• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

2.3. Mülâzemet Yolları

2.3.1. Fetvâ Eminliği

Meşihat makamında Şeyhülislamdan sonra gelen en rütbeli amir olan Fetvâ Emini, fetvâların hazırlanması hususunda görevli idi.126 Fetvâ Eminleri, Şer'i meselelerde ihtisas sahibi kişiler arasından seçilmekte olup özellikle XVI. yüzyılda Şeyhülislamların ehemmiyetlerinin artmasına paralel olarak Fetvâ Eminlerinin de ehemmiyeti artmış, zamanla fetvâ dairesi vücuda getirilmiştir.127

Fetvâ Eminliği ilk olarak Zenbilli Ali Efendi'nin şeyhülislamlığı döneminde kurulmuş olup zamanla zikredilen ehemmiyetine bürünmüştür.128 Şeyhülislamların, Fetvâ emanetinden her altı ayda bir mülâzım vermesi ise mülâzemet sistemi içerisinde bir kural olarak yerini almıştır.129

XVII. yüzyıl için belirlenmiş olan defterlerden Hocazâde Abdullah Efendi'nin (M. 1633-1635) defterinde yukarıda belirtilen her altı ayda bir mülâzım verilmesi kuralının devam ettiği görülmektedir. Bu defterde fetvâ eminliği yolu ile mesleğe giren üç kişinin mesleğe girdiği tarihler belirtilmiş ve altı ay süresine vurgu yapılmıştır. Bu yol ile mesleğe giren ilk mülâzımın tarihi 1043 muharremi gurresidir, ikinci mülâzımın tarihi 1043 cemaziyel-ahiridir ve bu kişinin yanında 1043 muharremi gurresinden altı

ay tamamına dek yazmakta ve bu süre sonunda mülâzım olacağı belirtilmektedir.

Üçüncü mülâzımın ise 1043 recebinde 1044 muharremi gurresine gelince mesleğe girmesi hususunda bilgi mevcuttur.130 Dolayısıyla birinci defterde altı ayda bir mülâzım alınması kuralının devam ettiği görülmektedir. Nuh Efendi'nin (M. 1635/1636-1637) defterinde de işaret edilen altı ay kuralı devam etmektedir. Bu defterde fetvâ eminliği yolu ile mesleğe giren ilk kişinin yanında 1044 muharremi gurresinden 1044 recebi

gurresine gelince mülâzım olması gerektiği belirtilmektedir. Diğer iki mülâzım

kaydının hemen önünde ise "kırk beş cemaziyel-evvelisi ahirine gelince emanet-i fetvâ

ve hizmet-i iâdeden dört kişinin Hocazâde Abdullah Efendi zamanına müsadıf olub lakin deftere kayıt olunmayub ve her altı ayda emanet-i fetvâ ve hizmet-i iâdeden birer mülâzım alınmak kanun-ı kadim olmağla tarih-i merkumdan kırk altı recebine

126 Akgündüz, 2002 , s.206. 127 Uzunçarşılı, 2014,s.202. 128 Akgündüz, 2002 , s.206-207. 129 İpşirli, 2002, s.140-143. 130 MA, RKR, 201/204.

gelince...." şeklinde bir yazı bulunmaktadır. Bu iki kişinin Hocazâde Abdullah Efendi

zamanında kayıt edilmemesi sebebiyle bu dönemde deftere ilave edileceği belirtilmiş ve mesleğe girişlerin her altı ayda bir olması gerektiğine vurgu yapılmıştır.131

Muîd Ahmed Efendi'nin (M. 1641-1644) defterinde 5 kişinin fetvâ eminliği yolunu kullanarak mesleğe girdiği görülmektedir. Dört mülâzımın yanında tarih olarak 1050

muharreminden 1052 muharremine gelinceye dek her altı ayda bir mülâzım alınması

hususunda bilgi bulunmaktadır. Defterin sınırları H. 1051-1054 yılları arasında olduğu için bu dört kişiden sadece üçü değerlendirmeye alınmıştır. Dolayısıyla iki kişinin mesleğe giriş tarihi 1051 muharrem ve 1051 cemaziyel-ahir, bir kişinin giriş tarihi 1052 muharrem olarak kayıt edilmiştir. Bu defter içerisinde fetvâ eminliği ile mesleğe giren 2 kişinin 1052 muharreminden 1053 muharremine gelince mülâzım olduğu belirtilmektedir.132 Dolayısıyla üçüncü defterde de her altı ayda bir kuralının devam ettiği görülmektedir. Mehmed İsmetî Efendi'nin (M. 1658-1661) birinci defterinde 5 kişinin fetvâ eminliği yolu ile mesleğe girdiği görülmektedir. Bir mülâzımın 1069 saferi

aşerinden 1069 şabanı aşerine gelince, bir mülâzımın 1069 recebi gurresinden 1070 muharremi gurresine gelince, bir mülâzımın 1070 muharremi gurresinden gurre-i recebe gelince, bir mülâzımın 1070 recebi gurresinden 1071 muharremi gurresine, bir

mülâzımın da 1071 muharremi gurresinden gurre-i recebe gelince mülâzım olarak kayıt edildiği görülmektedir.133

Dolayısıyla bu defterde de her altı ayda bir kuralının devam ettiği görülmektedir.

Mehmed İsmetî Efendi'nin (M. 1663-1665) tarihli ikinci defterinde 4 kişinin fetvâ eminliği yolu ile mesleğe girdiği tespit edilmektedir. Bir mülâzımın 1073 şevvali

gurresinden 1074 rebiulahiri gurresine gelince, bir mülâzımın 1074 rebiulahiri gurresinden gurre-i şevvale gelince, bir mülâzımın 1074 şevvali gurresinden 1075 rebiulevveli gayetine gelince, bir mülâzımın da 1075 rebiulahiri gurresinden sene-i mezbure ramazanı gayetine gelince mülâzım olduğu hususunda bilgiler mevcuttur.134

Bu durum altı ayda bir mülâzım alımı kuralının korunduğunu göstermektedir. Büzürg Abdürrahimzâde Mehmed Efendi'nin (M. 1665-1666) defterinde toplam 2 kişinin fetvâ eminliği yolunu kullanarak mesleğe giriş yaptığı görülmektedir. Bir mülâzımın 1075

şevvali gurresinden 1076 rebiulevveli gayetine gelince, bir mülâzımın 1076 rebiulahiri gurresinden sene-i mezbure ramazan ayına gelince mülâzım olduğu belirtilmektedir.

131 MA, RKR, 202/25. 132 MA, RKR, 204/27. 133 MA, RKR, 213/36. 134 MA, RKR, 213/36.

Dolayısıyla XVI. yüzyılın ikinci yarısında her altı ayda bir mülâzım alınmasına yönelik kuralın XVII. yüzyılda da uygulanmaya devam edildiği görülmüştür.

Aşağıda XVI. ve XVII. yüzyıllarda fetvâ eminliği yolu ile gerçekleşen mesleğe girişlerdeki değişim karşılaştırılacaktır:

XVI. yüzyıldaki verilerden hareketle, Fetvâ eminliği yolu ile mesleğe girişlerin en düşük % 0,8 ile en fazla % 6,38 oranlarında seyrettiği görülmektedir.135

XVII. yüzyılda ise Fetvâ eminliği yolu ile mesleğe girişler şöyledir: H. 1042- 1045 (M. 1633-1635) yılları aralığında otuz aylık süreyi kapsayan defterde % 0,41 oranıyla 3 kişi, H. 1045-1046 (M. 1635/36-1637) yıllarına ait 16 ayı kapsayan defterde % 3,65 oranıyla 3 kişi, H. 1051-1054 (M. 1641-1644) tarihlerine ait 34 aylık süreyi kapsayan defterde % 1,96 oranıyla 5 kişi, H. 1054-1055 (M. 1644-1645) tarihli Karaçelebi-zâde Mahmud Efendi'ye ait 19 aylık sürede 0 kişi, H. 1069-1071 (M. 1658- 1661) tarihlerinde 28 aylık süreyi kapsayan defterde % 4,9 oranıyla 5 kişi, H. 1074- 1075 (M. 1663-1665) tarihli kayıtlarında 20 aylık sürede % 3,36 oranıyla 4 kişi, H. 1075-1077 (M. 1665-1666) tarihli 17 aylık kayıtları içeren defterde % 1,72 oranıyla 2 kişi fetvâ eminliği yoluyla mesleğe girmiştir.

XVI. ve XVII. yüzyıllarda fetvâ eminliğinden gerçekleşen mülâzım oranları

karşılaştırıldığında, yukarıda görüldüğü üzere XVII. yüzyılda bu mülâzemet yolundan mesleğe girişlerin payının arttığı görülmektedir. Ancak bu oranlar XVII. yüzyıl içerisinde her ne kadar artış gösterse de, diğer yollardan girişler kadar etkin değildir.

Benzer Belgeler