• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE’DE GELİR İDARESİNİN TARİHİ GELİŞİMİ VE YENİDEN YAPILANDIRILMASI ÇALIŞMALAR

2.2. TÜRKİYE’DE GELİR İDARESİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI ÇALIŞMALAR

2.2.1. Yabancı Uzmanlar Tarafından Yapılan Çalışmalar

Gelir idaresinin yeniden yapılandırılması konusunda yukarıda da belirtildiği gibi gerek yerli gerekse yabancı uzmanlar tarafından pek çok çalışmalar yapılmıştır. Yabancı uzmanlar tarafından yapılan çalışmalar aşağıdaki gibidir:

1. James W. Martin ve Frank C.E. Cush (1951) 2. B. Frank White (1963)

3. Daniel L. Tucker (1970) 4. Leif Muten (1972)

5. Socorro Velazquez, Jr. (IRS – 1999)

1951 yılında Bakanlığa sunulan “Maliye Bakanlığının Kuruluş ve Çalışmaları Hakkında Rapor” yeniden yapılandırma konusundaki çalışmaların ilkidir. Amerikalı uzmanlar James W. Martin ve Frank C. E. Cush tarafından hazırlanan söz konusu çalışmada vergi sistemindeki sorunların çözümünde yasal düzenlemelerden ziyade yönetimin güçlendirilmesi gereği üzerinde ilk defa durulmuştur. Raporun giriş bölümünden önce yer verilen James Martin tarafından dönemin maliye bakanı Hasan Polatkan’a yazılan mektupta Martin şunları ifade etmiştir: Raporun yalnız bir bölümünü okumuş olan Bakanlığın genç bir elemanı şöyle demiştir. ‘Bakanlık idare

amirleri dikkatlerini kanunlar üzerinde toplamaktadır, siz ise yönetim üzerinde ehemmiyetle durmaktasınız.’ Heyetimiz bu fikre iştirak etmekte ve eğer Bakanlık bütün idari imkanlardan azami derecede faydalanmak istiyorsa, kanunları da ihmal etmemek şartiyle, dikkatin böylece yönetim üzerine çevrilmesini tavsiyeyi

düşünmektedir.”58 Görüldüğü gibi, Amerikalı uzman "önce yönetim" üzerinde durulmasında ısrar etmekte olduğunu açıklamaktadır. Raporda vurgu yapılan hususlar ana hatları ile şöyledir. Bunlardan birincisi, Merkezi kontroldür. Burada J. W. Martin "Yakın Türk tarihinin tamamıyla malum seyri dolayısıyla, Maliye

Bakanlığı, daha ziyade mevzuat icabı ve kısmen kendi hareketleri icabı olarak aşikar bir şekilde, eşi görülmemiş, bir merkeziyetçilik hissine bağlı bir karakter taşımaktadır." Aynı konu ile bir başka yerde "Saniyen, Taşra teşkilatının başındakilere uhdelerine düşen mesuliyetlere mütenasip bir selahiyet tanınmamış olup, bilakis bunlar manasız ve gayri iktisadi usuller, mesela mutad kanun, nizamname ve talimatname tatbikatının merkezce tasvibini kabule mecbur bırakılmışlardır. Birçok ahvalde bu işi yapan ise taşradaki memurdan daha az kıdemli bir memurdur. Mesela İstanbul teşkilatından mütalaaya sunulan bir yazıyı Genel Müdür Yardımcısı tasvip etmektedir. Böyle bir merkeziyetçi görüşün mühim

neticeleri olduğuna burada işaret etmek lazımdır."59

Nitekim kırk yıl önce James W. Martin raporunda, ikinci dikkate değer husus olarak "Daire" amirlerinin pasif durumu hakkında şöyle demektedir: “Heyetimiz

katiyetle şuna emindir ki, karar verme hakların merkeze bırakılması, eli kolu bağlayan mevzuatın ve müessese adetlerinin bir neticesidir; ve eğer fırsat verilirse, Bakanlık amirlerinin çoğu son derece yapıcı bir yönetim yolunu düşünmek ve tatbik etmek imkanını elde edeceklerdir.” Uzman aynı raporunun dikkate değer üçüncü

noktası olan "Hayatımdan memnun olmayan memurlar" bölümünde; 

“Hele merkez ve taşra teşkilatında şube ve daire müdürlerine mesuliyetlerine

mukabil bir selahiyet tanınmamış olması düşük maneviyatın mühim bir amili olmuştur.” demektedir. J.W. Martin raporunun dikkate değer dördüncü önerisinde

lüzumsuz tutulan kayıtlardan, beşincisinde ise önemli bir nokta olan aşırı masrafları ileri sürmektedir60.

1960’larda Türkiye’nin kaynak sorunuyla birlikte gelir idaresinin yeniden yapılandırılması tekrar gündeme gelmiş ve 2 Aralık 1963 tarihinde Türkiye’ye davet edilen Amerikalı Frank White tarafından gelir idaresinin yeniden yapılandırılmasını       

58 Kemal Kılıçdaroğlu, “Niçin Gelir İdaresi Yeniden Yapılanmak Zorundadır”, Vergi Dünyası,

Sayı:250, 2002, s.1  

59 Hüseyin Perviz Pur, Maliye Bakanlığının Sorunları Yeniden Yapılanma ve Organizasyon Modeli,

archive.ismmmo.org.tr/.../08-HUSEYIN%20PERVIZ%20PUR26.doc, (19.04.2012) 

ele alan “Türkiye’de Vergi İdaresi” isimli rapor hazırlanmıştır. “White Raporu” Dönemin Maliye Bakanı Ferit Melen’in onayı ile “Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Yeniden Düzenleme Komisyonu” kurulmuştur61.

Bu raporda vergi idaresinin ıslahı konusunda en önemli sorun Maliye Bakanlığı içerisinde faaliyeti tamamıyla gelir konuları üzerine odaklanmış bir birimin bulunmamasına bağlanmış, mevcut yapı içerisinde yeniden organizasyondan ziyade ayrı bir birim teşkil edilmesi gereği üzerinde durulmuştur. Raporda Gelir Müsteşarlığının kurulması, bu makamın emri altında işe göre teşkilatlanmış yetenekli personelin istihdam edilmesi, taşra teşkilatında vali, defterdar ve mal müdürlerinin vergi idaresi ile ilişkisinin kesilmesi önerilmektedir.

1970’in başındaki askeri darbeden sonra yine, ABD’den bir danışman (Daniel Tucker) Türkiye’ye davet edilmiş ve kendisi hazırladığı rapor Maliye Bakanlığı’na sunmuştur. Bu rapor çerçevesinde hazırlanan kanun taslağı meclise sunulmuş ancak meclisten geçmemiştir. Raporda Gelir İdaresinin Gelirler Genel Sekreterliği olarak örgütlenmesi gerektiği belirtilmiştir.

Gelirler Genel Sekreterliği tasarısı Parlamentoda iken, 30 Kasım 1972 tarihinde Amerikalı bir uzman (Leif Muten) yeni bir rapor hazırlamış, hazırlanan raporda Tucker tarafından önerilen Gelirler Genel Sekreterliği modeli desteklenmiş, ayrıca defterdarlık kurumunun vergi idaresi üzerinde olumsuz etkileri olduğu ileri sürülmüştür.

Bir başka Amerikalı uzman Socorro Velazquez, Jr. İle proje danışmanları tarafından hazırlanan “Gelirler Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması Üzerine Örgüt Çalışması” isimli rapor 1999 yılında tamamlanmıştır. Gelirler Genel Müdürlüğünün örgüt yapısının analiz edilmesi ve vergi kanunlarınca kendisine verilen görevleri daha etkili ve verimli yapmasını sağlayacak bir yapıya kavuşturulmasının amaçlandığı bu raporda gelir idaresi operasyonel olmamak ve sadece politika belirleyen, vergi idaresini yöneten ve kontrol eden bir yapıya sahip olmakla eleştirilmektedir.

      

61

2.2.2.Türk Uzmanlar, Kamu Kurumları ve Sivil Toplum Örgütleri