• Sonuç bulunamadı

Zemin Etüdü ve Islahı İşleriyle İlgilenen Firmaların Sektördeki Konumları

Zemin ıslahı ve zemin etüdü işleriyle ilgilenen firmalar inşaat sektöründe önemli yerlere sahiptirler. Bu firmalar projelerin daha netleşmediği ilk aşamada zemin ile ilgili yapılan etüd çalışmalarında ortaya çıkarlar. Bu aşamada zeminin taşıma gücü ve dayanımı bu firmalar tarafından ortaya konur. Eğer projenin uygulanacağı alan merkezi bir yer ise veya derin bir temel kazısı isteniyorsa burada zeminin düşeyde kendini tutabilmesi için iksa projesi yine bu işlerle ilgilenen firmalar tarafından oluşturulur. Oluşturulan bu iksa projesinin uygulaması da yine bu işlerle ilgilenen firmalar tarafından yapılır. Genel olarak projeyi yapan zemin firması uygulamasını da yapar.

Depremin ve erozyonun sık rastlandığı ülkemizde zemin ıslahı ve etüdü işleriyle ilgilenen firmaların sektörde bulundukları konumlar çok önemli ve stratejiktir. Özellikle 1999 Marmara depremiyle birlikte ortaya çıkan raporlarda aynı standartlarda yapılmış üst yapı binalarından bazılarının yıkıldığı bazılarınında

yıkılmadığı bunun asıl nedeninin binaların oturduğu alanında ki zemin profili ve dayanımıyla ilgili olduğu net bir şekilde raporlarda yer bulmuştur. Bu raporlar ve bilinçlenmeyle birlikte bu firmaların sektördeki konumları her geçen gün daha güçlenmektedir.

1.3.1 Zemin etüdü ve ıslahı işleriyle ilgilenen firmaların özellikleri

Zemin ıslahı ve zemin etüdü işleriyle ilgilenen firmalar, inşaat sektöründe üst yapı işleriyle ilgilenen firmalar gibi hem ilgili işlere ait projeleri hazırlarlar hem de bu projeleri uygularlar. Bu firmaların yaptıkları işlere ait iş kalemleri üst yapı firmalarınınki kadar kompleks ve aşırı değildir. Zemin ıslahı ve etüdü işleriyle ilgilenen firmalar genel olarak zemini üst yapıyı taşıyabilecek standartlara getirmek, proje kotuna inmek için gerekli güvenlik katsayılarını kullanarak iksa sitemleri geliştirmek ve uygulamasını yapmak işlerini yaparlar. Bu firmalar işin en önemli kısmı olan temel imalatında aktif olarak rol almakla beraber, büyük projelerde genel olarak üst yapı işini üstlenmiş olan firmanın taşeronluğunu yapmaktadırlar. Zemin ıslahı ve etüdü işleriyle ilgilenen firmalara bazı projelerde hafriyat işleride verilmektedir, hafriyat işleri verilirken amaç bu firmaları alt yapıyla ilgili bütün işlerde sorumluluk altına alma isteğidir.

Zemin ıslahı ve etüdü işleriyle ilgilenen firmalar genel olarak üst yapı projeleriyle ilgilenen firmalara göre, çalışan eleman sayısı ve yıllık ciro açısından geri plandadırlar.

1.3.2 Zemin etüdü ve ıslahı işleriyle ilgilenen firmaların aldıkları işler

Zemin ıslahı ve etüdü işleriyle ilgilenen firmalar uygulanacak bütün projelerin etüd kısmında ilk olarak yer alırlar. Zemin etüdü raporu sonucunda zemin iyileştirmesi gerekliliği ortaya çıkan üst yapı ve alt yapı projeleri, uygun zemin ıslahı yöntemiyle çözülür. Bu firmalar baraj, otoyol, hızlı tren güzergahları, alışveriş merkezleri, konut projeleri, rezidans, hastane gibi birçok alanda iş almaktadırlar. Etrafında herhangi bir yapı olan veya yer altından daha fazla yararlanılmak istenen projelerde yine bu firmallar işverenlerin istedikleri kotlara ulaşabilmek için iksa sistemleri projeleri hazırlayıp uygularlar.

Zemin ıslahı ve etüdü işleriyle ilgilenen firmalara ortaya konulacak projenin uygulanacağı zeminin taşıma kapasitesinin yeterli olup olmadığı, şayet yetersizse

bunun hangi yöntemlerle istenilen seviyelere çıkarılacağı konularının netleştirilmesi aşamalarında başvurulur.

1.3.3 Sektördeki firmaların karşılaştıkları sorunlar

Zemin ıslahı ve zemin etüdü işleri yapan firmalar diğer sektörlerdeki firmalar gibi birçok sorunla karşılaşmaktadırlar. Bunlardan en önemli dört tanesini Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu yönetim kurulu başkanı Tahir Tellioğlu bir söyleşide şöyle özetliyor;

Mesleğe Giriş Kuralsızlığı

Sektöre meslek olarak girişinde hiçbir mesleki standart ve çerçeve olmayışı yani önüne gelen herkesin vergi numarası ve Ticaret Odası kaydını yaptırdığı taktirde taksi şoförü yada berber ustası olması fark etmez, isterse 1000 konutluk bir yapının müteahhidi olmasına hiçbir engel yoktur. Bu şartlarda sektörün çağın kalitesini, estetiğini, yapı güvenirliğini ve meslek ahlakını yakalaması mümkün değildir.

Mesleğin Örgütsüzlüğü

Ülke ekonomisinin her ekonomistin her fırsatta ifade ettiği gibi taşıyıcı lokomotif sektörü olan inşaat sektörünün yasal kamu gücüne dayalı bir meslek örgütünün olmayışı, bu durumda inşaat sektörünün zaten mesleğe girişinde de bir çerçevenin olmayışının da kattığı sorunların işin içinden çıkılmaz bir hal aldığı, birçok yönetmeliğin kanuna aykırı olduğu birçok kuruluşların aynı konuda çok farklı prosedür ve uygulamalar yaptığı, kimin kimden görüş soracağının belli olmadığı bir sistemle, yani sistemsizlikle yönetildiği acı bir gerçektir.

Yapı Denetim

17 Ağustos acı depremin üzerine çabucak çıkarılan 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu aradan on yıl geçmesine rağmen amacına ulaşamamış ve birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Yasanın ilk çıktığı yıl itibari ile pilot bölge olarak seçilen 19 ilin ülkenin deprem risk haritasını dikkate almadan seçilen iller olduğu üzücü bir gerçektir. Çünkü bu iller arasına Erzincan ve Afyon gibi iller mevcut değildir. Sistem tam bir keşme keş içerisindedir. Sözde denetimden sorumlu olan teknik elemanların yarısı sorumlu olduğu, imza attığı inşaatların adresini dahi bilmemektedir. 2010 yılının Nisan ayında Bayındırlık ve İskan Bakanlığının yapı denetiminin uygulanacağı iller hakkındaki ekli kararının 1240 sayılı yazıyla yürürlüğe girmesiyle birlikte yapı denetiminin bütün ilerde uygulanması kararlaştırılmıştır. Bu karar 2011

yılının ilk ayında yürürlüğe girmiştir. 2011 yılının ilk ayından bu yana geçen bir yılık süreçte bu alanda ki sıkıntılar tam anlamıyla giderilmiş değildir.

Eşit Belediyeler Arasındaki Farklı Uygulamalar

İnşaat müteahhitlerinin yapı ruhsatından yapı kullanma sürecine kadar olan imalatın takipçisi ve düzenleyicisi olan belediyelerin inşaat ruhsatı verirken izledikleri yol ve metotlara gerek evraka imza sayısı gerek evrak sayısı gerek vize ve harç rakamları arasında m2 ve işlem aynı olmakla beraber uçuruma varacak farklılıklar ve keyfi uygulamalar göze çarpmaktadır. Yapı ruhsat alımında ödenen ilgili harçların inşaatın imalatı ve seyrinde ve hatta iskân aşamasında dahi yapının kullanımında ihtiyacı olan hayati önem arz eden yol, elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz gibi hizmetler ücretleri alındığı halde zamanında getirilmemektedir. Bu durum aldığı dairelere oturmak isteyen mesken sahiplerinin işini zorlaştırmakta yapı kalitesini ve güvenliğini tehdit etmektedir (Url-1).

Yukarda bahsi edilen bu dört önemli sorun sektörde bulunan her firmanın seyrek veya sıklıkla karşılaştıkları sorunlardır. Bu sorunların giderilmesi sektörde ki kaliteyi artıracak işlerin teslim süresini de kısaltacak böylece müşteri memnuniyeti artacaktır.

1.3.4 Zemin etüdü ve ıslahı işleriyle ilgilenen firmalar ve çevre

Çevreyle ilgili yayınların hemen hepsinde, kirlenmeye yol açan etmenlerin başında kentleşmeye yer verildiği görülür. Keleş tarafından 1987 yılında ‘Kentleşme ve Çevre Politikaları, Şehirleşme ve Çevre Konferansı’nda’ doğanın kirlenmesinin temel etmenlerinin başında düzensiz kentleşmenin geldiği vurgulanmıştır. Keleş ayrıca bu durumun herkes tarfından kabul gördüğüne de değinmiştir (Keleş, 1987). Atık malzemelerin inşaat sektöründe kullanılabilirliği üzerine yapılacak çalışmaların geri dönüşüm mekanizmaları oluşturma açısından önemli olduğu görülmüştür. Sonuç olarak çevresel korunum ve çevre bilincinin bütün bilim disiplinlerini ilgilendirmekte olduğu ve her alanda bu yönde çalışmalar yapılmasının faydalı olacağına değinilmiştir(Subaşı ve diğerleri, 2008).

İnşaat Sektöründe Kullanılan Bazı Endüstriye Atıklar  Uçucu Küller

 Silis Dumanı

 Mermer Toz Atıkları  Atık Lastikler

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), belirli bir proje veya gelişmenin, çevre üzerindeki önemli etkilerinin belirlendiği bir süreçtir. Bu süreç, kendi başına bir karar verme süreci değildir; karar verme süreci ile birlikte gelişen ve onu destekleyen bir süreçtir. Yeni proje ve gelişmelerin çevreye olabilecek sürekli veya geçici potansiyel etkilerinin sosyal sonuçlarını ve alternatif çözümlerini de içine alacak şekilde analizi ve değerlendirilmesidir. ÇED, projelerle ilgili bütün ilgili tarafların bir araya geldiği ve görüş, kaygı ve önerilerini ortaya koyabildikleri demokratik ve şeffaf bir süreçtir. İlgili taraflar bu süreç içerisinde ortaya koydukları teknik bilgi ve görüşlerle projenin en optimal şekilde gelişimine katkı sağlarlar.

ÇED'in amacı; ekonomik ve sosyal gelişmeye engel olmaksızın, çevre değerlerini ekonomik politikalar karşısında korumak, planlanan bir faaliyetin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerin önceden tespit edilip, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır (Url-1).