• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II: KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.8. Yıldırma Davranışlarının Yaşanmasında Etkili Olan Faktörler

2.8.3. Yıldırma Davranışlarının Yaşanmasında Etkili Olan Sosyal Gruplara İlişkin

Zapf (1999: 71) tarafından ileri sürülen ve yıldırma davranışlarının örgütlerde meydana gelmesinde etkili olan faktörlerden bir diğeri, sosyal grup faktörüdür. Zapf bu faktörde, örgütlerde bulunan sosyal gruplar içinde ya da sosyal gruplar arasında yaşanabilecek ve yıldırma davranışlarıyla sonuçlanabilecek davranışlara değinmektedir. Zapf’a göre kıskançlık, grup baskısı, düşmanlık ve günah keçisi aramak sosyal gruplarda yıldırma davranışlarının meydana gelmesindeki nedenlerdir. Ayrıca Einarsen, Matthiesen ve Skogstad (1998: 567) kıskançlığı, özgüven eksikliğini, yetersiz iletişimi ve uyuşmazlığı da yıldırma davranışlarının yaşanmasında ana sebep olarak göstermektedir.

Örgütlerde sosyal gruplar, formal iletişim ve etkileşim dışında, sosyal bir etkileşim sonucunda meydana geldiği düşünülebilir. Böylece bir sosyal grup üyeleri arasında, bu sosyal gruba üye olmayanlara nazaran daha yoğun bir iletişim ve etkileşim olduğu ifade edilebilir. Bir başka ifadeyle formal iletişime ilaveten sosyal grubu bir araya getiren konularda da iletişimin kurulması üyelerin daha yoğun bir iletişim içinde olmasını sağlar. Bu bağlamda, sosyal grupların kendi iç dinamikleri sonucu ortaya çıkan yıldırma davranışları, (daha yoğun iletişimden dolayı) grup üyelerini daha hızlı ve daha çok etkiler. Bunun nedeni sosyal grupların oluşumunda yatan yoğun iletişim ve etkileşimdir. Örneğin: bir okulda, bir öğretmenin aleyhinde bir dedikodunun çıkarılması, öğretmenin stres yaşamasına neden olur (Pehlivan, 2002: 83). Bu dedikodu önce ilgili kişileri daha sonra bu kişilerin iletişimde oldukları öğretmenleri de olumsuz etkiler ve stres yaşamalarına neden olur. Hinde, bu etkileşimi “her ilişkinin bir ilişki ağı

w

içinde yer aldığını, bir kişinin bir yandan bir ilişkiden etkilenirken diğer yandan başka ilişkileri de etkilediğini” vurgulamaktadır (Akt. Hortaçsu, 1997: 38).

2.8.3.1. Sosyal İzolasyon ve Moral

Alman bilim adamı Schuster (1996), örgütün sosyal psikolojisini temel alarak, örgüt içinde yıldırma davranışlarının potansiyel nedeninin, örgütün sosyal sistemini ve örgütte meydana gelen sosyal izolasyonu göstermiştir (Akt. Zapf, 1999: 74). Einarsen ve diğerleri (1994: 395 ) yedi farklı sektörde yapmış oldukları araştırmanın bulgularına göre, yıldırma davranışlarının yaşanmasında çalışanlar arasındaki sosyal iklimin de rolünün olduğunu saptamışlardır. Bu rolün büyüklüğü ise Vartia tarafından ortaya konulmuştur. Vartia’ya (1996: 211) göre sosyal iklim, örgütlerde meydana gelen yıldırmanın %39’dan sorumludur.

Ayrıca Vartia (1993), sosyal izolasyon olgusunu yıldırma davranışlarının başında sayarken bu davranışların örgüt içindeki düşük moral standartlarına neden olduğunu vurgulamaktadır. Vartia’ya göre örgüt çalışanlarının moral düzeyi, örgütteki sosyal iklimin oluşmasında önemli bir role sahiptir. Bu moral düzeyi düşükse örgütte negatif bir sosyal iklimin yaratılmasına neden olur. Negatif bir sosyal iklimin olduğu bir örgütte çalışanların pozitif iletişim kurmaları ve aktif sosyal ilişkiler kurmaları beklenemez (Akt: Tutar, 2004).

Örgütlerde sosyal iklimin içeriğinde birçok faktör vardır. Bu faktörlerin hangilerinin yıldırma davranışlarında rol oynadığı bilinmemektedir. Ancak sosyal izolasyon bu alanda sıkça dile getirilmektedir. Vandekerckhove ve Commers (2003: 44), ABD’de yapmış oldukları bir araştırma sonuçlarına göre, çalışanların %51’i sosyal izolasyonun iletişim zayıflığına neden olduğu ve dolayısıyla yıldırma davranışlarının yaşanmasına bir ortam hazırladığını ifade etmişlerdir. Türkiye’de ilköğretim kurumlarında Gökçe (2008: 67) tarafından yapılan araştırmada, eğitim çalışanları arasında meydana gelen yıldırma davranışlarının nedenlerinden biri de sosyal iletişim ile ilgili problemlerin olduğu ifade edilmektedir.

Sosyal izolasyon, örgüt içinde iletişim zayıflığına yol açtığı gibi çalışanların birbirleri ile yakın informal ilişki kurmalarını da engeller. Bu durum çalışanlar arasında var olan rekabet kurallarını daha acımasız ve daha katı hale getirerek çalışanların etik dışı davranışlar göstermelerine yol açabilir.

w

Sosyal izolasyondan kaynaklı yıldırma davranışlarının önlenmesi için örgütler sosyalleşme eğitimi yapabilirler. Yüksel’e (2000: 210) göre, bu tür faaliyetler çalışanın örgüte karşı bağlılık duygusunu geliştirir ve olumlu bir tutum içinde olmasını sağlar. Bu durum üretimde verimliliği ve kaliteyi arttırır

2.8.3.2. Özgüven, Performans ve Başarı

Bireyin özgüvenin yüksek olması, başarısı ve performansı bireyin yıldırma davranışlarına maruz kalmasına neden olduğu birçok bilim adamı tarafından ileri sürülmektedir (Baltaş, 2003; Mikkelsen ve Einarsen, 2002 a: 95 ). Cemaloğlu’na (2007b: 118) göre, yıldırma mağdurları çoğunlukla başarılı, yetenekli ve üstün mesleki özelliklere sahip olan bireylerdir. Bu bireyler, farklı nedenlerden dolayı yıldırma davranışlarına maruz kalabilirler. Birincisi, yüksek performanslı kişilerin grup normlarına uygun davranış sergilememsi ve bu davranışların grup üyeleri tarafından tepkiyle karşılanmasıdır. İkincisi, yüksek performanslı kişiler, bu performanslarını, kibirlice ve tahrik edici bir şekilde göstermesi ve grup üyelerinin buna tepki göstermesi sonucunda yıldırma davranışlarına maruz kalabilir. Solmuş’a (2005: 3) göre, Bu kişiler genel olarak dürüst, üretken, merhamet ve adalet duyguları gelişmiştir. Parlak bir eğitim geçmişine sahiptirler. Bunların yanı sıra Randall (1997), yıldırma davranışlarına maruz kalanların bu durumu yaşama sebebini, kurbanların özgüvenlerinin yüksek olmasına ve kurbanın çevresindekiler tarafından ulaşılamayacak kişiymiş gibi algılanmasına bağlamaktadırlar (Akt. Jennifer ve diğerleri, 2003: 490).

Bunun yanı sıra mesleki yetersizlikler de bireylerin yıldırma kurbanı olmasına yol açabilir. Vartia (1993), bireylerin mesleki yetersizliği ve örgütsel statüsünün diğerlerine göre düşüklüğü, diğerleri tarafından hedef alınmasına ve yıldırma davranışlarına maruz kalmasına yol açabileceğini ifade etmektedir (Akt: Tutar, 2004). Bu sık görülen bir durumdur. Özellikle mesleğe yeni giren biri için, mesleğinin bazı ayrıntılarını bilmemesi, hatalar yapması ve bundan dolayı duygusal rahatsızlık duyması çok olağandır. Bu durumda kişi, diğerleri tarafından alaya alındığında, kişinin yaşadığı duygusal rahatsızlık artar ve kendine olan güven duygusu zedelenir.

w