• Sonuç bulunamadı

5. ZAMANA BAĞLI DEĞİŞKENLER

5.2. Zamana Bağlı Değişken Tipleri

Zamana bağlı değişkenler içsel ve dışsal değişkenler olmak üzere iki bölümde incelenebilir [ Kalbfleisch ve Prentice, 1980].

5.2.1.İçsel (Internal) değişkenler

İçsel değişkenler bir araştırmada belirli bir bireyle ilgili olup, yalnızca birey yaşıyorken ölçülebilir. Bu tür veriler bir hasta üzerinde belli özelliklerin zaman içerisinde birçok kez ölçülmesiyle ortaya çıkmaktadır. İçsel değişkenler için değerin değişme nedeni bireyin iç karakter ve davranış özelliğine bağlı olmaktadır. Örneğin, bir hastanın durumundaki genel değişimlere işaret eden akciğer fonksiyonları, akyuvar hücresi sayımı, sistolik kan basıncı ve kandaki kolesterol düzeyi gibi ölçümler içsel değişken olarak adlandırılabilir. Her durumda zamana bağlı içsel değişkenler hastanın durumunu yansıtır ve hastanın yaşam süresiyle doğrudan ilişkilidir [Collet , 2003].

5.2.2.Dışsal (External) değişkenler

Dışsal değişkenler varlıkları bakımından bireyin yaşamını sürdürmesini gerektirmeyen zamana bağlı değişkenlerdir. Dışsal değişkenlerin bir türü, gelecekte herhangi bir zamanda değeri önceden bilinecek bir şekilde değişim gösteren değişkenlerdir. Buna en açık örnek yaştır. Çünkü çalışmanın başında hastanın yaşı bilindiğinden ileride herhangi bir zamanda yaşın kaç olacağı da açık bir şekilde bilinmektedir. Bununla beraber, ikinci kez verilecek düzeyi önceden belirlenmiş ilacın herhangi bir zamandaki dozu da buna verilebilecek bir başka örnektir.

Bundan başka bir hastadan tamamen bağımsız olarak var olan dışsal değişkenler de bulunmaktadır. Havadaki sülfür dioksit oranı, hava sıcaklığı gibi değişkenler hastadan tamamen bağımsız bir şekilde değişim göstermekte bununla beraber hastanın yaşam süresini önemli bir şekilde etkileyebilmektedir [Collet , 2003].

Bir modelde, başlangıçta yapılan bir ölçüm sonucunda istenilen dışsal değişkenin istenilen andaki değeri hesaplanabilir. Yaş değişkeni buna örnek verilebilir. Ancak bazı değişkenler için bu durum geçerli olmaz. Örneğin, kandaki kolesterol oranı hesaplanamaz. Bu hesap edilemeyen değişkenler için ölçüm değerleri dışındaki değerleri tahmin edilir.

Kimi zaman belli zaman aralıklarında ölçülen dışsal değişkenin herhangi bir andaki değeri hesaplanabilir. İstenilen zamana ait değerin hesaplanmasında farklı uygulamalar kullanılabilir. Örneğin, değişkenin değerinin istenilen andan önceki değeri, en yakın değeri ya da önceki ve sonraki değerleri arasındaki ara kesit değeri tahmin değeri olarak alınabilir [Collett, 2003].

Y-Axis

Zaman

Zamana Bağlı Değişken

Q P

R

t

Şekil.5.2. İki ölçüm arasındaki zamana bağlı değişkenin değerinin hesaplanması Örneğin, Şekil 5.2’deki eğri, zamana bağlı değişkenin herhangi bir zamandaki gerçek değerini, noktalı dikey doğrular da değişkenin ölçüldüğü zamanları göstermektedir.

Değişkenin t zamanındaki değeri gerekli olduğunda, değişkenin en son ölçüldüğü andaki değeri olan P noktasındaki değeri, t zamanına en yakın olan R noktasındaki değeri ya da P ve R değerlerinin doğrusal ara değer kestiriminin yapıldığı Q değeri kullanılabilir.

Doğrusal ara değer kestirimi, zamana bağlı bir değişkenin kategorik bir değişken olduğu durumlarda kullanılan bir seçenek değildir. Ancak bazı kategorik değişkenler

için, bireylerin ilgilenilen değişken değerlerinin belirli bir yönde ilerlediği belirlenebilir ve buna bağlı olarak tahminlerde bulunulabilir.

5.3. Cox Orantılı Hazard Modelinin Zamana Bağlı Değişkenler İçin Genişletilmesi

Zamana bağlı değişkenlerin Cox orantılı hazard regresyon modelinde kullanılabilmesi için model, zamana bağlı değişkenleri içerecek şekilde genişletilir.

i. birey için t zamanındaki eşdeğişken değeri Xi olmak üzere, Eş. 3.3’de verilen Cox orantılı hazard regresyon modeli zamana bağlı değişkenleri içerecek şekilde genişletilebilir ve,

biçiminde ifade edilir. Modelde yer alan fonksiyonu, zamanın bir fonksiyonudur ve

gibi farklı fonksiyonlar kullanılabilir. Yaşam sürdürme analizinde modelde, durumu daha iyi açıklamak amacıyla hem zamana bağlı, hem de zamandan bağımsız değişkenler bulunabilir.

Zamana bağlı değişkenler için Cox orantılı hazard regresyon modelinin kullanılabilmesi için bireylerin her birinin ölüm anlarındaki değişken değerlerinin bilinmesi gerekmektedir. Bu durum değerleri önceden belirlenmiş dışsal değişkenler için herhangi bir sorun yaratmazken, bir çalışmada bireylerden bağımsız olarak

ortaya çıkan dışsal değişkenler ve içsel değişkenler için sorun olabilmektedir [Collet,2003].

t zamanında i. birey için j. açıklayıcı değişkenin değeri ( )x t olarak gösterildiğinde, ji daha önceki bölümde belirtilen Cox regresyon modeli için kısmi olabilirlik fonksiyonu, zamana bağlı değişkenleri de içerecek şekilde yeniden düzenlenebilir.

i=1,2,….n olmak üzere kısmi olabilirlik fonksiyonunun logaritması,

1 1 ( ) 1 zamanındaki risk kümesi ve

ti

λi ise bireyin durdurulmuş olup olmadığını gösteren ve durdurulmuş ise 0, değil ise 1 değerini alan gösterge fonksiyonudur.Kısmı olabilirlik fonksiyonu maksimum yapılarak β parametrelerinin tahminleri elde edilebilir [Collet, 2003].

Örneğin, Miyokard enfarktüsü geçirmiş hastalardan oluşturulmuş bir tedavi grubu araştırılsın. Bu hastaların kanlarındaki kolesterol oranları gruba kabul edildiklerinde ve ilerleyen zaman içerisinde düzenli aralıklarla ölçülebilir. Kandaki kolesterol değeri zamana bağlı bir değişken olur ve de X(t) olarak ifade edilir. O zaman i.

hastanın t zamanındaki ölüm riski olur ve bu risk, açıklayıcı değişkenin zamanın t=0 olduğu andaki değerinden çok, t zamanındaki X(t) açıklayıcı değişkeninin değerinden etkilenerek şekillenecektir [Collet,2003].

i( ) h t

i. bireyin zamanında öldüğünü ve yine zamanında i. bireyden başka a ve b bireylerinin risk kümesinde olduğu varsayılsın. Dahası > iken r bireyinin de zamanında öldüğünü ve ’dan bir süre sonra b bireyinin yaşam sürdürme zamanının

zamanında durdurulduğu düşünülsün.

ti ti

ta ti ta

ta

tb

Y-Axis

Grafikte dikey noktalardan oluşan çizgiler X(t) değerinin ölçüldüğü zamanları temsil etmektedir. Eğer a ve b bireyleri zamanında risk kümesinde bulunan bireylerse ve X modele katılan tek açıklayıcı değişken ise olabilirlik fonksiyonunun ifadesine i.

bireyin katkısı şu şekilde olacaktır:

ti

x t , X(t) değişkeninin i. birey zamanında öldüğünde ölçülen değerini, toplama işlemindeki l ise i, a ve b bireylerinin değerlerini almaktadır. Kısmi olabilirlik fonksiyonu;

şeklinde gösterilir. Buradan i, a ve b bireylerinin zamanındaki X(t) zamana bağlı değişken değerlerini ve yine a ve b bireylerinin zamanındaki X(t) değerlerinin bilinmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır [Collet, 2003].

ti

ta

Zamana bağlı değişkenlerin modele eklenmesi yaşam sürdürme süresi ile eşdeğişkenler arasındaki etkileşimin daha iyi açıklanmasına olanak sağlar. Bununla birlikte zamana bağlı değişkenler bazı özel amaçlar için de kullanılırlar. Bunlardan birisi orantılı hazard regresyon modeli için gerekli olan orantılılık varsayımının sağlanıp sağlanmadığının kontrolü, diğeri ise orantılılık varsayımı sağlanmadığında, genişletilmiş model kullanarak değişen hazard oranının belirlenmesidir.

5.4. Orantılı Hazard Varsayımının Denetlenmesi İçin Zamana Bağlı Değişkenlerin Kullanılması

Orantılı hazard varsayımı denetlenirken kullanılan yöntemlerden bir tanesi de zamanın bir fonksiyonu ile değişkenin çarpımından oluşan değişkenin modele katılmasıdır. Zamana bağlı olmayan değişken ve zamana bağlı değişken içeren genişletilmiş model oluşturulur. Zamana bağlı değişken, gösterge fonksiyonu yardımıyla modele katılır.

Örneğin, zamana bağlı bir değişken olan kandaki hemoglobin sayısı, çalışma zamanı boyunca izlendiğinde analize, bu zaman içinde hemoglobin durumunun belirli bir değerden yüksek veya az olduğunu gösterecek bir gösterge fonksiyonu ilave edilir.

Örneğin, gösterge fonksiyonu için eğer belirlenen seviyeye ulaşmış ise 1, ulaşmamış ise 0 değerini alır.

Eğer değişken zamana bağlı olmayan, yani araştırmanın başında ölçülüp sonra değişmeyen bir değişken ise, bu değişken ile gösterge fonksiyonu çarpılarak yeni bir yapay değişken elde edilir.

Örneğin; ağırlıklandırma fonksiyonu olarak alınan bir araştırmada orantılılık

olmak üzere, fonksiyondaki noktasına, değişken için çizilen yaşam sürdürme eğrisi dikkate alınarak karar verilebilir. Değişkenin düzeyleri için çizilen eğrilerin birbirinden uzaklaştığı noktalardan birisi ya da eğrinin durumuna göre bir kaçı ayırma noktası ( ) olarak belirlenebilir.

t0

t0

Eğer t t0 ise; g t( ) 1= ⇒ Xi×g t( )=Xiolur.

Hazard fonksiyonu, h t X( , )=h t0( ) exp[(β δ+ ) ]Xi ve hazard oranı, ˆHR=exp(β δˆ+ ˆ) olarak ifade edilebilir.

Ancak eğer; t t< ise; ( ) 00 g t = ⇒ Xi×g t( ) 0= olur.

şeklinde ifade edilir [Hosmer &Lemeshow, 1999].

Eş.5.3’de verilen ağırlıklandırma fonksiyonlu modele alternatif bir model daha vardır. Bu modelde iki ağırlıklandırma fonksiyonu bulunur.

0

şeklinde ifade edilebilir. Eş. 5.3 ‘de verilen modelde zamana bağlı olmayan değişken ve zamana bağlı değişkenin ikisi de modele katılır. Eş. 5.5‘de verilen model de ise zamana bağlı olmayan değişken modele alınmaz. Bu iki modelde aynı sonuca ulaşılır ve birbirinin alternatifi olan modellerdir.

Xi değişkeninin orantılı olup olmadığının denetlenmesi için zamana bağlı değişkenin katsayısı olanδi’nin anlamlılığı test edilir.

0 1

: 0

: 0

i

i

H H

δ δ

=

H0 hipotezi red edilemez ise Xi değişkeninin orantılı olduğuna karar verilir. Eğer hipotezi red edilir ve

H0 δi<0 ise hazard oranı zamana bağlı olarak azalır, δi>0 ise hazard oranı zamana bağlı olarak artar.

Zaman bağlı değişkenler için genişletilmiş Cox orantılı hazard regresyon modelinin testi için kullanılan istatistik;

1 serbestlik dereceli ki-kare dağılımına sahip olan

( 2 orantılı) ( 2 genişletilmiş)

LR= − InL − − InL (5.5)

olabilirlik oranı istatistiğidir.

Zamana bağlı değişkenler orantılı hazard varsayımının denetlenmesinde kullanıldığı gibi, orantılı hazard varsayımının sağlanmadığı durumlarda da her bir zaman aralığında değişen hazard oranının belirlenmesinde kullanılır [Abrahamowich ve ark., 1996].

6. UYGULAMA

Suç, tarihin ilk çağlarından itibaren yüzyıllar boyunca toplumların korku ile karışık ilgilerini yönelttikleri, nedenleri üzerinde durdukları ve karşı önlemler aldıkları toplumsal bir sorun olmuştur. Suç evrensel bir olaydır. Tarihin en eski devirlerinden beri vardır ve var olmaya devam edecektir [Hancı, 1999].

Suç kavramı ile ilgili araştırmalara bir bütün olarak bakıldığında, önemle üzerinde durulan iki kavram olduğu görülür. Birincisi suçu önlemeye yönelik tedbir ve erken tanı çabaları, ikincisi suçun ortaya çıkışındaki ilk belirtilerin çocuklukta görüldüğü düşüncesiyle, çocuk suçluluğu araştırmalarıdır. Batı literatüründe “Juvenile Delinquency” terimiyle açıklanan, tam karşılığı “reşit olmayanın suçluluğu” olarak çevrilebilecek terim ülkemizde “Çocuk Suçluluğu” olarak kullanılmakta, bu tanımın içerisinde hem çocukluk hem de ergenlik döneminin büyük bir bölümü kapsanmaktadır. Çocuk Suçluluğu kavramı, kanuna karşı gelmiş 11-18 yaşları arasındaki çocukları kapsamaktadır. Çocuk suçluluğu ile ilgili hemen tüm araştırmacıların tanımlamalar içerisindeki ortak değerlendirmeleri, çocuk suçluluğu davranışının içinde olan çocuğun, suça itilmiş çocuk olarak kabul edilmesidir. Çocuk ve suç ile ilgili literatürler, çocuğun suça itilmesini birden fazla nedenle açıklamaya çalışmıştır. Bu çabalar son çeyrek yüzyılda risk faktörü ve tedavi arayışları kavramlarıyla, önleme ve yeniden topluma kazandırma programlarının yürütülmesi yolundadır [Polat,1997].

Bu çerçevede, çocuk suçluluğunun ön koşullarını oluşturan kalıtımsal ve biyolojik etkenler ile insanın gelişim evrelerinin özelliklerini bilmemekten kaynaklanan eğitim yanlışlıkları; sosyal çevrenin koşullarını olumsuz etkileriyle bütünleşerek çocuğu suçlu davranışa iten en önemli nedenlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal çevrenin olumsuz tesirini, bilhassa sokakta yaşayan çocuk görmektedir. Sokakta yaşayan çocuk göç, çarpık kentleşme, eğitimsizlik, yoksulluk, işsizlik gibi olumsuz müessirlerin toplu ya da en az birinden kesinlikle etkilenmektedir [Yavuzer, 1994].

Suç işleme eğiliminde veya suç işlemiş olan çocuklar, genel itibarıyla, aile, okul, akran, başkalarının haklarını ihlal ve sosyal kurallarla toplumsallaşma sürecinde önemli sorunlar yaşadığı görülmektedir [Kaner, 2002].

Toplumsal hayattaki bu hızlı değişimler sonucunda, özellikle ekonomik ve sosyal alanlarda ortaya çıkan olumsuz faktörler, en başta aile kurumunu derinden sarsmaktadır. Aile yapısında yaşanan sorunlar çocuklara çok yönlü olarak yansımaktadır. Çocuk, ailenin içinde bulunduğu şartların odak noktasında yer almaktadır. Önce toplumu sarsan olumsuz koşullar, sonra da aile ve aile bireylerini etkilemektedir. Özellikle aileden çocuğa yansıyan olumsuz koşullar, çocuğun sağlıklı bir şekilde gelişmesini engellemekte, çocuğun doğal ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştırarak, gelişim evrelerinde aksaklıklara neden olmaktadır. Olumsuz yaşam koşullarının sürekli hale gelmesi, çocuğun davranışlarında sapmaya yol açabileceği gibi, çocuğun suç işlemesine de neden olabilmektedir [Sarpdağ, 2005].

Bütün Dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de çocuk suçluluğu yıldan yıla devamlı bir artış göstermektedir. Çocuk Suçluluğu sorunu, ülkemiz bakımından sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapımızdan ayrılması olanaksız, yılların biriktirdiği gelenekselliklerle birleştiğinde daha da önem kazanmaktadır. Ülkemizde suç işleyen çocuk sayısı sürekli artmaktadır [Germeç, 2002].

Bu kapsamda, çocuk suçluluğunu oluşturan sebeplerin önceden tespit etmek, çocukların suçla tanışmasını önlemede oldukça önemlidir. Bunun için hem suç öncesi hem de sonrasını kapsayan sürecin tespit edilerek çözüme yönelik politikalar uygulanmalıdır. Bu yaklaşım, hem çocuğu topluma kazandırma hem de çocuğun muhtemel karşılaşabileceği olumsuzlukların azalması açısından önemli olacaktır [Sarpdağ, 2005].

Bu bağlamda polisin temel görevlerinden olan suçun oluşmadan önlenmesi ve mevcut suçların ve suç eğilimlerinin tesbit edilerek bunlara karşı gerekli tedbirlerin alınmasını konu alan suç analizi kavramı, sorunun tanımlanması ve soruna yönelik çözüm önerileri sunulması açısından önem arz etmektedir.

Sorunun büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda, sorunu önlemede küçük de olsa bir katkı sağlamak adına uygulama çalışmasında çocuk suçluluğunun incelenmesi hedeflenmiştir.

Kayıtlara geçen olaylar üzerinden yapılan çalışmanın başlangıç zamanı 01.01.2006 olarak alınmış ve 31.12.2006 tarihi araştırmanın sona erdiği tarih olarak belirlenmiştir. Bu tarihler arasında Ankara Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü kayıtlarında yer alan toplam 2240 çocuk araştırmanın evrenini oluşturmuştur. Verilerin tamamına ulaşmak zor ve uzun zaman alacağından, belirlenen tarihler arasında bulunan çocukların soyadına göre alfabetik olarak sıralanmasından oluşan listeden “5’de 1” örnek seçilerek sistematik örnekleme metoduyla 448 çocuğa ait veriye ulaşılmıştır. 2006 yılında en az bir suça karıştığı bilinen çocukların yine 2006 yılında 2. kez suç işleyene kadar geçen süre yaşam sürdürme süresi olarak belirlenmiştir. Bu sürede 2. kez suç işlemeyen çocuklar ise durdurulmuş gözlem olarak araştırmaya alınmıştır. Araştırmada 2. kez suç işleyene kadar geçen süre dikkate alınmış, 3. yada 4. kez gibi çok sayıda suç işleyene kadar geçen süre araştırmamızda dikkate alımamıştır.

6.1. Araştırmada Kullanılan Değişkenler Ve Tanımları

Bu çalışmada ele alınan değişkenler ve tanımları şöyledir;

Cinsiyet : 2006 yılında en az bir suça karışarak Çocuk Şube Müdürlüğüne getirilen çocukların cinsiyeti. Analizde kızlar “1”, erkekler ise “2” değeri verilerek kodlanmıştır.

Yaş: 2006 yılında Çocuk Şube Müdürlüğü’ne getirilen çocukların yaşı. 10 yaş ve küçük çocuklar “1”, 11-15 yaşlarında olan çocuklar “2”, “16-18 yaş arasında yer alan çocuklar ise “3” değeri verilerek kodlanmıştır. Ancak yapılan analiz sonucunda 11-15 ve 16-18 yaş grubunda yer alan çocukların yaşam sürdürme ve hazard eğrileri birbirlerine çok yakın olduğu için birleştirilmiş ve 15 yaş ve daha küçük yaştaki çocuklar “1”, 15 yaş üstü çocuklar “2 ” değeri verilerek analize katılmıştır.

Öğrenim Durumu: 2006 yılında Çocuk Şube Müdürlüğüne getirilen çocukların öğrenim durumu. Okula hiç gitmemiş olanlar “1”, öğrenci olanlar “2”, okul-terk olanlar “3”, herhangi bir ilk veya orta öğretim eğitimini mezun olarak tamamlamış durumda olanlar ise “4” değeri verilerek kodlanmıştır.

Nüfusa Kayıtlı Olduğu Yer: 2006 yılında Çocuk Şube Müdürlüğüne getirilen çocukların nüfusa kayıtlı olduğu yer durumu. Ankara “1”, Ankara’ya komşu iller

“2”, diğer iller ise “3” değeri verilerek kodlanmıştır.

Suç Çeşiti: Karışılan suç çeşiti büyük çeşitlilik göstermektedir. Araştırmada en çok karışılan suç çeşitleri ele alınmaya çalışılmıştır. Yaralama “1”, hırsızlık “2”, yankesicilik-kapkaç “3”, diğer suç çeşitleri ise “4” değeri verilerek kodlanmıştır.

Suçu İşlediği İlçe Emniyet Müdürlüğü: Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde 6 Merkez İlçe Emniyet Müdürlüğü bulunmaktadır. Suç ve suçluyla ilk olarak karşılaşılan birim olan karakollar İlçe Emniyet Müdürlüklerine bağlı olarak çalışmaktadır. Araştırmada 2006 yılında ilk suçu işleme yerlerine göre Çocuk Şube Müdürlüğüne getirilen çocukların getirildiği karakolun bağlı olduğu İlçe Emniyet Müdürlüğü değişken olarak alınmıştır. Altındağ “1”, Çankaya “2”, Yenimahalle “3”, Keçiören “4”, Etimesgut “5”, Mamak “6”, Diğer (Narkotik-Güvenlik- Terör gibi Şube Müdürlüklerinin operasyonları sonucunda Çocuk Şube Müdürlüğüne teslim edilen çocuklar) “7” değeri verilerek kodlanmıştır. Ancak yapılan analiz sonucunda Etimesgut İlçesinin çok az sayıda suç verisinin bulunduğu görülmüş ve diğer kategorisine alınmıştır.

6.2. Araştırmada Kullanılan Değişkenlerin Özellikleri

Araştırmaya seçilen 448 çocuğun 75’i kız 373”ü erkektir. Çocukların 85’i (%19), 15 yaş ve daha küçük yaşta, 363’ü (%81), ise 15 yaşından büyüktür. Çocukların 42’si (%9,4) okula hiç gitmemiş, 198’i (%44.2)öğrenci, 122’ si (%27.2), okul-terk 86’ sı (%19.2), ise (ilk, orta yada liseden birisini tamamlamış) mezun durumdadır. Nüfusa kayıtlı olduğu yer konusu göç düşüncesine açıklık getirmek amacıyla alınmıştır.

135’i (%30.1)Ankara, 87’si (%19.4) komşu illerde ve 226’ sı (%50.4) ise diğer illerde nüfusa kayıtlıdır. Karıştığı suç türüne bakıldığında, 152’ (%33,9)si yaralama, 105’i (23,4) hırsızlık, 36’sı (%8) kapkaç ve 155’i (%34.6) ise farklı suç türlerine karışmıştır.

Çocukların 80’i (17,9)Altındağ İlçe Emniyet Müdürlüğü bölgesinde suça karışmış, 116’sı (%25,9) Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü bölgesinde, 75’i (%16.7) Yenimahalle İlçe Emniyet Müdürlüğü bölgesinde, 58’ i (%12.9) Keçiören İlçe Emniyet Müdürlüğü bölgesinde, 90’ı (%20.1) Mamak İlçe Emniyet Müdürlüğü bölgesinde, 29’u (%6,5) diğer birimlerde suça karışmıştır.

Bu bağlamda araştırmamıza seçilen 448 çocuk bulunmaktadır. Bu çocuklardan, toplam 102’si tekrar suça karışmış yani yaşam sürdürme süresini tamamlamış ve 346’sı durdurulmuş yani 2006 yılı sonuna kadar ikinci kez suç işlememiştir. Çizelge 6.1’de dikkate alınan değişkenler ve özellikleri özetlenmiştir.

Çizelge 6.1. Çalışmada kullanılan değişkenler ve düzeyleri

Çalışmada ilk olarak bütün değişkenler modele alınmış ve değişkenler için ayrı ayrı yaşam sürdürme ve hazard grafikleri çizilmiştir. Daha sonra orantılı hazard varsayımı altında Cox orantılı hazard regresyon modeli oluşturulmuştur. Modelde yer alan değişkenlerin orantılı olup olmadığının denetlenmesi log-log grafikleri ve zamana bağlı değişkenler kullanılarak yapılmıştır. Değişkenlerin zamana bağlı olup olmadıklarına bakılmıştır.

6.3. Değişkenler İçin Yaşam Sürdürme ve Hazard Fonksiyonları Grafikleri

Şekil 6. 1.Cinsiyet değişkeni için yaşam sürdürme grafiği

Zaman

Şekil 6. 2. Cinsiyet değişkeni için hazard grafiği

Yaşam sürdürme analizinde hazard, yaşam sürdürme, log-log grafiklerindeki sıçrama sayısı tanımlanan olayın ortaya çıkış sayısna eşittir. Analizde 448 çocukdan 102’si 2.

kez suça karışmıştır. Dolayısıya grafiklerdeki sıçrama sayısı 102’dir.

Cinsiyet değişkeni için yaşam sürdürme ve hazard grafikleri incelendiğinde, 2006 yılında suça karışmış olan erkeklerin yeniden suça karışma risk puanlarının kızlara göre daha fazla olduğu söylenebilir.

Karakol

Şekil 6. 3.Karakol değişkeni için yaşam sürdürme grafiği

Zaman

Şekil 6. 4. Karakol değişkeni için hazard grafiği

2006 yılında ikinci kez suç işlenme risk puanı en yüksek olan ilçe Yenimahalle ilçesidir. Keçiören ve Çankaya ilçelerinin ise risk düzeylerinin benzer olduğunu söyleyebiliriz. İkamet adresleri genellikle Altındağ olan çocuklarımız yaşadıkları yerde değil daha çok Yenimahalle, Keçiören, Çankaya gibi ekonomik düzeyi daha yüksek olan yerlerde ikinci kez suça karışmaktadırlar. Yine Mamak ilçesi de Altındağ ilçesi ile benzer özelliklere sahiptir.

Doğumyeri

Şekil 6. 5. Doğum yeri değişkeni için yaşam sürdürme grafiği

Zaman

Şekil 6. 6. Doğum yeri değişkeni için hazard grafiği

2006 yılındaki ilk suçuna karışmış olan çocukların, doğum yeri değişkenlerine göre Ankara’da doğan çocukların ikinci kez suça karışma risk puanlarının diğer illerde doğan çocuklara göre daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz

Yaş

Yaş değişkeni incelendiğinde, suça karışmış 15 yaşından büyük çocukların ikinci kez suça karışma risk puanı 15 yaş ve daha küçüklere göre daha yüksektir.

Suç çeşiti

Suç çeşitinin ikinci kez suç işleyene kadar geçen süreye olan etkisi incelendiğinde yankesicilik-kapkaç suçuna karışmış çocukların ikinci kez suça karışma risk puanının

diğer suç çeşitlerine göre daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Hırsızlık suçuna karışan çocukların ikinci kez suça karışma risk puanı da yankesicilik-kapkaç suçuna

diğer suç çeşitlerine göre daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Hırsızlık suçuna karışan çocukların ikinci kez suça karışma risk puanı da yankesicilik-kapkaç suçuna