• Sonuç bulunamadı

ĠFLAS HÜKÜMLERĠNE GÖRE TASFĠYE ġEKLĠNĠN BELĠRLENMESĠ

BELĠRLENMESĠ

Ġcra ve Ġflas Kanunu’na göre iflas dairesi, iflas kararının kendisine tebliğinden itibaren en geç iki ay içerisinde tasfiyenin hangi Ģekilde yapılacağına karar vermelidir ( ĠĠK m.208/III). Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde bu hüküm kıyasen uygulandığında tasfiye memurlarının iki ay içinde tasfiye Ģekline karar vermesi gerekliliği karĢımıza çıkar.

Sulh hukuk mahkemesi tarafından iflas hükümlerine göre terekenin tasfiyesi kararı verilip defter tutulduktan sonra, defterde yer alan tereke malları ve haklarının belirlenen kıymetine göre üç farklı ihtimal karĢımıza çıkar.

Ġlk ihtimal, masaya ait hiçbir malın bulunamaması halidir. Bu durumda tasfiyenin tatiline karar verilir ve bu karar ilan edilir.

Ġkinci ihtimal; masada mal bulunmakla birlikte, defteri tutulan malların bedelinin adi tasfiye masraflarını karĢılayamaması durumudur. Bu durumda basit tasfiye yöntemine baĢvurulur.

Üçüncü ihtimalde, defteri tutulan malların bedeli adi tasfiye masraflarını karĢılamaya yeter nitelikteyse, adi tasfiye yoluna gidilir.

A. Tasfiyenin Tatili

Masaya ait hiçbir malın bulunamaması halinde iflas dairesi tarafından tasfiyenin tatiline karar verilir. Bu kararı ilanından itibaren otuz gün içerisinde alacaklıların iflas tasfiyesi iĢlemlerine devam edilmesine yönelik taleplerinin bulunmaması ve masrafın da yatırılmaması halinde iflasın kapatılacağı belirtilir (ĠĠK m.217).

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi iĢlemlerinde iflas dairesi bulunmadığından tasfiyenin tatili kararı tasfiye memurlarınca verilmelidir.284

Masaya kaydedilebilecek bir malın bulunmaması, masada yer almıĢ olan malların üçüncü kiĢilerin istihkak iddiaları ile masadan çıkarılmıĢ olması,285

ĠĠK m. 277’ye dayanılarak ivazsız tasarrufların butlanı, acizden dolayı butlan veya zarar verme kastından dolayı butlan davalarının açılmamıĢ olması,286

hallerinde tasfiyenin tatiline karar verilir. Masada sadece rehinli malların yer alması tasfiyenin tatili kararının verilmesi için yeterli değildir.287

Ancak bu malların satıĢ bedelinin yalnız rehin ile teminat altına alınmıĢ alacağı karĢılayacağı ve bu nedenle geriye hiçbir Ģeyin kalmayacağının anlaĢılmıĢ olması halinde tasfiyenin tatiline karar verilebilir.288

Tasfiye memurları tarafından verilen tasfiyenin tatili kararı ilan edilir. Bu ilanın ardından alacaklılar otuz gün içerisinde masrafını vermek suretiyle tasfiyeye devam edilmesi talebinde bulunabilirler. Bu durumda adi ya da basit tasfiye yolu ile iĢlemlere devam edilir. Ayrıca alacaklılar tasfiyenin tatili Ģartlarının oluĢmadığından bahisle verilen karara karĢı Ģikayet yoluna da gidebilirler.289

Ġflas hükümlerine göre tasfiyenin tatiline karar verildikten sonra mirasbırakana ait bir mal ya da alacağın ortaya çıkması halinde, bu malların satıĢ bedellerinin tasfiye masraflarını karĢılayabileceği anlaĢılır ise artık mevcut duruma göre basit yahut adi tasfiye yoluna gidilmesi gerekir.

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi kararı verilmesiyle, mirasbırakanın borçlarına iliĢkin mirasbırakan aleyhine devam etmekte olan yahut mirasçılar aleyhine baĢlatılan ilamlı ve ilamsız haciz yolu ile takipler, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipler, adi iflas ve kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipler, teminat gösterilmesine iliĢkin takipler ile Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde yapılan takipler durur. Tasfiyenin tatili ile bu takiplerin akıbeti önem kazanmaktadır.

284 Rüzgaresen/Erdem (Usul), s. 324. 285 Gürdoğan, s.122. 286 Aysoy, s. 145. 287 Aysoy, s. 145. 288 Uyar/Uyar/Uyar, s. 3819. 289 Öğütçü/Çitoğlu, s.981; Olgaç, s. 1651.

Ġflas kararı ile birlikte icra takiplerinin durdurulmasındaki amaç tüm alacaklılar arasındaki eĢitliğin sağlanabilmesidir. Tasfiyenin tatili ile birlikte bu amacı gözetme ihtiyacı ortadan kalkmıĢtır. Bu nedenle önceden baĢlamıĢ bulunan icra takiplerine devam edilebilmesi gerekmektedir.290 Ancak iflasın kapanmasına karar verilse de, iflasın açılması olayı ortadan kalkmayacağı için kararın kesinleĢmesi ile düĢen takiplere devam edilemeyeceğini savunan bir görüĢ de bulunmaktadır. 291

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi sebepleri dikkate alındığında en yakın mirasçılar tarafından mirasın reddi yahut hükmi ret halleri karĢımıza çıkar. Bu durumda mirasçılar mirasbırakanın borçlarından sorumlu tutulmama gayesi ile hareket etmekte ve bu doğrultuda mirasbırakanın borçlarından kiĢisel mal varlıkları ile sorumlu tutulmamaktadırlar. Hal böyle iken tasfiyenin tatili ile duran icra takiplerine yeniden devam edilebilmesinin mirasçılar aleyhine sonuç doğurması olası değildir. Mirasçılar devam eden takiplere yönelik olarak sorumlu olmadığı iddiasını ileri sürme imkânına sahiptir.292

B. Basit Tasfiye

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi kararının ardından tasfiye iĢlemlerinde Ġcra ve Ġflas Kanunu hükümleri uyarınca hareket edilmektedir. Dolayısıyla ĠĠK m. 218’de yer alan basit tasfiyeye iliĢkin usul ve esaslar burada da iĢlerlik kazanacaktır.

Ġflas hükümlerine göre tasfiyede kural olarak adi tasfiye usulü esastır. Ancak deftere kaydedilen malların kıymetinin adi tasfiye iĢlemlerinin giderlerini karĢılamaya yetmeyeceğinin anlaĢılması halinde basit tasfiyeye karar verilecektir (ĠĠK m.218/I). 293

Terekenin adi tasfiye usulüne göre tasfiyesine baĢlanmıĢ olup, tasfiye iĢlemleri altı ay içerisinde bitirilemezse ve alacaklılar da basit tasfiye usulünün uygulanmasına karar verirlerse basit tasfiye usulüne göre faaliyetlere devam edilecektir (ĠĠK m.256). Alacaklıların toplanamaması ya da basit tasfiye kararı vermemesi halinde sulh hukuk

290 Kuru (El Kitabı), s. 1287; Uyar/Uyar/Uyar, s. 3821. 291

Üstündağ, s. 115.

292 Cebeci, s.84.

293 Kuru (El Kitabı), s. 1289; Bilgen, s. 655; Gürdoğan, s. 123; MuĢul, s. 1616; Bolak, s. 1238-

mahkemesi tarafından tasfiye süresinin uzatılması yoluna gidilebilir. Bunun için tasfiye memurları tasfiyenin bitirilememe sebeplerini de beyan etmek suretiyle mahkemeye müracaat etmesi gerekir. Tasfiye memurlarının kusurundan kaynaklanan bir husus bulunmadığı takdirde mahkemece tasfiye süresi uzatılır.

Tereke defterinde kayıtlı malların değeri basit tasfiye masraflarını dahi ödemeye yetmez ise, alacaklılardan basit tasfiye masrafını peĢin vermeleri istenir. Alacaklılar bu masrafı karĢılamazsa iflas yolu ile tasfiye gerçekleĢtirilemez.294

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde sulh hukuk hakimi tarafından atanan tasfiye memurları görev yapacaktır. 295

Basit tasfiyeye karar verildikten sonra ilan yapılarak alacaklılar, yirmi günden az iki aydan çok olmamak üzere belirlenen zaman dilimi içerisinde alacaklarını ve iddialarını bildirmek üzere davet edilirler (ĠĠK m.218). Reddedilen bir mirasın tasfiyesi halinde önceden TMK m. 621 ve 634’te yer alan durumlarda alacaklıların davet edilmiĢ olması halinde bildirim süresi on güne indirilmiĢtir (ĠĠK m.220).

Ġlanda belirtilen süre içerisinde alacaklılardan biri tasfiye memurlarına baĢvuru yaparak tüm giderleri peĢin vermek Ģartıyla tasfiyenin adi usulle yapılmasını talep edebilir. Bu durumda adi tasfiye usulüne geçildiğini duyurmak için yeni bir ilan yapılır. Adi tasfiye geçiĢ, gerekli tüm giderlerin alacaklı tarafından ödendiği anda gerçeklemiĢ olur. 296

Alacaklı tarafından giderlerin yatırılmaması halinde basit tasfiyeye devam olunur.

Basit tasfiye yöntemi, adi tasfiyeye göre daha kısa, hızlı ve ucuz bir tasfiye süreci sağlar. Ġflas prosedüründe adi tasfiyeden farklı olarak iflas idaresi yoktur, iflas dairesi bu görevi üstlenir. Alacaklılar toplanması da bulunmamakla birlikte, ihtiyaç duyulması halinde alacaklılar toplanmaya çağırılabilirler.297

Basit tasfiyede tasfiye memurları bir sıra cetveli hazırlar. Alacaklıların bu sıra cetveline itiraz hakkı mevcuttur. Sıra cetveline itirazlarına iliĢkin baĢvurularını sulh hukuk mahkemesine yapmaları gerekmektedir.

294 Ansay (Tereke), s. 770. 295

Aysoy, s. 167; Bolak, s. 1239. Basit tasfiyenin sulh hukuk hakimi tarafından gerçekleĢtirilmesi gerektiğine yönelik bkz. Tanju, s. 155.

296 Kuru (El Kitabı), s. 1386. 297

Masa malları alacaklıların menfaatine uygun biçimde paraya çevrilir. Ardından bir pay cetveli düzenlenir ve bu sıraya göre alacaklılara paraların paylaĢtırılması söz konusu olur.

Basit tasfiye tamamlanınca tasfiye memurları sulh hukuk mahkemesine bir rapor sunar ve tasfiyenin kapanmasını ister. Sulh hukuk mahkemesi tarafından verilen tasfiyenin kapatılmasına iliĢkin karar ayrıca ilan olunur.298

C. Adi Tasfiye 1. Tasfiye Ġlanı

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi kararının ardından defter tutma, muhafaza tedbirleri alma gibi iĢlemler tamamlandıktan sonra defteri tutulan malların adi tasfiyenin masraflarını karĢılayacağının anlaĢılması halinde terekenin tasfiyesi iĢlemi adi tasfiye usulüne göre yapılır. Alacaklılardan birinin adi tasfiye talep etmesi ve giderleri peĢin vermesi halinde de adi tasfiye usulü geçerlilik kazanacaktır. 299

Adi tasfiye normal tasfiye usulü olarak adlandırılmaktadır. Zira esas olan ve Ġcra ve Ġflas Kanunu’nda ayrıntılı biçimde düzenlenen tasfiye çeĢidi adi tasfiyedir.

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verildikten sonra bir ilan yapılması gerekir. Yapılacak ilan ĠĠK m. 166/II’ de yer alan ve iflasın açıldığını duyuran karardan tamamen farklı bir özellik göstermektedir. 300

Burada genel amaç adi tasfiye yönteminin benimsenmesinin ardından borç ve alacakların tespitidir. ĠĠK m.166/II’ deki ilan ise iflasın açıldığının bildiriminin yanı sıra muhafaza tedbiri özelliği de taĢımaktadır.

Ġlana; mirasbırakanın kimliği, yerleĢim yeri ve terekenin tasfiyesinin açıldığı tarih; alacaklılar ile masaya kaydedilen mallar üzerinde istihkak iddiasında bulunanlara alacaklarını ve istihkak iddialarını ilandan sonraki bir ay içinde senet, defter gibi delillerinin aslını veya onaylı suretlerini sunarak kaydettirmeleri, yabancı ülkede yaĢayan alacaklı için sürenin uzatılabileceği, aksi yönde davranmaları halinde

298 CoĢkun (Ġflas), s. 891; Gürdoğan, s. 153; Özmen, s. 724; Kuru (El Kitabı) s. 1388; Bilgen, s.

655; Üstündağ, s. 191.

299 Kuru (El Kitabı), s. 1290; Yılmaz (ġerh), s. 1039; Uyar/Uyar/Uyar, s. 3823; CoĢkun (Ġflas),

s. 893; Bilgen, s. 657; Ġpekçi, s. 802; Altay, s. 1271.

cezai sorumluluklarının doğacağı ihtarıyla belirtilen süre içinde mirasbırakanın borçlularının da bildirimde bulunması, her ne sıfatla olursa olsun mirasbırakanın mallarını ellerinde bulunduranların o mallar üzerindeki hakları saklı tutularak bunları aynı müddet içinde ilgili makama teslim etmeleri aksi halde geçerli mazeretleri bulunmadıkça cezai sorumluluklarının doğacağı ve rüçhan haklarından da mahrum kalacakları; alacaklıların ilandan sonraki on gün içinde yapılacak toplanmaya gelmeleri ve mirasbırakanın müĢterek borçlusu olanların, kefillerinin ve borçtan sorumlu olan diğer kimselerin toplanmada yer almaya haklarının bulunduğu yazılır (ĠĠK m.219).

Ġlan, tirajı ellibinin üzerinde olan yurt çapında yayın yapan gazetelerden biri ile mirasbırakanın son yerleĢim yerindeki bir gazetede ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilir.

Ġlanın adresleri bilinen alacaklılara posta yolu ile gönderilmesine gerek yoktur. Ancak engel teĢkil eden bir hüküm de bulunmadığından menfaatlerini korumak için tebliğ edilmesi yoluna gidilebilir.

2. Tasfiye Masasına Alacak Yazdırılması

Adi tasfiye usulüne göre tasfiye yapılacağı kararının ardından yapılan ilanda alacaklılara alacaklarını masaya kaydettirmeleri için bir aylık süre tanınacağı yer almaktadır. ĠĠK m. 220 de reddedilen bir mirasın tasfiyesi halinde önceden TMK m. 621 ve 634 te yer alan durumlarda alacaklıların davet edilmiĢ olması halinde belirtilen sürenin on güne ineceğini hüküm altına almıĢtır. Daha önce alacaklarını kaydettirenlerin yeniden bu iĢlemi gerçekleĢtirmesi gerekmez.

Mirası reddetme hakkı bulunan her mirasçı terekenin resmi defterinin tutulmasını isteyebilir. Bu halde sulh hukuk mahkemesi tarafından terekenin aktif ve pasiflerinin bulunduğu defter tutulacaktır. Bu süreçte mahkeme mirasbırakanın alacaklı ile borçlularını alacak ve borç miktarlarını bildirmeleri için çağırır ve bu hususlar deftere geçirilir (TMK m.621). Terekenin resmi tasfiyesine karar verilmesi halinde de tereke defteri düzenlenir ve ilan ile borçlu ve alacaklılar bildirim yapmaya

çağırılır (TMK 634). Bu durumda alacaklıların yeniden alacaklarını kaydettirmesine ihtiyaç yoktur.301

Alacaklılar alacakları ile birlikte tasfiyenin açıldığı tarihe kadar iĢlemiĢ bulunan faizleri de masaya kaydettirirler. Adi alacaklar açısından iflasın açılmasından sonra iĢleyen faizler yazdırılamaz. Rehinle temin edilen alacaklar açısından rehinli malın satıĢına kadar faiz alacağı masaya kaydedilir.

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine iliĢkin karardan önce baĢlamıĢ olunan ve duran icra takipleri ile kararın kesinleĢmesinin ardından düĢen takiplerin alacaklıları da masaya kaydedilirler. Bu alacakların haricinde takip giderleri de masaya yazdırılır. Tasfiyenin açılmasından önce paraya çevrilmiĢ olan malların satıĢ bedeli masaya dahil olmaz. SatıĢ bedeli haciz koyduran alacaklı ya da alacaklılara ödendikten sonra kalan miktar olursa masaya kaydedilir.

Geciktirici Ģarta bağlı alacaklar masaya yazdırılır. ġartın gerçekleĢmesi ile birlikte alacaklıya ödeme yapılır (ĠĠK m.197). Henüz muaccel olmayan alacaklar da kaydedilir. Zira müeccel durumda bulunan tüm borçlar muaccel hale gelmiĢtir.

Konusu para olmayan alacaklar, paraya çevrilmek suretiyle masaya kaydedilirler (ĠĠK m.198). Yabancı para alacakları iflas tarihindeki kur üzerinden Türk Lirasına çevrilerek masaya kaydolunur. 302

Mülkiyeti mirasbırakana ait olan rehinli mallar tasfiye masasına dahil edilmektedir. Mirasbırakanın borcunun teminatı olarak üçüncü kiĢilerin verdikleri rehinler iflas masasına girmez. Mirasbırakanın üçüncü kiĢinin borcu için verdiği rehinlerde ise malın mülkiyeti mirasbırakana ait olduğu için rehin alacaklısının rüçhan hakkı ile birlikte masaya dahil olur. 303

Mirasbırakandan alacağı olan kiĢi aynı zamanda ona borçlu konumundaysa borcunu masaya ödemek yerine takas talep edebilir.

301 Belgesay, s. 122; Tanju, s.157; Ġpekçi, s. 803. 302

MuĢul, s. 1589; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s.418-419.

Belirtilen süre içerisinde alacağını masaya kaydettirmeyen alacaklılar iflasın kapanmasına kadar yazdırabilirler. Ancak geç kalmalarından kaynaklanan masrafları öderler (ĠĠK m.236).

§ 4. TASFĠYE MASASININ ĠDARESĠ I. GENEL OLARAK

Tasfiye masasının idaresi; tereke kapsamında yer alan malların ve alacak ile borçların masaya kaydedilmesi ile baĢlayan ve malların satıĢına kadar olan süreçteki tasfiye iĢlerinin yürütülmesini ifade etmektedir.304

Masa kapsamında yer alan malların muhafazası, masanın alacak ve borçlarına dair sorunların çözümü ve malların satıĢa hazır Ģekilde düzenlenmesi masanın idaresi kapsamındadır. 305

Ġflas hukukunda tasfiye aĢamasında yer alan organlar alacaklılar toplanması, iflas bürosu ile iflas idaresidir. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde iflas idaresi yerine sulh hukuk mahkemesi tarafından görevlendirilen tasfiye memurları yer alır.

II. BĠRĠNCĠ ALACAKLILAR TOPLANMASI

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinin adi tasfiye Ģeklinde yapılacağının belirlenmesinin ardından alacaklılar yapılan ilan ile toplanmaya çağırılır. Ġlanda yer alan gün, saat ve yerde toplanan alacaklılar ile birinci alacaklılar toplanması teĢkil etmiĢ olur.

Ġflas prosedüründe ilk alacaklılar toplanmasına iflas müdürü yahut yardımcılarından biri baĢkanlık eder. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde iflas dairesi mevcut olmadığından iflas müdürü yahut müdür yardımcısının baĢkanlığı söz konusu olmayacaktır. Bu durumda iflas dairesinin görevlerini tasfiye

304 Kuru (El Kitabı), s. 1296; Üstündağ, s. 120; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes,

s.438.

memurlarının üstlendiği görüĢünden hareketle birinci alacaklılar toplanmasına tasfiye memurunun baĢkanlık edeceğini söylemek mümkündür. 306

Tasfiye memuru henüz müzakere iĢlemleri baĢlatılmadan önce, alacaklı oldukları tercihen resmi senetle ya da ĠĠK m. 68/b ve 150/ı maddelerinde yer alan belgelerle sabit olan kiĢilerden bir veya iki alacaklı yahut temsilcilerinden oluĢan bir büro oluĢturur (ĠĠK m.221/I).

Ġflas bürosu kullanılan oyların geçerliliğine iliĢkin uyuĢmazlıkları çözer (ĠĠK m.221/IV). Birinci alacaklılar toplanmasına katılmak isteyenlerin sundukları belgeleri inceleyerek alacaklı olup olmadıkları ve alacaklı oldukları kabul edildiğinde ne kadar alacaklarının bulunduğu hakkında karar verir.307

Ayrıca alacaklı vekili olarak toplanmaya iĢtirak etmek isteyenlerin de temsil yetkilerinin mevcut olup olmadığını değerlendirmektedir.

Ġflas bürosunca yetkili görülen alacaklılar veya temsilcileri, alacak tutarının en az dörtte birini temsil eder nitelikte ise ya da toplanmada bulunan kiĢi sayısı beĢten az olmakla birlikte bunlar alacak tutarının yarısına sahipse toplanma nisabı oluĢmuĢ demektir (ĠĠK m.221/ II).308

Ġflas bürosu toplanmaya katılabilecek alacaklıları veya temsilcileri hakkında karar verdikten sonra toplanmaya baĢlanır. Tasfiye memuru katılanların tespitini yaparak tutanağa geçirir. Masanın teĢkiline yönelik iĢlemler, tutulan defterde yer alan ve muhafaza altına alınan mevcutlar ve borçlar hakkında alacaklılara bir rapor sunar. Raporun alacaklılara sunulması hususu tutanağa geçirilir.

Birinci alacaklılar toplanmasına katılanların gerçekten alacaklı olup olmadığı kesinlik kazanmadığından, ikinci alacaklılar toplanmasına kıyasla daha az yetki tanınmıĢtır.309

306

Aysoy, s. 147; Bolak, s. 1241; Tuğsavul/Akgöl, s. 269; Rüzgaresen/Erdem (Usul), s.321. KarĢ.

Tanju “..alacaklılar toplantısına 221 nci maddeye göre iflas memuru yani tereke hakimi riyaset eder” s.157.

307 Kuru (El Kitabı), s. 1299; EriĢ, s. 634; Tuğsavul/Akgöl, s. 265; Üstündağ, s. 121; Gürdoğan, s.

126; Uyar/Uyar/Uyar, s. 3828; Ġpekçi, s. 804; Yılmaz (ġerh), s. 1042; Öğütçü/Çitoğlu, s. 987;

Altay, s. 1287, Belgesay, s. 124.

308

Deliduman, s. 131; Erdönmez, s. 154.

309

Ġflas hukukunda birinci alacaklılar toplanmasının temel görevi iflas idaresinde yer alacak adayların seçimidir (ĠĠK m.223). Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde iflas idaresinin görevleri tasfiye memurları tarafından üstlenildiğinden ve tasfiye memurları da herhangi bir aday gösterilmesi beklenmeksizin sulh hukuk mahkemesi tarafından belirlendiğinden; terekenin iflas hükümlerine göre tasfiye iĢlemlerinde alacaklılar toplanmasında iflas idaresine aday gösterilmez.

Alacaklılar toplanmasında konu sınırı olmaksızın halin gerektirdiği Ģekilde acil nitelikli sorunlar hakkında kararlar verilir. ĠĠK m. 224’ te örnek olarak sayılan bu kararlar içerisinde mirasbırakanın sanat ve ticaretinin devamı, imalathaneleri ve mağazalarının perakende satıĢ yerlerinin açılması, acele sonuçlandırılması gereken davalar ve malların pazarlıkla satıĢı hakkında kararlar alınabilir.

Toplanmada ileri sürülen görüĢ ve öneriler tutanağa geçirilerek karar verilmesi gereken acele hususlar hakkında oylama yapılır. Karar nisabı toplanmaya katılan alacaklıların alacak miktarı çoğunluğudur.

Alacaklılar toplanmasında alınan kararlara karĢı yedi gün içerisinde Ģikayet yoluna baĢvurulabilir (ĠĠK m.225). Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi iĢleminde Ģikayet makamı sulh hukuk mahkemesidir. ġikayet üzerine sulh hukuk mahkemesi tasfiye memurlarının görüĢünü aldıktan sonra ihtiyaç halinde Ģikayet eden ile talep eden diğer alacaklıları da dinleyerek bir karara varır.

III. TASFĠYE MEMURLARI A. Genel Olarak

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi kararı sulh hukuk mahkemesi tarafından verilmekte olup, mahkeme tasfiye iĢlemlerinin yürütülmesi için tasfiye memurları atamaktadır.

Ġflas hukuku kapsamında gerçekleĢen iflasın tasfiyesi iĢlemlerini iflas idaresi gerçekleĢtirmekte iken, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde bu görev tasfiye memurlarına aittir.

B. Tasfiye Memurlarının Seçimi

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi Ġcra ve Ġflas Kanunu hükümleri çerçevesinde sulh hukuk mahkemesi tarafından gerçekleĢtirilmektedir. Sulh hukuk mahkemesinin bu iĢlemleri gerçekleĢtirirken bir ya da birkaç tasfiye memuru atayabileceği Türk Medeni Kanunun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına Dair Tüzük m.58’ de yer almaktadır. Dolayısıyla terekenin tasfiyesinde iflas idaresi yer almamakta, onun görevlerini tasfiye memurları üstlenmektedir.

Tasfiye memurları doğrudan sulh hukuk mahkemesi tarafından atanır. Bu itibarla birinci alacaklılar toplanması tarafından adayların belirlenmesi söz konusu değildir. Bununla birlikte tasfiye memurlarının iflas idaresinde olduğu gibi alacaklılar toplanması tarafından seçilmesi gerektiğini savunan bir görüĢ de mevcuttur.310 Kanaatimizce bu görüĢ isabetli değildir. Zira tasfiye memurlarının iflas dairesi olarak da hareket ettiği kabul edildiğinden, tasfiye memurları seçilinceye kadar iflas dairesi tarafından alacaklılar toplanmasına kadar geçen süre içerisinde yapılması gereken iĢlemlerin kim tarafından yürütüleceği hususu karıĢıklıklara neden olabilir.

Seçilme usulleri arasındaki farklılık haricinde iflas idaresi ile tasfiye memurlarının görevleri büyük ölçüde benzerlik taĢımaktadır. Ġcra ve Ġflas Kanunu’nda yer alan iflas idaresine iliĢkin hükümler tasfiye memurları için de uygulama alanı bulacaktır.311

Ġflas idaresinde yer alabilmek için gerekli olan fiil ehliyetine ve ilgili konuda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olma nitelikleri tasfiye memurları için de geçerlidir. Bu itibarla tereke ile ilgisi bulunmayan üçüncü kiĢiler tasfiye memuru olarak görevlendirilebilir. Uygulamada yeterli bilgi ve tecrübe Ģartını yerine getirdiğinden bahisle avukatlara bu görevin verilebildiği görülmektedir. Nitekim Avukatlık Kanunu m.12/d’ de tasfiye memurluğu avukatlık ile bağdaĢan iĢler arasında sayılmıĢtır. Bununla birlikte hakim ve savcıların tasfiye memuru olarak görevlendirilmesi mümkün değildir.

310 Postacıoğlu, s. 46.

Tüzel kiĢilerin tasfiye memuru olarak görev yapamayacağına dair bir düzenleme bulunmamakla birlikte doktrindeki baskın görüĢ, tüzel kiĢilerin tasfiye memuru olarak görevlendirilemeyeceği yönündedir. 312

Mirasbırakanın alacaklıları yahut temsilcileri, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde tasfiye memuru olarak görev yapabilirler.313

Mirasçıların tasfiye memuru olarak görev alıp alamayacaklarına dair açık bir hüküm yoktur. Bu itibarla baskın görüĢ tasfiye memuru olarak görevlendirilebileceği doğrultusundadır.314

Resmi tasfiyenin mirasçılardan birine tevdi edilemeyeceği görüĢünün315

yanı sıra hakimin mirasçıyı tasfiye memuru tayin etmesinde bir engel bulunmamakla birlikte zaruret olmadıkça görevlendirmemesi gerektiği316

de savunulmaktadır.

Sulh hukuk mahkemesi tarafından seçilen tasfiye memurlarının kendilerine

Benzer Belgeler