• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

2.3. Mülâzemet Yolları

2.3.3. Muîdlik (İâdeden)

Medreselerde görevli müderrislerin bir nevi asistanlığıyla görevli olan kimselere "muîd" adı verilmektedir. Bu kişiler, yeri geldiği zaman müderrislerden sonra dersi tekrarlatmakta ve müderrisler olmadığı zamanlarda danişmendleri gözetmekle yükümlüdürler. Medreselerde muîdlerin dışında bir de muîdlerden derece olarak düşük olan "muzâf " adı verilen görevliler vardır. Muîdler ve muzâflar beratlı görevliler olup bu kadrolar vasıtasıyla zamanı gelince muîdlik kadrosuyla ilmiyyeye girebilmişlerdir. Muîdlik kadrosu aynı zamanda hizmet-i iâde, iâdeden gibi kelimelerle de ifade edilmektedir. Bir müderris görevinde terakki ettiğinde, başka bir göreve hareket ettiğinde, görevine son verildiğinde, emekli olduğunda ve vefat ettiğinde muîdini mülâzım olarak verebilmiştir.144

XVII. yüzyılda ortaya koyulan ilmiyye kanûnnâmelerinde muîdlik yoluna getirilen düzenlemeler şöyledir:

1636 tarihli kanûnnâmede "Müderris bir medreseye müderris oldukda şuruh ve

mütun ile müdarese-i ulum ve fünun eyleyüb matalib-i tasdikiyyenin netayic-i sarihasın istihrac ve netice-i tahkikiyenin mukaddemat-ı sahihasın istihrac etmeğe kadir olan talebesinin a'la ve efkahın fi'l-hal mu'id edüb iâdesine arz verüb mucebince berat-ı şerifim verilüb mülazemeti kaydoluna iadesine gayrıdan duhul etmek isteyenleri mümeyyiz-i mümaileyh görüb ehl-i ilm ise ana tezkire verüb mümaileyhin tezkiresi olmayınca mülazemete kayd olunmaya" 145

denilmektedir. Bu madde ile bir müderris medreseye müderris olduğunda, metin ve şerh derslerini vermiş olan talebelerinden en

144 Beyazıt, 2014a, s.52-53.

145 NOK, RKR, 5193/6 ; Bu ferman neşredilmiştir. Bkz. İpşirli, 1988, s.273-285, Erünsal, 2014, s.401-

kabiliyetlisini muîd yapıp mülâzım defterine kayıt edeceği, geriye kalanlar arasında muîd olmak isteyen olursa mümeyyiz önüne çıkacağı, başarılı olmayanların asla deftere kayıt edilmeyeceği ifade olunmaktadır. Bu ifade ile muîd olarak seçilen talebeye bir ayrıcalık verilmiş, muîdin dışındaki talebelere imtihan olma zorunluluğu getirilmiştir. 1636 tarihli kanûnnâmede ayrıca "...kâdimi mülazımı alunagelen medarisden mu'id

alunub sonradan muhdes olan ve musamaha tariki ile arpalık ve emsâli muhaddesatdan min-bâd mülazım alınmayub..." 146 denilmektedir. Bu madde ile Eskiden beri mülâzımı alınan müderrislerden muîd alınmasına izin verilip sonradan ortaya çıkan medreselerden, arpalık ve benzeri görevlerden asla mülâzım alınmaması vurgulanmıştır. Burada amaç, sonradan ortaya çıkan arpalıklardan, her müderris ve ulemâdan mülâzım alınmasının önüne geçmektir.

1643 tarihli kanûnnâmede "Müderrisler bir medreseye müderris oldukda

hizmetinde olan talebenin akdem ve fil'l-hâl muid eyleyüb iadesine arz verüb mucebince berat-ı şerifim verilüb medrese-i ahireye hareket etdikde kanun üzere mülazemete kayd murat olundukda senden ders okuyub istihkakına şehadet etmeyince mülazemete kabul olunmayub..."147 denilmektedir. Bu madde ile bir müderris medreseye müderris olduğunda, diğerlerine göre daha önde olan talebesini muîdi olarak seçeceği ancak mesleğe muîd olarak girmek isteyen talebelerin mümeyyiz önünde ders okuyup imtihandan geçmesi gerektiği ifade olunmaktadır. Bu ifade ile 1636 tarihli kanûnnâme ile muîdlere verilen ayrıcalık ortadan kaldırılarak muîdlere de imtihan olma zorunluluğu getirilmiştir. Kanûnnâmelerde zikredilen bu maddeler ile ilgili değerlendirme aşağıda yapılacaktır.

XVII. yüzyıl kayıtlarını içeren defterlerde ise muîdlik ile mesleğe girişlerde gerçekleşen durum şöyledir: Hocazâde Abdullah Efendi (M. 1633-1635) defterinde 132 kişinin muîdlik yolunu kullanarak mesleğe girdiği görülmektedir. 132 kişiden 96'sının

eli beratlı muîd olduğu bilinmektedir. Bunun yanında bazı muîdlerin yanında muîd-i evveli, muîd-i sânisi, muîd-i sâlisi gibi ifadeler yer almaktadır. Bu ifadeler de ulemânın

vermiş olduğu muîd sayısını ve hangi muîdinin daha öncelikli olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Ayrıca zikredilen defter verileri içerisinde Burusa Sultaniye

müderrisi Şeyh Mehmed Efendi'nin, Sahn müderrisi iken vefat eden Ahmed Efendi'nin

ve Manisa'da altmış akçeli müderris iken vefat eden Osman Efendi'nin aynı anda hem

146 NOK, RKR, 5193/6 ; Bu ferman neşredilmiştir. Bkz. İpşirli, 1988, s.273-285, Erünsal, 2014, s.401-

446.

147

muîdi hem de muzâfı nın mesleğe girdiği görülmektedir.148

Nuh Efendi (M. 1635/1636- 1637) defterinde 31 kişinin muîdlik yolu ile mesleğe girdiği görülmektedir. Ancak bir mülâzımın sabık kadıasker zamanında mesleğe girmiş olmasına rağmen kayıt

edilmediği ve bu dönemde kayıt edildiği belirtilmektedir. Dolayısıyla bu defterde 30

kişinin muîdlik yolunu kullanarak mesleğe girmiştir. Ayrıca bu defterde, Murad Paşa-yı cedid müderrisi iken vefat eden Abdulkayyum efendi'nin, Altmış akçe ile Fatma Sultan müderrisi iken vefat eden Paşazâde Süleyman Efendi'nin ve Altmış akçe ile Zâl Paşa müderrisi iken vefat eden Süleyman Efendi'nin aynı anda muîd ve muzâfı nın mesleğe alındığı görülmektedir. Buna ilaveten Paşazâde Süleyman Efendi ve Süleyman Efendi'nin muîd ve muzâfının mümeyyiz Ahmed Efendi'nin imtihanından geçtikleri bizzat belirtilmektedir.149 Muîd Ahmed Efendi (M. 1641-1644) defterinde muîdlik yolunu kullanarak 104 kişinin mesleğe girdiği görülmektedir. Bu muîdleriden üçünün

eli beratlı muîd olduğu belirtilmiştir. 24 muîdin ise mümeyyiz Mehmed Efendi

imtihanından geçtiği görülmektedir. Bunun yanında bazı muîdlerin yanında birinci defter verileri içerisinde rastlanılan muîd-i sânisi, iâde-i sânisi gibi ifadeler görülmektedir.150

Karaçelebi-zâde Mahmud Efendi (M. 1644-1645) defterinde muîdlik

yolu ile 162 kişinin mesleğe girdiği görülmüş ancak iki kişinin üstü çizilmiştir. Bu kişilerden birisinin üzerinin çizilme sebebi daha önce zikr edildiği üzere vefat etmiş olmasıdır. Diğer kişinin neden çizildiği hususunda ise bilgi yoktur. Dolayısıyla bu defterde 160 kişi muîdlik yolunu kullanmıştır. Bu sayı XVII. yüzyıl ortalarına denk gelen defterler içerisinde ulaşılan en yüksek sayıdır.151

Mehmed İsmetî Efendi'nin (M. 1658-1661) birinci defterinde muîdlik yolundan mesleğe giren 61 kişi bulunmaktadır. Bu defterdeki 2 kişinin mümeyyiz önüne çıkarak imtihan olduğu kayıt edilmiştir. Burusada Musıla-i Sahn olmak üzere Sultan Orhan Gazi müderrisi iken vefat eden Ali Efendi'nin, Edirne Üç Şerefeli müderrisi iken vefat eden Mustafa Efendi'nin, Musıla-i Sahn olan Davud Paşa müderrisi Atazâde Ahmed Efendi'nin birer muîdi bizzat Şeyhülislam hazretlerinin emirleri üzerine mesleğe alınmıştır. Kabe-i Mükerreme payesiyle Karinaabad arpalığı kendisine verilen Abdülmuttalib Efendi oğlu ve muîdi olan Mehmed'i mesleğe katmıştır.152 Mehmed İsmeti Efendi (M. 1663-1665)'nin ikinci defterinde muîdlik yolunu kullanan 71 kişi olduğu tespit edilmiştir. Bu defter verileri 148 MA, RKR, 201/24. 149 MA, RKR, 202/25. 150 MA, RKR, 204/27. 151 MA, RKR, 204/27. 152 MA, RKR, 213/36.

içerisinde, Sabıka Mekke kadısı Ali Çelebizâde Mehmed Efendi Mekke-i Mükerremede mutasarrıfı olduğu Süleymaniye ve Kayıtbay medreselerinden iki muîdini Şeyhülislam

Efendi'nin emirleri ile mesleğe almıştır.153 Büzürg Abdürrahimzâde Mehmed Efendi (M. 1665-1666) defterinde muîdlik yolu ile 39 kişinin mülâzım olduğu tespit edilmiştir.154

Yukarıda görüldüğü üzere kanûnnâmelerde muîdlerin mümeyyiz önüne çıkması istenmesine rağmen sadece cüzî bir miktarda kişinin mümeyyiz önüne çıktığı görülmektedir. Bu durum istenilen maddelere riayet edilmediğini düşündürmesinin yanında mümeyyiz önüne çıkan kişilerin kayıt edilmesinin unutulmuş olma ihtimalini de akla getirmektedir.

Muîdlik yoluyla mülâzım alımı ise her medreseden gerçekleşmiyordu. Osmanlı medrese derecelendirmeleri içerisinde Sahn medreselerinden önce, Hâric ve Dâhil hükümlü medreseler bulunmaktaydı. Bu medreselerden Hâric medreseler; Osmanlı Devleti öncesinde hüküm süren Türk-İslam Devletlerinin üst düzey yöneticileri tarafından ya da Osmanlı Devleti vezirleri tarafından yaptırılmıştı. Dâhil medreseler ise; Osmanlı Devleti padişahları, şehzâdeleri, valideleri, padişah kızları tarafından yaptırılan medreselerdi.155 Yukarıda zikredilen iki çeşit medrese içerisinden sadece Dâhil medreselerde görevli müderrislerden muîdlerini bu yolla mülâzım vermeleri istenmiştir. Ancak XVI. yüzyılda bu kurala pek riayet olmadığı ve nüfuz sahibi vezirlerin kendi yaptırdıkları Hâric medreselerden de mülâzımların alındığı görülmüştür. Dolayısıyla bu da muîdlik yolundan mülâzımların artmasına sebebiyet vermiştir.156

XVII. yüzyılda muîdi alınan medreselerin durumu ise şöyledir: Hocazâde Abdullah Efendi (M. 1633-1635) defterinde 54 mülâzımın Dâhil Medreselerinden mesleğe giriş yaptığı görülmektedir. Dâhil Medreselerinden 13'ünü hanım sultanların yaptırdığı medreseler oluşturmaktadır.157

Geriye kalan 41 medreseyi ise padişahların yaptırdığı medreseler oluşturur.158

70 mülâzım ise Hariç Medreselerinden ilmiyyeye girmiştir.159

Nuh Efendi (1635/1636-1637) defterinde 9 mülâzım Dâhil Medreselerinden 153 MA, RKR, 213/36. 154 MA, RKR, 217/40. 155 Uzunçarşılı, 2014, s.17. 156 Beyazıt, 2014a, s.48-65.

157 Bu medreseler, İsmihan Sultan Medresesi, Haseki Medresesi, Üsküdar da Valide Sultan Medresesi,

Hatice Sultan Medresesi, Mihr-i Mah Sultan Medresesi ve Fatma Sultan Medresesidir.

158 Bu medreseler, Sultan Bayezid Han Medresesi, Süleymaniye Medresesi, Edirnede Sultan Selim

Medresesi, Burusada Sultan Orhan Medresesi, Edirnede Üç Şerefeli Medrese, Amasyada Sultan Bayezid Medresesi, Çorluda Sultan Süleyman Han Medresesi, Burusada Gazi Hüdavendigar Medresesidir.

159 Bu medreseler, Gazanfer Ağa Medresesi, Rüstem Paşa Medresesi, Piri Mehmed Paşa Medresesi,

İbrahim Paşa Medresesi, Sinan Paşa Medresesi gibi medreselerdir. Medreseler hakkında detaylı bilgi için bkz. Baltacı, 2005, I-II.

mesleğe giriş yapmıştır. Bunlardan 4 tanesi hanım sultan medreselerindendir.160

Geriye kalan 5 kişi ise padişah medreselerinden ilmiyyeye girmiştir.161

16 mülâzım ise Hariç Statülü Medreselerden ilmiyyeye giriş yapmıştır.162

Muîd Ahmed Efendi (M. 1641- 1644) defterinde 49 mülâzım Dâhil Statülü Medrelerden mesleğe girmiştir. Dâhil Medrelerinden ilmiyyeye giren 11 mülâzım hanım sultan medreselerindendir.163 Geriye kalan 38 mülâzım ise padişahlar tarafından yaptırılan medreselerden mülâzım olmuştur.164

Bu defter verileri içerisinde muîdlik yolu ile 42 mülâzımın da Hâric Statülü Medreselerden mülâzım olduğu görülmektedir.165 Karaçelebi-zâde Mahmud Efendi (M. 1644-1645) defterinde 35 mülâzımın Dâhil Statülü Medreselerden mülâzım olduğu görülmektedir. 10 mülâzım ise hanım sultanların yaptırdığı medreselerden muîd olmuştur.166

Geriye kalan 25 mülâzım padişah medreselerinden mülâzım olmuştur.167 Bu defter verileri içerisinde 117 kişinin de Hâric Statülü Medreselerden muîd olduğu görülmektedir.168

Mehmed İsmetî Efendi'nin (M. 1658-1661) birinci defterinde 32 kişinin Dâhil Medreselerinden mülâzım olduğu görülmektedir. Dâhil medreselerinden 5 mülâzımın hanım sultan medreselerinden muîd olduğu anlaşılmaktadır.169

Geriye kalan 26 mülâzım ise padişah medreselerinden muîd olmuştur.170 Bu defter verileri içerisinde 22 kişinin de Hâric Statülü Medreselerden muîd olduğu bilinmektedir.171

Mehmed

160

Bu medreseler, İsmihan Sultan Medresesi, Hatice Sultan Medresesi, Fatma Sultan Medresesidir.

161 Bu medreseler, Süleymaniye Medresesi, Sahn Medresesidir.

162 Bu medreseler, Gazanfer Ağa Medresesi, Mahmud Paşa Medresesi, Hıdır Paşa Medresesi, Piri Paşa

Medresesi, Hıdır Paşa Medresesi, Molla Gürani Medresesi... gibi medreselerdir. Medreseler hakkında detaylı bilgi için bkz. Baltacı, 2005, I-II.

163 Bu medreseler, Mihr-i Mah Sultan Medresesi, Valide Sultan Medresesi, Fatma Sultan Medresesi,

Haseki Medresesidir.

164 Bu medreseler, Süleymaniye Medresesi, Sultan Selim Medresesi, Üç Şerefeli Medrese, İznikde Orhan

Medresesi, Sahn Medresesi, İznikde Sultan Murad Medresesi, Burusada Gazi Hüdavendigar Medresesi, Ayasofya Medresesi ve Şehzâde Medresesidir.

165 Bu medreseler, Gevherhan Medresesi, Cafer Ağa Medresesi, Sinan Paşa Medresesi, Davud Paşa

Medresesi, Hayreddin Paşa Medresesi, Vezir-i Azam Mustafa Paşa Medresesi, Gazanfer Ağa Medresesi gibi medreselerdir. Medreseler hakkında detaylı bilgi için bkz. Baltacı, 2005, I-II.

166 Bu medreseler, Fatma Sultan Medresesi, Mihr-i Mah Sultan Medresesi, İsmihan Sultan Medresesi,

Üsküdarda Valide Sultan Medresesi, Hatice Sultan Medresesi, Haseki Sultan Medresesidir.

167 Bu medreseler, Amasyada Sultan Bayezid Han Medresesi, Çorluda Sultan Süleyman Medresesi,

Ayasofya Medresesi, Sahn Medresesi, Süleymaniye Medresesi, Burusada Sultan Murad Gazi Medresesi, Edirnede Sultan Selim Han Medresesi, Seyidgazide Sultan Süleyman Medresesi, Trabzonda Sultan Selim Han Medresesidir.

168

Bu medreseler, İbrahim Paşa Medresesi, Efdaliye Medresesi, Şahkulu Medresesi, Hayraboluda Rüstem Paşa Medresesi, Hüsrev Paşa Medresesi, Medine-i Münevvere de Sultan Kayıtbay Medresesi, Nişancı Mehmed Paşa Medresesi gibi medreselerdir. Medreseler hakkında detaylı bilgi için bkz. Baltacı, 2005, I- II.

169 Bu medreseler, Mihr-i Mah Sultan Medresesi, Aişe Sultan Medresesi ve Valide Sultan Medresesidir. 170

Bu medreseler, Süleymaniye Medresesi, Sahn Medresesi, Edirnede Sultan Selim Medresesi, Darülhadis Süleymaniye Medresesi, Ayasofya Medresesi, Burusada Sultan Orhan Gazi Medresesi ve Şehzâde Medresesidir.

171 Bu medreseler, Davud Paşa Medresesi, Murad Paşa-yı Atik Medresesi, Koca Mustafa Paşa Medresesi,

İsmetî Efendi'nin (M. 1663-1665) ikinci defterinde 35 mülâzımın Dâhil Statülü Medreselerden mesleğe girdiği tespit edilmiştir. Bu medreselerden 4 tanesi hanım sultanlar tarafından yapılan medreselerdir.172

Geriye kalan 31 mülâzım ise padişahlar tarafından yapılan medreselerden muîd olmuştur.173

24 mülâzım ise Hâric Statülü medreselerden muîd olmuştur.174 Büzürg Abdürrahimzâde Mehmed Efendi'nin (M. 1665-1666) defterinde 24 mülâzımın Dâhil Statülü Medreselerden muîd olduğu tespit edilmektedir. Bu mülâzımlardan 2 tanesi Valide Sultan Medresesinden muîd olmuştur. Geriye kalan 22 mülâzım ise padişahlar tarafından yaptırılan medreselerden muîd olmuştur.175

Bu defterde 9 mülâzım ise Hâric Statülü Medreselerden muîd olmuştur.176 Yukarıda XVII. yüzyıl ortalarına denk gelen defterler incelenmiş ve incelemeler neticesinde Hâric Statülü Medreselerden Dâhil Medreselerine göre daha fazla muîd alındığı tespit edilmiştir. Bu durumun ortaya çıkmasında, XVI. yüzyıl sonlarından itibaren Osmanlı Devlet yönetiminde meydana gelen değişmelerin önemli bir payı olduğu söylenebilir. Çünkü zikredilen dönemden itibaren yönetimde özellikle paşaların ve harem ağalarının ön plana çıkması beraberinden Hâric Statülü Medreselerin de önemini arttırmıştır. Yine bu dönemde yönetimde ön planda olan hanım sultanların medreselerinin de önem kazandığı tespit edilen verilerden hareketle söylenebilir.

Aşağıda XVI. ve XVII. yüzyıllarda muîdlik yolu ile gerçekleşen mesleğe girişlerdeki değişim karşılaştırılacaktır.

XVI. yüzyılda muîdlik yolu ile gerçekleşen mülâzım kayıtlarının % 11,05- % 40,12 oranları arasında değişiklik gösterdiği görülmektedir. Bunun yanında XVI. yüzyılda mülâzemet yollarına ait verilerden hareketle muîdlik yoluyla ilmiyyeye girişlerdeki oranın yüzyılın sonlarına doğru % 13'den % 40'a doğru yükseldiği görülmektedir. Bu artışta yukarıda zikredilen durumun payı olduğu açıktır. 177

Medresesi, Kalenderhane Medresesi, Rüstem Paşa Medresesi, Zal Paşa Medresesi gibi medreselerdir. Medreseler hakkında detaylı bilgi için bkz. Baltacı, 2005, I-II.

172

Bu medreseler, Valide Sultan Medresesi, İsmihan Sultan Medresesi, Haseki Sultan Medresesidir.

173 Bu medreseler, Süleymaniye Medresesi, İstanbulda Sultan Selim Medresesi, Sahn Medresesi,

Ayasofya Medresesi, Darülhadis Süleymaniye Medresesi, Şehzâde Medresesidir.

174

Bu medreseler, Hakaniye Medresesi, Koca Mustafa Paşa Medresesi, Rüstem Paşa Medresesi, Gazanfer Ağa Medresesi, Piri Paşa Medresesi, Muid Ahmed Efendi Medresesi, Davud Paşa Medresesi gibi medreselerdir. Medreseler hakkında detaylı bilgi için bkz. Baltacı, 2005, I-II.

175 Bu medreseler, Şehzâde Medresesi, Sahn Medresesi, Darülhadis Süleymaniye Medresesi, Sultan Selim

Medresesi, Süleymaniye Medresesi, Ayasofya Medresesi, Burusa Sultan Orhan Medresesi, Sultan Ahmed Medresesi, Sultan Murad Medresesidir.

176 Bu medreseler, İsa Beğ Medresesi, Gazanfer Ağa Medresesi, Zekeriya Efendi Medresesi, Koca

Mustafa Paşa Medresesi , Rüstem Paşa Medresesi, Nişancı Paşa-yı Cedid Medresesi, Mahmud Efendi Medresesidir. Medreseler hakkında detaylı bilgi için bkz. Baltacı, 2005, I-II.

177

XVII. yüzyılda muîdlik yolu ile gerçekleşen mülâzım kayıtlarının oranı ise: H. 1042-1045 (M. 1633-1635) yılları aralığında otuz aylık süreyi kapsayan defterde % 18,38 oranıyla 132 kişi, H. 1045-1046 (M. 1635/36-1637) yıllarına ait 16 ayı kapsayan defterde % 36,58 oranıyla 30 kişi, H. 1051-1054 (M. 1641-1644) tarihlerine ait 34 aylık süreyi kapsayan defterde % 40,78 oranıyla 104 kişi, H. 1054-1055 (M. 1644-1645) tarihli 19 aylık süreyi kapsayan defterde % 70,48 oranıyla 160 kişi, H. 1069-1071 (M. 1658-1661) tarihli 28 aylık süreyi kapsayan defterde % 58,82 oranıyla 61 kişi, H. 1074- 1075 (M. 1663-1665) tarihli kayıtlarında 20 aylık süreyi kapsayan defterde % 59,66 oranıyla 71 kişi, H. 1075-1077 (M. 1665-1666) tarihli 17 aylık süreyi kapsayan defterde % 33,62 oranıyla 39 kişi muîdlik yolu ile mesleğe giriş yapmıştır.

XVI. ve XVII. yüzyılın muîdlik yolu ile mesleğe giriş oranları karşılaştırıldığında XVII. yüzyılda muîdlik yolunun mülâzemet yolları içerisinde ciddi bir oran teşkil ettiği görülmektedir. Şöyle ki XVI. yüzyılda muîdlik yolunu kullanarak gerçekleşen ilmiyyeye girişlerin oranı en fazla % 40,12 iken, XVII. yüzyılda bu oran % 70,48 oranına çıkmıştır. Buradan çıkan sonuçla şöyle yorum yapılabilir; XVII. yüzyıldan itibaren mesleğe giren mülâzımların çoğunun muîdlik yoluyla mesleğe girmeleri, XVI. yüzyıla nazaran mülâzemet sisteminin istenilen düzeye doğru evrildiğini gösterdiği gibi medrese sayısındaki artışa da işaret edilebilir.

Benzer Belgeler