• Sonuç bulunamadı

Konferansın Toplanması ve Boğazlar Rejimine Yönelik Ortaya Atılan

1. BİRİNCİ BÖLÜM

1.3. Konferansın Toplanması ve Boğazlar Rejimine Yönelik Ortaya Atılan

Ortaya Atılan Projeler

Montrö Konferansı Karadeniz’e kıyısı olan ve Lozan Sözleşmesi imzacıları arasında gerçekleştirilmek üzere planlanmıştır. Boğazlar’ın statüsü üzerine bir yandan Karadeniz’e sahili bulunan başta Sovyetler Birliği olmak üzere devletler, sahildar devletlerin geçiş serbestisine tabi tutulmasını, sahildar olmayan devletlerin ise mümkün mertebe kısıtlanmasını sağlamayı amaçlamışlardır. Diğer yandan İngiltere’nin fikir liderliğini üstlendiği grup getirilecek tüm kısıtlamalara karşı çıkmakla birlikte, makul bir denge kurmayı hedeflemişlerdir. Bu fikir ayrılığının tam ortasında Türkiye ise kendi güvenliğini tesisini gerçekleştirmek üzere çalışmalarını sürdürmüştür.161

1.3.1. Türk Projesi

Montrö Konferansı toplanmadan önce belirtilen görüşmeler ve temaslar ardından konferansta sunulmak üzere Boğazların statüsüne ilişkin Türk projesi oluşturulmuştur. Konferansta talep edilecek değişikliğin ana hatları ile şöyledir:

159 Erkin, Türk-Sovyet ilişkileri ve Boğazlar Meselesi, s.65.

160 Yel, Değişen Dünya Şartlarında Karadeniz ve Boğazlar Meselesi, s.83-84. 161 Erkin, Türk-Sovyet İlişkileri ve Boğazlar Meselesi, s.67-68.

I. 23 Temmuz 1923 tarihli Lozan Boğazlar Sözleşmesi uygulamadan kalkmıştır. II. Lozan Boğazlar Sözleşmesi’nde ticaret gemilerinin geçişi ile ilgili serbest

geçiş uygulaması devam edecektir.

III. Karadeniz’e kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemilerinin Boğazlardan geçişinde gemilerin tonajı ve geçiş süreleri ile ilgili kısıtlamalar getirilmiştir. IV. Karadeniz’e kıyısı olan devletlerle ilgili olarak, bu devletlerin savaş

gemilerinin Boğazlar’dan Akdeniz’e çıkışı ile ilgili kısıtlama getirilecek ancak kıyıdaş devletlerden biri savaş gemisini bazı şartlar altında Boğazlar’dan geçirebilecektir.

V. Savaş zamanı, Türkiye tarafsız ise uygulanacak durum barış zamanı ile aynı olacaktır.

VI. Savaş zamanı, Türkiye savaşan statüsünde ise yabancı devlet gemilerinin Boğazlardan geçişi Türkiye’nin iznine bağlı tutulacaktır.

VII. Pek yakın savaş tehdidi altında olması durumunda Türkiye, Milletler Cemiyeti ve imzacı devletlere bildirerek Boğazlarda savaş zamanı uygulamalarını sürdürecektir.162

Türk Projesi’nde dikkat çeken önemli hususlardan birisi, Boğazlar’ın yeniden askerileştirilmesi üzerine bir madde olmamasıdır. Ancak Lozan Boğazlar Sözleşmesi’nin geçerliliğini yitirdiğini bildiren madde ile silahsızlandırılmış bölge statüsünden ayrıldığı anlamına gelmektedir. Ayrıca savaş zamanı Boğazlardan geçişte Karadeniz’e kıyısı olan devletler yararına madde konulmuştur. Türkiye’nin tehlike altında güven tesisinin sağlaması adına pek yakın savaş tehdidinin var olduğu durumlarda alacağı tedbirler için Türk takdirine dikkat çekilmiştir.163

13 Maddeden oluşan Türk Projesi görüşme esası olarak kabul edilmiş ve 23 Haziran 1936’da Montrö Konferansı’nın ilk oturumu başlamıştır.164 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Montrö Boğazlar Konferansı’na katılmak üzere, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras Başkanlığı’nda, Dışişleri Genel Sekreteri Numan

162Montreux ve Savaş Öncesi Yılları..., 64.

163 Montreux ve Savaş Öncesi Yılları..., 60-65. 164 Montreux ve Savaş Öncesi Yılları..., 66.

Menemencioğlu, Londra Büyükelçisi Fethi Okyar, Paris Büyükelçisi Suat Davaz, Genel Kurmay II. Başkanı Korgeneral Asım Gündüz, Milletler Cemiyeti sürekli delegesi Necmettin Sadak’tan oluşan bir heyet görevlendirmiştir.165

Konferans başlamadan önce oluşan olumlu hava, konferans görüşmelerinde yerini gergin ve tartışmalara açık bir hale bırakmıştır. Özellikle Tevfik Rüştü Aras’ın bakanlığa göndermiş olduğu gizli telgrafında belirtildiği üzere; Sovyet Rusya’nın hiçbir kısıtlamaya tabi tutulmaksızın Boğazlar’dan geçme hususundaki ısrarı Avrupalı devletlerinde tepkilerine yol açmıştır.166

1.3.2. Sovyet Rusya Projesi

SSCB Dışişleri Bakanı Litvinov; “tarafsız ve liberal ruh ile hazırlanmış olan Türk projesini tebrik etmiş ve bu ruhun, projeyi hazırlayanları, yalnız Türkiye’nin değil, aynı zamanda Karadeniz devletlerinin de güvenliklerini hesaba katmaya sevk etmiş..” olduğunu belirtmiştir.167 Sovyet Rusya ve Türkiye, konferans öncesinde fikir birliğine varmış olsalar da, Türk projesine konferansın başlamasının ardından, Boğazlar’ın Karadeniz’e sahili olan devletlere kapalı kalmaması hususundaki itirazları nedeniyle Türkiye ve Sovyet Rusya arasında anlaşmazlık patlak vermiştir. Bu durum Türkiye açısından beklenmedik bir gelişmedir ve görüşmelerin seyrini olumsuz yönde etkileyecek bir mesele olmuştur. Sovyet Rusya’nın Türkiye’ye dostane bir tutum sergilememesinin ardında iki neden bulunmaktadır. Bunlardan ilki; Türkiye’nin batılı devletler ile ekonomik, siyasi ilişkilerini geliştirmesiyle Sovyet Rusya’nın tek dayanak olmaktan çıkması, ikincisi; Sovyet Rusya’nın denizlerde üstünlük kurma politikası ile uyumlu olarak Boğazlar’ın geçiş noktası olması sebebiyle büyük önem taşımasıdır.168

Sovyetler Birliği tezinde Milletler Cemiyeti’nin menfaatine yönelik eylemlerin gerçekleşmesi ve bazı uluslararası yükümlülükleri kabul etmekle birlikte, saldırıya maruz kalan devletlere yardım gönderme amaçlı savaş gemilerinin Boğazlar ve Karadeniz’den giriş çıkışının koşulsuz geçiş izni verilmesini talep edilmiştir. Bu

165 Soysal, a.g.e., s.503. 166 Yel, a.g.e., s.99. 167 Erkin, a.g.e., s.73. 168 Yel, a.g.e., s.104.

hususta, Alman tehdidi altında bulunan Sovyet Rusya, kendi güvenliğini sağlamaya yönelik bir adım atmıştır. Bunun yanısıra Boğazların yeniden askeri tahkimata kavuşması meşru bulunmuş, Boğazlar’ın güvenliğinin Karadeniz güvenliği demek olduğu belirtilmiştir. Savaş gemilerinin tonajının kısıtlanmasını, Akdeniz ve Baltık Deniz’indeki uygulamalarla eş olmak kaydıyla kabul edilmiştir. Sovyet Rusya ülkesel menfaatlerini sürdürmek ve güvenliğini sağlamak adına adımlar atmış, denizaltı ve uçak taşıyan gemilerin de geçişinin engellenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.169

1.3.3. İngiliz Projesi

Sovyetler Birliği’nin kabul ettiği Boğazlar’ın yeniden askerileştirilmesi İngiliz görüşünde kabul bulmamış iken, Karadeniz’e sahildar olmayan devletlerin savaş gemilerinin geçişinde tonaj kısıtlamasına tabi tutulması ise uygun görülmüştür. Ancak Türkiye’nin Boğazlardan geçebilecek gemilerin tonajında getirdiği sınırlamaya ilişkin, İngiltere belirtilen tonajların arttırılmasını talep etmiştir.170 Karadeniz’de sınırsız geçiş uygulamasının kabulü, Akdeniz’de aynı uygulamanın talep edileceği bir gündemi ortaya çıkaracağı ve böylesi bir durumun Almanya’nın tehditkar tavrına sebebiyet vereceği endişesi İngiltere’nin üzerinde durduğu bir durum olmuştur.171 İngiltere Lozan Boğazlar Sözleşmesi ile oluşturulan Boğazlar Komisyonu’nun devamlılığı ısrarında bulunmuştur. Türk projesinde Boğazlar Komisyonunun kaldırılmasına yönelik bir madde bulunmamakla birlikte, Lozan Boğazlar Sözleşmesi hükümsüz kılınması bu anlama gelmektedir. İngiltere’nin Boğazlar Komisyon’unun devamlılığını talep etmesinde en önemli etken, geçiş serbestisinin ihlal edilmemesini sağlamaktır. İngiltere, Akdeniz’de İtalya’yı ve Sovyet Rusya’yı tehdit olarak görmüş ve imparatorluk yollarında güvenliği sağlamayı amaçlamış, bu sebeple Boğazlar Komisyonu’nun devamlılığını sağlamak istemiştir.172

İngiltere, Türkiye’nin Boğazlarda egemen olmasını arzulamakta, bir diğer ihtimalle uluslararası bir statüye sahip olmasını istemektedir. Rusya’nın Boğazlar’da

169 Yel, a.g.e., s.104-105.

170 Yüksel İnan, Türk Boğazlarının Siyasal ve Hukuksal Rejimi (Gazi Üniversitesi, Ankara, 1986): 55. 171 Kudret Özersay, “Montreux Boğazlar Sözleşmesi”, Türk Dış Politikası I.Cilt 1919-1980, ed. Baskın

Oran, s.373.

Karadeniz’e kıyısı olan devletlere ayrı protokol uygulamasını reddetmiş, bu nedenle de Rusya ile zıt kutuplarda yer almıştır. Boğazlar üzerine gerçekleşen görüşmeler boyunca devletlerin güttükleri politikaları doğrultusunda bloklaşmalar oluşmuştur. Bir tarafta İngiltere ve onu destekleyen Yunanistan, diğer tarafta Sovyetler Birliği ve 2 Mayıs 1935 tarihli Karşılıklı Yardım Paktı imzaladığı Fransa bulunmuştur.173 İngiltere Hükümeti, Boğazlardan geçişin bütün gemiler için eşit olmakla birlikte uluslararası komisyona bağlı olmasını İngiliz İmparatorluk yollarının güvenliğini ve ülkesel menfaatleri sağlamak maksadıyla gerçekleştirmeyi planlamıştır.