• Sonuç bulunamadı

ZEKERİYA (A.S.)’IN SOYU VE MESLEĞİ

D. ARAŞTIRMANIN PLANI

I. BÖLÜM

2. ZEKERİYA (A.S.)’IN SOYU VE MESLEĞİ

2. ZEKERİYA (A.S.)’IN SOYU VE MESLEĞİ:

* َني۪ثِراَوْلا ُرْيَخ َتْنَاَو اًدْرَف ي۪نْرَذَت َلا ﱢبَر ُهﱠبَر ى ٰداَن ْذِا ۤاﱠيِرَكَزَو

“Zekeriya’yı da hatırla; hani o Rabbine: ‘Rabbim! Beni tek başıma bırakma, bununla birlikte (çok iyi biliyorum ki) Sen varislerin içinde en iyi olanısın!’ diyerek seslenmişti.20

Hz. Yahya'nın babası Zekeriya (a.s.), İbrahim (a.s.)'ın soyundan gelen bir peygamberdir21. Bazı kaynaklara göre de Zekeriya b. Berahya (a.s.)’ın soyu, Süleyman b. Davud (a.s.)’a, Süleyman b. Davud (a.s.)’ın soyu da Yehuza b. Yakub (a.s.)’da dayanır. İsrailoğullarını Allah’a davet için gönderilen peygamberlerdendir22.

Kitab-ı Mukaddes’in 891-899. sayfaları onun adını taşıyan bir bölüm içermektedir23.

Kur’ân-ı Kerîm’de Al-i İmran Suresi 37-41. ayetler ve Meryem Suresi 2-11.

ayetlerde Hz. Zekeriyya’dan bahsedilmektedir24.

18 En’am Suresi, 6/84,85.

19 http://tr.wikipedia.org/wiki/vaftizci_yahya

20 Enbiya Suresi, 21/89.

21 http://kurankissalari.tr.gg/Hz-.--Yahya-h-n%26%23305%3Bn-nesebi.htm

22 M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, TDV. Yay., 2004, c.1, s. 291.

23 Süleyman Ateş, a.g.e., s.191.

24 a.g.y.

Ayet-i Kerîme’de;

* َني ۪حِلاﱠصلا َنِم ﱞلُك َساَيْلِاَو ى ٰسي ۪عَو ىٰيْحَيَو اﱠيِرَكَزَو

“Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı ve İlyas’ı da doğru yola ulaştırmıştık. Çünkü onlardan her biri iyilerdendi.25” buyurulmuştur.

Musa (a.s.)'a indirilen Tevrat'ın tebliğcilerinden olan Zekeriya (a.s.) tarih kaynaklarına göre Kudüs ve çevresinde tebliğ görevini yürütüyordu26. Hz. Zekeriya ömrünü Allah’a davet ve Kudüs’teki Mukaddes Beyt’e (Mescid-i Aksa’ya) hizmete adamış büyük bir peygamberdi 27. Aynı zamanda İsrailoğullarının bilgini ve danışmanı idi28. Beyt-i Mukaddes’te Tevrat yazan ve kurban kesen reis idi29. Yahudi mabedinde ibadet için gelen insanlara vaazlar vererek, onlara kutsal kitap Tevrat hükümlerini hatırlatarak, onları uyarıp yönlendirmelerde bulunuyordu30.

Enbiyaoğullarından veya İsrailoğullarıyla onların bilgilerinden olup kendisini veya neslini Beytülmakdis’in hizmetine vakıf ve habs etmeyen kimse yoktu31.

Allah Zekeriya Peygamberi İsa (a.s.)’ın doğumundan az önce peygamber olarak İsrailoğullarına gönderdi. Onları Allah’a davet ediyor ve onları kötülüklerden men etmeye çalışıyordu32.

Zekeriya (a.s.) Peygamberlikle şereflendirilmesinin yanı sıra marangozluk mesleğini icra etmekteydi 33 . Ebu Hureyre’nin nakliyle bir hadis’i şerifte peygamberimiz “Zekeriya (a.s.) marangoz idi” diyerek onun mesleği konusuna açıklık getirmiştir34.

25 En’am Suresi, 6/85.

26 http://kurankissalari.tr.gg/Hz-.--Yahya-h-n%26%23305%3Bn-nesebi.htm

27 Afif Abdulfettah Tabbâra, Kur’ân’da Peygamberler ve Peygamberimiz, İstanbul, 1998, s. 386.

28 es-Salebî, el-Arais, Mısır, 1951, s.372.

29 Ahmet Cevdet, Kısas-ı Enbiya, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1972, s.39.

30 http://kurankissalari.tr.gg/Hz-.--Yahya-h-n%26%23305%3Bn-nesebi.htm

31 Mz. Asım Köksal, a.g.e., s. 291.

32 Muhammed Ali Sabûni, Peygamberlik ve Peygamberler, İstanbul, tarihsiz, s.387.

33 Süleyman Ateş, a.g.e., s.190.

34 Ahmet b. Hanbel, el-Müsned, Mısır, 1954, c.2, s.405.

Zekeriya (a.s.) 92 veya 99 yaşında35, eşi de 98 yaşında bulunduğu sırada henüz bir çocukları yoktu. Kendisi ve hanımı çok yaşlı idi ve yerine geçecek, İsrailloğullarını doğru yola iletecek bir yakınının olmamasından endişeye düşer, hanımının kısır oluşu onun bu endişesini arttırırdı36.

Hanımı İşa’nın kız kardeşi Hanne ve eşi İmran’ın da çocukları olmuyordu.

Hanne “Cenab-ı hak bana bir çocuk verirse, Beyt-i Mukaddes için hizmet vakf edeyim” diye adakta bulunmuştu37.

Yaşı hayli ilerlediği bir sırada Allah’tan kendisinin ilmine ve mülküne varis olacak bir çocuk istedi38.

O zamanlar erkek çocukları, Beyti Mukaddes’in hizmetine tayin etmek adet idi. Hanne’nin isteği de erkek çocuk olduğu için bu şekilde bir adakta bulunmuştu.

Hanne hamile iken eşi İmran vefat etti. Beklenenin aksine Hanne bir kız çocuğu dünyaya getirdi ve ona Meryem adını koydu39.

Adağı, Beyt-i Makdis’e hizmet için erkek çocuk olduğu halde, bir kız dünyaya getirince Yüce Allah’a şöyle niyaz da bulundu: “Ya rabbi, ne yapayım kız doğurdum, sen onu kabul et”. Ve onu alıp Beyt-i Makdis’e götürüp oradaki yetkililere teslim etti. Büyük bir zat’ın kızı olduğundan onun terbiyesine dikkat ettiler40.

Ayet-i Kerîme’de:

َاّيِرَكَز اَھَلﱠفَكَو…

“Onu Zekeriya’nın himayesine bıraktı41” buyurulmaktadır.

35 es- Salebi, el-Arais, s.375.

36 Afif Abdulfettah Tabbara, a.g.e., s.386.

37 Ahmet Cevdet, a.g.e., s. 39.

38 Süleyman Ateş, a.g.e., s.190.

39 A.g.y.

40 A.g.e., s.40.

41 Al-i İmran Suresi, 3/37.

Daha sonra Hz. Zekeriya, Meryem için Beyt-i Mukaddes’te hususi bir oda yaptırdı. Hz. Meryem odasına çekilir ve orada ibadetle vakit geçirirdi. Yanına Hz.

Zekeriya’dan başka kimse giremezdi42.

Hz. Zekeriya ne zaman Hz. Meryem’in mesciddeki odasına uğrasa onun yanında kış mevsiminde yaz meyvası, yaz içinde de kış meyvası bulur43, ona: “Ey Meryem, bu sana nereden geliyor? diye sorar, o da: “Bu Allah tarafından” diye cevap verirdi44. “İstediğini hesapsız olarak rızıklandıran Allah’ın katından.45

4. ZEKERİYA (A.S.)’IN EVLAT ARZUSU:

Zekeriya (a.s.) ve eşinin uzun seneler geçmesine rağmen hiç çocukları olmamıştı. Artık çocuk sahibi olma yaşları geçmiş, bu yaştan sonra çocuk sahibi olacaklarına dair pek ümitleri kalmamıştı46.

Hz. Meryem’e kış mevsiminde yaz meyvası, yaz mevsiminde kış meyvası ihsan edildiğini görünce Zekeriya (a.s.)’a Allah’u Teala’dan böyle temiz bir çocuk isteme arzusu geldi. Hz. Meryem’e bu lütufları bahşeden Allah’u Teala dilerse bu ileri yaşında bile ilâhi lütuf hazinesinden kendisine de elbette bir evlat bağışlayabilirdi47.

Aslında böyle bir çocuğa ihtiyacı da vardı. Zira kendisinden sonra kavminin yoldan saparak fitneye düşmelerinden, o izi takip etmemelerinden, bırakacağı manevi mirasa sahip çıkmamalarından endişe ediyordu. İsrailoğullarında bazı sapıklık alametleri de görülmüyor değildi. O vakte kadar, kendisine hayırlı bir halef olacak hiç kimseyi bulamamıştı. Allah’tan kendisinin ilmine ve mülküne varis olacak bir çocuk istedi48.

42 Ahmet Cevdet, a.g.e., s.40.

43 M. Asım Köksal, a.g.e., s.292.

44 es-Salebi, el-Arais, s.373.

45 Afif Abdulfettah Tabbara, a.g.e., s.387.

46 Süleyman Ateş, a.g.e., s.190.

47 Afif Abdülfettah Tabbâra, a.g.e., s.387.

48 Süleyman Ateş, a.g.e., s. 190.

arzusuna Kur’ân-ı Kerîm’inde geniş yer vermiş, gelecek nesillerin kendisini hayırla

“Kaf, Ha, Ayn, Sad. (Bu) Rabbinin,kulu Zekeriya’ya olan sevgisinin bir anlatımıdır. Hani o, bir zamanlar Rabbine sessizce seslenmiş ve ona: ‘Ey Rabbim!

Kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Ey Rabbim, sana (yaptığım) dualar hiçbir zaman karşılıksız kalmadı. Ancak ben, benden sonra yakınlarımın (yapacaklarından) endişe ediyorum; çünkü eşim kısırdır. O halde bana katından, bana ve Yakub oğullarına mirasçı olacak olan bir çocuk ver ve onu, ey Rabbim, hoşnutluğuna layık olacak biri kıl!’ diye seslenmişti.49

Bu ayeti Kerîmelerin yorumlarında müfessirlerin bir kısmı, Hz. Zekeriya'nın kastettiği “varis” olma konumunu, Hz. Muhammed (sav)'in Sahihi Buhari ve diğer hadis kitaplarında yer alan “Biz resuller miras bırakmayız” hadisi şerifine dayandırarak, kıssada geçen Hz. Zekeriyya'nın “ki o bana varis olsun, Yakub hanedanına da varis olsun” beyanının, Hz. Yahya'yı maddi mirasçı değil, peygamberliğinin devamını öngören manevi mirasçısı olması isteği olarak yorumlamışlardır50. Oysa Kur’ân Hz. Süleyman'ın Hz. Davut'un krallığının hem de peygamberliğinin devamı yönünde manevi mirasçısı olduğunu kaydetmektedir51.

49 Meryem Suresi, 19/1-6.

50 http://kurankissalari.tr.gg/Hz-.--Yahya-h-n%26%23305%3Bn-nesebi.htm

51 Neml Suresi, 15-16.

Allah’u Teala Zekeriya (a.s.)’ın yaptığı halis dualarını kabul buyurduğunu melekler vasıtasıyla bildirdi. Bu çocuğun isminin Yahya olmasını irade buyurdu. Bu isim, ona has idi. Ondan evvel hiçbir kimse bu adla adlandırılmamıştı. Allah’ın bereketinin üzerine ineceğini, böylece Allah kitabına inanan, hayvani arzulardan ve şehvetlerden sakınmak suretiyle kavmi içinde bir efendi olacağını müjdeledi52. Bu müjdenin veriliş şekli Ayet-i Kerîme’de şöyle açıklanmaktadır:

ُهْتَداَنَف َّٰﷲ ﱠنَا ِباَر ْحِمْلا يِف يّ۪لَصُي ٌمِئۤاَق َوُھَو ُةَكِئ ٰۤلَمْلا

ىٰي ْحَيِب َكُرﱢشَبُي

َني ۪حِلاﱠصلا َنِم اًّيِبَنَو اًروُصَحَو اًدﱢيَسَو ِ ّٰﷲ َنِم ٍةَمِلَكِب اًقﱢدَصُم

﴿ 39

َلاَق

ىّٰنَا ﱢبَر

ُءۤاَشَي اَم ُلَعْفَي ُ ّٰﷲ َكِل ٰذَك َلاَق ٌرِقاَع ي۪تَاَرْماَو ُرَبِكْلا َيِنَغَلَب ْدَقَو ٌم َلاُغ ي۪ل ُنوُكَي

﴿ 40

َق

ْرُكْذاَو اًزْمَر ﱠلاِا ٍماﱠيَا َةَثٰلَث َساﱠنلا َمﱢلَكُت ﱠلاَا َكُتَيٰا َلاَق ًةَيٰا ۤي۪ل ْلَعْجا ﱢبَر َلا ِراَكْبِ ْلااَو ﱢيِشَعْلاِب ْحﱢبَسَو اًري۪ثَك َكﱠبَر

﴿ 41

“O, mabette namaza durmuş iken, melekler ona: ‘Allah sana, kendinden bir sözü doğrulayacak, efendi, iffetli ve iyilerden bir Peygamber olacak olan Yahya’yı müjdelemektedir’ diye seslenmişlerdi. O, ‘Ey Rabbim! Ben artık iyice kocamış, karım da kısır iken, nasıl bir oğlum olabilir ki?’ diye sormuştu. O da, ‘İşte böyle;

çünkü Allah dilediğini yapar’ diyerek karşılık vermişti. O, ‘Ey Rabbim! O halde (bu konuda) bana bir işaret göster’ demişti. O da, ‘Senin işaretin, üç gün boyunca, işaretleşme dışında, insanlarla konuşamamandır. Rabbini de çok an ve sabah akşam tesbih et!’ demişti.53

Seçkin bir peygamber olan Zekeriya (a.s.), arzusuna icabet olunup bir çocukla müjdelendiği zaman son derece sevinmişti. Mazhar olduğu müjdenin açığa çıkması istirhamı ile dedi ki:

َلاَق َلَب ْدَقَو اًرِقاَع ي۪تَاَرْما ِتَناَكَو ٌم َلاُغ ي۪ل ُنوُكَي ىّٰنَا ﱢبَر َنِم ُتْغ

اًّيِتِع ِرَبِكْلا

﴿ 8

52 Afif Abdulfettah Tabbâra, a.g.e., s.388.

53 Al-i İmran Suresi, 3/39-41.

olabilir ki…?54

Zekeriya (a.s.)’ın sualine cevaben Allah’u Teala şöyle buyurdu:

َلاَق ُتْقَلَخ ْدَقَو ٌنﱢيَھ ﱠيَلَع َوُھ َكﱡبَر َلاَق َكِل ٰذَك اًئْيَش ُكَت ْمَلَو ُلْبَق ْنِم َك

﴿ 9

“İşte böyle… Bu Benim için çok kolaydır. Nitekim seni, önceden sen hiçbir şey değilken bile yaratmamış mıydım?55

Yahya (a.s.)’ın gelişini önceden bilmeyi arzu eden Zekeriya (a.s.), bu dileğini Allah’u Teala’ya arzetti. İstemiş olduğu işaret Zekeriya (a.s.)’a verildi. Ayet-i Kerîme’de şöyle buyuruluyor:

َلاَق اًّيِوَس ٍلاَيَل َثٰلَث َساﱠنلا َمﱢلَكُت ﱠلاَا َكُتَيٰا َلاَق ًةَيٰا ۤي۪ل ْلَعْجا ﱢبَر

﴿ 10

“Zekeriya, ‘Ey Rabbim! O halde bana (bu konuda) bir işaret ver!’ demişti. O da, ‘İşaretin, insanlarla tam olarak üç gün boyunca konuşamamandır.’buyurmuştu.56

Zekeriya (a.s.) tevhid ve tesbihe muktedir olduğu halde, insanlarla açıkça konuşmaya muktedir olamadığını görünce, artık eşinin hamile kaldığını anlamıştı. Bu üç gün zarfında, işaretle olanın dışında hiç kimse ile görüşüp konuşmadan devamlı zikrullahla, tesbih ve ibadetle meşgul oldu. Her şeyden alakasını keserek, huzur-u kalp ile Allah’u Teala’ya yöneldi, nail olduğu bu büyük nimetin şükrünü eda etmeye çalıştı57. Ayet-i Kerîme’de şöyle buyuruluyor:

َجَرَخَف اًّيِشَعَو ًةَرْكُب اوُحﱢبَس ْنَا ْمِھْيَلِا ۤى ٰحْوَاَف ِباَرْحِمْلا َنِم ۪هِمْوَق ىٰلَع

﴿ 11

54 Meryem Suresi, 19/8.

55 Meryem Suresi, 19/9

56 Meryem Suresi 19/10.

57 Afif Abdulfettah Tabbâra, a.g.e., s.388.

“Bunun üzerine Zekeriya mabetten çıkıp halkının yanına varmış ve onlara,

‘Sabah akşam Allah’ı tesbih edin!’ diye işarette bulunmuştu.58

Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Zekeriya’nın üç gün boyunca konuşmayıp sadece işaretlerle meramını anlattığı ifade edilmektedir59.

Bunun da sebebi, beraberinde bulunan mü’minlerin aynı duyguları yaşayıp peygamberlerinin nail olduğu bu nimete şükretmeleri olsa gerektir60.

5. ZEKERİYA (A.S.)’IN ŞEHADETİ:

Hz. Zekeriya’nın eşi hamile kalıp Yahya (a.s.)’yı doğurdu. Altı ay sonra da Meryem’den İsa (a.s.) doğdu61.

Hz. İsa’nın doğumu İsrailoğullarını çok kızdırdı. Hz. Meryem’e çeşitli suçlamalar yönelttiler. Hatta o kadar ileri gittiler ki Hz. Meryem’i taşlamak için ellerine taş aldılar. Bu sırada çaresiz kalan Hz. Meryem suçsuz olduğunu ispatlamaya çalışarak kundakta bulunan Hz. İsa’yı işaret etti ve “Bundan sorunuz” dedi. Hz Meryem’in bu sözünün üzerine “Biz beşikteki çocukla nasıl konuşalım?” dediler.

Bunun üzerine Hz. İsa bir mucize eseri olarak konuştu ve “Ben Allah’ın kuluyum ve nerede olsam beni mübarek kıldı. Doğduğum gün ve öldüğüm gün ve sonra tekrar dirileceğim gün, Rabbim bana selam vere” dedi. Yahudiler bunu işitince çok şaşırdılar ve Hz. Meryem’in yanından ayrıldılar62.

Hz. İsa’nın mucizevi olarak Allah tarafından babasız dünyaya gelmesinden şüphelenen İsrailoğulları, Hz. Zekeriya (a.s.) hakkında çeşitli dedikodular çıkardılar.

Ve nihayetinde diğer bazı peygamberlere yaptıkları gibi onu da şehit ettiler63.

58 Meryem Suresi, 19/11.

59 Süleyman Ateş, a.g.e., s.190.

60 a.g.y.

61 Ahmet Cevdet, a.g.e., s.40.

62 Ahmet Cevdet, a.g.e., s.41.

63 A.g.y.

اًّيِبَص َمْكُحْلا ُهاَنْيَتٰاَو ٍةﱠوُقِب َباَتِكْلا ِذُخ ىٰيْحَي اَي

﴿ 12

اًناَنَحَو

ًةو ٰكَزَو اﱠنُدَل ْنِم

اًّيِقَت َناَكَو

﴿ 13

َبَو

اًّيِصَع اًراﱠبَج ْنُكَي ْمَلَو ِهْيَدِلاَوِب اًّر

﴿ 14

“(Çocuk doğup büyüdüğünde Biz ona): ‘Ey Yahya! Kitaba sımsıkı sarıl!’

demiş ve ona daha çocuk iken katımızdan, bilgelik, yumuşak kalplilik ve arınmışlık vermiştik. Bu yüzden o, her zaman Bizim bilincimizdeydi. Anne ve babasına karşı çok iyi davranırdı. O, asla dik başlı bir zorba olmamıştı.64

İsmail (a.s.)’ın örnek hayatı babası İbrahim (a.s.)’ın, Yakup (a.s.)’ın ise oğlu Yusuf (a.s.)’ın nezih hayatı ile iç içe olduğu gibi, Yahya (a.s.)’ın hayatı da babası Zekeriya (a.s.)’ın nezih hayatı ile iç içedir. Nitekim bu durum, Zekeriya (a.s.)’ın örnek hayatında Allah’u Teala’dan bir evlat dileğinde bulunması anlatılırken geçmişti.

Zekeriya (a.s.) kendisinden sonra kavminin yoldan saparak fitneye düşmelerinden, bırakacağı manevi mirasa sahip çıkmamalarından endişe ediyordu65. Bu sebepledir ki Allah’u Teala’dan kendisine halef olacak salih bir evlat dileğinde bulundu. Allah’u Teala duasına icabet ederek, bir oğul ile kendisini müjdeledi. Ayet-i Kerîmelerde beyan buyurulduğu üzere, göndereceğAyet-i bu hayırlı halefAyet-in adının Yahya olacağını, bu adı bizzat kendisinin verdiğini ve o zamana kadar bu adın hiç kimseye verilmediği ve Salihlerden bir peygamber olacağını Zekeriya (a.s.)’a haber verdi66.

Nihayet gün geldi. Allah’u Teala lütfu ile tecelli ederek bu muhterem anne ve babaya ihtiyarlık zamanında bu mübarek oğlu bağışladı67.

Hz. Zekeriya şehit edildiğinde oğlu küçük yaşta idi. Eşi İşa yüz yaşını aşmış ve Hz. Yahya ise beş yaş civarındaydı68.

64 Meryem Suresi, 19/12-14.

65 Bkz. Meryem Suresi, 19/1-6.

66 Afif Abdulfettah Tabbâra, a.g.e., s. 389.

67 Süleyman Ateş, a.g.e., s.190.

Yahya (a.s.), İsa (a.s.)’dan altı ay önce doğdu69. İsa (a.s.)’dan altı ay büyüktü70. Babası Zekeriya (a.s.) İsrailoğulları tarafından şehit edildiğinde çok küçük bir çocuktu. Babasının ölümünden sonra günlerini annesi İşa ile geçiriyordu71.

Hz. Yahya henüz beş yaşında olmasına rağmen Allah'a çok saygılıydı ve azaptan çekiniyordu. Vaktinin çoğunu Mescidi Aksa'da geçiriyor ve Mescidi Aksa'nın başkanlığına vekalet eden Malaki'den ders alıyordu72.

Hz. Zekeriya'nın oğlu Hz. Yahya küçük bir çocukken peygamber olacağı bildirildiğinden ona uygun davranıyor ve Tevrat'a sıkı sıkıya bağlı kalıyordu73.

Bu durum Meryem Suresi 12. ayette şöyle geçmektedir:

اًّيِبَص َمْكُحْلا ُهاَنْيَتٰاَو ٍةﱠوُقِب َباَتِكْلا ِذُخ ىٰيْحَي اَي

﴿ 12

“Ey Yahya! Kitaba sımsıkı sarıl!’ demiş ve ona daha çocuk iken katımızdan, bilgelik, yumuşak kalplilik ve arınmışlık vermiştik.74

Hz. Yahya (a.s.)’a yaşıtı olan çocuklar “Ey Yahya, bizimle gel de oynayalım!” dedikleri zaman; “Biz oyun için yaratılmadık!75”, “Ben oyun için yaratılmadım!76” derdi.

Sekiz yaşında Beytülmakdis'in hizmetine girip onbeş yaşına kadar orada gündüzleri hizmet geceleri de feryat ederek ağlardı77.

Yüce Allah’ın: “Yahyayı” buyruğuna gelince; Tevrat’ta onun adı “Hayya” idi.

68 A. Cemil Akıncı, a.g.e., s. 16.

69 es-Sâlebî, el-Arais, s.375.

70 M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, c. 2, s.294.

71 A. Cemil Akıncı, a.g.e., s.16.

72 A.g.e., s.17.

73 A.g.e., s.18.

74 Meryem Suresi, 19/12.

75 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, Mısır, 1954, s.97.

76 M. Asım Köksal, a.g.e., s.294, es-Sâlebî, el-Arais, s.376.

77 M. Asım Köksal, a.g.e., s.295.

ise “doğum yapmayan, kısır” demektir. Ona Hz. İshak’ın müjdesi verilince “Sâre”

denildi. Bu ismi ona Hz. Cebrail verdi. Hz. İbrahim’e; “Ey İbrahim benim ismimden neden bir harf eksildi?” diye sorunca Hz. İbrahim de bunu Cebrail (as)’a sordu, şu cevabı aldı: “Onun adından eksilen harf, peygamberlerin en faziletlilerinden olan ve adı Haya olup Yahya diye adlandırılan soyundan gelecek bir evladın ismine ilave edilmiştir.78

7. YAHYA (A.S.)’IN PEYGAMBERLİĞİ:

Hikmet her ne kadar olgunluk yaşlarında verilirse de Yahya (a.s.) daha çocuk iken hikmetle lütuflandırılmıştı. Kısır sanılan bir anneden dünyaya gelmeden önce Tanrıya adanmıştı ve bir aziz ruhuyla doldurulmuştu79.

Ayet-i Kerîme’de:

اًّيِبَص َمْكُحْلا ُهاَنْيَتٰاَو

“Biz ona henüz çocuk iken hikmet verdik80” buyurulmuştur.

Yahya (a.s.) kendisine verilen bu hikmetle Tevrat-ı şerifi kavrıyordu. Dinde anlayış sahibi idi. Gayreti ve azmi büyüktü. İnsanların hidayete ermelerini gönülden arzu eden Yahya (a.s.) hayatı boyunca Tevrat-ı şerifin hükümlerinin İsrailoğulları tarafından yaşanması için çalıştı. O güçlü sesiyle vaizlik yapardı ki konuşmalarında tanıklığa eşlik eden bir arınma, günahları itiraf etme ritüeline işaret ederdi81. Hem lafzen hem de manevi olarak bu ilâhî kitaba uydu ve onları da buna teşvik etti. Hz.

Yahya, küçükken Tevrat'ı eline aldı. İsrailoğullarına vaaz ve nasihat etmeye başladı ve babası gibi Hz. Musa'nın şeriatı ile iş görmek üzere İsrailoğullarına peygamber oldu82.

78 Kurtubi, en-Nakkaş, Mısır Kitabevi Matbaası, 1907, c.4, s. 72

79 Xavier Leon-Dufour, Vocabularire de Theologie Biblique, Paris, 2007, s.584.

80 Meryem Suresi, 19/12.

81 Xavier Leon-Dufour, a.g.e., s.584

82 Ahmet Cevdet, Kısas-ı Enbiya, s.41.

İsrailoğulları Babil esaretinden Beytülmakdis'e döndükten sonra, Beytülmakdis'i imar ettiler. İşlerini düzelttiler. Oldukça çoğaldılar. Zamanla Allah yolundan gittikçe uzaklaşarak, birtakım kötülükler yapmaya, adaletten uzaklaşmaya başladılar. Bununla birlikte Yüce Allah onlara, onların üzerlerine rahmetini tekrarlayarak sürekli peygamberler gönderiyordu83.

Atalarından intikal eden din bilgisi ile Tevrat'ın kurallarına uygun olarak yaşayan Yahya (a.s.), İsrailoğullarına doğru yola gelmeleri, günahtan sakınmaları, Allah'ın birliğine inanmaları için öğütler veriyordu84.

Yahya (a.s.) İsrailoğullarının bayramlarında ve toplantı yerlerinde durup vaaz eder, onları yüce Allah'a ibadete davet ederdi85. Aynı zamanda, ahiret hayatının varlığı üzerinde ısrarla duran bir Yahudi peygamberiydi86.

Yahudiye çölünde dolaşarak yaşayan ve hayatını daha çok üzüm yiyerek geçiren Yahya, daha sonra Ürdün ırmağı kıyısında insanları su ile tevbe ettirmeye (vaftiz yapmağa) başlamıştır87.

Diğer bir rivayete göre Hz. Yahya daha Hz. İsa mesajını yaymaya başlamadan önce Yuda kırsalında, Ürdün nehri civarında oluşturduğu cemaati ile inançsızlığa ve ahlâki bozulmuşluğa karşı şiddetli eleştirileri ile dikkat çekmekteydi.

İnsanları günahlardan tövbeye, erdem ve fazilete ve tövbenin göstergesi olarak gusül abdesti (vaftiz) almaya çağırmaktaydı88.

Hz. Yahya önceleri babası gibi Hz. Musa (a.s.)’ın şeriatı ile vaaz ediyordu.

Sonra Hz. İsa (a.s.) otuz yaşına gelince yeni bir din ile peygamber oldu ve ona İncil-i Şerif indirildi. Bu şeraitle Hz. Musa’nın dini ortadan kalktı ve Hz. İsa’nın şeraiti üzere hüküm vermeye başladı89.

83 es-Salebi, el-Arais, s.370; M. Asım Köksal, a.g.e., s.298.

84 Süleyman Ateş, Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsiri, s.191.

85 M. Asım Köksal, a.g.e., s.295.

86 Encyclopedia Britannica, John the Baptist maddesi, c.5, s.594.

87 Prof. Dr. Süleyman Ateş, a.g.e., s.191.

88 Şinasi Gündüz, Hıristiyanlık, İSAM, İstanbul, 2008, s.17.

89 Ahmet Cevdet, a.g.e., s.41.

Kur’ân-ı Kerîm'de Hz. Yahya'nın çeşitli meziyet ve hususiyetlerine temas edilmektedir.

a) Diğer peygamberler gibi, Allah’a çok saygılıydı ve azaptan pek korkardı.

O kadar ki günlerini ah ve figan ile geçirirdi. Bu durum ayet-i Kerîme’de şöyle ifade edilmiştir:

اَنْبَجَتْساَف يِف َنوُعِراَسُي اوُناَك ْمُھﱠنِا ُهَجْوَز ُهَل اَنْحَلْصَاَو ىٰيْحَي ُهَل اَنْبَھَوَو ُهَل

َني ۪عِشاَخ اَنَل اوُناَكَو اًبَھَرَو اًبَغَر اَنَنوُعْدَيَو ِتاَرْيَخْلا

﴿ 90

“Bunun üzerine Biz de çağrısına karşılık vermiştik. Eşini onun için çocuk doğurmaya elverişli kılmak suretiyle ona Yahya’yı vermiştik. Onlar, hayırlı işlerde birbirleriyle yarışırlar ve (sevgimizi) umarak ve (azabımızdan da) korkarak Bize dua ederlerdi. Onlar, Bize karşı derin bir saygı içindeydiler.90

b) Efendi, iffetli ve salihlerdendi. Ayet-i Kerîme’de:

ُهْتَداَنَف اًقﱢدَصُم ىٰي ْحَيِب َكُرﱢشَبُي َ ّٰﷲ ﱠنَا ِباَرْحِمْلا يِف يّ۪لَصُي ٌمِئۤاَق َوُھَو ُةَكِئ ٰۤلَمْلا

َنِم اًّيِبَنَو اًروُصَحَو اًدﱢيَسَو ِ ّٰﷲ َنِم ٍةَمِلَكِب َني ۪حِلاﱠصلا

﴿ 39

“(Zekeriya) mabette namaza durmuş iken, melekler ona: ‘Allah sana, kendinden bir sözü doğrulayacak, efendi, iffetli ve iyilerden bir Peygamber olacak olan Yahya’yı müjdelemektedir’ diye seslenmişlerdi.91

Diğer bir ayet-i Kerîme’de de Hz. Yahya diğer peygamberlerle birlikte zikredilmekte ve övülmektedir:

90 Enbiya Suresi, 21/90.

91 Al-i İmran Suresi, 3/39.

اﱠيِرَكَزَو َني ۪حِلاﱠصلا َنِم ﱞلُك َساَيْلِاَو ى ٰسي ۪عَو ىٰيْحَيَو

﴿ 85

“Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı ve İlyas’ı da doğru yola ulaştırmıştık, çünkü onların her biri iyilerdendi.92

c) Daha küçük bir çocukken kendisine hikmet verilmişti. Kitabı sıkıca muhafaza etmesi, ona var gücüyle sarılması emredilmişti. Bu durum ayet-i Kerîme’de şöyle ifade edilmiştir:

اًّيِبَص َمْكُحْلا ُهاَنْيَتٰاَو ٍةﱠوُقِب َباَتِكْلا ِذُخ ىٰيْحَي اَي

﴿ 12

“Ey Yahya! Kitaba sımsıkı sarıl!’ demiş ve ona daha çocuk iken katımızdan, bilgelik, yumuşak kalplilik ve arınmışlık vermiştik.93

d) Kalbi yumuşaktı ve tertemizdi. Anne babasına itaatkardı. Serkeş ve asi değildi. Ayet-i Kerîme’de şöyle buyurulmuştur:

اًناَنَحَو اًّيِقَت َناَكَو ًةو ٰكَزَو اﱠنُدَل ْنِم

﴿ 13

اًّرَبَو

اًراﱠبَج ْنُكَي ْمَلَو ِهْيَدِلاَوِب

اًّيِصَع

﴿ 14

“…Ona daha çocuk iken katımızdan, bilgelik, yumuşak kalplilik ve arınmışlık vermiştik. Bu yüzden o, her zaman Bizim bilincimizdeydi. Anne ve babasına karşı çok iyi davranırdı. O, asla dik başlı bir zorba olmamıştı.94

e) Hayır işlerinde yarışırdı. Ayet-i Kerîme’de:

اَنْبَجَتْساَف يِف َنوُعِراَسُي اوُناَك ْمُھﱠنِا ُهَجْوَز ُهَل اَنْحَلْصَاَو ىٰيْحَي ُهَل اَنْبَھَوَو ُهَل

َغَر اَنَنوُعْدَيَو ِتاَرْيَخْلا َني ۪عِشاَخ اَنَل اوُناَكَو اًبَھَرَو اًب

﴿ 90

92 En’am Suresi, 6/85.

93 Meryem Suresi, 19/12.

94 Meryem Suresi, 19/12-14.

doğurmaya elverişli kılmak suretiyle ona Yahya’yı vermiştirk. Onlar, hayırlı işlerde birbirleriyle yarışırlar ve (sevgimizi) umarak ve (azabımızdan da) korkarak Bize dua ederlerdi. Onlar, Bize karşı derin bir saygı içindeydiler.95

Bu ayet-i Kerîme’de Hz. Yahya ile birlikte annesi ve babası hayır işlerine koşan, hem ümid hem de korkuyla Allah'a dua eden ve Allah'a karşı derin saygı besleyen kişiler olarak tasvir edilmekte ve methedilmektedir.

f) Son derece mütevazi bir kişiydi. Kıldan dokunmuş elbise giyer, arpa ekmeği yerdi96. Yahya (a.s.)'ın ne bir dinarı, ne bir dirhemi, ne de barınacak bir meskeni vardı. Gece kendisini nerede bürürse orada kalırdı. Ne bir kölesi, ne de bir cariyesi vardı. Allah'a çok ibadet eder, cehennem korkusuyla ağlar dururdu97.

Hıristiyan kaynaklarda geçen özelliklerinde ise Hz. Yahya “evlilerin dostu”,

“ışık değil ancak ışığın şahidi” ifadesi ile anlatılır. O herkesin inanması için ışığa şahitlik etmeye gelmişti98.

9. YAHYA (A.S.)’IN İSA (A.S.)’A TABİ OLUŞU:

Hz. Zekeriya (a.s.), Hz. İsa (a.s.)’ın doğumundan önce İsrailoğullarına ilâhî daveti yaymak ve açıklamak üzere Peygamber olarak gönderilmişti. Bilindiği üzere Hz. İsa (a.s.), İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerinin sonuncusu idi. İşte bundan dolayıdır ki hem Hz. Zekeriya (a.s.) ve hem de Hz. Yahya (a.s.), Hz. İsa (a.s.)’ı doğumundan delikanlı oluncaya kadar hep koruyup gözettiler99.

Hz. İsa (a.s.) peygamber olarak öğretilerini yaymaya başlayınca ona ilk inanan kişi Yahya (a.s.) oldu100.

95 Enbiya Suresi, 21/90.

96 M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, s.295.

97 M. Asım Köksal, a.g.e., s.295.

98 Xavier Leon-Dufour, a.g.e., s.585.

99 Muhammed Ali es-Sabuni, Peygamberler Tarihi, Ahsen Yay., Tarihsiz, s.688,689.

100 a. Cemil Akıncı, Hz. Yahya, s.160; Süleyman Ateş, a.g.e., s.191.

İsrailoğulları, gönderilen peygamberlerin bir kısmını yalanlıyor, bir kısmını da öldürüyorlardı101. Bu yüce görevde Hz. Yahya (a.s.) Hz. İsa (a.s.)’a destek oluyordu. Hz. Yahya (a.s.), Tevrat ile yeni nazil olacak kitap arasındaki intikal devresinin peygamberiydi102.

Meryem suresi 12. ayette de belirtildiği gibi Hz. Yahya (a.s.)'ın daha çocuk denilebilecek bir yaşta peygamber olmasının hikmetlerinden biri de; Hz. İsa (a.s.)'ın peygamberliğine o toplumu hazırlamak idi. Hz. İsa (a.s.)’a peygamberlik gelince Hz.

Yahya (a.s.)'ın görevi tamamlanmış oldu. Hz. İsa (a.s.)'ın peygamber olması ile Hz.

Yahya (a.s.)'ın intikal devri tamamlanmış, Yahudiler Hıristiyanlıkla şereflendirilmiş

Yahya (a.s.)'ın intikal devri tamamlanmış, Yahudiler Hıristiyanlıkla şereflendirilmiş