• Sonuç bulunamadı

Ülkemizde yabancı dil eğitimi ilkokuldan üniversiteye kadar devam eder. Bu denli uzun bir zamanda İngilizce eğitimi alan bireylerin İngilizce dilini çok iyi öğrenmiş olmaları beklenmektedir. Ancak günümüzde İngilizce dersi alan bireylerin çoğu bu dili öğrenememektedir. Dolayısı ile İngilizce eğitimi verilirken izlenen yollarda problemler vardır.

Dil öğretiminde karşılaşılan problemlere çözüm önerileri olarak 2013 yılında TOBB Eğitim Meclisi’nde gerçekleştirilen 5. eğitim kongresinde sonuç raporunda şu şekilde öneriler bulunmaktadır: (Kırkgöz, 2013, s.5).

Ölçme ve değerlendirme sistemden tamamen çıkarılmalı, öğrenme çıktılarının değerlendirilmesi gereklidir.

Yazılı sınav soru türü olarak çoktan seçmeli soruların yanında diğer soru türlerine de yer verilmelidir.

İngilizce dersi ulusal sınavlarda (YDS, SBS) değerlendirilmelidir. 4 becerinin ölçüldüğü Cambridge ESOL sınavlarından yararlanılabilir.

Müfredatı uygulamanın yanında öğretmenler, öğrencilerin günlük yaşamda baş etmesi gereken konuşmaları yapabilme becerilerini geliştirmelerine de yardımcı olmalıdır. Ayrıca müfredatın da yeniden düzenlenerek öğrencilerin günlük konuşmaları yapabilme becerilerini geliştirmelerine yardım edecek yapıya kavuşturulmalıdır.

3-5 kişiden oluşan komisyonlarca, Türk toplumuna özgü kültür dokusuna uygun ve öğrencinin günlük yaşamda kullanacağı İngilizceyi kapsayan, “can do statement” ları içeren kitaplar hazırlanmalıdır.

Öğrencilerin ürettikleri şiir, hikâye gibi ürünleri saklayabilecekleri ve daha sonra kendilerinin gelişimlerini inceleyebilecekleri, velileriyle de paylaşabilecekleri performans değerlendirme aracı olan portfolyodan yararlanılmalıdır.

Öğretmenlerin takım halinde çalışma ruhunun geliştirilmesi gerekmektedir.

öğretme sistematiğini ve müfredatı gözden geçirerek dil öğretiminin etkin hâle getirileceği ifade edilmiştir (AKP, 2015, s.83).

CHP yabancı dil eğitimi ile ilgili olarak her öğrencinin en az 1 yabancı dil bilerek mezun olmasının sağlanacağını belirtmiştir. Bu doğrultuda çalışmalar yapılacağını belirtmiştir (CHP, 2015, s.113).

Günümüzde uzun yıllar boyunca yabancı dil eğitimi verilmektedir. Yabancı dil zorunlu ders olarak okutulmaktadır. Fakat yabancı dil başarısı çok düşüktür. Bu durum uygulama aşamasında sorunlar olduğunun açık göstergesidir. Yabancı dil eğitiminde yer alan sorunlar araştırılmalı ve gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

Yabancı dil eğitimi konusunda MHP ve HDP’nin herhangi bir açıklaması bulunmamaktadır.

3.20. Din Eğitimi

Toplumlarda din-eğitim ilişkisini büyük ölçüde din-devlet ilişkisi belirlemektedir. Dolayısı ile din, devlet üzerinde ne denli güçlü bir etkiye sahip olursa eğitim sistemi üzerinde de o denli yönlendirici olmaktadır. Bu anlamda dinin eğitim üzerindeki etkisi var olan siyasal yapı ile yakından ilişkili olmaktadır (Toprakçı, 2002, s.224).

Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 32. maddesi İmam Hatip Liseleri başlığını taşımaktadır. Maddenin metni şu şekildedir: “İmam Hatip Liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur’an Kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığı’nca açılan orta öğretim sistemi içinde hem mesleğe, hem yüksek öğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır.” (Kaplan, 2005, s.269). 1924 programında din dersleri “Kur’anı Kerim ve Din Dersleri” başlığı altında işlenmiştir. Bu dersler 1. sınıflar hariç diğer sınıflarda haftada ikişer saat okutulmuştur. Dersin amacı ve uygulaması “Kur’an-ı Kerim elifbası gösterildikten sonra Kur’an-ı Kerim tedrisine başlanacak ve Amme Cüzüne devam olunacaktır. Öğretmen bu derste münasebet düştükçe Hz. Peygamberin menakıb-ı seniyesini izah ederek İslam muhabbetini çocukların kalbinde yaşatacaktır.” şeklinde açıklanmıştır (Toprakçı, 2002, s.81).

1927 yılında din dersleri ilk ve ortaokul programlarından çıkarılmıştır. Bunun tek istisnası köy okulları olmuştur. Köy ilkokullarında din dersinin 1940 yılına kadar haftada bir saat ders verilmesine karar verilmiştir (Kaplan, 2005, s.159).

1948-1949 eğitim öğretim yılından itibaren CHP tarafından ilkokullara seçmeli din dersleri konulmuştur. 1950-1951 eğitim öğretim yılından itibaren din dersleri seçmeli ders olmakla birlikte programa dâhil edilmiştir. 1951-1952 eğitim öğretim yılında ise öğretmen okullarının ikinci dönemlerinin birinci ve ikinci sınıflarında din dersleri zorunlu hâle getirilmiştir. Zorunlu olan bu ders haftada bir saat gösterilmiştir.

1960’lı yıllarda aydın din görevlisi yetiştirmek için açılan İmam Hatip Liseleri’nin sayıları hızla artmıştır. Bundan dolayı İmam Hatip Liseleri meslek okulu olmaktan çıkmıştır. Böylece İmam Hatip Okulları orta öğretimin büyük bir parçası hâline gelmiştir (Toprakçı, 2002, s.86).

Milli Eğitim Temel Kanununun 1973 yılında getirdiği düzenlemeye göre İmam Hatip Liseleri mezunları İlahiyat Fakültesi gibi yetiştirildikleri yönde eğitim veren fakültelere girebilecekleri belirtilmiştir. 1976 yılında ilk mezunlarını veren İmam Hatip Liseleri’nin bu yeni statüsü 1983’e kadar sürmüştür. 16.06.1983 tarihinde yapılan değişiklik ile yasanın 31. maddesi şu şekilde olmuştur: (Kaplan, 2005, s.269-270).

“Lise veya dengi okulları bitirenler yüksek öğretim kurumlarına girmek için aday olmaya hak kazanır. Hangi yüksek öğretim kurumlarına, hangi programları bitirenlerin nasıl girecekleri, giriş şartları, Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği yapılarak Yüksek Öğretim Kurulu tarafından tespit edilir.”

Bu düzenleme ile birlikte İmam Hatip mezunlarına İlahiyat Fakülteleri dışında istedikleri fakültelerde okuma hakkı verilmiştir.

AKP 7 Haziran seçimleri için yayınladığı bildiride Hz. Muhammed’in Hayatı, Kur’an-ı Kerim ve Temel Dini Bilgiler derslerinin isteğe bağlı seçmeli ders olarak müfredata dâhil edildiğini belirtmiştir (AKP, 2015, s.77).

CHP din eğitimi ile ilgili olarak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin seçmeli ders olarak düzenleneceğini belirtmiştir. Bunun yanında farklı inanç gruplarına göre din eğitiminin verileceği de açıklanmıştır (CHP, 2015, s.113).

AKP ve CHP din eğitimi konusunda tamamen farklı politikaya sahiptir. Öyle ki AKP Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerini zorunlu ders kapsamına almıştır. Ancak CHP seçmeli ders olarak planlamaktadır.

MHP 7 Haziran seçimleri için yayınlamış olduğu seçim bildirgesinde; din eğitimini, milli birlik ve bütünlüğün sağlanması, vatandaş ile devlet arasındaki yakınlaşma ve çeşitli ön yargıların giderilmesine önemli katkılar sağladığını açıklamıştır. Ayrıca din eğitiminin devlet eli ile yapılacağını da açıklamıştır (MHP, 2015, s.194).

MHP din eğitiminin birleştirici özelliğine vurgu yapmıştır. HDP din eğitimi konusunda herhangi bir açıklama yapmamıştır.