• Sonuç bulunamadı

3.2. ÇALIŞMA ALANINA AİT FİZİKİ ÖZELLİKLER

3.2.6. Tarihsel ve Mekânsal Gelişim

Bolu'nun ilk sakinleri Hititlerdir. Persler M.Ö. 6. asırda (546 senesinde) Lidyalıları yenince kısa bir müddet bölgeye hakim oldular. M.Ö. 336’da Büyük İskender Persleri yenerek Anadolu’nun bir çok yeri gibi Bolu’yu da ele geçirdi. Büyük İskender’in ölümü üzerine Makedonya yıkılınca Bolu bölgesinde Bitinya Krallığı kuruldu. Daha sonra Bithynia olarak adlandırılan bu topraklardaki başlıca yerleşme yerleri Kienos (daha sonra Prusias, bugün Konuralp) ile Bithynion (bugünkü Bolu)’du. Roma döneminde Bithynium olarak anılan kente İmparator Cladius’un hüküm sürdüğü yıllarda Cladiopolis adı verildi. 2 yüzyıl başlarında İmparator Hadrianus döneminde önem kazanan kent daha sonra Hadrionapolis olarak adlandırılmaya başlandı. 1071 Malazgirt zaferinden sonra batıya yayılan Türkmenler üç yıl sonra Bolu’ya yerleştiler. Bizans döneminde bir piskoposluk merkezi olan ve Polis olarak adlandırılan şehri 11. yüzyılda yöreye gelmeye başlayan Türkmenler Bolu olarak adlandırdılar. Bolu ve köyleri tamamen Türkleşerek Türk isimleri aldılar. 11. yüzyıldan sonra Bizanslılar ile Anadolu Selçuklular arasında el değiştiren yöre 13. yüzyılda Anadolu Selçuklularının, daha sonra İlhanlıların eline geçti. Bolu Yöresine Osmanlı akını ilk kez Osman Gazi tarafından başlatılmıştır. Bolu yöresinin tümüyle fethedilmesi ise Orhan Gazi döneminin ilk

yıllarına (1324-1326) rastlar. Osman Gazi döneminde (1299-1324) Konur Alp tarafından Osmanlı topraklarına katıldı ve sancak merkezi yapıldı. 1324–1692 yılları arasında Bolu, 36 kazası olan bir sancak beyliği idi. İsfendiyaroğulları Beyliğine katılan Bolu, 1692-1811 yılları arasında sancak beyleri yerine atanan voyvodalar tarafından yönetildi. 1811'de II. Mahmud voyvodalığı kaldırınca, Bolu-Viranşehir adıyla yeniden sancak oldu. 1864 Vilayet Nizamnamesi ile Bolu Sancağı Kastamonu Vilayetine bağlandı. II. Meşrutiyet ilan edildiğinde Bolu Kastamonu’ya bağlı olduğundan, ilk Bolu Mebusları Kastamonu mebusları arasında yer almıştır. II. Meşrutiyetten (1908) Cumhuriyet dönemine kadar bağımsız sancak olarak yönetilen Bolu, 1923’te Vilayet haline getirildi (T.C. Bolu Valiliği 2019).

İmar Planlarıyla Oluşan Mekânsal Gelişim: 1923 yılında il merkezi statüsü kazanan Bolu, uzun süre çevresindeki tarım alanlarına bağlı olarak kasaba özelliğini korumuştur. 1944 yılında meydana gelen büyük deprem sonrasında yıkıma uğramış ve Bolu Cumhuriyet tarihinde il merkezi statüsü kazanmasından sonraki ilk fiziksel değişimini yaşamıştır. Depremsellik Bolu kenti mekânsal gelişimi için son derecede önemli bir konudur. Tarihsel süreçte de pek çok defa yıkıcı depremlere maruz kalmış olan Bolu şehri alansal gelişiminin çok da hızlı olmamasının ana nedeni depremsellik olmuştur (Bayar ve Doğandor, 2018).

1959 yılında İller Bankası tarafından şehrin imar planı çalışmalarına başlanmıştır. 1963 yılında onanan kentin ilk imar planı;

• Kuzeyde D-100 karayoluna paralel 500 m’lik konut inkişaf alanlarına ve bu alanları sınırlayan çevre yolunu,

• Güneyde yine D-100’e paralel olarak hemen Karaçayır üzerinden geçen teklif DDY güzergâhını ve DDY alanını şehirden ayıran çevre yolunu,

• Batıda D-100‘den Çizmeci Motel karşısında güneye doğru inen çevre yolunu, çevre yolu ve Mudurnu Caddesi civarında teklif sanayi alanını,

• Doğuda ise eski İstanbul- Ankara yolunu D-100’e olan bağlantısından güneye doğru Çıkınlar Köyü meskûn alanını, kuzeye doğruda öneri küçük sanayi alanını kapsamaktaydı.

1977 yılında ilave imar plan düzenlemesi yapılmıştır. 1985 yılında ise yürürlükteki imar planı İller Bankası tarafından yaptırılmıştır. 1963 planına göre hudutların çok genişlediği 1985 yılı imar planı;

• Kuzeyde Devlet Su İşleri kanalını,

•Güneyde Karaçayır ve Aktaş mahallelerinin gelişme alanlarını, Karacasu yolu üzerinde K.Berk, B.Berk köy yerleşme alanlarını ve giderek Karacasu Köy yerleşim alanını, • Doğuda Ankara girişinde İğnesi deresi ve Askeri alan sınırına kadar,

• Batıda ise Paşaköy ve Kılıçarslan Köyleri sınırına kadar olan alanları kapsamaktadır. 1986, 1987 ve 1989 yıllarında ilave imar planları yapılmış. 1989-1992 yılları arasında da ise sayısız imar planı değişikliği yapılmıştır. 1993 yılında planlamanın disiplin altına alınması amacıyla 1/25000 ölçekli çevre düzeni planının yapılmasına karar verildi. 1994 yılında şehrin gelişme yönünün otoyolunda etkisi ile kuzeye kayması sonucu otoyola kadar olan bölgede yeni devlet hastanesi ve çevresini de kapsayacak şekilde ilave imar planlarının, otoyol üstünde hali hazır bulunmayan bölgede 1/2500 çevre düzeni planı ışığında 1/5000 otoyol üstü nazım imar planlarının yapılmasına karar verildi. 1996 yılında Hıdırşeyhler Köyünün Taşoluk Köyü ile bağlantılı planlarının, Çakmaklar Köyünün otoyol üstü 1/1000 ölçekli ilave imar planlarının yapılmasına karar verildi. 1998 yılında Organize Sanayi Bölgesinin 1/1000 uygulama imar planlarının yapılarak onanmasına, Paşaköy Kavşağından Kuruçay Kavşağına kadar D-100 karayolunun kuzey ve güney kısımlarında ticari bloklama şeklinde revizyon imar planlarının yapılmasına karar verilmiştir.

1990’lara kadar tarım/hizmet kasabası olma özelliğini koruyan Bolu şehri de 1992’de Abant İzzet Baysal Üniversite’sinin açılmasıyla şehirsel özelliklerini kazanmış ve bu dönemden sonra ovada yer alan tarım alanları üzerinde yayılmaya başlamıştır. 1999 Gölcük ve Düzce depremlerinin ardından kuzey batıya doğru gelişme göstermiştir. Bolu ovasının kuzey kesiminde kurulan şehrin bu yönde hızlı gelişimi, başta tarım alanları olmak üzere doğal bitki örtüsü alanlarının da yerleşim alanına dönüşmesinde önemli bir rol oynamıştır. 1999 Depremi sonrası düzenli kentleşme örnekleri görülmeye başlanmıştır. Bolu kenti, gerek ulaşım, gerekse bölgenin yoğun iş yükünden payını alarak hızla gelişmeye başlamıştır. Bu gelişimin yönü sırasıyla kuzey, batı ve doğu şeklinde olmak üzere Şekil 3.8’de gösterilmiştir. Kuzeybatıda depreme karşı daha dayanıklı bir zemin yapısının bulunması ve kuzeyden geçen Anadolu otoyoluna yakınlık, batıda üniversiteye yakınlık, doğuda ise sanayi alanlarına yakınlık bu gelişimin yönünü belirleyen en önemli faktörleri oluşturmuştur (Bayar ve Doğandor, 2018).

Şekil 3.8. 1999-2016 yılları arasında Bolu ili alansal büyüme yönü (Bayar ve Doğandor, 2018).

Kentle beraber yaşayan ve E-5 üstü ve otoyol civarındaki yakın çevre köyleri, yerleşme isteklerinin yoğun olduğu bölgelerdir. Bu köyler bir taraftan kırsal karakterini korumaya çalışırken, bir taraftan da kentsel gelişmenin getirdiği yapılaşmalara sahne olmaktadır. Sanayinin ve sosyal altyapının özellikle karayolu etrafında daha gelişmiş olması, kentin güney batı kesimlerinde kırsal ve merkeze oranla daha az gelişmiş ilçelerin ve kent dokusunun oluşmasına neden olmaktadır.