• Sonuç bulunamadı

YAŞAM KALİTESİNİN YÜKSELTİLMESİNDE YEŞİL ALANLARIN

4. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

4.1. YAŞAM KALİTESİNİN YÜKSELTİLMESİNDE YEŞİL ALANLARIN

‘Yeşil Alanların Kentsel Yaşam Kalitesine Etkisinin Bolu Kentinde İrdelenmesi’ adı verilen bu tez çalışmasında, kentsel yeşil alanların mevcut durumu, yeşil alanlar ile kentsel yaşam kalitesi ilişkisi, Bolu kenti halkının bakış açısı, farkındalıkları, beklenti ve memnuniyet düzeyleri araştırılmıştır. Çalışmanın amaç ve hedefleri doğrultusunda, yeşil alan ve yaşam kalitesi kavramı ve ülkemizdeki gelişimi ayrıntılı olarak ele alınıp, bu konuda uluslararası ve ulusal kaynaklara ulaşılmaya çalışılmış ve ulaşılan kaynaklar çalışmanın yöntemi ve kapsamı çerçevesinde değerlendirilerek yeşil alanların kentsel yaşam kalitesine olası etkileri ortaya konulmuştur.

Bu bölüm kapsamında çalışmanın diğer bölümlerinde ayrıntılı olarak açıklanan araştırma bulguları özetlenerek üç farklı aşamada değerlendirme yapılmıştır. Öncelikle bu araştırmada yeşil alan envanterleri imar normlarıyla karşılaştırılarak görülen eksiklikler üzerinde durulmuş ve 43 mahalleye ilişkin yeşil alan farklılıkları ortaya konulmuştur. Sonraki bölümde örneklem alan olarak seçilen Alpagut Mahalle Parkı 1, Muhtarlar Parkı ve Damgacıoğlu Parkı’na ait tanımlayıcı bilgiler verildikten sonra anket sonuçları çerçevesinde örneklemin kullanıcı kimliği, sosyal ilişki ve yeşil alan kullanım özelliklerinin parklara göre değerlendirmeleri yapılmıştır. Son bölümde ise yaşam kalitesinin yükseltilmesi açısından yeşil alanların önemi üzerinde durulmuş ve yeşil alanların yaşam kalitesine etkileri değerlendirilmiştir.

Yüzölçümünün %60’ının ormanlarla kaplı olduğu Bolu kentinin yeşil görüntüsü, kent ormanı ve topografik yapısı nedeniyle yapılaşma olanağı olmayan yamaçlar kentsel yeşil alanları oluşturan önemli öğelerdir. Bu eşsiz doğal güzelliklere rağmen ne yazıktır ki kent içi yeşil alanların planlanması ve uygulanmasındaki çalışmaların yeterli seviyede olmadığı görülmektedir. Nitekim Bolu ilinde birbiri ile bağlantılı ve devam eden bir yeşil alan varlığı olmadığı tespit edilmiştir. Bu durum başka sorunlara da yol açan temel bir eksikliktir. Çünkü kent dokusu içerisinde dengeli dağılmamış yeşil alanların kendilerinden beklenilen işlevleri yerine getirmeleri olası değildir.

Bolu kent merkezinde bulunan 43 mahallede toplam 146 adet (çocuk oyun alanları ve mahalle parkı) aktif yeşil alan yer almaktadır. 8.323 km2 alana sahip olan Bolu ilinin kent

merkezine ait mevcut yeşil alan durumu incelendiğinde toplam 477.211 m2

büyüklüğünde aktif yeşil alan bulunduğu tespit edilmiştir. Bu araştırmada yeşil alanların işlevsel özellikleri, kullanılan donatılar ve bakım durumu gibi kriterler dikkate alınmamış, kişi başına düşen yeşil alan miktarı ölçülüp m² değeri ile hesaplanmıştır. 2018 ADNKS nüfus verilerine göre kent merkezinin nüfusu 171.180 kişidir. Bu büyüklükten yola çıkarak Bolu kent merkezi bütününde kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarının 2,79 m²/kişi olduğu belirlenmiştir. Fakat İmar Kanunu’nda belirtilen 3,5 m2 mahalle parkı ve çocuk oyun alanı toplam standardına ulaşılamadığı görülmektedir. Bolu kent merkezinde tespit edilen değerlerin, Türkiye’deki standart değerlerin altında kalması ildeki aktif yeşil alanların durumunu bu çalışmada ortaya koymaktadır. Bolu merkez ilçe sınırındaki aktif yeşil alanlar ilçenin büyüme hızına paralel bir gelişme gösterememiştir. Kent merkezinde bulunan 43 mahalleden 13 mahallenin standardı yakaladığı 30 mahallenin ise standardın altında kaldığı tespit edilmiştir. Mahalleler arasında kişi başına düşen yeşil alan miktarı bakımından büyük dengesizlikler görülmektedir. Büyükcami Mahallesi’nde kişi başına 37,92 m² aktif yeşil alan düşerken diğer mahallelerde bu miktar 0,18 m2’lere kadar düşmüştür. Hatta Kasaplar ve Küçükberk

mahallelerinde ise hiç park alanı bulunmamaktadır. Gelişmiş ülkelerde yeşil alanların nicelikleri ve nitelikleri yaşam kalitesinin ve medeniyetin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde uygulanan imar mevzuatının öngördüğü kişi başına düşen yeşil alan miktarının, ABD ve AB ülkelerinin kentleri ile karşılaştırıldığında oldukça düşük olduğu görülmektedir (Çizelge 1.1).

Yaşam kalitesinin arttırılması noktasında kentsel yeşil alanların başarısının sağlanması için sadece alansal büyüklük yeterli olmamaktadır. Tüm bu alansal büyüklük değerlendirmeleri, kent merkezinin aktif yeşil alan varlığı ile ilgili bilgi vermiş olabilir; ancak yeşil alan varlığı kadar homojen dağılımları ve fonksiyonellikleri de önem arz etmektedir. Bu bağlamda aktif yeşil alanların ulaşılabilirlikleri ölçülmüştür. Çalışma kapsamında 1/1000 ölçekli Uygulama İmar paftasından elde edilen kentsel yeşil alanların dağılımları ve etki yarıçapı 800 m olarak oluşturulan tampon bölgeleri gösteren Harita 3.7’ye göre, kent merkezinde bulunan aktif yeşil alanların mahalle bazında dağılımlarının dengeli olmadığı tespit edilmiştir. Yeşil alanlar, genellikle konutlaşmanın fazla olduğu mahalleler de yoğun olarak görülmektedir. Mevcut aktif yeşil alanlar şehir merkezi yakınlarında yoğunlaşırken merkeze uzak mahalleler aktif yeşil

alanlardan yoksundur. Bu durum yeşil alanların dağılımı bakımından dengesizlik oluşturmaktadır. Bunun başlıca sebebi köy niteliğinde olup sonradan mahalle statüsüne dahil edilen merkezden uzakta bulunan mahallelerin ulaşılabilirlik analizlerinin düşük çıkmasıdır.

Ülkemizin niceliksel olarak yetersiz olan yeşil alanlar, plansız kent gelişmelerinin sınırları içinde kısıtlanmakta ve bazen de başka kullanışlara kaydırılmaktadır. Oysa bu yanlış politikalar, kentlerin giderek daha niteliksiz mekânlar haline gelmesine neden olmaktadır. Bu durum planlamadan kaynaklanabileceği gibi, uygulamadan da kaynaklanabilen bir sorundur. Ülkemiz nüfusunun yaklaşık %92,5’inin kentlerde yaşadığı ve kent merkezlerindeki yapı yoğunluğu düşünülürse yeşil alana duyulan ihtiyacın önemli boyutlarda olduğu açıkça görünmektedir.

Değerlendirmenin ikinci aşamasında yapılan anket çalışmasında saptanan bulgular değerlendirilmiştir. Yeşil alanların yaşam kalitesine etkisinin araştırıldığı bu çalışmada; nüfus yoğunluğu, yeşil alan yoğunluğu ve kişi başına düşen yeşil alan miktarı bakımından farklı üç mahalleden örneklem alanı olarak seçilen parkların konumları, büyüklükleri, donatı durumları, ulaşılabilirlikleri, kullanıcıların kimlikleri ve sosyal ilişkileri, yeşil alan kullanımları, bu kullanımdan beklentileri ve memnuniyet dereceleri saptanmıştır. Öncelikle parkların konumları, donatı durumu ve işlevlerine göre incelenerek parkların niteliksel açıdan kalitesi ve ulaşılabilirlikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Parkların donatı yeterliliği, bakım ve kalitesi sübjektif gözlemler sonucu iyi, orta ve kötü kalite olarak belirlenmiştir.

Analize dâhil edilen üç parkın hepsinde çocuk oyun alanı, spor alanı ve dinlenme alanları bulunurken yürüyüş yolu ise sadece Muhtarlar ve Damgacıoğlu Parkı’nda bulunmaktadır. Araç trafiğinin yoğun olduğu cadde üzerinde bulunan parklarda sınırlayıcı elemanların olmadığı tespit edilmiştir. Parklarda aydınlatma elemanları, oturma birimleri, çöp kovaları ve otomatik sulama sistemleri bulunmaktadır. Fakat Alpagut Mahalle Parkı 1’de aydınlatma ve sulama sistemlerinin ve bitkilendirmenin yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun sebebi olarak 2017 yılında parkın yeni yapılmış olması ve bitkilerin henüz gelişmemiş olmasıdır. Damgacıoğlu Parkı ise bitkisel açıdan yeterli fakat çim alanların bakımsız kaldığı görülmektedir. Bunun sebebi ise oldukça yoğun kullanımın olduğu parkta bakım çalışmalarının yetersiz kalması veya seçilen çim türünün alana uygun olmamasıdır. Kentsel mobilyaların yetersiz olduğu yeşil alanlarda belediyenin çalışmalarına devam ettiği tespit edilmiştir. Parkın yakın çevresinde bulunan

otoparkların büyük çoğunluğunun, konut sakinleri tarafından ve kent merkezindeki parkların çevresinde bulunan otoparkların da ticari faaliyetlere yönelik olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Alpagut Mahalle Park 1’in hemen girşinde yer üstü çöp konteynerlerinin olması, Damgacıoğlu Parkı’nın girişinde de trafoların olması park kullanımı açısından olumsuz etki oluşturmaktadır. Bütün bu sıralanan tespitlerden yola çıkarak, Muhtarlar Parkı donatı elemanları bakımından iyi durumda iken diğer iki park orta durumdadır. Daha sonra üç parkta da ankete katılanlara aynı sorular sorulmuş, verilen cevaplar üzerinden aralarındaki ilişkiye ait farklılıklar ortaya konulmuştur. Böylece parklar arası bir değerlendirme ve karşılaştırma yapılmasına olanak sağlanmıştır. Bu bağlamda anket çalışması kullanıcıların demografik yapısını, sosyal ilişkilerini ve yeşil alan kullanım özelliklerini tespit etmek ve değerlendirmek için 3 farklı bölümde yapılmıştır. Alpagut Mahalle Parkı 1, Muhtarlar ve Damgacıoğlu parklarında yapılan anket çalışmaları ile şu sonuçlara ulaşılmıştır:

Parkların kadınlar ve evli kişiler tarafından daha yoğun kullanıldığı tespit edilmiştir. Ankete katılanların eğitim seviyesinin çoğunlukla lise düzeyinde olduğu ve daha çok ev hanımlarının tercih ettiği görülmüştür. Katılımcıların yoğun olarak apartman dairesinde oturan ve genç nüfus olduğu tespit edilmiştir.

Çalışma alanı içerisindeki örneklemin yaşadıkları çevrede görüştükleri kişiler, tanıştıkları ortam, insanlarla kurdukları ilişkilerdeki memnuniyet düzeyi, yaşadıkları çevreye ilişkin aidiyet hislerinin parklara göre farklılıkları irdelenmiştir.

Yapılan araştırmada yaşanılan çevrede bireylerin sahip olduğu sosyal çevre büyüklüğünün Muhtarlar Parkı çevresinde diğer park alanları çevresindekilere göre daha fazla olduğu görülmektedir. Diğer bir deyişle, Muhtarlar Parkı çevresinde yaşayanların, yaşadıkları çevrede ilişki içerisinde olduğu komşu veya arkadaş sayısı daha fazladır. Alpagut Mahalle Parkı 1’in çevresindeki insanlar ise en az sayıda komşu veya arkadaş ile görüşmektedir. Bu bulgulardan yola çıkarak yeşil alan yoğunluğu ve kişi başına düşen yeşil alan miktarının fazla olduğu Kültür Mahallesi’nde sosyal ilişkinin daha kuvvetli olduğu tespit edilmiştir. İnsan psikolojik açıdan bir rahatlamaya, sosyal ve kültürel aktivitelerde bulunmaya ihtiyaç duymaktadır. Bu ihtiyacın en kolay yoldan sağlanması; insanı yoğun kent baskısı içindeyken yaşadığı ortamda yeşil alanların yaratılması ve bu alanlara sosyal ve kültürel faaliyetler de yüklenerek mümkün olabilir.

Farklı insanlarla tanışılan ortam sorusunda %36,8 diğer seçeneğini seçerken park ve kent meydanları seçeneğini seçenler %35 ile ikinci sıradadır. Bu sonuçta bize sosyal ilişkilerin geliştirilmesinde yeşil alanların oldukça etkin olduğunu göstermektedir. Muhtarlar Parkı kullanıcıları çevresindeki insanlarla kurduğu ilişkilerden diğer park kullanıcılarına göre daha çok memnun olduğu görülmektedir. AB Beşinci Çerçeve Programı kapsamında olan BUGS (Kentsel Yeşil Alanların Faydaları) Projesi, Avrupa şehirlerinde sosyal refah ve kentsel yaşam kalitesi konusunda yeşil alanların önemini ve etkisini ortaya koyarak bu çalışmayı desteklemektedir. Katılımcıların çoğunun kendisini yaşadığı çevreye ait hissettiği tespit edilmiştir. Fakat bu durumun nüfus yoğunluğu, yeşil alan yoğunluğu ve kişi başına düşen yeşil alan miktarı ile doğrudan bir ilişkisi bulunmamaktadır. Muhtarlar Parkı çevresinde yaşayan insanlar kendileri hakkındaki düşünceleri diğer parkların çevresinde yaşayan insanlara göre daha az önemsediği ve bu bağlamda da sosyal baskının daha az olduğu görülmektedir. Bu bulgudan hareketle sosyal baskı ile yeşil alanlar arasında ters orantılı bir ilişkisi olduğu söylenilebilir. TÜİK, İllerde Yaşam Endeksi adında gerçekleştirdiği çalışmasında; çevre boyutundaki km2 ye düşen orman alanı gösterge oranı %61,9 olan Bolu’da yeşil alanların bireylerde beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu rol oynadığı görülmektedir. Sosyal yaşam boyutunda ki sosyal ilişkilerinden memnuniyet göstergesi oranı %91,1 olan Bolu’da komşuları, akrabaları ve arkadaşları ile kurulan ilişkilerinden memnun olunduğu görülmektedir. Dolayısıyla duyulan bu memnuniyet durumu yaşanılan çevredeki sosyal bağlar hakkında fikir vermektedir. Sosyal bağların güçlü olması insanı yaşama bağlayan ve aktif kılan önemli etkenlerdir. Yaşam memnuniyeti boyutundaki mutluluk düzeyi gösterge oranı %70,2 olan Bolu’da kişilerin yaşamını bir bütün olarak düşündüğünde mutlu olduklarını beyan ettikleri görülmüştür. Mutluluk; demografik, ekonomik, fiziksel çevre, sosyal çevre, içinde yaşanılan ülkenin durumu gibi yaşam koşullarını belirleyen bileşenlerin sonucunda oluşmaktadır. İllerde yaşam endeksi, 2015’te yaşam endeksi sıralamasında Bolu 3. il olmuştur.

Çalışma alanı içerisindeki örneklemin yeşil alan aktivitelerini nerelerde gerçekleştirdiği, parklara gitme sıklıkları, yaşadıkları çevredeki parkları kullanım biçimleri, parkların yaşadıklara çevreye nasıl bir değer kattığına ilişkin algısal değerlendirmeleri, yeşil alanlarla ilgili beklentileri ve yeşil alanlardan duyulan memnuniyet düzeylerinin parklara göre değişimleri irdelenmiştir.

Anketi cevaplayan katılımcıların büyük bir çoğunluğu yeşil alan aktivitelerini kamuya ait parklarda gerçekleştirdiğini belirtmiştir. Park alanları, kent içinde “yeşil” sistemi oluşturma özelliği ve bu sistemin devamlılığını sağlaması açısından hem bir kentsel öğe hemde sosyal bir mekân olma özelliğine sahiptir. Bu bağlamda Bolu Belediyesinin 2015-2019 yıllarını kapsayan stratejik plandaki amaç ve hedefleri de bizim çalışma bulgularımızı destekler niteliktedir. Stratejik planda hedef çalışmaları kapsamında belirlenmiş olan 7 amaç içerisinde 6. sırada ‘Doğaya Saygılı, Sağlıklı ve Yaşanabilir Bir Çevrenin Oluşturulması ve Sürdürülmesi’ amacı yer almaktadır. Bu amacın ise toplam 9 hedefi olup bunlardan bir tanesi ‘Mevcut Park ve Yeşil Alanları Revize Etmek; Mevcut Park ve Aktif Yeşil Alanları Artırarak Yeşil Alanların Etkili ve Rasyonel Kullanımını Sağlamak’tır (Bolu Belediyesi 2019). Yapılan araştırmada katılımcıların %73’ünün en az hafta bir parka gittiğini belirtmesiyle aktif yeşil alanların oldukça yoğun olarak kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Park kullanım oranının en yüksek olduğu Muhtarlar Parkı’nın bulunduğu Kültür Mahallesi; kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarının standarda çok yakın olması açısından avantajlı konuma sahip, aktif yeşil alanların ulaşılabilirlik düzeyi yüksek bir alandır. Park kullanımının fazla olmasının diğer bir nedeni de etrafındaki cami, okul gibi farklı kullanımlarla ilişkilendirildiğinden gün içerisinde farklı yaş gruplarının parkı tercih etmesidir. Park kullanımının daha düşük olduğu Alpagut Mahalle Parkı 1’in bulunduğu ve 2009 yılında köy statüsünden mahalle statüsüne geçen Alpagut Mahallesi depremselliğin önemli olduğu Bolu ilinde kuzey bölgenin zemin açısından yerleşime uygun olmasından dolayı hızlı bir konutlaşma yaşamış dolayısıyla mahallede yaşanan nüfus artışı ile beraber kişi başına düşen yeşil alan miktarı ve yeşil alan yoğunluğu da yetersiz kalmıştır. Bu bulgudan yola çıkarak yeşil alan miktarı ve yeşil alan yoğunluğunun parkı kullanım sıklığında etkili olduğu tespit edilmiştir. Yeşil alan yoğunluğu ve yeşil ana miktarı arttıkça parklar daha fazla kullanılmaktadır. Kullanıcıların %74,3’ü çevreyi izlemek, oturmak ve dinlenmek gibi pasif rekreasyon için parkları tercih ettiklerini söylerken %65,3’ü tanıdıklarla buluşmak ve sohpet etmek gibi sosyal aktiviteler için, %56,5’i ise çocukları oyun alanına götürmek gibi fiziksel aktiviteler için tercih etmişlerdir. Çevreyi izlemek, oturmak ve dinlenmek gibi insanın fizyolojik gereksinimleri parkları tercih nedenlerinin en başında yer almaktadır. A.B.D. Washington Seattle’de yapılan bir çalışmaya göre, çocuk sahibi ailelerin semtteki diğer gidilecek yerlere oranla parkları daha çok tercih ettikleri bulunmuş ve semt yeşili ile fiziksel etkinlik ve sağlık arasında pozitif bir ilişki belirlenmiştir (Tilt, 2009). Yeşil alanların ruhsal ve fiziksel sağlık alanındaki olumlu

katkılarının bütünleşik etkisi ise genel toplum sağlığına olumlu katkılarda bulunarak genel yaşam kalitesinin yükseltilmesinde etkili olmaktadır.

Evlere yürüme mesafesindeki parkların yaşanılan çevre estetiği açısından değerlendirildiği zaman %75,8 gibi yüksek bir oran tarafından çevreyi güzelleştirdiği ortaya çıkmıştır. Buna karşın %62,5’inin evlerine yürüme mesafesindeki parkların yaşadıkların çevrenin güvenliğini arttırmadığı düşüncesinde oldukları tespit edilmiştir. Parklarda güvenliğin olmaması ve özellikle akşamları başıboş kalan parkların yaşanılan çevre açısından güvensiz ortam haline gelmeleri bu düşüncenin temelini oluşturmaktadır. Parkların güvenli olmasının nüfus miktarı, yeşil alan yoğunluğu ve kişi başına düşen yeşil alan miktarıyla farklılık göstermediği tespit edilmiştir.

Yaşanılan çevredeki parkların beklentileri karşılaması açısından değerlendirildiği zaman katılımcıların %37,5’inin beklentilerinin karşıladığını ifade edilmiştir. Daha öncede bulgularımızda belirttiğimiz gibi farklı kullanım alanlarıyla ilişkili olduğundan dolayı farklı yaş gruplarına hitap eden Muhtarlar Parkı’nın bulunduğu Kültür Mahallesi beklentilerin en fazla karşılandığı alan olmuştur. Yaş gruplarına göre aktivite alanlarının olması, yaşlı nüfus için pasif rekreasyonları gerçekleştirebilecekleri korunaklı alanların olması, kullanıcıların acil ihtiyaçlarının karşılayacak büfe, wc gibi kullanımların yakın olması beklentileri karşılamaktadır. Yeşil alan yoğunluğunun yeterli düzeyde olması, kişi başına düşen yeşil alan miktarının standarda yakın olması beklentilerin karşılamasında olumlu yönde etkili olmuştur. AB Beşinci Çerçeve Programı kapsamında olan RUROS projesi, yeşil alanların fiziksel özelliklerinin kullanıcı gereksinimi ve beklentileri doğrultusunda geliştirilmesini sağlayan bu proje bizim çalışmamızı destekler niteliktedir. Proje, kentsel yeşil alanların kalitesinin arttırılması ile kullanımının arttırılmasını, bu alanlarda yapılan aktivitelerin çeşitlenmesini ve sosyal etkileşim düzeyinin artırılmasını sağlayarak kullanıcıların beklentilerinin en üst seviyede karşılanabileceğini göstermektedir. Yaşanılan çevredeki park ve yeşil alanlardan memnuniyet düzeyi değerlendirildiği zaman araştırmaya katılanların % 42,5’inin mevcut olan yeşil alanlardan memnun olduğu araştırma sonucunda belirlenmiştir. Memuniyetin en fazla olduğu Damgacıoğlu Parkı’nın bulunduğu Bahçelievler Mahallesinin; yeşil alan yoğunluğu ve kişi başına düşen yeşil alan miktarının fazla olması bu değerlendirmeyi açıklar niteliktedir. Damgacıoğlu Parkı’nda Bolu kent meydanının bir kısmının bu mahalle içerisinde olması park sayısının az olmasına rağmen yeşil alan miktarını artırmaktadır. Yeşil alan yoğunluğu ve kişi başına düşen yeşil alan miktarının fazla olması yeşil alanlardan duyulan memnuniyeti

artırmaktadır. Bu bulgudan yola çıkarak aktif yeşil alan miktarı bakımından BİB normunu sağlayamamasına rağmen çevredeki pasif yeşil alan miktarının fazla olması bu sonucu çıkarmış olabilir. Bolu kenti; 2010 ve 2011 yıllarında CNBC- e BUSINESS Dergisi tarafından yapılan “81 Şehir Yaşam Kalitesi Araştırması 2011” sonuçlarına göre, ülkemizdeki 81 kent arasında “yaşanabilir kent” sıralamasında, 7. sırada yer almıştır. Yerleşmenin yeterli nicelikte sosyal donanım ve yeşil alana sahip olması ile kent içi ulaşılabilirliğin düzgün sağlanması yaşanabilir kent özellikleri olarak belirlenmektedir. Bolu, kentleşme ile ilgili sorunları olmasına rağmen doğal güzelliklerinin öne çıkması ile “yaşanabilir” özelliğinin ağırlık kazanması bizim bulgumuzu destekler yöndedir (Taner, 2014).

Yeşil alanlarla ilgili genel bağlamda katılımcıların, yeşil alanların kentsel yaşam kalitesine önemli katkısı olduğunu düşünme konusunda %38,5’i çok önemli, % 48,3’ü de önemli şeklinde toplamda %86,8 gibi büyük bir çoğunluğu olumlu görüş ifade etmiştir. Dolayısıyla bu durum bize Bolu’da yaşayan halkın yeşil alanlar ile ilgili olumlu bir bilince sahip olduğunu göstermektedir. Yeşil alanların yaşam kalitesini arttırma açısından çok önemli olduğu düşünülen Alpagut Mahalle Parkı 1’in bulunduğu