• Sonuç bulunamadı

Yakınlaşma Çabaları

2. İKİNCİ BÖLÜM

2.2. İkinci Dünya Savaşı Ve Türkiye’nin Savaş Dışı Durumu

2.2.2. Türkiye’nin Savaş Dışı Durumu

2.2.2.2. Türkiye’nin Müttefik Devletler İle İlişkileri

2.2.2.2.2. Yakınlaşma Çabaları

Mart 1944'te, Sovyet Orduları, Almanları Ukrayna'dan çıkarmıştı ve Sovyetler’in Romanya ile sınırı kesişmiştir. Müttefikler, İtalya'yı kontrol altına almış ve Fransa'daki ikinci cephenin açılmasına çok az kalmıştır. Yaz aylarında Sovyet birliklerinin de Polonya'ya geçmesi planlanmıştır. Bu durumda Almanya'nın yenilgisi açıkça kaçınılmaz gözükmüştür. İnönü, Almanya'yla ilişkileri kesmek ve Türkiye'yi müttefiklerin yanına yerleştirmek için dış ve iç politikada değişiklikler yapmaya başlamıştır.395 İnönü Türk dış politikasında yeni gerçeklere ayak uydurmak niyetiyle adımlar atmıştır. Müttefik devletler ile ilişkilerinin onarılması için Almanlar ile ilişkilerin hem siyasi hem ekonomik yönden kesilmesi gerekmiştir. Mihver Devletlerin Boğazlardan geçişinin engellenmesi Müttefik Devletler ile Türkiye ilişkilerinde önemi büyük olmuştur.396

2.2.2.2.2.1.Almanya’ya Krom Sevkiyatının Durdurulması

ABD ve İngiltere, savaşan ülke olmayan Türkiye’ye savaş ile ilgili bilgi vermekten kaçınmış, Türkiye ise savaş stratejileri ile ilgili bilgi almadan savaşa girmeye razı olmamıştır. Müttefik Devletler ile Türkiye arasında yaşanan güven bunalımı sonrasında “Almanya’ya krom sevkiyatı” oldukça büyük önem taşımaya başlamıştır. Bu süreçte krom meselesinin ortaya çıkmasının sebebi, Almanya ile Türkiye arasında imzalanmış

394 PRO, FO 371/ R11762, “Sovyetler Birliği Hükümeti ile Türkiye Hükümetleri, Birleşik Krallık ve

Amerika Birleşik Devletleri Hükümetleri Arasında Montrö Sözleşmesinin Revizyonu”, Tarih: 08.08.1946, s. 11787-12192.

395 Vanderlippe, a.g.e., s.77.

olan ticaret anlaşması 30 Nisan 1944 tarihinde sona erecek olması ve bundan dolayı da bir Alman heyetinin anlaşmanın uzatılması için Türkiye’ye gelmiş olmasıdır.397

Müttefik devletler, Türk-Alman ticaretine yönelik tepkilerini, Türklere sert biçimde bir çok yolla göstermeyi düşünmüşlerdir. Amerikan elçisi Steinhardt’a göre, bu tepki Almanya’ya sevkiyatın gerçekleştiği Bulgaristan ile Türkiye sınırlarını bağlayan Meriç Köprüsü’nün yıkılması ile verilmeliydi. Ekonomik kısıtlamaların Türkiye’ye verilecek en önemli tepki olabileceği düşüncesi Müttefikler tarafından düşünülmüş, Türkiye’den satın alımı bırakmak ve Türk limanlarını ablukaya almak gibi seçenekler değerlendirilmiştir. Ancak satın alımın kesilmesi, Türk piyasalarını Almanya eline bırakmak anlamına gelmiştir. Türk limanlarının ablukası da Türk ekonomisini doğrudan etkilemeyebilirdi. Batılı Müttefiklerin niyeti, Türkiye’yi mümkün olduğu kadar kısa sürede kendi politikalarına çekmek ve bunu sağlarken yapılacak baskının Türkiye’yi Almanya’ya itmesini engellemektir. Bu nedenle elçilikler vasıtasıyla protesto notaları Türkiye’ye yönelik bu noktada atılması gereken adım olarak kararlaştırılmıştır. İngiltere ve Amerika Büyükelçileri 19 Nisan 1944 tarihinde Almanya’ya krom sevk edilmesinden dolayı Numan Menemencioğlu’na notalarını sunmuşlardır. Menemencioğlu, ertesi gün Amerikan Büyükelçi Steinhardt’a, Almanya’ya Şubat 1944’te 6.752 ton krom cevheri ihraç edilmesine karşın bu rakamın ayda 4.000 tona indirildiğini bildirmiştir. Ayrıca Müttefik devletlere, 20 Nisan 1944 tarihinde, Almanya’ya yapılan krom ihracatının durdurulduğu bildirilmiştir. Türk Hükümeti bu kararı alırken, dış politikanın temel taşı olarak Türk-İngiliz ittifakını göz önünde bulundurmuştur.398 Menemencioğlu alınan kararı TBMM’de şu şekilde açıklamıştır:

“1939’da kabul buyurmuş olduğunuz ve o zamandan beri heran tasvip etmiş olduğunuz haricî siyasetimizin umdesi ve esası İngilizlerle olan ittifak muahedesi olduğuna göre biz bitaraf değiliz arkadaşlar. O halde müttefiklerin bize vermiş oldukları notayı bir bitaraf Devlet gibi değil bir müttefik devlet gibi tetkik etmemiz lazım gelir...Bu muahedemize nazaran hükümet vaziyeti yakından tetkik etti. Krom müttefiklerce doğrudan doğruya malzemei harbiye imaline yarayan ve binaenaleyh kendi aleyhlerine müteveccih olarak yapılmış bütün topların ve tüfeklerin daha kuvvetli çeliklerden

397 Mustafa Aydın, “İkinci Dünya Savaşı ve Türkiye 1939-1945”, s.465-466. 398 Weisband, İkinci Dünya Savaşı’nda İnönü’nün Dış Politikası III, s.53-56.

imaline salih olan bir maddedir, ki bunun bir müttefik tarafından kendi düşmanlarına verilmemesini rica etmekle istedikleri teşriki mesaî sırf bitaraflık hukuku bakımından tetkik edilecek mahiyette değildir. Arkadaşlar; bu itibarla hükümetimiz krom meselesi hakkında bu sabah ki son kararıyla yarın akşam saat yediden itibaren Türkiye’den Almanya’ya veya Mihver Devletlerine krom ihracatının men edilmesine karar vermiştir.”399

Krom sevkiyatının tamamen durdurulması adına yapılan görüşmeler neticesinde, Türkiye, İngiltere ve ABD arasında bir ticaret anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre, Türkiye Mihver Devletler ile ticaretini azalttıkça Müttefik devletler ithalat ve ihracat açığını mümkün olduğunca karşılamaya çalışacaktır. Türkiye, Mihver Devletler ile ticaretini %50 oranında azaltmasına karşın İngiltere ve Amerika’dan taaddüt almıştır.400

2.2.2.2.2.2. Numan Menemencioğlu’nun İstifası

Alman savaş gemilerinin Boğazlar’dan geçme meselesinin ardından Boğazlar Alman gemilerine kapatılmıştır. Ancak Dışişleri Bakanı Numan Menemencioğlu, İngiliz Hükümeti’nin Boğazların Mihver Devletlere kapatılmasını istediğini anlamıştır. Menemencioğlu’nun İngiltere’nin isteğine sıcak bakmamasının sebebi Mihver Devletlerini gizliden desteklemesi değil, Sovyetler Birliği ile ilgili olmuştur. Menemencioğlu bu tutumunu şu gerekçeye dayandırmıştır; “Müttefiklerimiz diye

kolladığımız devletler, Montreux Anlaşması’nın kendi ulusal politikamızın aracı olmasına göz yumuşumuz karşısında, bir gün aynı şeyi Türkiye’ye karşı kullanabilir.”401 Menemencioğlu ayrıca Türkiye’nin henüz tarafı olmadığı bir savaşta, savaş durumunda kapatabileceği Boğazlar’ı, anlaşmayı ihlal ederek, yalnızca bir defa dahi olsa, işbirliği yaptığı devletler yararına politika aracı yapması, savaş sonrasında uluslararası politikada Türkiye’yi zor duruma düşüreceğini savunmuştur. Böylesi bir politika, Sovyetler Birliği’nin ısrarla Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin değiştirilmesinin gerekliliği savını güçlendirmiş olacaktır.402

399 Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre VII, İçtima Senesi 1, c. 9, 20.04.1944, s. 98. 400 Mustafa Aydın, “İkinci Dünya Savaşı ve Türkiye 1939-1945”, s.466.

401 Weisband, İkinci Dünya Savaşı’nda İnönü’nün Dış Politikası III, s.64-65. 402 Weisband, a.g.e., s.65.

Menemencioğlu, bakanlığı sırasında büyük ölçüde İnönü’nün belirlediği dış politikayı uygulamakla birlikte, savaş boyu tarafsızlık anlayışı, İngiltere ile işbirliği, Sovyetler’in Balkan politikalarını engellemek üzere bir yaklaşım içerisinde olmuştur. Menemencioğlu’nun bu politikası Almanya’nın savaşta etkin olduğu zamanlarda fayda getirse de, artık Almanya’nın yenileceğinin anlaşıldığı bu dönemde etkisini yitirmiştir. Türkiye’nin “Mihver yanlısı Bakanı” Menemencioğlu’nun politikasının artık değiştirilmesi gerekmiştir. İngiliz Dışişleri Bakanı Anthony Eden, kabinesine 4 Haziran 1944 tarihinde hazırlamış olduğu raporu sunmuştur. Raporda Türkiye politikasında değişikliğe gidilmesi gerektiği belirtilmiştir. Türkiye raporun yazıldığı gün, Eden’in raporundan habersiz olarak, Alman savaş gemilerinin Montrö’ye aykırı olarak Boğazlar’dan geçişini protesto etmiştir.403 İngilizler, Numan Menemencioğlu’nun silah, mayın ve mühimmatla dolu gizli ambarlar içeren Alman nakliye gemilerinin geçişini kolaylaştırdığından şüphelenmiştir. Bunun üzerine Türk Hükümeti, ilişkilerini iyileştirmek istediği dönemde Menemencioğlu’nun istifasını talep etmiştir. Numan Menemencioğlu'nun istifasının ardından Şükrü Saraçoğlu, dışişleri bakanı olarak görevi almış ve Türkiye'nin Almanlara yardım etmek için başka bir şey yapmayacağına dair güvence vermiştir.404 Menemencioğlu’nun istifasını Montrö’ye aykırı şekilde geçişine izin verilen Alman gemileri getirmiştir. Franz von Papen anılarında, Menemencioğlu’nun istifasındaki kendi rolünü kabul etmiş, Papen’in şahsi taahhüdüne dayanarak, Menemencioğlu’nun geçiş izni verdiğini belirtmiştir.405

Menemencioğlu’nun istifası Türk Hükümeti’nin İngiltere ile ilişkisini yeniden tesis etmede önemli bir mesaj niteliği taşımıştır. Müttefik devletler bu mesajı olumlu karşılamıştır. 18 Haziran 1944 tarihli New York Times gazetesinde, Menemencioğlu’nun istifasının, Sovyetler Birliği ve İngiltere’yi memnun etmek için Türk Hükümeti tarafından kabul edildiği belirtilmiştir.406

403 Korkmazcan, a.g.e., s.265-266. 404 Macfie, a.g.e., s.245.

405 Korkmazcan, a.g.e., s.267. 406 Korkmazcan, a.g.e., s.268.

2.2.2.2.2.3. Türk-Alman İlişkilerinin Kesilmesi

Türkiye’nin Müttefik devletler ile ilişkilerini düzeltme yolundaki adımlar, Almanlarla siyasi ve ekonomik ilişkilerini sonlandırma kararı ile devam etmiştir. Türkiye’nin Almanya ile ticari ilişkilerini kesmesi, Müttefik Devletlerin Türkiye’nin ticari açığını kapatması için destek gerektiği anlamına gelmektedir. Türk Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu, İngiltere’nin mali desteği garanti etmesi durumunda Türkiye’nin İngiltere’nin talebine olumlu cevap vereceğini bildirmiştir. İngiliz Hükümeti, Türk Hükümeti’nin teklifini kabul etmiş, mali konularda kolaylık sağlayacağını belirtmiştir.407 2 Ağustos 1944 tarihinde Türkiye, Almanya ile ilişkilerini sonlandırdığını duyurmuştur.408

Almanya ile ilişkilerin kesilmesinden sonra ülkesine dönen Franz von Papen’in anılarında bu kararın Müttefik baskısı ile alındığı belirtilmiştir. Papen, İnönü’nün Hitler’in arzu ettiği gibi batılı müttefiklere aracılık görevlerini gerçekleştirdiğini belirtmiş, İstanbul’un hava saldırısı ile bombalanması gerektiğini düşünen Ribbentrop’a karşın Hitler’in bu durumu anlayışla karşıladığını aktarmıştır. Türk Hükümeti’nin Almanlarla ilişkilerini kesme kararından sonra, Alman saldırısını beklediği, New York

Times’ın haberinde yer alan, Türkiye’nin savaş kararı almak için hava desteğini şart

koştuğu bilgisi örnek gösterilmektedir.409

Türk Hükümeti’nin kararının ardından Müttefiklerin tepkileri farklılık göstermiştir. İngiltere 27 Temmuz 1944 tarihinde bir mektupla, alınan kararı memnuniyetle karşıladığını belirtmiştir. Bu karar ile Türk-İngiliz ittifakının tekrar teyit edildiği mesajı verilen mektup, Türkiye’yi tekrar İngiltere’nin müttefiki yapmıştır. Sovyetler Birliği’nin tepkisi oldukça sert olmuş, Türk Hükümeti kararının çok geç ve anlamsız olduğu belirtilmiştir. Molotov, Kasım 1943 tarihlerinden itibaren Türkiye’ye savaşa girmesi yönünde arzunun olduğunu, savaşı kısaltmak için Türkiye’nin oldukça uzun süredir davet edildiğini, artık bu safhada alınan bu tavrın çok geç kalınmış bir politika olduğunu düşünmüştür. Türk Hükümeti’nin bu kararın Batılı Müttefikleri ile ilişkilerini tekrar

407 Mustafa Aydın, “İkinci Dünya Savaşı ve Türkiye 1939-1945”, s.469. 408 Erkin, a.g.e., s.244.

yakınlaştırma arzusu ile aldığını öğrenmesi üzerine Sovyetler Birliği, Türkiye’nin savaşa girme konusuna tamamıyla ilgisiz kalmıştır.410 2 Ağustos 1944 tarihli Pravda gazetesinde yayınlanan yazıda Türkiye’nin Almanya ile ilişkilerini kesme durumunu “hesaplı bir oportünizm” olarak değerlendirmiştir. Amerika, İngilizler ile ortak bir tutum sergilemiş, Türkiye’nin Almanlar ile diplomatik ilişkilerinin kesmesini, “etken bir

biçimde savaşa katılmaya doğru atılmış bir adım” olduğunu belirtmiştir.411 Türk Hükümeti, iç ve dış politik hamleler ile Müttefik Devletlerin arzu ettikleri çizgiye gelmeye çalışmıştır.