• Sonuç bulunamadı

2.5. Suya dayalı Rekreatif Etkinliklerin Sınıflandırılması

2.5.2. Su İçinde Yapılan Rekreatif Etkinlikler

2.5.2.1. Yüzme

Yüzme, su üstünde kalabilme ve hareket edebilme sanatıdır ve suya dayalı rekreatif etkinlikler arasında en çok bilineni ve yapılanıdır. Yüzme maliyet açısından diğer bütün suya dayalı rekreatif etkinliklerden daha ucuz ve her yaştan bireyin yalnız veya başkaları ile yapabileceği rekreatif veya sportif bir etkinliktir (Tanrıvermiş, 2000, s. 89–90).

İnsanoğlunun yüzme becerisi ile ilgili kalıntılar MÖ 4000 yılına kadar uzanmaktadır. Libya çölünün Sori vadisinde bulunan kalıntılarda insanların günümüz kurbağalama stilinin çok benzeri bir teknikle yüzdükleri görülmektedir (Bozdoğan, 2003, s. 13–14; Rosenstein, 2001, 228–229). Bunun yanı sıra Babil döneminden kalan kabartmalardan ve Asurlulardan kalan çizimlerden de insanların yüzme ile olan ilişkileri görülmektedir. Günümüz İtalya ve Yunanistan sınırları içerisinde de günümüze kadar gelebilen çizimler ve kabartmalar bulunmaktadır68.

Özellikle eğitimli üst sosyal statüye sahip Eski Yunanlıların ve Romalıların hoşlandıkları etkinliklerin başında yüzme gelmekteydi. Yüzmenin bu halklar için önemini vurgulayan bazı atasözleri ve aşağılama ifadeleri aşağıda verilmiştir (Sweet ve Segal, 1987, s. 161–163):

 “O ne yüzmeyi ve ne de yazmayı bilir. ”Atinalılar arasında söylenen bu söz, insanların bu becerileri çocuklukta öğrenmeleri gerektiği beklentisini ifade etmektedir.

 Plato tarafından aktarılan bir atasözü ise, “Bu aptal insanlar atasözünün dediği gibi okumayı ve yüzmeyi bilmemelerine rağmen kendilerini bilge olarak adlandırıyorlar.”

Aralarında Mısır, Fenike, Roma ve Yunan medeniyetlerinin de bulunduğu birçok eski uygarlığın halkları yüzmüştür. Sportif olarak ilk yüzme yarışmalarına 1790 yılında İngiltere’de yapıldığı iddia edilse de Japonların 2000 yıl önceye kadar giden bir gelenekle yüzme yarışmaları düzenledikleri belgelerden anlaşılmaktadır. Bu dönemde İmparator GoYoozei okul çocuklarının sadece yüzme öğrenmelerini değil, düzenli olarak yüzme yarışmaları düzenlenmesini de emretmiştir. 1800’lü yılların başlarına kadar düzenli olarak okul yarışmalarının düzenlendiği bilinmektedir66.

Bir rivayete göre ise Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman’ın babası Ertuğrul, henüz aydınlığa kavuşmamış bir tarihte, babası Süleyman Şah ve iki kardeşi Sungur Tekin ve Gündoğdu ile birlikte küçük Asya’ya gelir. Uzun yıllar burada kaldıktan sonra doğdukları

68

ülkeye geri dönmeye karar verirler. Ancak Süleyman Şah Fırat Nehri’ni geçmeye çalışırken boğulur (Mantran, 1995, s. 17–18).

Eski çağlarda insanlar kendilerine gıda temin etmek, kendilerini yabani hayvanlardan korumak ve savaşlarda üstünlük sağlamak amaçlarıyla ilkel şekillerde yüzmüşlerdir. Askeri anlamda üstünlük sağlamak amacıyla Yunan ve Roma kültürlerinde bireylere çocukluk çağlarından itibaren yüzme becerisi kazandırılmaya çalışılmıştır. Romalılar ise özellikle su altından ilerleyerek düşman gemilerini batırmakla ün salmışlardır (Bozdoğan, 2003, s. 13).

Türk halklarının daha orta Asya’dan göç etmeden önce çeşitli su ortamlarında yüzdükleri belirlenmiştir. Londra’da bulunan British Museum’da bulunan bir kabartmadan Uygur Türklerinin yüzme yarışmaları düzenledikleri anlaşılmaktadır (Tanrıvermiş, 2000, s. 91). Osmanlı İmparatorluğunun sınırlarının denizlere ulaşmasıyla Türk halklarının da suya ait becerileri ve kültürel birikimleri artmıştır. Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde Kâğıthane Şenlikleri’nde yüzme yarışmaları düzenlendiğini yazmıştır (Urartu, 1994, s. 9–10).

Birçok kültür ve medeniyet için yüzme önemli bir etkinlik olarak kabul edilmiştir. Örneğin, Musevilerin kutsal kitabının bir bölümünde “Bir baba oğluna yüzmeyi öğretmekle yükümlüdür” ibaresi geçmektedir (Katz ve Cohen, 1993, s. 201). İslam dininde de Hadis-i Şerifte Hz. Peygamberin babanın evladına öğretmesi gerekenler arasında yüzmenin de yer aldığı belirtilmektedir69.

Yüzmenin önemi nedeniyle insanlara su sporlarını özendirme amacıyla Vakit ve Cumhuriyet gazeteleri de özellikle Moda-Suadiye arasında yüzme yarışmaları düzenlemiştir (Özmaden, 2006, s. 13).

Yüzme Antik Olimpiyat Oyunları’nda yer almamış, ilk kez 1896 Atina Olimpiyat Oyunlarına dâhil olmuştur70.

Yüzmenin sportif bir dal olmasının bu kadar geç gerçekleşmesinin başındaki temel neden yüzmenin o dönemlerde bir seyir sporu olarak tasarlanmış olmamasıdır (Tanrıvermiş, 2000, s. 92). Bu nedenle modern anlamdaki ilk yüzme hareketinin 1837 yılında Londra’daki havuzlarda başladığı söylenebilir (Bozdoğan, 2003, s. 14). Avrupa Kıtası’nın yüzme spor dalında gelişim açısından geç kaldıklarının en iyi kanıtı ise Havai’li sörfçü Duke Kahanamoku’nun 1912 yılında İsveç’in Stockholm kentinde düzenlenen Yaz olimpiyatlarında yüzme dalında 100 m serbestte altın madalya kazanmasıdır38 (Jennings, 2007, s. 95–98).

Yüzme birçok farklı su ortamında yapılabilir. Irmaklar, nehirler, göller, denizler yüzme için uygun ortamlar sağlayabilmektedirler. Barajlarda dahi gerekli güvenlik önlemlerinin alınması ile yüzmeye izin verilebilir. Ancak ülkemizde Dangerfield’ın da önerdiği gibi kıyı 69 sorusor.diyanet.gov.tr , 09.03.2011 70 www.fina.org, 06.03.2011 38 www.isasurf.org, 12.03.2011

şeridi uygun olmayan su ortamlarında planlamalar ve düzenlemeler yapılmaksızın barajlarda yüzmek yasaklanmıştır (Tanrıvermiş, 2000, s. 94).

Yüzme hala dünyanın en çok katılım gösterilen suya dayalı rekreatif etkinliklerindendir. Sportif açıdan da neredeyse her ülkeden yarışmacının katılım gösterdiği ender bir spor dalıdır (Wilkie ve Juba, 1996, s. Numarasız).

Antalya’nın Kemer ilçesinde tatil yapan turistlerin rekreasyon ve animasyon faaliyetleri hakkındaki görüşlerinin incelenmesi hakkında 2004 yılında 261 turistin katıldığı bir araştırmada, turistlerin tercih ettikleri rekreatif etkinliklerin başında yüzme ve güneşlenme (%44.1) gelmektedir (Borhan ve Erkmen, 2009, s. 20–21). Turistlerin farklı ülkelerden geldikleri göz önünde tutulursa, insanların rekreatif anlamda yüzmeye verdikleri değer daha iyi anlaşılmaktadır.

Günümüzde rekreatif anlamda yüzmek, gelişen yaşam koşulları ile beraber yürüyüş yapacak bir ortam bulabilecek kadar kolay hale gelmiştir. İnsanlar yaz-kış fark etmeksizin yüzmeye olanak sağlayan açık veya kapalı havuzlarda yüzebilmektedir (Orhan, 2006, s. 1). Dahası günümüzde insanlar gelir seviyelerinin artmasıyla beraber evlerine yüzme havuzları inşa ettirmektedir. Bunun yanında bazı üretici firmalar gelişen teknoloji sayesinde koşu veya yürüyüş için nasıl koşu bandı üretildiyse yüzme için debileri ayarlanabilir yüzme tankları üretmekte ve pazara sunmaktadırlar.

Kesin veriler ortaya koyan çalışmalar bulunmasa da ülkemizin deniz kıyılarının uzun olması ve iç sular anlamında da çok zengin olması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının en temel su etkinliği olarak kabul edilebilecek yüzmede beceri seviyesinin yüksek olması beklenir. Yüzme insana sağladığı faydalara ve gelişmeler ile kolay ulaşılır olmasına rağmen Turgut (2011, s. 4) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yüzme becerisinin yetersiz olduğunu iddia etmektedir.

Yüzme havuzları insanların su ve ortam sıcaklığını kontrol altında tutarak yüzme için elverişli koşulları oluşturabilmesini sağlar. Ülkemizde açık veya kapalı bütün yüzme havuzlarının kontrolü ve denetimi Sağlık Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Yüzme Havuzlarının Tabi Olacağı Sağlık Esasları ve Şartları Hakkında Yönetmelik ve Ekleri (Resmi Gazete Tarihi/ Sayısı: 06.03.2011/ 27866) ile yüzme havuzu suyunun taşıması gereken kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik özellikler ile can güvenliği de dâhil olmak üzere yüzme havuzlarının işletilmesine dair şartlar belirtilmiştir.

Yüzme etkinliğinin havuzlarda sağlıklı olarak yapılabilmesi için katılımcı kapasitesi hesaplanarak havuzların hizmete sunulması gerekir. Modern anlamda yapılan kent planlamalarında kişi başı yıllık kullanma sayısı hesaplanarak 30,000 ile 80,000 arasında her nüfus için bir kapalı yüzme havuzu; her fazladan 100,000 nüfus için de bir kapalı yüzme

havuzu hedeflenmelidir (Gündoğdu, 2007, s. 2). Farklı bir hesaplama sistemine göre ise standartlar aşağıdaki Tablo 2.11’de kısaca verilmiştir:

Tablo 2.11. Farklı Su Ortamlarının Kullanımı İçin Önerilen Standartlar

Su Ortamı Kişi Başına Gerekli

Ortalama Alan

10,000 m2’yi aynı anda kullanabilecek kişi sayısı

10,000 m2’ye günlük düşen kullanıcı sayısı

Açık Havuzlar (1 m2

su alanı/kullanıcı 5–10 m2 1000–2000 2000–5000

Göl Plajları (su alanı

hariç) 5–15 m2 650–2000 1300–5000

Gölet Plajları (2–4 m2

su alanı/kullanıcı 10–20 m2 500–1000 1000–2500

Kaynak: Baud-Bovy ve Lawson, 1998, s. 58

Uluslararası Yüzme Federasyonu (Federation Internationale de Natation-FINA) sportif yüzme faaliyetlerinin yürütülmesini sağlayan çatı kuruluşudur. Ülkemizde ise yüzme sporu faaliyetleri Türkiye Yüzme Federasyonu tarafından yürütülmektedir. FINA tarafından yapılan yüzme yarışma sınıfları Tablo 2.12’de verilmiştir.

Tablo 2.12. Yüzme Yarışma Sınıfları70 Şampiyona Türü Serbest (m) Sırtüstü (m) Kurbağalama (m) Kelebek (m) Karışık (m) Olimpiyatlar (Kadın ve Erkekler) 50, 100, 200, 400, E:1500 K: 800 100, 200 100, 200 100, 200 B: 200, 400 T: 4x100 Dünya Şampiyonası 50, 100, 200, 400, 800, 1500 T: 4x100, 4x200, 50, 100, 200 50, 100, 200 50, 100, 200 B: 100, 200, 400 T: 4x100 Dünya Şampiyonası (25m) 50, 100, 200, 400, T:4x100,4x200 50, 100, 200 50, 100, 200 50, 100, 200 B: 100, 200, 400 T: 4x100 B: Bireysel, T: Takım

Yüzme sporu ile olan ilişkileri nedeniyle atlama, su topu, senkronize yüzme dalları da hem uluslararası hem de ulusal yapılar içerisinde aynı örgütler tarafından temsil edilirler ve faaliyetleri bu örgütler tarafından yürütülür.

Paletli Yüzme: Paletli yüzme terimi kas gücünün kullanılarak ayağa giyilen paletler

yardımıyla su üzerinde veya altında bütün beden hareketiyle öne doğru ilerlemeyi sağlayan yüzme sınıfını tarif eder (Rosenstein, 2001, s. 58).

Paletli yüzme bir spor olarak 1960’lı yıllarda çift palet ile normal yüzme tekniği olarak ortaya çıkmıştır. Çift paletten sonra tek paletin (monopalet) icat edilmesiyle yunus balığının hareketine benzer bir teknik kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde paletli yüzmede hem tek (mono) palet, hem de çift palet müsabakalarda farklı sınıflarda kullanılmaktadır. Bu teknikler

70

mono palette, su üstü, dip ve tüplü olarak üç kategoriye ayrılırken; çift palette serbest yüzme şeklindedir. Paletli yüzme sporu zor ancak, eğlenceli bir spor dalıdır. Spor, bu spor dalına özgü sporcunun ayaklarını birbirinden ayırmayan fiberglastan imal edilmiş, geniş yüzeyli, tek parça bir palet ile yapılmaktadır. Diğer yüzme tekniklerinden çok farklı olan bu sporun teknik hareketi, bir yunusun suda süzülüşünü andırmaktadır71.

Paletli yüzmede amaç sporcunun kendi kas gücü ile en hızlı şekilde ileri gitme hareketini sağlayacak hareketi uygulamasıdır. Bu spor dalında sporcular saniyede 3.08 metre gibi bir hıza ulaşırlar ki, bu süre 50 metre mesafede dünya klasmanı yüzücülerinin derecelerinden altı saniye daha hızlı bir sonuca tekabül eder. Yüzme havuzlarında yapılacak paletli yüzme yarışmaları için en az 1.80 m derinliğinde uzun kulvar yüzme havuzuna ihtiyaç duyulur. Açık sularda yapılan yarışmalarda katılımcıların belirlenen standartlara uygun neopren elbiseler giymelerine izin verilir (Rosenstein, 2001, s. 60–61).

Tek palet spor dalında spora özgü plastik bir şnorkel kullanılır. Şnorkel üzerinde bulunan yay biçimindeki metale bağlı bir lastik aracılığıyla sporcunun alnına takılmaktadır. Bu sistem hem normal bir şnorkelin sürtünmeden dolayı sebep olacağı dezavantajı ortadan kaldırır, hem de gözlük veya maske takılabilmesine olanak sağlar. Yarışmalarda kullanılan şnorkellerin ölçüleri önem taşımaktadır. Şnorkelin kalınlığı 19–23 mm arası, yüksekliği ise en fazla 48 cm olmalıdır. Maalesef ülkemizde malzemelerin üretimi yeterli değildir ve ithal malzemeler oldukça pahalıdır71.