• Sonuç bulunamadı

1930-1940 Yılları arasında kullanılan “düz” gelinlik formu

BÖLÜM III :YÖNTEM

Çizim 17. 1930-1940 Yılları arasında kullanılan “düz” gelinlik formu

1930’lu yılların ikinci yarısında ise, gelinliklerdeki düz kalıp formunun korunduğu (Çizim 17), ancak, kumaştan yapılmış çiçeklerin giysinin farklı yerlerinde süsleme olarak kullanıldığı, gelinliklerin üzerine yöresel gelin hırkasını andıran bolero ve pelerin gibi üstlükler giyildiği gözlenmiştir. Gelin başlarındaki sıkma başın yerini yere kadar uzanarak gelinin arkasından sürüklenen, baş üzerinde kumaş boğumlarla ve çiçeklerle süslenmiş duvakların aldığı belirlenmiştir.

Boyuna takılarak gelinlik boyunca uzanan gelin teli demetleri ve Trabzon hasırı altın bilezik, inci kolye, beşi bir yerde ve üç dolayım altın kordon gibi takıların, her iki dönemde de gelinliklerin vazgeçilmez tamamlayıcıları olduğu söylenebilir.

4.2.2. 1940- 1950 Yılları Arasında Gelinlikler:

2. Dünya Savaşının etkileri her alanda olduğu gibi modayı ve dolayısıyla gelinlik modasını da etkilemiştir. Tüm dünyada yaşanan psikolojik ve sosyal huzursuzlukların modaya sadelik ve kısıtlamalar olarak yansıdığı gözlenmektedir. Gelinlikler de görülen sadelik devam etmiş, gelin başlarında yapılan değişiklikler ile gelin giysilerine hareket kazandırılmak istenmiştir. 30’lu yılların sonlarında görülen bone tarzı boğumlardan oluşan gelin başları 1935’ e kadar daha gösterişli olarak

kullanılmaya devam etmiş, sonraki yıllar bu kabarık gelin başlarının yerini, taçların ucuna takılmış ve yerlere kadar uzanan duvaklı gelin başları almıştır.

1941 Yılına ait gelinlik Fotoğraf 39’da sunulmuştur.

Fotoğraf 39. 1941 Yılına ait gelin giysisi (Hatice Hekimoğlu Aile Albümü).

Fotoğraf 39.da beyaz saten kumaştan dikilmiş, boyu yere kadar uzun olan gelinliğin, bel hattı kesikli olup, kalçaya kadar bedene oturan giysinin, altı parçalı etek formu ile etek ucuna doğru açıldığı Fotoğraf 39’da görülmektedir. Etekle bedeni birleştiren dikiş hattı gelinlik kumaşından yapılan bir kemerle kapatılmıştır. Sol omuzu ve kolu açıkta bırakan yaka ve kol formu ile bedendeki asimetrik özellik dikkat çekici bulunmaktadır. Zira incelenen gelinlik örneklerinde asimetrik model özelliğine ilk defa rastlanmıştır. Drapeler yapılmış tülün yakaya tutturulmasıyla açık kalan omuz

kapatılırken V yaka formu oluşturulmuş ve aynı zamanda gelinliğe model özelliği de kazandırılmıştır.

Başın üzerine adeta taç gibi yerleştirilen tül boğumları ve çiçeklerden oluşmuş, uzun duvak ve boynun iki yanından sarkan gelin teli demeti gelinliklerin önemli tamamlayıcıları olarak bu örnekte de yerini almıştır. Gelinin takı takmaması dikkat çekmektedir.

Fotoğraf 40. 1942 Yılına ait gelin giysisi (İnci Altay Aile Albümü).

Fotoğraf 40.da ipek saten kumaştan dikilmiş, sıfır yakalı, düz takma kollu, boyu ayakkabıyı kapatacak uzunlukta olan gelinliğin, parçalı etek formu sayesinde etek ucuna doğru genişlediği ve etek ucunda kumaş kıvrımları oluştuğu Fotoğraf 40’da görülmektedir.

İncilerle süslenmiş taç şeklindeki geniş bant üzerinden kabartılarak yükseltilmiş tül ve yere kadar uzanan duvak ile boyundaki uzun gelin teli demeti gelinliğin sadeliğini geri plana atan detaylar olarak görülmektedir. Yörenin vazgeçilmeyen takılarının hiçbirinin gelin tarafından kullanılmadığı görülmektedir.

Fotoğraf 41. de beyaz tafta kumaştan dikilmiş, uzun takma kollu, boyu ayak bileğinin altında olan gelinliğin en dikkat çekici detayı beldeki korsajıdır. Kruvaze kapanan -V- yaka formu, ön ortasında üçgen biçiminde sonlanan korsajla birleşmiştir. Bedeni korsaj ile saran gelinliğin, etek kısmı ise korsajın altındaki büzgülerle genişlemiştir. Takma kolun ucu biye ile toplanarak büzgülü ve dökümlü görünüm kazandırılmıştır.

Gelin başında kullanılan tafta kumaş, bol çiçekli bir taç ile bezenmiştir. Tacın altından uzanan şifon duvağın yerde sürünecek kadar uzun olması dikkat çekici bir ayrıntıdır. Boyuna atılan gelin teli demeti dizlere kadar uzanırken, gelinin takı olarak sadece Trabzon burgusu bilezik takması diğer bir ayrıntı olarak görülmektedir.

Fotoğraf 42.de beyaz deri görünümlü saten kumaştan dikilmiş, düz takma kollu, boyu yere kadar uzanan gelinlik belden kesikli olup, eteği verev kesimli ve oldukça büzgülüdür. Genellikle beden üzerinde şekillenen yaka formlarına sahip gelinliklerin aksine, geniş dik (hâkim yaka) yakası farklılık yaratmaktadır.

Fotoğraf 40’daki örnekle benzerlik gösteren gelin başının duvağının, boyunun kısalığı ve kenarına geçirilmiş şeritlerle diğerlerinden farklı olduğu Fotoğraf 42’de görülmektedir. Ayrıca boyuna atılan ve iki taraftan uzanan gelin teli demeti bu gelinlik örneğinde tek tarafa toplanarak boyundan sarkıtılmış ve dönemin diğer örneklerinde olduğu gibi takı takılmamıştır.

Fotoğraf 43. de beyaz krep kumaştan dikilmiş, düz takma kollu, sıfır yakalı, boyu yere kadar uzanan, belden kesikli gelinliğin bedeni saran formu, kalçadan etek ucuna doğru genişlemektedir.

Yapraklarla süslenmiş taca takılan uzun duvak gelinliğin sadeliğiyle uyumlu bir görünüm vermektedir. Başta kullanılan taçların farklı biçimlerde hazır olarak satıldığı ve bu dönemde yaygın olarak kullanıldığı gözlenmiştir. Diğer gelin başlarındaki abartılı kabarık görünümün olmadığı ancak duvak boyunun uzun olduğu Fotoğraf 43’de görülmektedir. Tüm örneklerde olduğu gibi bu örnekte de gelin teli gelini simgeleştiren bir detay olarak görülebilir. Gelinin takı olarak sadece kalın bir bilezik taktığı görülmektedir.

Fotoğraf 44. 1947 Yılına ait gelin giysisi (Saime Erkut Aile Albümü).

Fotoğraf 44.de beyaz krep kumaştan dikilmiş, düz takma kollu, boyu yere kadar uzanan belden kesikli gelinliğin, eteğinin verev kesimli ve etek ucunda dökümlü bir görüntüye sahip olduğu Fotoğraf 44’de görülmektedir. Sıfır yakalı olan bedenin üzerinde sağ omuza tutturularak asimetrik olarak bel kesiğinin arasına yerleştirilen drapeli ikinci bir parça bulunmaktadır.

Gelinliğin kumaşından yapılmış olan kola sarılacak kadar oldukça uzun duvak, üzerinde dik başakları olan hazır tacın ucuna takılmıştır. Boynun iki yanından dizlere kadar sarkan gelin teli demeti ve sol koldaki kalın bilezik bu sade gelinliğin aksesuarlarıdır.

Fotoğraf 45. 1948 Yılına ait gelin giysisi (Şengül Gözen Aile Albümü).

Fotoğraf 45.de saten kumaştan dikilmiş, boyu yere kadar uzanan belden kesikli gelinliğe, basenin sol tarafında toplanan drapelerin ortasına koyulan çiçek ile model özelliği kazandırılmıştır. Kare yakalı olan gelinliğin bedenine kumaş üzerine dantel yerleştirilmiştir. Düz ve dar bir takma kolu olan gelinliğin kol uçları, el üzerine üçgen gelecek şekilde biçimlendirilmiştir. Gelinin elinde bulunan kenarları danteli, yöresel gelinlikleri anımsatan bir detay olarak görülmektedir.

Küçük çiçeklerden oluşan tacın ucuna takılan oldukça uzun şifon duvağın yerde toplandığı ve gelin teli demetinin tek taraftan sarkıtıldığı Fotoğraf 45’de görülmektedir. Gelinin iki sıra inci ve Trabzon burması bileziği ise takılarıdır.

Fotoğraf 46. 1949 Yılına ait gelin giysisi (Barutçu Aile Arşivi).

Fotoğraf 46.da ipek saten kumaştan dikilmiş, düz takma kollu, yere kadar uzun olan gelinlik etek ve üst olmak üzere iki parçadan oluşmaktadır. Üst giysi, kalça hattında biten, kruvaze kapamalı V yakalı ceket tarzındadır. Kol uçları manşetle toplanmıştır. Etek ise belden itibaren üç kat fırfırdan oluşmaktadır. İncelenen gelinlik örneklerinin tümü tek parça olmasına rağmen, Fotoğraf 46’daki gelinliğin iki parça olması önemli bir değişim olarak görülmekte ve 1940’ların sonlarına doğru gelinlik formlarının iki parçalı olarak değişiklik gösterdiği şeklinde yorumlanmaktadır.

Gelin başında kullanılan desenli tül ve duvağın uzunluğu dikkat çekici bir özellik olarak görülmektedir. Kendinden desenli kullanılan tülün boyundaki uzunluk ve tek taraftan sarkıtılan gelin teli demetinin üzerindeki çiçek dikkat çekmektedir.

Dönemin başından beri görülmeyen yöreye özgü takılar, iki kolda Trabzon hasırı bilezik ile dönem sonuna ait örnekte görülmüştür.

Sonuç olarak, Giresun ili ve çevresinde 1940- 1950 yılları arasındaki on yıllık dönemde, 30’lu yılların gelinliklerindeki sadelik devam etmekle birlikte, gelinlik formları genellikle bel hattını ortaya çıkaran ve belden kesikli özelliği ile önceki dönem gelinlik formundan farklılık göstermektedir. 1930’lu yılların sonlarına doğru görülen yere kadar uzun gelinlik boyları bu dönemde de devam etmiş ve bedene oturarak bel kesiğinden sonra etek ucuna doğru açılan bu form, bu dönem gelinliklerinin özelliği olmuştur. 1940’ların sonlarına doğru tek parça gelinliklerden, etek ve üstten oluşan iki parçalı gelinliklere geçiş gözlenmiştir.

Çizim 18. 1940-1950 Yılları arasında kullanılan “beli kesikli” gelinlik formu.