• Sonuç bulunamadı

İnsanlığın başlangıcından itibaren üretimle beraber verimlilik kavramı da ortaya çıkmıştır. Verimlilik üreten kişi, üretim şekli ve üretilenin kullanımıyla doğrudan ilişkilidir. Üretim kavramı kadar eski tarihe sahip olan verimlilik kavramı, sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişmelerden etkilenmiş ve birçok değişik biçimde tanımlanmıştır. “Verimlilik genel olarak üretim süreci sonunda elde edilenlerle bu sonucu elde etmek için üretim sürecine alınanlar bir başka deyişle çıktılarla girdiler arasındaki bir katsayı, bir orandır. Çıktılarla girdiler arasındaki oranın fiziksel ya da parasal ifade edilişidir.”186

Çeşitli uluslararası örgütlere göre verimlilik değişik şekillerde tanımlanmıştır.187

OECD: Verimlilik, çıktının üretim öğelerinden birine bölünmesi sonucudur.

ILO: üretim faktörleri olarak adlandırılan, sermaye, işgücü, toprak ve organizasyonların birlemişimi sonucunda ürün meydana gelir. Üretimin, üretim faktörlerine oranı verimlilik ölçütüdür.

EPA( european productivity agency): Verimlilik, her bir üretim öğesinin etkin kullanım derecesidir.

Murat Hançer’e göre verimlilik “ Makro düzeyde ulusal ekonominin işleyişi, toplumsal refah ve rekabet edebilirlik; mikro düzeyde ise ekonomiyi oluşturan birimlerin işleyişi ve yönetim kararları ile ilgili olan verimlilik hem ülkelerin kalkınma çabalarının değerlendirilmesinde ve ulusal refahın artırılmasında temel bir gösterge hem de işletmeler için karlı olmanın ve varlığını sürdürebilmenin en önemli koşullarından biridir. ”188

İşletmelerde insan ve iş gücü, günümüz şartlarında örgütün temel girdisi olmuştur. Üretim faktörleri göz önüne alındığında doğal kaynaklara ulaşılabilme oranı küresel ekonomik sistemde çok yüksektir. Sermaye daha çok somut bir kavram olup, eldeki varlık oranında örgütlerin büyüklüğü değişmektedir. Girişimcinin örgütlerde en çok etki edeceği faktör ise her zaman emek faktörüdür. Girişimcilerin ya da yöneticilerin daha çok teknik yöntemlerle hedeflerine ulaşabileceği hâkimdir. Tüm

186 Perihan Usta, “Verimlilik, Verimlilik Artırıcı Teknikler, Verimlilik Artırıcı Tekniklerin Daha Yaygın Kullanılması İçin Tedbirler”, Akçimentosa Aylık İletişim Dergisi,1996, Sayı.9,s.28

187 Kazım Köroğlu, Verimlilik Yönetimine Japon Yaklaşımı ve Kazukiyo Kurosawa Modeli, MPM Yayıncılık, Ankara, 1993,s. 2

188 Murat Hançer, İşletmelerde Verimliliği Artırma ve İnsan Kaynakları, Ankara: Detay Yayıncılık, 2004, s.1.

dikkat ve enerji teknik konulara verilse de hedeflere ulaşılsa da kalıcı bir başarı sağlanamayacaktır. Çünkü emek faktörü örgütün içyapısında gerçekleşen bir faktördür. Verimlilik ile doğrudan alakalı olan emek faktörü, mal veya hizmet üretimi sırasında ortaya konan insan kaynağına en çok etki eden kalemdir. Yönetim sınıfında ortaya çıkan sorunların çok küçük bir kısmı teknik konulardan kaynaklıdır. Personelin verimli çalışması, örgütlerin üretim faktörleri ele alındığında son derece hassas ve değerli bir faktördür.

Meral Aşıkoğlu verimliliğin çalışanlar ve işverenler açısından farklı anlamlara geldiğini ifade etmiştir. Çalışanlar açısından;189

 Daha fazla ücret artışı,

 Daha fazla iş güvenliği,

 Daha huzurlu çalışma ortamı,

 Hayat standardının yüksekliği

 Yeni istihdam imkânları,

 Maliyetlerin daha fazla azalması demektir.

 İşverenler açısından ise;

 Daha düşük maliyet,

 Daha fazla ve kaliteli ürün elde etme,

 Kurulu kapasiteden tam yararlanma,

 Artan verimlilikten hisse alma,

 Kıt kaynakların rasyonel kullanımı,

 Daha az grev,

 Daha işlevsel bir ücret yapısı,

 Yeni yatırım imkânları,

 Yeni teknoloji kullanımı,

 Maliyetlerin azalması nedeniyle rakip işletmelere karşı rekabet avantajının elde edilmesi olarak görülmesini ifade eder.

Verimlilik statik değil, dinamik bir ölçüdür. Verimliliğin ölçülebilmesi işletmeler açısından hayati bir önem taşımaktadır. Ölçülebilen veri kontrol edilebilir ve müdahale edilebilir. Önümüzde soyut bir kavram durduğundan dolayı verimlilik belirli aralıklar ile üretime katılan her faktörün kendi aralarında ölçülerek karşılaştırılabilmesi sonucu

189 Meral Aşıkoğlu, Motivasyon - İnsan Kaynaklarını Verimliliğe Yönlendirme Aracı Olarak, Üniversite Kitabevi, Ankara, 1996, s.8-9

ortaya çıkar. Eğer ki dönemler arasında üretilen mal veya hizmetin kalitesi, sayısı veya iş gücü düşmüş ise verimliliğin de düştüğünden söz edilebilir.

Verimlilik kavramı, ilk çağlardan beri medeniyetlerin gelişmesinde etkili bir rol oynamasına rağmen, 19. Yüzyıldan itibaren çok daha etkili olmaya başlamıştır. Frederich Taylor’un çalışmalarında ortaya konan sonuçlar ile birlikte bir işçinin daha fazla üretebilmesi için daha uzun veya daha sıkı çalışması gerektiği inancından uzaklaşılmış, yapılış tarzı, motivasyon gibi unsurlarla toplam üretimin artırılması anlayışı benimsenmiştir. Taylor’un “İş daha iyi nasıl yapılır?” mantığından yola çıkılarak, iş bölümleri yapılmış, iş ve zaman etütleri ile verimli çalışma koşulları sağlanmaya çalışılmıştır. Özellikle son yüzyılda artan rekabet ortamında verimliliğin önemi daha çok gündeme gelmektedir.

Verimlilik sadece girdilerin çıktılara oranı değildir. Verimliliğin girdilerin çıktılara oranı biçiminde ele alınması, verimlilik artışında etkisi olan çeşitli faktörlerin göz ardı edilmesi demektir. Başka bir deyişle verimlilik kavramını sadece ekonomik faktörlerle açıklamak, bilimsel olmaktan uzaklaşmaktadır. “ Verimlilik olgusunu, ekonomik, eğitsel, sosyo-kültürel, yönetsel, teknolojik, ekolojik, psikolojik ve daha başka etkenlerin ortaklaşa ortaya çıkardıkları bir sonuç olarak algılamak gerekmektedir.”190

190 Salih Kılıç,”21. Yüzyıla Girerken Verimlilik – Eğitim İlişkileri”, Mercek, M.E.S.S.(Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası) Yayıncılık, 1996, s.22

Tablo 7: Verimlilik Nedir, Ne Değildir?191

Verimlilik nedir? Verimlilik ne değildir?

Çalışanların performansını ve çalışma şartlarını geliştiren tekniklerdir. Bu teknikler çalışanları daha iyi, daha çok çalışmaya özendirir.

Çalışanları koşturarak, canından bezdirerek, onları robotlaştırmak için kurnazca hazırlanan teknikler değildir.

Nitel ve nicel üretimin kullanılan kaynaklara oranıdır.

Çıktı ve girdi, ikisi de önemli faktörlerdir.

Üretim miktarını ölçen bir ölçüt değildir. Çıktıdaki artış verimlilik artışına bağlı olabilir de, olmayabilir de.

Kâr planlamasında yararlı bir faktördür. Girdi faktörlerini sabit tutup, verimlilik arttırılırsa sonuçta gelir artar.

Karlılığın bir göstergesi değildir. Belli durumlarda, düşük verimliliği olan projeler de kârlı olabilir.

Niteliği geliştiren araçlardan biridir. Kaliteyle aynı şey değildir. Verimlilikteki bir artış, daha iyi kaliteyi garantilemez.

Bir ülkede verimliğinin ekonomi, işkolu ve işyeri seviyesinde sağladığı birçok yarar vardır. Her şeyden evvel verimlilikteki artış bir ülkenin dinamizminin göstergesidir. Belirli bir dönem içerisinde verimlilik artışı, sadece üretim hakkında değil üretim faktörleri hakkında da bilgi verir. Günümüzde dünyada verimlilik rekabet gücünün indikatörü konumundadır. Maliyet, kar oranı, rekabetçi piyasa, devletin rolü gibi etmenlerin yanında verimlilik de temel belirleyicilerdendir.192

191 Hüseyin Özgen ve Halil Savaş; “Verimlilik ve Kalite Arasındaki İlişkinin TKY Anlayışı Açısından Analizi”, Standart Dergisi, Ajans-Türk Matbaacılık A.Ş., Ankara,1997, s. 82.

192 Sezer Mavituncalılar, “Verimlilik - Eğitim İlişkisi ve Önemi”, Mercek, M.E.S.S.(Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası) Yayıncılık, 1996, s.16.

Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ile verimlilik arasında bir ilişki söz konusudur. Verimli çalışan gelişmiş ülkelerde işsizlik düşük düzeylerdedir. Türkiye’de düşük verimliliğe neden olan faktörler şu şekilde sıralanabilir.193

 Verimlilik-kalkınma ilişkisinin önemi, topluma ve ilgili kesimlere tam olarak aktarılamamıştır.

 Çalışanların ve işverenlerin verimlilik hakkındaki bilgisi yanlış ya da yetersizdir.

 Çalışanların verimlilik için güdülenmesini sağlayacak özendirici veya yönlendirici nitelikli personel sayısı azdır.

 İşletme yöneticileri bu konuda yeterli ölçüde bilgi sahibi değildirler.

 Toplumda verimlilik bilinci tam olarak oturmamış olup, bu bilinci yerleştirmeye yönelik çalışmalar yetersiz kalmaktadır.

Verimliliği arttırmak için çalışanlar ve yöneticiler çaba sarf etmelidirler. Yöneticiler işgörenlerin verimliliğini artırmak için gerekli çalışmaları yapmalı ve uygulatmalıdır. Çalışanlar ise bunu bir anlayış olarak benimsemeli ve verimli çalışma yöntemlerini eksiksiz uygulamalıdır. Koordine bir şekilde yürütülen çalışmalar işletmenin verimlilik düzeyini artıracaktır.