• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II: KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Duygusal Yıldırmanın Tanımı

Yıldırma davranışlarıyla ilgili yapılan birçok tanım arasında literatürde Leymann’ın yaptığı tanım öne çıkmaktadır. Bunun birinci nedeni, örgütsel anlamda çalışanlar ile ilgili ilk tanım olmasıdır. İkinci nedeni ise, davranışın sistematik olduğu ifade edilmesinde yatmaktadır. Leymann (1984) duygusal yıldırma kavramını, “bir veya birkaç kişi tarafından, diğer kişi veya kişilere yönelik, sistematik olarak düşmanca ve ahlâk dışı uygulamalarla ortaya çıkan psikolojik şiddet veya psiko-terör” olarak tanımlamaktadır (Akt: Zapf, Knorz ve Kulla, 1996: 215). Leymann’ın bu tanımında saldırıyı sistematik bir saldırı olarak nitelendirmesinden, saldırının aynı kişinin aynı kurbana yönelik düzenli ve uzun süreli yıldırma davranışları uygulaması anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra Leymann (1996: 168) tüm olumsuz davranışları, yıldırma davranışları kategorisinde değerlendirmemiştir. Bu konuda geliştirdiği ölçüt ile sergilenen davranışların duygusal yıldırma davranışları sınıfında değerlendirilmesi için, asgari altı ay sürmesi ve haftada en az bir defa meydana gelmesi gerektiğini ifade etmiştir. Ancak Mikkelsen ve Einarsen (2002 b: 397) duygusal yıldırma davranışlarını, süre belirtmeden her tür kötü muamele, suçlama, ima, kinaye ve dedikodu gibi tekrarlanan olumsuz davranışlara maruz kalma olarak tanımlamaktadır.

Keasley’ye (1998: 96) göre yıldırma davranışları, sözel ya da sözel olmayan davranışlardır. Christman (2007:365) yıldırma davranışlarını, iletişimdeki davranış olarak tanımlanmaktadır. Örneğin ses tonunun veya kullanılan kelimelerin karşı tarafı

w

küçültücü, aşağılayıcı olabilmesidir ya da büyüklük taslamak ya da birini gruptan soyutlanmak gibi ifadelerle ilgilidir. Bu durum bireyde saldırıya uğradığı hissini veren tehdit, suçlama veya kötülemek gibi şeyler olabilir.

Yıldırma davranışları, belirli amaçları gerçekleştirmek başvurulan bir araç olarak kullanılmaktadır. Baltaş’a (2003) göre yıldırma, örgütte belirli kişileri hedef alan sistematik bir dizi duygusal saldırı ve yıpratma hareketidir. Yıldırma, haksız yere suçlama, ima, kinaye, dedikodu yoluyla itibarı sarsma, aşağılama ve taciz uygulayarak, çalışanı, örgütün dışına çıkmaya zorlayan kötü niyetli bir girişimdir. Bu durum, örgüt içinde çalışanlar arasında meydana gelen yıldırmanın tesadüfî olarak gelişmediği ve bilinçli bir şekilde, belirli kişiler üzerinde stres yaratarak belirli amaçları gerçekleştirmek için kasıtlı olarak uygulandığı anlaşılmaktadır.

İşyerlerinde meydana gelen yıldırma davranışlarının tesadüfî olmadığını ve bu davranışların belirli amaçları gerçekleştirmek için bir araç olarak kullanıldığını ifade eden başka araştırmacılar da vardır. Ergenekon (2006: 32), yıldırma davranışlarını; “Yaşı, ırkı, cinsiyeti, inancı, uyruğu veya herhangi bir nedenle kurbanı rahatsız etme ve her tür kötü muameleyle başlayan ve derinleşen sistematik bir psiko-terör” olarak tanımlamaktadır. Bu davranışların temel amacını, “hedef seçileni hizaya çekmek, kontrol etmek, “terbiye” etmek ve derin bir itaat duygusuyla, yıldırma uygulayan kişinin iradesine tabi kılmaktır” İfadesini kullanmaktadır. Baykal (2005: 1)’a göre yıldırma davranışlarını, bazı kişilerin çalışanlara manevi baskı uygulayarak veya onları hataya sevk ederek kendi konumunu güçlendirmeye çalışmak ve rakiplerinden kurtulmak olarak ifade etmektedir. Ayrıca bu alanda yapılan ilk yayın olarak görülen Brodsky’nin (1976: 4) The Harased Worker adlı kitapta yapılan davranışların formal yöntemlerle yapılamayan “kurbanı dışlamak” ya da “bir ayrıcalığın elde edilmesi” gibi amaçlarla yapıldığını ifade etmektedir.

Yıldırma davranışlarına başvuran bireyler, amaçlarına varmada uyguladıkları davranışların daha da etkili olabilmesi için başkalarını da benzer davranışlar sergilemeye ikna eder veya korkutarak bunların da desteğini kazanır. Böylece kurban birden fazla kişinin yıldırıcı davranışına maruz kalmış olur. Davenport ve diğerleri (2003: 22) duygusal yıldırmayı, duygusal bir saldırı olduğunu, bir kişinin, saygısız ve zararlı davranışların hedefi olmasıyla başladığını, yıldıran kişi diğerlerini kendi rızaları veya rızaları dışında kurbana karşı sürekli kötü niyetli hareketlerde bulunmaları için ortam yaratır şeklinde ifade etmişlerdir.

w

Yıldırma davranışlarını belirli amaçları gerçekleştirmek için uygulayan çalışanlar, uyguladıkları davranışlarla bireyde stres yaratarak amaçlarına varırlar. Jennifer, Cowie ve Ananiadou (2003: 492-493) yıldırma davranışlarını, tekrar tekrar ortaya çıkan ve çalışanlarda stres yaratan bir durum olarak ifade etmektedir. Field (2004) yıldırma davranışlarını, mağdurların kendilerine olan güvenine ve öz-saygısına sürekli ve acımasız bir saldırı olarak tanımlamaktadır. Bu davranışın altında yatan temel neden; üstünlük kurmak, buyruğu altına almak ve yok etme arzusudur. Field (2004), sergilenen davranışların uygulanışındaki amacın, kurbanın kendine karşı olan kişisel değerlendirmesine zarar vermek olduğunu vurgulamaktadır. Bunun sonucunda uygulanan davranışlar ile kurbanın kendine olan güvenini kaybetmesi ve öz saygısını yitirmesi amaçlanır.

Cusack (2000: 2118), yıldırma davranışlarının tanımını daha da netleştirmek için, daha önce yapılmış olan tanımlardaki ortak üç noktaya işaret etmektedir. Bu üç nokta ile yıldırma davranışını teşhis etmek daha kolay olur. Bunlar:

1. Yıldırma davranışını uygulayan kişinin uyguladığı davranışların, kurban üzerinde bıraktığı etkiler,

2. Bu etkilerin, mağdura zarar vermesi,

3. Yıldırma davranışını uygulayan kişinin, davranışlarını devam ettirmesindeki ısrarlı tutumu.

Bu noktalara dikkat edilerek yıldırma davranışının ne olduğu daha kolay anlaşılmaktadır. Aynı zamanda dikkat edilerek, sergilenen bir davranışın yıldırma davranışı olup olmadığı saptanabilir. Bunun yanı sıra Cusack, daha önce Leymann’ın yaptığı tanımlamadaki kısıtlamayı da (bir davranışın yıldırma davranışı olarak sayılabilmesi için, davranışların en az altı aylık sürmesi ve haftada en az bir defa meydana gelmesi gerekliliğini) net olarak kaldırdığı da görülmektedir.

Yıldırma davranışlarının daha iyi anlaşılması amacıyla, Türkiye’deki ilköğretim okullarda görev yapan öğretmenler arasında meydana gelen yıldırma davranışlarına aşağıdaki örnekler verilmiştir (Gökçe, 2005: 129)

· Kişinin kişisel ve mesleki gelişim sağlayabilecek etkinliklere katılmasına izin verilmemesi

· Kişinin sözünün kesilmesi

· Kişiye başkalarının yanında yüksek sesle bağırılması ve azarlanması · Kişinin yaptığı işlerin haksızca eleştirilmesi

· Kişinin başarısının küçümsenmesi

w

Yüksek öğretimde çalışanlar arasında en çok meydana gelen yıldırma davranışlarına aşağıdaki örnekler verilmiştir (Tanoğlu, 2006: 71).

· Kendini göstermeyi ve iletişim oluşumunu etkilemek · İtibara saldırılar

· Yaşam kalitesi ve mesleki duruma saldırılar

ABD’de 1998 yılında duygusal yıldırma davranışlarıyla ile ilgi yapılan araştırma sonuçlarına göre, iş yerlerinde en çok uygulanan on duygusal yıldırma davranışı belirlenmiştir. Bu davranışlar aşağıda Tablo 2.1’de verilmiştir (Namie G. ve Namie R, 2000: 18).

Tablo 2.1. ABD’deki İşyerlerinde En Çok Uygulanan Yıldırma Davranışları

S. No. Davranışlar

1 Yapılan yanlışlıklardan sorumlu tutulma 2 Mantıksız görevlerin verilmesi

3 Yeteneğin eleştirilmesi

4 Birbiriyle çelişkili kurallara itaat ettirilmesi 5 Görevin kaybettirileceğine ilişkin tehditler 6 Küçük düşürülme ve hakarete uğrama 7 Başarının olduğundan az gösterilmesi 8 İşten çıkarılma (ayağın kaydırılması) 9 Bağırılması

10 Şerefin lekelenmesi