• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4. SOSYAL SİYASET BAKIMINDAN TÜRKİYENİN SOSYAL

4.1. Yoksulluğun Önlenmesinde Vakıf Merkezli Stratejik Açılımlar

4.1.4. Yoksulluğun Önlenmesinde Vakıf Merkezli Stratejik Açılmalar

Vakıflar Genel Müdürlüğü bugün izlediği politikalardan farklı olarak aşağıda değinilen konularda farklı açılımlar geliştirerek bu konuya katkıda bulanabilir. Aşağıda bu yeni açılımlar ayrıntılı olarak incelenmektedir.

4.1.4.1. Yoksul Ailelere Vakıf Konutu Tahsisi

Küreselleşme süreci ile beraber üretimin azalması, gelir dağılımındaki eşitsizliklere bağlı olarak yoksulluk sorunu gündeme gelmekte olup, Devletin bütün sorunlara çözüm bulmasını beklemek doğru değildir. Bu çerçevede sosyal hizmetlerin kamu ve özel sektör dışında üçüncü sektör olarak kabul edilen vakıflar aracılığı ile yapılması giderek önem kazanmaktadır.

Toplumda hayırseverliği geliştirerek toplumsal ihtiyaçları gideren, yoksullara yardım etmenin ötesinde yoksullukla mücadelede sosyal devletin tamamlayıcısı niteliğinde olan vakıflar sosyal tabakalar arasında kaynaşmayı, sosyal bütünleşmeyi sağlamaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü vakfiye şartlarına göre tüm ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı

misyon edinmelidir. Vakıflar Genel Müdürlüğünün mülkiyetinde olan merkezi olarak sayısını bile veremediği gayrimenkulleri vardır. Bölge Müdürlükleri düzeyinde ise bu gayrimenkuller envanter defterinde kayıtlıdır. Vakıflar Genel Müdürlüğü gayrimenkullerini kiraya vermek sureti ile gelir elde etmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğünün elinde bulundurduğu gayrimenkullerin bir kısmının da; vakfiye şartları gereği, muhtaçlara bedelsiz olarak verilerek oturması için ev sağlanabilir. Bir kısmını da muhtaçlara düşük bedelli olarak kiraya verebilir. Bu uygulama için ilgili Kanun ve Yönetmeliklere de oran konularak Bölge Müdürlülüklerinin mülkiyetinde olan gayrimenkullerin belli oranında ki kısmı yoksul aile fertlerine ayrılabilir. Yoksulluğun tespiti için yapılacak gizli araştırmalar neticesinde ilgili miskin14 kişilere teklif de bulunabilir.

4.1.4.2. Atıl Vakıf Arazilerinin Yoksullara Tahsisi

Yoksulluğun kaderden de öte, insanların bencilliğinin bir sonucu olduğu bir gerçektir. İnsanlara yardım yaparak sadece vicdanlarımızı rahatlatarak Allah’ın huzurun da sevap kazanırız. Fakat şunu unutmamak gerekir ki insanlara yardım yaparak, yoksulluk önlenemez. Vakıflar Genel Müdürlüğü dâhil birçok sivil toplum kuruluşun genelde yardım yapması insan onurunu küçük düşürücü davranış olarak algılanabilir. Bunun yerine kişinin belli bir maddi özgürlüğünün.

Vakıflar Genel Müdürlüğü ve çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafında yapılan yardımlar çalışmadan yaşayan kayıt dışı bir kesim ortaya çıkarmakta, bu durum toplumsal adaletsizliğe neden olmaktadır. Özellikle Türk Milleti gibi tarihte önder olan bir milletin insanlarının yardım almaya alıştırılması, psiko-sosyal açıdan toplumun yapı taşına zarar vermekte ve insanların karakterine darbe vurmaktadır (Çetiner, 2007:55) Kişinin kendine olan özgüvenini sarsmaktadır.

Vakıflar Genel Müdürlüğün mülkiyetindeki, atıl durumda bulunan vakıf arazileri mevcuttur. Bu kiralanmayı bekleyen araziler o yörenin yoksul ailelerine ücretsiz ekim ve dikim için tahsis edilebilir. Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan ziraat

14 Aslında sağlıklı olmasına karşılık, işsiz olmasından dolayı hiçbir gelire ve mala sahip olmayan ve hatta bir günlük yiyeceğe dahi muhtaç olan, bundan ötürüde belki de istemeyerek, dilenmek mecburiyetinde kalan, ancak utanmalarından dolayı bunuda yapamayan yardıma muhtaç insane. Ayrıntılı bilgi için bkz Seyyar, Ali: Sosyal Siyaset Terimleri Sözlüğü İstanbul 2002

mühendisleri de bu yoksul ailelere teknik ve zirai destek verebilirler. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğün öncülüğünde sivil toplum kuruluşu niteliğinde olan vakıflardan bu yoksul ailelere küçük bir sermaye sağlanarak, ilk hasat için destek olunabilir. Vakıflar Genel Müdürlüğünün öncülüğünde arazilerin bulunduğu köyden yoksul ailelere hasat için yardım edilebilmesi için girişimlerde bulunulabilir.

4.1.4.3. Yoksulları Evlendirme Vakıfları

Günümüz yaşantısında; aile yapısında sosyal ve kültürel olarak köklü değişimler meydana gelmiştir. Ekonomik sorunlar, geniş aileden çekirdek aile kültürüne doğru yönelmeden dolayı evlenme yaşı ülkemizde oldukça ileriki yaşlara doğru gitmektedir. Evlenme yaşının bu derece ileri olmasının kökeninde ekonomik sorunların yattığı bilinen bir gerçektir.

İslam dininde toplumun temeli olarak kabul edilen aile kurumuna büyük önem verilmiş, bu kurumun korunması ve sağlıklı işlemesini temin etme yönünde hukuki mahiyette, bir dizi tedbirler alınmıştır. Kur’anı Kerim’de insanı huzur ve saadete ulaştıran, onda sevgi ve merhamet duygularını geliştiren, karşı cinsin yaratılması Allahın varlığının kanıtı ve Onun kullarına lütuf ve ihsanının işareti olarak kabul edilmiş ve evlilik teşvik edilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de “Aranız da bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler; Allah kendi lütfü ile onları zenginleştirir. Allah (Lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir” buyrulmuştur. (Kur’an-ı Kerim En-Nur A.32) Böylece bekârların evlendirilmesi emredilmiş. Ve ekonomik endişelerle evlilik kurumunun zayıflatılmaması istenmiştir (Şahin, 1994:55).

İslam, Müslüman nüfusun artmasına, neslin devamı ve çoğalmasına önem vermiştir. İslam Peygamberi “Evlenin, evlat yetiştirip çoğalın, zira ben başka ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar ederim” buyurmuşlardır. Çünkü İslam dünyasının güçlenmesi için; ilim, kültür ve teknolojinin yanı sıra nüfus artışına da ihtiyaç vardır.

İslam Peygamberi tüm dul ve yetimlerin masraflarını karşılamaya kefil oluşu ile yine bu paralelde İslam Halifesi Ömer’in Sevad Bölgesi toprakları konusundaki antifeodalist uygulamasının gerekçelerini anlatma sadedinde. Bu toprakları tüm reaya lehine vakfettiğini ifade ederken, bu bölgelerde oturan halkın dul ve yetimlerini kimseye muhtaç hale bırakmamayı da amaç edindiğini özellikle belirtmiştir. Ayrıca yetim ve

dullar yanında, toplumda din ve ırk ayrımı gözetmeksizin ihtiyacı olan herkese gerekli harcamanın vakfedilen bu toprakların gelirlerinden sağlanacağını ısrarla vurgulamıştır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde vakıflar her seviyede eğitim ve sağlık ile bayındırlık hizmetleri yanında sosyal güvenlik hizmetlerine kadar, günümüz sosyal siyasetçilerinin ideal manada gördükleri tüm hizmetleri başarı ile gerçekleştirmiştir (Gözübenli, 1994: 78)

Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan 25 Bölge Müdürlükleri altında 5737 sayılı Vakıflar Kanunu gereği Hayır Hizmetleri Şube Müdürlüğü faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu Bölge Müdürlüklerine bağlı illerdeki yoksul aileler bir şekilde Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Kaymakamlıklarda bulunan Sosyal Yardımlaşma vakıflarına ulaşmaktadır. Buraya başvuran ailelerin sadece dilekçesi alınarak çoğu zaman herhangi bir işlem yapılmamaktadır. Buradaki model önerim ise; her gelen yoksul vatandaşın bir kütüğünün oluşturulması ve kaydının burada tutulmasıdır.

Vakıflar günümüzde sosyal siyaset anlamında Osmanlının çok gerisinde kalmaktadır. Kaydı yapılan yoksul vatandaşların ailesinde birisini evlendirilmesi ve aile olarak takibini Vakıflar Bölge Müdürlüğü yapabilir. Bu kişilerin düğün masraflarını ve ev eşyası giderleri karşılanabilir. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğünün iş yaptığı yada ilişkili olduğu iş adamlarından bu konuda yardım istenebilir. Yoksul kişileri evlendirmede destekleyici olması istenebilir. Böyle bir konuda, manevi değerleri hala kaybolmamış toplumumuzda, gayet güzel karşılanabilir. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü bu konuda öncülük yaparak kuruluş amaçlarına göre vakıfları yönlendirebilir. Bu konuda vakıflar aile kurmasını sağladığı bu kişilere yönelik olarak hayatlarını belli bir düzene oturtuncaya kadar takibini yaparak aşağıdaki fonksiyonları yerine getirebilir. Vakıf evladı15 diye bir tabir kullanarak bu kişilerin hayatlarını belli bir süre idame ettirilmesi sağlanabilir.

Ekonomik Fonksiyon: Aile bireylerinin dıştan gelecek her türlü maddi ve manevi zorluğa karşı korunması.

15

Koruyuculuk Fonksiyonu: Vakıflar aracılığı ile aile korunmaya alınarak dışarıdan gelecek her türlü maddi ve manevi zararlara karşı oluşturulan ailenin korunması sağlanabilir.

Eğitim Fonksiyonu: Aile bireylerinin eğitimi, kişiliklerinin geliştirilmesi, kültürel değerlerin ve toplumsal kuralların kuşaktan kuşağa aktarılması sağlanabilir.

Statü Sağlama Fonksiyonu: Toplum için bu vakıf evlatlarının statüye, işe kavuşması için çeşitli girişimlerde bulunabilir. Ayrıca bu kişilerin iş ve meslek sahibi olması için gereken yapılabilir.

Geriye Fayda Sağlama Fonksiyonu: Yukarıda evlendirerek aile olmasını sağladığımız kişilerin aile ve iş hayatının da belli bir düzen sağladıktan sonra ise; o kişiden maddi gücü elverdiği kadar bir yoksula aynı konuda sponsor olması için istekte bulunulabilir. Oluşturulan bu manevi bağ toplumumuzun manevi olarak gelişmesini sağlanabilir.