• Sonuç bulunamadı

Günümüzde Türk Eğitim sisteminin hemen her kademesinde problemler vardır. Bu sorunlar arasında değişme ve gelişmenin takip edilmemesi, teknolojinin takip edilmemesi, araç-gereç yetersizliği, bilimsel araştırma faaliyetlerinin yetersizliği gösterilebilir (Berber,

Akyüz (2011) eğitim politikalarında yapılan yanlışlar üzerinde de durmuştur. Bu yanlışlıklar şu şekilde açıklanabilir:

Öğrencileri yetenekleri doğrultusunda ve ülkenin gerçekten ihtiyacı olan mesleklere ve teknik eğitime yönlendirici bir örgün eğitim sistemi kurulamamıştır.

Eğitim öğretimde, “şekilsel” tutum ve davranışlara fazla yer verilmiş, bu da bazen “öz”ü unutturmuştur.

Zaman zaman hükümetler kendi partilerinin isteklerini eğitime aşırı ölçüde yansıtmışlar, bu nedenle, istikrarlı bir milli eğitim politikası izlenememiştir.

Çok partili rejime geçildikten sonra mahalli seçmeni tatmin etmek için gerçek ihtiyaç düşünülmeden çeşitli yerlerde pek çok okul açılmıştır.

Öğretmen yetiştirmede zaman zaman nitelik gözetilmemiş, bunun da başlıca iki olumsuz sonucu olmuştur:

a) Genel eğitim ve öğretim bundan zarar görmüştür.

b) Öğretmenlik mesleği toplumda lâyık olduğu düzeye yükselememiştir.

Eğitimin sorunları tümüyle çözülememiş, başka sorunlar ortaya çıkmış, bazıları da büyük boyutlara ulaşmıştır.

Kitle iletişim araçları (basın, radyo, televizyon, sinema, video filmleri vs.) eğitim ve öğretime yeterli destek ve katkıda bulunmamışlardır.

Siyasal etkenler, bozuk kentleşme, kaynak yetersizliği, umursamazlık, şekle önem verme vs. gibi nedenler ile eğitimde nitelik yeterince sağlanamamıştır.

Öğretim yöntemleri ve öğrenci disiplini konusunda geçmişten gelen etkiler sürüp gitmiştir. (ezbercilik, vs.).

Türk eğitim tarihinin geniş tecrübe ve fikir birikiminden asıl günümüzde ders alınması gerekirken, ilgililerde ve aydınlarda bu konuda yeterli bilinçlenme ve çaba görülmemektedir. (s. 328-329).

Akyüz’ün eğitim alanında belirtmiş olduğu bu yanlışlıklar Cumhuriyet tarihi boyunca eğitim alanında yaşanan sorunlardan bazılarıdır. Bu sorunlardan bir kısmı hâlen devam ederken bir kısmı sorun olmaktan çıkmıştır. Öyle ki günümüzde teknolojik araçlar eğitim alanında kullanılmaktadır. Ancak öğretmenlerin kaliteli yetiştirilmesi konusunda aksaklıklar devam etmektedir. Birçok öğretmen adayı Fen-Edebiyat mezunlarından oluşmaktadır. Fen Edebiyat fakültelerinin asıl amacı bilim adamı yetiştirmektir. Dolayısı ile öğretmenlik meslek bilgisini formasyon ile alan Fen Edebiyat mezunları öğretmenlik yaparken sıkıntı çekmektedirler.

Türkiye’de öğretmen yetiştirme görevi 16 Mart 1848’de “Darülmuallimîn” ile başlamıştır. Günümüzde ise öğretmen yetiştirme görevi özerk üniversitelerdeki eğitim fakültelerinde gerçekleşmektedir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren öğretmen yetiştiren kuruluşlar ise sırasıyla; İlköğretmen Okulları, Köy Enstitüleri, Yüksek Öğretmen Okulları, Üç Yıllık Eğitim Enstitüleri, İki Yıllık Eğitim Enstitüleri ve Eğitim Fakülteleri olmuştur (Erdem, 2015, s.20).

yıllarında öğretmen ihtiyacının çok olmasından dolayı çeşitli politikalar gerçekleştirilmiştir. Günümüzde öğretmen yetiştiren eğitim fakültelerinin yanı sıra formasyon ile öğretmen yetiştirme politikası da etkisini devam ettirmektedir. Öğretmen yetiştirmedeki bu iki başlılık birçok sorunu da meydana getirmektedir.

Diğer yandan öğretmen fazlalığının olduğu hakkında açıklamalar yapılırken bir yandan formasyon verilmeye devam edilmesi bir çelişkidir. Formasyon eğitiminin kısa sürede verilmesi alanında başarılı öğretmen yetiştirilmesinin de önüne geçmesine neden olmaktadır.

Türkiye’de öğretmen yetiştirme alanında yapılan çalışmalar Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte hız kazanmıştır. Öğretmen yetiştirme modelleri oluşturulurken ülke gerçekleri ve toplumsal yapı göz önüne alınmıştır. 1926 yılında ortaöğretim kurularına öğretmen yetiştirmek amacı ile Ankara Gazi Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü açılmıştır. 1934 yılından sonra da Teknik Öğretmen Okulları açılmıştır. Bu dönemde Anadolu 15 bölgeye ayrılmıştır. Bu bölgelere kadrolu ve güçlü eğitimcilerden oluşan 15 öğretmen okulu açılmıştır (Toprakçı, 2002, s.39).

1940 yılında öğretmen ihtiyacını karşılamak için Köy Enstitüleri açılmıştır. Yatılı olan bu enstitülere ilkokul mezunu köy çocukları alınmıştır. Bu çocuklar köy koşullarına uygun öğretmen olarak yetiştirilmiştir. Köy Enstitüleri 6234sayılı kanun ile 1954 yılından itibaren ilköğretmen okulları ile “İlköğretmen Okulu” adı altında birleştirilmiştir (Toprakçı, 2002, s.39-40).

Öğretmen yetiştirme politikaları dönemden döneme farklılık göstermiştir. İlk kurulduğundan bu yana Cumhuriyet tarihinde öğretmen yetiştirilmesi ile ilgili yapılan bu değişiklikler öğretmen yetiştirme politikalarında kararlılığın olmadığını göstermektedir. 14.06.1973 tarihinde kabul edilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 4. maddesinde genellik ve eşitlik ilkelerine yer verilmiştir. Ancak ülkemizde bir dönem açılan ortaokul ve lise kurumlarında bulunan öğrenciler mezun olduktan sonra üniversitelere yerleşemedikleri için bu ilkeden yararlanamamışlardır (Bilgiseven, 1986, s.47).

MHP atanamayan öğretmenler sorununun çözümü için öğretmen ihtiyacının yıllara göre ve alanları itibari ile tespit edileceğini belirtmiştir. Bu doğrultuda eğitim fakülteleri ile pedagojik formasyon programı ile öğretmen olma imkânı veren diğer yükseköğretim

açıklanmıştır. Aynı zamanda bu uygulamalar yeni açılacak programların belirlenmesi için planlama yapılacağı da belirtilmiştir (MHP, 2015, s.200).

Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren ülkemizde eğitim alanında birçok yenilik gerçekleştirilmiştir. Ancak eğitim alanındaki sorunlar bitmemiştir. Özellikle okullaşma ile ilgili sorunlar yaşanmaktadır.

Öğretmen yetiştirmede uygulanan politikalar sonucu nicelik, niteliğin önüne geçmiştir. Bundan dolayı günümüzde öğretmen yetiştirmede sorunlar ortaya çıkmıştır (Toprakçı, 2002, s.87).

Günümüzde neredeyse her ilde bir üniversite vardır. Birçok fakülte, yüksek okul ve enstitü kurulmuştur. Ancak bugüne kadar yapılan uygulamalar siyasal kanunlar ile kurulan üniversitelerin verimli olmadığı göstermiştir. Üniversiteler genellikle öğrencilerin orta öğretimde kazanmaları gereken bilgilerin çoğundan yoksun olarak mezun olmaktadır. Bu nedenle üniversitelerde etkili bir eğitim yapılamamaktadır (Toprakçı, 2002:285).

Eğitim sistemimizdeki sorunlardan biri de her okulda rehberlik servisinin olmamasıdır. Rehberlik servisi bulunan okullarda ise yeterince iyi rehberlik yapılamamaktadır.

CHP 7 Haziran 2015 seçimleri için vermiş olduğu seçim bildirgesinde bütün okullarda rehberlik faaliyetinin yürütülmesini sağlayacaklarını belirtmiştir. Aynı zamanda öğrenci başına düşen psikolojik danışmanlık ve rehberlik öğretmeni sayısını OECD ülkeleri düzeyine yükselteceklerini belirtmiştir (CHP, 2015, s.112).

Eğitim alanında yaşanan sorunlardan biri de dil öğreniminde yaşanan sorundur. Ülkemizde yabancı dil eğitimi zorunlu olmasına rağmen ülkemizdeki öğrencilerin çoğu yabancı dil öğrenemeden mezun olmaktadır.

CHP 7 Haziran seçilerinde vermiş olduğu seçim bildirgesinde yabancı dil eğitiminde öğrencileri yeterlilik düzeyine ulaşabilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılacağını belirtmiştir. Bu amaçla ilköğretim aşamasında öğrencilere bir yıl süre ile yabancı dil ağırlıklı eğitimin verilmesinin sağlanacağı belirtilmiştir. Aynı zamanda yabancı dil öğretmenlerinin mesleki gelişimine destek olacak kapsamlı bir hizmet içi eğitim sisteminin geliştirileceği belirtilmiştir (CHP, 2015, s.113).

Türkiye’de ortaöğretime geçiş için birçok sınav türü denenmiştir. Öyle ki LYS, OKS, SBS ve TEOG sınavları bu sınavlardandır. Bir üst kuruma geçişte sürekli sınav değişikliğinin

TEOG (Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı) AKP iktidarında uygulamaya konmuş olan son sınavdır. AKP bu sınavı öğrenci, öğretmen ve okul ilişkisinin güçlendirilmesi ve başarı değerlendirme sürecini yıl içinde dağılarak sınav kaygısının azaltılması için uygulamaya konulduğunu açıklamıştır (AKP, 2015, s.79).

AKP öğrencileri çeşitli alanlarda doğru bir şekilde yönlendirme, etkili öğrenmelerini sağlama, becerilerini geliştirme ve geleceğe hazırlama konularında gerekli rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin etkin bir şekilde verilmesinin sağlanacağını ifade etmiştir (AKP, 2015, s.83).

AKP 7 Haziran 2015 seçimleri için yayınlamış olduğu seçim bildirgesinde üniversiteye giriş sisteminin gözden geçirileceğini ifade etmiştir. Bu bağlamda öğrencilerin gerçek performanslarının dikkate alındığı bir formül geliştirileceği belirtilmiştir. Diğer yandan bu formülün sınav stresini en aza indirecek bir yaklaşımla oluşturulacağı da açıklanmıştır (AKP, 2015, s.86).

AKP öğrenciler üzerindeki sınav baskısının azalması amacıyla yükseköğretime geçişteki sınavların yılda birden fazla yapılmasının sağlanacağını da belirtmiştir (AKP, 2015, s.86). Öğretmen yetiştirme politikaları, öğretmen atamaları, bir üst kuruma geçişte yapılan sınavlarda yapılan sürekli değişiklikler eğitimde yaşanan en önemli sorunlardandır. Gerçekleştirilen politikalardan bazıları sorunları azaltırken bazıları yeni sorunlara neden olabilmektedir. Bundan dolayı gerçekleştirilecek olan politikalarda bu sorunlar göz önüne alınmalıdır.

BÖLÜM 4

SONUÇ VE ÖNERİLER

4.1. Sonuç

Bu çalışmadan elde edilen bulgular şu şekildedir:

Ülkemizde kuruluşundan günümüze değin eğitim alanında birçok politika gerçekleştirilmiştir. Bu politikalar dönemin eğitim gündemi ile doğru orantılı olmuştur. Kuruluş döneminde eğitimin temel amacı okur yazar vatandaş sayısını artırmak olmuştur. Bu doğrultuda yeni Türk harflerinin kabulü gerçekleşmiştir. Arkasından millet mektepleri açılmıştır. İlerleyen dönemlerle birlikte öğretmen sayılarında artış yaşanması için çalışmalar yapılmıştır.

Öğretmen yetiştirilmesi için açılan ilk üniversite günümüzdeki Gazi Eğitim Fakültesi’nin açılması olmuştur. Zamanla üniversitelerin sayılarında artış yaşanmıştır. Bu doğrultuda eğitim fakültesi öğrencileri öğretmen olarak yetiştirilmiştir.

Bir dönem ülkemizde öğretmen ihtiyacı çok olmuştur. Bundan dolayı mezun olan öğrencilere gönderilen mektuplarda görev yerleri bildirilmiştir. Öğretmen ihtiyacı çok olduğu için farklı politikalara da yer verilmiştir. Öyle ki üniversitelerin Fen-Edebiyat bölümü okuyan öğrencilerine formasyon verilmesi sağlanmıştır. Bu doğrultuda branş öğretmen ihtiyacının karşılanması hedeflenmiştir. Ancak sayıları her geçen gün artan üniversiteler ve Fen-Edebiyat mezunu öğrencilerinin formasyon alması ile beraber öğretmen sayısında artış yaşanmıştır. Bu sorunun önüne geçilebilmesi için öğretmen adaylarına KPSS sınavı uygulanmaya başlamıştır.

Formasyon eğitiminin 2-3 ay gibi kısa bir sürede verilmesi öğretmenlik mesleğinin tam olarak öğretilememesine neden olmuştur. Bu durum kaliteli öğretmen yetiştirilmesine engel olmuştur. Diğer yandan yapılan son düzenleme ile birlikte KPSS sınavında genel

başlanmıştır. Ancak bu alan sınavları her branşa uygulanmamaktadır. Diğer taraftan öğretmen adaylarının yapılan sınavlardaki başarılarına bakıldığında alan bilgisinde de sorunlar olduğu görülmektedir.

Günümüzde eğitim politikaları zorunlu eğitimin süresi dâhil olmak üzere siyasi partiler tarafından farklı şekilde ele alınmaktadır. Bu doğrultuda AKP 4+4+4 eğitim sistemini savunurken diğer siyasi partiler bu yapılanmanın dışında eğitim politikası geliştirilmesi gerektiği görüşündedir.

Çalışmada ele alınan siyasi partilerin tamamı okullaşma oranlarında artış olması konusunda hemfikirdir. Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında okullaşma oranlarının artırılması gerektiği belirtilmiştir.

Siyasi partiler müfredat ve seçmeli dersler konusunda da farklı politikalar geliştirmiştir. Öyle ki AKP hükümeti dini eğitim ağırlıklı müfredat ve zorunlu dersler olması gerektiği görüşündedir. Bunun yanında CHP felsefe ve pozitif bilimlere ağırlık verilmesi gerektiği görüşündedir. MHP ise bu derslerin yanında öğrencilere kültür eğitiminin verilmesi gerektiğini savunmaktadır. HDP ise müfredat konusunda ayrıntılı açıklamalara yer vermemiştir. HDP’nin eğitim politikasında ana dilde eğitim vardır.

AKP, CHP ve MHP eğitime ayrılan bütçe hakkında ayrıntılı açıklamalar yapmıştır. Bu siyasi partilerin her biri eğitim hakkındaki politikalarına oldukça geniş ve ayrıntılı olarak yer vermiştir. Ancak HDP eğitim konusundaki politikalarını 1-2 sayfada açıklamıştır. Eğitim politikalarında üzerinde en çok durulan konulardan biri mesleki eğitimdir. Meslek liselerinin durumunun iyileştirilmesi konusunda çalışmalar yapılması gerektiği belirtilmiştir. Özellikle MHP bu konuda ayrıntılı açıklamalara yer vermiştir.

Eğitim politikalarında önemli olan bir diğer nokta derslik sayıları ve okullarda materyal kullanımıdır. AKP iktidar dönemi boyunca yapılan derslik sayılarını vermiştir. Bunun yanında AKP, CHP ve MHP derslik sayıları ile ilgili yapılması gerekenler hakkında bilgi vermiştir.

Tüm siyasi partilerin ortak düşüncesi bilim ve teknoloji alanındaki çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiği olmuştur. Bu bağlamda Fatih projesi AKP tarafından açıklanmıştır. Eğitim alanında yaşanan sorunların başında öğretmenlerin yetiştirilmesi sorunu gelmektedir. Ancak siyasi partiler genel olarak öğretmen atamaları ile ilgili açıklamalar yapmıştır. Ancak öğretmen atamaları önemli olmakla beraber daha da önemli olan kaliteli

öğretmen yetiştirilmesinin sağlanmasıdır. Ancak formasyon verilmesi durumuna devam edildiği sürece bu sorunun önüne geçilemeyecektir. Çünkü formasyon eğitimi 1 yıl bile sürmemektedir. Diğer yandan eğitim fakültelerinde 4-5 yıl boyunca öğretmenlik mesleği ile ilgili dersler okutulmaktadır.

Üniversitelerin eğitim fakültelerinden mezun olan öğretmenler daha etkili şekilde ders anlatımı ve öğrencilere rehber olunması konusunda başarılı olmaktadır. Ancak Fen Edebiyat bölümü mezunu öğretmenlerde bu durum söz konusu değildir. Öyle ki bilgili olmaktan ziyade bilgiyi öğrencinin kazanmasını sağlayan ve donanımlı olan öğretmenlere ihtiyaç vardır.

Eğitim alanında yaşanan bir diğer sorun ise öğretmenlerin çok ileri yaşlarda emekli olmasından kaynaklanmaktadır. Genellikle öğretmenler maaşlarında azalma yaşanacağından dolayı emekli olmayı tercih etmemektedir. Ancak değişen eğitim politikalarına uyum sağlamada da güçlük yaşamaktadırlar. Bu durum eğitimde kalitenin düşmesine neden olmaktadır. Diğer taraftan emekli olmayan öğretmenlerden dolayı genç öğretmen atamalarında da azalma söz konusu olmaktadır.

Ülkemizde yapılan rehberlik faaliyetlerinde yetersizlikler söz konusudur. Öyle ki rehber öğretmenler okullarda aktif hareket etmemektedir. Bu durumda çocukların eğitsel, mesleki, sosyal gelişimlerinde aksamalara neden olmaktadır. Özellikle meslek seçimi konusunda öğrenciler yeterince bilgilendirilmemektedir. Rehberlik faaliyeti sadece sorunlu öğrencilere uygulanmamalıdır ve sadece mesleki rehberlik yapmamalıdır. Ancak bu alanlarda dahi istenen verim elde edilememektedir.

Siyasi partilerin üzerinde hemfikir oldukları konulardan biri de yabancı dil eğitimi konusudur. Yabancı dil ülkemizde zorunlu dersler arasında yer almaktadır. Ancak İngilizce okutulan yabancı dil derslerinde istenen seviyede başarı sağlanamamıştır. Öyle ki yabancı dil dersi İlköğretimden itibaren zorunlu olarak okutulmasına rağmen öğrenciler İngilizceyi öğrenememektedir. Ülke genelinde yapılan sınavlarda da yabancı dil sınavları ortalamanın en düşük olduğu sınavlar içerisinde yer almaktadır. Bu durum uygulanmakta olan yabancı dil dersi politikasında sorunlar olduğunu açıkça göstermektedir.

Ülkemizde eğitim politikalarında yaşanan en çok değişiklik sınav sisteminde gerçekleşmektedir. Öyle ki ortaöğretime yerleşme sınavlarında arka arkaya OKS, SBS ve TEOG gibi sınavlar yapılmıştır. Sınavlarda yaşanan bu sık değişiklikler özellikle

öğrencilerde kaygı seviyesinde artışa neden olmaktadır. Bu durumda öğrenciler derslere çalışırken kendilerini bir baskı altında hissetmektedir.

Sınav sistemindeki değişiklikler üniversiteye yerleşmede de kendisini göstermektedir. Öyle ki ÖSS sınavı 2010 yılında yapılan bir değişiklik ile kaldırılmıştır. Bu sınavın yerine YGS ve LYS sınavları getirilmiştir.

Sınav sistemleri öğrencileri ezberciliğe yöneltmektedir. Bundan dolayı öğrenciler eleştirme, hipotetik düşünme, yaratıcı düşünme gibi tekniklerden uzak olarak eğitim hayatlarına devam etmektedir. Sınav sonrasında da ezberlenen bu bilgiler kısa sürede unutulmaktadır.

Eğitim sistemimizdeki değişiklikler çok sık şekilde değişmeye devam etmektedir. Değişmeyen bir kurum olması söz konusu değildir. Elbette küreselleşen dünyada gelişmeleri yakından takip etmek için değişiklikler yapılmalıdır. Ancak yapılacak olan değişiklikler uzun sürede devam edecek şekilde düzenlenmelidir.

4.2. Öneriler

1) Eğitim politikaları geliştirilirken uzun vadede uygulanacak şekilde hazırlanmalıdır. Eğitimde fırsat eşitliği doğrultusunda bütün okullarda teknolojik araçlara yer verilmesi gerekmektedir.

2) Sınav sistemlerinde sık sık değişikliklere gidilmemelidir. Sınav soruları öğrencileri ezberciliğe yönlendiren durumda olmamalıdır.

3) Öğrencilere yaratıcı, empatik ve hipotetik düşünme becerileri kazandırılmalıdır. Dersler buna uygun olarak işlenmelidir.

4) Öğretmen yetiştirilmesi konusundaki farklılıklara son verilmelidir. Bu doğrultuda eğitim fakülteleri dışında mezun olanların öğretmen olması söz konusu olmamalıdır. Formasyon uygulaması kaldırılmalıdır.

5) Yabancı dil eğitiminde başarıların sağlanması için araştırmalar yapılmalıdır. Yabancı dil eğitiminin etkili olmamasının nedenleri ortaya çıkarılmalıdır. Bu doğrultuda düzenlemeler yapılarak eğitime devam edilmelidir.

6) Okullaşma politikaları ve taşımalı eğitim alanındaki çalışmalara devam edilmelidir.

8) Felsefe, sosyoloji, psikoloji, vatandaşlık dersleri zorunlu olmalıdır. Bireylerin çok yönlü düşünmelerinin sağlanması gerekmektedir. Böylelikle ezberciliğin önüne geçilmelidir.

9) Din eğitimi konusunda alanında uzman öğretmenlerin atamalarının yapılması sağlanmalıdır.

10) KPSS sınavlarında yapılan öğretmenlik alan bilgisi testinden öğretmenlerin başarısız olmaları önemli bir sorundur. Bu durumun nedenleri araştırılmalıdır. Çünkü atama sayısı fazla olan öğretmen branşlarında alan sınavı ve eğitim bilimleri sınavında çok başarı sağlayamayan adayların ataması yapılmaktadır. Bu durumda eğitimde kaliteyi düşürmektedir. Ayrıca atama sayısı az olan branşlardaki öğretmen adayları bu öğretmenlerden daha fazla başarı sağlamasına rağmen atanamamaktadır.

11) Ücretli öğretmenlik kaldırılmalıdır. Öğretmen atamalarındaki tek kriter sınav olmamalıdır. Öğretmenlerin sınıf içerisinde ders anlatımları da bir kriter olmalıdır. 12) Eğitimin finansmanı alanında çalışmalar hızlandırılmalıdır.

13) Rehberlik faaliyetleri ile ilgili çalışmalar iyileştirilmelidir. Rehber öğretmenlerin aktif hareket etmeleri sağlanmalıdır.

KAYNAKÇA

Akın, U. (2009). Türkiye’de eğitim bütçesi. Eğitim ve Sosyal Bilimler Dergisi, 38(184), 8- 25.

Akıncı, A., Kurtoğlu, M., & Seferoğlu, S. (2012, Şubat). Bir teknoloji politikası olarak

fatih projesinin başarılı olması için yapılması gerekenler: Bir durum analizi Çalışması. Akademik Bilişim Konferansında sunulmuş bildiri, Uşak Üniversitesi,

Uşak.

AKP 7 Haziran 2015 Seçim Beyannamesi, https://m.akparti.org.tr adresinden erişilmiştir. Akyüz, Y. (2011). Türk eğitim tarihi. Ankara: Pegem Akademi.

Azar, A. (2011). Türkiye’deki öğretmen eğitimi üzerine bir söylem: nitelik mi, nicelik mi.

Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, 1(1), 36-38.

Berber, Ş. (1999). Türkiye’deki siyasi partiler ve eğitim politikaları, 1-34.

Berber, Ş. (2003). Küreselleşme perspektifinde kültürel değişme ve eğitim, TSA, 7(1), 175- 179.

Berber, Ş. (2003). Bilgi çağında eğitim, TSA, 7(2), 39-50.

Bilgiseven, A. (1986). Milli eğitim sistemimiz nasıl olmalıdır. İstanbul: Afşin.

CHP 7 Haziran 2015 Seçim Beyannamesi, https://www.chp.org.tr adresinden erişilmiştir. Çetin, H. (2001). Devlet, ideoloji ve eğitim, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler

Dergisi, 25(2), 201-211.

Dağhan, G. Kalaycı, E. & Seferoğlu, S. (2011, Şubat). Milli Eğitim şuralarındaki teknoloji

politikalarının incelenmesi. XIII Akademik Bilişim Konferans Bildirilerinde

sunulmuş bildiri, İnönü Üniversitesi, Malatya. Ergüder, Ü. (2013). Eğitim izleme raporu, Ankara: ERG.

Erdem, A.R. (2015). Öğretmen yetiştirmenin A, B, Ç’si, Journal of Teacher Educatıon and

Educators, 4(1), 16-38.

Güngör, G., & Göksu, A.(2013). Türkiye’de eğitim finansmanı ve ülkelerarası bir karşılaştırma, Yönetim ve Ekonomi Dergisi, 20(1), 59-72.

HDP, 7 Haziran 2015 Seçim Beyannamesi, www.hdp.org.tr adresinden erişilmiştir. Hürriyet Gazetesi, (2015). 2015 eğitim izleme raporu açıklandı. Haberi, 9 Eylül 2015. Kaplan, İ. (2005). Türkiye’de Milli Eğitim ideolojisi ve siyasal toplumsallaşma üzerindeki

etkisi, İstanbul: İletişim.

Kartal, M. (2011). Türkiye’nin alan öğretmeni yetiştirme deneyimleri ve sürdürülebilir yeni model yaklaşımları, Buca Eğitim Fakültesi Dergisi, 29, 50-5.

Kayahan Karakul, A. (2014). İran ve Türkiye’de eğitim finansmanının karşılaştırılması.

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi, 31, 67-87.

Kırkgöz, Y. (2013). Türkiye odalar ve borsalar birliği Türkiye eğitim meclisi 5. eğitim

kongresi yabancı dil öğretimi sonuç raporu, Komisyon 1: Örgün Eğitim

Komisyonu, Adana.

MEB. (2012). 2013 Bütçe Sunuşu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Ankara. MEB. (2015). Faaliyet Raporu, sgb.meb.gov.tr adresinden erişilmiştir.

MHP. 7 Haziran 2015 Seçim Beyannamesi, https://www.mhp.org.tr adresinden erişilmiştir. MEB. (2015). Milli Eğitim istatistikleri örgün eğitim, sgb.meb.gov.tr adresinden

erişilmiştir.

MEB, (2016). Milli Eğitim istatistikleri örgün eğitim, sgb.meb.gov.tr adresinden erişilmiştir.

Özenç, B., & Arslanhan Memiş, S. (2012). Yeni Milli Eğitim kanun tasarısı bütçesi: nicelik

mi nitelik mi, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı, Tepav.

Sağ, V. (2003). Toplumsal değişim ve eğitim üzerine, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal

Bilimler Dergisi, 27(1), 11-25.

Şenel, A. & Gençoğlu, S. (2003). Küreselleşen dünyada teknoloji eğitimi, Gazi

Şimşek, U., Küçük, B. & Topkaya, Y. (2012). Cumhuriyet dönemi eğitim politikalarının ideolojik temelleri, Internatıonal Periodical For The Languages Literature and

History, 7(4), 2809-2823.

T.C. Kalkınma Bakanlığı, (2014). 10. kalkınma planı (2014-2018) 2015 yılı programı, Ankara.

Toprakçı, E. (2002). Eğitim üzerine, Ankara: Ütopya.

Tosun, T. (2010). Tanzimat’tan günümüze Türkiye’de mesleki ve teknik eğitim politikaları. Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta.

Tural, N. (2002). Eğitimin finansmanı, Ankara: Anı. TUIK. (2015). www.tuik.gov.tr adresinden erişilmiştir.