• Sonuç bulunamadı

Yabancı İmtiyazlarının Kaldırılmasından Dolayı Osmanlı Devleti Memurlarına

C- KAPİTÜLASYONLARIN KALDIRILMASI ÇABASINDA YABANC

2- Yabancı İmtiyazlarının Kaldırılmasından Dolayı Osmanlı Devleti Memurlarına

Osmanlı Devleti’ndeki memurlar için bir el kitabı niteliğindeki bu talimatnamenin giriş kısmında Osmanlı memurlarına yabancı imtiyazların 18 Eylül 1330/1 Ekim 1914 tarihinden geçerli olmak üzere kaldırıldığı bundan böyle herkese Avrupa Devletler Hukuku hükümleri çerçevesinde hareket edileceği beyan edilmiştir. Osmanlı Devleti sınırları içinde faaliyet gösteren; cemiyet, şirket ve hayır kurumlarının müessese açmalarını zorlaştıran bu talimat ile yalnızca şahıslara sınırlı olarak okul açma yetkisi verilmiştir. Talimat, “Müessesat-ı Mezhebiyye ve Tedrisiyye ve Mekatib ve Emakin-i Sıhhıyye ” başlığını taşımaktadır. İlk kısmı “Mevadd-ı Umumiye” başlığı altında 15 maddeden oluşmaktadır. Bu umumi maddelerden yabancı okulları ilgilendiren şunlardır:

1.madde: Kilise, manastır, papaz ikametgâhları, mektepler(erkek ve kızlara ait geceli-gündüzlü, sanayi, ziraat, hukuk, ticaret, mühendis, ruhban ve saire mektepler), yetimhane, dikişhane, hastahane, muayenehane, eczahane, irzahane, kabristan gibi halen Ferman-ı Ali ile kabul edilmiş, fiilen mevcut müesseseler ve yabancı sağlık kuruluşları aşağıdaki şartlar dairesinde tanınacaklardır.

162 Vahapoğlu, 2005: 76 163 Mutlu, 2005: 36

2.madde: Halen fermanları olmadığı gibi fiilen dahi mevcut bulunmayan müesseseler özel anlaşmalar ile tanınmış olsalar bile tanınmayacaklardır.

3.madde: Fermanları mevcut iken 1 Ekim 1914’de fiilen mevcut olmayanlar tanınmayacaklardır. Şu kadar ki, bu sınıfa dahil olanlardan, inşaatı çatıya kadar gelmiş olanlar istisna olarak tanınacaklardır.

4.madde: 1 Ekim 1914’de fiilen mevcut olup fermanı olmayan manastır ve papaz ikametgâhlarının mevcudiyetleri tanınacaktır. 1 Ekim’den itibaren iki ay zarfında ilgili dairelere müracaatla, ferman talep edeceklerdir. Aksi takdirde tanınmayarak kapatılacaklardır.

5.madde: Gelecekte bir yabancı müessese ihdas edileceği zaman ilgililerin doğrudan doğruya, yani sefaretler vasıta yapılmadan mahalli hükümete müracaat etmeleri mecburi olup kanunen gereken belgeler ve bilgilerin verilmesi halinde ferman alınması mümkün olacaktır.

6.madde: Bir yabancı müessesenin ihdası için talep vukuunda Osmanlı Devleti daha önceki usule riayete mecbur olmayıp talebi istediği zaman reddedebilecektir. 7.madde: Bir yabancı müessesenin ihdasına ruhsat verilmesi açılacak bölgede bağlı olduğu devlet tebaası mevcut olmak ve tesis edilecek müessesenin büyüklüğü tebaasının sayısıyla mütenasip olması şartına bağlıdır.

8.madde: Yabancı müesseselerin ellerinde bulunan vakıf mahaller için kıymetlerinin binde onu mukataa, arazi-i mefkufe, arazi-i emrriyye ve emlak-ı sarf için binde yedi buçuk oranında vergi ödenecektir.

9.madde: Mukataa ve verginin arsaya veyahut arsa ile beraber binaya da uygulanması yeni kurallara tabi olacaktır.

10.madde: Yabancı müesseselerin tasarruf ettikleri mahallerin umumi menfaatler için istimlakı konusunda diğer emlaklardan farkı olmayacaktır.

11.madde: Müessesat-ı Hayriyye ve Mezhebiyye’nin vazife yaptıkları binanın işgal ettiği zeminin, nihayet iki misli genişliğinde yanındaki arsayla birlikte bağlı olduğu cemiyetin falan yerdeki müessesesi namına olarak kanuni harç alındıktan sonra kayıt olunur.

12.madde: Kabristanın büyüklüğü lüzum ve ihtiyaca göre belirleneceğinden onların tashih-i kaydına işgal ettikleri mahalin iki misli kuralı dikkate alınmayacaktır. 13.madde: Şimdiye kadar kayd-ı tashîh edilmiş olanlar halleri üzeri kalacaklardır.

14.madde: Müessesat-ı Mezhebiyye ve Hayriyye’nin gelir getiren emlak ve arazi sahibi olmaları caiz değildir.

15.madde: Müesseselerin müstear isimle tasarruf ettikleri emlak, şahıslar üzerinde bırakılacak ve kayıtları tashîh olunmayacaktır. Bunlardan miktar itibariyle çok olanlarını belirli bir zaman zarfında sattırmaya ve satılmayanların emlakini müzayede ile satmaya, elde edilecek meblağın iadesine Osmanlı Devleti karar verecektir.

Madde 16’dan, madde 20’ye kadar yabancı okullarla ilgili değildir.

20.madde: Yabancılar Osmanlı memleketinde kanunlara uymak şartı ve irade almak suretiyle özel okul tesis edebilirler. Bunun için ilgililerin doğrudan doğruya Maarif Nezareti’ne müracaat etmeleri gerekmekte olup, Maarif Nezareti sebep göstermeksizin bu müracaatı reddetme hakkına sahiptir.

21.madde: Cemiyetlere, hayır şirketlerine, yabancı eğitim kurumlarına bağlı ve mevcudiyetleri birinci kısımda beyan edildiği şekilde kabul edilmiş olanlardan ellerinde ferman olan okullar bu fermanları iki ay içerisinde Maarif idarelerine tescil ettireceklerdir. Tescil olunan bu fermanlar ruhsatname yerine geçecektir. Fermanları olmayanlar iki ay zarfında Maarif Nezareti’ne müracaatla ruhsatname talebine mecburdurlar. Bu ruhsatlar irade alındıktan sonra verilecektir.

Amerikalıların Merzifon’da açmış oldukları Anadolu Koleji’nin tesis tarihinden çok zaman sonra Ferman-ı Ali almak için sefaret aracılığıyla yapmış oldukları başvurulardan anlaşıldığına göre Osmanlı idarecileri böyle ruhsatsız açılan ve daha sonra ruhsat isteyen okullara karşı hiç sıcak bakmamıştır. Ancak kapatılıp başka bir şekle dönüştürülmesi dış baskılar yüzünden mümkün olmamıştır. Maarif Nezareti’ne ait bu muameleler için istenen Ferman-ı Ali’nin verilmesi için Divan-ı Hümayun kalemine havale edilmiştir.164

Osmanlı Devleti’ndeki ruhsatsız açılmış yabancı okullar, kilise gibi yapıların yıkılmasının veya kapatılmasının yabancıların itiraz ve baskısından dolayı gerçekleşmesi pek mümkün olmamıştır. Mesela Sivas’ın merkezinde açılmak istenen bir Ermeni Mektebi ile bir kilise inşası için ruhsat isteğinde okulun gayet büyük olarak inşa edilmesinden bunun inşasına ruhsat verilmesinin çok sakıncalı olduğu düşünülmüş, hemen verilmeyip bir komisyonla tetkik edilmesi ve görüşüldükten sonra irade-i seniye çıkması söz konusu olmuştur. Ermenilerin bizzat başvuruları üzerine Sururi Paşa

164 BOA, Y.A.Res, 66/6, 1311.1.10 (25 Temmuz 1893 tarihli Şurayı Devlet dâhiliye resmi yazışmasında Merzifon Anadolu Koleji’nin Ferman-ı Ali isteği ve devletin buna karşı tutumu için bkz.)

tarafından verilen izin üzerine 338 m2 lik bir alanda altı mahzen, üzeri on altı oda ve salondan oluşan, üç katlı bir binanın yapılmasına izin verilmiştir.165 Yine Merzifon’da bulunan Amerika Misyoner Mektebi(Anadolu Koleji) bitişiğinde olan yakılmış binanın bedelinin ödenmesi, Amerika sefaretinden talep edilmiş ancak böyle bir iddianın gerçek olmadığına dair çalışmalar yapılmışsa da binanın yanan kısmının bedeli olan 500 Lira kadar para verilmiştir. Bu ödemeye Hariciye Nazırı ile görüşülerek karar verilmiştir.166 Talas’ta Amerika misyonerleri tarafından açılmaya çalışılan okulun inşaatının engellenmesi hakkında Kayseri Mutasarrıflığına tebligat verilmiş olmasına rağmen adı geçen mektebin inşasına devam edilmesi, Ankara Vilayetinden bildirilmesi üzerine inşaatın hemen durdurulmasına ve böyle ruhsatsız mektep açılmasının yasak olmasından dolayı engellenmesine karar verilmiştir.167

Anadolu’da ve bazı büyük şehirlerde misyonerler veya yabancılar tarafından ruhsatsız olarak açılan okulların getirilen yasaktan dolayı ruhsat alma zorunluluğu olmasına rağmen, açılmalarına memurların göz yumdukları görülmekte ve göz yumanların sorumlu olacağı padişah tarafından bildirilmektedir.168

Osmanlı Devleti’nin yerel yöneticilerinin şahit oldukları misyonerlerin açmış oldukları ruhsatsız yabancı okulların mektep maddesine binaen ruhsat almaları ve Maarif müdüriyetine başvurmaları çok karşılaştıkları bir durum halini almıştır. Daha önceden dikkat edilmeyen ve önem verilmeyen bu okullar yerel yöneticilerin “Ahval-i Müteessifeye esef veren hal ” tabiriyle nitelendirilmiştir. Nitekim bu okullara devam eden Müslüman çocukların yavaş yavaş dini inançlarına zarar geldiği görülmüş ve devamları engellenmeye çalışılmıştır.169

22.madde: Okullardan hizmetleri tamamen parasız olanlar emlak vergisinden tamamen muaftırlar. Diğerlerinden emlak vergisi olarak kıymet veya kira bedellerine göre verginin yarısı alınacaktır. Ancak gerek tamamıyla muaf olacak ve gerek indirime mazhar olacak okulların, muafiyete ve indirime tabi olması tashih-i kaydı caiz olan kısma uygulanacaktır. Gereğinden fazla olan arazi ve müştemilat vergiler konusunda adi emlak kabul edilecektir.

165 BOA, Y.Mtv. 12/4,1309.Lef.3 (5 Ağustos 1891 tarihinde yapılan yazışmada Ermeni mektebinin açılmasının Merzifon’daki Amerikalılara ait Anadolu Koleji’nden mülken ve siyaseten mahzuru ikinci derecede ele almak lazım geleceği üzerinde durulmuştur.)

166 BOA, İ. ML (İrade-i Maliye) 22 (29 Ramazan 1310/4 Nisan 1309 -16 Nisan 1893 tarihli resmi yazı) 167 BOA, İ. HUS (İrade-i Hususi) 76 (20 Safer 1324/2 Nisan 1322 – 15 Nisan 1906)

168 BOA, İ. HUS(İrade-i Hususi), 65 (27 Şaban 1316/29 Kanunuevvel 1314 – 10 Ocak 1899) 169 BOA, Y.MTV 185-33

Harput’ta Mr. Bartem’in inşa ettirdiği mektebin vergi vermediğini, aynı şekilde Fransız tabiiyetinde bulunan bir takım Capucin rahiplerinin adlarına açılan hanelerin de vergi vermedikleri ve borçlarını tahsil için giden memurları hor görmekte oldukları vakidir.170 Hâlbuki istimlâk-ı emlak kanunun ikinci maddesine göre yabancıların Osmanlı Devleti halkından farkı olmayıp, Osmanlı Devleti halkının sahip olduğu şerait ve usule tabi olmaları gerekirdi.

23.madde: Ruhban yetiştirmeye mahsus okullar gayrimenkul ile ilgili bütün vergilere tabidir.

24.madde: Okulların tamamı istisnasız belediye vergisine tabidir.

25.madde: Okulların hepsi iki ay zarfında Maarif idarelerine bir sorumlu müdür bildirmeye mecburdurlar.

26.madde: Bundan böyle yabancı cemiyet hayır şirketlerinin okul açmaları yasaklanmıştır.

27.madde: Gerek fertler, gerekse müessesata ait olan fermanlı ve fermansız bütün yabancı okullar aşağıdaki şartlara tabi olacaklardır.

a) Türk lisanının ve Türkiye tarih ve coğrafyasının Türkçe olarak okunmasını sağlayacak programların Maarif idarelerine takdimi (Türkçe okulun asli lisanı derecesinde okutulması şarttır. Programlar Maarif idareleri tarafından kontrolle okulun derecesi tayin olacak ve okul tarafından verilecek diplomalar geçerli olacaktır).

Yabancı okullarda okutturulan derslerin takip edilmemesinden ve programlarının bilinmemesinden dolayı mahsurlu veya zararlı fikirlerin okula devam eden öğrencilere aşılanmış olduğu bir gerçektir. Mesela:

“Gerek Dersaadet’te ve gerek vilayette ne kadar ecnebi Darü’t tedrisleri var ise çünkü oralarda okumakta bulunan etfal Devlet-i Aliye tebaasının evlatları olup hariçten gelmiş had be had (kendi kendine) tedrise mübaşeret (başlamış) etmiş muallimin-i ecnebiyye, evlad-ı tebaaya ne okutturuyorlar? Ve onları fikren ne vadiye sevk ediyorlar? Bilmek Devlet-i Aliye’nin hukuk-ı mukaddesede mülkdarı ve tebaa perverisinden (tebaasını sevme) olması esasıyla mârü’l-beyan mektepler inzibat-ı tam tahtına idhal (sokmak) ve temin-i istikbal eylemesi elzemiyetine (lüzumuna) binaen

170 BOA, DH. MUİ, 63.1/83 (Belgede vergiden muaf olmaları mevcut kanuna göre caiz olmadığı gibi Mr.Bartem’in inşa ettirdiği mektep ile buna tabi haneler şuan şahsi olarak kullanılmakta ve

Amerikalıların müesseselerinin henüz Ferman-ı Ali almamış olduğu belirtilmiştir. Aynı şekilde

Fransa’nın himayesindeki Capucin rahiplerinin de yasa dışı hareketleri müzakere edilerek emlak kanunun ikinci maddesine göre hareket edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. 28 Safer 1328/ 26 Şubat 1329 – 11 Mart 1910)

icab-ı maslahatın (yapılması gereken) Maarif Nezareti ile Şura-yı Devlet Mülkiye Dairesi’nce de hadde-i tetkikten (dikkatli araştırma) imrârı ve vilayata ifayı (yerine getirmek) vesaye kılınmak(tavsiyeleri) için neticenin işarı babında…”171 sözleriyle devam eden resmi yazışmada devletin duyduğu rahatsızlık belirtilerek gerçekler göz önüne serilmektedir.

b) Okunacak kitaplar matbu ise müelliflerinin isimleri ile basıldıkları yerlerin bildirilmesi ve birer nüshalarının Maarif idarelerine verilmesi.

c) Okulların bağlı olduğu din ve mezhebe ait ilimlerin, o dine bağlı olmayan öğrencilere telkin edilmemesi, okutulmaması, öğrencilerin dualarında hazır bulundurulmaması.

d) Okulların sınıf imtihanlarında hazır bulunmak üzere Maarif idarelerinden memurların davet olunması.

e) Öğretmenlerin isimlerini, tabiiyetlerini bildiren cetvellerin takdimi, diploma veya ehliyetnamelerin bildirilmesi ve Türkçe öğretmenlerinin Maarif idareleri tarafından ehliyetli olması.

Yabancı okullardaki yabancı öğretmenler “ecnebi muallimi denen müfsid (bozguncu)” tabiriyle anılarak yaptıkları zararlı faaliyetlerin önemi vurgulanmak istenmiştir.172

Osmanlı Devleti’nin başkentinde ve vilayetlerdeki gayrimüslim okullarında ve yabancı okullarda yapılan ödül törenlerinde müdür ve öğretmenler tarafından münasebetsiz konuşmalar yapıldığı ve bunlara meydan verilmemesi için bu gibi kanunların çıkması uygun görülmüştür.173

f)Her zaman Maarif ve Sıhhıyye müfettişlerinin kabulü ve vazifelerinin kolaylaştırılması.

g) Hükümlere zamanında uymayan okulların kapatılması.

Görüldüğü gibi geç kalınmış olsa da yabancı okullar sıkı bir denetim altına alınmaya çalışılmıştır. Ancak yabancıların baskıları bunların uygulanmasına engel olmuştur. Çoğu ruhsatsız açılan okullar ruhsatla resmi bir düzenlemeye sokulmaya çalışılmış ancak okulların resmiyetten, vergiden uzak, tamamen yabancıların keyfiyetlerine göre açılmış oldukları vahim bir şekilde görülmüştür. Mesela, İstanbul

171 BOA, Y.PRK.DH, 10/58, Lef.2 (23 Eylül 1313/ 4 Eylül 1897 tarihli makam-ı sadarete Dahiliye nezaretinden yazılan tezkere suretidir.)

172 BOA, Y. PRK, 10/52 Lef.1

173 BOA, Y. PRK. MF, 3/15 (1893-94/1309 kanunusanisi ibtidasından nihayetine kadar mekatib-i gayrimüslime ve ecnebi hakkında cereyan eden malumatın hülasasına dair bkz)

Pangaltı’da, Mekyadis rahiplerine ait iki hanenin mektep olarak kullanıldığı görülmüştür. Ancak bu suretle devam etmesinin, vergiden muaf olamayacağına değinilmiş, Ferman-ı Ali verilmemiş, Ermeni Katolik Patrikliği tarafından verilen dilekçe ile izin istenmiştir. Eğer bu mekteplere izin çıkarsa derslerin programları ve orada okutturulan kitaplar tetkik ve muayeneye tabi tutulmuştur. Vaktiyle hane olarak açılan binanın şimdi mektep için ruhsat istemesi Osmanlı Devleti tarafından münasip bulunmamış bu durumun dile getirilmesindeki temel niyet vergiden muaf olunması düşüncesidir ki, bu durum reddedilmiştir.174 Bu yasal düzenlemeler yabancıların dilek ve isteklerini kendi menfaatleri doğrultusunda bir oyuna ve sömürüye dönüştürmüştür. Ruhsatsız açılan okullar çok seneler sonra ruhsat talep ederek varlıklarını devam ettirmişlerdir.175