• Sonuç bulunamadı

2.3. Çalışma Belleği

2.3.2. Zihin Kuramı ve Çalışma Belleği

Birçok çalışma çocukların diğerlerinin kanılarını anlama becerileri ile yürütücü işlev performansları arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermiştir (Carlson ve Moses, 2001; Carlson vd., 2004; Carlson vd., 2002; Hughes, 1998a). Çalışmaların sonuçları temel alındığı zaman Zihin Kuramı’nın çalışma belleği ve engelleyici kontrolleri içeren yürütücü işlevlerin ana bileşenleri üzerinde doğrudan etkisi olduğu düşünülmektedir (Carlson ve Moses, 2001;

Powell ve Carey, 2017). Zihin Kuramı’nın bilişsel fonksiyonlarda işlev gösteren engelleyici kontrol (inhibitory control), yürütücü işlevler ve tekrar gibi diğer bileşenler tarafından etkisi altında olduğu düşünüldüğünde, bu özelleştirilmiş alanın zihinsel atfetme becerisinde aktif bir göreve sahip olduğu tahmin edilebilir bir durumdur (Sodian ve Kristen, 2010).

Araştırmalar incelendiği zaman yürütücü işlevlerin önemli bir bileşeni olan çalışma belleği ve Zihin Kuramı’nın birlikte ele alındığı araştırmalara ulaşılmaktadır (Barrett vd., 2004; Carlson vd., 2002; Davis ve Pratt, 1995; Gordon ve Olson, 1998; Hasselhorn vd., 2005; Karakelle ve Ertuğrul, 2012; Keenan, Olson ve Marini, 1998; Perner ve Lang, 1999; Slade ve Ruffman, 2005; Sporik, Holgate, Platts-Mills ve Cogswell,1990). Slade ve Ruffman (2005) yaşları ortalama 3 olan 44 okulöncesi çocuğun Zihin Kuramı becerilerini, çalışma belleklerini, anlamsal ve sözdizimsel dil becerilerini ölçmüştür. Çocukların anlamsal ve sözdizimsel dil becerilerini ölçmek için 4 dil testi kullanılmıştır. Çocukların kelime dağarcığındaki temel isimleri ve fiileri anlama testi için anlamsal test (The Semantics BPVS), cümleleri ne düzeyde anladığını ölçmek için dil kavramı testi (Linguistic Concepts Test, Wiig vd., 1992), içe yerleşik tümcecik (embedded clause test) anlam bilgisini ölçmek için tümce testi (Embedded Clause Test) uygulanmıştır. Zihin Kuramı becerilerini ölçmek için yer değişikliği testi ve beklenmedik içerik testi (Perner, Leekam ve Wimmer, 1987; Wimmer ve Perner, 1983) kullanılmıştır. Çalışma belleğini ölçmek için geriye rakam hatırlama testi kullanılmıştır. Ancak testte rakam yerine kelime kullanılmıştır (Davis ve Pratt, 1995; Snodgrass ve Vanderwart, 1980). Çalışma sonunda araştırmacılar genel dil becerisinin Zihin Kuramı becerilerine doğrudan etkisi olduğunu ve belli koşullar altında dilin Zihin Kuramı becerileri için yordayıcı olduğunu bulgulamışlardır. Ayrıca araştırmacılar belirli düzeyde çalışma belleği kapasitesinin Zihin Kuramı testlerinde başarılı olabilmek için gerekli olduğu sonucuna ulaşmışlardır.

Benzer bir çalışma ile Zihin Kuramı, dil, çalışma belleği ve yönetici işlevler arasındaki bağlantıları gelişimsel olarak incelemeyi amaçlayan Karakelle ve Ertuğrul (2012) 36-48 aylık 100 ve 53-72 aylık 101 olmak üzere toplam 201 çocuğu katılımcı olarak araştırmalarına dâhil etmişlerdir. Çocukların Zihin Kuramı becerilerinin değerlendirilmesinde iki yanlış kanı atfı testi ve bir görünüm gerçeklik testi uygulanırken, çalışma belleği gelişiminin değerlendirilmesinde ters sayı dizisi ve dil gelişiminin ölçümünde Türkçe Erken Dil Gelişim Testi (TEDİL) ve yönetici işlevlerin değerlendirilmesinde Boyut Değiştirerek Kart Eşleme Görevi ve Görsel İşitsel Sayı Dizisi Testi kullanılmıştır. Çalışmanın sonucu Zihin Kuramı becerilerinde 3 yaşlarında çalışma belleğinin, 5 yaşlarında ise dilin yordayıcı rolünün diğer

değişkenlerden daha büyük olduğunu göstermektedir. Sonuçlar çalışma belleğinin 3 yaşlarında, dil becerisinin veya yönetici işlevlerin aracılığı olmadan Zihin Kuramı’nı doğrudan ve pozitif olarak yordadığını göstermiştir. Bununla birlikte 5 yaşlarında ise çalışma belleğinin veya yönetici işlevlerin aracılığı olmadan dil becerisinin Zihin Kuramı’nı doğrudan ve pozitif olarak yordadığı sonucuna ulaşılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde 36-48 aylık çocuklarda çalışma belleği performansı yüksek olanların, Zihin Kuramı performanslarının daha yüksek olduğu sonucuna varılırken, 53-72 aylık çocuklarda dil becerisi yüksek olanların, Zihin Kuramı performanslarının daha yüksek olduğu görülmüştür. Normal gelişim gösteren 47 okulöncesi çocuğun Zihin Kuramı becerilerini, çalışma belleğini ve engelleyici kontrol sistemlerini değerlendiren Carlson vd. (2002) aynı zamanda çocuklara sözel beceri ve performans değerlendirmesini içeren zekâ testi uygulamıştır. Zihin Kuramı becerileri değerlendirmesi için görünüm gerçeklik, beklenmedik içerik, beklenmedik yer değişikliği testleri uygulanmıştır. Engelleyici kontrol ölçümü için uygulamacının verdiği yönergeye göre eylemleri bastırmayı gerektiren Ayı ve Ejderha (The Bear/Dragon task) testi, gönüllü olarak sesi kısmayı içeren Fısıltı (Whisper) testi, haz ertelemesini içeren Hediye Erteleme (Gift Delay) testi uygulanmıştır. Çalışma belleği değerlendirmesi için hesaplama ve etiketleme, geriye rakam hatırlama, geriye kelime hatırlama testlerini uygulamışlardır. Çalışmanın sonuçları engelleyici kontrol ile yanlış kanı atfı performansı arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermiştir. Ayrıca çalışma belleği ve engelleyici kontrol birlikteliğinin bazı durumlarda zihinsel atfetme becerilerinde önemli rol oynayabileceğini göstermiştir.

Perner ve Lang (1999) Zihin Kuramı gelişiminde yürütücü işlevlerin etkisinin ele alındığı çalışmaları (Carlson, 1997; Charman, Carroll ve Sturge, 2001; Davis ve Pratt, 1995; Gordon ve Olson, 1998; Fisher ve Happe, 2006; Hughes, 1998a; Hughes, 1998b; Hughes, Dunn ve White, 1998; Russell vd., 1991) inceleyerek bir meta analiz çalışması yapmıştır. Araştırmacıların çalışmaları değerlendirmesi sonucunda 3-6 yaş arasında yürütücü işlevler ile Zihin Kuramı arasında ilişkinin olduğu görülmüştür. Çalışmalar yürütücü işlevler olmadan Zihin Kuramı gelişiminin ilerleyemeyeceğini ve eğer yürütücü işlevlerde bir sorun varsa Zihin Kuramı gelişiminin de etkileneceğini göstermiştir. Pellicano (2007) otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan okul öncesi dönem çocukların, Zihin Kuramı becerileri ve yürütücü işlev becerileri arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Çalışmanın katılımcılarını 30 OSB’li olan çocuk ve 40 normal gelişim gösteren çocuk oluşturmuştur. Çocukların Zihin Kuramı becerilerini değerlendirmek amacıyla beklenmeyen içerik ve beklenmeyen yer değişikliği testleri uygulanmıştır. Yürütücü işlev becerilerini ölçmek amacıyla ise labirentler

görevi, Londra Kulesi, Winsconsin Kart Eşleme Testi ve Luria’nın el oyunu ölçekleri kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgular, her iki grupta Zihin Kuramı becerileri ve yürütücü işlev becerileri arasında önemli bir ilişki olduğunu göstermiştir.

Ozonoff ve McEvoy (1994) Zihin Kuramı ve yürütücü işlev becerilerini OSB’si olan çocuklarda incelediği boylamsal bir çalışma yürütmüşlerdir. Çalışmanın ilk aşamasında yaşları ortalama 12 olan 23 OSB’li grup, 20 kontrol grubu olmak üzere 43 katılımcı değerlendirilmiştir. Yaklaşık 3 yıl sonra aynı gruplar tekrar değerlendirilmiştir. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı katılımcıların sayısı her iki grupta 17’ye düşmüştür. Çalışmada çocukların yürütücü işlev becerilerini değerlendirmek için çalışma belleği kapasitesini ve planlama becerilerini ölçen araçlar kullanılmıştır (Tower of Hanoi, WCST, Borys, Spitz ve Dorans, 1982; Heaton, 1981). Çalışmanın ikinci aşamasında OSB’li olan gruba Zihin Kuramı değerlendirmesi uygulanmıştır. Ancak kontrol grubu ikinci aşamaya dâhil edilmemiştir. OSB’li grubu değerlendirmek için beklenmedik içerik testi, ikinci derece yanlış kanı atfı içeren öyküler kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçları Zihin Kuramı ve yürütücü işlev becerilerinin OSB’li olan çocuklarda çok az gelişim gösterdiği, 3 yaş ve sonrasında ileri yaş düzeyinde Zihin Kuramı ve yürütücü işlev becerilerinde yetersizliğin devam ettiğini göstermiştir.

Görme yetersizliği olan bireyler tamamen ağır görme yetersizliğine sahip olmasalar da sosyal becerileri de kapsayan günlük yaşam becerilerini yerine getirebilmek için çeşitli güçlükler yaşayabilirler (Cattaneo vd., 2008). Çocukların gelişim sürecinde sosyal etkileşimin, zihinsel kavrayışları üzerinde etkisinin olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır (Carpendale ve Lewis, 2004). Sosyal etkileşimler sırasında jest, mimik ve yüz ifadeleri olmadan yalnızca sözel olarak edinilen bilgiler, diğerlerine zihinsel kanı atfetme süreçlerini zorlaştırabilmektedir (Sak-Wernicka, 2016). Görme duyusu yoksunluğunun, Zihin Kuramı gelişiminin öncülleri olan ortak dikkat gibi paylaşılan yaşantıları engellediğini düşünen araştırmacılar bulunmaktadır (Begeer vd., 2014). Özellikle ağır görme yetersizliği olan çocukların sosyal beceri gelişimi için çeşitli çıkarımlara ve ortak dikkat deneyimine katılamadığı belirtilmektedir. Bu bağlamda Zihin Kuramı değerlendirmeleri sırasında gereken dikkatin verilmemesi görme yetersizliği olan çocukların soruları cevaplarken kafa karışıklığı yaşamalarına neden olabilir (Green vd., 2004; Minter vd., 1998). Sözel olmayan görsel ipuçlarına erişimin kısıtlanması, iletişim ortamında kullanılan dilin sorunsuz anlaşılmasına rağmen görme yetersizliği olan çocuklarda dikkatin yönlendirilmesi ve duyguların tanımlanmasında sınırlılık yaratabilmektedir (Peterson vd.,

2000). Bu sınırlılıkların görme yetersizliğinin neden olduğu yön bulmada, uyumda, dikkati verebilmede ve sosyal etkileşimde birtakım zorluklar yaratması olası karşılanmaktadır (Roch-Levecq, 2006). Baddeley’e (2012) göre çalışma belleği karmaşık düşüncelerin geçici olarak depolanması için dikkat mekanizmaları gerektirir (Argyropoulos vd., 2017). Davranışsal ve işlevsel beyin görüntüleme çalışmaları çalışma belleği ve seçici dikkatin etkileşim içinde olduğunu göstermektedir (Fockert vd., 2001). Engle, Kane ve Tuholski’a (1999, s. 126) göre çalışma belleği kısa süreli belleğin ve kontrollü dikkatin birleşiminden oluşmaktadır. Çalışma belleğinin etkin kullanımı dikkatin nasıl yönlendirildiğiyle de ilgilidir. Yapılan çalışmalar dikkati odaklama, tekrarlama gibi işlemlerin çalışma belleğinin kapasitesini etkilediğini göstermiştir (Cowan, 2010). Çalışma belleği sistemi daha çok kontrollü dikkat gerektirmektedir. Bu bağlamda yapılan bazı araştırmaların sonuçları sözel alanda kontrollü dikkat becerisinin, çalışma belleğinin kısa süreli bellekten daha çok tahmin yürütme becerisi sağladığı için önem taşıdığını göstermektedir (Miyake, Friedman, Rettinger, Shah ve Hegarty, 2001). Görmenin dikkat becerilerindeki rolü düşünüldüğü zaman, görsel işlemlemenin en erken dönemlerinde bellek mekanizmaları ile görsel bölgelerin seçici dikkatle örtüşmesi beklenebilir bir durumdur (Awh ve Jonides, 2001). Hillyard ve Munte (1984)seçici dikkatin mekânsal ve renksel bakımdan iki görsel uyarıcıya dayandığını ileri sürmektedir (Cowan, 1988). Görme duyusunun yokluğunda görme yetersizliği olan kişilerin, farklı bilişsel organizasyon ve stratejiler yürüterek görsel uzamsal yapı gibi çalışma belleği sisteminin bazı yapılarını farklı şekilde kullandığı düşünülmektedir (Vecchi, 2001).

Bu araştırmada görme yetersizliği olan çocukların gören çocuklarla sözel zekâ puanları eşitlenerek, birinci ve ikinci derece yanlış kanı atfı becerileri ile çalışma belleklerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yapılan Zihin Kuramı araştırmalarına bakıldığı zaman görme yetersizliği olan çocuklarla gören çocukların sözel zekâ puanlarının eşitlendiği çalışmalar (Anghel, 2012; Green vd., 2004; Minter vd., 1998; Pijnacker vd., 2012) ile sözel zekâ puanlarının eşitlenmediği çalışmalara (Baştuğ, 2016; Brambring ve Asbrock, 2010; Begeer, vd., 2014; Peterson vd., 2000; Şen, 2016; Roch-Levecq, 2006) ulaşılmaktadır. Çalışma belleğinin incelendiği araştırmalara bakıldığı zaman da benzer biçimde görme yetersizliği olan çocuklarla gören çocukların sözel zekâ puanlarının eşitlendiği çalışmalar (Swanson ve Luxenberg, 2004; Withagen vd., 2013) ile sözel zekâ puanlarının eşitlenmediği çalışmalara (Bliss vd., 2004; Cohen vd., 2011) ulaşılmaktadır. Görme yetersizliği olan çocuklarda yapılan Zihin Kuramı gelişimi değerlendirmelerinde olduğu gibi çalışma belleği

çalışmalarında da uygulama farklılığı görülmektedir. Genel olarak araştırmalarda sözel zekânın eşitlenmesine yönelik olarak standart bir yol izlenmediği görülmektedir. Çalışmalardan elde edilen bulgu farklılığına sözel zekâ puanlarının etkisi göz önüne alınabilir. Bu nedenle ortaya çıkan sonuçların çelişkili olması beklenebilir. Nitekim görme yetersizliği olan çocuklarda birinci ve ikinci derece yanlış kanı atfı becerisinin değerlendirildiği, sözel zekanın eşitlendiği araştırmalardan ulaşılabilen tek çalışmanın (Pijnacker vd., 2012) sonucunun, sözel zekanın eşitlenmediği diğer çalışmaların aksine bulgular ortaya koyduğu görülmüştür.

Alan yazında görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı’nın birinci derece yanlış kanı atfı becerisinin değerlendirilmesine yönelik daha fazla çalışmanın yer aldığı dikkat çekmektedir (Anghel, 2012; Baştuğ, 2016; Brambring ve Asbrock, 2010; Roch-Levecq, 2006; Pijnacker vd., 2012; Şen, 2016). Çalışmalarda görme yetersizliği olan çocukların yalnızca birinci derece yanlış kanı atfı becerisini değerlendirerek, elde edilen sonuçlarla görme yetersizliği olan çocukların genel Zihin Kuramı gelişimlerinde gecikme olabileceğini ileri sürmek yeterli kanıt temele dayanmamaktadır. Bu nedenle bu çalışmada görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı gelişimlerine dair ulaşılacak bulgular birinci derece yanlış kanı atfı ve ikinci derece yanlış kanı atfı becerilerinin değerlendirilmesi sonucunda ortaya konulacaktır.

Gören çocukların tahmin etme içeren durumları kavrama becerilerine sahip olduğu düşünüldüğünde, zihinsel işleyiş altında yatan farklı değişkenler söz konusu olabilir (Wellman ve Liu, 2004). Zihin Kuramı ve yürütücü işlevlerin sosyal yeterliğe etkisi kapsamında bu değişkenlerin etkileşimi sırasında karmaşık bilişsel beceriler gerekebilmektedir (Etel ve Yagmurlu, 2015; Özdemir, 2015). Zihin Kuramı gelişimi, içinde yaşanılan karmaşık uyaranlarla dolu çevrede, kişinin diğer insanlarla girdiği iletişime yalnızca doğru bir etkileşim açısından değil ayrıca hızlı etkileşim açısından da önemli derecede katkı sağlamaktadır. Görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı becerilerinde yaşadığı yetersizlikler göz önüne alındığında ise çalışma belleği performanslarının etkisi de dikkate alınmalıdır. Alanyazında ulaşılan araştırma bulguları görme yetersizliği olan çocukların akranlarına göre çalışma belleği performansı sergilemede farklılık yaşadığını göstermiştir (Padeliadu ve Antoniou, 2008; Withagen vd., 2013). Bu araştırmalarda katılımcıların sözel zekâ puanlarının dâhil edilmemesi durumu dikkat çekicidir. Çalışmalar incelendiği zaman görme yetersizliği olan çocukların birinci ve ikinci derece yanlış kanı atfı becerilerini içeren Zihin Kuramı gelişimleri ile çalışma belleği

performanslarının karşılaştırıldığı çalışmalara ulaşılmamaktadır. Zihin Kuramı becerileri ile çalışma belleğinin birlikte incelenmesi, görme yetersizliği olan çocukların gelişimlerinin ve görme yetersizliğinin bilişsel becerileri etkileme yapısının daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Bu kapsamda bu çalışmada, görme yetersizliği olan ve gören çocukların sözel zekâları eşitlenerek araştırmaya alınıp Zihin Kuramı becerileri ve çalışma belleği performansları karşılaştırılarak incelenecektir.

BÖLÜM 3

YÖNTEM

Görme yetersizliğinden etkilenmiş çocuklar ve gören çocukların Zihin Kuramı’ndaki birinci derece yanlış kanı atfı, ikinci derece yanlış kanı atfı becerileri ile sözel çalışma belleği performansları arasındaki ilişkiyi incelemeyi ve sözel zekâ puanları eşleştirilen çocukların birinci derece yanlış kanı atfı, ikinci derece yanlış kanı atfı becerileri ve sözel çalışma belleği performanslarını yaşa ve cinsiyete bağlı olarak karşılaştırmayı amaçlayan araştırmaya yönelik bu bölümde araştırma modeli, çalışma grubu, çalışma ortamı ve materyalleri, verilerin toplanması ve analizine yer verilmiştir.

3.1. Araştırma Modeli

Bu araştırmada nedensel karşılaştırma araştırma deseni kullanılmıştır. Nedensel karşılaştırma araştırmaları, gruplar arasında yer alan farklılıkların nedenlerini ve sonuçlarını herhangi bir müdahalede bulunmadan belirmeyi amaçlayan çalışmalardır (Büyüköztürk, Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, s. 16). Bu çalışmada 6-10 yaşları arasındaki görme yetersizliğine sahip çocuklar ve gören çocukların Zihin Kuramı becerilerinden birinci ve ikinci derece yanlış kanı atfı görevlerini yerine getirme becerileri ile çalışma belleği performanslarına ait verilerin toplanmasına yer verilmiştir.

3.2. Araştırma Grubu

Bu araştırmaya Ankara il merkezinde bulunan görme engelliler ilköğretim birinci ve ikinci kademeye devam eden 6-10 yaşları arasındaki görme yetersizliği olan çocuklar ile ilköğretim birinci ve ikinci kademeye devam eden 6-10 yaşları arasındaki gören çocuklar dâhil edilmiştir. Araştırma görme yetersizliği olan 19 çocuk ile gören 21 çocuk olmak üzere toplam 40 çocukla gerçekleştirilmiştir.

3.2.1. Katılımcıların Belirlenmesi

Araştırma için görme yetersizliği olan katılımcıları belirleyebilmek amacıyla Türkiye’de yatılı görme engelliler ilkokul birinci ve ikinci kademesi bulunan okulların olduğu Ankara ili seçilmiştir. Bu ilde bulunan görme engelliler yatılı ilkokul birinci ve ikinci kademeye devam eden öğrenciler ile ilkokul birinci ve ikinci kademeye devam eden gören katılımcılarla çalışılabilmesi için Gazi Üniversitesi ve Millî Eğitim Bakanlığından edinilen resmi yazışmalar sonucunda gerekli araştırma uygulama izni ve etik kurul izin belgeleri alınmıştır. Uygulama yapılacak Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullar ile görüşülerek çalışmaya yönelik izin belgeleri kurum yöneticileri ile paylaşılmış ve araştırma hakkında gerekli bilgiler verilmiştir. Çalışmalar sırasında ses kaydının alınacağı bilgisi paylaşılmıştır. Çalışma öncesinde kurum yöneticileriyle, öğretmenlerle ve ailelerle görüşüp gerekli izinler alındıktan sonra katılımcı ölçütlerine uygun olacak şekilde çocuklara ait raporlar, kayıtlar ve belgeler incelenerek araştırma katılımcıları belirlenmiştir.

Araştırma için görme yetersizliği olan katılımcılarda; a) 6-10 yaş aralığında olma,

b) Üniversite veya devlet hastanelerinden alınmış sağlık kurulu raporu ile görme kaybı tanısı almış olma,

c) Görme yetersizliği dışında herhangi bir ek yetersizlik tanısı almış olmama, d) Çalışmaya ebeveynlerinin izinleri doğrultusunda gönüllü olarak katılma e) Sözel zekâ puanının gören akranıyla eş aralıkta olması

Gören katılımcılarda; a) 6-10 yaş aralığında olma,

b) Herhangi bir yetersizlikten etkilenmemiş olmama,

c) Çalışmaya ebeveynlerinin izinleri doğrultusunda gönüllü olarak katılma ölçütleri aranmıştır.

3.2.2. Katılımcıların Özellikleri

Araştırmaya ölçütleri karşılayan 6-10 yaş arası 19 ağır görme yetersizliği olan, 21 gören katılımcı olmak üzere toplam 40 katılımcı katılmıştır. Katılımcılar benzer sosyoeknomik ve sosyokültürel düzeydeki devlet okullarında eğitimlerine devam eden öğrenciler arasından

belirlenmiştir. Uygulama öncesinde araştırma ölçütlerini sağlayan katılımcıları belirleme sürecinde araştırmacı çocukların sınıf öğretmenleriyle iletişime geçip, uygulama hakkında bilgi vererek öğrencilerin seçilmesinde yardım almıştır. Görme yetersizliği olan grup ile gören gruptaki katılımcıların belirlenmesinde benzer yaş düzeyi, sınıf ve cinsiyet eşleşmesi dikkate alınmıştır. Görme yetersizliği olan grubu, sağlık kurulu raporları temel alındığında ağır görme yetesizliği olan çocuklar oluşturmuştur. Ağır görme yetersizliği olan çocuklar, ağır derecede görme keskinliği kaybı olan çocuklardır ve öğrenmelerini işitsel ve dokunsal duyularının yardımı ile sağlar (Ataman, 2006).

Tablo 1

Cinsiyete Göre Dağılım

Cinsiyet

Grup

Toplam Gören Görme Yetersizliği Olan

N % N % N %

Erkek 12 30 13 32,5 25 62,5

Kız 9 22,5 6 15 15 37,5

Toplam 21 52,5 19 47,5 40 100

Tablo 2

Katılımcı Çocuklarda Sözel Zekâ Puanları

Sözel Zekâ Puanı

Grup f % x̄ σ Min Max Mdn

Görme

yetersizliği olan Toplam 19 100 95,47 10,98 80 117 96

Tablo 3

Yaşa Göre Dağılım

N Min Maks M SE

40 6 10 8,17

1,48

Yaş

Grup

Toplam Gören Görme Yetersizliği Olan

6 5 2 7 %17,5 7 2 6 8 %20 8 4 3 7 %17,5 9 4 3 7 %17,5 10 6 5 11 %27,5 Toplam 21 19 40 3.2.3. Ortam

Araştırma kapsamında yapılan çalışmalar katılımcıların eğitim ortamlarında sürdürülmüştür. Çalışmanın gerçekleştirildiği okul yöneticileriyle görüşülerek katılımcıların ders saatleri ve günleri belirlenmiştir. Belirlenen saatler ve günler dikkate alınarak yönetimin belirlediği çalışma yapmaya uygun bir oda seçilmiştir. Odanın ısı, ışık ve ses bakımından uygun olmasına dikkat edilmiştir. Çalışma yapılan odada bir masa, yetişkin koltuğu ve katılımcıların boy ve kilosuna göre uygun bir sandalye olması sağlanmıştır. Çalışmaya başlamadan önce kullanılacak materyaller hazırlanmış ve tüm çalışmalar uygulama güvenirliği değerlendirmeleri için ses kaydı altına alınmıştır.