• Sonuç bulunamadı

1.8. Problem cümlesi

1.14.2. Yurt DıĢında Yapılan AraĢtırmalar

Gudykunst, Ting-Toomey, Chua (1988). Kitapta kültürün kişiler arası iletişime

olan kuramsal etkisi incelenmiştir. Bu kitap, kültür ve iletişim hakkında son altı ilâ yedi yıldır yürütülen çalışmaların bir özetini çıkarma teşebbüsü olmanın yanı sıra, kişiler arası iletişimle ilgili gelecek araştırmaların gerçekleştirilmesinde ve geçmiş araştırmaların yorumlanmasında rehber bir kuramsal çerçevenin oluşturulması teşebbüsüdür. Kişiler arası iletişimin kültürler arası karşılaştırmalarının kuramsal olarak temellendirilmesi gerekmektedir. Bu da, kültürün araştırmalarda bir değişken olarak kullanılabilmesini sağlayacak şekilde kavramsallaştırılması gereğini beraberinde getirir. Bu tarz bir kavramsallaştırma kitabın ilk iki bölümünde sunulmuş ve kitabın geri kalanı da bu belli araştırma alanlarına uygulanmıştır.

De Wied, Branje, Meeus-Behav, (2007). Bu çalıĢma, aynı cinsiyetten ergenler

arasındaki arkadaĢlık iliĢkileri bağlamında empatinin, çatıĢma çözümündeki rolüne ıĢık tutmaktadır. Ergenlerin mevcut bireysel duygusal empati durumunu ve bireysel çatıĢma çözüm yollarını (sorun çözme, çatıĢmaya girme, geri çekilme ve boyun eğme) ölçmek üzere kiĢisel değerlendirme anketi kullanılmıĢtır. 307 ergenin (149 erkek, 158 kız)

verileri, cinsiyetin ılımlayıcı değiĢken olduğu çok-topluluklu bir path çözümlemesine dâhil edilmiĢtir.

Yüksek mevcut bireysel empati oranlarının daha baĢarılı çatıĢma çözümleriyle bağdaĢtığı varsayımı onaylanarak, erkek ve kız ergenler arasında bireysel mevcut duygusal eĢduyumun sorun çözmeyle olumlu biçimde, çatıĢmaya girmeyle de olumsuz biçimde bağlantılı olduğu bulunmuĢtur. Buna karĢın bireysel mevcut duygusal eĢduyumun, ergenlerin daha edilgen diğer iki stratejisiyle (yani geri çekilmeyle ve boyun eğmeyle) bağlantılı olmadığı ortaya çıkmıĢtır. Cinsiyet farklılığının da çatıĢma çözümü stratejilerinde belirleyici olduğu saptamasına varılmıĢtır: zira ergen kızlar, ergen erkeklere oranla sorun çözümüne, geri çekilmeye ve boyun eğmeye daha sık baĢvuruyorlardır. Bunun yanı sıra, her iki cinsiyetin de çatıĢmaya girme durumuna eĢit derecede rağbet etmediği, ve diğer tüm çatıĢma çözümü stratejileri arasında da en çok sorun çözmeye eğildiği görülmüĢtür. ÇalıĢmanın bulguları, empati ve çatıĢma çözümü konularında daha once yürütülmüĢ araĢtırmalar ıĢığında tartıĢılmıĢtır.

Roter, Frankel, Hall, Sluyter, (2005). Bu çalışmada hasta bakımında duygusal

bağların özel olarak sözel olmayan iletişime dayandığını ve duyguya bağlı iletişimsel becerilerin -bunlara sözel olmayan iletiler ve duygusal bilinçliliğin gönderilmesi ve alınması da dâhil olmak üzere- yüksek kalitede bir bakımın gerçekleştirilmesinde hayati önem taşıdığını öne sürülmüştür. Her ne kadar sözel olmayan iletişim diğer bakım süreçlerine oranla çok daha az araştırılmış olsa da, bu çalışma onun iyileştirme ilişkisinde anlamlı olduğunu, ve sözel olmayan iletişimin tatmin, uyum ve olumlu klinik gelişmeler da dâhil olmak üzere önemli sonuçlara etki ettiğini savunmuştur.

Dickey, Wasko, Chudoba, Thatcher, (2006). Bu makale, iĢbölümü yapılmıĢ

çalıĢma ortamlarındaki basit iletiĢimin yorumlanarak „paylaĢılan anlamlara‟ nasıl etki ettiğine, metnin hermenötik analizinin ışık tutmasını açıklamıĢtır. Medya zenginliği kuramının basit iletiĢim kanallarının karmaĢık veya hatalı çalıĢma görevlerini destekleyemeceğine dair olan karamsar sonuçlarının aksine bu çalıĢma, iletiĢim bozukluklarının teknolojiden kaynaklanmadığını, bunların, iletiĢim halindeki bireyler arasındaki „paylaĢılan anlamlar‟ yoksunluğundan kaynaklandığını ileri sürmüĢtür. Makale, çalışanların metin üzerinden „paylaĢılan anlamlar‟ı ne Ģekilde yarattıklarını ve yeniden-ürettiklerini keĢfetmek üzere tutarlılığın, yaratıcılığın, niyetin ve atıfta

bulunmanın hermenötik incelemesinin nasıl kullanılabileceğine dair olasılıkları ortaya koyan bir örnek-olay incelemesi sunmuştur.

Martens, (1990). ÇalıĢmada, 5 farklı iletiĢim yolu olduğu söylenmektedir.

1- Fiziksel Görünüm: KarĢımızdaki insan, bizi ilk olarak genel anlamda nasıl göründüğüyle, nasıl giyindiğiyle ya da vücut özellikleri gibi fiziksel özellikleri ile etkiler. Bu yüzden yeni tanıĢtığımız insanlar hakkında genelde ĢiĢman, yakıĢıklı ya da kısa boylu Ģeklinde fiziksel özellikleriyle tanımlarız. Fiziksel görünüme dair en ufak bir ayrıntı bile çoğu zaman iletiĢimde büyük bir role sahiptir. 2- Vücut Hareketleri: Vücut hareketleri denildiği zaman, vücudumuzun aldığı Ģekiller ve yüz ifadelerimiz akla gelmektedir. 3- Dokunma: Dokunma davranıĢı da birisini sakinleĢtirmek ya da olumlu yönde etkileyebilmek için kullanılan en güçlü sözsüz iletiĢim yollarından bir tanesidir. Tıpkı fiziksel görünüĢte olduğu gibi dokunma davranıĢında da kültürler arası farklar ve zamanla değiĢen değerler mevcuttur. 4- Ses Özellikleri (Ses Ritmi, Düzeyi Ve Hızı): ĠletiĢim içerisinde bireylerin kullandıkları sesin özellikleri iletiĢimi olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir. Hatta genelde iyi ve etkili bir iletiĢim için ne söylendiğinin değil nasıl söylendiğinin daha büyük önemi vardır. 5- Vücudun Konumu: Vücudun konumu kavramı, bireyin vücudunun baĢkalarının vücuduna göre konumunu ve bireylerin diğerleriyle aralarında bıraktıkları kiĢisel mesafeyi ifade etmektedir. Bireylerin iletiĢim halindeyken vücutlarını ve diğerleriyle aralarında bıraktıkları mesafeleri nasıl kullandıklarını inceleyen çalıĢma alanına proxemics denmektedir.

BÖLÜM II

2. YÖNTEM

Bu bölümde araĢtırma modeli, araĢtırma evren ve örneklemi, veri toplama yöntemleri, verilerin çözümü ve yorumlanması kısımları açıklanmıĢtır.

2.1. AraĢtırma Modeli

AraĢtırma amaçları bakımından farklı yapılanmıĢ çok sesli korolarda koristlerle koro Ģefi arasındaki iletiĢime iliĢkin durum saptamasına yönelik olmakla birlikte genelde “tekil tarama modeli” çerçevesinde gerçekleĢtirilmiĢtir.

DeğiĢkenlerin tek tek veya belirli bir miktar olarak olusumlarının belirlenmesi amacıyla yapılan arastırma modellerine “tekil tarama modeli” denir. Tekil tarama modellerinde ilgilenilen birey, madde, olay, kurum gibi değiĢkenler ayrı ayrı betimlenmeye çalıĢılır. Bu betimleme geçmiĢ veya Ģimdiki zamanla sınırlı kalabileceği gibi geliĢimsel de olabilir. Tekil tarama modelleri çeĢitli sayımlar, madde içerik çözümlemeleri, durum ve alıĢkanlıkların saptanması gibi pek çok alanda kullanılmaktadır. Tekil taramalarda özelliklerin belirli bir standarta uygun ve doğru bir biçimde saptanması önemlidir. Tekil tarama modelleri ile anlık durum saptamalarının yanında zamansal geliĢimler ve değiĢimler de belirlenmektedir (Karasar, 2003).

Veriler, “belgesel tarama” ve “koro Ģefi ve koristler iletiĢim anketi” ile elde edilmiĢ, verilerin iĢlenmesi ve çözümlenmesi ise betimsel istatistik teknikleri ile yapılmıĢ ve istatistiksel karĢılaĢtırma yoluyla da denenceler test edilmiĢtir.

AraĢtırma, amaçları bakımından farklı yapılanmıĢ çok sesli koroların koristleri ve Ģefleri arasındaki iletiĢimi belirlemeye yönelik bir çalıĢma olup; üç farklı korodaki mevcut iletiĢim durumlarını tespit etmek, eksik ya da aksayan yönlere iliĢkin çözüm yolları bulmak için hazırlanmıĢtır. Bu doğrultuda araĢtırmanın uygun yöntem ve tekniklere dayalı bir modele oturtulması için öncelikle konuyla ilgili yurtiçi ve yurtdıĢı literatür taranmıĢtır.

Literatür tarama “konu hakkında diğer kiĢi veya kurumlar tarafından yazılmıĢ, hazırlanmıĢ veya yaratılmıĢ çeĢitli yazı, belge, yapım ya da kalıntının toplanması ve incelenmesidir” (Seyidoğlu, 2003, s.44).

Literatür taramasından sonra araĢtırma için verileri toplama aracı olarak koristler ve Ģeflere yönelik, iletiĢimin sözlü ve sözsüz boyutlarını kapsayan, 25 maddeden ve her maddesi 3 seçenekten oluĢan tek bir anket ile dereceli ölçek geliĢtirilmiĢtir. Bu anketin, korist ve Ģeflere iletiĢim ortamının iki katılımcısı olarak uygulanması, tarafların verdiği yanıtların karĢılaĢtırılması ve değerlendirilmesi yoluyla daha elveriĢli bir yaklaĢım sergilenmeye çalıĢılmıĢtır.

2.2. Evren ve Örneklem

AraĢtırmanın genel evrenini, amaçları bakımından farklı yapılanmıĢ çok sesli korolar, çalıĢma evreninini ise, bu korolar arasından 2008-2009 eğitim-öğretim yılında halen çalıĢmalarını sürdürmekte olan amaçları bakımından farklı yapılanmıĢ çok sesli üç koronun koristleri ve koro Ģefleri oluĢturmaktadır. ÇalıĢma evreni aynı zamanda örneklem olarak alınmıĢtır.

AraĢtırma kapsamında inceleme yapılan ve çalıĢma evrenini oluĢturan korolar Ģunlardır;

Koro A: Eğitim Korosu

Bu koro, müzik öğretmenliğinin koro eğitimi alanını öğrenmeye yönelik lisans I‟in 2. yarıyılından itibaren lisans IV‟ün 2. yarılına kadar 6 yarıyıllık bir süre kapsamında koro eğitimi dersi alan, her yarıyıl sonunda vize ve final sınavları ile değerlendirilen, 44 öğrenciden oluĢan bir eğitim korosudur.

Koro B: Profesyonel Koro

Koro üyeliğini meslek olarak seçmiĢ ve sanatçı statüsünde çalıĢan, çalıĢmalarını, konserler, televizyon ve radyo programları ve bunun gibi etkinlikler ile sergileyen haftada 5 gün 4‟er saat olmak üzere çalıĢmalarını sürdüren ve profesyonel nitelikler taĢıyan bir korodur.

Koro C: Amatör Koro

Tamamen özengen bir Ģekilde haftada 1 gün (Cumartesi), 4 saat olarak çalıĢan ve çalıĢmalarını konserler, festivaller ve bunun gibi çeĢitli etkinliklere katılarak sergileyen, 30 koristten oluĢan bir gençlik korosudur.

Buna göre, tablolarda yer alan amaçları bakımından farklı yapılanmıĢ korolar Tablo 2.2.1.‟gibi isimlendirilmiĢtir.

Tablo 2.2.1. Amaçları Bakımından Farklı YapılanmıĢ Koroların Adlandırılması

Koro A Koro B Koro C

Eğitim Korosu Profesyonel Koro Amatör koro

Örneklemi oluĢturan koroların yapılanıĢ biçimleri ve korist sayıları da Tablo 2.2.2. de verilmiĢtir.

Tablo 2.2.2. Örneklemi OluĢturan Amaçları Bakımından Farklı YapılanmıĢ

Koroların Korist ve ġef Sayıları

Korolar Korist sayısı (f) Şef sayısı (p)

Koro A Eğitim Korosu 44 1

Koro B Profesyonel Koro 27 1

Koro C Amatör Koro 30 1

Toplam 101 3

Tablo 2.2.2‟de görüldüğü gibi örnekleme giren toplam korist sayısı 101 kiĢidir. Her üç koronun Ģefleri de örneklem kapsamındadır.

2.2.1. Geçerlik ve Güvenirlik

Genel anlamda “geçerlik” araĢtırma sonuçlarının doğruluğunu konu edinir. “DıĢ geçerlik, elde edilen sonuçların benzer gruplara ya da ortamlara aktarabilirliğine, iç

geçerlik ise araĢtırma sonuçlarına ulaĢırken izlenen sürecin çalıĢılan gerçekliği ortaya çıkarmadaki yeterliğine iliĢkindir” (Yıldırım ve ġimĢek, 2006, s. 255).

AraĢtırma örneklemindeki koroların koristlerinin Ģefleriyle olan iletiĢimlerini belirlemek amacıyla araĢtırmacı tarafından geliĢtirilen anket formu kullanılmıĢtır.

“Koro Ģefi iletiĢim anketi”nin geliĢtirilmesine baĢlanılmadan önce konu ile ilgili araĢtırmalar taranmıĢ ve sözlü-sözsüz iletiĢimle ilgili ölçekler, anketler ve görüĢme soruları incelenmiĢtir. Bu veriler doğrultusunda her maddesi 3 seçenekli 25 maddeden oluĢan bir anket formu hazırlanmıĢtır. Bu anket sorularının seçenek puanlamaları Tablo 2.2.2‟deki gibidir.

Tablo 2.2.3. Anket Sorularının Seçenek Puanlamaları

Her zaman Bazen Hiç bir zaman

3 2 1

Bu ölçeğin geçerlik çalıĢmasının içeriğinde, kapsam ve yapı geçerliğine bakılarak, bu çerçevede ölçekte yer alan maddelerin sayı ve nitelikçe yeterli olup olmadığı uzman görüĢleri alınarak belirlenmiĢtir. OluĢturulan anket farklı yapılanmıĢ üç koronun koristlerine uygulanmadan önce 48 kiĢilik bir eğitim korosuna uygulanmıĢ ve dıĢ geçerliğin genel anlamda sağlandığı kanısına varılmıĢtır. Verilerden elde edilen bulgular da uygulanan yöntem ve tekniklerin var olan durumu ortaya çıkardığı görülmüĢ ve böylece iç geçerlik de sağlanmıĢtır.

“Güvenirlik ise aynı Ģeyin bağımsız ölçümleri arasındaki kararlılıktır; aynı süreçlerin izlenmesi ve aynı ölçütlerin kullanılması ile aynı sonuçların alınmasıdır; ölçmenin tesadüfi yanılgılardan arınık olmasıdır” (Karasar, 2007, s. 151). Anket formunun nasıl hazırlandığı, hazırlanan formun nasıl uygulandığı, verilerin nasıl kaydedildiği, nasıl analiz edildiği, veriler sonucunda elde edilen bulguların nasıl yorumlandığı ayrıntılı bir biçimde anlatılmıĢtır.

Bu aĢamada yapılan iĢlemler aĢağıda sıralanmıĢtır: -Faktör analizi

-Cronbach Alpha analizi kullanarak testin güvenirliği

Bu analizlerin sonuçlarına iliĢkin değerlendirmeler aĢağıdaki gibidir. Değerlendirmelere göre faktör analizi için uygun, alfa değeri çok iyi, madde değerleri yeterli olarak geçerliliği ve güvenirliği tespit edilmiĢtir (Ek-6).

2.3.Verilerin Toplanması

AraĢtırma verileri, çalıĢma evrenindeki örneklem korolarının koristlerinin, koro Ģefleriyle arasındaki iletiĢimi belirlemeye yönelik koristlere ve Ģeflere uygulanmıĢ aynı sorulardan oluĢan anket ile toplanmıĢtır.

Anket, kalem- kağıt yoluyla objenin kendisi hakkında bilgi vermesi yöntemidir. Bu yöntem betimleme teknikleri arasında çok kullanılan bir yöntemdir. Bunun sebebi, kolay, ucuz ve doğrudan doğruya veri toplama tekniği oluĢudur. Ayrıca fikirler, inanıĢlar, tavsiye ve bireysel yaĢantılarla ilgili bilgilerin elde edilmesi için de uygun bir yöntemdir (Kaptan, 1995).

Aynı zamanda, “Bireylerin bazı davranıĢları ve bazı düĢünsel, duygusal, inançsal, güdüsel, algısal özellikleri vardır ki, yapısı gereği gözlenmesi olanaksızdır. Bu tür konuları incelemek için yapılacak araĢtırmalarda anket yöntemi kullanılır” (Sümbüloğlu, 2000, s. 68). Koristlerin ve koro Ģeflerinin iletiĢim durumlarını belirlemek de, gözlemsel olarak kısmen yapılabileceği için anket yöntemi ile daha somut bir biçimde veri toplanabileceği düĢünülmüĢtür. Nitekim; “anket yönteminin en kuvvetli yönü, uygun durumlarda, geniĢ bir gruptan, çok miktarda veriyi, kısa zamanda toplama olanağı yaratmasıdır. Bir baĢka kuvvetli yönü de, anket sorularının, herkese aynı Ģekilde sunularak bir örneğinin saklanabilmesidir. Özellikle kapalı uçlu sorularla yapılan anketlerde, cevapların belli sınırlar içinde toplanabilmesi mümkündür. GörüĢmeye oranla, gizlilik garantisi daha inandırıcıdır. Kaynak kiĢiye cevaplamak için uygun bir süre verir” (Karasar, 2003, s. 182).

Eğer bir obje ya da olaya karĢı geliĢtirilen tutum olumlu ise, onunla ilgili kararların olumlu olma olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle tutumlar, geleceğe yönelik bir karar niteliği taĢımaktadır (TavĢancıl, 2002; Ülgen, 1995). Genel olarak tutum, duygusal içerikli fikirler, inançlar, ön yargılar, eğilimler, değerlendirme ve hazır olma

durumu gibi kavramlarla tanımlanmaktadır (Kadhiravan ve Balasubramanian, 1999). Bir kiĢi, olay ya da davranıĢ hakkında olumlu ya da olumsuz davranıĢta bulunma eğilimleri olan tutumlar (Koballa, 1988), insanların olayla ilgili doğrudan deneyimleri, ya da gözlemleri ve edindiği bilgiler aracılığı ile öğrenilebilir (Shrigley, Koballa ve Simpson, 1988).

Bu nedenle koristler ve Ģefleri arasındaki iletiĢimi belirlemede, kiĢilerin gözle görülebilen ya da görülemeyen davranıĢlarını, kiĢisel ve toplumsal etkinliklerini, duygu ve düĢüncelerini, kiĢinin kendi dünyasına ait özelliklerini ve beklentilerini ortaya çıkarmaya yönelik soru biçimlerinden oluĢan 3 seçenekli tek bir dereceli “Koro ġefi ve Koristler ĠletiĢim Anketi” uygulanmıĢtır. Koristlerin Ģefleriyle ve Ģeflerin de koristleriyle olan iletiĢim durumlarının olumlu ya da olumsuz etkilerini belirlemeye yönelik yapılan uygulamaların sonucundaki durum belirlemeleri, veriler olarak iĢlenmiĢtir. Elde elden veriler SSPS 15.0 istatistiksel bilgi veri analizi programında tek yönlü varyans analizi (Anova) testi uygulanarak değerlendirilmiĢtir.

2.4. Verilerin Çözümlenmesi

“Verilerin araĢtırma amaçları doğrultusunda temel öğelerini ve karakterlerini belirleme ve ayırt etme iĢine verilerin çözümü ya da çözümlenmesi denir” (Galtung, 1973, s. 169). “Çözümlemede ilk adım, toplanan “ham veri” (raw data) leri amaca uygun biçimde sınıflamaktır” (Karasar, 2007, s. 206). Anket yoluyla elde edilen nitel veriler içerik analizi, tutumların durumunun değerlendirilmesinde ise nicel veri analiz yöntemleri kullanılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda elde edilen nicel ve nitel verilerin çözümlenmesi ve yorumlanmasında takip edilen yollar, aĢamalar ve bu aĢamalar sonucu elde edilen bulguların biçimlendirilmesi, alt problem sırasına göre verilmiĢtir.

Verilerin işlenmesi bilgisayar ortamında gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada istatiksel olarak tek yönlü varyans analizi (one way anova) yöntemi kullanılmıştır. “Tek yönlü varyans analizi (ANOVA) normal dağılımlı bir seride üç ve daha bağımsız ortalama arasındaki farkın manidarlığının hesaplanmasında kullanılır. ANOVA tek başına üç veya daha fazla grubun aritmetik ortalamalarını kümülatif olarak karşılaştırır. Bu karşılaştırmalardan en az birisi anlamlı olduğunda ANOVA sonucu da anlamlı bulunur. Bu durumda hipotezler H0: Ortalamalar arasında fark yoktur, H1 en az iki

ortalama arasında anlamlı bir farklılık vardır şeklinde yorumlanır. Sonuç anlamlı çıkmadığında yani H0 hipotezi kabul edildiği durumlarda işlem burada sonlandırılır. Ancak sonucun anlamlı bulunması durumunda farklılıkların hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek üzere tamamlayıcı hesaplara geçmek gerekir” (www.mustafaotrar.com).

Örneğin: dört ayrı öğretim yönteminin her birinin örnekleme yoluyla seçilmi dört ayrı gruba uygulanması sonucunda; bu yöntemlerden hangisinin daha etkili oldu unu anlamak; baĢka bir deyiĢle “yöntemler arasında etkililik yönünden bir fark olup olmadığını belirlemek için tek yönlü varyans analizi kullanılır. Burada, dört ayrı grubun ortalamalarının karĢlaĢtırılması söz konusudur” (Kaptan, 1995, s. 259).

Ortalamalarının karĢılaĢtırılması içinde; eğer karĢılaĢtırılacak gruplar ikiden fazla ise, t testi yapılmadan önce varyans analizi yapılır. Varyans analizi sonucunda, F değerinin anlamlı bulunması, gruplardan en az iki tanesinin farklı olduğunu göstermektedir. Bu durumda hangi grupların (ortalamaların) farklı olduğunu bulmak için spesifik bir tür t testi kullanılır. Bu amaçla, çoklu karĢılaĢtırmalar t testlerinden biri (Scheffe testi, Tukey testi, Duncan çoklu geniĢlik testi, Newman-Keuls testi) kullanılabilir (Büyüköztürk, 2002, s. 45).

Örneğin; bir F testi sonucunda gruplar arası serbestlik derecesi= 4, gruplar içi serbestlik derecesi= 357, F de eri= 2.817, p de eri= 0.025 bulunmuĢ olsun. Örneğimizdeki p değeri (0.025), kabul edilen 0.01 anlamlılık düzeyinden büyük olduğu (p>0.01) için gruplar arasında anlamlı bir farklılık yoktur. Dolayısıyla, gruplarda ikili karĢılaĢtırmaya gerek bulunmamaktadır. Eğer anlamlılık düzeyi 0.05 olarak alındğı takdirde, örneğimizdeki p değeri, bundan küçük olacağı (p<0.05) için, gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunduğu sonucuna varılabilir. Bunun devamında ise, grupların ikiĢerli karĢılaĢtırmalarının yapılması gerekir. Ayrıca, bu örneğimizde, bulunan F değeri (2.817), F değerler tablosundan, -örneğin; 0.01 anlaml ılık düzeyinde, pay için= 4, payda için= 357 serbestlik derecesine göre okunan değerden (3.32) küçük olduğu için, bulunan F değerinin anlamlı olmadığı, dolayısıyla gruplar arasında anlamlı bir farklılığın bulunmadığı da söylenebilir. SPSS programında tek yönlü varyans analizi yapmak için; Analyze/Compare Means/One-Way Anova yolundan One-Way anova penceresine geçilir. Burada Dependent List kutusuna bağımlı değiĢkenler; Faktor kutusuna ise bağımsız değiĢkenler aktarılır. Post Hoc... düğmesiyle One-Way Anova:

Post Hoc Multiple Comparisons penceresine geçilir ve burada grupların ikiĢerli karĢılaĢtırılmasında kullanılacak olan test (Scheffe, Tukey, Duncan...) iĢaretlenir. Options... düğmesiyle de One-Way Anova Options penceresine geçilir ve buranın Statistics kısmında Descriptive seçeneği iĢaretlenir. (Akdağ, 2004).

AraĢtırmada, “Koro A, Koro B ve Koro C koristlerinin koro Ģefi ile iletiĢim düzeyleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?” Ģeklindeki problem cümlesine cevap bulabilmek için aĢağıda verilen null hipotezi iliĢkisiz örneklem t-testi ile test edilmiĢtir.

T testi, iki örneklem grubu arasında ortalamalar açısından fark olup olmadığını araĢtırmak için kullanılır. T testi, her zaman iki farklı ortalamayı ya da değeri karĢılaĢtırır. Özellikle, örneklem büyüklüğünün çok fazla olmadığı, örneklemin alındığı ana kütlenin standart sapmasının bilinmediği ve ana kütlenin parametrelerinin hipotez testinde kullanılmadığı durumlarda tercih edilir. (www.misjournal.com) T testinin,ba ğımız t testi ya da bağımlı t testi olarak uygulanması , ortalamaların iliĢkili ya da iliĢkisiz olmasına bağlıdır. Ortalamalar; aynı gruptan alınmıĢsa bağımlı ; farklı gruplardan alınmıĢsa bağımsız durum söz konusudur (Kaptan, 1995, s. 251).

Null Hipotezi: H0: Koro A, Koro B ve Koro C koristlerinin koro Ģefi ile iletiĢim

düzeyleri arasında anlamlı bir fark yoktur.

μ1 = μ2 = μ3

Burada, μ1, μ2 ve μ3 evrende Koro A, Koro B ve Koro C koristlerinin Koro ġefi İletiĢim Anketi ortalama puanlarıdır. Grupların ortalama puanları eĢit ise, fark sıfır olacaktır. Null hipotezi bu durumu ifade etmektedir. Bu nedenle “null hipotezi”ne “sıfır hipotezi” de denilmektedir.

Bu çalışmada, Koro A, Koro B ve Koro C koristlerinin koro Ģefi ile iletiĢim düzeyleri arasında anlamlı bir farkın olup-olmadığı araĢtırılmıĢtır. ĠletiĢim puanları “Koro ġefi Ġletişim Anketi” ile toplanmıştır. Veriler SPSS 10.0 (Statistical Package for the Social Science) programı ile analiz edilmiĢtir. Bu üç koro grubu ortalamaları arasında anlamlı bir farkın olmadığı null hipotezi .05 anlamlılık düzeyinde tek yönlü ANOVA (One-Way ANOVA) ile test edilmiĢtir.

Parametrik testlerin en önemli varsayımı normallik varsayımıdır. Onun için veriler, analiz öncesi Kolmogorov-Smirnov testi ve Shapiro-Wilk testi ile normallik

testine tabi tutulmuĢtur. Literatüre göre grup baĢına örneklem büyüklükleri 50 ve 50 nin altında ise, normallik testi Shapiro-Wilk testi yapılmaktadır. Bu araĢtırmada grup büyüklükleri sırası ile 44, 27 ve 30 olduğundan normallik varsayımı, Shapiro-Wilk testi

Benzer Belgeler