• Sonuç bulunamadı

B) İslam Hukukunda Çocukların Şahsı ile İlgili Koruyucu Tedbirler

2- Yetimlerin Velayet ve Vesayeti

Daha önce de zikredildiği üzere, velayet, mahcurun (yetimin) evlenmesi, eğitim ve terbiye gibi medeni işlerindeki tasarruf temsilciliği, vesayet ise daha çok mahcurun (yetimin) mali konulardaki tasarruf temsilciliğini ifade etmek için kullanılmaktadır.293

Bununla birlikte velayet kelimesi vesayet yerine de kullanılmakta ve el velaye ale’n-nefs dendiğinde velayet manasına, el velayet ale’l-mal dendiğinde ise vesayet manasına gelmektedir. Velayet-i amme hâkimin temsilciliği, velayet-i hassa ise hâkimin dışında kalan kimselerin temsilciliğidir.294

Velayet ve vesayetin daha önce saymış olduğumuz şartları burada da aynen geçerlidir.

Vasilerin çocuğun malından yaralanmak hususunda son derece hassas davranmaları gerekmektedir. Yalnızca baba ve dede zengin bile olsalar çocuğun malından faydalanabilirler. Ancak baba ve dede dışındaki zengin olan diğer vasiler, özellikle de vesayetleri altındaki çocuk yetim bir çocuk ise, ellerinde bulunan malın tasarrufunda çok daha hassas davranmaları gerekir. Zira yetim malı yemek şiddetli bir şekilde yasaklanmış, ayet ve hadislerle yetim malı yiyenlerin korkunç akıbetleri haber verilmiştir.

Kura’n-ı Kerimde, yetimlerin mallarını korumasını emreden ayetlerde çok sert ifadeler kullanılmıştır. Ancak yetimlerin mallarını faydalı ve iyi bir şekilde işletilmesi ve iyi bir hale getirilmesinde herhangi bir sakınca görülmediği bunun iyi bir iş olduğuna vurgu yapılarak teşvik de edilmiştir. Nitekim;

ُهَّدُشَأ َغُلْ بَ ي ىَّتَح ُنَسْحَأ َيِه يِتَّلاِب َّلَِإ ِميِتَيْلا َلاَم اوُبَرْقَ ت َلََو ...

“Yetimin malına, rüştüne erişinceye kadar en iyi şekil hariç

yaklaşmayın…”295

ayeti de aslında bunu ifade etmektedir.

292

Mevdudi, I, 333.

293

Serahsi, el-Mebsut, IV, 222; Çeker, Çocuk ve Hakları, s, 110.

294

Erdoğan, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, s, 602.

295

80

Hz. Peygamber’den (a.s.) nakledilen şu hadis de bu konunun anlaşılması açısından son derce önemlidir. Bir adam Hz. Peygamber’e (a.s.) gelerek: “Ya Rasulallah! Benim malım yok. (himayemde) yetimler var”, diyerek o maldan faydalanıp faydalanamayacağını öğrenmek istemiş, bunun üzerine Hz. Peygamber:

“İsraf etmeden, saçıp savurmadan, ondan sermaye edinmeden ve kendi malını onun malına karıştırmadan yetimin malından ye.”296

Diye buyurmuştur. Yine vasinin emeği karşılığı yetimin malından yiyebileceğini gösteren diğer bir rivayet de Abdullah b. Abbas’tan nakledilmiş olan şu hadisedir: İbn Abbas’a bir adam gelir ve himayemde malları olan yetimler var diyerek, o mallardan yemek için izin istediğini bildirir. Bunu üzerine aralarında şöyle bir diyalog geçer.

İbn Abbas sorar:

—Hayvanlarının uyuzunu sen katranlamıyor musun? —Evet.

—Kaybolan olan hayvanları sen aramıyor musun? —Evet.

—Su yalaklarını (bakımını) sen yapmıyor musun? —Evet.

—Hayvanlar geldiği zaman sen çaba sarf etmiyor musun? —Evet.

—Öyleyse tamamen kesmeyecek ve yavruya zarar vermeyecek şekilde sütlerinden iç.297

Görüldüğü gibi yetimin malının ancak iki durumda yenebileceği ortaya çıkmaktadır:

1. Vasinin ihtiyaç sahibi olması,

2. Yetimin malını koruması karşılığı ücret olarak.

Ancak Fakir vasinin, yetimin malında faydalandığı kısım ise, emeğinin ücreti niteliğinde olup, fazlasının haram olduğu belirtilmektedir.298 Kura’n-ı Kerimin

296

Ebu Davud, “Vesaya”, 8; Nesai, “Vesaya”, 11; İbn Mace, “Vesaya”, 9.

297

Cessas, Ahkamü l-Kur’an, II, 359.

298

81

vasilere tavsiyesi ise, yetimlerle ilgili konularda kendilerinin de ölüp arkada korumaya muhtaç çocuklar bıraktıklarında, onlara nasıl davranılmasını isterlerse onlara öyle hareket etmeleridir. Ayeti kerimede yetimlerin mallarına nasıl yaklaşılacağı konusunda günümüz tabiriyle adeta empati yapılması istenilmektedir. Şöyle ki;

اوُلوُقَ يْلَو َهَّللا اوُقَّ تَيْلَ ف ْمِهْيَلَع اوُفاَخ اًفاَعَِ ًةَّيِّرُذ ْمِهِفْلَخ ْنِم اوُكَرَ ت ْوَل َنيِذَّلا َشْخَيْلَو

يِدَس ًلَْوَ ق

اًد

.

“Geriye eli ermez, gücü yetmez çocuk bıraktıklarında (halleri ne olur) diye korkacak olanlar (yetimlere haksızlık etmekten) korkup titresinler. Allah’tan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler” 299

şeklinde buyrulmuştur.

Görüldüğü gibi bu ayeti kerimede, yetimlere yapılan muamelenin aynı şekilde kendilerine ya da kendi çocuklarına yapılması halinde nasıl bir vaziyet almış olacaklarını düşünerek hareket etmeleri istenmekte ve bu şekilde çok etkileyici bir dille insanların yetimlere karşı davranışlarında daha hassas ve titiz davranmaları gerektiği ifade edilmektedir. Yine bu ayet-i kerimede bu uyarıyla da yetinilmemekte bununla beraber Allah korkusu da hatırlatılmaktadır. Zira Allah korkusunun olmadığı bir yerde hiçbir şeyden emin olunamadığı gibi bu konun da garantisi yoktur.300

Yine hem bireyin yetişmesinde hem de konumuz olan çocuk istismarının önlenmesinde sağlıklı iletişimin son derce önemli bir şey olduğu, gerek herkes tarafından kabul edilen bir konu olması açısından gerekse daha önce açıklanmış olan istismar sebeplerinden biri olması açısından bu metot, kanaatimizce çok büyük önem arz etmektedir.

Empati meselesini özellikle de yetimler açısından değerlendirecek olursak, yetimleri hem anlamak hem de yetimlerle sağlıklı bir iletişim kurabilmek için ve onların gerek mallarını gerekse namus ve canlarını en iyi şekilde koruyup

299

Nisa, 4 / 9.

300

82

gözetmeleri ve istismara meydan vermemek için son derece dikkatli davranacakları bunun sayesinde sağlanmış olur.301

Kura’n-ı Kerimde olduğu gibi hadislerde de yetim, kimsesiz ve korunmaya muhtaç olanların korunup gözetilmesi özellikle de aile içerisinde aileden bir çocukmuş gibi şefkat, merhamet, sevgi ve ilgiyle muamele edilmesi istenmiştir.

Nitekim Hz. Peygamber (a.s.) bir hadisi şeriflerinde bu konuyla ilgili şöyle buyurmaktadırlar: “Ben ve yetime bakan kişi şöyle (iki parmaklarıyla göstererek) yan yanayız.”302

“Müslümanlar arasında en hayırlı ev, içerisinde yetim olan ve yetime de en iyi davranılan evdir.”303

“Kim Müslümanlar arasında bir yetimi (evine alıp) kendi yediklerinden yedirir, kendi içtiklerinde içirirse af edilmesi mümkün olmayan bir günah (şirk) işlemediği müddetçe Allah onu mutlaka cennete kor.”304 Buyrularak yetim ve güçsüz insanların korunup gözetilmesi teşvik edilmiştir.