• Sonuç bulunamadı

1.2. İŞ TATMİNİNİ ETKİLEYEN UNSURLAR

1.2.5. Yaş, Cinsiyet, Eğitim Durumu

İş tatminini çalışanların bireysel özellikleri, beklentileri ve hayata bakış açıları etkilemektedir. Bu yüzden hayata hangi noktadan baktıkları iyi analiz edilmelidir. Kişiden kişiye değişeceği gibi her yaş ve cinsiyet grubunun da farklı beklentileri olacağı kaçınılmazdır.

İş tatmini ile cinsiyet arasındaki ilişki, araştırmacıları iki farklı sonuca ulaştırmıştır. Helin ve Smith’in yaptığı araştırmalar, Amerika Birleşik Devletleri’nde kadınların iş tatminlerinin erkeklere oranla daha düşük olduğunu göstermiştir. Bu düşüklüğün nedenleri araştırıldığında, erkek egemen bir iş toplumunda kadınlara daha düşük ücret verildiği ve sorumluluk vermekten kaçınıldığı gözlemlenmiştir. Kadınların erkeklere göre daha vasıfsız işlerde çalıştırılması, cinsiyetçi bir iş ayrımı yapılması iş tatminine önemli derecede olumsuz etki etmiştir. Bu problem daha çok araştırıldığında kadınların ve erkeklerin sosyal rollerindeki farklılıklar da etkili olmuştur. Kadınların annelik ve eşlik rollerinin iş hayatına engel teşkil edeceği düşüncesi hâkim olmuştur.

Bu konuyla ilgili yapılan başka bir araştırmada ise üstteki anlatılanlarla tezat bir sonuç ortaya çıkmıştır. Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’de yapılan bir araştırmada erkeklere oranla daha kötü çalışma şartlarında çalışan kadınların daha yüksek bir iş tatminine sahip olduğu görülmüştür. Bu memnuniyetin nedenlerini araştıran bilim insanları, kadınların sosyal ilişkilerine daha fazla önem verdiklerini, uzun dönemli planlar yapmadıklarını ve bu yüzden mesleki hedeflerinin sosyal yaşantılarına göre daha az önem taşıdığını bulmuşlardır.120

Çalışanların yaşları ile iş tatmini arasındaki ilişkinin araştırılması sonucu birkaç farklı bulguya ulaşılmıştır. Herzberg, çalışanların yaşı ile iş tatmini arasında U şeklinde bir değişim olduğundan bahseder. Çalışma hayatına 20’li yaşların başında başlamış bir birey, kendini ispatlama ve yükselme çabasında olduğundan iş tatmini yüksek bir seviyede olacaktır. 30’lu yaşlarda iş tatmininin düşmeye başlamakta fakat zaman ilerledikçe tekrardan yükseldiğini göstermektedir. Fakat bu araştırma birçok faktörün göz önüne alınmadığı düşünülerek karşıt teoriler ortaya atılmıştır. Bu faktörler arasında kişinin sürekli aynı işte olup olmaması, iş yaşamına ne zaman başladığı gibi unsurların etkili olduğu savunulmuştur.

Saleh ve Otis, Herzberg’e karşı çıkarak iş tatmini ve yaş arasında doğrusal bir ilişki olduğundan söz etmiştir. Tecrübe faktörü ve buna bağlı olarak daha iyi iş çıkartılması, çalışanların performanslarında olumlu etkiler sağlamıştır.121 Bu görüşe

göre yaş arttıkça duygusal bağlar güçlenecek, iş tatmini seviyesi de artacaktır. Saleh ve Otis’in yaptığı bu araştırma daha kapsamlı şekilde incelendiğinde, çalışanların yaşı ile iş tatmininin doğrusal bir şekilde hareket ettiği, fakat emeklilik süresi yaklaştıkça iş tatminlerinin düşmesi gibi bir sonuç ortaya çıkmıştır. Sonuçlarına bakıldığında çalışanların emeklilik süresi yaklaştıkça sorumluluklarının azalması ve kendini değersiz, işe yaramaz hissetmesi, iş tatmini düşüklüğünde önemli bir etmen olmuştur.122

Çalışanların bilgi birikimi, örgütsel beklentileri ve çalışma değerleri ile işin sağladığı olanaklar arasında bir denge sağlanmalıdır. Kişilerin eğitim durumlarına uygun işlerde çalışmaları gerekmektedir. Kendi eğitimine göre daha düşük bir mevkide çalışan bir kişi, aynı eğitime sahip diğer kişilerle eşit şartlara sahip olmadığını düşünecek ve olumsuz bir şekilde etkilenecektir. Farklı bir görüşe göre çok fazla bilgi birikimi gerektirmeyen bir işte ortaokul ya da lise mezunu bir çalışanın iş tatmini yüksek ölçülürken, yükseköğrenim görmüş bir çalışanda düşük olarak gözlenecektir.123 Bunun nedeni kişinin kendine seçtiği referans gruplarının koşulları

ve kendi koşullarını kıyaslamasıdır. Eğer bu kıyaslama sonucunda kendi kazanımları ve başarımları ile eşitlik sağlayamazsa iş tatminsizliğine yol açar. Örnek olarak üniversite ve üstü eğitim gören kişiler kendilerine referans grubu olarak yöneticilerini seçmekte, statü ve ücret bakımından denklik sağlayamadıklarından dolayı iş tatminsizliği yaşarlar.

Türkiye’de son zamanlarda açılan üniversitelerin fazlalığı ve genç nüfus oranının artması sonucunda çok fazla üniversite mezunu olmasına karşın iş olanaklarında bir artma söz konusu olmadığı için işsizlik oranı yükselmiştir. İşsiz olanlara bakıldığında önemli bir yüzdeyi üniversite mezunu işsizlerin oluşturduğu görülmektedir. Bu duruma çok fazla etmen etki etmekte, fakat özellikle ara eleman eksikliği, iş beğenmeme, bilinçsizlik gibi faktörler de büyük önem arz etmektedir. Ara eleman yetiştirilmediği için üniversite mezunu çalışanları ara eleman olarak işe

121 Cavide Uyargil, “İş Tatmini ve Bireysel Özellikler, Türkiye’de Özel Sektörde Yapılmış Bir İş Tatmini Araştırması”, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayını, 1988, s.22

122 Kantar, a.g.e.,, s.61

123 Merve Özaydın ve Ömer Özdemir, “Çalışanların Bireysel Özelliklerinin İş Tatmini Üzerindeki Etkileri: Bir Kamu Bankası Örneği”, İşletme Araştırmaları Dergisi, ss.251-281,s.255, Erişim Adresi: http://www.isarder.org/isardercom/2014vol6issue1/vol.6_issue.1_article016.full.text.pdf Erişim Tarihi: 18.12.2016

alınmakta ve sürecin sonunda kişi işini sahiplenememektedir. Eğitim sistemimiz ara eleman ihtiyacına yönelik bir çözüm üretmediğinden dolayı yönetici adayı işsizler topluluğu gün geçtikçe kalabalıklaşmaktadır.