• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE VE FRANSA ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA

3.2. Araştırmada Karşılaşılan Zorluklar

3.3.3. Bölgesel Damgalama

3.3.3.4. Yapısal Şiddetin Maddi Yansımaları

Sosyal yapının ırkçı, cinsiyetçi, ayrımcı yapısı bazı grupların temel yaşam hakkı içerisinde düşünülmesi gereken hizmetlerden veya haklardan mahrum bırakılmasını doğurur. Bunlar yapısal şiddetin maddi yansımaları olarak belediye hizmetlerinde, konut durumunda, medya söylemlerinde görülür. Yapısal şiddetin maddi yansımaları, mahalle sahiplerinin çeşitli altyapı olanaklarından, belediye hizmetlerinden yararlanamaması olarak ortaya çıkar. Tahmin edileceği üzere bu başlıkta yazılanlar her ne kadar görüşmecilerin ifadelerine dayandırılsa da bir nebze de etnografik gözlemlerden beslenmiştir. Zira söyleme dökülmese de bir süre sonra mekanın körleştirici etkisi nedeniyle içeridekilerin gözünden kaçan deneyimler söz konusudur. Belle de Mai’e ilk gittiğimde çöplerin çokluğuna şaşırarak belediyenin ne zaman temizleyeceğini anlamak için çektiğim çöp fotoğraflarını 4. hafta geldiğinde çöpteki artışı görmemem üzerine yaşadığım körlük etkisinden mülakatlarda yardımcı olan Gülsün arkadaşın beni uyarmasıyla kurtuldum. Mekan beni içine çekmiş ve 4 hafta sonunda durumu kabullendirip körleştirmişti.171 İlk haftanın çarpıcılığından zihnimde eser kalmamıştı. Şimdi alana dair betimlemeleri paylaşmak gerekmektedir. Çalışma sırasında ortaya çıkan çarpıcı bir benzerlik olarak her iki

171 Ek 6’de ilk ve dördüncü hafta arasında çöpün karşılaştırması görülebilir.

171 mahallede de ATM bulunmadığı belirtilmelidir. Çinçin’deki en yakın ATM’ler Cebeci Asri Mezarlığı’nın çevresinde konuşlanmıştır. Belle De Mai’de de aynı şekilde gara yakın olan yerlerdedir. Belki de kent yoksullarının yaşadığı yerlere kurumsal hizmetlerin götürülmemesinin en çarpıcı hali budur. Öyle ki Belle de Mai’deki yaşlılar aylıklarını çekmek için garın yakınındaki bankalar ya da ATM’lere gitmek zorundadır.

Aylıkların hangi gün çekileceği bellidir. Bu nedenle sıklıkla eve dönerken soyguna maruz kalırlar.

Konutun durumu konusunda dikkat çeken unsur, yerleşiklerdeki sıkışmışlık hissidir. Bu his “biz burada bir tane kuş kafesindeyiz. Onlar büyük yerlerde yaşıyor, biz küçük yerlerde” (Fransa Görüşmeci 5) sözlerine yansır.

Konutun durumu için görsel materyaller kullanmak doğru bulunmamıştır. Bunun nedeni yoksulluğu romantize etmekten kaçınmaktır. Ancak yaşanan şiddetin yazıya dökülmesi de oldukça zordur. Yine de görsel materyal olmadan aktarılmaya çalışılacaktır.

Öncelikle bir karşılaştırma yapmak gerekirse Çinçin’deki TOKİ konutları ve gecekondular arasında farklar vardır. Gecekondu hiç sağlam değildir. Bitişik nizam olarak kerpiçten yapılmıştır. “Bir gecede kurulan ev ne kadar sağlıklı olur?” (Türkiye Görüşmeci 3). TOKİ’ye geçmiş bir görüşmeci farkı şu şekilde ifade etmiştir:

“Gecekondu sağlam olur mu? Kendiniz vurduğunuz zaman bile yıkılır. Şimdiki TOKİ daha sağlam, öbürü daha çürük.

Çünkü kerpiç de değildi. Pirketti. Pirket de vurulunca yıkılır. Zaten bizim orası dağlık. Altı kaya zaten bizim. Dolayısıyla TOKİ bloklarının yerinin alt zemini kaya olduğu için depreme çok dayanıklı. TOKİ’de özellikle alt ve üstler baya bir ses yapıyor. Bir şey attığın zaman üst kattan alta geliyor. Vurduğu zaman. Yalıtımı iyi değil. Isınma konusunda sıkıntı şuan yok.

Doğalgazlı. Aidat parası var” (Türkiye Görüşmeci 12).

TOKİ ile Belle de Mai konutları karşılaştırıldığında, TOKİ konutlarının daha büyük olduğu söylenmelidir.

Fransa’daki konutlar oldukça küçük, tek bir oda içerisinde mutfak ve banyonun olduğu yerleşkelerdir. Tek pencere vardır. Kiraya dahil edilen elektrik faturası nedeniyle konut içerisinde klima ya da vantilatör kullanmak yasaktır. Ancak Fransa Görüşmeci 13 ve 10 gizli olarak çamaşır makinesi sokmuştur. Ayrıca Fransa Görüşmeci 10, bunun yanında gizlice vantilatör ve kahve makinesi de getirmiştir. Klima veya vantilatör, Marsilya sıcağında bir ihtiyaç olarak öne çıkar. Görüşmecilere nasıl bir ev hayalleri olduğu sorulduğunda duyulan en çarpıcı yanıt “iki pencereli bir ev” (Fransa Görüşmeci 6) olmuştur. Tek pencere ile odanın havalanması mümkün olmadığı için pek çok kişi, evinin kapısını açık tutarak hava akımı yaratmaya çalışmaktadır.

172 Yoksulluğun metalaştırılması kısmında derinlemesine incelenecek olan özel firmalara sosyal konutun satılması sürecinde ise sadece başlangıç aşamasında konutun durumuna ilişkin iyileştirici yatırımlar yapılmıştır. 20 yıldır aynı yerde oturan Fransa Görüşmeci 18, bu durumu şu şekilde ifade etmektedir:

“ICF Mediterrane172 çalışanının belli bir sorumluluğu vardır. Mesela bir kişi vardır o binanın sorumlusudur hatta o bölgenin sorumlusudur. O mesela bütün kiracıların derdini dinleyip sorunlarını çözmesi gerek. Birkaç defadır ona söylüyorum. Her yerde böcek var kocaman kocaman. İlgilenmiyorlar. Yani kontun dayanıklı olup olmadığına dair ölçüm hiç görmedim hiç.

ICF satın alırken gelip bütün yani o sitedeki bütün evleri tamirat etti. İşte boyası olsun, lavabosu olsun, yerleri olsun, kapılarını, hatta en iyi kapıları taktılar. Yani öyle tamiratlar çok yaptılar. Mesela bahçe, arka tarafta bahçe vardı büyük büyük ağaçlı çocuklar için orayı hepsini yeniden komple düzelttiler. Ekstradan sandalye, ondan sonra masa falan kurdular çocuklar için. Böyle kadınların oturması için falan. Ama sonra ilgilenmediler.”

Gidecek yeri olmayanlar ise konutundan memnun olmasa bile hiç yoktan iyi olarak durumu tanımlamaktadır.

Fransa Görüşmeci 12, ergenlik döneminde Quartier Nord’da yaşarken kendi ifadesiyle “orada yaşamanın verdiği durumla” hırsızlık yapmış, ailesinin parçalanmasının ardından uzun süre sokakta yaşamış, ardından sosyal hizmetler aracılığı ile çocuk bakım evine yerleştirilmiş ancak oradaki taciz ve tecavüz vakaları nedeniyle kendini güvenli hissettiği yere, sokağa, dönmüştür. “Başını sokacak bir yer” olması onun için yeterlidir. “Fazla ümit bağlamamak” gerekir. İlginç bir şekilde çalışırsa kendisi için daha iyisini bulacağına dair ümit beslemektedir. Öte yandan yolların durumu da içine hiç sinmez.

“Yani biz orada yoksulluk içinde büyüdük. Zorluklarla büyüdük. Merkez gibi değil oralar. Burada yardım falan da bir şekilde geliyor ama Quartier Nord’lar gerçekten her şeyden uzak olduğu için bizi oraya terk etmişler gibi. Güya 5 senedir Quartier Nord’ların yollarını tamir ediyorlar. Bir ara yollar o kadar kötüydü ki motorum bozulacaktı o yollardan geçerken. Burası da öyle. O kadar bakımsızlık ve yoksulluk içerisinde terk edilmiş durumda ki. Her şey için çok geç diyemem ama gençlik umudunu terk etti artık.”

Fransa Görüşmeci 12, aynı zamanda belediye hizmetlerinin de buraya verilmediğini sürekli vurgular. Sokaktaki ışıkların senelerdir yenilenmediğini, bazı uyuşturucu satıcılarının bilinçli olarak ışıkları kırdığını belirtmiştir.

Ancak yine de “belediye burayı terk etmemeliydi yatırım yapmalıydı” diye de eklemiştir. “Çöpleri almalıydı.

İşini yapmalıydı.” Belediye hizmetlerinin iyi olmamasını ise herkesin akrabasını burada işe soktuğu için aile işi

172 Adoma gibi başka bir şirket.

173 gibi olduğunu kimsenin denetlenmediğini ileri sürmüştür. Benzer şekilde Çinçin’de de sokaklar aydınlatılmıyordur. Çünkü “Çinçin çocuklarının hepsinde sapan vardır. O yüzden, sapan olduğu için lamba takıldığı gün lambaları patlattılar. Dolayısıyla ışıklandırma yoktur”. “Tam karanlığın ne olduğunu bilir misiniz bilmiyorum. Tamemen ışıksız ve Çinçin’de biz onu çok yaşadık... Elm sokağı gibiydi. Gotham şehiri vardı ya Batman’de” (Türkiye Görüşmeci 2).

Böcek büyük bir problemdir. Hamam böcekleri, karafatmalar ev yaşamının doğal bir parçasıdır. Tahtakuruları ve bedbug denilen böcek türü nedeniyle yataklar sürekli olarak çöpe atılır. Çöpün kenarında çok fazla yatak vardır. Ancak belediye çöp almayı sadece konteynıra indirgediği için etrafta böcekli yataklar ve bitmek bilmez bir böcek sorunu yaratır. Pire sürekli olarak görülür. Fareler kedilerden daha büyüktür. Fransa genelinde fare sorunu olsa da Belle de Mai’deki kadar büyük fareleri hayatım boyunca hiç görmemiştim. Fransa görüşmeci 7 bu durumu şöyle açıklamıştır.

“Çünkü Belle de Mai Mahallesi çok eski bir mahalle. Ve belediye işini yapmıyor. Yabancılar çok geliyor buraya. Pis, temizlemiyorlar burayı. Apartmanlar pis. Hamamböceği, kene bütün mahalleyi sarmış durumda. O yüzden çöp yanında yatak görüyorsun, hep atıyorlar kene var böcek var. Boulevard National’den buraya kadar kene var. Hamamböceği mikrop kene her tarafta var. Çünkü Belle de Mai’de yaşayanların imkanı yok. Belediye hiçbir şey yapmıyor. Burayı yıkıp yeniden yapmak istiyorlar, o yüzden ilgilenmiyorlar.”

Alt yapı hizmetlerine erişememek kimi görüşmeciler için yoksula yapılan ayrımcılık ve yoksulu cezalandırmak ile birleşir.

“İlla ki devlet ayrımcılık yapıyor yoksula. Şimdi ben sana bir şey diyeyim. Burada bir Fransız mahallesine git, bir ermeni mahallesine git. Onların yaşam biçimiyle olsun, daha farklı şeylerle olsun, bambaşka bir önem var fark edersin. Temizlik olsun. Belediyenin o muhitlere yaklaşımı bakışı olsun. Farklı. Bunlar bizden daha üstte tuttuklarının göstergesi yani.

Belediye hizmetleri için mesela gidin Prado’yla burası aynı değil yani görürsünüz. Geliyor adam buraya tam temizlemiyor.

Lüks semtlerde daha farklı onu görürsün mesela” (Fransa Görüşmeci 11).

Bu durum terk edilme hissiyle birleşir:

“Belle de Mai terk edilmiş bir yer. Fransa'da mesela bütün fakir bölgeler terk edilmiş halde yani. Mesela Prado’ya gitsen sokakta yollarda, bir eğim ya da kırık olursa onu hiç o şekilde bırakmazlar. Hemen yaparlar tamir ederler. Ama Belle de Mai,

174 bu alan, terk edildi. Çünkü Prado’da zenginler yaşıyor. Yani oradaki zengin insanların parasının olduğunu bildiği için oraya çok önem veriyorlar. Oradaki insanlar bir tadilat olduğu zaman ödüyor. Ama fakirler ne ödeyecek ki?” (Fransa Görüşmeci 12).

Benzer bir durum Çinçin için de söz konusudur. Fare ve böcek mezarlığın yakınında konuşlanıldığı için oradan gelir. Kent yoksulları her iki ülkede de belediye hizmetlerinden dışlanırlar:

“Çinçin’le ilgili çok garip bir şey var. Sol parti de hiçbir şey yapmamış, sağ parti de hiçbir şey yapmamış. Yani hiç şey yok.

Zaten belediye başkanı CHP’liydi. Adama gittik dedik ki böyle böyle. Ali Rıza bilmem neydi adı, Çubukluydu. Adam dedi ki

“ya siz nasılsa bizim adamısınız. İmarı geçiririz.” Bu sefer seçime girip seçimi kaybetti. Biz yine kaldık ortada. Yani sağı da geldi vurdu solu da geldi vurdu bize. Orayı zaten oy deposu olarak gördüklerinde hiçbir şey yapmıyorlar. Top oynamak için iki tane kale alamadı belediye bize. Oyun parkı bulamadık yani. Nasıl olsa oy veriyor bunlar diye düşündüler hep” (Türkiye Görüşmeci 3).

Fransa Görüşmeci 16’ya göre “Belle de Mai’i kötü eden aslında yoksulluk”tur. Marsilya genelinde kent yoksullarının yaşadığı alanlarda genel olarak terk edilmişlik hakimdir. Sadece Belle de Mai’de değil Quartier Nord’larda, 15. Marsilya’da da temizlik konusunda belediye hizmeti götürülmez. Fransa Görüşmeci 18 bu durumu “böyle yabancıların oturduğu yerler, turistik yerler olmadığı için fazla, tamam yapmıyorlar demiyoruz yapıyorlar. Yapıyorlar ama nasıl diyeyim böyle üstten diyelim. Ama mesela şimdi sen birinci Marsilya, dokuzuncu, onuncu Marsilya çok temiz tutuyorlar” olarak açıklamıştır. Bahsi geçen 1. ve 9. Marsilya görece varsılların yaşadığı, turistik bölgelerdir. Çöp toplama konusu, burada yaşayanların ortak rahatsızlık meselesidir.

İlk gün alana gidildiğinde mahalledeki çöp durumu, yolların bozukluğu, ışıklandırmanın azlığı şaşkınlık yaratmıştır. Burada yaşayan kadınlar, ışıklandırmanın az olduğu sokaklara girmeyerek bir korunma stratejisi geliştirmişlerdir (Fransa Görüşmeci 6). Burada yaşamak bir kadın için kendini hapiste hissetmek gibidir:

“Kapıyı açıyorum. Her tarafta erkek, bir kadın yok. Zaten binanın hali hapis gibi ya giriyorsun binaya, hapis gibi. Kapı yani bir tane kod gibi anahtar lazım. Böyle demir şeyler. Görünüş çok korkutucuydu gerçekten… Nasıl desem? Yaşanır mı burada diyorsun. Prekar mahallelerde yaşadım. Hiç bu hissi yaşamadım hiç. Ben hep HLM’lerde sosyal konutlarda yaşamış bir insanım. Kendimi böyle kötü hissetmemiştim” (Fransa Görüşmeci 16).

175 Tek edilmiş binaları, molozlar ve çöp yığılı alanlarıyla çürümeye bırakılmış bir mekandır Belle de Mai.

Mahalledeki dükkanlar sadece gıda tüketimine yöneliktir. Bu durumu Fransa Görüşmeci 8 şöyle açıklamaktadır:

“Belle de Mai Fransa'nın en fakir bölgesi. O yüzden bu mahallede sadece kafe, restoran, snack173 bulursun. Çünkü insanların işi yok. Gidecekleri tek yer orası. Sadece bu var bu mahallede. Çok hırsızlık var. Yani iş yok. Bir de medeniyetsiz hareketler var. Yani yüksek sesle konuşma. Yere tükürmek, balkondan çöpü aşağıya fırlatmak, insanlarla nazik olmamak... Suça girmiyor ama saygısızlık. Komşuluğa ya da mahalleye saygı yok. Orada haşhaş satanlar “aha aha aha” diye bağırıyor mesela.

Hiç komşular rahatsız olur mu diye düşünmüyorlar. Gece 2'de mesela motorla böyle önünü kaldırarak, ses çıkararak geçiyorlar.”

Benim Ekim 2019’da Belle de Mai’ye ilk gittiğim zaman gördüğüm yol boyunca bütün arabaların camlarının kırıldığı, arabaların içerisinden eşyaların alındığıydı. Eski tütün fabrikası olan Frish Belle de Mai’de bir konsere gitmek için girdiğimiz yolda Lübnanlı ve uzun zamandır Marsilya’da yaşayan arkadaşım, aslında garın altından gitmenin daha güvenli olacağını ama yolu çok uzatacağı için buradan gitmemiz gerektiğini, çantama dikkat etmem gerektiğini söylemişti. Kimseyle göz göze gelmeyin diye de eklemişti. Wacquant, şiddetin aşağıdan gelen ve bir hipergetto sakinlerinin anlamsız patolojilerinin bir sonucu olarak değerlendirilmesi yerine devletin bu alanlara ne kadar girdiğinin ve kaderine terk etme politikasının bir yan ürünü olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunur (Wacquant, 2011: 69). Şiddet sonunda yaşanan itibar kaybının sorumluluğu yine kent yoksullarının muhitlerinde yaşayanlara atılır. Dahası, cezası da kamusal onursuzluk olur. Yapısal şiddetin üstten inşası medya eliyle yapılır. Fransa Görüşmeci 9 bu durumu şu şekilde ifade eder:

“Ben gerçek bir Marsilyalıyım. Mesela Bordeaux’nun, Marsilya gibi kötü bir ünü yok. Ama orada mesela bıçakla falan saldırıya uğrayan insanlar çok. Mesela köylerde “küçük şirin köylerde” pedofili çok oluyor ama Marsilya’da hiç olmuyor.

Marsilya’nın adı çıktı. Çünkü Fransa’da bir program var. Adı Criminal. Bu tip programlarda Marsilya çok konuşuluyor ve insanlar hep Marsilya’yı öyle sanıyor. Marsilya, suçun baskın olduğu bir yer değil. Onlar o şekilde baktıkları için öyle.”

Benzer şekilde Çinçin’e ilişkin medya eliyle oluşturulan çarpıtmalar vardır. Bu çarpıtmalarda kimi zaman polisin kahramanlık hikayesi yazılır. “Polis Çinçin’i bastı şu kadar kişiyi gözaltına aldı. Şu kadar adamı şey

173 Fransa’da döner, hamburger tacos satılan, fast food satan dükkanlara verilen genel isim.

176 yaptı… Yalan, yalan! Biliyoruz çünkü kimseyi almadı, alamadı, giremedi bile. Girdiyse de 2 çatapat. Kavga dövüş, alabildiği 3-5 tane hırsız aldı gitti o” (Türkiye Görüşmeci 1).

Bakış açısı Fransa Görüşmeci 15’in dediği üzere Belle de Mai’yi nasıl gördüğünü değiştirir. Haberlerde bu bölgenin adının çıktığını ve bunların yalan olduğunu belirten Fransa Görüşmeci 15 ekler: “Ben sana ne dedim.

Belle de Mai… istersen bunu “mayıs güzeli” diye anlarsın istersen “güzel ama…” diye anlarsın. Gelip bakmanız lazım... Burası çok güzel. Burayı pisletmek istiyorlar.”

Medyanın oluşturduğu imgenin aksine günlük hayatta karşılaştığım Belle de Mai farklıdır. Evet, şiddet olayları görülür, evet, hırsızlık vardır. Ancak 2018-2019 yıllarında sıklıkla Paris’in bir başka adı çıkan mahallesi Saint Ouen’de geçirdiğim zamanla Paris’in Saint German gibi lüks tüketimin ve beyaz üst sınıfa yönelik yerlerinde geçirdiğim zamanı kıyasladığımda aynı oranda, hatta Paris’te daha fazla, hırsızlık teşebbüsüne maruz kalmış olabilirim. Üstelik göçmen olmak Paris’te bir koruyuculuk sağlamıyorken Marsilya’da göçmenlik derhal içerilmenize sebebiyet verir. Ancak medya eliyle inşa edilen karamsar ve güvensizlik dolu bir duygu durumu Marsilya’da yaygındır. “Yani diyorlar ya medyalarda, Marsilya'da falan silahlı atışlar oluyor. Tehlikeli falan diyor ya. Yapmayın Paris’te daha çok oluyor yani. Buradansa Paris’te daha çok oluyor.” (Fransa Görüşmeci 15). Aslında bu söylem Fransa İstatistik Ofisi tarafından da doğrulanmaktadır. SSMSI’nin polise rapor edilen şiddet suçları araştırmasında yayınlanan istatistiklerde 2020 yılında Île-de-France, Paris’in sadece merkezinde174 meydana gelen suçlar 1000 kişi başına %24 olarak gerçekleşmiştir. Marsilya’nın bağlı olduğu Provence-Alpes-Côte d'Azur bölgesinde ise bu oran %18’dir. Fransa genelinde ise %11 olarak istatistiklerde belirtilir (SSMSI, 2021). Bu durum Wacquant’a (2011: 229) göre, Fransa’da yalıtılmış toplu konut projelerindeki genel durumdur. Marsilya’nın geneline bu durum öyle sirayet etmiştir ki metro veya tramvaya bilet ile binmek Marsilyalıların gözünde neredeyse bir suçtur. “Beyaz” bir kadın olarak bilet almaktan ilk hafta vazgeçtim. Çünkü bilet aldığımda üzerimdeki bakışları hissediyordum. Fransa görüşmeci 17’nin de dediği gibi

“Marsilya bir köydür. Herkes birbirini tanır.” Bu nedenle de “herkes yerini bilmelidir, dikkat çekmemelidir”

(Fransa Görüşmeci 15).

174 Banliyölerin dahil edildiği Grand Paris değil, sadece merkezin yer aldığı bölge

177 Benzer bir şiddet, Çinçin’de de görülür. Ancak burada farklı olan alt yapı hizmetinden dışlanmanın yarattığı öfkenin bir ifadesi olarak ortaya çıkar. Marjinalliğin siyasal üretimi en basit haliyle çöp toplama sorumluluğunda somutlanır. Devletin cezalandırıcı eli, Çinçin’deki sol örgütlenmelerin hesabını bu şekilde 80’lerde keserken, 90’larda belediyenin Refah Partisi eline geçmesiyle hizmeti tamamen kesmeye işi vardırır.

Türkiye Görüşmeci 1, 2, 5, 10 bunun nedenini alevi olmalarıyla ilişkilendirmiştir. “Siyasal İslamcılar ne yapsın? Yüzde 90 Alevi olduğu, solcuların olduğu yere zaten bir şey yapmazlar adamlar. Siz bir şey yapmadınız ki adamlar yapsın” (Türkiye Görüşmeci 1). Yarı insanlaştırılan kent yoksulu kamusal onursuzluk ve çöp, böcek ve pis koku yaftalarını üstünde taşıyacaktır. Tepki gecikmez:

“Zorluğu vardı. Yolları kötüydü. Toprak da yoldu. Ama bu temizlik tamamen insanın kendisiyle alakalı bir şey. Aile ile alakalı bir şey. Sen temizsen evin barkın da temizdir. Bizim mahalleye çöpçü diye bir şey gelmezdi ama ben sana söyleyeyim cidden. Yani süpürgeli çöpçü gelmez, çöp kamyonu da ayda bir belki 15 günde bir gelirdi. SHP döneminde bir ara iyi gelmeye başladı. Altındağ Belediyesi Refah’a geçtikten sonra benim ergenlik döneminde hiç gelmiyordu. 15 günde bir geliyordu. At arabalarıyla çöp atıyorduk biz ana caddeye. Ana caddeden geçiyordu. Neymiş? Bahaneleri de hazırdı. Biz dövüyormuşuz. Döveriz tabi abla niye dövmeyelim 15 günde, 20 günde bir geliyorsan. Bir defa çöpçünün tekini rehin aldılar.

Müdürün gelsin dediler. Polis geldi, polise dediler. Bu adamı biz buradan bırakmayız. Alabiliyorsanız alın, bu adamın müdürü gelecek” (Türkiye Görüşmeci 1).

“Şehrin, modern yaşamın olduğu yerde 3 ev tek tuvalet ve banyoya bağlı yaşam” sürer. Banyo yapılmak istenmez çünkü kazan kaynatılıp sıcak su hazırlanır (Türkiye Görüşmeci 2). Altyapı hizmetlerinin gelişi Çinçin’de çok sonraları olmuştur. Öyle ki;

“Su sonradan geldi evlere. Önceden suyu şeyden getirirdik mezarlıktan. Onun da Elmadağ’dan geldiği söylenirdi mezarlık çeşmelerine. Duvar yoktu zaten. 50 santimlik bir duvar vardı. Mezarlıktan getirdik yani ihtiyacımız kadarını. Sonradan belediye su getirdi. Sonra elektrik getirdi. Kanalizasyon da sonradan. Bir bahçede, bir tane olurdu tuvalet. Bir bahçede beş tane ev vardı, beş ev orada idare ederdi. Banyoyu da orada yapardı her şeyi de” (Türkiye Görüşmeci 3).

Koşullar içerisinde günlük hayatın organizasyonu, dayanışmanın biçimine dair ipucu verir. “Sonuçta alt yapı denen bir şey çok iyi olmadığı için bir lağım temizlenecekse lağımı da temizlerdik. Hani ne biliyim bizim çatımız onarılacaksa gelirdi çocuklar yardım ederdi. Kiremit mi taşınacak gelir taşırdı. İşte kömür mü gelmiş?

Hemen herkes ucundan alıp bir şekilde kovayla” (Türkiye Görüşmeci 7). Zorlu koşullar içerisinde yaşam, Belle

178 De Mai’den farklı olarak dayanışma ile hayatta kalma mücadelesinin verilmesine neden olmuştur. Buradaki temel fark şudur. Çinçin’e gelenler aynı aileden, akrabalık, tanışıklık gibi yollarla göç etmiş ve yerleşmişlerdir.

Mülakatlarda sıklıkla bu vurgulanır. Haliyle mekanik dayanışmanın yaygın olduğu bir mekandır. Konutun inşa edilme biçimi de bu dayanışma ve tanışıklılığı artıran bir etki yaratır, mahalle kültürü beslenir. Çünkü “evler

Mülakatlarda sıklıkla bu vurgulanır. Haliyle mekanik dayanışmanın yaygın olduğu bir mekandır. Konutun inşa edilme biçimi de bu dayanışma ve tanışıklılığı artıran bir etki yaratır, mahalle kültürü beslenir. Çünkü “evler