• Sonuç bulunamadı

16 Ekim 1981 tarihinde kapatılan partilerin yeniden açılması 1992 yılında kamuoyunun gündemine gelince ülkücü camiada MHP’nin yeniden açılması tartışmaları başlamıştır. Bu tartışmalar eşliğinde 12 Eylül Darbesi öncesi MHP’de faaliyet göstermiş ancak sonrasında başta ANAP olmak üzere başka partilerde bulunmuş ve 12 Eylül Darbesi sonrası yeni dönemde ülkücü camianın parti çalışmalarında yer almamış bazı isimler MHP’nin yeniden açılmasına müdahil olmaya çalışmışlardır.357 MHP’nin, yeniden açılmasına müdahil olmak isteyenler MHP son GİK üyesi Sadi Somuncuoğlu’nun başını çektiği Agâh Oktay Güney, Cengiz Gökçek ve İhsan Kabadayı gibi isimlerden oluşan bir ekipti. MHP’yi Alparslan Türkeş’in elinden almak ve Türkeş’i saf dışı bırakmak isteyen Somuncuoğlu ve ekibi MHP’nin yeniden açılmasını ve MÇP’den ayrı olarak müstakil bir şekilde devam ettirilmesi istemişlerdir.358 Bu ekibin Alparslan Türkeş’i

saf dışı bırakmak için Dedeman Toplantıları olarak bildiğimiz toplantılarda Alparslan Türkeş’i partiler üstü kılmak süratiyle MÇP yönetimini ele geçirmek istediklerini ancak bu hedeflerini başaramadıklarına daha önce anlatmıştık.359 Bu ekip MHP’nin yeniden açılması tartışmaları ile bu amaçlarını gerçekleştirmek için yeniden harekete geçmişlerdir.

Ülkücü camia bu tartışmalar ile sancılı bir dönem yaşarken MÇP Genel Sekreteri Devlet Bahçeli’nin 19 Eylül 1992 tarihinde Yeni Düşünce gazetesinde “MHP Konusunda Türk Milliyetçilerinin Tavrı Ne Olmalıdır” başlıklı bir yazısı yayınlanmıştır. Devlet Bahçeli yazısında MÇP’nin 12 Eylül öncesi MHP’nin devamı olduğunu ve ülkücü kadroların MÇP’de toplanması gerektiğini belirterek şunları söylemiştir.

“Türk-İslam ülküsünde kaynağını bulan Türk milliyetçiliği davasının tek ve öz siyasi kuruluşu 12 Eylül öncesinde Milliyetçi Hareket Partisidir. Bu

356 Müftüoğlu, a.g.e,102. 357 Nihat, a.g.e, 116. 358 Pekmezci, a.g.e, 173. 359 Bkz. 189 numaralı dipnot.

107

partinin açılması her şeyden evvel bir adaletsizliğin, haksızlığın giderilmesi ve devletin varlığı, milletin birliği ve vatanın bölünmezliği mücadelesinde bir hakkın iadesidir. Bu düşünce ve fikrin 12 Eylül sonrasındaki siyasi kuruluşu ise Milliyetçi Çalışma Partisidir. Çünkü milliyetçi-ülkücü irade 12 Eylül felaketi sonrası yeniden siyasi yapılanma döneminde varlık sebebini sürdürme azim ve kararlılığını bağımsız bir siyasi kuruluş olarak Milliyetçi Çalışma Partisinde ortaya koymuştur. Başka bir ifadeyle milliyetçi ülkücü iradenin bir siyasi aksiyon olarak Milliyetçi Hareket Partisinde tecellisi 12 Eylül sonrasında onun izdüşümü olan Milliyetçi Çalışma Partisi’nde gerçekleşmiştir. ‘‘İki noktadan bir doğru geçer’’ hipotezine uygun bir mantık sürdürüldüğünde ‘‘lider ve fikir’’ gibi iki temel müessese, Milliyetçi Çalışma Partisinde varlığını gösterdiği içindir ki milliyetçi-ülkücü iradenin tercih odağı Milliyetçi Çalışma Partisi olmak gerekir.”360

Bütün bu tartışmalar sürerken 3 Temmuz 1992 tarihinde yürürlüğe giren 3821 sayılı kanunla birlikte 16 Ekim 1981 tarih ve 2533 sayılı siyasî partilerin feshine dair kanun yürürlükten kaldırılmıştır. 3821 sayılı kanun ile 16 Ekim 1981 tarihinde fesih edilen partilerin hayatta kalan son büyük kurultay delegeleri tarafından aynı ad, amblem ve rumuzda tekrar açılabilmesine izin verilmiştir. Fesih edilen partinin son büyük kongre veya kurultay üyelerinin toplantıya çağırmak ve toplantı işlemlerini yürütmek için Çankaya 1 numaralı İlçe Seçim Kurulu tarafından fesih edilen partinin son MKYK veya GİK’in yedek üyeleri hariç hayatta olanları ile bir toplantı yürütme kurulunun oluşturulması kararlaştırılmıştır. Oluşturulan toplantı yürütme kurulunun görevi kurultay için gereken rutin iş ve işlemleri organize etmek ve son kurultay delegelerinin listesini hazırlayıp Çankaya 1 Numaralı İlçe Seçim Kuruluna sunmaktır.361

Fesih edilen partilerin yeniden açılmasına izin verilmesiyle birlikte MHP, Alparslan Türkeş tarafından yeniden açılmış ve “Üç hilalli” parti tabelası sade bir törenle MÇP Genel Merkez binasının giriş katına asılmıştır. Türkeş törende yaptığını konuşmada Genel Başkan sıfatıyla MHP’yi açtığını ve MHP delegelerini toplantıya çağıracağını

360 Yeni Düşünce, Sayı 555, 19 Haziran 1992. 361 Resmi Gazete, Sayı, 21273, 3 Temmuz 1992.

108 belirtmekle birlikte MHP fikriyatının MÇP’de yaşatıldığını ve sağduyulu her delegenin MHP’nin açılmasına ve MÇP’ye katılmasına karar vereceğini söylemiştir.362

İlçe Seçim Kurulu MHP’nin son GİK üyelerinden toplantı yürütme kurulu oluşturmak için toplantıya çağırdığı isimler şunlardır; Alparslan Türkeş, Sadi Somuncuoğlu, Agah Oktay Güney, Necati Gültekin, Nevzat Köseoğlu, Yaşar Okuyan, Avni Çarsancaklı, Mehmet Doğan, Ali Fuat Eyüboğlu, İhsan Kabadayı, Ahmet Er, Osman Albayrak, Turan Koçal, Mehmet Irmak, Faruk Demirtola, Cengiz Gökçek, Ömer Çakıroğlu, Ziya Derya, Mehmet Tahir Şaşmaz, Ali Gürbüz, Mehmet Yusuf Özbaş, Taha Akyol, Ahmet Hamdi Ayan. Bu isimlerden Taha Akyol ve Ahmet Hamdi Ayan hariç hepsi toplantıya iştirak etmişlerdir. Bu isimlerden çoğu Alparslan Türkeş’e muhalif isimlerdi ve Sadi Somuncuoğlu ile birlikte hareket ediyorlardı. Sadi Somuncuoğlu bu isimlere kendisini toplantı yürütme kurulu başkanı seçtirmeyi başarmıştır. Başkan seçilen Sadi Somuncuoğlu daha sonra kamuoyuna kongreyi kendilerinin yapacağına dair açıklamalarda bulunmuştur.363

Sadi Somuncuoğlu ve ekibi kendi çalışmalarını sürdürürken kullandıkları ana argüman MÇP’nin MHP’nin devamı olmadığı ayrı bir parti olduğu ve ayrı bir şeklide yoluna devam etmesi gerektiği olmuştur. Sadi Somuncuoğlu 6 Ekim 1992 tarihinde Tercüman gazetesine verdiği demeçte Türkeş’e ve MÇP yönetimine karşı şu eleştirilerde bulunmuştur.

“Türkiye’nin en güçlü kadrolarına sahipken, bunların küçük bir kısmını

çatısı altında bulundurabilmek, sayıca üstün vasıfça yüksek değerde olan milliyetçi kadroların bir araya gelemeyeceği bir ortam yaratmak. Büyük kısmı siyasetin dışında kalmış olan milliyetçi kadroları, sırf kendileriyle beraber değil diye hain, satılmış, ajan, gibi haksız yakışıksız ve ağır sözlerle itham etmek, suçlamadan asılsız ithamda bulunmadan konuşamaz bir ruh halinde bulunmak. Yüzde 2,9’luk oy oranı ile Türkiye’nin en küçük partisi olmak.”

362 Ortadoğu, Sayı 8341, 23 Temmuz 1992. 363 Müftüoğlu, a.g.e, 116.

109 Somuncuoğlu’nun bu eleştirilene MÇP Genel Sekreteri Devlet Bahçeli şu sözlerle cevap vermiştir. “MÇP’nin oyları 1989 yerel seçimlerinde 4.1’e çıkmıştır.

Hâlihazırda %7 ile 8 arasındadır. Somuncuoğlu ve arkadaşları mücadele azim ve kararlılığından yoksun kişilerdir.”364

Somuncuoğlu ve ekibinin faaliyetleri karşısında Alparslan Türkeş’te MÇP ve MHP’nin birleşmesine yönelik faaliyetlerini arttırmıştır. Ankara’da yemekli bir toplantıda MHP son kurultay delegelerini toplayan Türkeş, burada yaptığı konuşmada “MÇP bütün fikirleriyle, programıyla kadrolarıyla Milliyetçi hareket

partisinin devamı olarak kurulmuş bir siyasi partidir” demiş ve bir takım maksatlı

çevrelerin MÇP ve MHP arasında bir devamlılık ilişkisinin olmadığını ileri sürdüklerini bunların komik iddialar olduğunu belirtmiştir. Toplantıya katılan yaklaşık 450 kişilik MHP son kurultay delegeleri de birlik ve bütünlük için MÇP’ye katılacakları yönünde görüş bildirmiştir.365

MHP’nin açılması konusunda Sadi Somuncuoğlu ve ekibinin MÇP yönetimine karşı izledikleri politikalara MÇP yönetimi de yoğun bir şekilde karşı strateji izlemiştir. Bu konuda MÇP milletvekilleri Rıza Müftüoğlu, Yaşar Erbaz, Muharrem Şemsek, Tuncay Şekercioğlu, Oktay Öztürk, Osman Sevimli, Mustafa Dağcı, Osman Develioğlu, Seyfi Şahin, Musa Erarıcı, Servet Turgut ve Koray Aydın 24 Aralık 1992 tarihinde Mecliste basın toplantısı düzenlemişlerdir. Toplantıda MÇP milletvekilleri, Somuncuoğlu ve ekibine bazı sorular yönelterek şu eleştirileri yapmışlardır.

“MHP’nin devamı olduğunu açıkça ortaya koyup, MÇP’sini kuran ülkücüler aynı zamanda işkencelere ve ihtilalcilere 10 yıldır en büyük cevabı vermeye çalışırken, sizler ihtilalcilerin ve işkencecilerin gölgesinde hayat bulan siyasilere bir ve beraber değil miydiniz? Beraber değildiyseniz 10 yıldır sürdürülen bu kutlu mücadeleye niçin girmediniz?

364 Yalçın, a.g.e, 25.

110

Ya da niçin destek vermediniz? Ve en önemlisiyle hep neden engel teşkil ettiniz?”366

Sadi Somuncuoğlu ve ekibine karşı MÇP milletvekillerince yöneltilen bu eleştiriler bu isimlerin 12 Eylül Darbesi sonrasında MHP’yi ve Alparslan Türkeş’i terk edişlerinin ve ANAP çatısı altına sığınmalarının Ülkücü Hareket’in hafızasında menfi yönde siperlenmiş bir vaka haline geldiğini ve unutulmadığını göstermektedir.