• Sonuç bulunamadı

Görme Yetersizliğinden Etkilenmiş Çocuklar ve Gören Çocukların Zihin Kuramı Becerileri ile Çalışma Belleği Performansları Arasındaki İlişkinin Karşılaştırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Görme Yetersizliğinden Etkilenmiş Çocuklar ve Gören Çocukların Zihin Kuramı Becerileri ile Çalışma Belleği Performansları Arasındaki İlişkinin Karşılaştırılması"

Copied!
126
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

GÖRME YETERSİZLİĞİNDEN ETKİLENMİŞ ÇOCUKLAR VE

GÖREN ÇOCUKLARIN ZİHİN KURAMI BECERİLERİ İLE

ÇALIŞMA BELLEĞİ PERFORMANSLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN

KARŞILAŞTIRILMASI

Hacer Damlanur IŞITAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ÖZEL EĞİTİM ANA BİLİM DALI

GÖRME ENGELLİLERİN EĞİTİMİ BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(3)

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren on iki (6) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Hacer Damlanur

Soyadı : IŞITAN

Bölümü : Özel Eğitim Bölümü

İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : Görme Yetersizliğinden Etkilenmiş Çocuklar ve Gören Çocukların Zihin Kuramı Becerileri ile Çalışma Belleği Performansları Arasındaki İlişkinin Karşılaştırılması

İngilizce Adı : A Comparison of the Relationship Between Theory of Mind Skills and Working Memory Performances of Children with Visual Impairments and Sighted Children

(4)

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Hacer Damlanur IŞITAN İmza :

(5)

JÜRİ ONAY SAYFASI

Hacer Damlanur IŞITAN tarafından hazırlanan “Görme Yetersizliğinden Etkilenmiş Çocuklar ve Gören Çocukların Zihin Kuramı Becerileri ile Çalışma Belleği Performansları Arasındaki İlişkinin Karşılaştırılması” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Görme Engellilerin Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman (Başkan): Prof. Dr. Selda ÖZDEMİR ……….

Üye: Doç. Dr. Meral EBEGİL ……….

Üye: Doç. Dr. Cevriye ERGÜL ……….

Tez Savunma Tarihi 09/07/2018

Bu tezin Gazi Üniversitesi Görme Engellilerin Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğimi onaylıyorum.

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü

Prof. Dr. Selma YEL ……….

(Özel Eğitim Bölümü, Gazi Üniversitesi)

(İstatistik Bölümü, Gazi Üniversitesi)

(6)

TEŞEKKÜR

Tez sürecimin her aşamasında bilgi ve deneyimlerini benimle paylaşan, disiplinli ve titiz yaklaşımıyla meslek hayatım boyunca profesyonel tutumunu ve sabrını kendime rehber olarak alacağım, bana her daim güleryüzlü ve hoşgörüyle yaklaşan saygıdeğer hocam Sayın Prof. Dr. Selda ÖZDEMİR’e tüm içtenliğimle teşekkür ederim.

Hayatım boyunca iyi günlerde olduğu kadar zor zamanlarda da yanımda olan, kendimi geliştirme ve keşfetme sürecinde maddi-manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen, sevgilerinin ve ilgilerinin daima bir gölge gibi beni takip ettiğini bildiğim aileme; canım annem Fatma IŞITAN’a, sevgili babam Kasım IŞITAN’a ve biricik abim Kurtay Kağan IŞITAN’a teşekkür ederim.

Tez yazım süresince enerjimi ve motivasyonumu yüksek tutarak sıkıntılı zamanlarda sakinleşmeme yardımcı olan Youtube Lofi Hip Hop çalma listesine de teşekkürü bir borç bilirim.

(7)

GÖRME YETERSİZLİĞİNDEN ETKİLENMİŞ ÇOCUKLAR VE

GÖREN ÇOCUKLARIN ZİHİN KURAMI BECERİLERİ İLE

ÇALIŞMA BELLEĞİ PERFORMANSLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN

KARŞILAŞTIRILMASI

(Yüksek Lisans Tezi)

Hacer Damlanur IŞITAN

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Temmuz, 2018

ÖZ

Bu araştırmanın amacı ilköğretim birinci kademe ve ikinci kademede eğitimlerine devam eden görme yetersizliğinden etkilenmiş çocuklar ve gören çocukların Zihin Kuramı becerileri ile sözel çalışma belleği performansları arasındaki ilişkiyi karşılaştırmaktır. Araştırmanın katılımcıları 6-10 yaş aralığında bulunan, görme yetersizliği olan 19 çocukla gören 21 çocuktur. Araştırmada katılımcıların Zihin Kuramı becerilerinden birinci derece yanlış kanı atfı, ikinci derece yanlış kanı atfı becerilerini yerine getirme düzeyleri ile sözel çalışma belleği performansları değerlendirilmiştir. Araştırmada değerlendirme öncesinde görme yetersizliği olan ve gören katılımcıların sözel zekâ puanları eşleştirilmiştir. Birinci derece yanlış kanı atfı becerileri için üç görev, ikinci derece yanlış kanı atfı becerileri için üç görev ile araştırmacı tarafından her bir katılımcının değerlendirilmesi yapılmıştır. Sözel çalışma belleği performansının değerlendirilmesi için 5-10 Yaş Grubu Çocuklara Yönelik Çalışma Belleği Ölçeği katılımcılara uygulanmıştır. Araştırma bulguları sözel zekâ puanları eşleştirilen görme yetersizliği olan çocukların ve gören çocukların Zihin Kuramı puanları arasında anlamlı bir fark olmadığını göstermiştir. Ayrıca görme yetersizliği olan çocukların gören çocuklara göre sözel çalışma belleği puanlarının daha yüksek olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Araştırma sonunda bulgular tartışılmış, ileri araştırmalara yönelik önerilere yer verilmiştir.

Anahtar Kelimeler : Görme Yetersizliği Olan Çocuklar, Zihin Kuramı, Yanlış Kanı Atfı, Çalışma Belleği, Sözel Zekâ

Sayfa Adedi :110

(8)

A COMPARISON OF THE RELATIONSHIP BETWEEN THE

THEORY OF MIND SKILLS AND WORKING MEMORY

PERFORMANCES IN CHILDREN WITH VISUAL IMPAIRMENTS

AND SIGHTED CHILDREN

(Master Thesis)

Hacer Damlanur IŞITAN

GAZI UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES

July, 2018

ABSTRACT

The purpose of this study was to compare the Theory of Mind (ToM) skills and verbal working memory performances of children with visual impairments and sighted school-aged children. Participants of this study consisted of a total of 40 children, 19 children visual impairments and 21 sighted children. In this study, ToM skills of the participanting groups were compared with verbal working memory performances using first-order belief attribution tasks and second-order belief attribution tasks. Verbal intelligence scores of the participants were matched to each other. Each participant was assessed via three different first-order belief attribution tasks and three second-order belief attribution tasks. In order to assess verbal working memory performances of the participants, the Working Memory Scale for Children 5-10 years old was implemented. Study findings showed that there was no differences between the ToM scores of children with visual impairments and sighted children. In addition, the results indicated that children with visual impairments had higher verbal working memory scores than sighted children. Study findings were discussed and suggestions for future research were provided.

Key Words : Children with Visual Impairments, Theory of Mind, False Belief Attribution, Working Memory, Verbal Intelligence

Page Number : 110

(9)

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ...

i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI ...

ii

JÜRİ ONAY SAYFASI ...

iii

TEŞEKKÜR ...

iv

ÖZ ... v

ABSTRACT ...

vi

İÇİNDEKİLER ...

vii

TABLOLAR LİSTESİ ... x

ŞEKİLLER LİSTESİ ...

xii

SİMGE VE KISALTMALAR LİSTESİ ...

xiii

BÖLÜM 1 ... 1

GİRİŞ ... 1

1.1. Problem Durumu ... 5 1.2. Araştırmanın Amacı ... 11 1.3. Önem ... 11 1.4. Sınırlılıklar... 13 1.5. Tanımlar ... 13

BÖLÜM 2 ...

15

İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ...

15 2.1. Zihin Kuramı ... 15

2.1.1. Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı Becerileri... 20

2.1.2. İkinci Derece Yanlış Kanı Atfı Becerileri ... 24

2.2. Zihin Kuramı’nın Bilişsel Faktörler ile İlişkisi ... 28

(10)

2.3.1. Görme Yetersizliği ve Çalışma Belleği ... 36

2.3.2. Zihin Kuramı ve Çalışma Belleği ... 39

BÖLÜM 3 ...

46

YÖNTEM ...

46 3.1. Araştırma Modeli ... 46 3.2. Araştırma Grubu ... 46 3.2.1. Katılımcıların Belirlenmesi ... 47 3.2.2. Katılımcıların Özellikleri ... 47 3.2.3. Ortam ... 49

3.3. Veri Toplama Araçları ... 50

3.3.1. Wisc-R Zekâ Testi ... 50

3.3.2. Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı Testi ... 51

3.3.3. İkinci Derece Yanlış Kanı Atfı Testi... 53

3.3.4. 5-10 Yaş Grubu Çocuklara Yönelik Çalışma Belleği Ölçeği ... 56

3.4. Uygulama Süreci ... 57

3.5. Veri Toplama ve Verilerin Analizi ... 59

3.6. Gözlemciler Arası Güvenirlik ... 60

3.7. Uygulama Güvenirliği ... 61

BÖLÜM 4 ...

62

BULGULAR VE YORUMLAR ...

62

4.1. İstatistiksel Analiz Bulguları ... 62

4.1.1. Normallik Testi Bulguları ... 62

4.1.2. Zihin Kuramı Becerileri Analiz Verileri ... 68

4.1.3. Sözel Çalışma Belleği Performansı Analiz Verileri... 69

4.1.4. Farklı Yaş Düzeylerine Sahip Katılımcıların Zihin Kuramı Becerileri Puanları ile Sözel Çalışma Belleği Puanlarının İncelenmesi ... 73

4.1.5. Farklı Cinsiyete Sahip Katılımcıların Zihin Kuramı Becerileri Puanları ile Sözel Çalışma Belleği Puanlarının İncelenmesi ... 75

(11)

BÖLÜM 5 ...

79

SONUÇ VE TARTIŞMA ...

79

5.1. Sonuç ... 79

5.2. Öneriler ... 86

5.2.1. İleri Araştırmalara Yönelik Öneriler ... 86

KAYNAKLAR ...

87

(12)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Cinsiyete Göre Dağılım ... 48

Tablo 2. Katılımcı Çocuklarda Sözel Zekâ Puanları 48 Tablo 3. Yaşa Göre Dağılım 49 Tablo 4. WÇZÖ-R’ın Doğrulayıcı Faktör Analizi Sonuçları 51

Tablo 5. Çalışma Belleği Ölçeği’nin Test Tekrar Test Güvenirlik Katsayıları 57 Tablo 6. Normallik Testi Bulguları 1 63 Tablo 7. Normallik Testi Bulguları 2 64 Tablo 8. Normallik Testi Bulguları 3 65 Tablo 9. Normallik Testi Bulguları 4 66 Tablo 10. Normallik Testi Bulguları 5 67

Tablo 11. Katılımcı Çocuklarda Birinci Derece ve İkinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları 68 Tablo 12. Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanlarının Karşılaştırılması 68

Tablo 13. İkinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanlarının Karşılaştırılması ... 69

Tablo 14. Katılımcı Çocuklarda Sözel Çalışma Belleği Puanları ... 69

Tablo 15. Sözel Çalışma Belleği Puanlarının Karşılaştırılması ... 70

Tablo 16. Görme Yetersizliği Olan ve Gören Çocukların Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları ile Sözel Çalışma Belleği Puanları Arasında İlişki Analizi 70 Tablo 17. Katılımcı Çocukların Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları ile Sözel Çalışma Belleği Puanları Arasında İlişki Analizi 71

Tablo 18. Görme Yetersizliği Olan ve Gören Çocukların İkinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları ile Sözel Çalışma Belleği Puanları Arasında İlişki Analizi 72

Tablo 19. Katılımcı Çocukların İkinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları ile Sözel Çalışma Belleği Puanları 72

(13)

Tablo 20. Görme Yetersizliği Olan Çocukların Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları, İkinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları ve Sözel Çalışma Belleği Puanlarının Yaş İle İlişkisi 73 Tablo 21. Gören Çocukların Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları, İkinci Derece Yanlış

Kanı Atfı Puanları ve Sözel Çalışma Belleği Puanlarının Yaş İle İlişkisi 74 Tablo 22. Katılımcı Çocukların Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları, İkinci Derece

Yanlış Kanı Atfı Puanları ve Sözel Çalışma Belleği Puanlarının Yaş İle İlişkisi 75 Tablo 23. Görme Yetersizliği Olan Çocukların Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları,

İkinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları ve Sözel Çalışma Belleği Puanlarının

Cinsiyet İle İlişkisi 76

Tablo 24. Gören Çocukların Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları, İkinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları ve Sözel Çalışma Belleği Puanlarının Cinsiyet İle İlişkisi ... 77 Tablo 25. Katılımcı Çocukların Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı Puanları, İkinci Derece

Yanlış Kanı Atfı Puanları ve Sözel Çalışma Belleği Puanlarının Cinsiyet İle

(14)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Zihin Kuramı gelişimi ... 20 Şekil 2. Sally ve Anne testi ... 22

(15)

SİMGE VE KISALTMALAR LİSTESİ

OSB Otizm Spektrum Bozukluğu

SBDÖ Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği TEDİL Türkçe Erken Dil Gelişim Testi

WASI Wechsler Adult Scale of Intelligence WÇZÖ-R Wechsler Çocuklar İçin Zekâ Ölçeği WHO World Health Orginazation

(16)

BÖLÜM 1

GİRİŞ

Günlük yaşamda insanlar sözel olarak ifade edilmediği durumlarda diğer insanların zihinsel durumları hakkında düşünce ve kanılara sahip olmaktadır. Zihin Kuramı kanı, niyet, istek gibi kişinin diğer kişilere zihinsel durumları atfetme becerisi olarak tanımlanır (Goldman, 2012). Lantz’a (2002) göre ise Zihin Kuramı, kişinin kendisinin ve başkalarının davranışlarını anlamlandırabilmek ve tahmin edebilmek için istek, inanış, niyet gibi zihinsel durumlara atıfta bulunabilme becerisidir. Araştırmaları sonucunda Zihin Kuramı kavramını oluşturan Premack ve Woodruff (1978), kişinin kendisine ve diğerlerine zihinsel durumları atfetme becerisine sahip olması ile birlikte Zihin Kuramı becerisi sergilemiş olduğunu belirtir. Yaşam içerisinde özellikle günlük sosyal iletişim becerilerini sergilerken ortaya çıkan birçok davranış Zihin Kuramı becerileri olarak kabul edilmektedir. Bireyler davranışlarını başkalarına açıklarken, ne düşündüğünü ve istediğini diğer kişilere ifade ederken ve insanların konuşmalarını, davranışlarını onların düşünce ve istekleri doğrultusunda yorumlarken Zihin Kuramı becerilerini kullanır (Astington ve Edward, 2010). Bu nedenle Zihin Kuramı becerisine sahip olmak diğerlerinin eylemlerini tahmin etmede ya da anlamlandırmada önemli bir beceri olarak görülmektedir (Baron-Cohen, 2001).

Zihin Kuramı ve sosyal ilişkiler arasında karşılıklı oluşan bağ ile ortaya çıkan karmaşık yapıların, çocukların olağan olan ve olmayan gelişimlerini içeren araştırmaları yönlendirmesi açısından önem taşıdığı düşünülmektedir (Hughes ve Leekam, 2004). Başkalarının davranışlarının, duygularının, inançlarının, düşüncelerinin ve niyetlerinin çocukların duygularını ve içsel durumlarını şekillendirmesi ile birlikte bu becerinin onların sosyal yaşamlarında büyük yer kapladığı görülmektedir (Dunn, 2000). Bu açıdan ele alındığı zaman davranışlara dair tahmin yürütme, karşılıklı girilen iletişimdeki bireysel yorum yapma farklılığı nedeniyle ortaya çıkabilecek belirsizliği avantaja dönüştürmeyi sağlayabilir (Frith ve Frith, 2006).

(17)

Karşılıklı iletişimdeki ortak dikkat (joint attention), jest, göz kontağı kurma ve diğerlerinin duygu ve düşüncelerini tahmin etmeyi içeren Zihin Kuramı becerilerinin sosyal becerileri etkilediği düşünülmektedir (Peterson, Peterson ve Webb, 2000). Zihin Kuramı sosyal ilişkileri etkileyen ve günlük sosyal bağlamlarda uyum sağlamayı destekleyen güçlü bir sosyal araçtır (Lonigro, Laghi, Baiocco ve Baumgartner 2014). Günlük yaşamda güçlü bir avantaj sağladığı için görsel bilgiye erişmede çocuklar başkalarının duygularını, ilgilerini ve bakış açılarını okumaya ve anlamlandırmaya ihtiyaç duyarlar (Roe, 2008). Zihin Kuramı, çocukların sahip olduğu zihinsel işleyiş üzerine çevreleriyle bağlantı kurma ve davranış olarak bu bağı somutlaştırma gibi durumlara açıklamalar aramaktadır (Karakelle ve Ertuğrul, 2012).

Görmenin sınırlanması ve çeşitli bireysel deneyimler, çocukların hareketlerinde ve çevreyi keşiflerinde kavramsal büyüme ve anlam oluşturma kalitelerini etkiler. Dil kazanımının aksine görmeye dayalı sosyal etkileşim yoksunluğu, öğrenmede kalıcılık sağlayacak olan ana kaynaktan uzaklaşmaya neden olabilir (Webster ve Roe, 1998). Görme duyusunun, gelişmekte olan çocuğa insanlar, nesneler ve etrafındaki alan hakkında çokça bilgi sağladığı ve insanlara çevrelerindeki nesneler hakkında detaylı ve hızlı bir şekilde diğer duyu kanallarının sağladığından daha fazla bilgi sağladığı düşünülmektedir. Bu duyu aynı zamanda insanlar arasındaki kolay iletişime ve dış dünyaya erişmede doğrudan kaynak olur. Görme yetersizliği olan çocuklar, görme algısı sağlayan deneyimlerden tamamen yoksun kaldıkları için çevreyi anlamlandırmada sınırlı imkânlar içinde bulunurlar. Görme yetersizliği olan çocukların ilerleyen süreçlerde alternatif yolları kullanırken yetersizliklerinin yarattığı gecikmelerde ve farklılıklarda ışık algısına sahip olmaları önemli bir boyut kazanır. Çok az ışık algısı olan ya da hiç görmesi olmayan doğuştan görme yetersizliğine sahip çocuklar ise gelişimlerinde herhangi bir noktada görsel bilgiye ulaşamayabilirler (Anghel, 2012; Jaworska-Biskup, 2011; Lewis, Norgate, Collis ve Reynolds, 2000).

Yapılan araştırmalar incelendiği zaman günlük yaşam içerisinde sağlanan görsel bildirimlerin, görme yetersizliği olan çocukların sosyal etkileşime doğal bir şekilde katılımlarının artmasında etkili olduğu görülmektedir (Jindal-Snape, 2005). Çünkü davranışı tanımlamak için sosyal beceri bildirimlerini almak, yorumlamak ve anlamak görme yetersizliği olan çocuklar için zorlayıcı olmaktadır (Jindal-Snape, 2004).

(18)

Görme yetersizliği durumu, çocukların sosyal etkileşimine katkı sağlayan oyun, iş birliği, beden dili gibi birçok sosyal becerinin sergilenmesinde belirleyicidir. Görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı becerilerinde bir sınırlılık veya eksiklik olduğunda sosyal yaşamda zorluk çekebilirler (Caballo, 2007). Görme duyusu, genellikle Zihin Kuramı’nın öncüleri olduğu düşünülen ortak görsel dikkat ve bakış açısının geliştirilmesinde büyük rol oynamaktadır. Bu nedenle görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı becerileri gelişimlerinde birtakım gecikmeler yaşayabilecekleri öngörülmektedir (McAlpine ve Moore, 1995). Görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı becerilerinin incelendiği araştırmalar alanyazında mevcuttur. Yapılan araştırmalar görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı becerilerinde gören akranlarına göre genel olarak daha düşük performanslara sahip olduğunu göstermiştir (Brambring ve Asbrock, 2010; Catherine ve Levecq, 2006; Minter, Hobson ve Bishop, 1988).

Doğuştan görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı gelişimlerinin gecikmesinin nedeni yalnızca sosyal ve görsel deneyimlerin eksikliği olmayabilir (Begeer vd., 2014). Karakelle ve Ertuğrul (2012) belirli seviyede çalışma belleği gerektiren Zihin Kuramı becerilerinde, çocukların becerileri yerine getirememelerinin nedeni Zihin Kuramı becerilerini edinememiş olmalarından değil, mevcut çalışma belleği kapasitelerinin sınırlılığından kaynaklanmış olabileceğini ortaya çıkaran bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. Samson ve Apperlyb (2010) okul öncesi dönem çocuklarının Zihin Kuramı görevlerinde başarısız olmalarını zihinsel durumları kavrayamadıkları için değil becerinin gerektirdiği görevlere dikkatlerini veremedikleri, doğru yanıtlar için önemli bilgileri bellekte tutamadıkları ya da soruları yanlış anlayabildikleri şeklinde açıklamalar getirmiştir. Bu kapsamda çocukların beceriye sahip olduğu ancak Zihin Kuramı görevleri sırasında sergiledikleri performanslarının yetersiz olduğu görülmektedir.

Çalışma belleği akıl yürütme, problem çözme, dil kazanımı gibi karmaşık işlevler gerektiren bir sistem olmakla beraber bilişsel kapasite için kullanılacak verilerin hem depolandığı hem de işlendiği bir kaynak olarak görülmektedir. Bu kaynak kişiden kişiye farklılık gösterebilir (Just ve Carpenter, 1992). Çalışma belleği bireysel farklılık göstermekle birlikte alınan bilgileri hızlı bir şekilde düzenleyerek bellekte korumaya devam eder (Engle, 2002). Okuma becerileri gerektiren bilgi edinme becerilerinde çalışma belleği farklı performanslar gerektirebilir (Cain, Oakhill ve Bryant, 2004).

(19)

Zihin Kuramı gelişimi, içinde yaşanılan karmaşık uyaranlarla dolu çevrede, kişinin diğer insanlarla girdiği iletişime yalnızca doğru bir etkileşim açısından değil ayrıca hızlı etkileşim açısından da önemli derecede katkı sağlar. Gelişimsel yetersizlikler içinde sınırlı sosyal etkileşim söz konusu olduğu zaman çocukların sahip olduğu Zihin Kuramı verimli sosyal etkileşime ve iletişime dönüşebilir (Samson ve Apperly, 2010). Görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı becerilerinde yaşadığı yetersizlikler göz önüne alındığında ise çalışma belleği performanslarının etkisi de dikkate alınmalıdır. Çeşitli araştırmalardan elde edilen sonuçlar incelendiği zaman görme yetersizliği olan çocukların çalışma belleği performanslarının akranlarına göre farklılaştığı görülmüştür (Bliss, Kujala ve Hämäläinen, 2004; Cohen, Scherzer, Viau, Voss ve Lepore, 2011; Withagen, Kappers, Vervloed, Knoors ve Verhoeven, 2013). Zihinde temsillerin oluşturulmasında ve etkileşim sonucunda bilgi edinilmesinde yalnızca Zihin Kuramı performansının değil, akılda tutma ile bilgiyi işleme süreçleri de gerekmektedir. Bu süreçler Zihin Kuramı ve çalışma belleğinin koordinasyonu ile birlikte yeni zihinsel temsillerin oluşmasını sağlar (Gordon ve Olson, 1998). Zihin Kuramı becerilerini yerine getirirken oluşturulan zihinsel temsillerin çözümlenmesi ve önemli ayrıntıların bellekte saklanması gerekli görülmektedir (Hasselhorn, Mähler ve Grube, 2005). Çocukların sosyal ilişkilerinde etkisi olan Zihin Kuramı’nın nasıl ele alındığı bu bağlamda önem taşımaktadır. Diğer insanların farklı inançlara sahip olabileceklerini içeren yanlış kanı atfı, içinde bulunulan sosyal ortama katılım için daha önce oluşturulmuş temsilin hatırlanması ile aktif hale gelir (Brüne ve Brüne-Cohrs; Gordon ve Olson, 1998). Yapılan bir araştırmaya göre Zihin Kuramı’nda yer alan yanlış kanı atfının edinilmesi için temsilleri bellekte tutmaya yardımcı olan çalışma belleğinin gerekli olduğu sonucuna varılmıştır (Slade ve Ruffman, 2005). Zihin Kuramı becerilerini gerçekleştirirken aslında çalışma belleği ve engelleyici kontrolün iş birliği sergilemesi öngörülen bir durumdur. Araştırmalar çalışma belleği ve engelleyici kontrol gibi yürütücü işlevlerin Zihin Kuramı performansı arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermiştir (Carpendale ve Lewis, 2004; Carlson, Moses ve Breton, 2002; Hala, Hug ve Henderson, 2003). Zihin Kuramı ve çalışma belleğinin birlikte incelendiği çalışmalar mevcuttur (Gordon ve Olson, 1998; Karakelle ve Ertuğrul, 2012; Slade ve Ruffman, 2005). Ancak görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı ve çalışma belleği performanslarının ele alındığı çalışmalar bulunmamaktadır. Alanyazın incelemesi sonucunda görme yetersizliğinden etkilenmiş kişilerin sahip oldukları Zihin Kuramı ve çalışma belleği ilişkisini inceleyen çalışmalara Türkiye’de ve uluslararası çalışmalarda rastlanmamıştır. Araştırmalarda katılımcı çocukların Zihin Kuramı gelişimleri

(20)

incelenirken çalışma belleklerinin kapasitesi değerlendirmeye alınmalı ve etkisi gözlemlenmelidir. Zihin Kuramı gelişiminde gecikmelere neden olan değişkenlerin farklılaşabileceği göz önünde bulundurularak araştırmalarda Zihin Kuramı ve çalışma belleği ilişkisini incelemek, görme yetersizliğinden etkilenmiş çocukların gelişimlerindeki olağan olmayan durumların açıklanması açısından alanyazına önemli katkılar sağlayacaktır.

1.1. Problem Durumu

Bilişsel gelişim alanında çalışmalar yürüten psikolog Jean Piaget okulöncesi dönem çocuklarının olaylara karşı neden kendi bakış açılarından farklı olarak bir başkasının bakış açısından bakamadığı üzerine çeşitli araştırmalarda bulunmuştur. Piaget, çocukların henüz kendilerinin sahip olduğu bakış açısının farkında olmadıkları için diğerlerinin bakış açılarının farkına varıp, değerlendirip, yorumlama becerisini kullanamadıklarını ifade etmiştir (Piaget’den aktaran Bretherton ve Beeghly, 1982). Çocukların zihinsel gelişimleri kapsamında odaklanılan duygular, arzular, kanılar, istekler, akıl yürütme gibi kavramlara açıklık getirmek zihinsel durumlarını anlamlandırmada önemlidir. Çocuğun özel olarak sahip olduğu bakış açısı ile kendinden ayrı olan gerçek dünya arasındaki ayrımı fark etmesi, düşünülen ve gerçekte olan durumların açıklığa kavuşmasını sağlar (Wellman, Cross ve Watson, 2001). Piaget’nin çocukların düşünce yapılarını araştırmaya başlaması ile birlikte Zihin Kuramı kavramı çeşitli alanlardan araştırmacılar tarafından farklı perspektiflerden ele alınmıştır (Miller, 2001, s. 95).

Zihin Kuramı gelişimi bebeklerde doğumdan sonra ilk aydan itibaren bir takım öncül davranışlarla birlikte oluşmaya başlar. Bu öncül davranışlar ortak dikkat kurma, işaret etme, taklit etme, nesnelerle karşılaştırıldığı zaman insan yüzüne daha çok bakma gibi amaç odaklı genel davranışlardır (Flavell, 2000; Karakelle, 2012). Yüzleri algılama, annenin yüzüyle bir başkasının yüzünü ayırt etme ve yüze ait duyguları ve ifadeleri tanıma, Zihin Kuramı’nın algısal bileşenlerinin gelişimi için büyük önem taşır (Korkmaz, 2011). Anneyle ve ailenin diğer üyeleri birlikte oluşturulan ortak dikkat, etkileşim oluşturması açısından önemli bir davranıştır. Bebeklerin dikkatlerini yönelttikleri nesneye ilgiyi çekebilme ve bunu paylaşma yeteneği, onların diğer becerileri için gerekli bir durumdur (Hoffman, 2003). On beş aylık çocukların diğer kişinin oyuncağın gözden kayboluşunu görmese bile saklanan oyuncağı nerede arayacağını çeşitli ipuçlarına dayanarak tahmin ettikleri bilinmektedir (Onishi ve Baillargeon, 2005). Aschersleben, Hofer ve Jovanovic (2008) 6 aylık bebeklerde yaptıkları bir araştırmada hedefe yöneltilen dikkatin süresi ile 4 yaşına kadar yanlış kanı atfı

(21)

görevlerinin gerçekleştirilmesi arasında anlamlı ilişki bulmuştur. Araştırma yeni doğanların eylemleri anlamlandırmasının okulöncesi dönemde edinilen Zihin Kuramı becerileri için gerekli bir beceri olduğunu göstermektedir.

Zihin Kuramı normal gelişim gösteren çocuklar tarafından 4 yaş civarında edinilen zihinsel bir beceridir (Keçeli-Kaysılı, 2012). Dört yaşındaki bir çocuk kendi düşüncelerinin aslında simgeler olduğunu ve çoğu simge gibi yanlış olabileceğini yordayacak bakış açısı geliştirebilir (Karakelle, 2012). Keceli-Kaysili ve Acarlar (2011) tarafından yapılan bir araştırmada ise normal gelişim aşamalarında ilerleyen 3 yaş çocuklarının kendi yanlış kanılarını kavramada başarılı oldukları görülmektedir. Üç yaşın ikinci ve 4 yaşın ilk döneminde bir başkasının yanlış inancını kavramada farklılığın oluştuğu ancak başarının 4,6 yaşta arttığı ortaya çıkarılmıştır. Dört yaşındaki çocuklar Zihin Kuramı ile birleştirilen dış dünyanın içsel temsilleri olan kanılar gibi zihinsel durumları fark etmeye başlar (Povinelli ve Preuss, 1995).

Zihin Kuramı gelişimi 3-4 yaşlarında birinci derece yanlış kanı atfı becerilerinin, 6-7 yaşlarında ikinci derece yanlış kanı atfı becerilerinin kazanılmaya başlanması ve 9-11 yaşlarında ileri derece Zihin Kuramı gelişim becerilerinden olan gaf yapma (faux pas), şaka yapma ve yalan söyleme becerisinin kazanılması ile tamamlanır (Ahmed ve Stephen Miller, 2011; Stone, Baron-Cohen ve Knight, 1998; Baron-Cohen, O’riordan, Stone, Jones ve Plaisted, 1999; Steele, Joseph ve Tager-Flusberg, 2003; Sullivan, Winner ve Hopfield, 1995). Birinci derece yanlış kanı atfında çocuğa beklenen ve gerçekte olan durumlara dair farklı kurgular sunulur. Daha sonra çocuktan kurguda yer alan kişinin öncelikli zihinsel durumunu tahmin etmesi istenir. İkinci derece yanlış kanı atfı ise birinci derece yanlış kanı atfındaki zihinsel durum tahminin ikinci bir kişi üzerinden tekrarlanmasıyla sağlanır. Gafları anlamak için gafı yapan ve yapılan kişinin zihinsel durumlarına dair bakış açıları gerekli olduğu için ileri derece Zihin Kuramı gelişimi gereklidir (Chertkoff Walz, Owen Yeates, Gerry Taylor, Stancin ve Wade, 2010). Şakalar ve yalanlar, yüzsel ifadeler ve ses tonundan anlaşılabilir. Çocuklar başlangıçta jest ve mimik ipuçlarını kullanırlar ancak sonra dinleyici ve anlatıcının bilgisine dayanarak gerçek durumdan yalanları ve şakaları ayırt edebilirler (Sullivan vd., 1995). Genel olarak Zihin Kuramı gelişiminin diğer kişilerin bakışlarını takip etme, hayali oyuna katılma, başka bir kişinin kendisinin sahip olduğu düşünceden farklı bir düşünce ve inanca sahip olduğunu, şakayı ve ironiyi anlama ve son aşamada pot kırmayı öğrenme şeklinde ilerlediği görülmektedir (Biçer, 2015).

(22)

Yapılan araştırmalar doğuştan görme yetersizliğine sahip, bulunduğu yaş düzeyinde olağan zekâ gelişimi gösteren çocukların Zihin Kuramı gelişimlerinde birtakım gecikmeler olduğunu göstermiştir. Görme yetersizliğine sahip çocuklarda ve gören çocuklarda Zihin Kuramı gelişiminin araştırılması, görsel bilginin önemini vurgulayan Zihin Kuramı gelişiminin etkilerini belirleyebilmek nedeniyle önemlidir (Begeer vd., 2014; Green, Pring ve Swettenham, 2004). Araştırmacılar bakış atma, ortak dikkat ve işaret etme gibi erken gelişimdeki becerilerin daha çok görmeye dayandığını düşünmektedir. Bu bağlamda diğer insanları ve olayları izleme becerisi genel olarak öğrenilen bir beceri olduğu için görme yetersizliği, duygusal ve zihinsel durumların oluşturduğu ilişkileri sınırlandırabilir. Bu nedenle görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı gelişimlerinde birtakım gecikmeler yaşayabileceği öngörülebilir (Pring, 2008).

Duygusal gelişim, bilişsel gelişim, yürütücü işlevler, yaş, ebeveyn ilişkileri, kardeş sayısı, arkadaşlık ilişkileri, kültürel ve çevresel farklılıklar gibi faktörlerin de davranışlarda kalıcı hale gelerek Zihin Kuramı gelişimini etkilediği düşünülmektedir (Baron-Cohen, 2000; Etel ve Yagmurlu, 2015; Flavell, 1999; Yağmurlu, Sanson ve Köymen, 2005). Sosyal duygusal yeterlik gelişimini kapsayan Zihin Kuramı yürütücü işlevler ile de ilişkilendirilmektedir (Riggs, Jahromi, Razza, Dillworth-Bart ve Mueller 2006). Zihin Kuramı ve yürütücü işlev gelişiminin aynı yaş aralığında ortaya çıkması ve sözel yetenek gerektirmesi ile bu iki alan arasındaki ilişkiyi gösterdiğini düşünen Carlson vd. (2002) normal gelişim gösteren çocuklarda Zihin Kuramı ve yürütücü işlevlerin ilişkisini inceleyen bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. Elde edilen bulgulara göre Zihin Kuramı ile yürütücü işlevler arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Hughes (1998a) ise okul öncesi çocuklarda yaptığı bir araştırmanın sonucunda Zihin Kuramı ve yürütücü işlevlerin iki alan arasındaki genel ilişkiden ziyade çok yönlü spesifik yapılar olduğunu ayrıca sonuçların çocukların zihninin gelişimini içerebilecek çeşitli öncüler olduğunu ve Zihin Kuramı ediniminde farklı zorlayıcı durumları deneyimlediklerini göstermektedir. Yürütücü işlev, sunulan problemi esnek bir biçimde, eylem ya da düşünce dizisi olarak planlayarak organize etmeyi, dizileri düzenlemeyi ve kuralları uygulayarak sonuçları değerlendirmeyi içerir. İzleme becerileri, planlama, bilişsel esneklik ve çalışma belleği sistemlerinin bir araya gelmesiyle heterojen bir yapı sergiler. (Schneider, Schumann-Hengsteler ve Sodian, 2014).

Çocukların başka kişilerin kanılarını anlama, bu kişilerin kanıları temel alındığında nasıl tepki vereceklerini ve onların yanıltmalarını fark etmeyi anlama yeteneğinin oluşması, hafızada ve yürütücü işlevlerin alt bileşeni olan çalışma belleğindeki gelişimin etkisini

(23)

taşımaktadır. Çeşitli araştırmalardan bir araya getirilen bulgular, çocukların 4 yaştan 6 yaşa kadar iki ya da daha fazla kişi hakkında gerçek durumlar oluşturması ve bu iki yıl aralığında bağlantıları kuvvetlice kurması konusunda yetenekli olduklarını göstermektedir (Marvin, Greenberg ve Mossler, 1976; Wimmer ve Perner, 1983). Slade ve Ruffman (2005) Zihin Kuramı, çalışma belleği, söz dizim ve semantik arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışma yürütmüşlerdir. İnsanlar karşılaştıkları durumları yorumlayabilmek için belli kanılar edinirler ve bu kanılar doğru ya da yanlış olabilmektedir Çalışmada bir çocuğun genel dilsel becerilerinin Zihin Kuramı’na doğrudan katkı sağladığı ve belli koşullar altında dilin yanlış kanı atfını yordamayı daha kolay gerçekleştirdiği bulunmuştur. Ayrıca çalışma, yanlış kanı atfı testlerinde başarılı olmak için çalışma belleği kaynağının belli bir seviyede olması gerektiğini bulgulamıştır. (Baron-Cohen, 2000; Baron-Cohen ve Swettenham, 1997). Kısa süreli bellek kavramından ortaya çıkan, bilgilerin işlenip kullanılması birlikteliğini ifade eden çalışma belleği, bilginin tekrarlanıp ve detaylandırılıp ezberlenmesiyle basamak taşı olma rolüne sahiptir. Bu bağlamda hem kısa süreli bellek hem de uzun süreli bellek çalışma belleğine model olmuştur (Baddeley, 2012; Just ve Carpenter, 1992). Çeşitli akıl yürütmeler, problem çözme, hesaplamalar ve varsayımları akılda tutma işlevine sahip olan çalışma belleği dil öğrenme, akıl yürütme gibi kompleks bilişsel görevlerde bilgi gerektiren manipülasyon ve geçici olarak depolama sağlayan bir sistem olarak da ifade edilmektedir (Baddeley, 1992; Cowan, 2005). Araştırmalar farklı bireysel yaklaşımların, dilsel kavrayışları ve akıl yürütmeleri içeren önemli görevlerde çalışma belleğinin sergilenmesi arasında bağlantı kurmaktadır. Çalışma belleği genel olarak dikkatin, hafızanın ve algının kesiştiği noktada durmaktadır (Baddeley, 1992). Bilişsel süreçlerin merkezinde olması nedeniyle çalışma belleğinin birçok bilişsel sistemle bağlantısı olduğu düşünülmektedir (Doğan, Tüfekçioğlu ve Er, 2013).

Çalışma belleğinin en önemli fonksiyonlarından biri bilgiyi hızlı bir şekilde tekrar edindikten sonra korumaktır (Engle, 2002). Fockert, Rees, Frith ve Lavie (2001) seçici görsel dikkat kontrolünde çalışma belleğinin büyük bir rolü olduğunu ortaya koyan bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. Elde edilen bulgular çalışma belleğinin beyin tarafından kontrol edilen görsel seçici dikkatin işlenmesinde hizmet ettiğini ortaya koymaktadır. Görmeye dayanan çalışma belleği üzerine yapılan bir çalışmada ise görsel çalışma belleğinin temsil edilen nesnelerin sayısına üst sınır getirmeye gerek kalmadan, görsel olaylar karşısında dinamik olarak dağıtılan ortak bir kaynaktan oluştuğunu göstermektedir (Bays, Catalao ve Husain, 2009). Yanlış kanı atfı görevleriyle ölçülen Zihin Kuramı ediniminde ve çift taraflı ölçülen

(24)

gözlenebilir kaynaklar arasında yakın bir ilişki olduğu bilinmektedir. Zihin Kuramı edinimi ve bellek ile ilgili yapılan bir araştırmada Zihin Kuramı görevlerindeki maddelerin arasında çalışma belleği gerektiren görevler arasında bulunan ilişkiden daha yüksek bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur (Gordon ve Olson, 1998). Zihin Kuramı görevlerinde yanlış kanı sorularına doğru yanıt verebilmek için zihinde yapılan işlemlere çalışma belleğinin etkisi olduğu düşünülmektedir (Schneider vd., 2014). Sosyal becerilerde ve bellek performanslarındaki güçlülüğün ve zayıflığın görme yetersizliği ile ilgisinin olduğu düşünülmektedir (Pring, 2008). Son zamanlarda çocukların zihinlerinin keşfine yardımcı olan araştırmalar çocukların sosyal ve duygusal deneyimleri ile bilişsel gelişimleri arasında nasıl önemli bir bağ olduğunu göstermesi açısından fırsat sunmaktadır (Dunn, 2000). Hasselhorn vd. (2005) yaptıkları çalışmada 4 ile 6 yaş arasındaki okulöncesi çocuklarda Zihin Kuramı, fonolojik çalışma belleği ve sözel yeteneği incelemişlerdir. Elde edilen çalışma bulguları, çocukların ikinci derece yanlış kanı atfı performanslarında çalışma belleğinin ve sözel yeteneğin etkisinin yüksek bir tutarlılıkta olduğunu göstermiştir.

Görme kaybının, kişinin yardım aldığı algısal süreçleri boyunca zorlayıcı olduğu durumu genel bir kanıdır. Görme kaybı durumunda dokunma, bellek ve dikkat becerileri sayesinde görme yetersizliği olan kişiler görme yetersizliği durumunun etkisini azaltabilirler. Bu bağlamda görmenin yokluğunda çevredeki olayları algılama durumu yüksek oranda belleğe bağlıdır (Raz, Striem, Pundak, Orlov ve Zohary, 2007; Warren, 1978). Çalışma belleği ve Zihin Kuramı gelişiminin ilişkili olduğu çalışma sonuçları kapsamında iki değişkenden birinin eksikliği ya da gecikmesi durumunda diğer değişkenin de etkileneceği düşünülebilir (Barrett, Tugade ve Engle, 2004; Carlson vd., 2002). Bu etkilenmeyi bulgulayan araştırma sonuçları çalışma belleği performanslarında gecikmeler yaşayan çocukların Zihin Kuramı becerilerini yerine getirmede de güçlük yaşayabileceklerini göstermiştir (Davis ve Pratt, 1995; Gordon ve Olson, 1998).

Zihin Kuramı becerilerinin gelişiminde gecikme gösteren çocukların, kendisinin ve diğerlerinin davranışlarını anlamada, başkalarının duygu, düşünce, algı ve kanılarını yorumlayarak kendi davranışlarını düzenlemede zorluklar yaşayabileceği düşünülebilir (Baştuğ, 2016). Zihin Kuramı’ndaki yetersizlik diğer kişilerin kanılarını anlama sürecinde yanlış yorumlara neden olabilmektedir. Genel olarak diğerlerinin zihinsel durumlarına atfetme, etkileşimde bulunurken sosyal kabul için önem taşımaktadır (Rowe, Bullock, Polkey ve Morris, 2001). Zihin Kuramı gelişimindeki gecikmeler günlük yaşamda sergilenen iletişim ve sosyal etkileşimlerde yetersizliklere neden olabilmektedir (Lantz,

(25)

2002). Görme yetersizliği olan bireylerin günlük yaşamda olağan yaşantıları devam ettirirken birtakım zorluklarla karşılaştıkları kabul edilmektedir (Cattaneo vd., 2008). Bu zorluklardan biri olan sosyal etkileşim, diğer insanların duygularını, düşüncelerini ve niyetlerini anlayabilme becerisini içerdiği için görsel ipucu yokluğunda görme yetersizliği olan bireyler için sınırlı olabilmektedir (Sak-Wernicka, 2016). Görme yetersizliği durumunda diğer duyulardan yararlanarak oluşturulan stratejilerin özellikle işitsel becerilerin, sergilenen dikkat ve bellek performanslarında olumlu etki oluşturduğu düşünülmektedir (Boas, Muniz, Caldas Neto ve Gouveia, 2011). Bazı beyin görüntüleme araştırmaları gören bireylerde işitsel hareket çözümleme olarak geçen işitme bölgelerinin görme yetersizliği olan bireylerde daha gelişkin olduğunu göstermektedir. Bu nedenle görme yetersizliği olan bireylerin gören bireylerle karşılaştırıldığı zaman işitsel ipuçlarından daha kolay geribildirim aldığı ve beynin işitsel bölgelerinin daha aktif olduğu düşünülmektedir (Lewald, 2013). Röder, Rösler ve Neville (2001) yaptıkları bir araştırmada 11 görme yetersizliği olan ve 11 gören yetişkin bireyi, işitsel sözel bellek açısından karşılaştırmışlardır. Katılımcılar yaş, cinsiyet ve eğitim durumları açısından eşleştirilmiştir. Araştırma sonuçları görme yetersizliği olan katılımcıların işitsel sözel bellek performanslarının gören bireylere göre daha iyi olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda görme yetersizliği olan bireylerin çalışma belleği performanslarının daha yüksek çıktığı araştırmalar (Swanson ve Luxenberg, 2004; Raz vd., 2007; Withagen, 2013) dikkate alındığında işitsel beceriler ile sözel çalışma belleğinin ilişkili olabileceği düşünülebilir.

Araştırmalar incelendiği zaman görme yetersizliği olan çocukların Zihin Kuramı becerileri ile sözel çalışma belleği düzeylerinin birlikte karşılaştırıldığı araştırmaya rastlanmamıştır. Alanyazında Zihin Kuramı ile dilin ilişkisini inceleyen çalışmalar çok sayıda bulunmasına rağmen araştırmalarda çalışma belleğine yer verilmemekte ya da çalışma belleği kontrol değişkeni olarak ele alınmaktadır (Karakelle ve Ertuğrul, 2012). Bu bağlamda araştırmalarda daha çok Zihin Kuramı ve yürütücü işlevlerin ilişkisi karşılaştırılmıştır (Baştuğ, 2016; Carlson ve Moses, 2001; Carlson vd., 2002; Carlson, Mandell ve Williams, 2004; Hala vd., 2003; Hughes, 1998; Perner ve Lang, 1999). Bu kapsamda görme yetersizliği olan çocuklar ve gören çocukların Zihin Kuramı becerileri ile sözel çalışma belleği performansları arasındaki ilişkiyi karşılaştırmanın alanyazına önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

(26)

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı görme yetersizliğinden etkilenmiş çocuklar ve gören çocukların Zihin Kuramı becerileri ile sözel çalışma belleği performansları arasındaki ilişkiyi karşılaştırarak incelemektir. Buna ek olarak incelemeler sonucunda çocukların Zihin Kuramı becerileri ile sözel çalışma belleği performansları arasındaki ilişkiye yönelik bulguların elde edilmesi planlanmaktadır. Bu amaç kapsamında aşağıdaki sorulara yanıt aranacaktır.

1. 6-10 yaşları arasında görme yetersizliği olan çocuklar ile gören çocukların Zihin Kuramı puanları farklılaşmakta mıdır?

2. 6-10 yaşları arasında görme yetersizliği olan çocuklar ile gören çocukların sözel çalışma belleği performansları farklılaşmakta mıdır?

3. 6-10 yaşları arasında görme yetersizliği olan çocuklar ve gören çocukların Zihin Kuramı görevlerini yerine getirme düzeyleri ile sözel çalışma belleği performansları düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?

4. 6-10 yaşları arasında görme yetersizliği olan çocuklar ve gören çocukların Zihin Kuramı becerileri ile sözel çalışma belleği performanslarında yaş ve cinsiyet değişkenlerinin etkisi var mıdır?

1.3. Önem

Alanyazın incelendiği zaman görme yetersizliği olan çocuklar ile gören çocukların Zihin Kuramı becerilerinin karşılaştırıldığı çalışmalara ulaşılmaktadır. Bu çalışmalarda elde edilen sonuçlar farklılık göstermektedir (Begeer vd., 2014; Brambring ve Asbrock, 2010; Minter vd., 1988). Elde edilen bazı araştırma bulgularında görme yetersizliğinden etkilenmiş çocukların Zihin Kuramı gelişimlerinde gecikme olduğu saptanmıştır (Begeer vd., 2014; Green vd., 2004). Hobson ve Bishop (1988) çalışmalarında görme yetersizliği olan çocukların zihinsel durumların doğası hakkında önemli anlama becerisi gerektiren kaynaklarından birinden yoksun olduğu hipotezine ulaşmışlardır. Benzer zihinsel yaşa ve sözel yeteneğe sahip gören çocuklarla karşılaştırıldığı zaman, görme yetersizliği olan çocukların büyük çoğunluğu temsili durumları anlamada (örneğin: ben X'i düşündüm ama şimdi Y'yi düşünüyorum) ve her iki Zihin Kuramı görevlerindeki yanlış kanı atıflarını deneyimlemelerinde zorlandıkları görülmüştür. Gecikmeyi bulgulayan araştırmalarla birlikte bu gecikmeye neden olan etmenlerin neler olabileceği sorusu akıllara gelmektedir.

(27)

Ayrıca günümüze kadar yapılan araştırmalar, görme yetersizliği olan çocuklarda Zihin Kuramı’nın birinci derece yanlış kanı atfı testlerine odaklanmışlardır ve çoğu araştırma yalnız doğuştan görme yetersizliği olan çocukları içermektedir (Pijnacker, Vervloed ve Steenbergen, 2012). Görme yetersizliği bulunan çocukların birinci derece yanlış kanı atfı becerileri kadar ikinci derece yanlış kanı atfı becerilerini araştırmak da Zihin Kuramı gelişimindeki gecikmelerin nedeninin saptanmasında yardımcı olacaktır. Karmaşık sosyal durumları anlayabilmek için birinci derece yanlış kanı atfının yeterli olmadığı durumlarda ikinci seviye yanlış kanı atfı becerisi gerekmektedir (Meijering, Van Maanen, Van Rijn ve Verbrugge, 2010). Araştırmalar normal gelişim gösteren çocukların 4-5 yaşlarında ikinci derece yanlış kanı atfı becerilerini edindiğini göstermiştir (Sullivan, Zaitchik ve Tager-Flusberg, 1994). Görme yetersizliği olan çocukların ikinci derece yanlış kanı atfı becerilerini inceleyen çalışmalara sınırlı sayıda ulaşılmaktadır. (Pijnacker vd., 2012). Bu araştırma görme yetersizliği olan çocukların ikinci derece yanlış kanı atfı becerilerinin değerlendirilmesi açısından oldukça önem taşımaktadır.

Ağır görme yetersizliği olan çocukların ortak dikkat kurma, karşılıklı bakış, yüz ifadeleri ve jestler gerektiren görsel bilgiye erişememeleri ileriki dönemlerde Zihin Kuramı becerilerini edinemeyecekleri anlamına gelmemektedir (Pijnacker vd., 2012). Baron Cohen’e (1995) göre ortak dikkat gören çocuklarda öncelikli olarak görsel bilgi ediniminin temelinde paylaşılmış dikkat mekanizmalarından kaynaklanır. Ancak görme yetersizliği olan çocuklarda bu mekanizma diğer uyarıcı sistemler (işitme ve dokunma başta olmak üzere) aracılığıyla gelişebilir (Glumbić, Jablan ve Hanak, 2011). Görme durumu bakış açısı edinmede kritik bir rol oynayabilir ancak her zaman gereken temel faktör olmayabilir. Bu bağlamda ağır görme yetersizliği durumunda bakış açısı edinmeyi etkileyebilecek diğer faktörler göz önüne alınmalıdır (McAlpine ve Moore, 1995). Zihin Kuramı becerilerinin ölçümünde kullanılan testlerin dikkat gerektirmesi ve doğru yanıtlar için belleğin aktif kullanılması durumu, zihinde oluşturulan temsillerin tekrar hatırlanması için çalışma belleğinin kapasitesini dikkate değer kılmaktadır (Towse ve Hitch, 1995).

Sosyal etkileşimin diğer insanların zihinsel durumlarını tahmin etme ile ilişkisini ortaya koyan araştırmalar (Brown, Donelan-McCall ve Dunn, 1996) dikkate alındığında, görme yetersizliğine sahip çocukların Zihin Kuramı gelişimindeki gecikmenin nedeni saptanarak ve çalışma belleği performansları belirlenerek erken müdahaleler aracılığıyla Zihin Kuramı becerilerini sergilemede gecikme yaşayan görme yetersizliği olan çocukların, günlük yaşamlarında sosyal iletişim ve etkileşim becerileri ve sembolik düşünme alanında

(28)

akranlarıyla aralarında oluşan farkın önemli ölçüde giderilmesi sağlanabilir. Bu araştırma görme yetersizliği olan çocuklar ve gören çocukların birinci derece yanlış kanı atfı, ikinci derece yanlış kanı atfı becerileri ile sözel çalışma belleği kapasitelerini değerlendiren ilk araştırma olması yönüyle önem taşımaktadır. Diğer yandan bu araştırmaya katılan görme yetersizliği olan çocuklar ile gören çocukların sözel zekâ puanlarının eşleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Ağırlıklı olarak otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan gruplarla çalışılan Zihin Kuramı’nın diğer yetersizlik gruplarında da incelendiği araştırmalara ulaşılmaktadır (Doğmaz ve Girli, 2017). Farklı yetersizliklerden etkilenmiş çocukların Zihin Kuramı becerilerinde gecikme yaşadıklarını gösteren birçok çalışma alanyazında mevcuttur (Abbeduto, Mayerson, Benson, Dolish, 2004; Akoğuz, 2014; Bı̇çer ve Taymaz Sarı, 2017; Giaouri, Alevriadou, Tsakiridou, 2010; Taymaz Sarı, 2014). Araştırma bulgularında ulaşılan yetersizliği olan grubun düşük performansa sahip olması özellikle sözel zekâyı eşitlenmeden yapılan çalışmalarda benzer sonuçların doğmasına neden olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle bu çalışmada çocukların sözel zekâ puanlarının eşitlenmesi elde edilecek bulguların güvenirliği açısından dikkate değer bulunmaktadır.

1.4. Sınırlılıklar

Araştırmaya dâhil edilen katılımcılar 2016-2017 öğretim yılında, Ankara il merkezinde bulunan görme engelliler ilköğretim okullarında ilkokul birinci ve ikinci kademeye devam eden görme yetersizliği olan katılımcılar ile ilköğretim okullarında ilkokul birinci ve ikinci kademeye devam eden gören katılımcılarla sınırlıdır. Araştırma görme yetersizliği olan 19 çocuk ile gören 21 çocuk olmak üzere toplamda 40 katılımcıyla gerçekleştirilmiştir.

1.5. Tanımlar

Ağır Görme Yetersizliği: Yapılması gereken tüm düzeltmeler yapıldıktan sonra, iyi gören gözün onda birine yani 20/200’lük görme keskinliğine ya da daha azına sahip ve görme alanı 20 dereceden az olma durumudur (World Health Orginazation, WHO, 2013).

Az Gören: Yapılması gereken tüm düzeltmeler yapıldıktan sonra, iyi gören gözün 20/70 görme gücüne ya da 20/200 görme keskinliğine sahip olma durumudur (WHO, 2013). Zihin Kuramı: Kişinin kendisinin ve başkalarının davranışlarını anlamlandırabilmek ve tahmin edebilmek için istek, inanış, niyet gibi zihinsel durumlara atıfta bulunabilme becerisidir (Lantz, 2002).

(29)

Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı: Kişinin, bir diğer kişinin sahip olduğu yanlış kanıyı anlaması durumudur (Wimmer ve Perner, 1983). Kişi, yanlış kanıya sahip diğer kişinin söz konusu olan bağlam sonucunda hangi eylemde bulunacağını tahmin edebilir (Pijnacker vd., 2012).

İkinci Derece Yanlış Kanı Atfı: Bir kişinin kanısı hakkında diğer kişinin kanısını anlamayı gerektirir (Romero-Munguía, 2013).

Çalışma Belleği: Temsillerin bellekte kısa süreli olarak tutulduğu yerdir. Dil öğrenme, akıl yürütme gibi kompleks bilişsel görevlerde bilgi gerektiren manipülasyon ve geçici olarak depolama sağlayan ve işlemleme yapan bir beyin sistemi olarak ifade edilmektedir (Baddeley, 1992).

(30)

BÖLÜM 2

İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. Zihin Kuramı

Bireylerin sahip olduğu davranışlara kendi bakış açısıyla bakarken başkalarının da farklı bakış açılarına sahip olabilecekleri düşüncesi ve bu bakış açısının amaçlanan davranışlar bağlamında ortaya çıkabileceği algısı, aynı çevrede yer alan kişilerin benzer beklentilere sahip olduğunu göstermektedir (Gallagher ve Frith, 2003). Doğrudan gözlenemeyen zihinsel durumlar için atıf yapma becerisini kuramlaştıran Premack ve Woodruft, zihinsel durumlara dayanarak davranışlar hakkında yapılan çıkarımlara açıklamalar getirmiştir (Premack ve Woodruft’tan aktaran Ertuğrul, 2011). Astington ve Edward’a (2010) göre ise bireyler kendi davranışlarını başkalarına açıklarken, ne düşündüğünü ve istediğini diğerlerine anlatırken ve diğer insanların konuşmalarını, davranışlarını onların düşünce ve isteklerine dikkat ederek yorumlarken Zihin Kuramı becerilerini kullanır.

Alanyazında yapılan Zihin Kuramı çalışmalarında, araştırmacılar çocukların sosyal dünyasının önemli bir bileşeni olan bireysel farklılıklar çerçevesinde, temel psikolojik durumların farklı bağlamlarda bilginin ve davranışın ortaya çıkmasında hangi durumlarla neden etkili olduğunu bulmaya çalışmışlardır (Flavell, 1999; Cassidy, Werner, Rourke ve Zubemish 2003). Yapılan bir çalışmada 67 okulöncesi dönem çocuğunun psikolojik anlayış (psychological understanding) ve pozitif sosyal davranışları arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarma amaçlanmıştır. Çalışmada psikolojik anlayışı değerlendirmek için Zihin Kuramı testi, sosyal beceri değerlendirmesi, öğretmen gözlem formu, söz dizimsel cümle yapısı, anlamsal alıcı ve ifade edici dili değerlendirmek için bir dil gelişim testi kullanılmıştır. Çalışma sonunda daha popüler olan çocukların akranlarıyla daha fazla sosyal etkileşime girdiği ve bunun Zihin Kuramı gelişimine katkı sağlayıcı fırsatlar oluşturduğu görülmüştür. Ayrıca çalışma, diğerlerinin duygularını tahmin etmede daha başarılı olan çocukların akranlarından daha fazla olumlu sosyal davranışlar sergilediklerini göstermiştir. Çalışmaya göre zihinsel ve duygusal durumları fark edebilmek, pozitif sosyal davranışları farklı bakış açıları ile tahmin edilmesini gerektirmektedir (Cassidy vd., 2003).

(31)

Sosyal etkileşim sırasında başarılı bir şekilde diğerlerinin davranışlarını tahmin etme becerilerini içeren zihin okuma ya da empati gibi beceriler insanların birbirine karşı sergilediği duygusal ya da zihinsel süreçlerden oluşan becerilerdir (Singer, 2006). Diğer insanların duygularına ve düşüncelerine dair kanı atfı içeren Zihin Kuramı, Baron Cohen (1995) tarafından zihin okuma olarak da adlandırılır. Normal gelişim gösteren çocuklar 4 yaş civarında diğer kişilerin ne düşündüğünü, istediğini ve hangi kanılara sahip olduğunu ve bu kanılar sonucunda nasıl davranacaklarını tahmin etmeye başlar. Dört yaş civarında edinilen kanıları anlama becerisi, çocuğun insanlarla arttırdığı iletişimin çocuğun zihinsel yapısını şekillendirmesi neticesinde anlaşılabilir bir durumdur. Çünkü Zihin Kuramı gelişiminin sosyal etkileşime olumlu etkide bulunduğu düşünülmektedir (Brüne ve Brüne-Cohrs, 2006; Flavell, 2004; Povinelli ve Preuss, 1995).

Alanyazında yapılan pek çok çalışma sonucunda Zihin Kuramı’nın dil gelişimi, sembolik oyun, taklit, ortak dikkat, sosyal beceri gibi birçok alanla ilişkili olduğu bulgusuna ulaşılmıştır (Aschersleben vd., 2008; Astington ve Jenkins, 1995; Bosacki ve Astington, 1999; Charman vd., 2000; Gillott, Furniss ve Walter, 2004; Hale ve Tager-Flusberg, 2003; Hughes ve Leekam, 2004; Santiesteban vd., 2012; Şen, 2016). Zihin okumayı etkilediği düşünülen yakın arkadaşlık ve aile ilişkileri ile edinilen deneyimler, farklı sosyoekonomik düzeydeki çocuklarla ilgilenen, çocuğun bakımını sağlayan kişilerin tutumları ile birlikte sosyal ve bilişsel mekanizmalara bağlı gündelik hayattaki bireysel farklılıklar dikkate alınan konulardır (Dunn, 1999). Çocukların gelişim sürecine geniş bir açıdan bakabilmek için Zihin Kuramı’nın farklı bilişsel ve sosyal süreçler ile ilişkisini ele almak, ortaya çıkabilecek değişkenlerin anlaşılması açısından önem taşımaktadır (Ertuğrul, 2011).

Çocukların zihin okuma becerilerinin ortaya çıkarılmasında Dunn (1999) 4 tip sosyal etkileşimden bahseder. Bunlar içsel durumlar hakkında konuşmalar, paylaşılmış -mış gibi oyun, öyküler ve hile içeren etkileşimlerdir. Astington ve Jenkins (1995) 3 ve 5 yaş arasında 30 çocuk üzerinde yaptıkları bir araştırmada temel görevlerde yanlış kanıları anlamada daha iyi olan çocukların, yanlış kanıları anlamada daha düşük seviyede olan akranlarından farklı beceriler sergileyip sergilemeyeceğini inceleyen bir araştırma yürütmüştür. Araştırmadaki katılımcı çocuklar arasındaki yanlış kanı puanları, -mış gibi oyunlardaki ortak oyun planları ve rol görevleri, yanlış kanı atfı daha fazla gelişmiş çocuklarda daha fazla farkındalık durumunun bulunabileceği hipotezini doğrulamıştır. Araştırma katılımcılar ve onların oyun partnerlerinin varolmayan -mış gibi oyun dünyası hakkında farklı kanılara sahip

(32)

olabileceklerini ve oyun sırasında rol ve oyunlar için düşüncelerini daha açık hale getirme eğiliminde olduklarını göstermiştir.

Araştırmalar incelendiği zaman özellikle yeni doğanlarda bireysel erken sosyal süreçler ile Zihin Kuramı becerileri arasında ilişki olduğu görülmektedir (Aschersleben vd., 2008). Boylamsal bir çalışma ile bebeklerin diğer insanların eylemlerine verdikleri dikkat tepkisini ölçen Wellman, Lopez-Duran, LaBounty ve Hamilton (2008) sosyal dikkatin 4 yaş civarında edinilen Zihin Kuramı becerilerinin yordayıcısı olduğunu göstermişlerdir. Çalışmaya alınan 45 bebek tekrar 4 yaşında Zihin Kuramı testlerine tabii tutulmuştur. Veriler, bebeklerde sosyal gelişimin amaç odaklı insan davranışlarının şekillenmesinin açıklanmasında ve okulöncesi döneme doğru zihinsel işleyişin altında yatan süreçleri göstermesi açısından önem taşımaktadır.

Dikkat, bazı girdilerin daha hızlı, daha iyi ve daha yoğun olarak işlendiği bir seçim sürecidir. Meydana gelen davranışla ilgili işlemleri sınırlar (Raftopoulos, 2009). Bu nedenle dikkat önemli bir işleve sahiptir çünkü bilgileri işleme ve bellek sistemi sınırlı bir kapasiteye sahiptir (Schneider ve Shiffrin, 1997). Charman ve arkadaşları (2000) yaptıkları bir çalışmada taklit, ortak dikkat, oyun, dil gibi diğer kişilerle etkileşim sağlayabilecek sosyal becerilerin Zihin Kuramı ile birlikte çocuklardaki gelişimsel sürecin bir parçası olabileceğini belirtmişlerdir. Çalışma 20 ve 44 aylık katılımcı çocuklarla gerçekleştirilmiştir. Uygulama sırasında 44 aylık çocukların Zihin Kuramı becerilerini ölçmek için görünüm gerçeklik testi, yer değişikliği testi ve bağlama göre uygun duygusal durum seçme testi uygulanmıştır. Diğer testler oyun, taklit ve ortak dikkat becerilerini ölçmek için kullanılmıştır. Çalışma ortak dikkatin ileriki dönem dil edinimi ve Zihin Kuramı becerileri için en iyi yordayıcılardan biri olduğunu göstermektedir.

Dil ve Zihin Kuramı üzerine yapılan araştırmaları ayrıntılı bir şekilde inceleyerek meta analiz çalışması yapan Miligan, Astington ve Dack (2007) 9000’e yakın örneklem grubu ve 104 çalışmayı incelemiştir. Analiz sonucunda katılımcı çocukların yaştan bağımsız olarak dil becerisi ile yanlış kanı atfı beceri performansları arasında dikkate değer bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca çalışma çift yönlü olarak dil becerilerinin Zihin Kuramı performanslarının yordayıcısı olduğu aynı zamanda Zihin Kuramı performanslarının dil becerilerinin yordayıcısı olduğu bulgusuna ulaşan diğer çalışmaları da desteklemiştir (Slade ve Ruffman, 2005).

(33)

Çocukların kendi ve diğerleri ayrımı yapmaya başlaması ile dil bilgisi ile sözcük dağarcığındaki artışın ortaya çıkışının birbiri ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Çocukların dili kullanmayı öğrenmeleri ile birlikte kendisi dahil diğer kişilerin farklı rollere bürünebildiklerini ve daha önemlisi dil aracılığıyla diğerlerinin zihinlerini, davranışlarını etkileyebildiklerini öğrenmektedirler (Hobson’dan aktaran Keçeli-Kaysılı, 2012). Zihin Kuramı’nın ilişkili olduğu çevresel faktörler içerisinde yer alan dil gelişimi üzerine Hale ve Flusberg -Tager (2003) tarafından Zihin Kuramı gelişiminde dilin öneminin incelendiği bir araştırma yürütülmüştür. Araştırmacılar dilin anlam, sıfat cümlesi ve söz dizimi bakımından Zihin Kuramı gelişimi üzerindeki etkisini araştırmışlardır. Araştırmaya dahil edilen tüm katılımcı çocuklar farklı Zihin Kuramı testleri, cümle tamamlama ve sıfat cümleleri konusunda test edilmişlerdir. Araştırmada eğitim almış olan deney grubunda cümle tamamlama becerisi ile birlikte dil bilgisinin de arttığı ayrıca Zihin Kuramı becerilerinde de önemli oranda artış olduğu bulgulanmıştır. Ancak katılımcılara verilen sıfat cümleleri eğitimi sonucunda Zihin Kuramı becerilerinde bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Elde edilen bulgular kapsamında Zihin Kuramı becerilerinin gelişiminde cümle tamamlama çalışmalarının etkili olduğu görülmektedir.

Dil becerisi olumlu sosyal davranışlar ve paylaşımlar için önemli bir beceridir. Ancak Zihin Kuramı’nı etkileyen bireysel farklılıkları içeren diğer faktörler de göz ardı edilmemelidir (Cassidy vd., 2003; Youngblade ve Dunn, 1995). Zihin Kuramı gelişimini etkilediği düşünülen kardeş etkisi üzerine çeşitli araştırmalar yürütülmüştür (Cutting ve Dunn, 1999; Karakelle, 2012; Hughes ve Ensor,2005; Foote ve Holmes-Lonergan, 2003; McAlister ve Peterson, 2007; Cassidy, Fineberg, Brown ve Perkins, 2005; Peterson, 2000). Çocukların aileleriyle özellikle de kardeşleriyle içsel durumlar hakkında girdikleri etkileşimler duyguları, düşünceleri, kanıları anlamada ve farklı bakış açıları edinmede güçlü bir etki taşımaktadır (Dunn ve Brown, 1993). Yapılan araştırmalara bakıldığı zaman kardeşi olan okul öncesi çocuklarının yanlış kanıları tahmin etmede daha iyi olduğu gözlenmiştir (Astington ve Jenkins, 1995; Peterson 2000).

Bir diğer çevresel faktör olan kardeş etkisini ele alan Karakelle (2012), kardeş etkisini Zihin Kuramı becerilerinin gelişimi üzerinde incelediği çalışmasında ikizler, tek kardeşliler ve tek çocukların Zihin Kuramı becerilerini karşılaştırmıştır. Çalışmada katılımcıları 36-72 ay arasındaki çocuklar oluşturmuştur. Çalışma 39’u tek çocuk (21K, 18 E), 39’u kardeşli çocuk (21K, 18 E) ve 20 tanesi ikiz (10 K, 10 E) olmak üzere toplam 98 (52 K, 46E) çocuğun katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Görünüm gerçeklik testi, beklenmedik yer değişikliği testi

(34)

ve beklenmedik içerik görevleri testi Zihin Kuramı becerilerini değerlendirmek için kullanılırken dil becerilerini değerlendirmek için Peabody Resim Kelime Testi kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre dil yeteneği ve yaş kontrol edildiğinde tek çocuk ve tek kardeşi olan çocuklara göre ikiz kardeşi olan çocukların daha avantajlı olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Ayrıca çalışmada yaş ile Zihin Kuramı becerilerinin gelişimi arasındaki ilişki ele alındığında, katılımcı çocukların yaş seviyesi arttıkça Zihin Kuramı becerilerindeki performanslarının da arttığı görülmüştür.

Çeşitli araştırmalardan elde edilen bulgulara göre dikkati yönlendirme, dürtüleri kontrol etme, plan yapma, uygun olmayan tepkileri kontrol altına alma, bir eylemi başlatma ve gerçekleştirme, çalışma belleği gibi süreçler gerektiren durumları kapsayan yürütücü işlevler ile (Hill, 2004) Zihin Kuramı becerileri arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir (Atasoy, 2008; Baştuğ, 2016; Ertuğrul ve Karakelle 2012; Fisher ve Happe 2005; Moses, 2001; Ozonoff, Pennington ve Rogers, 1991; Pellicano, 2007; Russell, Mauthner, Sharpe ve Tidswell, 1991). Yürütücü işlevler gelişimin erken aşamalarında gözlenmektedir ve farklı dönemlerde farklı yürütücü işlev becerilerinin sergilenmesi açısından önem taşımaktadır (Welsh, Pennington ve Groisser, 1991). Araştırmalar 3 ve 5 yaş arasındaki dönemin yürütücü işlev becerilerinin gelişimi açısından önemli bir dönem olduğunu gösterirken, bireysel yürütücü işlev bileşenlerinin 3 yaşından önce oluştuğunu gösteren araştırmalar da mevcuttur (Garon, Bryson ve Smith, 2008). Ortak dikkat, çalışma belleği gibi gelişimi sürekli devam eden sistemlere bağlı olan kasıtlı, amaç odaklı davranış ve düşünce alanları yürütücü işlevler ile ilgili sık çalışılan alanlardır (Zelazo, Craik ve Booth, 2004).

Zihin Kuramı’na etki eden değişkenler üzerine yapılan çeşitli çalışmalarda, zihinsel durumların kavranmasında görme yetersizliğinin etkisinin olup olmadığını inceleyen araştırmalar yapılmıştır (Minter vd., 1988). Zihin Kuramı gelişiminde görmenin rolüne dair yapılan araştırma bulgularının farklılaştığı görülmektedir (Begeer, vd., 2014). Bu bağlamda görme yetersizliği olan bireylerle çeşitli araştırmalar yürütülmüştür (Begeer vd., 2014; Bedny, Pascual-Leone ve Saxe, 2009; Green vd., 2004). Görsel bilgiden yoksun olan görme yetersizliği olan bireyler dilsel bilgiye öncelik verirler ve diğer kişilerin iletişimsel niyetlerini anlamada sınırlılık sergileyebilirler. Görme yetersizliği olan bireylerin çevreden edindiği bilgi, gören bireylerin edindiği bilgilerden farklıdır. Bu nedenle görme yetersizliği olan bireyler, sahip oldukları bilgiler kapsamında etkileşimde bulundukları kişilerin zihinsel durumlarına atfetme becerisini kullanabilirler (Sak-Wernicka, 2016). Sosyal görsel ipuçlar zihinsel durumların anlaşılmasına büyük katkı sağlamaktadır. Görme yetersizliği çevresel

(35)

ipuçlarını toplayıp, çıkarımlar yapıp objelere ya da kişilere yönelmede sınırlamalar yarattığı için Zihin Kuramı’nın öncüllerinden biri olan ortak dikkatte sınırlamalar yaratabilir. Bu nedenle günlük yaşamda geniş yer kaplayan Zihin Kuramı’nın bu bağlamda araştırılması kritik olarak önem taşımaktadır (Bigelow, 2003; Byom ve Mutlu, 2013).

Özet olarak, yapılan çalışmalar Zihin Kuramı’nın genel bilgi ve düşünce gücünün sınırlı olduğu yaşamın erken dönemlerinden itibaren ortaya çıktığını ve insan yaşamında sosyal etkileşimin temelini ve öğrenme sürecinin çekirdeğini oluşturduğunu göstermektedir (Leslie, Friedman ve German, 2004). Alanyazındaki araştırmaların sonuçlarından elde edilen bulgular incelendiğinde Zihin Kuramı gelişiminin görme dâhil birçok alanla bağlantısı olduğu söylenebilir.

2.1.1. Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı Becerileri

Baron-Cohen’e göre (2000) Zihin Kuramı gelişimsel yönden devam eden bir süreç içindedir ve birinci derece yanlış kanı atfı, ikinci derece yanlış kanı atfı, şakaları kavrama, ironi kavrama ve gaf yapma (faux pas) basamaklarını izler. Araştırmacılar bu becerileri değerlendirmek için farklı görevler kullanmıştır.

Şekil 1. Zihin Kuramı gelişimi

Erken çocukluk dönemindeki çocuklar, yanlış kanı atfı içeren gerçeğe uymayan zihinsel durumlarda insanların gerçeğe inanmasını ve öyle davranması gerektiğini anlayamazlar (Flavell, 1999). Üç, dört yaş itibariyle çocuk ortaya çıkan bağlamlarda kendisinin edindiği kanıların diğer kişilerin sahip olmadığını kavramaya başlar (Wimmer ve Perner, 1983). Wimmer ve Perner (1983) normal gelişim gösteren 4 yaş civarındaki çocukların, dünya hakkında insanların farklı görüşlere sahip olabileceğini anlamaya başladıklarını belirtmiştir. Baron-Cohen’e (2001) göre birinci derece yanlış kanı atfı becerileri aynı durum hakkında

Birinci Derece Yanlış Kanı Atfı

İkinci Derece Yanlış Kanı Atfı

Şakaları Kavrama

İroni Kavrama

Şekil

Şekil 1. Zihin Kuramı gelişimi
Şekil 2. Sally ve Anne testi. Theory of Mind: Mechanisms, Methods, and New Directions,  Byom, L

Referanslar

Benzer Belgeler

Veri toplanmada çocukların cinsiyeti ve yaşı gibi kişisel bazı bilgilerinin yer aldığı Kişisel Bilgi Formu, Okul Öncesi Çocuklar için Bellek

Görme Yetersizliği Olan Çocuklar İçin Okuma Yazma Becerileri. Resimde görülen Braille

• Görme bozukluğu motor beceriler için oldukça sınırlayıcıdır.. • Yürüme, postür, beden kontrol ve bedenin idaresinde

Bu araştırmada normal gelişim gösteren, Down sendromu ve otizm tanılı gelişimsel dil bozukluğu olan çocuklarda sözel çalışma belleği ve karmaşık söz dizi- mini

Küçük yaş grubu için önerilen birinci hipotez şu şekildeydi: “Küçük yaş grubunda hem dil becerisi hem de çalışma belleği ve hem de yönetici işlevler zihin kura-

Periyodik bakımı düzgün yapılan SF6 Gazlı kesiciler alt sistemi için “arızalandığında onar” prensibine dayalı bakım yöntemi en uygun ve verimli bakım olarak

• Kör insan, bütün düzeltmelere rağmen iki göz ile görme keskinliği onda birden ve görüş açısı yirmi dereceden aşağı olan, eğitim ve öğretim

Deney grubunda yer alan zihinsel engelli çocuklarda Bilişsel Davranışçı Terapi uygulamasının Zihin kuramı Testlerinden İkinci dereceden yanlış kanı atfı