• Sonuç bulunamadı

D. ARAŞTIRMANIN PLANI

I. BÖLÜM

10. SİNOPTİK İNCİLLERDE HZ. YAHYA PEYGAMBER KISSASI

10.10. Yuhanna İncilinde Hz. Yahya

ܦܤܘܐ 20 ܦܐ

ܐܕܗ ܠܥ ܢܝܗܠܟ ܗܫܒܚܘ

ܢܢܚܘܝܠ ܬܝܒ

ܐܪܝܤܐ

܀

19-20. Ne var ki bölgenin kralı Herodes, kardeşinin karısı Hirodiya'yla ilgili olayı ve kendi yapmış olduğu bütün kötülükleri yüzüne vuran Yahya'yı hapse attırarak tüm kötülüklerine bir yenisini ekledi.

Bu üç kaynak da Herodes’in (Antipas) Hz. Yahya’yı öldürdüğü konusunda hemfikirdirler. Onlar sadece bu ölüm kararının sebebi hakkında fikir ayrılığına düşmüşlerdir.

10.10. Yuhanna İncilinde Hz. Yahya John 1:6, 15, 19-28

6. There came a man who was sent from God; his name was John.

15. John testifies concerning him. He cries out, saying, "This was he of whom I said, 'He who comes after me has surpassed me because he was before me.'"

19. Now this was John’s testimony when the Jews of Jerusalem sent priests and Levites to ask him who he was. 20. He did not fail to conffess, but confessed freely,

“I am not”. “Are you the Prophet?” He answered, “No”. 22. Finally they said, “Who are you? Give us an answer to take back to those who sent us. What du you say about yourself?” 23. John replied in the words of Isaiah the prophet, “I am the voice of one calling in the desert, ‘Make straight the way for the Lord.” 24. Now some Pharisees who had been sent. 25. questioned him, “Why then do you baptize if you are not the Christ, nor Elijah, nor the Prophet?” 26. “I baptize with water,” John replied, “but among you stands one you do not know. 27. He ise the one who comes after me, the thongs of whose sandals I am not worthy to untie.” 28. This all

happened at Bethany on the other side of the Jordan, where John was baptizing.

6. ἐγένετο ἄνθρωπος ἀπεσταλμένος παρὰ θεοῦ ὄνομα αὐτῷ 

ܗܘ

6. Tanrı'nın gönderdiği Yahya adlı bir adam ortaya çıktı

15. Yahya O'na tanıklık etti. Yüksek sesle şöyle dedi: «`Benden sonra gelen benden üstündür. Çünkü O benden önce vardı' diye sözünü ettiğim kişi budur.»

19-20. Yahudiler Yahya'ya, «Sen kimsin?» diye sormak üzere Kudüs'ten kâhinlerle Levilileri gönderdikleri zaman Yahya'nın tanıklığı şöyle oldu - açıkça konuştu, inkâr etmedi - «Ben Mesih değilim» diye açıkça konuştu.

21. Onlar da kendisine, «Öyleyse sen kimsin? İlyas mısın?» diye sordular.

O da, «Değilim» dedi.

«Sen beklediğimiz peygamber misin?» sorusuna,

«Hayır» cevabını verdi.

22. O zaman ona, «Kimsin, söyle de bizi gönderenlere bir cevap verelim» dediler.

«Kendin için ne diyorsun?»

23. Yahya, «Yeşaya peygamberin dediği gibi, `Rab'bin yolunu düzleyin' diye çölde yükselen sesim ben» dedi.

24-25. Yahya'ya gönderilen bazı Ferisiler ona, «Sen Mesih, İlyas ya da beklediğimiz peygamber değilsen, niye vaftiz ediyorsun?» diye sordular.

26. Yahya onlara şöyle cevap verdi: «Ben suyla vaftiz ediyorum, ama aranızda tanımadığınız biri duruyor. 27Benden sonra gelen O'dur. Ben O'nun çarığının bağını çözmeye bile layık değilim.»

28. Bütün bunlar Şeria nehrinin ötesinde bulunan Beytanya'da, Yahya'nın vaftiz ettiği yerde oldu.

John 3: 22-30

22. After this, Jesus and his disciples went out into the Judean countryside, where he spent some time with them, and baptized. 23. Now John also was baptizing at

Aenon near Salim, because there was plenty of water, and people were constantly coming to be baptized. 24. (This was before John was put in prison.) 25. An argument developed between some of John's disciples and a certain Jew over the matter of ceremonial washing. 26. They came to John and said to him, "Rabbi, that man who was with you on the other side of the Jordan--the one you testified about—

well, he is baptizing, and everyone is going to him." 27. To this John replied, "A man can receive only what is given him from heaven. 28. You yourselves can testify that I said, 'I am not the Christ but am sent ahead of him.' 29. The bride belongs to the bridegroom. The friend who attends the bridegroom waits and listens for him, and is full of joy when he hears the bridegroom's voice. That joy is mine, and it is now complete. 30. He must become greater; I must become less.

22. μετὰ ταῦτα ἦλθεν ὁ Ἰησοῦς καὶ οἱ μαθηταὶ αὐτοῦ εἰς τὴν 

ܐܢܥ 27

22. Bundan sonra İsa'yla öğrencileri Yahudiye diyarına gittiler. İsa onlarla birlikte orada bir süre kalarak vaftiz etti. 23.Yahya da Salim yakınındaki Aynon'da vaftiz ediyordu. Çünkü orada bol su vardı. İnsanlar gelip vaftiz oluyorlardı. 24. Yahya henüz hapse atılmamıştı. 25. O sıralarda Yahya'nın öğrencileriyle bir Yahudi arasında temizlenme konusunda bir tartışma çıktı. 26. ÖğrencileriYahya'ya gelerek,

«Rabbî» dediler, «Şeria nehrinin ötesinde birlikte olduğun ve kendisi için tanıklık ettiğin adam var ya, işte o adam vaftiz ediyor, herkes de O'na gidiyor.»

27. Yahya şöyle cevap verdi: «İnsan, kendisine gökten verilmedikçe hiçbir şey alamaz. 28. `Ben Mesih değilim, ama O'nun öncüsü olarak gönderildim' dediğime siz kendiniz tanıksınız. 29. Gelin kiminse, güvey odur. Ama güveyin yanında duran ve onu dinleyen dostu onun sesini işitince çok sevinir. İşte benim sevincim böylece tamamlandı. 30. O büyümeli, bense küçülmeliyim.»

Bu bölümde Kitab-ı Mukaddes’te Hz. Yahya ile ilgili ayetler ele alınmıştır.

Hz. Yahya’nın soyu, peygamberliği, Hz. İsa ile ilgili çok anılan vaftiz olayı anlatılmıştır. Kitab-ı Mukaddes’te geçen Mesih beklentisinden bahsedilerek Hz.

İsa’nın, kuzeni Hz. Yahya’ya olan övgüsü üzerinde durulmuştur. Hz. Yahya’nın Kral Herodes ile mücadelesi anlatılmıştır ve Hz. Yahya’nın ölümünden bahsedilmiştir.

Ayrıca Hz. Yahya’nın yaşamının Sinoptik İncil’lerde nasıl işlendiği tablolarla belirtilmiştir.

III. BÖLÜM

KUR’AN-I KERİM’DE

HZ. YAHYA PEYGAMBER

KUR’ÂN-I KERÎM’DE HZ. YAHYA PEYGAMBER

İslam inancına göre Allah tarafından seçilmiş bütün peygamberlere iman etmek esastır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi 285 ve 286. ayetlerde bu husus şöyle geçmektedir:

“Elçi, Rabbinden kendisine indirilmiş olana inanmıştır, inananlarda… Her biri, Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inanmış ve ‘Elçiler arasında hiçbir ayrım yapmayız. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz, bağışlamanı dileriz; çünkü dönüş Sana olacaktır’ demiştir. Allah, bir kimseye ancak gücü oranında yük yükler.

O halde kazandığı iyilik lehine, kötülük ise aleyhinedir. Ey Rabbimiz! Eğer unutacak

ya da hata edecek olursak (bu yüzden) bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır bir yük yükleme! Ey Rabbimiz! Gücümüzün yetmeyeceği şeyi bize taşıtma! Bizi affet, bizi bağışla ve bize sevgini göster, çünkü Sen bizim mevlamızsın. O halde Sen, inkarcı halka karşı bize yardım et!”

1. KUR’ÂN-I KERÎM’İN VAHİY SÜRECİNDEKİ YERİ

Son peygamber Hz. Muhammed (a.s.)’a Yüce Allah tarafından gönderilen Kur’ân-ı Kerîm bireysel ve toplumsal hayata yön veren ilke ve prensiplere sahiptir.

Tüm insanlığa düşen görev bunları benimseyip hayatını ona göre şekillendirmesidir.

Kur’ân-ı Kerîm insanlara mutluluk ve hidayet kaynağı olarak indirilmiştir.

Aynı zamanda kendisinden önceki kutsal kitapları doğrulayıcı olarak gönderilmiştir.

Kur’ân-ı Kerîm “Hiç şüphe yok ki Kur’ân-ı biz indirdik ve muhakkak onu biz koruyacağız174” ayetinde geçtiği gibi kıyamete kadar korunacak olan kutsal bir kitaptır. Kur’ân-ı Kerîm’in metninin sıhhati hakkında hiçbir surette şüpheye yol bulunmaz175.

Kur’ân-ı Kerîm’in mesajı evrenseldir. Onu bir zamana ve bir mekana tabi tutmak doğru değildir. O zaman ve mekandan münezzehtir. İslamiyetin yayılması ile birlikte yeni yerlere ulaşılmış oraların halkları İslam’la şereflenmişlerdir. İslam dininin dolayısıyla Kur’ân-ı Kerîm’in bu yeni keşfedilen yerlere ulaşması onu anlama çabalarının artmasına yol açmıştır.

Kur’ân-ı Kerîm metin itibarı ile de kesinlikle münakaşa kabul etmeyecek tarihi güvenilirliğe sahiptir176. Aynı zamanda bütün semavi kitaplardaki sabit, her zaman için geçerli olabilecek değişmez hakikatleri, dini prensipleri ihtiva etmektedir.

Bunun yanında tamamlayıcı, öncekilerde olmayan hakikatleri de ihtiva etmektedir.

Allah Teala Kur’ân-ı göndermekle din hususundaki nimetini de insanlara tamamlamıştır177.

174 Hicr Suresi, 15/9.

175 İdris Şengül, Kur’ân Kıssaları Üzerine, Işık Yay., İzmir, 1994, s.145.

176 a.g.y.

177 a.g.e., s. 146. Maide Suresi, 5/3; En’am Suresi, 6/114-115.

dillerine tercüme edilmiş zamanla tefsir faaliyetleri önem arzetmiştir. Bu anlama çabası başlangıçta Hz. Muhammed’in doğrudan açıklamalarıyla olmuş, O’nun vefatının artından Kur’ân-ı Kerîm’i anlama çabası belirli esas ve usuller dahilince devam etmiştir. Bu anlama çabası yeni bir ilim dalının, yani tefsirin doğmasına yol açmıştır.

Tefsir ilmi, Kur’ân’ın günlük yaşantıya anlam yönünden katılmasına yardımcı olmuştur. İnananların bireysel ve toplumsal anlamda nasıl davranmaları gerektiğini detaylı bir şekilde aktarmıştır. Tefsir ilminin amacı Kur’ân-ı Kerîm’in mesajını insanlara en doğru ve net bir şekilde vermek ve bu sayede insanlığın bireysel ve toplumsal anlamda huzura ermesini sağlamaktır.

Tefsir ilminin iki temel çalışma alanı vardır. Bunlar tarih ve dilsel incelemelerdir. Bu çalışmamızda tarihsel süreç üzerinde durulacaktır.

Vahiy süreci Hz. Adem ile başlamış son peygamber Hz. Muhammed ile devam edip günümüze kadar gelmiştir. Vahiy sürecinde Yüce Allah en çok tevhid inancı üzerinde durmuştur. Tevhid inancı vahye dayanan bütün semavi dinlerin temelini oluşturur. Hz. Adem başta olmak üzere bütün peygamber bu gerçeği tebliğ etmek için görevlendirilmişlerdir.

Bütün peygamberler birbirlerini doğrulamak için gönderilmişlerdir. Kur’ân-ı Kerîm'de kendinden önce gönderilen insanlar tarafından tahrifata uğramış kutsal kitapların mesajını devam ettirmek için gönderilmiştir. Allah katındaki tek din İslam'dır. Bütün peygamberler aynı mesajı bildirmişlerdir. İslam inancı bütün peygamberler arasında ayrım yapmadan hepsine iman etmeyi içermektedir178. Bütün peygamberlerin görevi tevhid bilincini insanlar arasında yerleştirmektir.

Peygamberlerin görevi Allah'ın buyruklarını insanlara iletmektir. Bütün peygamberler aynı ilâhî konuları insanlara iletmişlerdir. Her dönemde farklı farklı peygamberler bu yüce görevle şereflendirilseler de ana konularda kesinlikle değişiklik olmamıştır. Kur’ân-ı Kerîm'de geçen pek çok ayette bu gerçeğe değinilmiş

178 Bakara 2/136, 285; Al-i İmran 3/84.

ve Kur’ân-ı Kerîm'in kendinden önce gönderilen Kutsal Kitapları tasdik etmek için gönderildiği bildirilmiştir179.

Kur’ân-ı Kerîm’in konusunu doğrudan insan oluşturmaktadır. Çünkü doğru yola iletmek ve böylece mutluluğunu gerçekleştirmek için Yüce Allah tarafından indirilmiştir. Bu yüzden, Kur’ân-ı Kerîm’deki birçok ayetin insanın doğası ve özellikleri ile ilgili olmasına şaşmamak gerekir180.

Kur’ân-ı Kerîm çoğu yerde Hz. Muhammed’den önce gelmiş peygamberlerden ve onların tebliğlerinden söz eder181. Bu peygamberler Allah’ın hidayete erdirdiği örnek kişilerdir. Her kavme insanları doğru yola iletmesi için peygamberler gönderilmiştir182. Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen peygamberler şunlardır:

Hz. Adem, Hz. İdris, Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. Salih, Hz. İbrahim, Hz. Lut, Hz. İsmail, Hz. İShak, Hz. Yakub, Hz. Yusuf, Hz. Şuayb, Hz. Musa, Hz. Harun, Hz. Davud, Hz.

Süleyman, Hz. Eyyüb, Hz. Zülkifl, Hz. Yunus, Hz. İlyas, Hz. Elyesa, Hz. Zekeriyya, Hz. Yahya, Hz. İsa ve Hz. Muhammed.

Allah’ın mesajı bir bütündür ve bütün peygamberler de bu mesajı insanlara iletmekle görevlendirilmişlerdir. Kur’ân-ı Kerîm’de geçen ayetlerde daha önce gelen peygamberlerden ve onların tebliğlerinden söz edilmektedir183.

Hz. Yahya peygamber de bu yüce görevle şereflendirilen peygamberlerdendir.

Soy olarak çok mübarek, peygamberlerle dolu bir aileye mensuptur. Babası Hz.

Zekeriya'dır. Dedeleri soy olarak Hz. İbrahim'e dayanmaktadır. Hz. İsa ile kuzen olmaları, her ikisinin de peygamber olması Yüce Allah'ın bir lutfudur. Hz. İsa'ya peygamberlik gelince Hz. Yahya'nın peygamberliği son bulmuştur. Bu intikal dönemini yaşaması, görevini layıkıyla yerine getirmesi, o zamanki İsrail toplumunu Hakk'a davet etmesi Hz. Yahya'nın vahiy süreci içerisindeki çok önemli

179 Bakara 2/41,91,97; Al-i İmran 3/3,50; Nisa, 4/47; Maide 5/46,48; Fatır, 35/31; Ahkaf, 46/30; Saff, 61/6

180 Salih Akdemir, Kur’ân ve Laiklik, Form Yay., Ankara, 2000, s.148.

181 Salih Akdemir, Hıristiyan Kaynaklara ve Kur’ân-ı Kerîm’e Göre Hz. İsa, Doktora Tezi, Ankara, 1992.

182 Bkz. İbrahim 14/4; Bakara 2/119; Enbiya 21/25; Fatır 35/24.

183 Bkz. En’am, 6/90; Nahl, 16/123.

şereflendirilmelerinin arkasındaki manayı araştırmak, tarihsel süreç içerisindeki yerini tespit etmek büyük bir önem arzetmektedir.

Peygamberler tarihine bakıldığında bunun bir kaç örneğine rastlamak mümkündür. Örneğin, Hz. Musa ile Hz. Harun aynı zamanda bu yüce görevle şereflendirilmişlerdir. Hz. Harun abisi Hz. Musa'ya her anlamda destek olmuş, Allah'ın emir ve yasaklarının İsrailoğullarına anlatılmasında onu yalnız bırakmamıştır.

Hz. Yahya, Hz. Musa'ya Allah tarafından gönderilen Tevrat'a bağlı olan İsrailoğullarının dinlerinden uzaklaştıklarını görmektedir. Bu durum Hz. Yahya'nın babası Hz. Zekeriya tarafından da farkedilmişti ve Zekeriya (a.s.) ayette geçen duayı yapmıştı.

“Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad. Bu, Rabbinin Zekeriyya kuluna olan rahmetini bir anıştır. Bir zaman, Rabbine gizli bir sesle yalvarmıştı. Demişti ki, ‘Ey Rabbim, gerçek şu ki benim kemik(im) gevşedi, baş(ım) bembeyaz alev aldı (saçlarım ağardı) ve sana (ettiğim) dua ile ise hiçbir zaman mutsuz olmadım! Ben bu halimle, arkamdan yerime geçecek olan akrabalarımdan endişeliyim. Karım da kısır bulunuyor, onun için bana bir dost ver ki hem benim mirasçım, hem de Ya’kub ailesinin mirasçısı olsun. Hem de hoşnutluğuna onu kavuştur Rabbim!184

Burada da çok önemli bir noktayı görmek mümkündür. Bu peygamberlerin toplumsal sorumluluğudur. Hz. Yahya'nın doğumu ise başlı başına bir mucizedir.

Çünkü babası Hz. Zekeriya ve eşi yüz yaşına yakın bir yaşta idiler. Eşi kısır bir hanımdır. Hz. Zekeriya İsrailoğullarının haline üzülüyor ve toplumdaki bozulmayı (çözülmeyi) farkediyor ve kendisi bu duruma üzüldüğü için yüce Allah'tan o toplumu hidayete erdirecek bir kişi istiyor. Dua ediyor. Kendi nefsini düşünerek değil toplumu gelecek nesilleri düşünerek yaptığı bir duadır bu. Toplumun doğru yola gelmesi ve tevhid inancının devam etmesini amaçlamaktadır185.

184 Meryem Suresi, 19/1-6.

185 Afif Abdulfettah Tabbera, Kur’ân’da Peygamberler ve Peygamberimiz, sf. 387.

Hz. Yahya diğer peygamberler gibi tevhid inancı üzerine duruyor. Tevhid inancı Hz. Adem ile başlamış son peygamber Hz. Muhammed ile devam edip günümüze kadar gelmiştir.

Yüce Allah tevhid inancını kutsal kitaplar vesilesi ile insanlara ulaştırmıştır.

Hz. İsa'ya gönderilen İncil gelince sonradan İsrailoğullarının tahrif ettiği Tevrat'ın hükmü kalkmış, Kur’ân-ı Kerîm gelince ise İncil'in hükmü kalkmıştır. Kur’ân-ı Kerîm bu kutsal mesajları içinde barındırmaya devam ederek kıyamete kadar devam edecek olan son kutsal kitaptır.

“Hiç şüphe yok ki Kur’ân-ı biz indirdik ve muhakkak onu biz koruyacağız186

Bütün peygamberler birbirini doğrulamak için gönderilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm kendinden önceki kutsal kitapları (Tevrat, Zebur, İncil) tasdik edici olarak gönderilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm daha önce gönderilen peygamberlerin mesajını devam ettirmektedir. Bu sayede Kur’ân-ı Kerîm Yüce Allah'ın mesajının tüm insanlarla pekişmesini sağlamıştır. Tevrat, Zebur, İncil zamanla insanlar tarafından tahrif edilmiştir. Kutsal kitapların özünde bir değişiklik yoktur.

Kur’ân-ı Kerim’de insanlara daha önceki kavimlerden onların başına gelenlerden bahsedilmektedir. Kur’ân ne Mekki sure ve ayetlerde zikrettiği kıssalarla ilgili kısa bilgi ve işaretlerde, ne de Medeni surelerdeki tafsilat dışı kıssalarla ilgili olarak o günkü toplumun -Hz. Peygamber de dahil- tamamen bilmediğini iddia etmiş değildir. Nesilden nesile intikal eden veya Kur’an’dan önce nazil olan semâvi kitaplardaki tahrif edilmiş de olsalar bilgileri kesinlikle inkar etmemektedir187.

Tevrat ve İncil tarih boyunca tahrif ve tebdile uğramıştır. Kur’ân’ın tasdik ve teyid etmediği veyahut sustuğu bilgilere doğru haberler gözüyle bakmak, gerçekleri inkar etmektir. Buna İslami ilimlerde “İsrailiyyat” denir188.

186 el-Hicr, 9.

187 İdris Şengül, a.g.e., s.157.

188 İdris Şengül, a.g.e., s.159.

çok sevilen Hz. Yahya Peygamber ele alınacaktır. Her iki kutsal kitaptaki tarihsel süreç İnciller'de tahrifat olsa bile bir kaç nokta Kur’ân-ı Kerîm'deki ayetlerle örtüşmektedir.

2. HZ. YAHYA (A.S.) İLE İLGİLİ AYETLER VE TEFSİRLERDEKİ