• Sonuç bulunamadı

Yahudilikte Kan Bağı ve Evlilik Dışı Akrabalık İlişkileri

5. Kan Bağı Ve Evlilik Dışı Akrabalık İlişkileri Üzerine Yapılan Çalışmalar

1.3. İnanç Sistemlerinin (Dinlerin) Kan Bağı ve Evlilik Dışı Akrabalık İlişkilerinin

1.3.2. Tek Tanrılı Dinler

1.3.2.1. Yahudilikte Kan Bağı ve Evlilik Dışı Akrabalık İlişkileri

Yahudilik, İsrailoğullarından Yehuda kabilesinin adından türetilmiş isim olarak belirtilmektedir. Bu kelimenin kendisi (Yahadut) Tevrat’ta bulunmamakta ve ilk kez İkinci Makabiler Kitabı’nda ve Ester’in Megilası hakkında Midraş olan Ester Rabba’da yer almakta olup, Helenleşmiş Yahudilerin Yunanca’daki “Judaismos” kelimesinden yararlanmaları ile türetilmiştir. Bu kelime dinsel ve ulusal bir kavramı belirtmektedir (Besalel, 2002, 766). Yahudilik, semavi dinler içerisinde en eski olan dindir. Yahudilikteki en önemli olgu, evrensellik düşüncesinden ziyade ırksal bağların ön planda olmasıdır. Yahudiliği diğer dinlerden ayıran en önemli nokta “seçilmiş ırk”a ait bir Tanrı inancına sahip olmasıdır. Çünkü İşaya, 49:6’da “Yehova hizmetçisini milletlere bir ışık olarak verecektir” ifadesi geçmekte ve buna dayanarak

65

da bu misyonu uygulamak için kendilerini seçilmiş bir halk olarak görmektedirler (Besalel, 2002, 767). Yahudilikte evrensel ilkenin yerine “tüm Yahudiler birbirleri için sorumludurlar” ilkesi ön plandadır. Yahudilikte her ne kadar sonradan Yahudi olmak için bir engel yoktur düşüncesi savunulsa da Yahudi dininin yasalarına göre ancak Yahudi bir annenin çocuğu Yahudi olarak tanımlanabilir. Şayet anne Yahudi değilse ve baba Yahudiyse bunların çocuğu Yahudi değildir. Burada anne tarafından soyun takip edildiği görülmektedir. Annesi Yahudi olmayan kişinin Yahudi olabilmesi için tek yol kadınsa mikveye (arınma havuzu) girmesi, erkekse ayrıca sünnet olmasıdır (Besalel, 2002, 769).

Dinlerin temelinde yer alan ümmet kardeşliğinin, inanç birliğini vurgulamasının yanında, kan bağı ve evlilik dışı akrabalık ilişkilerinin oluşturulmasında da etkin bir rol oynadığını görmekteyiz. Yahudiliğin temelinde yer alan uygulamalardan biri sünnettir. Sünnet olayı Yahudilikte olduğu gibi İslam’da da büyük önem taşımaktadır. İslamiyet, Yahudilikten sonra da sünnet uygulamasını devam ettirmiştir. Sünnet uygulaması semavi dinlerin telkinlerinden önce “ilkel” toplumlarda erginliğe geçiş dönemi uygulamaları olarak görülmektedir. Ülkemizde kirvelik adıyla sünnet uygulamasında kurulan bu kan bağı ve evlilik dışı akrabalık ilişkisinin benzeri Yahudilikte de yer almaktadır. Balıkesir yöresinde kirvelik uygulaması yer almamaktadır. Ancak ülkemizin geneline bakıldığında çeşitli bölgelerde bu uygulamanın devam ettiği bilinmektedir.

Yahudi inancına göre sünnet son derece önemlidir. Sünnet olayı Tevrat’ta Yaratılış 17:10-11-12-13-14-23,24-25-26-27, Yaratılış 21:4, Yaratılış 34:15-17-22- 24, Mısır’dan Çıkış 4:25, 12:48, Levliler 12:3, Yeşu 5:2 ayetlerinde ayrıntılı olarak açıklanmaktadır.

Tevrat’ta sünnet Tanrı ile Hz. İbrahim arasında bir antlaşma olarak anlatılmaktadır. Tevrat’a göre Tanrı, Avraam Avinu’ya (İbrahim peygamber) doksan dokuz yaşındayken görünür, ona bir antlaşma ve çeşitli vaatler sunar ve bu antlaşmanın simgesi olarak sünneti emrettiğini bildirir. Avraam Avinu, kendisini, erkek esirleri ve on üç yaşındaki oğlu Yişmael’i sünnet eder. Bundan böyle her erkek çocuk sekiz günlük iken sünnet edilecektir.

Yahudi inancında sünnet akdi “berit mila” kavramıyla karşılanmaktadır. Penisteki gulfe derisinin çıkarılması ameliyesi, Yahudilik’te Tanrı’nın emri ve Tanrı

66

ve Avraam’ın soyundan gelenler arasında yapılan ahit çerçevesinde erkek çocuğun yaşamının sekizinci gününde icra edilir. Bu işlem Musevi dinine giren erkeklere bu ahitin simgesi olarak uygulanır. Tevrat’ta sünnetle ilgili üç anlatım bulunmaktadır. Bunların ilkinde Hitti Şehem, Yaakov’un kızı Dina’yla evlenmek istemektedir. Dina’nın kardeşleri itiraz ederler: “Bunu yapamayız, sünnetsiz bir adama kardeşimizi veremeyiz. Çünkü bu bizlerin arasında bir ayıptır.” (Yaratılış, 34). İkinci öyküde Moşe’nin karısı Tsipora bir taş alır ve oğlunun gulfesini keser… (Çıkış, 4). Üçüncü öyküde ise Yisraeloğulları Ürdün nehrini aşmış ve vaad edilmiş topraklara girmişlerdir. “Tanrı Yeoşua’ya der: Taştan bıçaklar oluşturun ve Yisraeloğulları’nın ikinci kez sünnet olmasını başlatın” (Yeoşua, 5).

Yahudilikteki sünnet ritüelinde, penisin tüm ön derisinin çıkartılması gerekmektedir. Bu arada asgari ölçüde kan akmalıdır. Bebeğin sağlık koşulları uygun olduğu müddetçe, Berit Mila çocuğun yaşamının sekizinci günü yapılmalıdır. Şayet çocuk Pazartesi gün batımı ile Salı günü gün batımı arasında doğmuşsa sünnet müteakip Salı günü yapılabilir. Bu işlemi uygun bir şekilde yetkilendirilmiş moel yapabilir. Geleneksel olarak bu tören on yetişkin Yahudi erkeğin varlığı ile (minyan) gerçekleştirilebilir. Sekizinci günün sabahında bebek büyükannesi tarafından annesinden alınır ve isim babasına (sandek) teslim edilir. Bu kişi çocuğu sünnetin yapılacağı odaya getirir ve çocuğu Eliyau’nun Sandalyesi olarak anılan bir sandalyenin üzerine yerleştiren kişiye teslim eder. Başka bir kişi de çocuğu kise şel Eliyau adı verilen bu sandalyeden alır ve onu sünnet boyunca dizinin üstünde tutacak ve sandığa teslim edecek olan çocuğun babasına verir. Sünnetin kendisi birkaç saniye sürer ve moel adı verilen bir sünnetçi tarafından gerçekleştirilir. Törenin sonunda bir bardak şarap ile özel bir kutsama okunur ve çocuğa bir Yahudi ismi verilir.

Sünnet, Yahudiler için temel bir uygulamadır. Yahudi dinine girmek isteyen bir kişi eğer sünnet olmuşsa sünnet yerinden ritüel açısından bir damla kan alınır.

Geleneksel olarak Eliyau Peygamber3 her sünnetin davetlisidir. Çünkü o bir zamanlar Tanrı’ya şöyle şikâyet etmişti: “…Çünkü Yisraeloğulları senin ahitini ihlal ettiler.” (Birinci Krallar, 19:10) Zohar’a göreyse (Yaratılış, 17:10); Tanrı şöyle yanıt verdi: “Her ne zaman ki benim oğullarımın etine bu kutsal işaret işlenecektir, sen

3 Eliyau tahminen M.Ö. 850’lilerde Yisrael Kralı Ahav zamanında Tanrı tarafından gönderilen bir peygamber.

67

(Eliyau) davet edileceksin… Ve Yisrael’in Ahit’i işgal ettiğine şahit olan ağız, onların Ahit’e uyduğuna da şahit olacaktır.”

Törenin sonunda seudat mitsva adı verilen bir yemek verilir ve bu yemek genellikle sinagogda yenilmektedir.4

Sünnet sırasında önemli bir yeri olan ve çocuğa ismini veren kişi olan sandak, sünnet babası, kirve olarak çevrilmektedir. Berit Milla sırasında bebeği dizlerinde tutan bu kişinin bu görevi yerine getirmesi bir mitsva olarak değerlendirilmektedir, yani kişi bunu dinen yapmak durumundadır. Bu kelimenin kökeni Yunanca’dan gelmekte ve baba için bir usta veya yoldaş anlamında kullanılmaktadır. Sandak olmak bir şeref kabul edilmektedir.

Yahudilikte ortak, yoldaş anlamına gelen haver kelimesi bulunmaktadır. Haver olarak adlandırılanlar ondalık istihkakların ayrılması ve dinsel temizlik kaidelerinin uygulanması konusunda güvenilirlikleriyle bilinen kişilerdir. Kültürlü kişiler haver olabilmektedir. Ancak bir kişinin haver olarak adlandırılması için üç bilgenin onayı gerekmektedir. Orta Çağ Almanyası’nda bu tabir haham olmakla beraber güvenilir ve Tanrı korkusu olan kişilere tevdi edilebilirdi. Günümüzde ise fakir hastalar için hizmet veren bir fonun yöneticisi gibi hayır işlerinde yer alan kişiler için kullanılmaktadır (Besalel, 2001).