• Sonuç bulunamadı

Yargı Yolunu Kapatan Düzenlemenin İptali

B. İdari Yargıda Görülmekte Olan Dava

1. Yargı Yolunu Kapatan Düzenlemenin İptali

Danıştay yargı yoluna başvurulmasını engelleyen kuralın iptali hâlinde Anayasa Mahkemesi iptal kararı ile birlikte yeni bir dava açma süresinin başladığını kabul etmektedir. Anayasa Mahkemesi iptal kararının Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih ise dava açma süresinin başlangıcı olarak belirlenmiştir:

“...334 sayılı Anayasa’nın Yüksek Hâkimler Kurulu Kararlarına karşı yargı yoluna başvurmayı önleyen 1488 sayılı Yasa ile değiştirilen 144. maddesi hükmü, Anayasa Mahkemesinin 27/01/1977 gün ve 1977/4 sayılı kararıyla iptal edilmiş ve davacının dava konusu karara karşı dava açmak hakkı da Anayasa Mahkemesinin iptal kararının Resmî Gazete’de yayımlandığı tarih

443 Boyacıoğlu, s. 208.

444 Danıştay Dava Daireleri Kurulu, E. 1977/573, K. 1973/491, T. 24.11.1978. Danıştay Dava

Daireleri Kurulu E. 1977/578, K. 1973/492, T. 24.11.1978.(Aktaran Yılmaz, s. 119.) Danıştay Dava Daireleri Kurulu, E. 1977/309, K. 1978/125, T. 24.02.1978.(Aktaran Ülgen, s. 101.) Danıştay 10. Dairesi, E. 1965/2325, K. 1965/917. (Aktaran, Altındağ, s. 781.) Danıştay 11. Daire, E. 2012/6798, K. 2013/8526, T. 7.10.2013; Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, E. 2009/901, K. 2010/903, T. 29.4.2010. Danıştay 2. Daire, E. 2011/8872, K. 2011/6709, T. 15.12.2011; Danıştay 2. Daire, E. 2011/3002, K. 2011/2687, T. 22.6.2011. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, E. 2006/231, K. 2006/542, T. 8.6.2006. Danıştay 2. Daire, E. 2004/2513, K. 2004/1601, T. 17.12.2004. (Kazancı, Erişim Tarihi: 15.04.2020)

olan 21/04/1977 tarihinden itibaren doğmuş olduğu cihetle 19/11/1974 gün ve 1974/447-472 sayılı Yüksek Hâkimler Kurulu Genel Kurul kararına karşı 09/09/1977 gününde açılan davada süre aşımı bulunmadığından davalı idarenin süre def’i yerinde görülmemiştir.” 445

Danıştay’ın 2010 yılı anayasa değişiklikleri sonucu yargı yolunu kapatan bazı düzenlemelerin yürürlükten kaldırılması üzerine verdiği kararlar ise yukarıdaki içtihadın terk edildiği izlenimini uyandırmaktadır. Zira bir kuralın Anayasa Mahkemesi tarafından iptali ile kanun koyucu tarafından yürürlükten kaldırılması birbirinden farklı işlemler olmakla birlikte, aralarında doğurdukları hukuki sonuç açısından bir fark yoktur. Bu bağlamda yargılamaya engel kuralın Anayasa Mahkemesi tarafından iptali hâlinde kabul edilen durumun, bu nitelikte bir kuralın kanun koyucu tarafından yürürlükten kaldırması hâlinde de söz konusu olması beklenir.446 Oysa Danıştay, 2010 yılı anayasa değişikliği ile uyarma ve kınama disiplin cezalarına karşı yargı yoluna başvurulmasını engelleyen Anayasa hükmünün yürürlükten kaldırılmasının ardından, yeni bir dava açma süresinin başlayacağını kabul etmemiştir. Danıştay, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının zaman yönünden uygulanmasına ilişkin temel içtihadına benzer şekilde, anayasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihte derdest olan davalarda değişikliği uygularken447 anayasa

445 Danıştay Dava Daireleri Kurulu, E. 1977/573, K. 1973/491, T. 24.11.1978. Aynı yönde; Danıştay

Dava Daireleri Kurulu E. 1977/578, K. 1973/492, T. 24.11.1978. (Aktaran Yılmaz, s. 119.) Danıştay Dava Daireleri Kurulu, E. 1977/309, K. 1978/125, T. 24.02.1978. (Aktaran Ülgen, s. 101.)“6435

sayılı Kanunun, yargı yerlerine müracaat yolunu kapayan 3. maddesi Anayasa Mahkemesince iptal edilmekle dava hakkı doğduğu ve Anayasa’nın 152. maddesindeki (iptal kararları geriye yürümez) hükmü müktesep hakların korunmasına matuf bulunduğundan davacı hakkında yapılan uyuşmazlık konusu emeklilik işleminin Danıştay’ca incelenebileceği...” Danıştay 10. Dairesi, E. 1965/2325, K.

1965/917. (Aktaran, Altındağ, s. 781.)

446 Yılmaz, s. 118, 121; Altındağ, s. 782.

447 “Davanın açıldığı ve temyize konu kararın verildiği tarihte uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu kapalı olmakla birlikte, yukarıda yer verilen Anayasa ve yasa değişiklikleri uyarınca uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu açılmış olup, bu durumda, İdare Mahkemesince yeni

değişikliğinin yürürlüğe girmesinden önce dava açma süresinin sona ermiş olduğu disiplin cezalarına karşı anayasa değişikliğinden sonra açılan davaların, süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğine karar vermiştir.448

Danıştay’ın bu yönde verdiği bir karar, bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi önüne de gelmiş, Anayasa Mahkemesi, Danıştay kararına benzer gerekçelerle, kanunların geriye yürümezliği ilkesine dayanarak başvurunun açıkça dayanaktan yoksunluk sebebiyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.449

Danıştay’ın değişen içtihadı ve Anayasa Mahkemesi’nin bu içtihadı onaylayan gerekçelerine ise katılmak güçtür. İki mahkeme de davacının/başvurucunun talebini, süresinde dava açılmadığı, Anayasa değişikliğinin ise yeni bir dava hakkı sağlamadığı gerekçesiyle reddetmektedir. Oysa anayasa hükmünün yürürlükten kaldırılması ile yeni bir dava açma hakkının doğduğu kabul

oluşan hukuki durum gereği dava konusu kınama cezası hakkında işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekmektedir.” Danıştay 12. Daire E. 2010/129 K. 2013/6210 T. 12.9.2013; Danıştay 12.

Daire, E. 2010/7662, K. 2012/3071, T. 9.5.2012. (Kazancı, Erişim Tarihi: 15.04.2020)

448 “Cezanın kesinleştiği tarihte, uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu kapalı olmakla birlikte, yukarıda yer verilen Anayasa değişikliğinden sonra bu cezalara karşı yargı yolu açılmış olsa da, kanunların metinlerinde belirtilen tarihte yürürlüğe gireceği ve yürürlüğe girmesinden itibaren uygulanacağı yolundaki genel kural da gözetildiğinde, söz konusu disiplin cezasının kesinleşmesinden itibaren, idare mahkemelerinde 60 gün içinde dava açılması gerekirken, davacı tarafından bu süre geçirildikten sonra davanın açıldığı görülmektedir. Bu durumda, yapılan Anayasa değişikliğinin,

değişiklikten önce kesinleşerek dava açma süresi geçen disiplin cezalarına karşı yeni dava açma hakkı vermesine imkân bulunmadığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” Danıştay 12. Daire, E. 2012/1016, K. 2014/902, T. 19.2.2014; Danıştay 12. Daire, E.

2012/1562, K. 2015/5008 T. 6.10.2015. (Kazancı, Erişim Tarihi: 15.04.2020)

449 “Uyarma ve kınama cezalarına yargı yolunu açan yukarıda belirtilen düzenlemeler açısından

ise kanun koyucu takdir yetkisini geçmişe etkili olma yönünde kullanmamıştır. Bu nedenle anılan

düzenlemeler, yürürlüğe girdikleri tarih itibarıyla hüküm ifade etmekte olup bu tarihten önce tesis edilen ve iptali için süresinde dava açılmayan disiplin cezaları yönünden yeni bir başvuru ya da dava

hakkı sağlamamaktadır. (§ 35) Başvurucu, hakkında tesis edilen disiplin cezasına karşı İdari

Yargılama Usulü Kanunu’nda öngörülen süreler geçtikten sonra Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulmak üzere Resmî Gazete’de yayımlanması üzerine iptal davası açmıştır. Anılan davanın karara

bağlandığı tarihte kınama cezalarına yargı yolunu açan Anayasa değişikliği yürürlükte ise de İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre süresinde açılmayan bir davanın esasının incelenmesi mümkün olmadığından ve yukarıda belirtildiği gibi geçmişte verilen cezalara yönelik yeni bir dava

hakkı da tanınmadığından başvurucunun esasa yönelik herhangi bir iddiasının ve dolayısıyla söz konusu Anayasa değişikliğinin açtığı davada değerlendirilmesi ve uygulanması olanağı bulunmamaktadır.” (§ 36) Sema Öktem, B. No: 2013/852, 6/3/2014. Aynı yönde: Çetin Öztorun, B. No: 2013/8822, 6.1.2016. (https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr, Erişim Tarihi: 16.04.2020)

ediliyorsa, bu durumda dava açma süresinin de bu hakkın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlaması gerekir. Zira dava açma hakkının bulunmadığı bir dönemde, olmayan dava hakkına ilişkin sürenin işlemeye başlaması ve sona ermesi mantık kuralları ile bağdaşmamaktadır.450