• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3. VAKIFLARIN SOSYAL SİYASETE İLİŞKİN İŞLEVLERİ

3.3. Sosyal Politika Kurumu Olarak Vakıfların İşlevleri

3.3.4. Vakıfların Ekonomiye Katkıları

Toplumu oluşturan insanlar yaradılış gereği belli başlı görevler için çeşitli mevkilerde bulunurlar. Bu mevkilerin prestij, gelir ve güç bakımından eşitsizlik içinde bulunduğu bir gerçektir. Kişi sadece bir sosyal sınıfın mensubudur ve sosyal sınıf kişilerin tüm

ilişkilerinin bir çeşit bileşimi halinde kendini göstermektedir. Sınıflama olayı toplumlarda evrenseldir. Sınıflar ortadan kalkmamakta, ancak zamanla karakter değişikliğine uğramamaktadır (Erkal, 1998:200).

İslam dininde mülk Allah’ındır anlayışı ile malın bir sahibinin olmadığı inancıyla kazanılan bu malların tabana yayılması için ihtiyacı olan kimselere dağıtılmaktadır. Bu şekilde manevi haz sağlanmakta, gönüller hoşnut edilmektedir. Bir nebze de olsa burada belirtilmek istenen aslında herkesin eşit olduğu kimsenin kimseden farklı olmadığını görüşüdür. Görüldüğü üzere aslında bu dünyada mal ve mülkün bir imtihan aracı olduğunu benimseyen anlayış, paylaşma duygusunu esas almıştır. Günümüz ekonomilerinde vergi benzeri uygulamalarla sosyal adalet sağlanmaya çalışılmaktadır.

Günümüzün çağdaş denilen toplumu adaletsizlikleri ve eşitsizlikleri bertaraf etmek, herkesin hürriyet içinde yeteneklerini tam olarak geliştirilebilmesini sağlamak idealini taşımaktadır. Bütün sosyal güvenlik sistemlerinin temelinde bu ideal yatmaktadır. Esasen sosyalist ülkeler dâhil bütün ülkelerde sosyal tedbirlerin amacı, tabakalaşmanın yok edilmesinden çok, sosyal bütünleşmeyi sağlamak olarak gözükmektedir. Çünkü insan toplumlarında mutlak eşitliği uygulamak hem imkânsız hem de fonksiyonel değildir. Kısacası rejimi ne olursa olsun bir toplumda mutlak eşitliği sağlamak mümkün değildir (Ertunç, 2007:64). Bu dünyada eşitliğin tam olarak sağlanamadığı bildiğimiz inandığımız bir gerçektir. Zaten herkesin eşit olduğu bir dünyanın bir anlamı kalmazdı. Çünkü dünyaya gelme amacımız Öbür dünya diye tabir ettiğimiz ahrete olan inancımızdır.

Toplumda yaşanabilir bir zemin hazırlamak, eşitsizliği asgariye indirmek ve sosyal bütünleşmeyi sağlamak için çeşitli faktörler kullanılabilir. Sosyal güvenlik sistemlerinin temelinde eşitsizliği asgari düzeye indirmek için çalışmalar yapılmaktadır. Günümüzün devlet anlayışında bununla paralel olarak sosyal devlet ilkesi ortaya çıkmıştır.(Gökçen, 1985: 24) Öğreti de birçok yazara göre ise 2. Dünya savaşından sonra soğuk savaş döneminde komünizm rejimine önlem olarak Batı dünyası sosyal siyaset politikalarını geliştirme gereği duymuşlardır. Modern devlet anlayışındaki eşitsizlikleri asgariye indirmeyi amaçlayan sosyal siyasetin amaçları ile vakıfların gerçekleştirmeyi hedeflediği amaçlar arasında çok benzerlik ve paralellikler mevcuttur. Adeta vakıfların fonksiyonları ile sosyal siyaset tedbirleri arasında amaç bakımından fark

bulunmamaktadır. Bu yüzden vakıfların bilhassa sosyal siyasete ilişkin ekonomik fonksiyonları önemli bulunmaktadır (Ertunç, 2007:65).

Vakıfların sosyal, ekonomik, kültürel amaçlarına ulaşabilmesi için, milli servetin daha adil dağılımını sağlayan, rasyonel verimli ve karlı kurumlar olmasının ideal bir hedef olduğunu düşünmek gerekir. Vakıf kurumunu, bir işletme olarak dar manada düşünürsek; servetin gelirin ve kaynakların dağılımına etki eden fonksiyonu itibariyle geniş açıdan değerlendirildiğinde şu şekilde sıralamak gerekir (Zaim, 1987:210).

Dar anlamda ele alındığında her vakıf amacı ne olursa olsun bir işletmedir. Hizmetin vakfın amacı doğrultusunda devam edebilmesi için vakfın bir iktisadi işletme olarak ele alınması gerekir. İktisadi boyutu olmayan bir işletmenin ayakta kalması söz konusu değildir. İşletmenin rasyonel ve karlı çalışması için ise işletmecilik prensiplerine göre çalıştırılması; üretim, yönetim pazarlama finansman, tanıtım, halkla ilişkiler, muhasebe ve kontrol etkenlerine uygun yönetilmesi ve faaliyette bulunması gerekir (Zaim, 1987: 210).

Daha geniş anlamda bakıldığında ise, Milli servetin dağılımında rol oynayarak denge de durmasına yardımcı olur. Kaynakların etkin ve verimli kullanılmasına etki eder. Alt yapı hizmetlerinin gelişmesini sağlayarak kalkınma sürecini hızlandırır. Sosyal yapıyı iyileştirerek sosyal depremlerin oluşmasını önleyerek huzur ortamının oluşmasına katkı sağlar. Sağlık, eğitim, bayındırlık, şehircilik sahalarında yatırımlara katılmak sureti ile Devlet Bütçesinin İktisadi ve ekonomik yatırılmasını yönlendirerek Devletin güçlenmesine katkı sağlar. Düşük gelir grubunda yer alan insanların; gelir seviyesini artırarak orta gelir gurubuna sahip sınıfın, çoğalmasını sağlayarak, toplumda sosyal ve siyasi istikrarı artırır. İktisadi gelişme için gerekli istikrar ortamını destekler.

Vakıfların eğitim ve sağlık sahasındaki hizmetleri fırsat eşitliğinin sağlanmasına yardımcı olur. Fırsat eşitliği ise insanların yetenekleri ölçüsünde gelişmesine ve sonuçta toplam verimin artmasına neden olur. Mevcut bulunan eldeki kaynakların harcama sürecini etkileyerek; lüks tüketimde harcanacak miktarın zorunlu tüketime yönlendirmesini sağlar. Böylece zorunlu tüketim maddelerinin harcanması sonucunda marjinal ve toplam fayda artmış olacaktır. Vakıflar ekonomik sistem içerisinde devlet ve millet arasındaki ilişkide bir uyum tesis ederek toplum da denge oluşmasına katkıda bulunmaktadır. Gelirin tabana yayılmasını sağlayarak fırsat eşitliği sağlamaktadır.

Öncelikle burada şunu belirtmek gerekir ki; vakfın önceliği kar elde etmek değildir. Ama vakfiye şartlarını sağlamak için; akara11 ihtiyacı olduğu bilinen bir geçekliktir. Bu yüzden vakıf mallarını değerini artırmak iktisadi açıdan değerlendirilmesi verimliliğin esas alınması gerekir. Ne kadar akar o kadar halka hizmettir. Bilindiği üzere Osmanlı ekonomisinin yönlendiren en büyük itici güç vakıf olmuştur. Vakıflar sosyal adaletin fırsat eşitliğinin, dengeli servet ve gelir dağılımının gerçekleşmesinde etkisi büyük bir organizasyondur.

İşletmenin verimli çalışabilmesi için modern işletme teknikleri kullanarak verimliliğin artırılması gerekmektedir. Burada öncelikle çeşitli analiz teknikleri ile işletmenin standartları saptanmalı sürekli geliştirme sürekli iyileştirme felsefesi doğrultusunda çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Bizim medeniyet ve kültürümüz bunu gerektirir. Kurulan vakıflar çok yönlü olarak kamu hizmetinde yer almalıdır. Osmanlı Devleti örneğinde olduğu gibi. Günümüzde devletin üstlendiği fonksiyonlarda değişmeler meydana gelmiş ve sosyal devlet kavramı ortaya çıkmıştır. Günümüzün sosyal devleti ise insanlar arasında görülen ve etkileri hissedilen eşitsizlikleri gidermek için vakıf bilincinin geliştirilmesi gerekmektedir. Vakıfların kurulması ve bu vakıfların belli bir akara kavuşması ile ekonominin içindeki rollerinde vakıflar da yerlerini alırlar.

Vakıflar genel olarak ekonomide milli servetin dağılımına, istihdam artışına ve kaynakların rasyonel kullanımına tesir ederek dengeli kalkınmanın gelişmesini sağlamaları yanında, alt yapının gelişmesini sağlayarak hızlı kalkınmaya, sosyal yapıyı iyileştirerek gelişme sürecine, sağlık, eğitim, bayındırlık, şehircilik ve benzeri sahalarda yatırımlara katılmak suretiyle ülkenin her alanda güçlenmesine tesir etmektedir. Bugün vakıflar, marjinal faydanın, milli ekonomide tüketimden sağlanan toplam faydanın ve toplam tatmin duygusunun artmasını sağlamaktadır.

Bilindiği üzere, Cumhuriyet öncesi, Dış güvenlik, İçişleri ve Adalet hizmeti dışında, dini, şehircilik, altyapı, çevre, sağlık, eğitim, kültür ve sosyal alanlardaki tüm hizmetler vakıflar tarafından yürütülmekteydi. Günümüzde, vakıflar eğitim, kültür, sağlık ve

11

Akar: Bina arazi bağ ve bahçe gibi başka yere nakli mümkün olmayan maldır. Bu nevi mala gayr_ı menkul denir. Asıl akar arsa ve araziden ibarettir. Bina ve ağaçların akarda dâhil olması, üzerinde bulundukları yerin mütemmim cüzü olmak itibariyledir. Halk akar lafzını kira getiren gayr-i menkulde kullanmaktadır. Mesken olarak intifa olunan, bina ve meyvesinden şahsen istifade edilen bağ ve bahçelere akar denmektedir. Bu mana örfteki kullanım itibarıyladır.

çevre alanlarında verdikleri hizmetler yanında ekonomik gelişmelerin sağlanmasında da önemli hizmetler vermektedirler