• Sonuç bulunamadı

1. YEREL YÖNETİM, YEREL DEMOKRASİ, YEREL SİYASET VE BÜYÜKŞEHİR

2.1. Temsil ve Katılım

2.1.2. Yerel Yönetimlerde Katılım

Katılım, yerel yönetimler açısından çok önemli bir olgudur. Kaypak’a (2011: 134) göre, yerel demokrasinin oluşması ve sürekliliği için katılım en önemli unsurların başında gelir. Halkın katılımının en üst seviyede sağlandığı yer yerel yönetimlerdir. Gelişmiş ülkelerde, bir kentte katılım düzeyinin yüksekliği o kentin demokrasi düzeyi ile özdeştir.

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı yerel yönetimlerde katılımın önemine vurgu yapmıştır. Şartın özsözünde, vatandaşların kamu işlerinin sevk ve idaresine katılma hakkının Avrupa Konseyine üye devletlerin tümünün paylaştığı demokratik ilkelerden biri olduğu vurgusu yapılmış, üçüncü maddede vatandaşlardan oluşan meclislere, referandumlara veya vatandaşların doğrudan katılımına olanak veren yöntemlere başvurmasının engellenemeyeceği belirtilmiştir.

Demokratik bir toplumda siyasal katılım yöntemleri her zaman açık konumda bulunmalıdır. Böylece vatandaş ciddiye alınmış olur. Klasik katılma yöntemleri denildiğinde ilk ve en önemli olanı seçimlerle katılım yöntemidir. Seçimler halkın kendi oyları ile kendi temsilcilerini belirlemesinin en hızlı ve kolay yoludur. Yerel karar organlarının belde sakinleri tarafından seçilmesi anayasa tarafından güvence altına alınmış bir haktır. Seçimlerle katılımın diğer bir adı oy kullanma yöntemi ile katılımdır (Çukurçayır, 2012: 138).

Güçlü bir yerel demokrasi için yerel yönetimlerin karar organlarının seçmenler tarafından seçilmesi tek başına yeterli değildir. Seçimle iş başına gelmiş bu organlar karar alma noktasında da bağımsız davranabilmelidirler. Bunun sağlanması sürecinde de halkın katılımı çok önemlidir. Katılımın sağlanması için katılım yollarının hem yasal hem de psikolojik kanallardan açık olması gerekir. Katılım artık günümüzde önemini artırmıştır.

Çünkü demokrasinin temsili niteliği katılımcılığa kaymaktadır (Görmez, 1997: 72).

Yalçındağ da (1977: 50-52) yerel demokrasinin iyi işlemesi için katılımcı toplumun önemini vurgulamıştır. Halkın sürekli katılımının önemini belirtmiştir. Sadece seçim vakti oyunu kullanan halk katılımı tam olarak gerçekleştirmiş sayılmaz. Yerel halkın katılımı sadece oy kullanmaktan ibaret olmamalıdır. Halk kente ve kent yönetimine sahip çıkmalı, hizmetlerin yapılamasını denetlemeli, yapılamayan hizmetlerin gerçekleşmesi için de gönüllü katılımda bulunmalıdır.

Oy kullanma yoluyla katılım halkın ihtiyaçlarının istenildiği şekilde karşılanması noktasında yetersiz kalmaktadır. Sadece seçimden seçime bir denetim mekanizmasının var olması ve seçimle yerel meclislere katılımın sınırlı sayıda olmasından dolayı yerel katılım için halkın denetimini sürekli bir hale getirecek ve halkın kendi yaşam bölgesini ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda şekillendirmesine olanak sağlayacak daha kapsamlı katılım yöntemlerine ihtiyaç vardır (Görün, 2006: 167).

Yerel yönetimlerde halkın katılımının sağlandığı uygulamaların en önemlileri (DPT, 2001: 117-120); halk oylaması, halk toplantıları, meclis toplantılarına katılım, danışma kurulları, kent konseyi ve Yerel Gündem 21, planlama çemberleri, yurttaş kurulları, gelecek atölyeleri, yuvarlak masa toplantıları, kamuoyu yoklamaları ve iletişim demokrasisi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Halk Oylaması: Doğrudan demokrasi olarak da adlandırılan bu uygulama, yerel halkı ilgilendiren konularda daha etkin karar alınmasını sağlamaktadır. Bu katılım yolu ile temsilde eksik kalan noktalar tamamlanmaya çalışılır.

Halk Toplantıları: Yerel yönetimlerin güçlenmesinde önemli yeri olan halk toplantıları, yerel yönetimler tarafından halkı bilgilendirmek amacı ile yapılan, yapılacak faaliyetlerin yerel yöneticiler ve halkla birlikte konuşulup tartışıldığı toplantılardır. Belde de yaşanan sorunların çözümü noktasında bu toplantılar ile halkın fikri büyük önem arz etmektedir.

Türkiye’de özellikle de belediyeler tarafından çok sık kullanılan bu katılım yöntemi “halk günleri” adı ile yapılmaktadır. Belediye başkanları ve belediyenin yönetim kadroları bu toplantılarla halkın sorunlarını dinlemekte ve çözüm önerileri üretmektedir.

Meclis Toplantılarına Katılım: Halk yerel meclislerin yaptığı meclis toplantılarına katılma hakkına sahiptir. Bu katılım sayesinde halk isteklerini ve problemlerini mecliste dile getirebilmektedir. Halkın görüşülen konular hakkında bilgi sahibi olması ve konular hakkındaki düşüncelerini meclise iletebilmesi için önemli bir katılım faaliyetidir.

Danışma Kurulları: Yerel yönetimlerin şehir planlaması, alt yapı, çevre ve sosyal hizmetler gibi önemli konularda kendilerine teknik destek ve yöntem noktasında yardımcı olmaları amaca ile danışma kurullarının oluşturulmasıdır. Bu kurullarda halk temsilcileri,

Kent Konseyleri: Yerel yönetimlerin seçilmiş organlarının gerçekleştirdikleri faaliyetlere halkın katılımını ve denetimini sağlayabilmek için yerel yönetim birimlerinin en alt seviyesi olan mahalleden başlayarak en üst seviyeye kadar yer alan tüm yerel yönetim birimlerinin ve uzmanların, demokratik kitle örgütü temsilcilerinin de katılımı ile kent konseyleri oluşturulmuştur.

Yerel Gündem 21: Brezilyanın Rio Kentinde 1992 yılında Dünya Çevre Örgütü Tarafından Gündem 21 adı ile çevresel ve kentsel değerlerin korunması ile ilgili bir küresel çağrı yapılmıştır. Bu çağrıya göre yapılacak ulusal eylem planlarının temelini yerel eylem planları oluşturmaktadır. Yerel ölçekte hazırlanacak bu eylem planlarını gerçekleştirecek oluşum, gönüllük ilkesi ile örgütlenmiş, sivil bir harekettir. Bağlı bulunduğu resmi bir kurum yoktur. Kent konseyleri, kentte bulunan bütün sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kentin sorunlarına duyarlı tüm halkı da içine alan katılımcı oluşumlardır. Temel amaç katılımcı sürecin hayata geçirilerek kentte yaşayan tüm paydaşların karar alma sürecine dâhil olmalarıdır (Adıgüzel, 2003: 51-52).

Yerel gündem 21’in asıl amacı halkın yerel yönetimlerin karar alma sürecine aktif katılmalarını ve yerel yönetimlerin çalışmalarını denetleyebilmelerini sağlamaktır. Bu önemli amaçlarından dolayı katılım noktasında Yerel Gündem 21 önemli bir yer tutmaktadır (Ceritli ve Güneş, 2010: 526).

Planlama Çemberleri: Planlama çemberleri önemli etkili katılım yönetimlerinden biridir. Bu çemberlerde rastgele örnekleme yöntemi ile seçilen bir grup vatandaşın, günlük hayattan arta kalan vakitlerinde planlama sorunlarının çözümü noktasında işin uzmanlarının da yer aldığı bir gruba katılarak gerçekleştirdikleri çalışmalardır. Bu katılım yöntemi ile amaçlanan alınacak kararların daha başarılı olmasını sağlamaktır.

Yurttaş Kurulları: Yurttaş kurulların içerisinde dezavantajlı (engelliler, kadınlar, yardıma muhtaç çocuklar, yoksullar, vd) gruplar bulunmaktadır. Amaç toplumun çoğu kez dikkate almadığı bu grupların da karar alma sürecine dâhil edilmeleridir. Bir danışma kurulu gibi işlev gören bu kurullar yönetimi etkileme noktasında önemli güce sahiptirler.

Gelecek Atölyeleri: Gelecek ile ilgili sosyal ve çevresel projelerin üretildiği bir yöntemdir. Sosyal sorumluluk ve gençlerle ilgili çalışmalara ağırlık verilmektedir. Bir yönetici başkanlığında oluşturulan atölyelerde düşünceler ortaya konur ve tartışılır.

Böylece demokratikleşme ve sosyalleşme anlamında da gelişim sağlanmış olur.

Yuvarlak Masa Toplantıları: Yuvarlak masa toplantılarında katılımcılar genelde akademisyenler ve sorunun konusuna göre o alanın uzmanlarından oluşur. Çevre sorunları ve daha birçok çeşit konu bu toplantılarda tartışılır. Toplantı sonucu çıkan sonuçlar karar organları ile paylaşılır. Bu yöntemde katılımcı sayısı sınırlı olduğu için seçkinci anlayışın hâkim olduğu bir yöntemdir.

Kamuoyu Yoklamaları: Günümüzde yapılan hizmetlerin memnuniyetinin, etkinliğinin ve verimliliğinin ölçülmesi noktasında anket çalışmaları önemli bir yer tutar.

Bu anketlere halkın katılımı sağlanarak, hizmet kalitesi ve memnuniyetinin ölçümü yapılmış olur.

İletişim Demokrasisi: teknoloji çağının yaşandığı günümüzde teknolojinin imkânları tüm alanlarda kullanılmaktadır. İnternet ve demokrasi arasında da bir etkileşim söz konusudur. İnternet teknolojisi özellikle yerel yönetimlerin yönetim faaliyetlerinde etkin şekilde kullanılmaktadır. Mesela, kentin ulaşım planı, temizlik gün ve saatleri, belediyenin yönetimi ve belediye meclisi ile ilgili bilgiler, kent hakkında genel bilgiler ve daha birçok bilgi halkın erişimine açıktır.

Bütün bu yöntemler ancak halkın katılımı ve tüm paydaşların karar alma sürecine ortak olması ile bir anlam ifade edecektir. Halkın olmadığı bir anlayışla yapılacak yerel yönetim faaliyetinin başarı şansı yok denecek kadar azdır. İnsan unsurunu yerel yönetimin merkezine koyan bir yönetim anlayışı yerel demokrasiye, demokratik ve çağdaş yerel yönetimlerin oluşmasına büyük katkı sağlayacaktır.

Yerel yönetimlerde katılım, yerel halkın ihtiyaçlarını ve problemlerini doğru tespit etmek, bu ihtiyaçların giderilmesi ve problemlerin çözülmesi noktasında doğru yöntemi ortaya koymaktır. Bu katılım faaliyeti gerçekleşirken vatandaşın doğrudan kendisinin işin içinde olması katılımda isteği artıracak böylece de sorunların çözümünde ve hizmet kalitesinde etkinlik ve verimlilik sağlanacaktır (Çevikbaş, 2008: 74).

Keleş’e (1993: 22) göre, yerel katılımın sağlanması için üç önemli ön koşul bulunmaktadır. İlki, katılımı gerçekleştirecek olan yerel halkın bu konu da istekli ve gönüllü olarak hareket etmesi gerekmektedir. Halka rağmen ya da halka karşı hiçbir zaman demokratik bir kurumun varlığını sürdürme şansı yoktur. Halk ilgisiz olursa ya da katılıma zorlanırsa sağlıklı bir katılımın gerçekleşmesi ve fayda sağlanması zordur.

İkinci koşul, halkın katılımını sağlamak ve artırmak için çaba sarf edecek olan siyasal temsilcilerin öncelikle kendilerinin kararlı olması, katlıma gerçekten inanması ve katılımdan yarar sağlayacağını düşünmesi gerekmektedir. Bunu bir örnekle açıklarsak, belediye başkanı, katılıma inanıp katılımı desteklemezse katılım gerçekleşmiş sayılmaz.

Hatta sadece başkan da yetmez. Oluşturduğu yönetim ekibinin de katılım yanlısı olması gerekir.

Üçüncü koşul ise, katılımın tam anlamıyla gerçekleşmesi için, katılımın gerçekleştiği bölgede yaşayan insan sayısı önem arz eder. Çünkü özellikle de nüfusu 1 milyon ve üzeri olan şehirlerde katılımdan istenen verim tam olarak alınamaz. Nüfus ne kadar fazla olursa katılımından faydalanmak o kadar zorlaşır.

Yerel yönetimlerde katılım yerel demokrasi ve yerel halk açısından bir takım faydalar sağlamaktadır. Bu faydalar şu şekilde özetlenmektedir ( Akay, 2016: 4):

 Yerel yönetimlerde katılım, birçok farklı düşünce ve bakış açısının bir araya gelmesini sağlayarak, bu görüşler ışığında birlikte çözüm arayışı bulunarak daha doğru ve farklı çözümler üretilir. Bu sayede alınan kararlar çok daha kaliteli olur.

 Yerel katılım sayesinde, alınan kararlar halkın ortak iradesini de yansıtacağı için kamuoyundan da olumlu tepkiler alacağından uygulama aşamasında zorluk yaşanmaz. Böylece toplumsal uzlaşma sağlanmış olur.

 Yerel katılım ile beraber farklı yapılarda olan yerel halk birbirini daha iyi anlar ve birbirlerinin sorunlarının çözümü noktasında daha duyarlı olur. Böylece birlikte yaşama bilinci ve ruhu gelişir.

 Yerel katılımında, şeffaflık, hesap verilebilirlik, karar alma sürecinin meşruluğunu sağlar. Bu sayede alınan kararlar halk adına alınmış olarak algılanmaktan ziyade kararların ortak alındığı intibaının oluşmasını sağlamaktadır.

 Yerel katılım ile birlikte yerel yöneticiler ile halkın birbirlerine olan güven derecesi artar böylece yerel demokrasinin gelişimine önemli bir katkı sağlanmış olur.

Bütün bu sayılan faydalar, ancak katılım düzeyinin yüksek oluşu ve karar mekanizmalarının sayılan bu önemli faydaları dikkate alarak kararlar alması ile tam anlamıyla gerçekleşmiş olur.

Keleş’e (1993: 21) göre de yerel katılımın sağladığı bazı yararlar vardır. En başta halk hizmetleri benimserken katılım sayesinde kendisinin de işin içinde olduğunu görünce bu hizmetleri daha fazla benimser. Kendine düşen bir görev ya da ödev olursa bunu istekli şekilde yapar. İkincisi, halk karar alma sürecinin içinde olunca kendine olan güveni de artar. Yönetimle ilişkileri daha sıkı olur. Halk isteklerini daha kolay söylerken, yönetimler de anlatmak istediklerinin daha kolay anlatırlar. Karşılıklı bu etkileşim sadece seçimden seçime halka hesap verme olgusunu da yıkmış olur ve sürekli hesap verme anlayışı gelişir.

Katılımın bu faydalarını herkes aynı oranda kabul etmeyebilir. Özellikle planlama ve yönetim fonksiyonlarında hızlı sonuç almayı düşünenler, katılımın bu faydalı yönlerini uzun bir süreç olarak görebilirler. Katılım anlayışının hızlı karar almayı engellediğini ileri sürerler. Ayrıca, bazı yöneticilerin ve siyasilerin yaptıkları işi meşrulaştırmak amacıyla katılımı kullandıklarını iddia edenler de vardır. Son bir eleştiri de, katılım olgusunun gerçek anlamda bir karşılıklı etkileşim sağlamadığını aslında toplumdaki uyuşmazlıkların üstünü örten yapay bir sistem olduğu eleştirisidir. Bu eleştiriyi yapanlar olaya daha çok ideolojik yaklaşanlardır (Keleş, 1993: 22). Çünkü dünyaya ideolojik bakanlar katılımın sağladığı empatiden ve farklı görüşteki insanların katılım sayesinde birbirlerinin sorunlarından haberdar olarak ortak çözüm üretmelerinden rahatsız olmaktadırlar.

Yerel katılımın olumlu ve faydalı yönlerinin yanında eleştirildiği yönleri bulunsa da günümüzde genel kanı olumlu yönde gözükmektedir. Katılımın daha fazla oranda sağlanması için çaba sarf edilmekte ve katılımdan çok daha fazla yararlanmak için çalışılmaktadır.