• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3. HAC VE UMRE ORGANİZASYONU DÜZENLEYEN

3.5. Araştırmanın Bulguları ve Değerlendirilmesi

3.5.6. İşletme Dışından Kaynaklanan Sorunlara Yönelik Bulgular

3.5.6.8. Yetki Belgesi Olmadan Hac ve Umre Organizasyonu Düzenleyen

İşletmelere Yönelik Bulgular

Araştırmanın bu bölümünde Yetki belgesi olmadan hac ve umre organizasyonu düzenleyen işletmelere dair katılımcıların görüşleri alınmış, Alınan cevaplar Tablo 18’de belirtilmiştir.

Tablo 18. Yetki Belgesi Olmadan Hac ve Umre Organizasyonu Düzenleyen İşletmeler YETKİ BELGESİ OLMAYAN İŞLETMELER KATILIMCI SAYISI

Şikâyetçiyim

Şikâyetçi Değilim

15 -

Hac ve umre organizasyonu sadece Tursab belgeli, Resmi seyahat acentaları tarafından yapılmamaktadır. Bu işi yetki belgesi olmadan düzenleyen kişi ve firmalar olmakla birlikte, işletmelerde potansiyel müşterilere aracılık yapan kişilerde mevcuttur. Konu ile ilgili işletmelerin tümü durumdan şikâyetçidir. İşletmelerin görüşleri şu şekildedir:

Katılımcı 1; Yetki belgesi olmadan hac ve umre düzenleyen kişiler sektörde çok fazladır. Bunu ancak denetimle önleyebilirsiniz.

Katılımcı 2; Sahte acentalar için denetimlerin fazla olması gereklidir. Özellikle hac döneminde kura vardır. 5–6 yıl kurası çıkmamış insanlar vardır. Bu insanlara sizin kuranız çıkmadan da sizi götürebiliriz vaatleri ile yıllarca biriktirdikleri paralarını alıp bir daha ortalarda görünmeyebiliyorlar. Tüketicilerde bilinçli olmalı ve kurumsal, sektör tarafından bilinen işletmelere müracaat etmelidir. Herhangi bir mağduriyet yaşadıklarında haklarını arayabilecek hukuksal dayanaklarının olması gereklidir.

Sektörde öyle insanlar var ki kendisine kartvizit bastırıp insanlara ben sizi hacca götüreceğim diyor ve insanlarda bunlara inanıyor. Kayıt yaptırdıklarında mağduriyetlerini giderebilecekleri bir birim olamaz bu tür durumlarda.

Katılımcı 3; Her sene bu işletmeler boy boy çıkıyor. Yapamayacakları sözlerin vaatlerini veriyorlar. Bu şekilde özellikle kırsal kesimdeki kişiler daha çabuk kandırılıyor. Hatta bazılarının ellerinden paralarını alıyorlar. Böyle bir tutum yüzünden

şirket yerine diyanetin ekmeğine yağ sürülüyor. Özel işletmelerin kötü imaja sahip olması Diyanet İşleri Başkanlığının kalite ve güvencelerini arttırmasına sebep oluyor.

Katılımcı 4; İşi bilen de bilmeyen de bu işi yapmak istiyor. Yeterli sermayesi var ama yeterli donanıma ve iş gücüne sahip değil. Müşteri kaçırmayayım diye düşük fiyattan teklif veriyorlar. O fiyatlarda da işi yapmak mümkün olmadığından aynı kaçak yapılan inşaatların ufacık bir depremde yıkılması gibi, bu tür işletmelerin de küçük bir sorunda yıkımı oluyor. Piyasan silinip gidiyor. Bunların hem bize hem de hacı adaylarına zararı oluyor.

Katılımcı 5; Korsanlar büyük yerlerde olur. Küçük yerlerde olamaz böyle bir durum. Vatandaşın bilmesi gerekli. Biz bu işi 15 seneden beri yapıyoruz, herkes bizi bilir.

İnsanları bir kere kandırırsın ama ikincisinde nasıl onların yüzüne bakacaksın? Bu iş inanç işi. İnsanların onca yıllık emekleri var bu işte.

Katılımcı 6; Ben işi çantacılık açısından değerlendiriyorum. Şimdi sizin oturduğunuz yerden bir işletme sahibi olarak 100 tane hacı ve umreci bulmanız mümkün değil. Ama bu çantacı denilen kişiler size geliyor ve elimde 100 hacı adayı var. Bunlardan kazanacağın paranın yarısını bana vereceksin diyor. Bu 100 kişiden 12 bin TL elde ediliyorsa, 6 bin’i çantacının, 6 bin’i de işletmenin oluyor. Ben de kazanıyorum. Bu sizce kötü mü? Hem o para kazanıyor hem de ben kazanıyorum.

Katılımcı 7; Devlet sahte yapılan işlerin üstüne gitmeli. En ağır maddi ve manevi cezalar vererek caydırıcı olmalıdır. Kanunlarda bir eksiklik var. Dolandıran, kötü

yapanların yanında yer alıyor. Türk ceza kanunları bu konuda sıkı olması gereklidir. Bunu yapan kişi buna cesaret edememeli.

Katılımcı 8; Bu işi yapan kişilerin finansı yok. Çantacı lakabı ile adlandırdığımız bazı kişiler, sahip olduğu ün ve bilinirlik ile insanları inandırıyor. O kişiler insanları dolandırıp kandırabiliyorlar. Bu da öncelikle tüketicilere sonrasında bizlere zararlı olabiliyor.

Katılımcı 9; Korsanlar bizim mali giderlerimizin hiç birini vermekle yükümlü değil. Bizim sigortamız var, KDV vergimiz var. İşletmeyi ilk açtığımız andan itibaren 4,5 bin liralık masrafla başlıyoruz zaten korsanlar, bizim sıfır karla 100 liraya yaptığımız turu onlar 70–80 liraya yapıyor. Devlet kontrol yapsın. Sahte hac ve umre organizasyonu düzenleyen kişilerin takip edilmesi gerekli. Her ilde var bu kişilerden ama caydırabilecek kanun yok ki. Kınama cezası veriliyor. İş yerini kapatma cezası veriliyor. Bu onların varlığını köreltmiyor. Aksine daha da büyük yıkımlara sebep oluyor.

Katılımcı 10; Sahtecilik ancak denetimle önlenebilir. Turizm Bakanlığı, Tursab bunları takip edecek veya bizim aramızda bir seyahat komisyonu kurulabilir veya Bir birlik oluşturulabilir. Ama işin de şu tarafından bakarsam bu işi organize eden kişiler eski din görevlileri veya hala bu işte çalışan din adamları. Çok eski bir tanıdığın kişi, yaşını başını almış. Bu işi yapmaz diyorsun ama yapıyor.

Katılımcı 11; Korsanlar çok zarara uğratıyor bizleri. Başkanlık için çok da iyi oluyor, özel şirketlere yönelik kötü bir imaj oluşturularak, müşterinin güvenli olan devlete yönelmelerini sağlıyorlar. Sahtecilik yine devlete yarıyor.

Katılımcı 12; Ben merkeze bağlı bir acenteyim. 5,10 kişi toplamak için çalışanlarım burada sabahtan akşama kadar uğraşıyorlar. Ama emekli bir din görevlisi veya bir cemaat sorumlusu etrafındaki ona bağlı olan, saygı duyan kişileri toplayarak acentelere götürüyor, elinde bir çanta içinde bu kişilerin evrakları, paraları. Acenta, acenta gezip fiyat alıyor. Bu küçük işletmelerin sonu oluyor. Ama bunu yaratan büyük işletmeler, bunlarla pazarlık yapan acentalar.

Katılımcı 13; Diyanet İşleri Başkanlığından emekli olmuş imamlar kapı kapı dolaşıp hacı ve umreci topluyor, eğer biraz da çevresi geniş biriyse insanlar bu kişilere güveniyor. Sonra bu kişiler için acentalarla anlaşıyor ve bu kişiye en fazla komisyonu veren acenta ile anlaşıyor. Yüklü paralar kazanıyorlar. Kendi maaşlarının 8–9 katı parayı alıyorlar. Biz istesek de bulamıyoruz. Yasal mı değil tabii ki, ama bunu hemen hemen tüm acentalar yapıyor

Katılımcı 14; Sektör içinden çıkılamaz bir hal aldı. İnanç turizmi olarak yapılan bir ticarethane mantığı ile en fazla parayı alırım, müşteri bir daha hacıya gitmeyecek nasılsa gözü ile bakılıyor. Bu insanlar köyden, kasabadan gelip, yıllarca dişinden tırnağından arttırdığı parayı getiriyor size veriyor. Size duyduğu büyük bir inanç ve güven duygusu hâkim burada. Bunu tamamıyla ticari amaç için yapmanız insanlığa sığmaz.

Katılımcı 15; Ben merkeze bağlı bir acenteyim. Benim bağlı olduğum acente de çantacılar ile çalışıyor. Bu durumun devlet ile bir alakası yok. Özel işletmelerin işine geliyor o yüzden devam ediyor bu.

3.5.6.9. Diyanet İşleri Başkanlığının Hac ve Umre Organizasyonu Düzenlemesine