• Sonuç bulunamadı

XVII Yüzyılda Mülâzımların Sosyal Tabanı

II. BÖLÜM

4.2. XVII Yüzyılda Mülâzımların Sosyal Tabanı

Çalışmanın bu bölümünde XVII. yüzyıla ait verileri içeren yedi defter üzerindeki çalışmalar neticesinde ulaşılan, mülâzımların geldiği sosyal taban ile ilgili bilgiler aktarılacaktır.

Grafik 14 : Hocazâde Abdullah Efendi defterine göre mülâzımların sosyal tabanı

H. 1042-1045 (M. 1633-1635) yılları aralığında 30 aylık süreyi kapsayan Hocazâde Abdullah Efendi kayıtlarının bulunduğu birinci defterde toplam 718 mülâzım bulunmakta olup bunlardan 39 tanesinin yanında seyyid, 28 tanesinin yanında eş-şeyh, 2 tanesinin yanında çelebi ünvanı yer almaktadır. Toplamda ise 33 kişinin yanında ulemâ evladı olduğuna dair bilgi bulunmaktadır. Geriye kalan 616 kişinin yanında ise zikredilen sanlar yer almamaktadır. Ayrıca 644 tanesinin hangi coğrafi çevreden geldiği bellidir. Geriye kalan 74 kişi hakkında ise nereli olduklarına dair bir bilgi yoktur. Bu 616 kişi içerisinde en çok mülâzım veren yerleşim birimleri şöyledir; Bolu 71 kişi, Kastamonu 41 kişi, İstanbul 34 kişi, Bosna 23 kişi, Edirne 21 kişi, Samsun 20 kişi, Aydın 20 kişi, Karaman 17 kişi, Mağnisa 16 kişi, Hamid 16 kişi, Konya 13 kişi, Beğşehir 13 kişi, Kangırı (Çankırı) 13 kişi şeklinde çoktan aza doğru sıralanarak devam etmektedir. 71 41 34 23 21 20 20 17 16 16 13 13 13 0 10 20 30 40 50 60 70 80 Kişi Sayısı

Mekanlar bölgesel olarak irdelendiğinde en çok mülâzım veren çevreler ise: Bolu-Kastamonu çevresi 112 kişi ile birinci, Rumeli 92 kişi ile ikinci, Konya- Karaman çevresi 76 kişi ile üçüncü, İzmir-Aydın çevresi 63 kişi ile dördüncü, İstanbul çevresi 39 kişi ile beşinci, Edirne-Çanakkale-Balıkesir çevresi 36 kişi ile altıncı, Antalya-Muğla çevresi 29 kişi ile yedinci şeklinde dağılım göstererek devam etmektedir.275

Grafik 15: Nuh Efendi defterine göre mülâzımların sosyal tabanı

H. 1045-1046 (M. 1635/36-1637) yıllarına ait 16 ayı kapsayan Nuh Efendi'ye ait ikinci defterde toplam 82 kayıt içerisinde 1 kişinin yanında seyyid, 5 kişinin yanında eş- şeyh, 1 kişinin yanında çelebi sanı bulunmaktadır. Bunların dışında 5 kişinin de ulemâ evladı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca 78 kişinin hangi coğrafi bölgeden mülâzım olduğu bellidir. Bu kişiler arasında geriye kalan 4 kişinin ise memleketi hakkında bilgi yoktur. Memleketine ulaşılan 78 kişi arasında en çok mülâzım veren şehirler şöyledir; Bolu 11 kişi, Kastamonu 7 kişi, Kûfe 4 kişi, İstanbul 3 kişi, Aydın 3 kişi şeklinde devam etmektedir.

Mekanlar bölgesel olarak irdelendiğinde ise en çok mülâzım veren çevreler: Bolu-Kastamonu çevresi 18 kişi ile birinci, Aydın-İzmir çevresi 8 kişi ile ikinci, Konya-

275 M.A., RKR, 201/ 24. 11 7 4 3 3 0 2 4 6 8 10 12

Bolu Kastamonu Kufe İstanbul Aydın

Karaman çevresi 4 kişi ile üçüncü, İstanbul 3, Rumeli 3, Edirne-Çanakkale-Balıkesir çevresi 3 kişi ile dördüncü olarak sıralanarak devam etmektedir.276

Grafik 16 : Muîd Ahmed Efendi defterine göre mülâzımların sosyal tabanı

Üçüncü defterde H. 1042-1045 (M. 1633-1635) yılları aralığında 30 aylık süreyi kapsayan Muîd Ahmed Efendi'nin tuttuğu veriler içerisinde toplam 255 mülâzımdan 13 tanesinin yanında seyyid, 4 tanesinin yanında mevâli, 9 tanesinin yanında eş-şeyh ünvanı yer almaktadır. Bunların dışında 10 kişinin yanında da ulemâ çocuğu olduğu yazmaktadır. Ayrıca 249 tanesinin geldikleri çevre bilinmekte olup geriye kalan 6 kişinin geldikleri çevre hakkında bilgi yoktur. Memleketlerine ulaşılan 249 kişi içerisinde en fazla mülâzım veren şehirler şöyledir: Bolu 29 kişi, İstanbul 18 kişi, Kastamonu 15 kişi, Saruhan 11 kişi, Aydın 10 kişi, Edirne 8 kişi şeklinde sıralanarak devam etmektedir.

Mekanlar bölgesel olarak irdelendiğinde ise en çok mülâzım veren çevreler şöyledir: Bolu-Kastamonu çevresi 44 kişi ile birinci, Aydın-İzmir çevresi 29 kişi ile ikinci, İstanbul 21 kişi ile üçüncü, Rumeli 20 kişi ile dördüncü, Konya-Karaman çevresi 9 kişi ile beşinci, Edirne-Çanakkale-Balıkesir çevresi 7 kişi ile altıncı en çok mülâzım veren çevreler olarak sıralanmaktadır.

276 M.A., RKR, 202/25. 29 18 15 11 10 8 0 5 10 15 20 25 30 35

Bolu İstanbul Kastamonu Saruhan Aydın Edirne

Grafik 17: Karaçelebi-zâde Mahmud Efendi defterine göre mülâzımların sosyal tabanı

Dördüncü defter verilerinin bulunduğu H. 1054-1055 (M. 1644-1645) tarihli Karaçelebi-zâde Mahmud Efendi'ye ait 19 aylık süreyi kapsayan kayıtlar içerisinde toplam 227 mülâzım bulunmakta olup 10 tanesinin yanında seyyid, 7 tanesinin yanında şeyh ünvanı yer almaktadır. Ayrıca bu mülâzımlardan 216' sinin memleketi hakkında bilgi mevcuttur. Geriye kalan 11 kişinin memleketleri hakkında ise bilgi yoktur. Memleketleri bilinen 216 kişi arasında en çok mülâzım veren şehirler şöyledir; Bolu 34 kişi, Kastamonu 15 kişi, İstanbul 12 kişi, Aydın 10 kişi, Samsun 7 kişi olmak üzere en çok mülâzım veren şehirler sıralanmaktadır.

Mekanlar bölgesel olarak irdelendiğinde ise en çok mülâzım veren çevreler şu şekilde sıralanmaktadır: Bolu-Kastamonu çevresi 49 kişi ile birinci, Aydın-İzmir çevresi ve Rumeli 29 kişi ile ikinci, Konya-Karaman çevresi ve İstanbul 13 kişi ile üçüncü, Edirne-Çanakkale-Balıkesir 8 kişi ile dördüncü en çok mülâzım veren bölgelerdir.277

277 M.A., RKR, 204/27. 34 15 12 10 7 0 5 10 15 20 25 30 35 40

Bolu Kastamonu İstanbul Aydın Samsun

Grafik 18: Mehmed İsmetî Efendi'nin I.defterine göre mülâzımların sosyal tabanı

Mehmed İsmetî Efendi'nin 28 aylık birinci Rumeli Kadıaskerlik dönemini kapsayan H. 1069-1071 (M. 1658-1661) tarihli beşinci defterde toplam 102 mülâzım bulunmakta olup 7 tanesinin yanında seyyid, 3 tanesinin yanında mevâli, 2 tanesinin yanında şeyh sanı bulunmaktadır. Bunların dışında 7 tanesinin yanında da bizzat ulemâ çocuğu olduğuna dair bilgi mevcuttur. Ayrıca mülâzımlardan 99' unun memketi hakkında bilgi mevcuttur. Geriye kalan 3 kişinin ise memleketleri bilinmemektedir. Memleketleri bilinen 99 kişi içerisinde en çok mülâzım veren şehirlerin sıralanışı şöyledir; Bolu 9 kişi, Edirne 6 kişi, Kastamonu 6 kişi, İstanbul 5 kişi, Ankara 4 kişi, Kangırı 3 kişi şeklindedir.

Mekanlar bölgesel olarak incelendiğinde ise: Bolu-Kastamonu çevresi 15 kişi ile birinci, Rumeli 12 kişi ile ikinci, Edirne-Çanakkale-Balıkesir çevresi 8 kişi ile üçüncü, İstanbul çevresi 6 kişi ile dördüncü, Konya-Karaman çevresi 4 kişi ile beşinci, Aydın- İzmir çevresi 3 kişi ile altıncı bölge olarak sıralanmaktadır.

9 6 6 5 4 3 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

Bolu Edirne Kastamonu İstanbul Ankara Kangırı

Grafik 19: Mehmed İsmetî Efendi'nin II.defterine göre mülâzımların sosyal tabanı

Mehmed İsmetî Efendi'nin ikinci dönemini içeren H. 1074-1075 (M. 1663-1665) tarihli kayıtlarında 20 aylık süreyi kapsayan altıncı defter ise toplam 119 kişiden 7 tanesinin yanında seyyid, 4 tanesinin yanında eş-şeyh, 1 tanesinin yanında efendi, 1 tanesinin yanında mevâli sanı bulunmaktadır. Bunlardan başka 11 tanesinin de ulemâ çocuğu olduğu bizzat belirtilmiştir. Ayrıca mülâzımlardan 119'unun memleketi bilinmekte olup sadece 1 kişinin memleketi hakkında bilgi yoktur. Bilinen 119 kişiye ise en çok şu şehirlerden katkı sağlanmıştır: İstanbul 12, Bolu 11, Kastamonu 11, Burusa 6, Üsküdar 5 ile en çok mülâzım veren şehirlerdir.

Mekanlar bölgesel olarak incelendiğinde ise en çok mülâzım veren çevreler şöyledir: Bolu-Kastamonu çevresi 20 kişi ile birinci, İstanbul çevresi 17 kişi ile ikinci, Aydın-İzmir çevresi 10 kişi ile üçüncü, Rumeli 8 kişi ile dördüncü, Konya-Karaman çevresi 5 kişi ile beşinci, Edirne-Çanakkale-Balıkesir çevresi 4 kişi ile altıncı en çok mülâzım veren bölge olarak sıralanmaktadır.278

278 M.A., RKR, 213/ 36. 12 11 11 6 5 0 2 4 6 8 10 12 14

İstanbul Bolu Kastamonu Burusa Üsküdar

Grafik 20: Büzürg Abdurrahimzâde Mehmed Efendi defterine göre mülâzımların sosyal tabanı

Büzürg Abdurrahimzâde Mehmed Efendi'nin H. 1075-1077 (M. 1665-1666) yılı kayıtlarının bulunduğu teze konu olan yedinci ve son defterde ise toplam 116 kişiden 11 tanesinin yanında seyyid, 4 tanesinin yanında eş-şeyh, 1 tanesinin yanında şeyhülislam çocuğu olduğu, 2 tanesinin yanında mevâli sanı vardır. Bunlardan başka 3 kişinin yanında da bizzat ulemâ çocuğu olduklarını bildiren yazı mevcuttur. Ayrıca mülâzımlardan 98' unun memleketi hakkında bilgi mevcuttur. Geriye kalan 18 kişinin memleketi hakkında ise bilgi yoktur. Memleketine ulaştığımız 98 kişi içerisinde en çok mülâzım veren şehirlerin dağılışı ise şöyledir; Kastamonu 9, İstanbul 7, Bolu 7, Burusa 3, Aydın 3, Edirne 3 şeklinde sıralanmaktadır.

Mekanlar bölgesel olarak incelendiğinde ise: Bolu-Kastamonu çevresi 16 kişi ile birinci, Rumeli 15 kişi ile ikinci, Aydın-İzmir çevresi, İstanbul çevresi, Kastamonu çevresi, Edirne-Çanakkale-Balıkesir çevresi 9 kişi ile üçüncü, Konya-Karaman çevresi 8 kişi ile dördüncü bölge olarak en çok mülâzım vermişlerdir.279

Bu tezde incelenmiş olan yedi mülâzemet defteri neticesinde, XVII. yüzyılda mesleğe giren mülâzımların genellikle Rumeli ile İç Anadolu Bölgesi arasında kalan şehirlerden yoğun olarak geldiği görülmektedir. Bu şehirler arasında Bolu, Kastamonu, İstanbul, Konya-Karaman gibi şehirlerin sayısal olarak defterlerde en çok mülâzım 279 M.A., RKR, 217/40. 9 7 7 3 3 3 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

Kastamonu İstanbul Bolu Burusa Aydın Edirne

veren şehirler olarak istatistiklere yansıdığı görülmektedir. İlk beş kayıt defterine göre en çok mülâzım veren şehir Bolu'dur. Bu defterlerde Bolu' dan sonra ekseriyetle Kastamonu, sonrasında ise İstanbul'dan mülâzım verildiği görülmektedir. Ancak altıncı ve yedinci kayıtlarda İstanbul'un yoğunluk kazanarak Bolu ve Kastamonu' yu geride bıraktığı görülmektedir. Bunun temel sebebi ise Unan280

ve Ortaylı281'nın makalelerinde bahsettiği, taşradan gelerek İstanbul'a yerleşen ve zamanla burada kendi içlerine kapanarak adeta kastsal bir yapı oluşturan ulemâdır. Zamanla beşik ulemâlığının da devreye girmesi ile adeta halka kapalı bir hal alacak olan ilmiyye bürokrasisinin incelemiş olduğumuz defterlerdeki verilerden hareketle XVII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ilmiyyeye giren mülâzımların da çoğunluğu oluşturacak şekilde İstanbul'a evrildiği söylenebilir. Şöyle ki zikredilen sebepten dolayı da XVII. yüzyıl içerisinde mülâzımların geldiği çevreler içerisinde zaten önem arz eden İstanbul XVII. yüzyılın ikinci yarısı ile birlikte zirve noktasına ulaşmıştır.

Ayrıca, yedi defterdeki veriler birlikte hesaplandığında XVII. yüzyılda ilmiyyeye girenlerin % 6-7'si İstanbul, % 10-11'i Rumeli, % 81-82'si Anadolu, % 2'sinin de diğer bölgelerden mesleğe girdiği görülmektedir.

Bu veriler, XVI. yüzyılın ikinci yarısıyla karşılaştırılınca İstanbul'dan mesleğe girenlerin % 2-4 oranından % 6-7 oranına çıktığı görülmektedir. Rumeli'den mesleğe girenlerin oranı ise % 15-18' den % 10-11 oranına düşmüştür. Anadolu'dan mesleğe girenlerin oranı ise hemen hemen aynı olup % 80-82 arasındadır. Diğer bölgelerden mesleğe girenler ise % 1 oranından daha az iken % 2 oranına yükselmiştir.

Yukarıda XVI. yüzyılın ikinci yarısı ile XVII. yüzyıl verileri karşılaştırılınca ortaya çıkan oransal değişim XVII. yüzyıldan itibaren, daha önce zikr olunan mülâzım veren şehirler arasında İstanbul'un öneminin de XVII. yüzyılda arttığını açıkca göstermektedir.

280 Unan, 1994 s.669- 676. 281

SONUÇ

XVI. yüzyıldan itibaren klasik karakterini kazanan mülâzemet sistemi düzenlemeler yoluyla sıkı bir düzene koyularak uygulanmaya çalışılmıştır. XVII. yüzyıl verileri incelendiğinde ana hatlarıyla mülâzemet sisteminin klasik karakterini koruduğu görülmüştür. XVII. yüzyılda mülâzemet sistemi üzerinde meydana gelen tek değişiklik mesleğe girişlerde etkin rol oynayan mülâzemet yollarıdır.

İlmiyye teşkilatı içerisinde görülen aksaklıklar zaman zaman mülâzemet sisteminin de uygulanmasını olumsuz etkilemektedir. Bu sebeple sistem üzerine kanûnnâmeler yolu ile müdahaleler yapılmıştır. Bu tezin odak noktasında olan XVII. yüzyıl kanûnnâmeleri incelendiğinde, hemen hemen benzer içerikte oldukları görülmüştür. 1636, 1643 ve 1658 tarihli üç düzenlemenin ortak amacı ise; hak edenle hak etmeyeni birbirinden ayırarak ilmiyye teşkilatına girişleri sınırlandırmak, ilmiyye teşkilatına girecek olan kişilerin olabildiğince donanımlarını artırmak, rüşvet ve iltimasın önüne geçerek haksızlıkları engelleyebilmek üzerinedir.

İncelenmiş olan kanûnnâmeler ve mülâzemet defterlerinden hareketle 1636, 1643, 1658 tarihli kanûnnâmelerin mülâzemet sistemi üzerinde etkili olduğu ve XVI. yüzyıldaki problemlerin ciddi oranda giderildiği görülmüştür. Kanûnnâmeler içerisinde 1658 tarihli kanûnnâmenin, kendinden önceki diğer iki kanûnnâmeye nazaran daha sert kurallar içerdiği ve mesleğe giren mülâzım sayısını kontrol altına alacak şekilde düzenlendiği gözlemlenmiştir. Özellikle kanûnnâmede diğer hizmet, vefat, şefaat ve müstakillen yolları ile asla mülâzım alınmaması vurgulanmaktadır. Ancak tespit edilen verilerden hareketle diğer hizmet, vefat ve müstakillen (1665-1666 tarihinde müstakillen sadece 4 kişinin kanûna aykırı olarak mesleğe girdiği görülmektedir) yollarından mesleğe girişlerin 1645 tarihinden itibaren zaten olmadığı görülmüştür. Bunun yanında şefaat ve nevbet yolları ile XVII. yüzyıl içerisinde herhangi bir kayda rastlanmamıştır. Böylece XVII. yüzyılda şefaat ve nevbet yolu ile gerçekleşen mülâzım alımlarının, XVII. yüzyılın ortalarına doğru da diğer hizmet, vefat yolu ile gerçekleşen mülâzım alımlarının tamamen bittiği, müstakillen yolunun ise bitme noktasında olup 1665-1666 kayıtlarında tekrar görüldüğü tespit edilmiştir. 1645 tarihinden itibaren yukarıda zikredilen mülâzemet yollarının bitmesi ile birlikte mülâzım alımlarında muîdlik ve teşrîf yollarının diğer yollara nazaran en fazla mülâzım veren yollar haline geldiği gözlemlenmektedir. 1658 tarihli kanûnnâmeden sonra ise 1665-1666 tarihli kayıtlarda daha önceki kayıtlara göre muîdlik yolunda sayısal ve oransal olarak düşüş

yaşandığı gözlenmektedir. Bunun yanında teşrîf yolu ile gerçekleşen mülâzım kayıtlarının ise 1658 tarihli kanûnnâmeden itibaren oransal olarak sürekli artış gösterdiği ve 1665-1666 tarihli defterde en fazla mülâzım veren yol olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Muîdlik ve teşrîf yoluyla girişlerin diğer yollardan daha fazla olması kanûnnâmelerde de istenildiği üzere diğer yolları bitirerek sadece bu yollardan alımların gerçekleşmesi hususunda etkili olmuştur. Bu da artık sistemi şişiren kadroların ortadan kaldırıldığını göstermektedir.

Ayrıca, XVI. yüzyılda ortaya koyulmuş olan ilmiyye kanûnnâmelerinde olduğu gibi XVII. yüzyıldaki ilmiyye kanûnnâmeleri de zamanla mülâzemet sistemi hususunda daha spesifik kurallara yer vermeye başlamıştır. XVI. yüzyıl kanûnnâmeleri içerisinde mülâzemet sisteminden sistemli olarak sadece 1598 tarihli düzenlemenin bahsettiği görülmüştür. Bundan hareketle 1658 tarihli kanûnnâme de kendisinden önceki tarihlere denk gelen 1636 ve 1643 tarihli kanûnnâmelere göre mülâzemet sistemi hususunda daha spesifik kurallar içerdiği gözlemlenmiştir.

Bunun yanında, XVII. yüzyılda mesleğe girmiş olan mülâzımların sosyal tabanları ile, XVI. yüzyılın ikinci yarısında mesleğe giren mülâzımların sosyal tabanları karşılaştırılınca İstanbul'dan mesleğe girenlerin % 2-4 oranından % 6-7 oranına çıktığı görülmektedir. Rumeli'den mesleğe girenlerin oranı ise % 15-18'den % 10-11 oranına düşmüştür. Anadolu'dan mesleğe girenlerin oranı ise hemen hemen aynı olup % 80-82 arasındadır. Diğer bölgelerden mesleğe girenler ise % 1 oranından daha az iken % 2 oranına yükselmiştir. Bu karşılaştırma da, hala ilmiyye teşkilatı içerisine giren mülâzımların çoğunun Anadolu kökenli olduğunu göstermektedir. Bunun yanında İstanbul ve çevresinden mesleğe girenlerin sayısının XVI. yüzyıla göre artış göstermesi, bu dönemde medrese sayısının ve ulemâzâdelerin ilmiyye teşkilatı içerisindeki miktarlarının artmış olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bu artış, Ortaylı'nın282

ve Unan'ın283 XVIII. yüzyıl için bahsettikleri, ulemânın İstanbul' da kastlaşarak zamanla Anadolu'ya kapalı haline gelmesi hususundaki tezlerinin ilk belirtileri olarak telâkki edilebilir. Ayrıca XVII. yüzyıl içerisinde 1636, 1643 ve 1658 tarihli düzenlemelerin hepsinde ulemâ çocuklarına yönelik bir madde olması ve bu madde de, ulemâzâdelerin bundan sonra hemen mesleğe alınmayıp mümeyyiz önüne çıkmalarının istenmesi, ulemâzâdelerin ilmiyye teşkilatı içerisinde problem olarak düşünülmeye başladığını göstermektedir. Çünkü XVI. yüzyılın sonunda mülâzemet sistemini düzenlemek adına

282 Ortaylı, 1979-1980 özel sayı, s.155-159. 283

ortaya koyulan 1598 tarihli kanûnnâme de, ulemâ çocuklarının ayrıcalıklarının korunması istenirken XVII. yüzyıldaki kanûnnâmelerde bu durum yukarıda zikr edildiği üzere değişmiştir.

KAYNAKÇA

A.Arşiv Kaynakları

1.Bâb-ı Meşihat Şeyhülislâmlık Arşivi

Rumeli Kadıaskerliği Rûznâmçeleri, 190/13, 201/24, 202/25, 204/27, 213/36, 217/40.

2.Nuruosmaniye Kütüphanesi

Rumeli Kadıaskerliği Rûznâmçesi, 5193/6.

B. Kaynak Eserler

Fezleke (Katip Çelebi), (Haz.Z.Aycibin), Çamlıca yay., C.2., İstanbul, 2017.

Hadâ'iku'l-Hakâ'ik Fî Tekmileti'ş-Şakâ'ik (Nev'izâde Atayi'nin Şakaik Zeyli), (Haz.Suat

Donuk, Haz.R.Ekinci ), Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, C.1-2, İstanbul, 2017.

"Hasan Kâfi El-Akhisarî ve Devlet Düzenine Ait Eseri Usûlü'l-Hikem fî Nizami'l- Âlem", M.İpşirli, İÜEF TD, 10-11 (1979 ), s.239-278.

Koçi Bey Risalesi, (Haz.A.K.Aksüt), Vakit Gazatesi yay., İstanbul, 1939. Nushatü's-Selatin, (Haz. Faris Çerçi), Büyüyenay yay., İstanbul, 2015.

Osmanlı Devlet Teşkilatına Dair Kaynaklar- Kitâb-ı Müstetâb, Kitâb-ı Mesâlihi'l Müslimin ve Menâfi'il Müminin, Hırzü'l- Mulûk, (Haz.Yaşar Yücel), TTK yay.,

Ankara, 1988.

Tarih-i Naima, (Haz.M.İpşirli), TTK yay., Ankara, 2007.

Zeyl-i Şakaik (Uşşakizâde' nin Şakaik Zeyli), (Haz.R.Ekinci), Türkiye Yazma Eserler

Kurumu Başkanlığı, İstanbul, 2017.

C. Araştırma Eserler

AKGÜNDÜZ, Murat, Osmanlı Devleti'nde Şeyhülislamlık, Beyan yay., İstanbul, 2002. AKBAYAR, Nuri, Osmanlı Yer Adları Sözlüğü, Tarih Vakfı Yurt yay. İstanbul, 2003. ALAN, Ercan, Kadıasker Rûznâmçelerine Göre XVII.yüzyılda Rumeli'de Kadılık

___________, "Kadıasker Rûznâmçe Defterine Göre XVII.yüzyılda Rumeli'de Kaza Teşkilatı ve Kadılar", Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, 2013/1, S.23, s.53-97.

___________, "Yeni Bir Belgeye Göre XVI.yüzyılın İlk Yarısında Osmanlı

Mülâzemet Sistemi", Osmanlı Araştırmaları, 2017, S.49, s.89-124.

ALAN, Ercan, ATÇIL, Abdurrahman, XVI.Yüzyıl Osmanlı Ulemâ Defterleri, Türkiye Bilimler Akademisi, Ankara, 2018.

ALTUNSU, Abdülkadir, Osmanlı Şeyhülislamları, Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1972. ARSLANTÜRK, Zeki, Naima'ya Göre XVII.yüzyıl Osmanlı Toplum Yapısı, İstanbul,

1997.

ASLAN, Ali, 18. Yüzyıl Osmanlı İlim Hayatından Bir Kesit: Sıdkî Mustafa Efendi’nin

Günlüğü Ve Mülâzemet Yılları, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2015.

ATÇIL, Abdurrahman, "Osmanlı İmparatorluğu'nda Bürokrasi ve Ulemâ", Türk

Kültürü İncelemeleri Dergisi, S.36, İstanbul, 2017, s.1-20.

ATİK, Kayhan, "XVII.yüzyıl Osmanlı Aydınlarına Göre İlmiyye Teşkilatında Çözülmeye İlişkin Tespit ve Teklifler", Bilig Türk Dünyası Sos. Bil. Der., S.14, 2000.

AYDIN, Bilgin-Kurt İsmail, Yurdakul İlhami, Bâb-ı Meşihat Şeyhülislamlık Arşivi

Defter Kataloğu, İsam yay., İstanbul, 2006.

BAKIR, Nuran, XVII.Asrın İkinci Yarısında Payeli ve Bilfiil Anadolu ve Rumeli Kazaskerlikleri, Basılmamış Mezuniyet Tezi, 1966.

BALTACI, Cahit, "Kadıasker Rûznâmçelerinin Tarihi ve Kültürel Ehemmiyeti", İslam

Medeniyeti Mecmuası, C.IV, S.1, İstanbul, 1974.

______________, XV. ve XVI.Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, I-II, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi yay., İstanbul, 2005.

BEYAZIT, Yasemin, Osmanlı İlmiyye Mesleğinde İstihdam (XVI.yüzyıl) , TTK yay., Ankara, 2014.

________________, " Osmanlı İlmiyye Bürokrasisinde Şeyhülislamlığın Değişen Rolü ve Mülâzemet Sistemi (XVI. ve XVIII.yüzyıllar) ", Belleten, C.LXXIII, S.267, Ankara, 2009, s.423-441.

________________, " XVI.yüzyılda Osmanlı İlmiyye Kanûnnâmeleri ve Medrese Eğitimi ", Belleten, C.LXXVIII, Ankara, 2014, s.955-981.

________________, " Kadıasker Rûznâmçelerinde Tipoloji ve Yeterlilik ",

________________, "Efforts to Reform Entry into the Ottoman İlmiyye Career towards the End of the 16th Century:The 1598 Ottoman İlmiyye Kanûnnâmesi", Turcica, Volume 44 , 2013.

ERÜNSAL, İsmail, "Nuruosmaniye Kütüphanesinde Bulunan Bazı Kazasker Rûznâmçeleri", Osmanlı Kültür Tarihinin Bilinmeyenleri, Timaş yay., İstanbul, 2014, s.401-446.

EVSEN, Esra, Osmanlı İlmiyye Teşkilatında Mülâzemet Sistemi (18.yüzyıl örneği), Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2009.

FAROQHİ, Suraiya, "Social Mobility Among the Ottoman Ulemâ in the Late Sixteenth Century", International Journal of Middle East Studies, 4 (1973), Printed in Great Britain., s.204-218.

FLEİSCHER, Cornell, Tarihçi Mustafa Âli, Tarih Vakfı yay., İstanbul, 2013.

GÜNDOĞDU, İsmail, "Osmanlı Tarihi Kaynaklarında Kazaskerlik Rûznâmçe Defterleri ve Önemi", Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, C.6, S.2, 2009, s.701-722.

HUART, Cl., "Kazasker", İA, C.6, 1955, s.522-523.

IŞIN, Bür, XVII.Asrın İlk Yarısında Payeli ve Bilfiil Anadolu ve Rumeli Kazaskerleri, Basılmamış Mezuniyet Tezi, 1965.

İNALCIK, Halil , "Mahkeme", İA, C.VII, 1957, s.149-151. _____________, "Kanûnnâme", DİA, C.XXIV., İstanbul, 2001.

_____________, "Kazasker Rûznâmçe Defterine Göre Kadılık", Adâlet Kitabı, Ed.B.Arı -S.Aslantaş, Yeditepe yay., İstanbul, 2015, s.133-153.

İPŞİRLİ, Mehmet, "Klasik Dönem Osmanlı Devlet Teşkilatı", ed. E. İhsanoğlu,

IRCICA, İstanbul, 1994, s.247-248.

______________, XVII.yüzyıl Başlarına Kadar Osmanlı İmparatorluğunda

Kadıaskerlik Müessesesi, Basılmamış Doçentlik Tezi, İÜEF Tarih Bölümü,

İstanbul, 1982.

______________, "Bostanzâde Mehmed Efendi", DİA, 1992, C.6, s.331.

______________, "Osmanlı İlmiyye Teşkilatında Mülâzemet Sisteminin Önemi ve Rumeli Kazaskeri Mehmed Efendi Zamanına Ait Mülâzemet Kayıtları", Güney-

Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, 10-11, 1983, s.221-231.

______________, "Osmanlı Devleti'nde Kazaskerlik (XVII.yüzyıla kadar)",

______________, "Osmanlı İlmiyye Mesleği Hakkında Gözlemler XVI.-XVII. Asırlar", Osmanlı Araştırmaları, Vol.7-8., 1988, s.273-285.

______________, "İlmiyye", DİA, C.22, 2000, s.142.

______________, "Mülâzemet", DİA, C.XXXI, 2006, s.537- 538. ______________, "Kazasker", DİA, C.25, 2002, s.140- 143.

KAFADAR, Cemal, "Osmanlı Tarihinde Gerileme Meselesi", Osmanlı Tarihini

Yeniden Yazmak, İstanbul, 2014, s.97-150.

KRAMERS, J.H, "Şeyhülislam", İA, C.11, 1970-1971, s.485-489.

LEWİS, Bernard, Modern Türkiye'nin Doğuşu, (çev.Boğaç B. Turna), Arkadaş yay., Ankara, 2015.

MARDİN, Ebül'Ula, "Kadı", İA, C.6, 1955, s.42- 46.

ORTAYLI, İlber, "18.yüzyılda İlmiyye Sınıfının Toplumsal Durumu Üzerine Bazı Notlar", ODTÜ Geliştirme Dergisi, 1979-1980 özel sayı.

_____________, Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti' nde Kadı, Kronik yay., İstanbul, 2017.

ÖZ, Mehmet, Kanûn-ı Kadimin Peşinde; Osmanlı'da Çözülme ve Gelenekçi

Yorumcuları, Dergah yay., İstanbul, 2015

ÖZCAN, Abdülkadir, "IV.Mehmed", DİA, C.28, 2003, s.417.

PARLATIR, İsmail, Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, Yargı yay., Ankara, 2011.

SAMİ, Şemseddin, Kamus-ı Turkî, haz. R.Gündoğdu- N.Adıgüzel- E.Önal, İdeal yay., İstanbul, 2014.

SEZEN, Tahir, Osmanlı Yer Adları, Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Genel Md., Ankara, 2006.

UNAN, Fahri, "Osmanlı Medreselerinde Ulemânın Sosyal Tabanı ve Bunun İlmi Performans Üzerindeki Etkisi", XII. Türk Kongresi Bildirileri, C.III, Ankara, 2000, s.669- 676.

UZUNÇARŞILI, İsmail H., Osmanlı Devleti' nin İlmiyye Teşkilatı, TTK yay., Ankara, 2014.

ÜNAL, M.Ali, Osmanlı Tarih Sözlüğü, Paradigma yay., İstanbul, 2011.

___________, Osmanlı Sosyal ve Ekonomik Tarihi, Fakulte kitabevi yay., 2014.

Benzer Belgeler