündür. ġekli anlamda ölüme bağlı tasarruf, mirasbırakanın tercih ettiği irade beyanında bulunma biçimini ifade etmektedir. Maddi anlamda ölüme bağlı tasarruf ise yapılan iĢlemin muhtevasını içermektedir. 56

Kanunumuzda iki çeĢit ölüme bağlı tasarruf kabul edilmiĢtir. Bunlar

vasiyetname (TMK m.531 vd.) ile miras sözleşmeleri (TMK m.545) dir.

Vasiyetname tek taraflı ve ulaĢtırılması gerekli olmayan bir irade beyanı iken, miras sözleĢmesi iki taraflı bir hukuki sözleĢme olarak kabul edilir. 57

IV. MĠRASIN ĠNTĠKALĠ

Miras yolu ile hak sahipliğinin baĢlangıcı mirasın açıldığı andır. Mirasın açılması ile kastedilen terekenin aktif ve pasifiyle birlikte mirasçılara geçmesidir. 58

Mirasın açılabilmesi için kanun “ölüm” yahut “gaiplik kararı” Ģartlarını aramaktadır. Mirasın açılabilmesi için kural olarak mirasbırakanın ölmesi gerekir. Zira TMK 575/I’ de “Miras, mirasbırakanın ölümü ile açılır.” denilmektedir. Ġleride mirasçı yahut vasiyet alacaklısı olacak kiĢilerin ölüm meydana gelmediği müddetçe kullanabilecekleri miras hukukuna dair bir hak yoktur.59

Kimlerin mirasçılar olduklarının belirlenebilmesi ve terekede yer alan aktif ve pasiflerin hesaplanabilmesi için mirasbırakanın ölüm anının tespiti önem taĢımaktadır. Ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat edilir. Kaydın bulunmaması yahut doğru olmaması halinde her türlü delil ile ispatı mümkündür.

Ölüm karinesi içinde kaybolan kimse de ölmüĢ kabul edilmektedir. Bu durumda ölüm anı, ölüme kesin gözüyle bakılacak durumun meydana geldiği andır.60

Gerçek kiĢiliği sona erdiren gaiplik kararı da mirasın geçiĢi için kabul gören sebeplerdedir. Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleĢtiği veya son haberin alındığı günden itibaren sonuç doğurur. Gaipliğine karar verilen kimseye kimlerin

56 Ayan (Miras), s. 94.

57 Köprülü, s. 130; Dural/Öz, s. 57; Antalya/Sağlam, s. 117; Eren/Yücer Aktürk, s. 103; Özuğur,

s. 844. Detaylı bilgi için bkz. Mustafa Dural, Miras SözleĢmeleri, Ġstanbul 1980, Canan

Ruhi/Ahmet Cemal Ruhi, Vasiyetname ve Miras SözleĢmesi, Ankara 2017.

58 Öztan, s. 357. 59 Ayan (Miras), s. 243. 60 Oğuzman, s. 260.

(24)

mirasçı olacağının tespitinde bu tarihler dikkate alınacak, tereke değeri de yine bu tarihlere göre tespit edilecektir. 61

Mirasın geçiĢinde Türk Medeni Kanunu hem külli hem de cüzi halefiyete yer vermiĢtir.62

Külli halefiyet, kiĢinin sahip olduğu intikale elveriĢli hukuki iliĢkilerinin, ölümü ile birlikte baĢkaca bir iĢleme ihtiyaç duyulmaksızın, bütün halinde mirasçılarına geçmesidir.63

Külli halefiyete iliĢkin hükümler emredici nitelikte olduğundan, ölüme bağlı tasarruf yolu ile bu ilkenin ortadan kaldırılması mümkün değildir. 64

Bu ilkenin en önemli unsuru mirasın mirasçıya, mirasbırakanın ölümü anında derhal geçmesidir. Ölüm olgusunu gerçekleĢmesi ile eĢ zamanlı olarak terekenin mirasçılara geçiĢi gerçekleĢir.

Külli halefiyette tereke haklar ve borçları ile bir bütün olarak mirasçılara geçmektedir. TMK m.599/I’ de bu husus “Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile

mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar” Ģeklinde ifade edilmiĢtir. Buna

göre terekede ayrım yapılmaksızın haklar ve borçlar ile tüm hukuki iliĢkiler birlikte intikal etmektedir.65 Bütün olarak intikalin sağlanması; ölüm anında terekenin tamamının geçiĢini ifade etmekte olup, terekede yer alan hakların bağımsız niteliğini kaybetmesi sonucunu doğurmamaktadır. 66

Ölüm olayı ile birlikte külli halefiyette mirasın geçiĢi kendiliğinden gerçekleĢmektedir. Mirasçıların mirasın geçiĢi için herhangi bir beyanda bulunmasına ihtiyaç olmadığı gibi mirasbırakanın ölümünden haberdar olmalarına bile ihtiyaç yoktur.67

Mirasbırakanın birden fazla mirasçısının olduğu durumlarda, terekeye dahil haklar ve borçlar doğrudan mirasçıların mal varlığına geçmez. Böyle bir durumda

61 Serozan/Engin, s. 495; Ġnan/ErtaĢ/AlbaĢ, s. 457; Ġmre/Erman, s. 315. 62

Antalya/Sağlam, s. 53.

63

Arnold Escher, Medeni Kanun ġerhi Miras Hukuku, Çev. Sabri ġakir Ansay, Ankara 1949, s. 4;

Eren/Yücer Aktürk, s. 18; Ayan (Miras), s. 38; Dural/Öz, s. 12; Antalya/Sağlam, s. 53; Oğuzman, s. 6.

64 Eren/Yücer Aktürk, s. 18; Dural/Öz, s.16. 65

Ayan (Miras), s. 38; Antalya/Sağlam, s. 55; Eren/Yücer Aktürk, s. 19; Ġnan/ErtaĢ/AlbaĢ, s. 74;

Oğuzman, s. 6; Dural/Öz, s.13.

66 Akkanat, s. 62.

(25)

mirasçılar arasında kanundan doğan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçıların tereke üzerinde elbirliği ile hak sahibi olduğu bu ortaklığa “miras ortaklığı” adı verilir.68

Miras ortaklığında amaç; mirasın dağılmasını, kaybolmasını önlemek suretiyle paylaĢmanın çekiĢmesiz bir Ģekilde sonuçlanmasını sağlamaktır. 69

Miras ortaklığı taksim edilmemiĢ olan terekenin tamamını ihtiva eder. 70

Kanundan doğan bu ortaklık geçici niteliktedir. Zira, mirasın paylaĢtırılması ile sona ermektedir. Mirasçılar, paylaĢtırma iĢlemi gerçekleĢene kadar terekeden eĢit oranda yararlanma hakkına sahiptir. 71

Miras ortaklığının tüzel kiĢiliği bulunmamaktadır. Tüzel kiĢiliği ve ticari hayatta rolü bulunmayan bu ortaklığın ilanı yahut tesciline de ihtiyaç yoktur.72

Bu ortaklığın bir organı bulunmadığından mirasçılar birlikte hareket etmek ve oybirliği ile karar vermek zorundadır (TMK m.702/II).

Tereke mallarının idaresinde mirasçıların tamamının rızası kural olmakla birlikte, tüm mirasçıların bir araya gelebilmesi her zaman mümkün olamamaktadır. Bu nedenle Türk Medeni Kanunu miras ortaklığına bir temsilci atanabilmesine izin vermiĢtir. Buna göre mirasçılardan birine bu yetki verilebileceği gibi, üçüncü bir kiĢi de temsilci olarak atanabilir. 73

Tüzel kiĢiliği bulunmayan toplulukların dava ehliyeti de bulunmamaktadır. Bu nedenle miras ortaklığında tüm mirasçıların birlikte dava açması yahut açılan davanın tüm mirasçılara yöneltilmiĢ olması gerekmektedir. 74

Terekeye bir temsilci atanması halinde terekeye iliĢkin davaları takip yetkisi tereke temsilcisine aittir . 75

68

Eren/Yücer Aktürk, s. 474; Dural/Öz, s.450; Ġmre/Erman, s. 429; Antalya/Sağlam, s. 401;

KocayusufpaĢaoğlu, s.652.

69 Ayiter/Kılıçoğlu, s. 262; Eren/Yücer Aktürk, s. 474. 70

Imre/Erman, s. 430.

71 Mehmet Özgür Avcı, Mirasın Mahkeme Kararıyla PaylaĢılması, 2014, s.19. 72 Ayiter/Kılıçoğlu, s. 264; Avcı, s. 21.

73

Ġmre/Erman, s. 438; Eren/Yücer Aktürk, s. 478; Dural/Öz, s. 463; Antalya/Sağlam, s. 407.

74

Ramazan Arslan, / Ejder Yılmaz, / Sema TaĢpinar Ayvaz, Medeni Usul Hukuku, Ankara, 2016, s. 248; Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku, Ġstanbul 2015, s.369 (Usul) ; L.ġanal Görgün/ Levent

Börü/ BarıĢ Toraman/ Mehmet Kodakoğlu, Medenî Usûl Hukuku, Ankara 2018, s. 230; AyĢe Nur

Merve Yazıcı, Miras Ortaklığının PaylaĢmadan Önceki Durumu, Ankara, 2018, s. 94.

75

Kuru (Usul), s.369; Arslan/Yilmaz/TaĢpinar Ayvaz, s.249; Görgün/Börü/Toraman/Kodakoğlu,

s. 246. Y. 1. HD. , 11.02.2019 T. , 157/859 “Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640.

maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin

(26)

Miras hukukumuzda külli halefiyet ile birlikte cüzi halefiyete de yer verilmiĢtir. Burada terekeye dahil haklardan münferit olanların geçiĢi söz konusu olmaktadır.76

Dolayısıyla külli halefiyette olduğu gibi bütün halinde mirasın geçiĢi yoktur. Cüzi halefler ölümle birlikte kendilerine vasiyet edilen Ģey yönünden mirasçılara karĢı bir alacak hakkı elde etmiĢ kabul edilirler.77

§ 2. MĠRAS HUKUKUNDA ALACAKLI KAVRAMI VE ÇEġĠTLERĠ I. ALACAKLI KAVRAMI

Alacaklı; borç iliĢkisinin konusunu oluĢturan edimin yerine getirilmesini isteme hakkına sahip olan ve borç iliĢkisinin aktif tarafında yer alan kiĢidir.78

Alacaklı gerçek kiĢi olabileceği gibi tüzel kiĢi de olabilir.

Türk Medeni Kanunu’na göre miras hukukunda alacaklı kavramı mirasbırakanın alacaklıları, intikal alacaklıları, mirasçının alacaklıları ve vasiyet alacaklıları olarak dört grupta incelenebilir. Tereke alacaklıları kavramı ise hem mirasbırakanın alacaklarını hem de intikal alacaklılarını kapsayan bir üst kavram olarak kullanılmaktadır. 79

II. MĠRASBIRAKANIN ALACAKLILARI

Mirasbırakanın alacaklıları, Ģarta bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, mirasbırakanın sağlığında yapmıĢ olduğu borç iliĢkilerinden doğan edim yükümlülüklerinin yerine getirilmesi için talep hakkına sahip olan kiĢilerdir.80

Mirasbırakanın borcunu doğuran bu iĢlem iki taraflı olabileceği gibi tek taraflı da olabilir. Bu iĢlemin mirasbırakanın ölümünden önce kurulmuĢ olması elzemdir. Borç için bir vade öngörülüyor ve vade tarihi mirasbırakanın ölümünden sonraki bir tarihe tesadüf ediyorsa, mirasbırakanın borcu kapsamında değerlendirilmektedir.

atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer”(https://lexpera.com.tr/ E.T. 30.09.2019).

76 Escher, s. 5; Dural/Öz, s. 15; Antalya/Sağlam, s. 58. 77 Dural/Öz, s. 15.

78

Mehmet Ayan, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 9. Baskı, Konya, 2015, s.29 (Borçlar); Ahmet M.Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 9. Baskı, Ankara, 2007, s. 1.

79 Cem Baygın, Türk Miras Hukukunda Alacaklıların Korunması, Ankara, 2005, s. 26. 80 Baygın, s. 26; Antalya/Sağlam, s. 43.

(27)

Mirasbırakanın borçları borçlunun kiĢiliğine bağlı Ģahsi edim niteliğinde ise bizzat borçlu tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla mirasçılara bu borcun geçiĢi mümkün değildir.

Borçlunun kiĢiliğine bağlı olmayan Ģahsi edimler için, mirasbırakanın kiĢisel özellikleri önem taĢımadığından alacaklıların mirasçılardan talepte bulunması mümkün olmaktadır. 81

Borçlunun mal varlığından borcu karĢılandığı maddi edim borçlarından mirasçılar sorumlu tutulmaktadır.

Mirasbırakanın borçları nedeniyle mirasçıların sorumluluğu söz konusu olabilmektedir. Vergi Usul Kanunu m. 12’ de mirası reddetmemeleri halinde yasal ve atanmıĢ mirasçıların mükellefin ödevlerin sorumlu olduğu yer almaktadır. Mirasçılar miras hisseleri oranında vergi borçlarından sorumlu olurlar.82

Cezaların Ģahsiliği ilkesi gereğince ölüm ile vergi cezaları düĢtüğünden mirasçılar bu bakımdan sorumlu tutulamazlar. 83

Mirasçı; mirasbırakanın ölümünden önceki beĢ yıl içerisinde iadeye tabi bir kazandırma almıĢ olmakla birlikte mevcudu borçlarını karĢılamaya yetmeyen bir mirası reddederse, mirasbırakanın alacaklılarının mirasçıdan talepte bulunma hakkı ortaya çıkar.84

III. ĠNTĠKAL ALACAKLILARI

Ġntikal alacaklıları, mirasın açılmasından ötürü ya da mirasın açılması ile birlikte ortaya çıkan, mirasbırakanın Ģahsı ile ilgisi bulunmayan alacaklılardır.85

Mirasbırakanın cenaze giderleri (TMK m.507/II), terekeye iliĢkin giderler (TMK m.589), resmi tasfiyede tasfiye memurlarına ödenecek ücretler (TMK m.592/III), resmi defter tutulması talep edildiğinde buna iliĢkin masraflar (TMK m.623/II) , vasiyetnamenin açılmasına iliĢkin giderler (TMK m.507) ile vasiyeti tenfiz memuru için öngörülen ücret (TMK m.550/IV) bu kapsamda değerlendirilir.

81 Baygın, s. 26.

82 Memduh Aslan, Mirasçıların Vergi Borçlarından Sorumluluğu, Marmara Üniversitesi Hukuk

Fakültesi Hukuk AraĢtırmaları Dergisi, C. 17, S. 3-4, 2011, s. 129.

83

Aslan, s. 130.

84 Hayrunnisa Özdemir, Mirasçıların Murisin Borçlarından Dolayı Sorumluluğu, EskiĢehir

Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XVI, S. 1-2, 2012, s. 195.

(28)

Ayrıca mirasbırakan ile birlikte ikamet eden ve onun baktığı kiĢilerin üç aylık geçim masrafları (TMK m.645), mirasın açıldığı tarihte mirasçı olabilecek durumdaki ceninin annesinin bakıma muhtaç olması halinde doğuma kadarki geçim giderleri (TMK m.643/II), engeli bulunan yahut eğitimini tamamlamamıĢ olan çocuklara yapılacak ödemeler (TMK m.774/I) de intikal borçlarındandır.

IV. MĠRASÇININ ALACAKLILARI

Mirasbırakan ile bir ilgisi bulunmamakla birlikte ölümü sırasında ya da ölümünden sonra mirasçısına karĢı alacak hakkına sahip olması nedeniyle mirasbırakanla da dolaylı bir hukuki iliĢkisi bulunan kimse “mirasçının alacaklısı” olarak adlandırılır.86

Mirasbırakanın ölümü ile külli halefiyet ilkesi gereğince mirasçılara intikal eden mal varlığı mirasçıların kiĢisel mal varlıklarına karıĢmaktadır. Bu itibarla mirasın reddedilmesinin söz konusu olmadığı hallerde mirasçılara geçen miras payı üzerinde mirasçının alacaklılarının talep hakkı doğacaktır.

V. VASĠYET ALACAKLISI

Mirasbırakan tarafından mirasçı atanmaksızın terekesinden karĢılıksız bir kazandırma yaptığı kiĢiye “vasiyet alacaklısı” denir.87

Vasiyet alacaklısı gerçek ya da tüzel kiĢi olabilir.

Vasiyet alacaklısının mirasçı sıfatı yoktur. Mirasbırakanın ölümü ile miras doğrudan kendisine geçmemekte, vasiyet edilen değer üzerinde sadece alacak hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle mirasbırakanın borçlarından da sorumlu tutulması mümkün değildir.

§ 3. MĠRASIN RESMĠ TASFĠYESĠ

I. RESMĠ TASFĠYE KAVRAMI VE AMACI

Mirasın resmi tasfiyesi mirasbırakanın ölümünden sonra geride kalan mirasçıların mirası kabul, ret ve defter tutma seçeneklerinin yanında baĢvurabileceği

86 Baygın, s. 44; Antalya/Sağlam, s. 44.

(29)

bir diğer yol olarak karĢımıza çıkmaktadır. Etkileri ve sonuçları itibariyle diğer seçeneklerden farklı olup, kendine özgü bazı unsurları barındırmaktadır. 88

Kural olarak külli halefiyet ilkesi gereğince mirasbırakanın ölümü ile birlikte tereke, baĢka bir iĢleme ihtiyaç duyulmaksızın, bütün halinde mirasçılarına geçer. Mirasın resmi tasfiyesinde ise mirasbırakanın terekesi ile mirasçının mal varlığı ayrı tutulmaktadır. Bu itibarla mirasbırakanın alacaklıları mirasçıları kiĢisel mal varlıkları ile sorumlu tutamazlar.

Mirasın resmi tasfiyesi; mirasbırakanın ölümünden sonra tereke malları ile mirasçıların kiĢisel mal varlıklarının birleĢmesini önleyen, tereke tasfiye edildikten sonra kalan bakiyenin mirasçılara ödenmesine imkan veren, mirasçıların yahut alacaklıların talebi ile gerçekleĢebilen, seçimlik haklardan biri olarak adlandırılabilir.89

Resmi tasfiyenin esas amacı mirasçıları korumaktır. Mirasbırakanın ölümü ile birlikte tüm yasal ve atanmıĢ mirasçılar mirasbırakanın borçlarından kendi mal varlıkları ile de sorumlu olmakta iken, mirasın tasfiyesi ile bu sorumluluk ortadan kalkmaktadır.

Mirasbırakanın borçlarından kiĢisel malları ile sorumlu tutulmak istemeyen mirasçılar mirası reddetme hakkına sahiptir. Ancak bu hakkın kullanımı mirasçılık sıfatının kaybı neticesini doğurmaktadır. Ayrıca mirasın reddi halinde tüm borçlar ödendikten sonra terekede halen mal kalması halinde bundan faydalanamaz. Mirasın resmi tasfiyesinde ise mirasçılık sıfatı kaybedilmeden mirasbırakanın borçlarından kendi mal varlığı ile sorumlu tutulmayacağı gibi, borçlar ödendikten sonra bir mal kalır ise bundan da faydalanabilir.90

Resmi tasfiyenin bir diğer amacı mirasbırakanın alacaklılarını korumaktır. TMK m. 633/I uyarınca mirasbırakanın alacaklıları, alacaklarını elde

88

Eren/Yücer Aktürk, s. 530; Ġmre/Erman, s. 397; Serozan/Engin, s. 593; Dural/Öz, s. 432; Mehmet Kılıç, Türk Hukukunda Mirasın Resmi Tasfiyesi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 62, S. 3, 2013, s. 763.

89

Tuba Birinci Uzun, Mirasın Resmi Tasfiyesi, Ankara 2018, s. 53; Samim Gönensay/Kemaleddin

Birsen, Miras Hukuku, 2. Baskı, Ġstanbul 1963, s. 285; KocayusufpaĢaoğlu, s. 644; Antalya/Sağlam, s. 384; Kılıç, s. 763; Eren/Yücer Aktürk, s. 530-531.

90 Köprülü, s. 389; KocayusufpaĢaoğlu, s. 644; Dural/Öz, s. 432; Eren/Yücer Aktürk, s. 530-531;

(30)

edebileceklerinden inandırıcı sebeplerle kuĢku duymaları halinde resmi tasfiye talep edebilirler. Böylece kendilerine bir güvence tanındığı kabul edilmektedir. 91

Resmi tasfiye, sonuçları itibariyle vasiyet alacaklılarının da korunmasına hizmet etmektedir. Mirasın resmi tasfiyesinde önce mirasbırakanın alacaklıları korunmakta; sonrasında ise vasiyet borçları yerine getirilmektedir. Bu Ģekilde vasiyet alacaklıları da korunmuĢ olur. 92

Resmi tasfiyenin bir açıdan mirasçıların alacaklılarının koruması amacının da olduğu söylenebilir. Mirasın geçiĢi ile birlikte kural olarak mirasbırakanın borçlarından kiĢisel mal varlığı ile sorumlu hale gelen mirasçı; terekenin mevcudunun borçlara yetmemesi halinde bu borcu kendi mal varlığından karĢılama mecburiyeti içerisinde olacaktır. Mirasın resmi tasfiyesi halinde ise; mirasbırakanın borçları nedeniyle kiĢisel mal varlığında eksilme olmayacağı için, mirasçıların alacaklıları da alacaklarını daha kolay tahsil edebilir.

II. HUKUKĠ NĠTELĠĞĠ

Resmi tasfiyenin hukuki niteliği konusunda doktrinde fikir birliği bulunmamaktadır. Bir görüĢe göre mirasın kabulü ile benzerlik gösteren mirasın resmi tasfiyesi; diğer bir görüĢe göre karma bir niteliğe sahiptir.

Mirasın resmi tasfiyesini mirasın kabulüne benzeten görüĢe göre, mirasçıların mirasçılık sıfatı devam etmekte ve buna bağlı sonuçlar da gerçekleĢmekte olduğundan mirasın kabulünün özel bir çeĢidi olarak kabul etmek uygundur. 93

Karma bir nitelik taĢıdığını belirten görüĢe göre, mirasın tasfiyesi belli unsurları itibariyle mirasın kabulüne benzerken belli hüküm ve sonuçları mirasın reddine benzer. 94 Mirasçılık sıfatının kaybedilmemesi ve tasfiye sonunda kalmıĢsa bakiyeden pay alabilme ihtimali mirasın kabulü ile benzerlik göstermekte iken, kiĢisel ve sınırlı sorumluluğun olmaması ile mirasın reddine benzer. Kanaatimizce resmi tasfiyenin hukuki niteliğini en uygun bu görüĢ yansıtmaktadır.

91

Antalya/Sağlam, s. 386; Birinci Uzun, s. 54-55; Kılıç, s. 765; Baygın, s. 86; Ġmre/Erman, s. 397;

92 Birinci Uzun, s. 55; Kılıç, s. 765.

93 Ġmre/Erman, s. 397; Öztan, s. 445; KocayusufpaĢaoğlu, s. 653, Öztan, s. 445. 94 Serozan/Engin, s. 593; Ġnan/ErtaĢ/AlbaĢ, s. 534; ĠĢgüzar/Demir/Yılmaz, s.163.

(31)

Bir kısım yazarlar da resmi tasfiyeyi, mirasın kabulü ve reddinden bağımsız kendine özgü bir kurum olarak nitelendirmektedir. 95

III. KOġULLARI

Resmi tasfiye talebe bağlı olarak gerçekleĢebileceği gibi kanundan da kaynaklanabilir. Talebe bağlı resmi tasfiyede talep etme hakkı bulunan kimselerden bir baĢvuru olmadıkça tasfiye iĢlemine baĢlamak mümkün değildir. Yasal ve atanmıĢ mirasçılar ile mirasbırakanın alacaklıları tasfiye talebinde bulunabilirler. Belli durumlarda da kanun hükümleri gereğince mirasın re’sen tasfiyesine karar verilebilir.

A. Talep Üzerine Resmi Tasfiye 1. Mirasçıların Talebi Üzerine

Her mirasçının, mirası ret veya resmi deftere göre kabul edeceği yerde terekenin resmi tasfiyesini isteme hakkının bulunduğu hususu TMK m.632/I’ de açık bir biçimde düzenlenmiĢtir. Bu hükümdeki “her mirasçı” ifadesi ile kastedilen yasal ve atanmıĢ mirasçılardır. Dolayısıyla mirasçının alacaklıları ile vasiyet alacaklıları mirasın resmi tasfiyesi talebinde bulunamazlar. 96

Mirasın resmi tasfiyesi talebinde bulunacak kiĢinin mirasçı olma Ģartının yanı sıra, bu sıfatını kaybetmemiĢ olması da aranmaktadır. Mirastan yoksunluk, feragat ya da mirastan çıkarma gibi nedenlerle mirasçılık sıfatının kaybı gerçekleĢmiĢ ise, resmi tasfiye talebinde bulunulması mümkün değildir.

Birden fazla mirasçının olduğu durumlarda, mirasın resmi tasfiyesinin gerçekleĢebilmesi için mirasçıların hiçbirinin mirası kabul etmemiĢ olması gerekir. Yasal yahut atanmıĢ mirasçılardan bir ya da birkaçı mirası kabul ederse, resmi tasfiye hüküm ve sonuç doğurmayacaktır.97

95

Antalya/Sağlam, s. 384; Kılıç, s. 767-768, Eren/Yücer Aktürk, s. 530-531.

96

Antalya/Sağlam, s. 385; Ġmre/Erman, s. 398; Kılıç, s. 770.

97

Serozan/Engin, s. 595; Birinci Uzun, s. 91; Antalya/Sağlam, s. 385; Ġmre/Erman, s. 398; Ġnan/ErtaĢ/AlbaĢ, s. 535; Dural/Öz, s. 433; Kılıç, s. 771. Y. 2. HD., 14.11.1997 T., 10309/12315

“Mirasçılardan birinin kayıtsız şartsız mirası kabulü halinde tereke borca batık olsa bile resmi

(32)

Mirasın resmi tasfiyesinin hangi süre içinde istenebileceğine iliĢkin açık bir hüküm yoktur. Bu hususta, mirasın reddi için konulmuĢ olan üç aylık süre dahilinde

resmi tasfiye talebinde bulunulması gerektiği kabul edilmiĢtir (TMK m.606, m. 607).98 Bunun için mirasçının daha önceden mirası kabul veya reddetmemesi

gerekmektedir.

Resmi defter tutulması halinde, her mirasçı defter tutma iĢleminin sona ermesi üzerine yapılan davetten itibaren bir ay içinde resmi tasfiye talebinde bulunabilir (TMK m.627).

Resmi tasfiye talebi mirasbırakanın son yerleĢim yeri sulh hukuk mahkemesine yazılı veya sözlü Ģekilde yapılmaktadır. Sözlü yapılan beyanlar mahkemece tutanağa geçirilir.

2. Mirasbırakanın Alacaklılarının Talebi Üzerine

Mirasbırakanın alacaklılarının talebi üzerine terekenin resmi tasfiyesi TMK m. 633/I’ de “Mirasbırakanın alacaklarını elde edemeyeceklerinden inandırıcı

sebeplerle kuşku duyan alacaklıları, istedikleri halde alacakları ödenmediği veya kendilerine güvence verilmediği takdirde, mirasbırakanın ölümünden ya da vasiyetnamenin açılmasından başlayarak üç ay içinde, terekenin tasfiyesini isteyebilirler” Ģeklinde hüküm altına alınmıĢtır.

Mirasbırakanın alacaklılarının mirasın resmi tasfiyesini talep edebilmesi için bazı Ģartların bulunması aranmaktadır.

Öncelikle mirasbırakandan geçerli bir miras hakkına sahip olmalı ve mirasın açıldığı anda bu hak mevcut bulunmalıdır. 99

Alacağın mirasın açılmasından önce ya da sonra muaccel olmasının yahut alacağın kaynağının bir önemi yoktur.

Mirasbırakanın alacaklısının üçüncü kiĢi olma mecburiyeti olmadığından, yasal mirasçı yahut vasiyet alacaklıları da aynı zamanda mirasbırakandan alacaklı ise, bu sıfatla mirasın resmi tasfiyesini talep edebilirler. 100

98 Serozan/Engin, s. 595; Antalya/Sağlam, s. 385; Ġmre/Erman, s. 399; Ġnan/ErtaĢ/AlbaĢ, s. 535. 99 Birinci Uzun, s. 101; Baygın, s. 87.

(33)

Ġkinci Ģart; alacağın elde edilemeyeceği konusunda inandırıcı sebeplerin bulunması gerekliliğidir. Ġnandırıcı sebep kavramı genel nitelikli olmakla birlikte, daha çok mirasçının mal varlığı ile terekenin toplamının mirasbırakanın ve mirasçıların borçlarını karĢılamaya yetmemesi hali ile karĢımıza çıkar. Ancak bu aciz hali olmasa bile mirasçının yüksek miktarda para kaybetme riskinin bulunduğu bir iĢe giriĢmesi dahi alacaklıların resmi tasfiye taleplerini mümkün kılmaktadır.101

Bu vesile ile alacaklı için zararlı olabilecek neticenin önlenmesi sağlanabilir.

Mirasbırakanın alacaklılarının resmi tasfiyeyi talep edebilmesi için gereken üçüncü Ģart, alacaklıların talepte bulunmasına rağmen bu alacakların ödenmemesi veya alacaklılara teminat verilmemesidir. Bu Ģarta göre öncelikle alacaklıların talepte bulunması ve bu talebin tüm mirasçılara yöneltilmesi gerekmektedir.102

Talebin hangi Ģekilde yapılacağına dair açık bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Ancak ispat açısından kolaylık sağlaması için yazılı Ģekilde yapılması uygun olacaktır.

Mirasbırakanın alacaklıları açısından Kanunda yer alan Ģartların mevcudiyeti halinde mirasın resmi tasfiyesini talep edebilme hakkı doğmuĢ olur. Bu talep, mirasbırakanın son yerleĢim yeri sulh hukuk mahkemesine yazılı ya da sözlü beyan ile gerçekleĢtirilir. Bu talebin kayıt ve Ģart içermemesi gerekmektedir. Birden fazla alacaklının olduğu durumlarda mirasın resmi tasfiyesi talebi yönünden birlikte hareket etme mecburiyeti yoktur.103

Mirasbırakanın ölümünden veya vasiyetnamenin açılmasından itibaren üç ay içerisinde resmi tasfiye talep edilmelidir. Bu sürenin baĢlangıcında yasal mirasçılar açısından mirasbırakanın ölümü, atanmıĢ mirasçılar için ise vasiyetnamenin açıldığı gün esas alınmaktadır.

3. Mirasçının Alacaklıları ve Vasiyet Alacaklılarının Durumu

Türk Medeni Kanunu’nda mirasçının alacaklıları ile vasiyet alacaklılarına resmi tasfiye talebinde bulunma hakkı tanınmamıĢtır. Bu itibarla resmi tasfiye

101 Ġmre/Erman, s. 401; Antalya/Sağlam, s.387; Dural/Öz, s. 434. 102 Ġmre/Erman, s. 402; Kılıç, s. 789; Antalya/Sağlam, s. 387. 103 Antalya/Sağlam, s. 387; Dural/Öz, s. 434.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu noktadan hareket eden Muşul, hileli ve taksirli iflas halleri ile objektif cezalandırılabilme şartı niteliğinde olan iflasa karar verilmiş olması şartı arasında herhangi

 Türk ticaret kanununda düzenlenen konulara erişkin davalar (bono, poliçe, çek).  Bankacılık mevzuatlarından

 Yargı yorumu: Hukuk kurallarının hakimler tarafından yorumlanmasını ifade eden yorum yöntemidir.  Bilimsel yorum: Hukuk kurallarının hukuk bilimiyle uğraşan

Miras bırakanın ölmesi veya ölümüne denk tutulan gaipliğine karar verilmesiyle terekenin (mirasın) intikal ettiği gerçek veya tüzel kişiye mirasçı

2 Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği, Erzurum.. 3 Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Hematoloji

31 of 50 cases underwent a simultaneous shunt procedure (Group A) and the remaining 19 cases underwent a shunt operation following myelomeningocele sac repair at a different

PANELİ-KOMPLE ELEKTRONİK AKSAMI- TORPİDO-ÖN GÖVDE KISIMLARININ MEVCUT OLDUĞU, DIŞARIDAN GÖRÜNDÜĞÜ KADARIYLA ARACIN KOLTUKLARININ İYİ OLDUĞU, LASTİKLERİNİN BİTİK

Buna göre (M)’nin iflasına karar verilmesinden sonra iptal davasını iflas idaresi (İİK m. 2) veya iflas idaresinin kendilerine yetki vermesi hâlinde bu davayı takip etmek isteyen