• Sonuç bulunamadı

Yoksullaştıran Büyüme (Immiserizing Growth)

3. ARAŞTIRMANIN BULGULARI ve TARTIŞMA

3.1. Uluslararası Ticaretle ve Yoksullaştıran Büyümeyle İlgili Teori ve Kuramlar

3.1.6. Ekonomik büyüme ve dış ticaret

3.1.6.4. Yoksullaştıran Büyüme (Immiserizing Growth)

Bazı analizciler göreli olarak daha fakir ülkelerdeki büyümenin gerçekte onların aleyhine sonuç vereceğini öne sürmüşlerdir. Fakir ülkelerin ihracat-sapmalı büyümesinin, bu ülkelerin ticaret hadlerini, hiç büyümeselerdi sahip olacakları durumdan daha da kötü bir duruma gelmelerine yol açacak kadar bozacağını iddia etmişlerdir. Bu durum iktisatçılar arasında yoksullaştıran büyüme (immiserizing

growth) durumu diye bilinmektedir (Krugman ve Obstfeld, 1997:12).

Bir çok iktisadi düşünür, dış ticaretteki serbestleşmenin iktisadi büyümeyi olumlu yönde etkilediğini ileri sürmektedir. Buna gerekçe olarak, dış ticarette üretimin rekabete açılmasının verimliliği artırdığı ve ithal edilen teknoloji ile büyüme hızının yükseldiği ileri sürülür. Sachs ve Warner’ın çalışması, dış ticaretteki serbestleşmenin iktisadi büyümeyi olumlu yönde etkilediğini destekleyen bulgulara sahiptir. Diğer yandan, 1960’lı yıllardan bu güne dışa açıklık ve ekonomik büyüme ilişkisinin

gösterdiği yüksek korelasyon, ekonomik olduğu kadar siyasi boyutta da Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund (IMF)) ve Dünya Bankası gibi kuruluşlarca liberal ekonomi politikasını destekleyici bir araç olarak kullanılmıştır. Bu ilişkinin geçersizliği ilk olarak 1894 yılında Edgeworth tarafından öne sürülmüş, son olarak da Rodrik ve Rodriguez daha önce yapılan çalışmalara önemli eleştiriler getirmiş ve dış ticaret-iktisadi büyüme ilişkisinin ortaya konulandan daha karmaşık bir yapı taşıdığını ileri sürmüştür (Erk, Ateş v.d., 1999:1).

Ekonomik büyümenin dış ticaret hadlerini bozması nedeniyle ülkenin zarara uğratılmasını ilk gözlemleyen iktisatçı Edgeworth’tır. 1958’de Bhagwati yoksullaştıran büyümenin kuramsal temellerini geliştirmiş ve Edgeworth tarafından ortaya atılan, dış ticaretteki artışın dış ticaret hadleri üzerindeki olumsuz etkisini görünür olarak ortaya koymuştur. Bunu takiben Johnson yaptığı çalışmada, dış ticaret hadlerindeki yükselmenin iktisadi büyüme üzerinde olumsuz etki yaptığını ortaya koymuştur. İzleyen yıllarda Bhagwati, yoksullaştıran büyümenin gerçekte bir bozulmanın sonucu olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda, açık bir ekonomideki bozulma, ticaret hadlerindeki iyileşme ortamında bile mümkün gözükmektedir. Bu argümanın tersine Melvin, yoksullaştıran büyümenin, bozulmanın bulunmadığı bir ortamda dahi ortaya çıkabileceğini iddia etmiştir. Hazari ve Sgro ticarete konu olmayan mallar ve ücret farklılıkları bağlamında yoksullaştıran büyüme konusuna yaklaşmış ve ücret farklılaşmasının bulunduğu bir ortamda, faktör birikiminin refahı yükselttiğini tespit etmişlerdir. Matsuyama yaptığı çalışmada çakışan nesillerin (overlapping generations) yoksullaştıran büyüme üzerindeki etkisini, toplumun yaşlı ve genç kuşaklar arasındaki etkileri bağlamında incelemektedir. Clarete ve Whalley ise, içsel korumanın var olması halinde ve advalorem koruma eş değerinin içsel olarak belirlendiği bir ortamda, yoksullaştıran büyümenin gerçekleşme olasılığını sorgulamaktadır. Son dönemde, yoksullaştıran büyüme konusunda yapılan bir diğer çalışma ise Neary’nin çalışmasıdır. Neary, dış ticaretteki serbestleşme ve ekonomik büyümenin refah etkilerini sorgulamaktadır (Erk, Ateş v.d., 1999:2).

Şekil 7: Yoksullaştıran Büyüme E' E C' U C Y A' A U' B B' X O

Şekil x : Yoksullaştıran Büyüme

Kaynak: Bhagwati, J.N. (1958) “Immiserizing Growth: A Geometric Note”, Review of Economic Studies s. 2.

Şekil 7’de AB ve A'B' sırasıyla büyüme öncesi ve büyüme sonrası üretim olanaklarıeğrileridir. E, C ve U harfleri göreli olarak büyümeden önce sırasıyla, üretim, tüketim ve refah seviyelerini göstermektedir. Büyümeden sonra üretim, tüketim ve refah seviyelerini ise E' ,C' ve U' noktaları göstermektedir. Ticaret hadleri EC’den E'C' durumuna gelmiştir ve kötüleşmiştir ve refah ise U noktasından U' noktasına gerilemiştir. Bu durumu kısaca yoksullaştıran büyüme kavramı ile açıklıyoruz (Bhagwati, 1958: 2).

Yoksullaştıran büyümenin gerçek hayatta pek de sık rastlanmayan bir durum olduğu bazı iktisatçılar tarafından dile getirilmiştir. Ne var ki teori her zaman gerçeği yansıtmasa da en azından bazı ülkeler ve bazı dönemler için gerçek olabilir. Dış ticaret hadleri zaman içinde giderek daha fazla dış ticarete açılmasına karşın bir ülkenin aleyhine gelişebilir. Bu çalışma Türkiye’de 1989 sonrasında böyle bir büyüme oluşmuş mudur onu incelemektedir.

Yoksullaştıran büyümenin bir A ülkesinde söz konusu olabilmesi için altı kritik durum mevcuttur (Başkonuş, 1991:23). Bunlar:

i. Her hangi bir A ülkesinin incelenmesi söz konusu olsun. Bu ülkede gelişme, ihraç malları üretiminde olsun. Bu durumda ihraç malı arzında büyümeye dayalı büyük bir artış olacaktır. Bu ticaret hadlerinde bozulma demektir. İhracat ağırlıklı büyüme çok gerekli olmadığı halde, ihracat sektöründe gelişme dış ticaret hadlerini bozuyor.

ii. A ülkesinin ihraç edilebilir malları için (örneğin çelik) B ülkesinin

ithalat talep esnekliği çok düşük olmalıdır. Yani uluslararası denkliği iyileştirmek için A ülkesinin ticaret hadleri düşmelidir.

iii. A ülkesi dış ticarete çok fazla bağımlı olmalıdır. Yani A ülkesinin çelik

ihracatı, A ülkesinin iç çelik üretiminde çok büyük bir yüzdeye sahip olmalıdır. Bu durum ticaret hadlerindeki bozulmanın uygun zenginlik etkisi için yeterli olduğunu gösterir.

iv. A ülkesinin teknolojik gelişimi nisbeten küçük olmalı. Eğer teknolojik

gelişme çok geniş olursa bu üretim olanakları eğrisini, büyümeden önce oluşan sosyal kayıtsızlık eğrisine değene kadar iter. Ayrıca büyük bir teknolojik gelişme, ticaret hadlerine bakmaksızın A ülkesinin refahını artırır.

v. A ülkesi büyük bir ülke olmalıdır. Serbest ticaret altında büyüyen ülke

eğer dünya pazarında ticaret hadleri üzerinde etkili olabilecek önemdeyse yoksullaştıran büyüme olur. Eğer ülke küçük bir ülkeyse (eğer alıcıysa) ve ticaret hadleri alternatifsiz bir ülkeyse sosyal refah uygun zenginlik etkisi nedeniyle düzelecektir.

vi. A ülkesi optimal bir gümrük politikası peşinde olmalıdır. Eğer optimal

gümrük politikası peşinde olursa, teknolojik gelişim her zaman A ülkesine sosyal refah artışı getirecektir. İster optimal politika peşinde koşmayan bir büyük ülke olsun isterse de optimal gümrük politika şansı sıfır olan küçük bir ülke olsun “dış bozukluklar” mutlaka yoksullaştırma getirecektir. Yine “iç ekonomik bozukluklar” da yoksullaştıran büyümeyi artıracaktır.

Yoksullaştıran büyüme tarım modelleriyle çok benzeşir. Tarımsal ürünün artışı her zaman çiftçinin aleyhine olmuştur. Çünkü tarım ürünlerinin talep esnekliği düşük olduğu için fiyatlar aniden düşer. Artan tarımsal ürün her zaman çiftçi için daha düşük gelir demektir. Tarım kesiminden bu durum rahatlıkla uluslararası ticarete de genişletilebilir (Başkonuş, 1991:24)..