• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ĐŞLETMELERDE REKABET ARACI OLARAK

2.1. Yenilikçilik ve Yakın Kavramların Tanımlanması

2.1.1. Yenilikçilik

Yenilikçilik (innovation), Latince “innovatus” kelimesinden türemiş olup, “Toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması” anlamına gelmektedir (Elçi, 2006:1). Türkçe literatürde, yenilik, yenilikçilik, yenilenme ve Türk Dil Kurumu (2007) tarafından üretilen “yenileşim” kelimeleri kullanılmaktadır. Elçi (2006:1), literatürde geçen bahse konu Türkçe karşılıklarının, Đngilizce “innovation” kelimesini tam olarak ifade etmekte yeterli olmadığını belirterek, “innovation” kelimesinin karşılığı olarak Türkçe “inovasyon” veya “innovasyon” kelimelerinin kullanılmasını önermektedirler. Ancak yapılan incelemede ülkemizde bu alanda yapılmış akademik çalışmaların büyük bir bölümünde “Yenilikçilik” veya “Yenilik” kelimelerinin kullanıldığı görülmüş ve bu çalışmada da bu kelimelerin kullanılması benimsenmiştir.

Yenilikçiliğin Türkçe karşılığına yönelik bu tartışmaların yanı sıra yenilikçiliğin tanımı ve açıklanması ile ilgili de farklı görüşler bulunmaktadır. Yenilikçiliğin işletmelere önemli avantajlar sağlayabileceği genel kabul görmesine rağmen, her araştırmacı kendisi için önemli bulduğu hususları vurgulayarak bir tanım yapabilmektedir. Bu aşamada literatürde yer alan bir çok yenilikçilik tanımından, farklı bakış açılarını yansıtabileceği ve kavramın daha iyi anlaşılmasını sağlayabileceği değerlendirilenler incelenmiştir.

Zaltman, Duncan ve Holbek (1973) yenilikçiliğin uygulayıcılar tarafından yeni olarak algılanabilecek fikir, ürün veya pratikler olduğunu belirtmişlerdir. Benzer şekilde Erdil ve diğ. (2005:4), yenilikçiliği; yeni fikirlerin, süreçlerin, ürün veya hizmetlerin geliştirilmesi, benimsenmesi ve uygulanması olarak tanımlamışlardır. Robertson ve Yu (2001)’ya göre, bir fikrin yeni olarak algılanması kişinin o fikre karşı reaksiyon göstermesi ile başlar. Eğer fikir kişiye yeni olarak görünüyorsa bu bir yeniliktir (Aktaran:Erdil ve diğ., 2005:4). Knight (1967) yenilikçiliği, organizasyon ve çevresi için yeni kabul edilebilecek bir değişimin benimsenmesi olarak görmüştür. Amabile (1988) ise bir ürün veya sürecin, bağımsız gözlemciler tarafından yenilik olarak değerlendirilmesi durumunda bu ürün veya sürecin yenilikçi olarak kabul edilebileceğini savunmuştur. Van de Ven ve Angle (2000) ise bir grup insan için yenilik olarak değerlendirilebilecek bir düşüncenin, ürünün, sürecin vb., başka bir grup tarafından daha önce geliştirilmiş bir fikrin taklidi olarak görülebileceğini ifade etmişlerdir. Bu tanımlarda iki husus göze çarpmaktadır(Aktaran: Rogers,1995:11-13). Birincisi, yeniliğin ne olduğu (fikir, uygulama, ürün), diğeri ise subjektif olarak yenilikçilik düşüncesi yani bir kişi için yeni olan bir şeyin bir başkası için yeni olmayabileceği düşüncesidir.

Yenilikçilik ile ilgili olarak ilave edilecek bir diğer önemli nokta da yenilikçiliğin kişilere gruplara veya organizasyonlara sağlayacağı yararlardır. Gronhaug ve Kaufman (1988:3)’a göre yenilikçiliğin gerçekleşebilmesi için yararlı olması, daha doğru bir ifade ile yararlı olarak algılanması gerekmektedir. Yararlı olmak; kişilere, gruplara veya organizasyonlara ekonomik çıkar sağlamak anlamına gelmektedir. Van de Ven (1986:593)’de benzer şekilde bir fikrin yararının algılanması ile yenilikçilik sürecinin tamamlanacağını iddia etmiştir.

Coopey ve diğ. (1998:266) yenilikçiliği özellikle “yeni bir şey”in başlangıcı olarak değerlendirilebilecek bir değişim süreci olarak görmüşlerdir. Bu “yeni bir şey”; ürün, hizmet, teknoloji, yatırım uygulamaları veya organizasyondaki idari süreçlerden herhangi bir tanesi olabilir. Ancak her ne olursa olsun organizasyona yararlı bir değişim getireceği iddia edilmiştir.

tamamen yeni ürünler, üretim süreçleri ve hizmetler ortaya çıkarılması ve pazarlanmasıdır. Burada dikkat çeken nokta yenilikçilik için her zaman yeni bir ürüne veya hizmete ihtiyaç duyulmamasıdır. Daha önce farklı bir amaç için üretilen bir ürün, hizmet ya da süreç farklı bir alanda yeniden pazarlanabilirse bu da yenilikçilik olarak değerlendirilebilir. Geçmişte üretilen yarı otomatik çamaşır makinalarının, tam otomatik çamaşır makinaları geliştirildikten sonra kırsal kesimde yayık makinası olarak pazarlanması bu tür bir yenilikçiliğe örnek teşkil etmektedir.

Damanpour (1991:556)’a göre yenilikçilik, organizasyon için yeni kabul edilebilecek bir sistemin, politikanın, programın, sürecin ürünün veya hizmetin satın alınarak veya geliştirilerek uygulanmasıdır. Aynı zamanda yenilikçiliğin işletmenin performansına ve verimliliğine katkı sağlaması gerektiği de ifade edilmiştir. Bu tanımlarda iki temel noktanın ön plana çıktığı görülmektedir. Birincisi, yenilik fikrini içermesi, ikincisi ise yenilikçiliğin yararlı bir değişim sağlamayı amaçladığıdır.

Yenilikçilikle yakından ilgilenen yazarlardan biri olan Drucker (1985:30-32) yeniliği "bir örgütte birlikte çalışan farklı bilgi ve yetenekteki insanları verimli hale getirmek için onlara ilk defa olanak sağlayan yararlı bilgi" şeklinde tanımlamıştır. O'na göre yenilikçilik, girişimciliğin özel bir aracıdır ve refah oluşturmak için yeni bir kapasite meydana getiren kaynakları bahşeden bir eylemdir. Yenilikçilik bir bilim veya teknoloji değil, bir değerdir. Yenilikçilik örgüt dışını hesaba katmaksızın örgüt içinde meydana gelen olaylar değildir. Yenilikçiliğin ölçüsü çevre üzerindeki etkinliğindedir. Bu yüzden bir işletmede yenilikçilik daima pazar odaklıdır. Yani örgüt içersindeki yeni bir uygulama eğer ticari hale getirilebilirse yenilikçilik bir anlam ifade edecektir.

Ekonomist Shumpeter’e göre yenilikçilik süreci; ticari olarak uygulanabilir fikirlerin, girişimciler tarafından toplanarak ürüne dönüştürülmesi olarak ifade edilmiştir (Aktaran: Roberts, 1998:3-4). Haeffner (1973:19)’de, yenilikçiliği, yeni endüstriyel ürün veya süreçlerin bulunması, geliştirilmesi ve pazarlanması olarak ifade etmiştir. Barker (2001:22) yenilikçiliği müşteri tatminine yönelik yeni kaynaklar yaratmak olarak tanımlamıştır.

örgütün, çıktı, yapı veya süreçlerinde yapılan bir değişim aracı" şeklinde tanımlamıştır. Buckler ise yenilikçiliği; işletmenin çevrede meydana gelen değişimlere uyum sağlayabilmesi için örgüt kültürüne değer yaratma olarak ifade etmiştir (Aktaran:Ahmed,1998:30-31). Çevrenin sürekli değiştiği ortamda organizasyonun bu değişime ayak uydurabilmesi için yenilikçiliğe ihtiyaç duymaktadır. Bazı işletmelerin yenilikçilik kapasitelerini üst düzeylere taşıyarak sadece çevreye uymakla yetinmeyip, çevredeki bu değişimi yönlendirebildikleri de görülebilmektedir. Bugünün iş dünyasında yenilikçilik, bir kerelik değil tekrarlanabilir, sistemleştirilebilir ve şirketlerin yapısına yerleştirilebilir bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır(Zerenler ve diğ., 2007:659).

Kuczmarski yenilikçiliği, "'işletmelere, mevcut zamanın ötesini görebilme ve bir gelecek vizyonu oluşturma olanağı veren yaygın bir tutum'' şeklinde tanımlamıştır. Ayrıca yenilikçilik, bir hissetme, duygusal bir durum ve mevcut zamanın ötesini görebilmeyi sağlayan bir değerler dizisidir. O'na göre yenilikçilik rekabet avantajı elde etmede anahtar bir faktördür. 3M, Apple, ve Kellogg gibi firmalar ünlerini yenilikçilik sayesinde elde etmişlerdir. Bu gibi işletmeler yeniliğe, yan bir uğraşı alanı olarak değil işletme stratejilerinin merkez noktası olarak bakarlar. Kuczmarski'ye göre yenilikçilik sadece yeni bir fikir demek değildir. Yenilikçilik yeni bir fikri, ticarileşen bir ürüne dönüştürme şeklidir. Aynı zamanda, yaratıcı bir beyin fırtınası eylemi de değildir. Yenilikçiliğin oluşturulması bir gecede gerçekleştirilemez. Zaman, sabır ve uzun dönemli bir çalışma gerektirir. Yenilikçiliğin gözlemlenebilen sonuçlarının ortaya çıkması aylar hatta yıllar alabilir. Yenilikçilik bireysel çabalardan çok, takım çalışmasını gerektirir. Özellikle günümüzde her alandaki hızlı, sürekli ve karmaşık gelişmeler bu durumu kaçınılmaz hale getirmiştir (Aktaran: Durna, 2002:6).

West ve Faar (1990:9), yenilikçiliği birey, grup, organizasyon ya da topluma yarar sağlayacak şekilde tasarlanmış, uygulayıcı ve kullanıcılarca yeni olarak tanımlanmış fikir, süreç, ürün ve prosedürlerin değişik şekillerde ortaya konulması ve uygulamaya alınması olarak tanımlamıştır. Benzer şekilde Özçer (2005:13) yenilikçiliği; yeni bir uygulama veya yeni fikirlerin yaygın anlamda kullanılarak pratiğe uygulanması olarak ifade etmiştir.

Kanter’e göre yenilikçilik, yeni bir problem çözme düşüncesinin kullanılmasıdır. Yeniden örgütlenme, yeni bütçeleme sistemlerinin kullanılması, maliyetlerin azaltılması, iletişimin geliştirilmesi, mamullerin takımlar içinde düzenlenmesi gibi uygulamaların hepsi birer yeniliktir. Yenilikçilik; yeni düşünce, süreç, ürün veya hizmetlerin doğuşu, kabulü ve uygulanmasıdır (Aktaran: Đraz, 2005:16).

Yenilikçilik kavram olarak hem bir süreci (yenilemeyi ya da yenilenmeyi) hem de bir sonucu (yeniliği) kapsamaktadır. AB ve OECD literatüründe bir süreç olarak yenilikçilik; bir fikri pazarlanabilir bir ürün veya hizmete, yeni ya da geliştirilmiş bir üretim ya da dağıtım yöntemine, ya da yeni bir toplumsal hizmet yöntemine dönüştürme olarak ifade edilmektedir (Aktaran:Đraz, 2005:78). Burada dikkat çeken husus gerek süreç olarak gerekse sonuç olarak yenilikçiliğin pazarlanabilir olması gerekliliğidir. Tek başına yeni bir fikir, ürün veya süreç pazar koşullarında işletmeye katkı sağlayamıyorsa yenilikçilik gerçekleştirilememiştir.

Bu tanımların incelenmesi sonucunda;

 Yenilikçiliğin farklı bilgi kaynaklarından elde edilen bilgilere dayandırılarak oluşturulan fikirlerin hayata geçirilmesi ile son bulan bir sonucu ifade ettiği söylenebilir. Bu sonuç; kısmen veya tamamen yeni bir ürün veya hizmetin kendisini, ürün veya hizmetin geliştirilme sürecini ya da ürün veya hizmetin kullanım süreçlerinden bir tanesini içermektedir.

 Yenilikçilik için her zaman tamamen yeni bir ürüne veya hizmete ihtiyaç olmadığı, daha önce farklı bir amaç için üretilen bir ürün, hizmet ya da sürecin farklı bir alanda yeniden pazarlanabilmesi durumunda yenilikçilik olarak kabul edilebileceği ifade edilmiştir.

 Yenilikçiliğin sadece organizasyon sınırları içinde gerçekleşen bir süreç olmadığı, tam tersi yenilikçilik sürecinde çevresel koşulların ve pazar ihtiyaçlarının da göz önünde bulundurulması vurgulanmış ve elde edilen sonucun pazarlanabilir olması üzerinde durulmuştur.

 Yenilikçiliğin kişilere, gruplara veya organizasyonlara yarar sağlaması veya yararlı olarak algılanması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca yenilikçilikteki subjektif bakış

açısı vurgulanarak bir grup için yenilik olarak kabul edilebilecek bir sonucun başka bir grup tarafından taklit olarak görülebileceği belirtilmiştir.

 Yenilikçiliğin sürekli ve sistematik bir faaliyet olarak benimsenmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Yenilikçiliğin anlaşılmasına yönelik olarak yapılan inceleme ve açıklamalar çerçevesinde, bu çalışmamızda yenilikçiliği, bir fikrin işletmeye ekonomik değer katabilecek, kısmen veya tamamen yeni ürün, hizmet, iş yapma usulleri, pazarlama ve üretim teknikleri ile benzeri örgütsel süreçlere dönüştürülmesi olarak ele alacağız.