• Sonuç bulunamadı

Yeminden Kaçınma ve Farazî Ġkrar

3.3. YEMĠNDEN KAÇINMA YOLUYLA FARAZÎ ĠKRAR

3.3.2. Yeminden Kaçınma ve Farazî Ġkrar

Sessiz kalmanın ikrar olarak kabul edildiği bir diğer durum taraf yeminidir576 ve bu farazîye HMK m. 229/I‟de düzenlenmiĢtir. “Yemin etmemenin sonuçları” baĢlığını taĢıyan söz konusu hükme göre; “yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve

saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır. Kendisine yemin iade olunan kimse, yemin etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıa ispat edilememiş sayılır”.

Yemin, bizzat taraflarca yerine getirilen bir ispat aracıdır577

. Kendisine yemin teklif edilen tarafın izleyebileceği üç yol vardır; ya yemin etmeyi kabul eder ya yemini karĢı tarafa iade eder ya da yemin etmekten kaçınır.

Yemin teklif edilen kiĢi, duruĢmada hazır ise, yemine konu vakıa kendisine açıklanarak, yemin edip etmeyeceği sorulur; kabul ettiği takdirde yine o duruĢmada kendisine yemin ettirilir578. Ancak söz konusu taraf duruĢmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, örneğin davada bir vekil ile temsil ediliyorsa ya da tahkikat yokluğunda sürdürülüyorsa579, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır (HMK m. 228/I). Yemin için davet edilen kiĢinin, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaması yahut hazır bulunup da yemini iade etmemesi ya da yemini eda etmekten kaçınması halinde yemin konusu vakıaları ikrar etmiĢ sayılacağı (HMK m. 229/I) kiĢiye yemin davetiyesi ile bildirilir (HMK m. 228/II)580. Böyle bir

576

KĠRAZ, s. 174.

577 KURU, KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. III, s. 2484; PEKCANITEZ, ATALAY ve

ÖZEKES, s. 759. YILMAZ, Medeni Yargılama Hukukunda Yemin, s. 166. “Senedi ikrar eden müddeaaleyhe ispat hakkı verildiğine göre, hilafını iddia edip bu iddiasını ispat edemeyen müddeaaleyhin hadiseyi kanunun göstereceği Ģekle göre hasmına bir yemin teklifine hakkı olacağının kabulü de zaruridir” (Yargıtay Ġçtihadı BirleĢtirme Genel Kurulu, E. 1932/30, K. 1933/6 ve T. 12.04.1933).

578 YILMAZ, Medeni Yargılama Hukukunda Yemin, s. 148. 579

KURU, ARSLAN ve YILMAZ, Medeni Usul Hukuku, s. 415.

580 Örneğin, “son ve kesin delil olarak kabulü gerekecek olan ve davalı tarafa gönderilen “yemin

davetiyesinde de „26.499 TL nakit ve kalanını çek vermek suretiyle ödendiği ileri sürülerek bu paranın tahsili istenmektedir‟ ibaresi yer aldığına, davacının talebinin de 26.499 TL‟ye iliĢki bulunmasına göre gönderilen yemin davetiyesine rağmen duruĢmaya gelmeyen davalının, bu ödemeleri kabul etmiĢ

124 sonucun ortaya çıkması için, yemin davetiyesinin kanuna uygun (HMK m. 228) bir Ģekilde düzenlenmesi ve ilgilisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekir581

. Yemin davetiyesinde ayrıca, yemine konu tüm vakıalar da belirtilir582. Eğer, bu taraf çağrıldığı oturuma gelmiĢse, bu durum kiĢinin yemin etmeyi zımnen kabul ettiği anlamına gelir583. DuruĢmaya gelen taraf, yemin etmeyi derhal kabul edebileceği gibi, yemine konu vakıaları öğrendikten sonra yemin edeceğini de bildirebilir584

. Yemin teklifini kabul eden taraf, yemin ettikten sonra mahkeme bu yemini bir bütün olarak kabul eder ve buna göre hüküm tesis eder585

.

KiĢi, yemin etmeyi kabul edebileceği gibi, çağrıldığı oturuma gelmesine rağmen, yemin etmemeyi tercih edebilir. Yemin için çağrıldığı oturumda hazır bulunup da yemini karĢı tarafa iade etmeyen ya da yemin etmekten kaçınan kiĢi de yemin konusu vakıaları ikrar etmiĢ sayılacaktır (HMK m. 229/I). Aynı Ģekilde kiĢinin, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaması durumunda da yeminin konusunu oluĢturan vakıaları ikrar etmiĢ sayılacaktır (HMK m. 229/I).

sayılması gerektiği de kesindir. Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir” (Yargıtay 3. Hukuk

Dairesi, E. 2013/3884, K. 2013/5994 ve T. 09.04.2013).

581

KĠRAZ, s. 176. “Somut olayda davacı yemini karĢı tarafa reddetmediği gibi, sadece müvekkilinin yurtdıĢında olması nedeniyle yemin teklifini kabul etmiyoruz Ģeklindeki açıklamasına dayanarak yazılı hüküm kurmuĢtur. Mahkemece, davalı vekilinden ödediklerini bildirdiği 1000 DM yönünden yasal delilleri sorulmalı ve buna iliĢkin yemin teklif etme hakkı hatırlatıldıktan sonra davacı vekilinin yemini karĢı tarafa reddetmesi halinde bu defa davalı asıl reddedilen yemin davetiyesi tebliğ olunup bunun sonucuna uygun hüküm kurulması gerekirken davanın kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiĢtir” (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, E. 2002/15176, K. 2003/4319 ve T. 10.04.2003).

582

KURU, ARSLAN ve YILMAZ, Medeni Usul Hukuku, s. 415. “Yemin davetiyesine yemin konusu hususların açıkça yazılması gerekir. Usulsüz yemin davetiyesi üzerine, yeminin eda edileceği duruĢmaya gelmeyen davalının iddia olunan vakıaları ikrar etmiĢ sayılması ve buna dayanılarak davanın kabulü cihetine gidilmesi usule aykırıdır” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 1989/1058, K. 1990/1293 ve T. 01.03.1990).

583 KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. III, s. 2526; KURU, ARSLAN ve YILMAZ, Medeni Usul

Hukuku, s. 416.

584 BĠLGE ve ÖNEN, s. 590. 585

KURU, ARSLAN ve YILMAZ, Medeni Usul Hukuku, s. 416. Örneğin, “Davalı davacının ileri sürdüğü olayın doğru olduğunu kabul etmiĢ ve fakat hukuki niteliğinin iddia edildiğinden baĢka olduğunu bildirmiĢ olduğuna göre ortada vasıflı ikrar ya da gerekçeli inkar denilen bir ikrar türü vardır. Bu ikrar bölünemez. Hal böyle olunca paranın ödünç olarak verildiğini davacı ispat etmek durumundadır. Toplanan davacı delilleri ile iddia ispat edilememiĢ, davacının teklif ettiği yemini davalı

125 Yeminden kaçınan kiĢinin, vakıayı ikrar etmiĢ kabul edilmesinin önemli bir sonucu, bu kiĢinin artık yemin etmeyi istemesinin mümkün olmamasıdır586

.

Yemin teklif edilen taraf, duruĢmada yemin etmeyeceğini veya yemini reddetmeyeceğini açık bir Ģekilde bildirirse ya da sorulan sorulara cevap vermeyerek veya sorulan sorular hakkında bilgi sahibi olmadığını bildirerek pasif kalırsa yine yeminden kaçınmıĢ olacaktır587. Susarak, pasif bir davranıĢ sergileyen tarafa, hâkimin, susmanın ikrar beyanı olarak kabul edileceği uyarısını yaptıktan sonra, tarafın yeminden kaçınmıĢ sayılmasına karar vermesi gerekecektir588

.

Ancak, yemin etmesi istenen taraf, uyuĢmazlığa konu vakıanın yemin ile çözülmesinin mümkün olmadığını savunuyorsa; ya da söz konusu vakıayı zaten ispat ettiğini bu yüzden de bu konuda yemin teklif edilemeyeceğini iddia ediyorsa, bu durumda, kiĢinin yeminden kaçındığı sonucuna varılamayacaktır589. Dolayısıyla bu hallerde kiĢinin, yemine konu vakıayı ikrar ettiği de kabul edilemeyecektir. Aynı Ģekilde, kiĢiye yemin teklifini düĢünüp değerlendirmesi için zaman tanımadan, savunmasını almadan, kiĢinin yemine zorlanması halinde, kiĢinin yemin etmemek için direnmesi de yeminden kaçınma olarak değerlendirilmemelidir590.

DuruĢmaya gelen tarafın, yemin teklifi üzerine, yapabileceği bir diğer iĢlem, yemini iade etmek yani yemin etmeyi reddetmektir. Yemin karĢı tarafa iade edilmesi

kabul ve eda ederek borç almadığını bildirmiĢtir” (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, E. 2005/15063, K. 2006/1313 ve T. 07.02.2006).

586

KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. III, s. 2535.

587 KĠRAZ, s. 177.

588 YILMAZ, Medeni Usul Hukukunda Yemin, s. 185; KĠRAZ, s. 177. Örneğin, “davalının davacıdan

600.000.000 TL alacaklı bulunduğu iddiasına karĢı davacı tarafça bu konuda davalıya yapılan yemin teklifinin davalı tarafça kabul edilmediği ve karĢı tarafa reddinin de yapılmadığının anlaĢılmıĢ olmasına göre bu durum HUMK‟nun 347. maddesi uyarınca davalının takas istemine konu bu miktarın davacı tarafından davalıya ödendiğinin ikrar edildiği sonucunu doğurduğundan söz konusu miktarın davacı lehine hüküm altına alınan miktardan düĢülmemesi doğru olup davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiĢtir” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2005/8676, K. 2006/9378 ve T. 28.09.2006).

589 KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. III, s. 2536; YILMAZ, Medeni Yargılama Hukukunda

Yemin, s. 188-189.

590

126 demek, “ben yemin etmiyorum, karşı taraf yemin etsin” demektir591. Yemini iade edebilmek için, ancak yemine konu vakıanın her iki tarafın da kendisinden kaynaklanması yani vakıanın iki taraf için de müĢterek olması592

gerekmektedir593. Çünkü vakıa kendisinden kaynaklanmayan, yani vakıaya iliĢkin bilgi sahibi olmayan kiĢiye yemin teklif edilmesi mümkün değildir (HMK m. 225). Yeminin iade edilmesi, yemine konu vakıanın ikrar edilmiĢ sayılması sonucunu doğurmayacaktır.

Yemin kendisine iade edilen taraf, yemin etmeyi kabul edip yemin ederse, vakıa kesin olarak ispat edilmiĢ olur. Ancak bu kiĢi, yemin etmekten kaçınırsa, yemin konusu vakıaları ikrar etmiĢ sayılacaktır (HMK m. 229/I). Nitekim HMK‟da bu Ģekilde yeminden kaçınma hallerine bağlanan sonuç, yemine konu edilen vakıaların ikrar edilmiĢ kabul edilmesidir594. Bu konuda kanun çok açık bir ifade kullanmıĢ, bu durumda, hâkime takdir yetkisi tanımamıĢtır595. Ġkrar edilmiĢ sayılması sebebiyle, sübuta eren vakıalar bakımından, yeminden kaçınan tarafın, daha sonra yemin etmeyi istemesi veya yemini karĢı tarafa iade etmesi mümkün olmayacaktır596

.

Yemin teklifi ya da yeminin iadesi üzerine yeminden kaçınma halinde, yemine konu edilen vakıalar ikrar edilmiĢ sayılacağından, ikrara konu olamayan vakıalar varsa burada yemin de bir ispat aracı olamayacaktır597

. Nitekim ikrarda olduğu gibi yeminin konusunu da ancak kiĢilerin üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri vakıalar oluĢturacağından, kendiliğinden araĢtırma ilkesinin geçerli olduğu davalarda yemin

591 KURU, ARSLAN ve YILMAZ, Medeni Usul Hukuku, s. 417. 592 KURU, ARSLAN ve YILMAZ, Medeni Usul Hukuku, s. 417. 593

KURU, ARSLAN ve YILMAZ, Medeni Usul Hukuku, s. 417; KĠRAZ, s. 175.

594 KĠRAZ, s. 177. Örneğin, “Kendisine yemin teklif edilen kimse yemin etmez veya yemini karĢı tarafa

reddeylemezse yeminin konusu olan meseleyi ikrar etmiĢ sayılır. Bu durum karĢısında davalı tarafından davacıya teklif edilen yeminin davacı tarafından kabul edilmemiĢ olması nedeniyle, ispat edilemeyen davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır” (Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, E. 2002/933, K. 2002/2671 ve T. 18.03.2002).

595 KĠRAZ, s. 177.

596 KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. III, s. 2538; YILMAZ, Medeni Yargılama Hukukunda

Yemin, s. 188; KĠRAZ, s. 177.

597 KĠRAZ, s. 177. Örneğin, “Yemini ikraren kıyas etmenin imkanını bulamıyorum. Benim Ģu kadar

alacağım var, diyen adam ispat edemez de yemin teklif ederse yemini eda eden adamın 6 liradan baĢka borcum yoktur, diye ettiği yemin ikrar değildir” (Yargıtay Ġçtihadı BirleĢtirme Genel Kurulu, E. 1941/25, K. 1942/7 ve T. 01.04.1942).

127 teklif edilemez (HMK m. 226)598. Bu nedenle, yeminden kaçınma söz konusu olduğunda, farazî ikrar ancak yemin teklif etmenin mümkün olduğu davalarda ortaya çıkabilir599. Ġkrar da yemin gibi kesin delil değeri olan bir ispat aracıdır; dolayısıyla ikrar edilmiĢ sayılma durumunda, vakıa ispat edilmiĢ sayılacak ve hâkimin baĢkaca delil araĢtırmasına da gerek kalmayacaktır600

.

Hâkim, yemin eden kiĢinin beyanını dinleyip tutanağa geçirir; yazılanları yüksek sesle okuyarak yemin eden kiĢiye beyanında ısrar edip etmediğini sorar ve verilen cevabı tutanağa kaydeder (HMK m. 238). Daha sonra da bu tutanağı ilgiliye imzalatır. Yemin eden taraf, yeminli ifadesinde ısrarcı olmadığını söyleyerek tutanağı imza etmekten kaçınabilir601. Ġmzalanmaktan kaçınılan ifade tutanağının nasıl bir anlam taĢıdığı hususunda farklı görüĢler ileri sürülmüĢtür602

.

Esasen, ısrarcı olunmayan ve imzalanmayan ifade tutanağının ne o davada ne de baĢka bir davada herhangi bir hükmü yoktur; HMK‟nın, tarafın ifadesinde ısrar edip etmediğinin sorulmasını istemesinin nedeni, ilgili tarafın yalan yere yemin edip etmediği

598 BĠLGE ve ÖNEN, s. 596; YILMAZ, Medeni Yargılama Hukukunda Yemin, s. 93. 599

KĠRAZ, s. 177.

600 YILMAZ, Medeni Yargılama Hukukunda Yemin, s. 187. “Dava, tapu iptali ve tescil istemine

iliĢkindir. Mahkemece, yemin teklif edilen davalının yemin etmemesinin sonucunun HMK‟nun 229 (HUMK. m. 347) maddesi uyarınca yemin konusu vakıanın ikrarından ibaret olduğu, yemin etmeme nedeniyle tapulu taĢınmazın haricen satımına iliĢkin vakıanın ikrar edilmiĢ olmasının hukuki bir sonucunun olmadığı, ancak davalı kayıt malikinin davayı kabul ettiği kısım yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekir” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, E. 2013/23454, K. 2014/445 ve T. 16.01.2014). “Dava, alacak istemine iliĢkindir. Davacının delil olarak dayandığı C. BaĢsavcılığı‟nın takipsizlik dosyasının incelenmesinde; davalının Cumhuriyet Savcısı huzurunda verdiği ifadesinde, davacıdan 40 gram altın bilezik aldığını ve borcunu halen ödeyemediğini beyan etmiĢtir. Bu beyan ve ikrar kendisini bağlar. Hal böyle olunca mahkemece, hazırlıkta alınan ifadede ikrar olunan 40 gram tutarındaki bileziklerin aynen, olmadığı takdirde dava tarihindeki değerinin Kuyumcular Odasından sorulup, saptanarak bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken davalının ikrarına itibar edilmeksizin, kendiliğinden talimat yoluyla davalıya yemin ettirmek suretiyle talebin tamamının reddine karar verilmiĢ olması usul ve yasaya aykırıdır” (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, E. 2013/2639, K. 2013/10113 ve T. 17.04.2013).

601

KĠRAZ, s. 175.

602 Ġmzalanmayan ifade tutanağının baĢka bir davada mahkeme dıĢı ikrar veya yazılı delil baĢlangıcı olarak

değer taĢıyabileceği Ģeklindeki görüĢ için bkz. BĠLGE ve ÖNEN s. 592; YILMAZ, Medeni Yargılama

Hukukunda Yemin, s. 144; KĠRAZ, s. 176; ifadenin mahkemenin takdir yetkisini etkileyeceği

128 hususunda son kez uyarılması gereğidir603. Nitekim yalan yere yemin etmek suçtur (TCK m. 275).

3.4. BELGE (SENET) ĠBRAZINDAN KAÇINMA YOLUYLA FARAZÎ